17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24 KASIM 1987 f HABERLER CUMHURİYET/9 M87'YEDOĞR DlYDUK/GÖRDlK YALÇM PEKŞEN Avrupa Parlamentosu heyeti Türkiye'de HADt ULUENGİN BRÜJtSEL 29 kasım seçimlerine "gözlemci" sıfatıyla katılmak için, 10'u miUetvekili olmak uzere inni iki kişiden oluşan, Avrupa Par•amentosu heyeti bugün Turkiye'ye geliyor. Heyetin hazırlayacağı rapor, bundan böyle Ankara Bruksel ilişkilerinin "normalleşmesinde" önemli rol oynayacak. Belçikalı liberal parlamenter Lnc Beyer'ın başkanlık edeceği heyet. Ankara ve İstanbul'da önemli temaslar gerçekleştirdikten sonra 2 aralıkta yurdumuzdan aynlacak ve Türkiye'deki son siyası gelişmelere ilişkin raporu AT danışma organına sunacak. Söz konusu rapor, 12 Eylul raüdahalesinden bu yana Türkiye ile ilişkileri "normalkştirmemekte" direnen Avrupa Parlamentosu'nun seçimler ertesinde Ankara'ya karşı belirleyecefi yeni tavrın "mihenk taşını" oluşturacak. AT Strasbourg organındaki çeşitli siyasi eğilimlerden 10 mületvekilinin oluşturduğu ve "Türkiye ile temas gnıbu" adını taşıyan heyetin seçimler öncesinde ve sonrasında görüşeceği şahsiyetler arasında; Başbakan Turgut Özal, Ortak Pazar ışlerinden sorumlu DeUet Bakanı Ali Bo/er, ANAP, SHP, DYP ve DSP lideri, Türkİş ve eski DtSK temsilcileri, işveren KUruluşlarının yöneticileri, İnsan Haklan Derneği üyeleri, gazeteciler ve gözaltındaki TKP ve T t P liderlerinin avukatları olacak. Heyet, aynca Ankara'daki AT temsilciliğinin gerekli gördüğü kişi ve kuruluşlarla da bir araya gelecek. Bruksel ve Strasbourg'daki gözlemcilere göre 10 AT milletvekilinin Turkiye'de gerçekleştireceği temaslar ve bunlardan çıkaracakları sonuclar, 12 Eylül ertesinde Ortak Pazar kurumlan arasında Ankara'ya karşı en uzlaşmaz tutumu almış olan Avrupa Pariamentosu'nun bundan böyle Türkiye'ye1 karşı izleyeceği siyasette büyük etken oluşturacak. TKP ve TİP liderlerinin gözaltına alınmalanndan sonra, biraz bu olayın "gölgesinde" geçecek olan ziyaretin nasıl bir sonuç vereceğini şimdiden tam olarak kestirmek ise zor Ote yandan, diplomatik gözlemcilere göre, söz konusu yeni olumsuz etkene rağmen, Avrupa Pariamentosu'nun bu aşamadaki esas yaklaşımı, ilişkilerin "kurumsal" olarak normalleştirilmesi. Seçimleri izleyecekler Fatih'in II. İstanbul seferi... Cennette canı sıkılan Fatih Sultan Mehmet İstanbul'u yeniden görmek, aksaklıkları düzeltmek istedi... Tann duasını kabul etti, İstanbul'a ikinci bir sefer daha yaptı. Fakat bu kez fetih kolay olmayacaktı... F I KUirnJUiAK DSP Genel Başkanı demokratik sol ittktann yolunu acabHmek için ilk toşulun SHP'den kurtulmak oiduğunu söyledi ve "Bunun da ük çarea ANAPSHP işbirfiğiyle kurulan tuzağa iosini duşurmektir" dedi. ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) Türk halkının sandık başına gitmek için hazırlandığı şu sıralarda, dünyanın bellibaşlı gazete ile radyo ve televizyon kurumlanndan gelen yabancı basın mensupları, pazar günü yapılacak seçimleri izlemek için Ankara'ya akın etmeye başladılar. Türk siyasetini yakından izleyen yabancı gazetecüer arasındaki yaygın kanı, Başbakan Turgut Özal'ın liderliğindeki ANAP'ın, 29 Kasım'dan sonra tekrar iktidara geleceği doğrultusunda, Seçimleri izlemek üzere son günlerde Turkiye'ye gelen gazetecilerin bağü olduklan yayın organları arasında, Kanada'nın "Globe and Mail" gazetesi ve Kanada Yayın Kurumu "CBS", ABD'nin Baltimore kentinin Baltimore Sun gazetesi, lngiltere'nin Times, Sunday Telegraph ve Sunday Times gazeteleriyle, tngiliz Yayın Kurumu BBC bu \abancı gazetecîlerin favorisi ANAP ANAP'la SHP seçim tuzağına düşecek DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit, Karabük ve Zonguldak'ta yapîığı konuşmalarda, SHP'nin özal'la anlaşarak millet iradesini Meclise yansıtmayacak Seçim Yasası'nı çıkarttığını ileri sürdü. Ecevit, "Bu seçim sistemi tam bir piyango. tnşallah millet iradesine kazdıkları bu tuzağa ANAP'la SHP beraber düşecektir" dedi. SÜLEYMAN SARILAR ZONGULDAK DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit, Karabuk ve Zonguldak'ta yapıığı konuşmalarda yine SHP ile Erdal tnönü'yü eleştirdi. SHP'nin Özal'la anlaşarak millet iradesini Meclise yansıtmayacak Seçim Yasası'nı çıkarttığını öne süren Ecevit, "Bu seçim sistemi tam bir piyango, tam bir kumar, loto, secim loto... tnşalUh millet iradesine kazdıklan bu tuzağa ANAP'la SHP birlikte düşecektir" dedi. Karabük'teki konuşraasında bugün işçi haklannın 1923 yılındaki seviyesinden daha geri olduğunu öne süren Ecevit, 1980 yıhnda yapılan kısıtlamaJara rağmen enflasyonun düşmediğini belirterek. "Demtk ki enflasyon, işcilere verilen haklardan kaynaklaomıyormuş" dedi. Ecevit, KİT'lerin özal tarafından yabanalara "peşktş" çekileceğini iddia ederken de, "Özal, adamlannı Avnıpa'ya gönderiyor. El altından devlet sektörierinin satışını pazarbyor. Kimseye de bilgi vermiyor" diye konuştu. Helikopterle saat 14.00'te Zonguldak'a gelen Ecevit, "Karaoglan" ve "Başbakan Ecevit" sloganlarıyla karşılandı. Kamyonet Uzerine kurulan kürsUden hitap eden DSP Genel Başkanı, Seçim Yasası konusunda Inönü ile özal'ın anlaştığını öne sürerek şöyle dedi: "Bu seçim sistemiyle bir parti oylann yüzde 24'ünii alarak tek başına iktidara gelebilir. Yüzde 24 oy alan bir başka parti ise Meclise hiç milletvekili sokamaz. Bu seçim sistemi tam bir piyango, tam bir kumar, loto, seçim loto... ANAP'la SHP anlaşarak DVT'yi ve DSP'yi saf dışı bırakmak icin bu secim sistemini getirdiler. Ama kime niyet kfme kısmet, belli olmaz. Erbakan ve Türkeş, iktidara gelmekten soz ediyof, Bu seçim sistemi ile mümkündür. tnşallah. millet iradesine kazdıklan bu tuzağa ANAP'la SHP birlikte düşecektir." EcEVİT KARABÜKZONGULDAKTA ~~ lunuyor. Hafta sonu yaklaştıkça Ankara'ya, Avrupa'nın değişik ülkelerinden gelen gazetecilerin sayısının artması bekleniyor. Beklenenler arasında, Yunan, Federal Alman, Hollandalı ve Fransız gazetecüer bulunuyor. Başbakanlık Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü, yabancı gazeteciler için Ankara 1 nın Best Oteli'nde bir basın merkezi kuruyor. Turkiye'de çalışan Economist dergisi ve Obstrver gazetesinin Ankara muhabiri Kenneth Mackenzie, genel görüşü yansıtarak şunları söyledi: "Başbakan Ozal'ın bu seçiraierde bekledifi rahal çoğunluğu sJanuunası, benim için büyük bir surpriz olur. Yani ANAP'ın kazanmasını kuvvetli bir olasılık olarak görüyonım. Tabii Avrupa açısından önemli olan, Başbakan Özal'ın seçimi kazanmasından sonra uygulayacagı politikadır." 10 yıl önce demokratik sol oyların oranının yüzde 42 olduğunu, bugün SHP'nin oy tahminlerine bakıldığında yüzde 18 görüldüğünu belirten Ecevit, halkın sola kaydığını, ancak SHP'ye oy vermediğini belirterek, "Sosyal demokrat vatandaş, S H P ' n i n durumuna bakıyor, SHP'de iş yok. DSP için de 'küçük parti' propagandalanna aldanıp, ANAP'a gidiyor. Eger ANAP, bu seçimlerde çoğunlukla iktidara gelirse, Türkiye tarihinde ilk kez sol oylarla sag bir parti iklidara gelecek" dedi. Zaman zaman kendisini dınleyenlerin sorulanna da yanıt veren Ecevit'in sınirlendiğı görüldü. Emin Albullu adlı partilinin, 1983 yıhnda bir bodnım katta Necdet Calp'la pazarlık yapıp yapmadığına ilişkin sorusuna şu yanıtı verdi: "Ben kimse ile bodrumlarda gizli pazariık >apmam. Generallerin milİetvekillerini beliriemesini içime sindiremedim. O yüzden de kimseye parti kurulması için talimat vermedim." DSP Genel Merkezi'nden Ecevit'in Karabük ve Zonguldak'ta yapacağı konuşmanın metni olarak dağıtılan yazıda, 1979 yılında TÜSİAD'ın CHP iktidan aleyhine gazetelere verdiği tam sayfa ilanlar hatırlatılarak, SHP'nin ilanları için "Arük bizunle, büyük sennaye çevrelerinin ve sağın ugraşmasına gerek kalmamıştır. O gorevi SHP üstlenmiştir" denildi. atih Sultan Mehmet'in cennette çok canı sıkılıyordu. Burada da hizmetinden aynlmayan Ulubatlı Hasan tarafından "İstanbul'dan yeni birgrup" geldiğine dair haber getirildiğinde can sıkıntısı daha da artıyordu. 500 yıldan beri süren huzuru son günlerde biraz bozulmuştu. Çünkü cennete gelen Türkler çoğalmaya başlamıştı. Bunun da nedeni Tanrının "istanbullu kullarının yaşarken yeterince cehennem azabı çektiklerine" bakarak artık hepsini doğrudan doğruya cennete almasıyüı... Padişah eskiden beri cennete düşen İstanbullulardan kentin son durumu hakkında bilgiler almayı âdet edinmişti. 34 asır öncesine kadar durumda fazla bir değişiklik olmamıştı. Hatta birkaç yıl öncesine kadar gelişen olaytarı da iyi kötü anlayabiliyordu. Örneğın son zamanlarda terör yüzünden çok kişi dünyalannı değiştirmişti. Hocası Moila Gürani'den aldığı bilgiye göre terör de eninde sonunda bir tür savaştı ve Fatih Sultan Mehmet gibi bir cengâver savaşın ne olduğunu anlamakta fazla zoriuk ^0çekmiyordu. Ne ki, geçesiniz... Ben bile 4000 tane leventimle gemileri Haliç'e geçireceğim diye rahmetli anam Devîet Hatun'dan emdtğim cümle sütü burnumdan g e t i r m i ş t i m . Siz de gemi m i geçiriyordunuz" diye soruyordu... Bu kez Istanbullulardan "Ne gemisi sultanım, arabayla geçiyorduk" yanıtını alınca kafası yeniden kanşıyordu. Hele bu araçların kendi kendine yürüdüklerini ve saatte 100120 kilometre hız yaptıklannı öğrenince şaşkınhğı daha da artıyordu. Hemen matematik hocası Ali Kuşçu : yu yanına çağırtıyor "Hoca, hoca" diyordu,"Bunlar ne demekteler? Hele bana bir izah et. Hayvansız araba gidermiymiş... Saatte 120 kilometre hız ne demektir?" Ali Kuşçu, kerrat cetvelini önce baştan sona sonra sondan başa taramasına karşın, ne hayvansız arabayı ne de saatte 120 km.'lik hızı açıklayabiliyordu. YENİ BİR DELİ DUMRUL atih, cennetlik Türklerden aklının aKmadığı başka bilgiler de aiıyordu; örneğin son zamanlarda heybetli bir padişah ortaya çıkmıstı. İstanbul'un her yanına köprüler yaptırıyor, sonra bu köprülerden gecenden bin lira, gdçmeyenden iki bin lira aiıyordu. Bir köprüye de Fatih Sultan Mehmet'in adını vermişti. Nedeni de Fatih gibi ülkeye çağ atlattığını belirtmek istemesiydi. Ancak bu köprüyü "Japon f^lr ' I I \ r ^ V v n a m ' bir kefere ül ISTANBUL SHP il örgütünden komiteler atağı YALÇIN ÇAKIR Uzun süredir il başkanlığı sorunu nedeniyle, secim çalışmalarını aksatan SHP tstanbul il örgütü, nihayet toparlandı. Eski bakan, milletvekili ve politikacılardan oluşturulan komitelerle yoğun bir çalışmaya girildi. Hasan Fehmi Giineş'in milletvekili adayı olmasıyla boşalan il başkanlığına uzunca bir sure sonra olaylı bir şekilde Hikmet Çetin geürilmiş, o da 10 gün sonra milletvekili adayı olarak aynlmıştı. 3 haftalık beklemeden sonra nihayet il başkanlığına Dogan Öztunç seçildi. İl başkanlığı sorunu nedeniyle, il merkezi ile ilçe örgütleri arasında meydana gelen kopuklukları gidermek ve seçim öncesi son günleri iyi değerlendirmek için "seçim komitesi" oluşturuîdu. ll başkanı Doğan Öztunç başkanlığında oluşturulan 22 kişilik komitede şu isimler yer aldı: " E r h a n Alptekin, Cemal Özen, Süleyman Genç, Ayhan Altuğ, Ahmet İsvan, Mustafa Kökçeli, tlhan Biber, Solmaz Belül, Metin Tüzün, Ahmet Yıidız, Ayfer Atay, Cevdet Hacaloğlu, Faruk Erginsoy, Kemal Akar, Kâzım Kolcuoğlu, Süleyman Çelebi, Ercan Karakaş, İ'nsal Tüzün, Beyzade Özkahraman, Ali Atik ve Engin Ünsal." Bu arada, seçim günü ortaya çıkabilecek sorunlar için " H u kuksal Sorunlar Komitesi", harcamalar için " M a l i İşler Komitesi" ve Genel Başkan Erdal Inönü'nün il sınırlan içinde katılacağı mitingler için de "Mitingler Komitesi" oluşturuldu. 19 ilçede 200'ün üzerinde irtibat bürosunun faaliyet gösterdiğini bildiren yetküiler, perşembe günü Inönü'nün katılacağı Gaziosmanpaşa'daki mitingin hazırlıklarının tamamlandığını söyledüer. son günlerde gelenlerin çoğu söz birliği etmişcesine hep aynı iki sözcüğü yineliyoriardı: 'Trafik kazaşı..." Trafik kazası da ne mene bir şeydi ki? Ünlü hocaları Molla Hüsrev, Molla Gürani, ve Molla Yegan kafa kafaya verdikleri hatde bu otayı kendisine açıklayamıyorlardı. "Trafik kazası nedir bre alim efendiler... Siz ki diyarı garpten, diyarı şarka kadar kuş ucsa bilirdiniz. Bana bir açıklayasız" diye kükrediğinde kimseden çık çıkmıyordu. FRENK PAŞASI Mİ? eni gelenler padişahın huzuruna kabul edildiklerinde şöyle şeyler anlatıyorlardı: "Kasımpaşa'dan aşağı inıyorduk. Birden Dolapdere yönünden kTiTŞimıza bir TİR çıktı. Sonrasını hatırlamıyoruz." Trafik kazasına ugrayanların durumunun tam bir savaştan çıkmışlık görüntüsü arzetmesi nedeniyle Fatih, önceleri TİR denen bu şeyi bir Frenk paşası sanmıştı. Fa' kat sonunda insan olmadığını, bir tür vasıta olduğunu kavramıştı. O zaman soruyordu: "Bre zındıklar... Kasımpaşa dediğiniz sakın bizim Kasım Paşa'ya tımar olarak verdiğimiz arazi olmasın... Evet herhalde orasıdır... Çünkü istanbulda başka Kasımpaşa yok... O ) Y ki memlekette çağ atlamanın da kolayı bulunmuştu. Oysa kendisi çağ atlamak ' için ne terler dökmüştü... işte tüm bu acaiplikler Fatih'in canını sıkıyordu. Ne de olsa kentin eski fatihiydi. Durumu gözieriyte görmek istiyordu. Bir gece oturup Allaha yalvardı... "Ne olur Allahım, beni birkaç saatliğine İstanbul'a gönder. Ne olduğunu anlayayım... Şehre biraz çeki düzen vereyim..." Allah, bir zamanlar kendisi için yığınla cami yaptırmış olan sevgili kulunun isteğini kulak ardı edemedi. Ve kendisini bir sabah İstanbul'a girdiği Edirnekapt suıiannın önüne bırakıverdi. Nasıl olsa oradan ötesini kendisi bulabilirdi. frl I l'l I ' ^ ı JJur^A l C f ^ f l I yfPm|Ş|ardl Döfnek l I I f l kenin mühendisleri O zaman Fatih durumu anladığını sanarak "Bre aptallar" diye yeniden pahıyordu. Sonra "Bre mendeburlar... Orada yol falan yoktur ki C SECÎMKULÎSÎ SHP'ye seçim bürosu RP'den Siirt (Cengiz Mumay) "Dostluk başka ahşveriş başka" diyor RP'nin Merkez İlçe Başkanı Eşref Bilgi. RP'li Bilgi, kentin en işlek caddesi olan Güreş caddesi üzerinde bulunan çay evini SHP'ye seçim irtibat bürosu olarak kiraladı. Eşref Bilgi'nin bu tavrına gerek partisinden gerekse seçmenlerden eleştiri gelmeye başladı. Bunun uzerine Bilgi, "dostluk başka..." diyerek şu savunmayı yapma gereğini duydu: "Söz konusu mekânımız iyi çalışmıyordu. SHP'liler 20 gün gibi kısa bir süre için iyi teklif getirince hayır diyemedim." SHP'lilerin kira olarak verdjği "iyi miktar" sır gibi... SHP İl Başkanı Mahfuz Erten, "Sayın Bilgi, iyi bir öraek teşkil etmiştir. ayrı saflarda politik mücadete vermek, savaşmak mıdır, küsmek midir?" diyerek konunun garip karşılanmaması gerektiğini söylüyor. YENİDEN İSTANBUL'DA ennette yeni giysi bulmak zorluğu yüzünden Fatih, üstünde hâlâ padişahlığı zamanından kalma kaftanı ve sarığıyla İstanbul'a dönmüştü. Sakal ve bıyığını ise zaten hiç kesmemişti... Yine de Edirnekapı surlannın önünde kimse tarafından yadırganmadı... Çünkü hemen hemen herkes aynı giysiler içindeydi. Erkeklerin çoğu cüppeli, kadınlar tesettüre uygun giyinmişlerdi.Sakallarına gelince, Fatih Sultan Mehmet 500 yıliık sakallarıyla bile 1967 yılının istanbul'unda son derece çağdaş görünüyordu... Kente bir göz atmak ve işleri düzeltmek için fazla zamanı yoktu... Buna karşılık üzerinde epey para vardı... Daha doğrusu o öyle sanıyordu. Kaftanının \ç cebinde 1461 yılının bir yıliık padişah geliri olan 450 lira bulunuyordu. Zaten topu topu İstanbul'da bir kaç saat kalacaktı. Bu para yeter de artar bile diye düşünüyordu. Once uzun süre taksiierin peşinden koştu. Fakat bunları yakalamak olası değildi... Saatte 120 km.'lik hızın ne mene bir şey olduğunu o zaman anladı... "Yahu bunlara binilemeyecekse neden ortalıkta vızır vızır dolaşıyorlar" diye düşündüyse de bir yanıt bulamadı... Bir otobüse binmeyi denedi... Bindi de... Hem de cebindeki paranın 120 lirasını ödeyerek... önce otobüsü kendisine sattıklarını zannetti, ama eline tutuşturulan küçük kâğıt parçasından anladı ki, sadece yolculuk etmek için bu parayı almışlardı... Bu kadar parayla kendi zamanında 4 atlı koca bir saltanat arabasını sürücüsüyle birlikte satın almak olasıydı. Olsun, bir ferman çıkartır, bunları düzeltirdi. Ama önce kente girmesi gerekiyordu... Otobüs sıkışık trafıkte çakılıp kalmıştı. Yeniden irv mek zorunda kaldı... En iyisi yürümeliydi. Fakat yürümek de kolay değildi... Karşıdan karşıya geçmeyi bir türlü başaramıyordu. Caddeye her adım atışında yoldan geçen koca koca araçların altında kalma tehlikesi geçiriyordu. Fakat zaman geçiyordu. Bir kaç saat sonra geri dönmek zorundaydı... Yaradana sığınıp "Ya Allah" diyerek kaldırımdan caddeye indi ve surlara doğru bir hamle yaptı.. O sırada da TİR denen nesnenin ne olduğunu tam üzerinden geçerken iyice anladı. Gözlerini actığında veniden cennetteydi... Kendisini karşılayan sadık adamı Ulubatlı Hasan'ın "Hoşgeldiniz Haşmetlum, İstanbul nicedir?" sorusuna "Hasan" dedi, "İyi ki biz istanbul'a vaktiyle girmişiz... Şimdi girmek eskisinden daha tehlikeli... Üstelik insan, ne şehit oluyor ne gazi..." O SECİMDENBu SEÇÎME Bismillahirrahmanirralıinı gibi bir şey Altan ve rahmetli örsan'ın babaları Hıfzırrahman Raşit öymen Bolu milletvekili idi. Bir gün komşunun kapısını köylü seçmenler çalar: "Milletvekilimizi görmek istiyoruz, evde m i ? " "Adı n e ? " "Vallahi bismillahirrahmanirrahim gibi bir şey." ANAP'ın çaycı operasyonu Osmaniye (Ahmet Birgül) ANAP'ın Karaboyunlu mahallesindeki seçim bürosunda günlük 4 bin lira ücretle meydancılık yapan evli ve üç çocuk babası Mehmet Ülger'in geçenlerde ilginç bir yöntemle işine son verildi. ANAP ilçe yöneticileri yanlarına çağırdıkları çaycı Mehmet Ülger'e "Seni işten çıkartacağız. ama sakın aç kalacağını sanma. Sana FakFukFon'dan yardım sağlayacağız'' demişler. Ne yapsın çaycı Mehmet, boynunu bükmüş ve "siz bilirsiniz" demiş. 27 yaşındaki çaycı Mehmet Ülger, işten ayrılmış ayrılmasına da bugüne kadar ne ANAP'taki alacağını kurtarabilmiş, ne de FakFukFon desteğini sağlayabilmiş. Çaycı Mehmet, "Fon vaadiyle işime son verdiler, beni aldattılar. Üç çocuğumla sokakta kaldım" diyor. Çaycı Mehmet, SHP'li olduğunu söyleyerek, "belkî de siyasi düşüncemi öğrendikleri için işime son verdiler" diye ekliyor. Kimbilir, belki de öyle olmuştur. "Fon da işin bahancsidir." Insaatta bir zevk simgesi bir kalite göstergesi: ege seramik "Kalıcı eüzellik..." Genel Dağıtım Ege Pazarlama AŞ Büyükdere Cad. 87/7 Mecıdıyekoylstanbul Tel. 167 55 0001 Tlx: 27086 egss tr Fax: 172 01 34 Ege Seramik AŞ ve Ege Pazarlama AŞ bir IBRAHİM POLAT HOLDING kuruluşudur Dostlannız kimlcrdir? Arkadaşı, 'dostunu, düşmanını ayırabiliyor musun' diye adaya sormuş. Aday biraz düşündükten sonra şöyle demiş: "Şimdilik adayım, hele seçimlerin sonucu alınsm. Eğer seçimi yitirirsem dostlanm o zaman belli olur." Sizt tanısam böyle mi olurdum? Adaylığını koyan papaza genç kız sordu: "Beni tanıdınız mı sayın peder?" Peder, başını iki yana salladı: "Sizi tanısam hiç peder olur muydum." ••• Renk farkı var Adaya sormuşlar, "Faşizm ile komünizm arasında ne fark vardır?" "Bildiğim kadarıyla renk farkı vardır." LİDERLER NEREDE? BUGÜN: ÖZAL Ankara. ÎNÖNÜ Antalya, Balıkesir. DEMİREL Samsun, Amasya, Tokal. ERBAKAN Konya. TÜRKEŞ Kahramanmaraş, Gazianlep. EDİBALİ Yozgat. YARIN: ÖZAL Kırşehir, Nevşehir, Aksaray. İNÖNt) Keşan, Zonguldak. DEMİREL Antalya, Isparta, Burdur. TÜRKEŞ Ankara. ERBAKAN Tosya, Kastamonu, Taşköprü, Boyabat, Sinop. EDİBALİ Ankara.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle