17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17 KASIM 1987 KÜLTÜRYAŞAM HAYVANLAR ÎSMAÎL GÜLGEÇ CUMHURtYET/5 Aytmatov tannsını amyor lirçok yapıtı dilimize de çevrilen Aytmatov, Gorbaçov'un başlattığı "glasnost" hareketinin edebiyattaki temsilcisi olarak görülüyor. Aytmatov'un tartışmalara yol açan son romanı "Kıyamet", Sovyetler Birliği'nde bir yıl içinde 4 milyon sattı. Kırgız yazar, yeni romamnda Sovyet toplumunu ve parti çalışmasım kıyasıya eleştiriyor. GÜNER YÜREKLİK BATI BERLİN Cengiz Aytmatov, sadece kendi ülkesinde ve Turkiye'de değü, dünyanın diğer ülkelerinde de yakından tanınan, ilgıyle izlenen bir Sovyet yazan. Bu Ugi, Sovyetler'deki son gelişmelerden sonra daha da arttı. Kitaplan 90 ayn dile çevrilen Aytmatov, Gorbaçov'un başlattığı "glasnost" politikasının edebiyattaki temsilcisi olarak görülüyor. Daha da ileri gidilerek, Gorki'nin Lenin döneminde oynadığı rolu şimdi, Gorbaçov'un Sovyetler Birliği'nde Aytmatov'un üstlendiği söyleniyor. Hakkında yazılanlara bakacak olursak, Aytmatov bugün yalnızca dış ülkelerde değil, kendi ülkesinde de "en çok konuşulan, cn çok tartışılan, en çok olay yaratan" biredebiyatçı. Sovyetler Birliği'ndeki gelişrnelerden soz ederken, "polhikada Gorbaçov, edebiyatta Aytmatov" deniyor ve Kırgız yazara, "glasnost" liderinin yanında özel bir yer veriliyor. Cengiz Aytmatov'un son romanı "Kıyamef'in bir süre önce Almanca çevirisı de yayımlandı. Merkezi Zürih'teki Unionsverlag tarafından, " D e r Rkbtplatz" (ldam Yeri) adıyla yayımlanan roman, ilk kez geçen ay Uluslararası Frankfurt Kitap DOKSAN DİUE ÇEVRİLDİ Kitaplan doksan dile çevrilen Cengiz Aytmatov, bugun kendi ülkesinde de üzerinde en çok tartışılan yazarların başında gelıyor Maksim Gorki'nin Lenin döneminde oynadığı rolü, şımdi Gorbaçov'un Sovyetler Birliği'nde Aytmatov'un üstlendiği söyleniyor. Fuan'nda sergüendi ve büyük il (Isa) gibi gören Awdij, iyiliği yaymak, kötulüğu yok etmek isgi gördü. "Kıyamet" daha büyük ilgiyi, temektedir. Uyuşturucu kaçakçı1986 yılında Sovyetler Birliği'n larının arasına kanşır. Ancak bu de yayımladığı zaman görmüştu. kötüleri yola getirmeye kalktığı "Novi Mir" adh dergide, birbi zaman bir temiz dayak yer ve rini izleyen uç ayn fasikul halin kendını Sovyet steplerinin ortade yayımlanan " Kıyamet"e ilk sında bulur. Daha sonra antilop tepkiyi Sovyet edebiyatının bili avcılarını tanır. "Planlama nen yazarları gösterdiler ve ro geregi" devlet adına Hayvan katmandaki kişilerin gerçekçi olma leden bu antilop avcılarına da dığını öne sürdüler. Ne ki Gor tanrının buyurduğu doğru yolu baçov'un hâkimiyetindeki yeni göstermeye kalkar. Awdij, lsa'politika bu alışılagelmiş saldırı nın akibetine uğrar ve kör kütük lan önlemesini bildi. Romanın sarhoş avcılar tarafından steptetanıtımı için " P r a v d a " , ki bir ağaçta çarmıha gerilir. "trvestiya" gibi parti yayın or Awdij, kötuluğe karşı savaşta ganlarında geniş bir tartışma or yenik düşmüş, kötü, iyiye galebe tamı açılarak ortodoks eleştiri çalmıştır. Romanın bir diğer ana bölümünu ise dişi kurt Akbara ler etkisiz hale getirildi. ile arkadaşı erkek kurt TascajAytmatov, bu son romamnda nar'ın insanlann elinden çektikilk kez dini odak noktası alıyor lerı eziyetler oluşturur. Kötunun ve yatıh rahip okulundan atılan yine zafer kazanmasıyla biten bir gencin (Awdij Kallistratov.) kurt ailesinin öyküsu, tüm ro"kendi tannsını" aramasını ko man boyunca sürer. nu ediniyor. Awdij, kilisenin tuAytmatov ile Frankfurt Kitap tucu ve ortodoks tavnna karşı Fuarı günlerinde bir söyleşi yapçıkmakta, kendine çağdaş, yeni bir tann aramaktadır. Kötuye tık. Yazar, Turkiye'de de sevılen, ilgiyle izlenen bir yazar olkarşı kendisini tanrının elçisı Cengiz Aytmatov'un yeni romanı "Kıyamet" tartışma yarattı duğunu biliyor ve bundan gurur duyduğunu söylüyor. Rusça yazdığı son kitabının Kırgızca adının "Kıyamet" olduğunu, Türkçede de bu ismin kullanılabileceğini anlatan Aytmatov'a, yeni romamnı diğerlerinden ayıran en önemli farkın ne olduğunu soruyoruz: " D i n " diyor. îlk defa dini romanına .konu edindiğini söylüyor. Daha ince ayrmtılan anlatmaya Türkçesi yetmiyor ve konuşmamızı "Kıyamef'i, Almancaya çeviren Friedrich Hitzer'in yardımıyla surdürüyoruz. Evet, din romammzın odak noktasını oluştunıy or. Fakat siz İslam kulturunden geldiğinize ve Muslumanlığı iyi bildiğinize göre, romanınızm kahramanım niçin bir Hıristhan olarak seçtiniz ve Hıristivanlıgı konu edindiniz? Bu İslam dini olamaz mıydı? AYTMATOV Hayır, olamazdı. Hıristiyanlıkla Müslumanlık birbırinden çok farklı ikı din. Her şeyden önce Hıristiyanlığı temsil eden Isa peygamber ile Muslümanlığı yayan Hazretı Muhammed birbırine benzemeyen ikı ayn kışilık. Gerçi Hazreti Muhammed de Muslümanlığı yaymak için çok acı çekmiş, bir dizi güçlüğe göğüs germiştir, ama tsa gibi dini uğruna kendini feda etmemiş. şehit olmamıştır. tsa ise inançları uğruna çarmıha gerilmeyi goze almış, buna rağmen insanlığı affetmiştir. Böyle bir kişiliği Müslümanlık dininde bulamıyoruz. Isa peygamber yazdığım roman için daha ilginç geldi. Bugünun insanlanna bir mesaj iletebilmek için tsa'yı ve Hıristiyanlığı kendime ana konu seçtim. Bunu yaparken de dünyanın sonunun, Awdij'i, yani tsa'yı çar.mıha geren, her turlü iyiliği yok etmeye çalışan biz insanlann kendi elinde oiduğunu göstermeye çalıştım. Atom, kötünun galebe çalmasının tipik bir örneğidır. Yoksa dünyanın sonu kitaplarda yazdığı gibi bir "kıyamet" değildir. Kötulüğün başı insanlardır ve bu her toplum için geçerlidir. Ben bunu vermeye çalıştım. Yeni romanınız, Sovyetler'de yayımlandığında nasıl bir tepki>le karşdaştı? AYTMATOV Sovyetler'deki tepkiyi ikiye ayırmak lazım. Biri öteden beri bıldiğimiz alışılagelmiş eleştirmenlerin tepkisi, diğeri de halkın, özellikle genç kuşaklann tepkisi. Birincisi elbette olumsuzdu. Yeni bir tanrı aramakla suçlandım. Romanımdaki kişiler, gerçekçi bulunmadı ve çağdaş Sovyet gençlerinin romanda anlatılan tiplerle benzerliği olmadığı ileri suruldü. Romanın, Sovyet gerçeğinden uzak olduğu söyjendı ve saldırı biçiminde eleştirüer yapıldı. Bunlar kalıplaşmış göruşlerdi. Fakat romanım genelde olumlu karşılandı ve beğenildi. Yığınla mektup aldım. Çoğu gençlerdi ve edebıyata bakış açıları bambaşkaydı. Bu vesileyle ben size bir başka eğüimi anlatayım. Beni esas sevındiren de bu oldu. Kitabım yayunlandıktan sonra büyük bir tartışma ortamı açıldı ve Sovyet toplumu, benim romanımdan çıkıp kendi meselelerini konuşmaya başladı. Yani benim romanım sorunlaruTuzın tartışılmasma yol açtı. Edebiyatın toplumsal görevi de bu olmahdır bence. Şunu da belirtmek lazım, Gorbaçov'un "glasnost" politikasının da büyük rolü olmuştur bu tartışmalann yapılmasında. P İ K N İ K PİYALE MADRA HIZLJ GAZETECİ NECDET ŞEN ZAJeH YOLPAN UÇ KllOMETRE Ş AK & YCL SVH ÇEKılMEZ, 61TS1N m euNiBÜ 6EÇTI SEN ARTıK EV ATMlŞTıfil 6CZUN AYP/fJ 8U S£f£R KBS/N fÂNA ARTıK EKSıK OLSÜN ÇİZGÎLtK KÂMtL MASARACI r AĞAÇ YAŞKEN EĞİLİR KEMAL GÖKHAN ÜİUİ " lnsler ''adhyapıtNewYork'taW' l Chfistie 1 s''(j e 52 milyar liraya satılarak yeni bir dünya rekoru kıran Vincent Van Gogh'un ilk dönem resimleri, ulkesı Hollanda'da sergileniyor Van Gogh'un 1884'te doğum yerinin yakınlannda yaptığı "Saban Süren Adam ve Patates Toplayan Kadın" adh tablo da sergıde yer alan yapıtlar arasında Gözlemcıler, Van Gogh'un erken dönem yapıttarındakı karamsarlıkla son yıllanndakı yapıtlarında görülen renk canhlığı arasında bir karşıüık olduğunu vurguluyorlar (Fotoftraf: Retıter) lfan Vdll illr TARtHTE BUGÜN MÛMTAZ ARIKAN 17 Kasım SANDIKTAKİ CASUSl 1964'TE &O6UN, KOMA'NIN FIUMlCıMO HAl/AAUAMİMDA B/fi CASUSLUK OLAY/ AÇlĞA ÇHeA£lLMffTI. KAHlBE' YE GırMEK U2E&E BEULEYeN YOLCU UÇAĞItJA YÜICLEUAAEIC ÎÇ'M B<& PıPLOMATtK. YÛIc GenB/LMlfTl. MlSlg. ELÇIUĞINE Air OLAfJ SAUDttCTAN SAZI SESLE& GBLfNCE, MEMuRLAe ŞCIPHELENlAtŞTl.ELÇlUK lUBfULEIZj, PCietlMU AÇHsU.(YAAAAyiNCA TlECAfLA SAMDlĞı fCAÇteMAYA YELTENp/~. AfJCAK SUMU BAŞAKAMADtLAg.. DAHA SONRA SANDlK AÇILtMCA, ıçiNPE StKlCA BAĞLt BİR APAM BULUNPu'.. MISIIS. HESA&NA CASUSLUK YAPAN YAHUDI MOHPESAİ MESUT BEN tUIC, £/£. AULAŞMAZLIK Ç//CTf6f İÇİN, AJAML.ARI meAFlNDAN GlZUCE KAMe.sut 8c* Luk. Film belgedir ve saklanır Georges Franju ve Henri Langlois 1935 yılında kurduklan Fransız Sinematek'ine ayrım yapmadan her fılmı almışlar. Langlois gerekçesini şöyle özetlemiş: "Tanrı değiliz ki yanılmayacağımıza inanalım. Hem sonra hangi ölçüye göre değerlendirme yapacağız? Sanat vardır ve belge vardır." Kültur Servisi Fransa'da "Faatastik Gerçekçüigin" babası ve "Yeni Dalga" akımının hazırlayıcısı sayılan film yönetmeni Georges Franju, kısa bir sure önce 75 yaşında ölduğunde, ardında yalnızca bir dolu film değil, Fransız Ulusal Film Arşivi gibi bir büyuk sinema kurumu da bıraktı. 1912'de doğan Georges Franju, sinema uğraşına girmeden önce bir süre tiyatrolar ve müzikholler için sahne düzenlemeleri yaptı. 1934 yılında Henri Langlois'yla birlikte "Le M6troMetro" adlı bir kısa film çevirerek yönetmenliğe başladı. tki yıl sonra da yine Langlois'yla birlikte Fransız ulusal film arşivini, Fransız Sinematekini kurdu. Ancak iki arkadaş bununla da yetinmediler ve bir süre sonra Uluslararası Film Arşivleri Federasyonu'nu kurdular. Franju, 1938'den 1945 yıhna kadar federasyonun sekreterliğirıi üstlendi. Uluslararası Film Arşivleri Fede, rasyonu, tkinci Dunya Savaşı sı' rasında sinema sanatının birçok yapıtını yok olmaktan kurtardı. Savaştan sonra film çalışmalarına ağırhk veren Franju, önceleri, yoğun bir kişisel anlatımın ağır bastığı bir dizi kısa filmle adını duyurdu. Bunlardan ilki olan 1949'da çevirdiği "Le Sang des BetesHayvanlann Kanı", Çarpan Kafa" adlı yapıtıyla konulu filmlere yöneldi. Franju, bunu izleyen birkaç yıl içinde, yalnızca gerçeküstu öğeleriyle değil, Langlois'yla bırlikte Sinematek'te geçirdiği yıllardan kaynaklanan eski sessız filmlere tutkusuyla da dikkati çeken yapıtbir mezbahadan insanı altüst larıyla uluslararası bir üne erişeden görüntüleri beyazperdeye ti. Franju, 1958 yılında "La Tegetiriyordu. Daha sonra gerçek1959'da fantastik bir serüven te Contre les MursDuvarlara leştirdiği "Hötel des Invalidesfılmi niteliğindeki "Les Yeux Sans VisageYüzsüz Görier" adlı yapıtını gerçekleştiren Franju'nün 1962'de yaptığı François Mauriac uyarlaması "Therese Desqueyroux" Fransa'da olay oldu. Daha sonra, en ustahklı yapıtlarından biri sayılan "Judex"i çeviren Franju, kendi tarzında bir gerçekustuculuğun yani sıra Louis Feuillade'ın sessiz film dizilerine bir saygı gosterisi gerçekleştirdi. 1960'larda iki edebiyat uyarlaması çevirdi Franju. Bunlardan ilki bir Jean Cocteau uyarlamasıydı "Thomas L'Imposteur Sabtekâr Thomas" adlı Birinci Dunya Savaşı romamnı beyazperdeye Jean Cocteau kendisi uyarlamıştı. tkincisiyse, bir Emile Zola uyarlamasıydı: "La Faute de L'Abbe MouretRahip Mouret'nin Suçu." 1974te "L'Homme sans VisageGözleri Olmayan Adam"la fantastik seruven filmlerine bir dönuş yapan Franju, daha sonralan Joseph Conrad'ın "The Shadow Line" adlı yapıtını da sinemaya aktardı. "Son StNBIA HUÜHDIEIMZA JOTTIUUI Georges Franju, (sağda) 1938'den 1945 Melodram" ise, gezginci bir tiyatro ustune gulunç ve hoş bır yılına kadar Langlots'yla birlikte kurduklan Uluslararası Film Arşivleri Fedeoykuyu beyazperdeye getirecekrasyonu'nun sekreteıiiğini üstlendi. Bu kuruluş İkıncı Dünya Savaşı sırasınti. da sinema sanatının birçok yapıtını yok olmaktan kurtardı. Sakatlar Oteli" adh fılmi de, içerdiği köturüm bırakma ve ölüm sahneleriyle "Hayvanlann Kanı"ndan aşağı kalmıyordu. Franju, "Büyük Melies" adh kısa fümiyle de, Fransız sinema öncüsu ve fantezi sineması ustası Georges Melies'e bir selam gonderecekti. Georges Franju, Henri Langlois'yla birlikte Fransız Sinematek'ini kurmuştu 50 YIL ÖNCE Cumhuriyet Endişeye mahal yok r Ankara 16 (Telefonla) Bronz ve nikel 20 kuruşlukların bu ayın sonundan itibaren piyasadan kaldınlacağı hakkındakı haberlerin lüzumsuz bir telaş ve ıstıcal uyandırdığı alakadarlarm nazarı dikkatini celbetmiştir. Bilhassa bazı banka gişelerinde iki, uç gündur, dehşetli bir tehacüm gorulmuştür. Bu paraların tedavulden kaldırılması kıymetlerinin derhal sıfıra indirilmesi demek değildir. Gelecek ayın başından itibaren bir sene muddetle bronz 10 ve nikel 25 kurusluklar mal 17 Kasım 1937 bankada bulunan kumbara sahıblerinin kumbaralan içindekı 10 ve 25 kuruşlukların işe yaramıyacağı zannile ay sonundan evvel banka gişelerine muracaatlerine sebeb yoktur. Anahtan bankada bulunan kumbaralar, bankanın kasası mahiyetindedir ve tasarruf erbabtnın kumbaralannda bir sene içinde zuhur edecek bu nevi paralar, tamamen kendi kıymetlerile kaydedilmiş olacaktır." 1937197 hareketinden evvel Hariciye Nazın M. Edenle uzun bir mülakatta bulunmuştur. Alman elçisi M. Von Ribbentrop Berline giden Lord Hali/axı istasyonda uğurlamıştır. Selahiyattar makamda Lord Halifaxın Berlinde M. Hıtlerden maada General Goedrıng ve diğer Alman ricalile de görüşeceği temin edilmektedir. SAĞLAM ÖU2CL UCUZ S€MER BANK sandıklan, Cumhuriyet Merkez ve Zıraat Bankaları tarafından kabul edilecek ve değiştinlecektir. Görülen telaş üzerine Maliye Vekaleti, vaziyeti tavzihe luzum görmtiş, diğer taraftan tramvay, elektrik, vapur, tren ve sinema gışeleri gibi halktan para alman yerlerde 10 kuruşlukların tekrar piyasaya dökülmemesi yolunda teşebbtislere girişilmiş, Ankara, Istanbul ve îzmir Defterdarlıklanna bu hususta emirler verilmiştir. Selahiyetli bir membaın bu münasebetle verdiğı malumatı bildiriyorum: ' Bu ayın sonuncu gunu bahsolunan paraları ellehnde bulunduranların telaşlarına mahal yoktur. Anahtarlan Lord Hatifevc Londra 16 (Hususi) Lord Halifax bugün saat 14 te Londradan Berline harekeı etmiştir. Lord Halifax Yerii Mallar Pazan MER KUMASLAOI tLAN ANKARA 8. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Esas No: 186/642 Karar No; 1987/512 Davacı Fatma Kılıç tarafından davalı Ahmet Kılıç aleyhine açılan boşanma davasının yapılan yargılaması sırasında verilen karar gereğınce; Davalı Ahmet Kılıç'ın adresi tespit edilemediğinden dava dilekçesi ve duruşma günü ilanen yapılmış olup, mahkemetnizden verilmiş olan 13.10.1987 tarih 1986/642 esas 1987/512 karar sayılı ilamı ile Ankara İU, Polatlı ılçesı, Turklacıri köyu nüfusunun cilt no: 08602, sayfa no: 13, kütük sıra no: 53'de nüfusa kayıtlı bulunan tarafların boşanmalarına karar verilmiş olduğundan, işbu kararı ilan tanhinden itibaren 15 gün içinde temyiz etmedığıniz takdirde karann kesinleşeceği ilanen duyurulur. 6.11.1987 Basın: 34491 ETİBANK BANDIRMA BORAKS VE AŞİT FABRtKALARI tŞLETMESÎ MÜESSESESİ MÜDÜRLÜĞÜNDEN 1Müessesemizce ihraç edilecek mamul maddelerin ambalajlanmasında kullanılmak üzere, +, Vt 25 toleransb, SOkg.'lık 400.000 adet boraks dekahidrat, 470.000 adet asitborik, 420.000 adet sodyum perborat, 150.000 adet boraks pentahidrat; 25 kg'lik 100.000 adet boraks dekahidrat ve 100.000 adet asitborik torbası olmak üzere toplam 1.640.000 adet ventilli pobetilen torba imal ettirilecekür. 2lhalemiz 2.12.1987 Çarşamba günü saat 15.00'te müessesemiz binasında yapılacak olup teklifler ihale günü saat 14.00'e kadar müessesemize teslim edilecektir. 3thalemize ıştırak etmek isteyenler, gerekli sartnaraeleri Etibank Genel MüdurlUğü Saunaima Daıresı Başkanlığından, Etibank lstanbul AlımSatım MUessesesi MüdUrlügünden, Etibank lzmır Alım Satım Mudürlüğünden ve Müessesemiz Ticaret Müdürlüğünden temin edilebılırler. 4Müessesemu 2886 sayılı kanuna tabi değildir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle