21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/12 HABERLERİN DEVAMI 15 KASIM 1987 Deniz, Muz ve Karlı Dağlar... (Baştarafi 1. Sayfada) İstanbul üstünde (Baştarafi I. Sayfada) helikopıerde bulunan kameraman yardımcısı Osman Çalık feci şekilde parçalanarak yaşamım yitirirken, Sancak Air'in 22 yıllık kaptan pilotu İsmail Yılmaz da alev alan helikopter içinde yanarak öldü. Hafif yaralarla kurtulan 3 kişi ise Şişli Etfal Hastanesi ve Levent özel Kliniği'nde tedavi altına alındılar. Ortaköy ve Kuruçuşme'deki vatandaşlar tarafından dehşetle izlenen kaza, saat 15.15 sıralannda Tarabya üstlerinde meydana geldi. Görgü tanıkları ve yetkililerden alınan bilgilere göre kaza şöyle gelişti: Mustafa Bayrak'a ait olan Sancak Air firrnası, kendi reklam filmlerinin çekimini yapmak için, dün tstanbul'a Hizmet Vakfı'na ait TCHBN tipi 4 kişilik bir helikopter kiraladı. Film çekimini yapacak olan ve Levent'te "Film Ekip" diye bir şirketleri bulunan kameraman yardımcısı Osman Çalık, kameraman Vecihi Ener, rejisör Korhan YurUever ve kaptan pilot Tekin Aydın ile birlikte Sancak Air'in Yeşilkoy'deki pistinden saat 14.50'de hareket etti. Bu arada reklam filmi olduğu için Sancak Air'e ait "Long Lincer Bell 20613" tipi 6 kişilik 8 tane helikopter ile bir küçük jet de lstanbul'a Hizmet Vakfı'na ait helikopterle birlikte havalandılar. Reklam filmi çekimi için yola çıkan 5 helikopter ve bir jet, hazırlıklarını tamamlayarak Tarabya üstlerine geldiklerinde çekimlere başladılar. Film ekibi, Rumalihisan'ndan Ta Cumhuriyet meydanında mernleketlerini tanımlıyor: Antalyalılara zaman" diye konuşuyor. Ve ekliyor: "Bir devre daha vermek lazım." "Sonra ona da bakanz..." Türk siyasal yaşamının ilginç trendi: İki dönem fırsat vermek bir partiye... 1950'lerde DP'ye... 1960'larda AP'ye... •1980'lerde de ANAP'a mı?.. İlk iki fırsattan sonra, aynı partiye ya da bir başkasına bir "üçüncü fırsat" bir türlü nasip "Denize girip muz yerken, karlı dağlan sey, redensin! Bundan daha güzel yer olabilir mi?" Gülüşüyorlar. Turizmi anlatıyor, önemini vurguluyor şürekli olarak. Haksız değil. Çevrede turizm açısından güzet bir patlamanın yaşanmaya başladığı daha ilk bakışta anlaşılıyor. Gerçekten çarpıcı bir olay... Manavgat'ın köylerinden bir üretici. KasBuğday ve pamuk yetiştiriyor. Buğdayın fiyatından yakınıyor, düşük buluyor; "gubre ketli, "Gelsin turist" diyor, "Geliri iyidir. Karışmayız ona, gelsin!" pahalı" diyor. Ama ANAP'a oy verecek. • "Neden özal?" "Huzur var en azındanr Bir DYP'li lafa karışıyor: olamamış; asker gelmiş. Artık gelmese, artık getirilmese! Nasıi olsa şimdilik "ikinci dönem" söz konusu... * ANAP'lılar bu konuda kendilerinden çok emin. Antalya'nın iki bölgesinden toplam 8 milletvekili secilecek. "80 da alabilihz. )te da SHP'den bir tek Deniz Baykal çıkar ve sonuç "Huzuru kim sağladı? Kenan Evren. özaP m ne ilgisi var?" "Kaç yaşındasın sen?" "18." 71 olur" diyorlar. Seçim zamanı kim "yoğurdum kara" der ki... Bir Alamancı genç, Özal'a hayran. Almanya'da doğup büyümüş. Şimdi burada Alman turistlere rehberlik yapıyor. Halinden memnun; bozuk Türkçesiyle, "Türkiye yavaş yavaş Avrupa'dan daha kral olacak abi, emin ol!" diyor. "Nereden biliyorsun o günleri?" "Haünamıyorum, ama büyüklerim söylüyorf' • Bir kadın, başörtülu. Daha önce Ecevit'e vermiş. "özal" diyor. "Bu defa ona vereceğiz. Başımızda o var artık." "Neden?" "Ee, n'apalım? Azar azar hepsinden tatmak "Çağ atladığına" inanıyor o da, Özal gibi... * "İp atlamıyor, çağ atlıyor Türkiye, çağ. Kim ne derse desin öyle" rabya'ya doğru ilerlerken, Tarabya Oteli'nin biraz ötesinde lstanbul'a Hizmet Vakfı'na ait helikopter ile Sancak Air'e ait diğer heliVopter, yakm çekim yapabilmek için birbirlerine yaklaştı. Altta bulunan kaptan pilot İsmail Yılmaz'ın kullandığj Sancak Air'e ait 6 kişilik helikopterin pervanesi. Kuruçeşme yakınlannda çekimi gerçekleştirilen ekibin bulunduğu lstanbul'a Hizmet Vakfı helikopterinin sağ ait bölümüne çarptı. Kaza sırasında kameraman yardırncısı Osman Çalık, kopan pervanenin dişlileri arasında parçalanarak can verdi. Kazada Sancak Air'e ait helikopterpervanelerinin parçalanması sonucu alev alarak Kuruçeşme önlerine doğru düşmeye başladı. Kaptan pilot tsmail Yılmaz'ın yönetiminden çıkan helikopter, Galaıasaray adası önlerinde Muallim Naci caddesine çakıldı ve infilak etti. Pilot Yılmaz ise yanarak olay yerinde yaşamım yitirdi. Film ekibinin içinde bulunduğu lstanbul'a Hizmet Vakfı'na ait helikopter ise, iniş takımlannın parçalanmasına karşın, kaptan pilot Tekin Aydın'ın başanlı yönetimiyle Robert Koleji'nin üst tarafındaki futbol sahasına inebildi. Kameraman vardımcısı Osman Çalık, kaza sırasında havada ölürken, pilot Tekin Aydın, kameraman Korhan Yurtsever ve rejisör Vecihi Ener ise büyük bir şans eseri kazadan hafıf yaralı olarak kurtuldular. lazım" yanıtını verirken gülüp başını eğiyor. Herkes gibi o da pahalıhktan yakınıyor, ama kaderci bir bakışı var bu olaya: Özal'dan gecekondusuna tapu bekliyor, "Bakalım sözünü tutacak mı?" diyor. * Kasketli. Skjarasını tüttürüyor. ANAP'lı. Arkadaşı Doğru Yol'cu, kızıyor: "An oğlum, kim gelse pahalılık bitmez, değişmez." Başbakan Özal, Cumhuriyet meydanındaki kürsüden hem Antalya'lılara hem de uydu aracılığıyla İstanbullulara hitap ederken sürekli "çağ atlama"n\n altını çiziyor. 1983'teki "orta direk" yok artık, bu seçimlerin seçim sloganı "çağ atlamak." Keyifleniyor; kürsüdeki ekrana bakıyor, bağırıyor: "Yaşsayın Istanbullular! Sizleri de görüyorum dinliyorum." Özal'ın pili bitti artık (Baştarafi 1. Sayfada) di ve Sivas'ta bu heyecam gördüğünü söyledi. İnönü konuşurken, kendisini dinleyenlerden bazılan, güzel havaya dikkati çekerek, "Bahar getirdiniz" diye bağırdılar. İnönü, bunun üzerine, "Bugün hava gerçekten bahar gibi. Hep beraber bu demokrasi şölenini yaşıyoruz, ama hep bahar olması için iktidar olup hizmet vermek istiyoruz" dedi. ANAP'ın, programında olmasına karşın Sıvas'a 4. demirçelik tesisini yapmaktan vazgeçtiğini belinen İnönü, SHP iktidannda bunun gerçekleştirileceğını bildirerek şunlan söyledi: "Bizim sözümüz, masalcı Özal'ın söziine benzemez, biz verdigimiz sözu yerine getiririz. Mubalefette iken partileri birieştirmek için ugraştık, birleştirdik. Bir parti daha var, gerçi o birleşmek istemiyor. Ama o da seçimden sonra halledilecek." lnönü'nün bu sözleri üzerine miting alanından, "Bitecek o, bitecek" sözleri yükseldi. SHP lideri, seçim öncesinde herkesin vaatte bulunduğunu, ancak anık kimse inanmadığı için, özal'ın vaatler yerine gosterişli törenler yapmayı yeğlediğini söyledi. tnönü, miting alanındakilerin, "tktidann pili bitti" diye bağırmalan üzerine de şöyle konuştu: "Özal'ın artık pili bitti. Pili bitenleri iktidardan duşüriinüz. Artık bütün yetki, biitün güç sizin elinizde. Özal'ın çevtrdiği dolaphır faydt e«mez. Siz, sosyal demokratlan iktidan getirin, kimse bizi durduramaz." Erdal İnönü, yolsuzluklara da değindigi konuşmasında, vatandaşın 29 Kasım'da ANAP'ı iktidardan düşürüp ilk hesabı soracağını, SHP'nin de daha sonra yasalarm gereklerini yerine getirip hesap soracağını vurguladı. İnönü, SHP'nin Türkiye'de anarşıyı, huzursuzluğu yasatmayacağını da kaydederek, özal'ın kendisinden önce bitirilen anarşi ile halkı korkutmak yerine hayat pahalılığını niye durdurmadığım açıklamasını istedi. İnönü, SHP'nin ük işinin enflasyonu kontrol altına almak olacağını bildirerek, "Bu da mncize bir iş degildir. Enfiasyon kontrol altına alınmadan bir şej yapılamaz. Ama Türkiye'de enflasyonun tek sebebi, Özal yönetiminin hesap ve iş bilmezliğidir"dedi. İnönü, Semra özal'ın başkanı olduğu Türk Kadınını Güçlendirme Vakfı'mn denetim altına alınması gerektiğini söyleyerek, "Resmi ihaleleri kazanmak için bu vakfa bağış vapdması gerektiği haberi ciddi bir suçbunadır. Bu olay, soruşturulmalıdır" dedi. SHP lideri, Sıvas'ta da vatandaşlardan sosyal demokrat iktidarı gerçekleştirmek için oylannı SHP'de toplamalannı istedi. İnönü, DSP'nin küçük bir pani olduğunu ve baraj ı aşamayacağını savunarak, "Bu partide de sevdiğiniz, beğendiğiniz adaylar olabilir, ama barajı aşama>acaklan için onlar da seçilemez, oylanoız neba olur. Sosyal demokratlann iktidan için oylannızı bölmeden SHP'de birteştirin" dedi. "Özal... Özal..." tezahüratı. "Paran var, huzur yok" diye lafa giriyor, "O zaman ne olacak ki?" "Paran yoksa, yiyemedikten sonra, huzurun olmuş ne olacak?" "Eskiyle işimiz yok. Beş sene daha özal'a fırsat verelim." Televizyon... Birinci kanal, ikinci kanal, üçüncü kanal... Telefon... Köprünün birindsi, ikincisi, üçüncüsü... Baraj... Vb/... Emeklilikte değil, gençlikte ev... "Köylümüz eski gaz lambasını kırdı, artık elektrik ışığı var..." Çok kişi böyle konuşuyor Cumhuriyet mey danında. Ûzal'ın "koalisyon olmasınF' sloga nını yineliyorlar sık sık. Mutfak, tencere yanıyor, ama bir dönem daha fırsat verilmeli özal'a; biri böyle diyor "Geleyim, gideyim, göreyim derken geçti ANAP liderinin kafalarda geleceğe dönük olarak çizdiği tablo işte böyle. Etkili olamadığı söylenebilir mi? Hayır. Etkili olduğu çok açık. Tencere, mutfak cayır cayır yanıyor, ancak de gidiyorlar. Antalya'da du;um böyle. tanbul'da sis gerekçesiyie kalkışına izin verümediği için Diyarbakır'a giden bir uçak Izmir'e çevrildi ve Demirel bu uçağa binerek Çiğli Havaalanıi na indi. Demirel, havaalanında, "Ankara'da sis çıktı, onu aşlık. Önümüze çeşitli zorluklar çıkardılar. Bu bir sabotajdır" dedi. Suleyman Demirel, saat 14.30 sulannda Çiğli'den helikopterle Manisa'ya geçti. Mitingin yapıldığı Sultanönü alanının üzerinde birkaç tur atarak yuntaşları selamladı. Demirel, meydanlara "zincirleri kırarak" geldiklerini belirterek, "Eger yasakb Türkiye olsaydı, milleti inim inim inletmiş iktidardan hesap sormak daha zor olacaktı" dedi. Daha sonra TRT kameramanlarına dönerek, "Yedi yıldan beri ilk defa iKl'nin mikrofonu eiimize bugün geçti" diyen Demirel, sözlerini şöyle sürdürdü: "Şükürler olsun, sannayın ki onlar verdiler. Sâke soke aldık. MUIet, zincirleri parçaladı. Bu kadar kötü idare olmaz. Türk mflkti, bunlan başından atmalıdır, atacaktır. Kendilerine o kadar güveniyoriarsa gdsinler, letevizyonda konuşaum. Çagın nesini atladın diye soralım onlara. Onlar söytesinler, 4 senede, 30 senede yapılan kadar iş yaptık diye. Biz de soralım, şu Manisa'ya ne >aptın? Bir Demirköpnı barajı, bir Tavşar barajı. Boldan barajı mı yaptın? Kanallar mı yaptın, bir Soma santralı mı yaptın? Bari şu Akhisar sigara fabrikasını yapsaydın. Ben televizyona çtkmaya hevesli değilim. Mület dogrulan bilmiyor, kafalar bulandınlmış. Millet neredeyse fukaralıgı zenginlik gibi görecek." Demirel, konuşmasının sonunda. "Kırala sahip çıkın. Gelin, bu kabustan Türkiye yi kurtaralım. Manisalılar, 'Kişi acemi berbere bir defa tıraş olur' der. Siz de acemi berbere bir daha tıraş olmayın. Yoksa başınıza saçkıran gelir. Biz Türkiye'ji bugünkü halinden çıkarmaya talibiz. Biz gelirsek evvela hayat pahahlıgını durdururuz. Sonra küçük çiftçinin Ziraat Bankası'na olan borçlannı sileriz, stopajı kaldınnz, gübreden KDV almayız. 49 bin lira olan asgari ücreti net 100 bine çıkannz" dedi. (Baştarafi 1. Sayfada) Zîncirlerî mn PENCERE (Baştarafi 2. Sayfada) Bu.. bu.. Tesadüfen bir çatının önünden geçiyorlarmış, sivrisinek can havliyle bu çatıya atlamış, iki kirişin arasına giztenmiş, gene: Püf, püf, püf... Rüzgâr kızmış, daha hızlı esmiş: Buu.. buu... Daha hızlı: Buuu..buuu... Sonra daha hızlı: Buuuu... buuuu... Fakat kirişin arasına iyice saklanan sivrisineği bir türlü yerinden sökememiş. Hiddetle fırtına olmuş, sonra kasırga, bora, nh hayet tayfun oimuş, başlamış çatıyı sarsmaya... Artık gülmeyi bırakan sivrisinek, af dileyecek yerde: Terbiyesiz rüzgâr!.. Ne oluyorsun? Yoksa bana bu fakirin çatısını mı söktüreceksin? demiş." • Ömer Seyfettin, bir bolümünü yukarıya afdtğım öyküsunde rüzgâr ile sivrisineği konuşturuyor. Rüzgâr neyi, sivrisinek kimi simgeliyor? Kuşkusuz böylesine yakıştırmalar çeşitli yorumlara yol acsın diye yapılır; ama biz diyelim ki rüzgâr bir siyasal akımdır, sivrisinek de bir kişidir. Tarihse) aşamalarda kimi siyasal akımlar kitleleri sarartar, sarsarlar, silkelerler, kapsarlar. Önce bir fikir esintisi başlar, sonra rüzgâra dönüşür akım; kimi zaman kasırgalaşır, toplum katmanlarını altüst edebilir. Kişilerin bu akımların rüzgârındaki yerieri, etkileri, ağırtıkları bir ölçüye kadardır. Bir kişi kitleleri dalga dalga saran siyasal akımın tapusunu cebine koyabilir mi? Bir kişi yaygın bir akıma benliğinin ipoteğini koyabilir mi? Yalnız Türkiye'ye özgü değildir bu kural, insanlık tarihinde hep böyle yaşanmıştır. ömer Seyfettin, rüzgâr ile sivrisinek öyküşünü kaç yıl önce yazdı? Bilemiyorum; ama bugün de geçerli, değil mi? UĞUR MUMCU GOZLEM (Baştarafi 1. Sayfada) Süryanilik bir din değil, mezhep... Bu mezhebin merkezi Antakya... Türkiye'de Süryanilere herhangi bir baskı yapılmıyor... Yapılmıyor, ama yurtdışında iş bulmak isteyen Süryaniler, "Bize baskı yapılıyor" diye soluğu dışarıda alıyorlar. ya da "Ben Süryaniyim" diyen, Batı ülkelerinde hemen "sığınma hakkı" alıyor. Bunun için düzmece belgeler düzenleyenler de var. Mehmet Şener, isviçre'de federal mahkemeye yaptığı başvuruda "Ben Kürdüm, bu yüzden baskı görüyorum" demein "suçlulann iadesi anlaşması" gereğince Türkiye'ye geri M. Ali Ağca'nın suç ortağı "ülkücü ve süahlı sağ eylemci" Yurtdışında "Sahte iltica çeteleri" oluşuyor. "Ben Kürdüm" CUNEYT ARCAYUREK (Baştarafi l. Sayfada) Sonunda nasıl çağdaslastığtmızı dün Esenboğa'da öğrendik. Demirel'in uçağı sabah 09.00'da kalkacaktı. Seçim öncesi atağa kalkacağı ilk gün sisli bir şans geldi DYP liderine vurdu. Bir saat süre ile yogun sis, alana iniş yok. Büraya kadarı doğanın Demırel'e armağanıydı. Ama daha sonra Özal'la nasıl çağdaşlaştığımızı ögrenmeye başladık. Peki, uçağın kalkması olanaklı değil mıydi? Evet, ama alanda sozleşmesi yapılmasına, saat gün dakika saptanmasına karşın, Demirel e verilecek tek bir uçak yoktu. Oysa Türk Hava Yollan'nın her türlü olasıhğı göz önünde tutarak kiralanan uçağı hazır etmesi gerekmez miydi? Demek ki gerekmiyormuş. hava alanına iniş yoksa, meteoroioji izin vermiyorsa havaalanı açıldıktan sonra da İstanbul'da yolcu alacak bir uçak Ankara'ya gelecekmiş ve efendim bu uçak Ankara'ya gelirse biz de Demirel'le İzmir'e, oradan saat 12JJ0'deki mitinge gidebilecekmişiz. Sis kalktı, fakat nedense İstanbul'dan uçak bir türlü gelmiyor. Saatler geçiyor, DYP'lilerde bir telaş. Demirel yolcu salonunda bir iskemleye çökmüş, sinirini belli etmemeye çalışıyor, ne çare gözü saatinde. Ulaştırma Müsteşar Muavini Ayhan Bolar anlattıklarına göre THY Genel Müdürü Yılmaz Paşa'yı evinde bulabilmiş. O sırada Adana'dan gelen bir uçak var. Demirel e verilmesini öneriyor. Söylenenlere bakılırsa genel müdür pasamız, "Canım bir saat daha beklerse kıyamet mi kopar?" diye terslenmiş. Müsteşar muavininin de o sırada terslenmesi tutmuş, "kopar" diye yanıt vermiş. Kopardı kppmazdı, Adana'dan gelen uçak İzmir'e kalkardı kalkmazdı derken, 3 saat 50 dakikalık bürokratik dironmeden sonra havadayız. Uçakta DYP'lilerin söyiediğine göre, ilgililer DYP'ye bir öncelik tanınmasına çağ atlayan Başbakanımızın fena halde bozulacagından kaygı duyuyor, bu nedenle çeşitli "teknik anzalar" öne surüyorlarmış. "Bir fırsat daha verelim" diyenler, şimdilik ön miş miydi? Ve mahkeme bu gerekçeye dayanarak Şener Temel (Baştarafi 1. Sayfada) belinen uzmanlar, ilk olarak bütçe açıgının azaltılması için yeni yasa çıkanlmasını gerektirmeyen küçük çaplı baa vergi düzenlemelerine gidilmesini öneriyorlar. Yeni vergi düzenlemeleriyle ilgili çalışmalar özetle şöyle: 1. Denetim ve Teşhir: Referandum veardından da genel seçimler nedeniyle gevşetilen "etkin ve yaygın vergi denetimleri" yeniden hızlandınlacak. 1985 yılı başında çıkarılan vergi yasalannda yer almasına karşın, bugüne kadar yapılamayan "vergi kaçakçılanmn" teşhiri uygulaması başlatılacak. Vergi kaçırdıklan saptananlar, TRT ve basına verilecek kamu ilanlanyla teşhir edilecek. 2. KDV kapsamı genisletilecek: Katma Değer Vergisi (KDV) bütün mal ve hizmetlere yaygmlastınlacak. KDV yasasımn yürürlüğe gırdiğı 1984 yılından beri sürekli olarak ertelenen temel gıda maddelerine de KDV uygukımasına 1988 yılında geçilmesi öngörülüyor. Halen sıfır olar temel gıda maddelerindeki KDV ora nının, ilk aşamada yüzde 3 veya yüzde 5'te tutulabilecegi belirtildi. 3. Vergi iadderi: Vergi iadesi uygulamasmda da hem kapsam yönünden, hem de oran yönünden bazı değişiklikler yapılacak. Vergi iadesi kapsamına giren mal sayısı azaltılacak. Belge düzeninin yerleştiği ve vergi kaçağının sıfıra yakın olduğu sektör ve mallardan vergi iadesi uygulaması kaldınlacak. llgililer, vergi iadesi kapsamı dışına çıkanlacak mallardan ilk akla gelenlerin; televizyon, buzdolabı, çamaşır makinesi ve benzeri dayanıklı tüketkn mallan olduğunu belirttiler. Aynca, ilk 30 bin liralık harcamalar için uygulanan yüzde 20'lik vergi iadesi oranının düşürülmesi öngörülüyor. Yeni düzenlemede, 50 bin liraya kadar olan harcamalar için yüzde 15, 50100 bin liraya kadar olan harcamalarda yüzde 10 ve bunun üzerindeki harcamalarda yüzde 5 oranında vergi iadesi uygulanması veya, 100 bin liraya kadar olan harcamalarda yüzde 10, bunun üzerindeki harcamalarda da yüzde 5 oranında vergi iadesi uygulanması biçiminde iki ayn secenek yer alıyor. 4. Devlet tahvili ve gelir ortakhğı senetlerine stopaj: Bakanlar Kurulu kararıyla vergi dışı tutulan gelir ortaklığı senetleri, devlet tahviileri ve Hazine bonolanna da yüzde 10 oranında gelir vergisi stopajı getirilmesi öngörülüyor. Gelir ortaklığı senedi ve devlet tahvillerinin vergi muafıyeti kapsamında bulunmasının Maliye'yi önemli ölçüde vergi kaybına uğrattığı belinildi. Tedavüldeki gelir ortaklığı senedi, bono ve devlet tahvili tutannın 6 trilyon liranın üzerinde olduğunu belirten yetkililer, bunların yıllık ortalama faiz getirisinin de 3 trilyon lira civannda olduğunu belirttiler. Söz konusu menkul değerlere yüzde 10 stopaj uygulanması durumunda bundan en az 300 milyar liralık bir vergi geliri sağlanabilecek. Aynca, devlet tahvillerinin vergi muafiyeti kapsamında olması nedeniyle, büyük şirketler kârlannı tahvil geliri olarak göstererek, kurumlar vergisi ödemekten de kaçınabiliyorlardı. Bu muafiyetin kaldınlmasıyla kurumlar vergisi hasılatımn da önemli ölçüde artması bekleniyor. Verilen bilgilere göre, vergi iadelerinin azaltılması ve temel gıda maddelerinin de KDV kapsamına alınmasıyla ücretli kesimin ve dargelirlilerin vergi yükü artacak. Artan bu yükün telafi edilebilmesi için de, asgari geçim indirimi ve vergi dilimlerirun yükseltilmesi öngörülüvor Ordumuz da çağ atladı rek, "Türldye çag athyor. Kızantar vmr. İp atayor diyorlar" şekBnde konuşru. Turgut özal, karşısında çekim yapan uydu kamerasına talimat vererek, "Kalabahfe göster, sadecc beni göstenne. Istanbullular, Antalyalılan da görmn. Türkiye'nin çag atladıgını herkcs gorsün" dedi. Başbakan Turgut özal, konusmasına daha sonra şoyle devam etti: "Vattndaşlara gençüginde ev sahibi yapacaguuza söz vermiştik. 3nnon için Toplu Konut Fonu'na kaynak yaratok. Kaçak sigaradan normal hale geçtik. Böyiece fona 500 milyar liralık gelir saglandı. Eski kaçakçüar bize hayır duası etmezler. aata yağma yok. Herkes ögrendi kimin tyi iş yaptığını. Toplu Konut Fona'adan 1^ yılda 1.5 trilyon lira kredi ssflanmışür. Bunun 1 trirjon lim da ödenmistir. Toplu konutta da çat «şük." Savunma sanayii konusunda da çağ atladıklannı ileri süren özal, "Güzel bir ülkemiz var. Onnn için hcrttesfaı gözii Dİkemizde. Türk Süahh Knvvetleri'ni göçlü tuımaya mecbmnu. Ekonomisi giiclü olmayan ülkeain süaolı kuvvetleri de güçlii olanaz. GüçJendirmenin yolunu da bulduk. SUabiı kuvvetlerin vakıflannı bir tek vmkıf baline getirdik. Türkiye F161aria süahiı kuvvetlerde çağ atfaub. Eddşehir'deki jet rootonı fabrikasında >apılan parçalan, dısany» da ihraç ediyoruz" dedi. Başbakan özal, Türk halkının eski liderlere oy vermeyeceğine inandığuıı vurguladı, (Baştarafi 1. Sayfada) GEV uygulama otelinin açıhşını da yapan Başbakan aynca bir otelin temel atma töreninde bulundu, ardından Antalya'ya döndü. Başbakan özal gece lslanbul'la geldi, bugün Çorlu ve Lüleburgazda halka hitabedecek olan Özal, daha sonra EdirneKapıkule çevre yolunu hizmete acacak. Unutulan Gözüm, çağ atlatma gösterisi için özel olarak Ankara'dan gelmiş, uydu merkezinin yanında gazetecilere bilgi veriyordu. Ama ABD'den gelen seyyar merkezlerle ilk kez sergilenen bu "noazzam" teknoloji içinde küçük bir şey unutulmuştu ki, az daha Türkiye çağ atlayamacakü: lstanbulun güneşi... PTT ilgilileri, seyyar uydu merkezinin antcnini lstanbul'un sabah güneşine karşı kurmuş, Antalya'yla karşıhklı ayarlannı yapmış "Çag atlatmayı bekliyordu." Ancak Ingiltere'den ilk kez getirilen 30 tonluk dev ekran ne yank ki dünyanın hiçbir yerinde güneşe karşı görüntü veremiyordu. Saatler 11.00'i gösterirken gittikçe daha parlayan tstanbul guneşine bakıp, hava kapasın diye duaya başlayan PTT yetkilileri ise Ankara'dan gelen telefonla ferahladılar. Esenboğa'daki sis yüzünden Başbakan Özal Antalya'ya hareket edememişti. Başbakan'ın ucağı 2 saat aksamış, güneş dualann kabulü yönünde Saraçhane geçidine doğru biraz eğilmeye başlamıştı. Bu arada "gdecek çağı bckleyenler" sıkılmasın diye videodan dev ekrana yansıtılan yabancı pop topluluklar kulaklan sağır edercesine yükselen "Ötem ben, Ölem ben" ve "Selam gerinnisem" türküleri eşlik ederken, "çagdaş sesgörüntu kombinezonlan" yaratılıyordu.Saatlerl3.45'i gösterirken güne? iyice ters yöne eğilmiş ve ekranda Başbakanuı Antalya'ya vardığı yazılmıştı. Az sayıdaki izleyici ekranda Başbakan özal'ın otobüsünün kente girişini zorlukla izledi. verilmesi istemini geri çevirmiş değil miydi? . Görüyorsunuz, inançlar, ideolojiler ve etnik kökenler, belli suçları ve suçlulan gizlemek için birer kalkan gibi kullanılıyor. Bugün Avrupa'da, iki Kürt örgütü arasında savaş yaşanıyor. PKK teröristleri "KOMKAR" (Almanya'daki Kürdistanlı Işçi Dernekleri Federasyonu) adlı Kürt örgütü ileri gelenlerini öldürüyorlar. DevYol ile PKK arasında acımasız bir savaş sürüyor. RKK ve DevYol militanları birbirlerini sıkıştırdıkları yerlerde öldürüyorlar. Olayları yakından izleyenler bu çatışmalan biliyorlar; izlemeyenler ise bu cinayetlere bir türlü akıl erdiremiyorlat. «Cj Bu kavga gürültu arasında ortaya bir de "TKPB" adlı örgut çıkıyor... "Türkiye Komünist PartisiBiriik" adlı örgütün (Baştarafi 1. Sayfada) Muhalefet caddesi Sıvas'ta Mevlana caddesine mahkum edilmekle bitmiyor haksızlık. Havaalanından kente uzayan 19 kmMik yol boyunca yüzleree otoluk, binlerce kişilik konvoyu bir tek devlet görevlisi korumuyor. Heyecan içindeki panililer, gençler, çocuklar seçim otobüsünün önünde, arkasında, itiş kakış içinde koşuşuyorlar. Partililer, araçlannı lnönü'yegörünmek, el sallamak sevdasıyla ve birer Romab gladyatör edasıyla sürüyorlar. Otolarından yarı bele kadar sarkanlar motosikletin arkasına ters oturup haykıranlan, minibüslerin üzerinde pankartlan ile yelkenli kullanır gibi dikilenleri uyaracak bir tek polis yok. Başbakan başkentin ortasında bile damlardan, balkonlardan, hatu minare şerefelerinden korunurken, muhalefet liderine bir trafık otosu bile çok görülüyor, konvoyu ilerlerken. Bu, hükümetin muhalefete verdiği öneme, önemsizliğe bir başka simge. tnönü, 30 kişilik sınıfta fızik dersi anlatır gibi sakin, yumuşak. gösterebilirlerdi" diyor. "Sıvaslılar, beni doyuyor musunuz?" diye soruyor. Caddenin bir yokuşla kesişen genişce yerinde toplanan S'vaslılar ekrana nasıl yansıyacak? Cadde ortasında miting yapmak zorunda bırakılmak çağ atlatan iktidarın insanm tepesini attıran bir başka kurnazlığı mı diye soruyoruz Fikri Sağlar'a. Sağlar, gülerek "Ne yapahm, Mevlana caddesine bile şükür. Şçmsi Tebrizi çdunazını bile gösterebittrlerdi" diyor. Uzayıp giden caddeyi insanla dol (Baştarafi l. Sayfada) Ser|>est bölgeyi açtı Başbakan Turgut Özal Antalya konuşmasından sonra serbest bölgenin açıhşını yaptı. "Ufuk tammayan Başbakan", "Çağ atlayan kaptan", "Stnayinin ağası" pankartlan arasında konusan Özal, Mersin'den sonra Antalya Serbest Bölgesi'nin açıhşını yapmaktan mutluluk duyduğunu söyledi. "En önemli mesele işsizliğin önlenmesi ve kalkınmanın devamıdır" dedi. özal daha sonra kurdelayı kesti ve bu alandaki iki ticari işletme binasının temelini attı. Kemer'de TU durmak kolay değil. Dolsa bile hangı hoparlör düzeniyle SHP sesini duyurabilecek? İnönü bunu büiyor, bu o kadar açık ki. tnönü'nün mikrofonu alır almaz, "Sesimi duyuyor musunuz?" demesi bu yüzden. özel uçakta tnönü'yle konuşuyoruz. Gazeteleri henüz bitirmiş. En ilginç haberi soruyoruz. "Sizin gazetedeki tek süıunluk 'ANAPTı bdediyecivtsuçüstü' haberi. Mamak belediye başkan yardımcısımn Gölbaşı villasının inşaatında kulbuımak için belediye araayia götürdüğü kerestelere polis tarafından sucüstü yapılması haberi." tnönü belediyelerdeki yolsuzluk bakımından değil, özal'ın iktidar anlayışı bakımından haberin önem taşıdığını söylüyor. "Bu kadar da olsnn artık anlavişı beledö'e başkan yardımcısı için, bu kadar olan kişisel çıkarian, makam büyiidükçe artıyor, artıyor... Ne kadar olacağını artık Allah biliyor." İnönü, yann Ankara'ya gelmeleri beklenen TKP veTlP yöneticilerinin gelmesiyle ilgili görüş açıklamaktan belirgin bir biçimde kaçınıyor. Kendincehaklı nedenleri var. "Partiler ve programlan bizim dışımızdadır. Benim bu konuda görüş açıklamam gereksizdir. Bizim için tek önemli şey var. O da secimdir ve secimleri kazanmak." Özal'ın oy toplamak için her türlü hileye, kurnazlığa fırsatçılığa yöneldiğini, "çağ atlamayı" kendisi için gercekleştirdiğini, 1983 seçimlerinde uygulanan TV'de tüm parti liderlerinin katılacağı açık oturum düzenlenmesi için başvuruda bulunacaklannı anlatıyor. Genel Sekreteri İbrahim Seven, Brüksel'de düzenlediği basın toplantısında TKPB'ye bağlı "Kürdistan Komünistleri Birliği" adlı örgütün Türkiye'de eylemlere girişeceğini söyaçıklıyor. İbrahim Seven de "Süryani" kökenlidir. Bu yüzden, Ermeni terör örgütü ">Asa/a"ya da Kürt terör örgütü "PKK" ile birleşmesi "MarksistLeninlst" amaçlar uğruna mıdır? Yoksa bu birleşmede "etnik" birtakım düşünce ve stratejiler mi rol oynamaktadır? işin bu yanı henüz kesin değildir. İbrahim Seven adı ilk kez, 12 Mart öncesi Ortadoğu Teknik Üniversitesi öğrenci eyiemleri sırasında duyuldu. 1969'da ABD Büyükelçisi Commer'ın makam arabasını rektörlük önünde yakan öğrenciler arasında yer alan Seven, bu eyleminden dolayı tutuklandı. Büyükelçi Commer'ın arabasını yakanlar arasında Taylan özgür de vardı. özgür, İstanbul'da Beyazıt Meydanı'nda polis tarafından vurularak öldürüldü... Yusuf Aslan, 12 Mart döneminde, Deniz Gezmiş ve Hüseyin inan ile birlikta Ankara Sıkıyönetim Mahkemesi kararı ile asıldı... Seçkin inçeefe, ODTÜ'yü bitirerek, yüksek maden mühendisi oldu. İnceefe, geçen hafta geçirdiği bir kalp krizi ile yaşama gözlerini kapattı. Aynı oıayda yer alan irfan Uçar, 12 Mart'ta DevGenç örgütü sanığı olarak yargılanırken mahkeme önünde Süleyman Demirel'i öven sözler söyledi. DevGenç davası dışında aynca İsrail'in istanbul Başkonsolosu Elrom'u kaçırıp öldüren THKC (Türkiye Halk Kurtuluş Cephesi) örgütü davasında yargılanan "hızlı devrimci" Uçar, 74 affı ile serbest bırakıldı. Uçar'ın siyasi düşünceleri de bu tahliye kararı ile birlikte uçtu! Uçar, daha sonra "güvenli bir yol seçerek" özel ve güzel sektörde yerini aldı... Bu arada, Elrom'u kaçtnp ötdürenlerden hava yüzbaşı Hyas Aydın'm ne olduğu, ne yaptığı, nerede olduğu bin bir bilinmeyenli "terör bttmeeeteri" arasında unutuldu gitti. Süryani kökenli İbrahim Seven, bu eylemlerden sonra yurtdışına kaçtı. Bugün Avrupa'da DevYol ve PKK arasında acımasız bir silahlı savaş sürerken, Seven, TKPB Genel Sekreteri kimliği ile Brüksel'de ortaya çıkıyor, Brüksel1 de silahlı eylem kararlarını açıklıyor. Seyen, bu açıklamaları ile bin bir bilinmeyenli terör bilmecelerine bir kara kutu daha ekliyor. Ermeni ve Kürt sorunlarından sonra şimdi Marksistlik Leninistlik perdesiyle bir de "Süryanilik" konusu mu ortaya atılacak? Belirtiler öyle gibi... lüyor. Aynca "PKKnın silahlı eylemlerini desteklediklerini" de " PUTLARI KIRAUM " Kültür yaşamımızın "dokunulmazlarf tartışılıyor sin,Burhan Felek ve diğerieri... 1948 Olimpiyatlan'ncla güreşteki zafer bir efsane, Reşat Nuri'nin Çalıkuşu romanı calıntrydı... • Can Yücei: "Demokrasilerde tartışılmayacak hiçbir değer yoktur. Enis Batur: "Sorun putlarda değil puthşhranlarda" E<» Ayhan: "Nâzım'ın 1950'den sonra yazdıkları kartpostal şiirdir." Ruhi Ayangil: Zeki Müren İstanbul Türkçesi'ni bozmuştur." Metin Erksan: "Yılmaz sıradan bir sinemacıydı." Hüseyin Hatemi: "Nedp Fazıl duygusal övgü ve sövgülerie Müslümanlan pasifize etti." • Nâzım Hikmet, Necip Fazıl, Yılmaz Güney, Zokl Müren, Aziz Ne BUGUN CIKTI • Bir kaçışın ve hapishane yıllarının öyküsü. "Kaçıyordum... Durdurmak için değil öldürmek için ates açtılar... Kaçışımın ikinci gecesi, çaresizlik içinde Uzunköprü'de trenden atladım, amacım sının yürüyerek geçmekti... Bugün hayatımda yeni bir sayfa açılıyor. Eğer beni vururlarsa nerkes katilin kim olduğunu bilecek..." •Secim sonrası ANAP hükümeti kimlerden oluşacak. Özal'ın yeni gözdeleri ve gözden düşenler. •Yeni bir af umudu. Sıkıyönetim mahkemelerinde yargılananların cezaları azaltılacak mı? • Nâzım Hikmet için kampanya başlatıldı. Dostları Nâzım'ın vatandaşlıktan çıkartılma kararının kaldınlması için harekete geçtiler. • Eşcinselleri ölüm korkusu sardı. "Eşcinsel cinayetlerinin" failleri bulunamazken, saldırıların artması dikkati çekiyor. • Alternatif tarih gündemde: Yalçın Küçük: "Resmi tarih copla okutturuluyor." Şükrü Hanioğlu: "Yeni rejimler tarihi yeniden yazariar." SH>AT CANER ANLATIYOR Demirel uçağın ortasında, "Hadi bir sure hava muhalefeti. Ya 2.5 saattik THTnirt tutumuna ne demeli? Bu tutumu sabotaj telakki etmemek mumkun değff" diye bağırıyor. Onun sıkıntısı başka. Halk gelmiş Manisa'da miting alanına, saat 10.00'dan beri bekliyor. Vakit geçtikçe dağılabilirler. DYP lideri bundan da önemli ölçüde kaygılanıyor. Kaç yılın siyasetçisi Demirel, böyle'durumlarda bilmez mi ne olacağını? Bizim derdimiz göremeyeceğimız bir miting üzerine yazı yazmak. Hani hiç başımıza gelmemişti, bir mitingi dağıldıktan sonra izlemiş olmak. Kısacası kasabın derdiyle koyunun derdi bambaşka. Nefes nefese çağı yaşıyor, kanter içinde çağ atlıyoruz. Başbakanı mı soruyorsunuz? Devlet uçağıyla parti propagandası yapmak üzere bizden en az 2.5 saat önce Antalya1 nın mavi kıyılannda nutuk atıyor ol(Baştarafi 1. Sayfada) malı. Çağ atlamamızın örnekleri solık Basın Müşavirliği, dün bir açıkna erecek gibi değil. İzmir'de biz otobüse, Demirel tabii helikoptere. lama yaparak, Kutlu ile Sargın'ın Böyiece havadan giden liderle kaTürkiye'ye gelişini bir "tertip" olarak radan kovalayan çagdaş insanlar niteledi ve "Avrupa'daki bazı çevreManisa'ya doğru. lerin tevessül ettikleri bu tertiplerin, tam demokratik şekilde yapılmakta Manisa'ya girdik, yollardan dana olan genel secimlerin meşruiyetine ölüleri toplanıyor, her yer kan. Mihiçbir şekilde gölge düşürmesi mıimting alanını boşalmış sanıyorduk, 4 kün değildir1 dedi. saat önce gelenler orada bekleşiHer iki örgütün de yasal olmadığı yor. Demirel, kampanyanın ilk günü başına gelenleri, "7987 Turkiye kaydedilen açıklamada, 1980 öncesi si'nden manzaraiar" diye niteliyor ve ve sonrasmda bu örgütlerin üyeleri hakkında açılan davalann hükme "Buyle devlet olmaz" diye sürekli bağlandığı belinildi. Devlet Güvensöyleniyordu. Utanmasa ayaklarılik Mahkemelerinde açılan bazı danı yere vuracak. valann ise halen sürdüğüne dikkat Demek ki ilk önce bir saatlik sis. çekilen açıklamada, şöyle denildi: Sonra iki saatlik bürokratik sis "Açılmış ve hükme bağlanmış daperdesi. valarda, balen görülmekte olan daÇağı nasıl atlamaya başladığımızı valarda; bu iki illegal parti mensupbilmem bu bilgiler, irdelemeler anlatabiliyor mu? Çağ yerine bu tür lan hakkında silahlanmak, süahlan eylem bölgesine sevk etmek, bir parengelleri atlaya atlaya dünkü Maniünin mensupianna karşı silah kıdlansa mitingini güya izlemiş olduk. mak, usulsüz aidal toplamak ve sahte Sonra Demirel'in uçağı bizi atlahüviyet çıkararak, hücreler halinde yıp Ankara'ya dönmesin diye nefes örgütlenmek, devrimci eylemle iktinefese, kanter içinde izmir Havaadan yıkmak vc ülke>i bolmek yolunlanı'na geldik. Kutlu ve Saı^ın da faaliyette bulunmak, kendi fraksiyonlan arasında şiddet kullanmak, yalnız yüksekögretinı müesseseierinde degil, ortaögretim kurumlannda da yaygın bir ideolojik örgütlenme vt militan faaliyetler ile egitimi aksatmak vesaire suçlar bulunmaktadır. Bundan da anlaşüacagı üzere, söz konusu partiler, terör faaliyetlerine aktif şekilde katılnuş ve bu nedenle illegal örgütler olarak faaliyetten men edUmiş bulnnmaktadırtar. Diger bir yasadışı örgütün çok kısa bir süre önce seçimlerte ilgili olarak dagffiıgı bildirilerde, seçimlere katıhnmaması, buna karşılık iktidar olmak için silahlı eylemlere başvurulması acıkça savunulmaktadır." Başbakanlık Basın Müşavirligi'nin açıklamasında, Kutlu ve Sargın'ın Türkiye'ye gönderildiklerinde, yasalar uyarınca polis tarafından gözaltına almacaklan ve sorgulandıktan sonra DGM savalığında da sorgulanmaya sevk edilecekleri büdirildi. Ayrıca Kutlu ile Sargın'ın tutuklaıup tutuklanmayacaklanna DGM'nin karar vereceğini kaydedildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle