21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 KASIM 1987 HABERLER CUMHURİYET/7 K>ĞRU SEÇİM 87' DIYDUK/GORDUK YALÇI1% PEKŞEH \ ANAPkasedi müzikeğlence prograım gibi CANAN GEDİK ANKARA "Kekligi düz ovada avlariar, kanadını kanadına bagtartar". 4Hareketli Silifke oyununun bitiminden sonra, ekran birbirine kavuşturulmus iki tombul el ile aydınlanıyor. Kenetlenmiş ellerin ardından önce Başbakan Turgul Özal'ın başı, sonra da tüm gövdesi ekraıu doldunıyor., özal, "ANAP selamı" dumşunu bozmadan konuşmaya başlıyor: "Bu işareti lanıyorsunuz. Bu, birlik ve beraberiik demektir. Bugun her zamankinden fazla biriik ve beraberlik günüdur. Turkije, daha çok iş başaracak bir esige gelmiştir. Başlatılantann yanm kalmaması için, biriik ve beraberiik şart." Ve tok bir erkek sesi Özal'ı bastınyor: "lşle diin, işte bugün, işte yannlar..." Ekrana bu kez 1978 ve 79"lu yıllardaki benzin, gaz, sigara, yağ kuyruklan geliyor, ardından gazete maRsetleri: "Kaçakçılrk arrjyor Hükümet karaborsacıya teslim oidu..." Ekran birden karanyor. Kimliğinin belli olmaması ıçin karartılmış bir yuzden şu cümleler dökülüyor: "Ben eskiden kaçakçıydım kardeşim. Biılun kaçak mallann alımını saümını yapardun. Tutturabildigime; oe paralar kazaruvordum. Ama şimdi, kaçak mallann alımı da serbest, satışı da. lyi, hoş oldu. Memleket menfaaline kaçakçılık durdu, ama biz de olduk." 1980 öncesi otomobıhnde Doğu Beyaat'tan aldığı fıncanlar bulununca, 6 ay 20 gün hapis ile cezalandınlan tiyatro sanatçısı Lale Oraloglu konuşuyor: "Turnedeydim. Piyeslerimde her gün iki fincan kınlması gerekiyordu. Bunun için uç don şehirde bir fincan takıoılannı yeniliyordum. Dogu Beyazıt'Un da 23 takım fincan aldım. Bunun kaçak oMuğu aklıma bile getanedi Sonucu biliyorsunuz. 6 ay 20 giin hspisle cezalandınidım. Şimdi kanun degişü..." özal'ın "29 Kasımda sandık başuu" çağrısının ardından Ahmet özhan , "Sen bir parça seviver, ben onu sel eglerim" şarkısı ile araya giriyor, ardından Nükbet Duru, oryanf tal dansözlere taş çıkartan bir kıya: feti ile "Canım benim, giilnm benim..." şarkısını söylüyor. Belkıs Akkale'nin "Cumbullu" türküsü ile Ferdi Özbegen'in "Diyar diyar dört yanı gezdim. Karşıma çıkmadı dengim" şarkısı eşliğinde, ortadireğin "Artık mutlu mensuplan" göbek atıyorlar. ANAP'ın seçime kadar il ve ilçe merkezlerinde "gösterime koyacafı" video bantı, Özal'ın belediye hizmetlerini anlatması ile devam ediyor. Yüksel Uzel, İstanbul Belediye Başkanı Bedrettin Dalan'ın çelengi önünde "Anm balım petegun" diyor, ortadirek yine mutlu. Spor ve Sergi Sarayı'nı dolduran ortadirek, bir yandan şarkıya eşlik ediyor. Bir yandan da ANAP selamı veriyor... Zeki Alasya ve Metin Akpınar'ın kısa parodisini Karadeniz'in horonu tamamlıyor. Erol Evgin'in 'Yas tutmastn gönuller, aglamasuı bülbülkr C ınden sonra ekran yine kararıyor, w sonra kırmızı alevler ve anarşi... Ulusal Video"nun haarladığı kısa metrajh bir film .. Yıl 1977. Yaşasaydı, bugün 29 yaşında olacak olan trfan gece yarısı yol ortasında ölduruluyor. Oğlunu pencere önünde bekleyen annenin feryatları... Yine dönemin gazete mznşetleri ve bir vatandaş konuşuyor: "Şimdi 'Arkamda bir damla kan. ANAP ŞOV BAŞUYOR Başbakan Turgut Özal'ın Antalya mitingini anında Istanbullulara seyrettirecek "dev televizbir damla gözvaşı bırakmadık' diyen yon ekranı" dün Saraçhanebaşı'nda bir TIR üzerine monte edildi ve ilk deneme gösterisini yaptı StartVision denilen lere şaşıyonım." Metin AkpınarZeki Alasya ve 8 sanatçıyla propaganda Tahtalı Köye Yolculuk (II) F.AImanya'nın Hessen eyaletinde 1986 yılında 136.013 Törk yaşıyordu. Bunlann yüzde 83'ü 45 yaşından gençti. Fakat çoğu hastaydılar. Ölüm yaşı ortalamalan ise 407 geçmiyordu. Bu sorunun nedeni ve çözümü biliniyordu, ama ANAP hükümeti yetkililerinin gözü oy ve dövizden başka bir şey görmüyordu.. G Kasettekiler ekranı getıren işadamı Ercan Erdem, 'Türkiye'nin çağ atladığını ekranla kanıtladık" dedi. Erdem, ekranın, İngiliz firmasından kaça kiralandığını açıklamadı. 6 metre yukseklığınde ve 8 metre genişliğindeki ekran Türkiye'de 6 kez kullanılacak. Kaça kiralandığı bilinmeyen ekranın kullanılması içın ANAP PTT'ye 30 milyon lira ödedı. Başbakan bir dizi açılış yaptı Özal: Bizi anlayamazlar Ahmet Ûzhan Emel Saym Başbakan Ozal yine ekrana geliyor ve "Bugün huzur ve güven dolu bir Türkiye'de yaşıjoruz. Bizim kimse ile bir kavgamız yoktur. Baştakiler o zaman kavga edeceklerine uzlaşmaya çalışsalar, daba iyi olmaz mıydı?" dıye soruyor. Ajda Pekkan ve Emel Sayın'ın seslendirdiğı şarkılardan sonra "Çag atlayan Tiirkiye" sloganını kanıtlarcasına, refah ve mutluluk tablolan.. Almanya'daki yakını ile telefonla göruşebilen köylüler, videolu, bilgisayarlı gecekondular, otomobilinden telefonla görüşen işadamlan, köpruler, barajlar ve ışıklı yollar... Pistten havalanmakta olan bir F16 uçağı görüntüsu ekrandan silinince, yine özal geliyor ve bant Özal'ın şu sözlerı ile noktalanıyor: "Türkiye artık bir nçak gibi yükselişe gecmiştir. En tehlikeli an, uçağı n tekerieklerinin yerden kesildiği andır. Biliyorsunuz, uçak yukselişe geçerken, pilot değiştirilınez.." ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Turgut Özal, ekonomik modellerinin bazı kişilerce halen anlaşılamadığını bildirdi ve "Bizim yaptıklarımızı anlayamıyorlar. Anlayacaklannı da zannetmiyorum. Biz köpriiyü, barajı satıp, bunlardan aldığımız parayla yeni yatınmlar gerçekleştiriyoraz" dedi. Özal, dün Ankara'nm su gereksinımini 2010 yılına kadar karşılayacağı bildirilen Kınık Su Tüneli'rün açıhşını yaptı. Başbakan burada yaptığı konuşmada, büyük kentlerin 1015 yıllık birikmiş sorunlarının kendilerinin iktidarı döneminde önlerine geldiğini belirterek, "Biz bunlan çö/meye çalışıyoruz" dedi. Daha sonra Ankara'r.ın yeni Uçesi Kazan'a giden Özal, ilkokulda öğrencilere Çevre Genel Müdürlüğü'nün bastırdığı "Çevre ve Çocuk" adlı kitabı dağıttı. Kazan'da belediye tarafından yaptınlan kooperatif evleri biten yurttaşlara anahtarlarını veren özal, yaptığı konuşmada, muhalefetin kendilerinin çağ atlamak deyimini "ip atlamak" olarak algıladığını ve bunu çeşitli defalar dile getirdiklerini belirterek, "Çağ atlamak yerine ip atlamak diyoriar. Şimdi uydu antenleriyle dünya televizyonlannı izliyoruz. Antalya'da miting yapacağız ve bunu aynı zamanda dev bir ekranla İstanbul'a izlettireçeğiz. Bu mitingi aynı zamanda İstanbul'da yapmış olacağız. Çağ atlamak budur" dedi. Başbakan Özal, öğleden sonra da Keçiören'de halka hitaben yaptığı konuşmada, beş yıl içinde okullara bir milyon bilgisayar dağıtılacağını bildirdi. Özal, "Amerikalı, Avrupalı çocuklar bilgisayarı görüyorlar. Bizimkiler niye görmesin? Hem bizim çocuklanmız daha akıllı, cin gibi çocuklar" dedi. IzmirAydın paralı otoyolunun yapım anlaşması imza törenine katılan Başbakan özal, bugün trafik sıkışıklığı olmadığı takdirde, İstanbul'dan Ankara'ya 5 saatte gidilebildiğini belirtti. özal, "İnşaatı başlayan otoyollar, kademe kademe devreye girecektir. Bununla da kalmayacağız. Aydın'dan Denizli'ye, belki Ankara yönüne, ileride Irak sınınna kadar gideceğiz. Turkiye'yi güneyden kuzeye kesen bir otoyol sistemi getireceğiz" dedi. IESSEN Giessen, Batı Almanya'nın küçük kentlerinden biri.. Fazla tanınmış ve fazla güzel bir yer değil, ama tek veya iki katlı, dik çatılı yapılarıyla tipik, son derece düzenli ve bakımlı.. Bizı de hafiften ilgilendiriyor.. Çünkü nüfusu 100.000'i aşmayan bu kentte 10.000'den fazla Türk yaşıyor. Demek ki Giessen nüfusunun en az onda birini biz oluşturuyoruz. 10 Eylül 1987 tarihinde bu köşede yayımlanan "Tahtalı Köye Yolculuk..." başlıklı yazımda, bu kentte yapılan bir araştırmadan söz etmıştım Olayı kısaca özetleyeyim: "Almanya'da yasayan Türk hastalara yanlış tanı (teşhıs) konulduğu ve yanlış tanı konulan hastaların oranının % 66'lara vardığı saptanrnıştır. Alman hastalar arasındaki yanlış tanı oranı ise sadece % 28.1'dir. Öte yandan yanlış tanı konulan veya hasta değildir dıye (tanı konulmadan) gerı gönderilen hastaların büyük çoğunluğunun cıddi hastalıklara yakalanmış olduğu ve bir kısmının hayatlarının ancak acil ameliyatlar sonucu kurtarıkjığı anlaşılmıştır." Giessen Üniversitesi yetkililerı, konuyla ılgilenmem nedeniyle benı, durumu yerinde gormem içın çağırdılar. Bu hafta başında bırkaç günü Giessen'de geçirdim.. Görduklerim ve duyduklarım şunlar: ÖLÜM YAŞI 40 entın küçüklüğüne oranla dev boyutlarda görünen Giessen Üniversitesi'nin polikliniklerinde yüzlerce Türk yatıyordu. 196O'lı yılların başlarında davulluzurnalı törenlerle Sirkecı ganndan uğurlarken, hepsi genç, hepsi sağlıklı olan (çünkü Alman doktorlar tarafından tepeden tırnağa muayene edilerek, hiçbır ruhı veya fizıki bozuklukları olmadığı saptanmıştı) bu ınsanlar, şimdi yataklara serilmişlerdı. Çoğu son derece sağlıksız, hastalandıkları takdirde ölüm yaşı ortalamalan 4O'ı geçmeyen insanlardı bunlar.. Hastalanıyortardı.. Çünkü Psikosomatik Hastalıklar (ruhsal bozuklukların yarattığı organik hastalıklar) Kürsüsü Başkanı Prof. Dr. Mıchael VVİrsching'e göre, "Anadolu'nun kırsal kesimlerınden medeniyetin tam ortasına düşüyor, daha doğrusu bir uçurumu atlıyorlardı. Eğıtim ve görgü yetersizliği nedeniyle Alman toplumuna ve kultürüne uyum sağlamakta zorlanıyorlardı. Vatanlarından ve yakınlarından uzakta. "ıstenmeyen ve sevılmeyen bir yabancı olmanın" gerilimi içinde. para biriktirerek bir an önce "memlekete dönme" endişesi ile kötü koşullarda yaşıyorlar. iyi beslenemıyorlardı ve sonuçta hastalanıyorlardı. B u ' kez dıl sorunu nedeniyle hastanelerde dertlerıni anlatmakta zorluk çekıyorlardı. ÇELİŞKİLİ YAŞAM Ancak işyerinde durum değişikti. Burada kendi çocuklarından bile küçük bir Alman gencinin emrine giriyordu. Dil bilmemesi nedeniyle bu genç çocuklar tarafından küçümseniyor veya alay konusu oluyordu. Kısacası işyerinde evdekı egemenliğinden yoksundu. Bu çelişkili yaşam ruh sağlığını bozmuş ve nefes alma güçlüğu yaratmıştı.." Böyle örnekler çoktu. Giessen kentinin de içinde bulunduğu Hessen eyaletinde 1986 yılında 136.013 Türkün yaşadığı saptanmıştı. Bunlann 112.794'ü (% 83) 45 yaşından gençti. Çoğu hastaydı ve ölüm yaşı ortalamalan 4O'ı geçmiyordu. NEDENİ N edeni çok basitti. Geçen yıl Giessen Üniversitesi'nde Prof. VVİrsching ve Dr. Vaşar Bilgin'in çabaları sonucu bir araştırma yapılmıştı. "Türk işçılerinde ve Ailelennde Psikosomatik Problemler" adlı bu proje ilginç bir sonuç ortaya çıkarmıştı. "Yapılan muayenelerin sonucunda Türk hastalarının üçte ikisine yanlış tanı konduğu ve dolayısıyla yanlış tedavı uygulandığı" görülmüştü Orneğin psikosomatik hastalık bulgusu ile tedavi edilen 75 hastanın 5O'sir>de sonradan organik bozukluklar saptanmıştı. Bunlardan 30'u acilen ameliyata alınmış ve kurtarılmışlardı. Ameliyatta biraz daha gecikme olsaydı, öleceklerine kesın gözüyle bakılıyordu.. Bu projenin saptamalarına göre hatalı teşhisin en önemli nedenlerinden biri, dil yetersizliği idi. Türk hastalar, Alman doktorlara dertlerini iyi anlatamıyorlardı. Doktorun ne dediğini de iyi anlayamıyorlardı. İkinci bir neden, Alman doktorların Türklerin yaşam koşulları konusunda fazla bir fikirlerı olmayışıydı.. VE ÇÖZÜMÜ K C özüm ise daha da basitti. Türk hastalarına Türk doktorları bakmalıydılar. Bunun için her şey hazırdı. Türk hastalar, Almanya'da yasayan ve çalışan Türk doktorlar ve F. Almanya Sosyal Bakan• lığı'nın bu tür projelere sağladığı geniş deste£.. Peki, bu kadar malzeme ile neden helva yapılıp yenılemıyordu?. Liderler Nerede? BUGUN: ÖZAL Aıualya muingı (11.00). Antaiya serbest bölgesinin açılışı (12.00) İNÖNÜ Sivas (11.00) DEMtREL Manisa tSabah) ECE>İT Beykoz (13.00), Kartat (15.00), Üsküdar (18.00) TÜRKEŞ Trabzon (Sabah) ERBAKAN Ereğli (10.00) Karaman (12.30), Karabekir (14.30), Guneybağ (16.30), Ye nisu (19.30) EDtBALİ Ankara'da YARlNt ÖZAL KaptkuleEdirne otoyolunun açılışı fsabah) tNÖNÜ Gaııanlep (11.00) DEMİREL Içel (Sabah) ECE>'İT Bahkesir (13.30), hmir Kemalpaşa (15.00) TÜRKEŞ Enurum (Sabah) EDİBALİ IDP Olağanüstü Büyük Kongresi (10.00) G SECÎMKULIST Rahşan Ecevit, Çelikel'in Nilgün Hanım'dan Nilgün Abla'ya arabasına neden binmedi? DSP Genel Başkan Yardımcısı Murteza Çdİkd'i tanıy&nlar, Ecevitler hakkında ne dttşündüğünü de iyi bilirler. Biraz duygusaldır Çelikel... Biraz inatçı ve iş adamı... DSP için hayli paıa harcadığı söylenir... DSP Istanbul 6. bölgeden milletvekili adayı olan Murteza Çelikel'le, Ecevitlerin yakınlığını da bilenler şu sıralar aralarında bir "karakedi" dolaştığını öne sürüyorlar. DSP Seçim Bildirgesi'niıvekonomik bölümünü açıklamak için dün İstanbul'a gelen, Ecevit'leri, genel başkan yardımcısı sıfatıyla Çelikel havaalanına kadar giderek karşıladı, arabasına bindirdi ve il merkezine getirdi. Basın toplantısında Ecevit'in yanıbaşında oturdu. Ne olduysa, toplantı sonrası oldu.... Genel Başkan Bülent Ecevit geldiği gibi tekrar Çelikel'in özel şoförlü arabasına bindi. Ancak eşi Genel Başkan Yardımcısı Rahşan Ecevit gitti panili üye İsmail Anca'mn arabasına oturdu. Yaklaşık bir on dakika beklendi. Sonunda Bülent Ecevit arabadan inerek eşinin yanına gitti ve Genel Başkan Yardımcısı Murteza Çelikel'in arabasına gelmesini istedi. Ancak Bayan Ecevit aşağiya inmedi. Bunun üzerine tekrar Çelikel'in arabasına dönen Ecevit, bir süre daha bekledi. Partililer ne olduğunu anlamaya çalışırlarken Bülent Ecevit siyah denizci şapkasını elyıe alarak gitti, eşi Rahşan Hamrnın yanına oturdu. Çelikel'in şoförü de ne yapacağını şaştrmış dunımda işverenini aramaya koyulmuştu; partililer ise bu durumu, "Rahşan Ecevit ile Murteza ÇeUkel'in arası acık. Çelikel örgütlenme biçimini ve Istanbul'daki bazı gelişmeleri benimsemiyor" sözlerıyle açıkladılar. Eskişehir (Önder Baloğlu) Sabahattin Giinday Adalet Partisi'nden belediye başkanı seçilmiş, Seyfı Öztürk'le anlaşmazlığa düşünce Demokratik Parti'yi Eskişehir'de kurmuş, daha sonra da CHP'ye transfer olmuştu. Sendikacıların yoğun baskısı üzerine CHP'den belediye başkanı adayı olamamış ve bu acıya dayanamayarak kalp krizinden vefat etmişti. Günday'ın bu renkli politik yaşantısı, özel hayatında da aynı biçimde sürmüştü. BugUn Porsuk'un ortasındaki Hürriyet anıtını yaptırdığı günlerde, bu anıt evleneceği hanıma bile benzetilip hakkında çeşitli espriler yapılmıştı. İşte bu hanım da Sabahattin Günday'ın ikinci eşi Semahat Kuntkan'dı. Yaşı elliye merdiven dayamış olan Semahat hanım, Günday'ın anısını yüreğinde taşıyıp bir daha evlenmedi, ama politik yaşamında da nedense ANAP saflarında yer aldı. Çoğunluğunu Eskişehir yerlilerinin oluşturduğu Işıklar mahallesi seçim bürosunun başma getirilen Semahat hanımdan ANAP'lılar çok şey bekliyor. Sosyal yanı kuvvetli olan Semahat hanımın kişisel çabalan ANAP'a neler kazandınr bilinmiyor... Yalnız olayı yakından izleyen SHP'liler ise takümadan yapamıyor: "ANAP Seraahat banımla Günday'a değil, Hürriyet beykeline de sahip çıktı!" ANAP'ın Semahat fianımına, SHP'liler de Nilgün ablalan ile yanıt veriyorlar. Nilgün Siier, genel merkez yoklamasından ilk beş arasına girmiş ve "Helal olsun Nilgün'e" dedirtmişti. Ne var ki, önseçimde aynı başarıyı gösteremedi. Ama Nilgün Süer için bu sonuç hiç de önemli değildi. Gerçekten yıllardır gerçek bir sosyal demokrat olarak mücadelesini kadın hakları için sürdüren Nilgün Süer tam bir neferdir. Kendisine "Abla"der Yıldıztepeliler. Yıldıztepe denilince ise hep "sol" gelir akla. En karışık dönemlerde bile sağcıların giremediği bu semtte, yaklaşık 60 bin insan yaşar. Seçmen sayısı ise 25 bin dolayındadır. Nilgün'ün ilk beşe girememesi Yıldıztepelileri biraz olsun küstürdü. Kime sorsanız aynı yanıtı almanız mümkün: "Yddıztepe unutulmamalıydı." Bu gerçek de şunu gösteriyor: "Nilgün abla Yıldıztepe'nin yasayan bir anıtı." iessen Üniversitesi doktorlarından Yaşar Bilgin anlatıyor: "Bir gün yaşlı bir hasta geldi. Aşırı ölçüde nefes alma güçlüğü çekiyordu Yapılan tüm araştırmalar fızıksel bir rahatsızlığı olmadığını gosterıyordu. Alman doktorlanncaresız kaldıkları sırada hasta, bir Türk psikiyatrist tarafından incelemeye alındı. Tüm yaşamı incelendi. Sonuçta rahatsızlıgının nedeni bulundu.. Hasta, babaya aşırı saygı gösterilen bir aılenin reisiydi.. Kendıleri de baba olmuş, çocukları hâlâ yanında sigara içemiyorlar. bir dediğini iki etmıyortardı. Akşam iş dönüşü evde karısı ayaklarını yıkıyordu vs.. Bu sorunun yanıtını da Dr. Yaşar Bilgin veriyordu: "Tekcümleyle şunu söyleyebilirim; Türk hükümeti böyle bir istekte bulunmadığı içın.. Ağlamayan çocuğa meme verilmez sözü Almanya'da da geçerli.. Alman hükümeti hiçbir talep olmadan neden bu kadar masraf yapsın?." Dr. Bilgin, söz konusu raporu Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı'na göndermiş, bir yanıt alamayınca, bizzat gıdip Sağlık Bakanı ile görüşmüştü. 17 yıldan bu yana Almanya'da yasayan Bilgin, kendine göre mantıklı ne^ denler gösterdiğini sanmıştı. Öyle ya, ortada hazır bir rapor vardı. Alman Sosyal Bakanlığı projeye karşı çıkmıyor. tersine, desteklediğini belirtıyordu. Bu rapora dayanılarak istekte bulunulduğu takdirde, Alman hükümeti kesenin ağzını açacak ve sorun cözülecekti. OY VE DÖVİZ ağlık Bakanımız Mustafa Katemli'nin, resmen istekte bulunmamak için Dr. Bilgin'e gösterdiği ınanılmaz gerekçe şuydu: "A1manların iç işlerine kanşmamak ve hükümetler arasında bir problem yaratmamak..." Türk işçilerinden sınır kapılannda oy ve başka zamanlarda bol bol döviz isteyen ANAP hükümeti, binlerce vatandaşımızın genç yaşta ölüp gitmelerine aldırmıyordu bile.. s Demirel: Idamların kalkması içîn referandııma gidilsîn ANKARA (Cumhuriyet Bürosn) DYP Genel Başkanı Süleyman Demirel, idam cezasının kaldırılmasının, referandum konusu olduğunu söyledi. Aralarında tnsan Hakları Derneği Genel Sekreteri Akın Birdal Mülkiyeliler Birliği Başkam Alper Aktan, Ziraatçıler Derneği Genel Başkanı tbrahim Yetkin ile Çağdaş Gazeteciler Derneği Genel Başkanı Ahmet Abakay'ın da bulunduğu demokratik kitle kuruluşlan yöneticilerinden oluşan bir grup, dün Süleyman Demirel'i ziyaret etti. İnsan Haklan Derneği Genel Sekreteri Akın Birdal, ziyaret sırasında Demirel'den idam cezalarımn kaldınlması ve genel af için başlattıkları kampanya için katkı istedi. Demirel, insan haklarının zedelendiği bir Ulkenln oturmuş olduğundan söz edilemeyeceğini bildirdi, demokrasi ve insan haklarının siyaset üstü bir konu olduğunu kaydetti. Demirel, "tnsan haklannın takipçisi olmanızı takdirle karşdıyorum. Ashnda insan haklanndan mahrumiyetin aasını kimse duymasın" dedi. DYP Genel Başkanı, idamların kalkması konusunda birçok Ulkede ileri adımlar atümadığını savunarak idamlar konusunda bir mutabakat sağlanması gerektiğini belirtti. Demirel, "Benim kanaatimce idamlar sorunu referandumluk bir konudur. Konu Uzerinde bir mutabakat sağlayıp referanduma gidilmelidir" diye konuştu. Buca kimden sorulur? Izmir (Türey Köse) Buca'nı'n eski Belediye Başkanı Işılay Saygın, bugüne dek iki parti eskitti. Kendisi bir zamanlar AP Genel Başkanı Süleyman Demirel'in'^ok sevdiği "iunydı", sonra 12 Eylül geldi. • u kez çalıştığı Yaşar B Holding'in "patronu" Selçuk Yaşar, MDP'yi destekleyince Saygın, MDP'nin adayı Turgut Sunalp'in "pek sevgili" milletvekili oldu. Ancak bu partiyle bir türlü yıldızı barışmadı. "DYP'ye geçtJ, geçecek" söylentileri hiç durmadı. Işılay Saygın bir sürpriz yaparak ANAP'a geçiverdi. Buca'da kendisiyle birlikte eğitim enstitüsündeki solculara karşı mücadele eden eski partilileri, birlikte şalvarla denize girdiği Bucalı kadınlar, önce buna çok üzüldüler. Işılay Saygın politikacıydı, bu nedenle beldesiyie bağlantılarını koparmadı, birçok eski AP'liyi ANAP saflarına çekti. Buca'nın ilçe yapılmasını sağladı. Ancak milletvekili aday listeleri belirlenirken, "Buca'nın Işılay Saygın'dan sorulması" konusu göz önüne alınmadı. Kendisi Buca'nın da içinde yer aldığı 1. bölgeden değil de 2. bölgeden aday gösterildi. Ama yine de Devlet Bdkanı, Başbakan Yardımcısı Kaya Erdem ile diğer 1. bölge adayları Buca sınırları içine girdiklerinde Işılay Saygın'dan yardım istiyorlar. O da "agırlığını" koymaktan kaçınmıyor... 'DSPbaca partisi' Sinop (Cumhuriyet) "Hilmi tşgüzar sağcıdır, o sağ oyları alır. siz de sol oyları alırsınız, iş olur biter." Hilmi İşgüzar'ın oğlu Hasan İşgüzar'ın DSP Genel Merkezi tarafından Sinop'ta liste başı yapılmasına tepki gösteren il başkanı Fikri Yavuz, genel merkezden bu yanıtı almış. Fikri Yavuz, "Gülünç, gülünç olduğu kadar da ilginç" diye nitelendirdiği bu yanıt karşısında, "Bir partinin il teşkilatı olarak bize, hayıriı olsun demekten başka bir alternatif kalmamıştı" diyor. Fikri Yavuz, il teşkilatının önerilerinin göz ardı edilmesini anlayamadığını ısrarla vurguluyor. Yavuz, "Program ve tüzüklerinde tabanın sesine kulak vereceğini iddia eden bir parti, uygulamada tam tersini yapıyorsa, bu parti ilke ve prensiplerine bağhlığını nasıl izah edebilir?" diye soruyor. Fikri Yavuz, DSP'nin diğer partileri "çatı" partileridir diye suçladığını belirterek, "DSP bu tür uygulamalarıyla her türlü ciddiyetten uzak, 'çatı'nın da üstünde bir 'baca' partisi olduğunu ne zaman anlayacaktır" diyor. O SEÇİMDENBu SEÇİME Parmakla seçim kazanılmıyor Haritayı açmışlar, üstünde seçim tahminleri yapıyorlar. Genç, ateşli partili parmağıyla göstererek konuşurmuş: "önce şuradaki seçimleri almalıyız, sonra şuradakini, daha sonra da şurayı..:' lhtiyar partili gUlmüş: "Eğer parmakla seçim kazanılsaydı, senin dediklerin olurdu" Adayhktan istifcdar en geç 18 kasuna kadar YSK'ya ıdaşacak ANKARA (Cumhuriyet Bnrosn) Milletvekili adaylığından istifa edecek olanlann, başvuralarını en geç 18 kasım çarşamba günü saat 14.00'e değin YSK'ya ulaştırmaları gerekiyor. Bu, gün ve saatten sonra, YSK'ya ulaşacak başvurular, dikkate alınmayacak ve bojalan adayhgın doldurulması için, ilgili siyasi partiye iletilmeyecek. Seçime bağımsız aday olarak kaolacak olanlar, oy pusulalannı 60 gramajlı ikinci hamur kağıda değil, ikinci veya üçüncü hamur kağıda bastıracaklar. YSK'nın bağımsız adaylann oy pusulalan ile adaylann istifalanna ilişkin iki karan dün Resmi Gazete'de yayımlandı. Bağımsız adaylar, YSK'nın belirlediği ebat, biçim ve miktarda bastıracaklan oy pusulalannı 20 kasım cuma günü saat 17.00'ye kadar, ilgili il seçim kurullarına teslim edecekler. Bağımsız adaylann emanetteki paralannı geri alabilmeleri için bağımsız adayhktan vazgcçme başvuralarını, saat 17.00'ye kadar ilgili il seçim kuruüanna veya YSK'ya ulaştırmaları gerekiyor. Seçime katılacak siyasi partilerin adaylan ile bağımsız adaylardan istifa edecek olanlann, başvuralarını 18 kasım çarşamba günü saat 14.00'e değin YSK'ya vermeleri gerekiyor. Bu gün ve saatten sonra kurula ulaşUnlacak başvurular, dikkate alınmayacak. Süha BaykaFa ANAP engellemesi İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) İçişleri Bakanlığı tarafından göreve iade edilerek, koltuğuna oturan Merkez İlçe Belediye Başkanı Süha Baykal'ın, "Marmaris Belediye Başkanı Muhaırem Elgin gibi" görevden alınması bekleniyor. ANAP örgütünde Baykal koltuğuna oturur oturmaz görevden alınması beklentisi başladı. Nitekim önceki gece yapılan Anakent Belediye Meclisi'ne ANAP'h üyeler katılmayarak, "engellemede" bulundu. SHP'lilerle birlikte toplantıya gelen Baykal, çoğunluk sağlanamadığmdan toplantı ertelenince salonu terk etti. ANAP'lılar Baykal'ın Başbakan Turgut Özal'ın Izmir gezisi öncesinde görevden alınmasının beklendiğini, bu nedenle "Baykal'ın katıldığı bir meclise katılmak istemediklerini" söylediler. ANAP yöneticileri bu konuda. "resmen" bir görüş açıklamaktan çekinirken, DYP il başkanı Armağan Çaglayan, "ANAP, Baykal'ı kesinlikle görevden alacak. Bunu gelenek haline getirdiler" dedi. SHP tl Başkanı Kemal Karataş da bu konudaki kuşkularını dile getirdi. 90 gunluk aradan sonra dün de belediyedeki koltuğunda tedirgin bir biçimde oturan Baykal'ı, sabah SHP 1. bölge milletvekili adaylan makamında ziyaret etti. Partilileriyle sohbet eden Baykal, "Hakkımda ne dava var, ne de soruşturma, hukukun üstünlüğüne inanıyorlarsa beni görevden alamazlar" dedi. Bu arada, Baykal'ın görevden alınması ile başlayan gelişmeler, belediye çahşanlan arasında huzursuzluk yarattı. Baykal'dan sonra atanan Hüseyin Özdilek, eski başkanının, "sekreteri de dahil" olmak üzere tüm müdürleri değiştirmiş. Allah sizi de kurtarsın Seçim yasağından aday tutuklanmıştı. Yargıç karşısına çıkınca salıverildi."Kurtuldun!' "AUah sizi de kurtarsın efendiml' Eskiden meydan gümbürderdi Kulakları ağır işiten bir ihtiyar, alanda konuşan adayı göstererek: "Yahu, bu adam eskiden konuştu mu meydan gümbür gümbür gümbürderdi. Şimdi sadece ağzını açıp kapatıyor" ANAP'lıların kampanyası Kırşehir (Cumhuriyet) Listeye giremeyen Kırşehir ANAP milletvekili Mehmei Budak'ın taraftarları, ANAP Kırşehir 3. sıra adayı Kâzım Çaglayan için bir kampanya başlattılar. 40 Yalan Kâzım slogamyla yürütülen kampanyada Çaglayan hakkında çeşitli mahkemelerde açılmış olan dolandırıcılık, zimmet, zimmete iştirak davaları konu ediliyor. Liste üçüncüsü hakkında yurütülen bu kampanyadan başka, liste ikincisi eski MHP'li Gökhan Maraş ılımlı ANAP'lıların çoğunlukta olduğu Kırşehir'de "uç nokta" olarak değerlendirilivor. Taşları baglamışlar Konuşmak için gittiği kasabada adayın üstüne köpekler saldırmış. Bir o kaldırım taşına uzanmış, bir buna, sökememiş: "Yahu, bu ne biçim köy, taşları baglamışlar, köpekleri salmışlar!' Durmadan dönerler Adam Konya'dan adaylığını koymuştu. Meydanda konuşurken, bir kasırga,yer yerinden oynar."Bu nedir?" "Burası Mevlana kentidir. Durmadan dönerler, sema ederler!'
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle