Katalog

Cumhuriyel Sahibı: Canhuriycl Maıbaacıbk ve Gazetecilik Tuık Anonım Şırkeıı adma Nadir N«H • Genel Yayın Müdurü Hasan Ccoul, Müessne MudUrJ: EmİM UşaUgB. Yazı lşlerı MUdUrtl. Okj> Gonensn, # Habcr Merkezı MüduruYllçın Baycr, Sayfa DUzmı Yöneımenı. AS Aar. • Temsıkıler ANKARA Yılpıı Doian, İZMIR Hlkmri Çttinluj*, ADANA. OU1 lsıanbul Haberlen Erhan Akyıkbz, Dış Haberler Ergun Bala, Ekonomı Osmın Ltagtj.TCültür Cctsl Uster, Spor Danışmanı Abdülludir Yuccinnn, Düzelıme Rrflk Durtaç, BıbmEJıtım: Şahin Alp«), Iş Sendîka: Şııkran krtenci. Yurt Haberlerı NecdM Dofan, Dızı Yazılar Kenm Çâbşkı», Erzuaım Mehmet Gııhrkin, Bursa Lcvent Graçrili. 0 Koordınatör Ahmcl Konılsan. • Malı Işlcr Erol Ertul, 0 Rcklam Ay$e TonlnEk Yayınlar. Hulyı Akjol • Idare: Huscyin Curtr, tşletme Öndcr Çdik, Bılgılşlem: Naü t u l . Basan vr Yayan. Cumlıurijn Malbaaolık « GaMeolık T.A.Ş. TUrk O a * Cad 39/41 Cj«üq 34334 la , PK 246lsunbu), Td 512 05 Oi (20 hil), Tda 22246 Fax. (1) 526 60 72 I Bumtor AnkUK Zıya Gokaip Bl> Inkjlap S. No. 19/4. Td: 133 II 4147, Tdeı 42344 F u ; 133 82 64 • lzadr H Zıya Blv.. 1352 S. 2/3. Tel. 13 12 30. Telot: 52359 F«x. (51) 13 12 30 InOnü Cad 119 S No I Kal I, Tel. 1455019731. Teta. 62155 F«x. (711) 28 l TAKVfM 12 KASIM 1987 lmsak: 5.13 Güneş 6.40 öğle: 11.53 lkindi: 14.31 Akşam: 16.56 Yatsı: 18.18 Nikaragua Devlet Başkanı Ortega, Contralar'a; Reagan da Ortega'ya kuryapıyor Latiıı ıııüziğiyle barış claıısı BARIŞ PLAMNA NE KADAR UYULDU? Hırsız, polis köpeğini ısırdı CARSON (AA) Herhant bir olaytn haber değeri taşıyıp taştmadığı tartışmasına açıklık getirme amaayla sık sık verilen "köpek adamı ısırırsa habe. değil, adam köpeği ısırırsa haberdir" örneği, gerçekten yaşandı. ABD'nin Carson kentinde, 26 yaşındaki Pabi Santiago, bir kamyonet çaldıktan sonra yakayı ele verince, kaçmak istedi. Ancak polis köpeği Chris, isinin ehliydi. Santiago, yakalandığını anlaymca "aklı başından gitmiş olmaı ki" kurtulmak için tek çareyi "köpeği ensesinden ısırmakta" buldu. Ancak yine de kaçmayı başaramad 'Iyiniyet' çok, somut adımaz Kosta Rika Devlet Başkanı Oscar Arias'ın haarladığı taslaktan oluşturuldugu için "Arias Planı" olarak da anılan Orta Amerika Barış Planı 14 sayfalık bir metin. 11 maddeden oluşuyor. Imzalandığı 7 ağustostan başlayaıak yürürlüğe giren planın önemli maddeleri ve uygulanma durumu şöyle özetlenebilir. • 5 kasımda ateşkes ilan edilmesi gerekiyordu. Iç savaş olan Nikaragua, Guatemala ve El Salvador'dan hiçbirinde bu maddeye uyulmadı. Taraflar zaman zaman ateşkes için olumlu niyet bildiriminde bulundularsa da somut bir gelişme olmadı. • Beş devletten hiçbiri bir diğerindeki yönetimi devinneye yönelik silahlı hareketlere destek olmayacaktı. özellikle Kosta Rika, Honduras ve Salvador'u hedef alan bu maddeye de tam uyulduğu söylenemez. Honduras'taki Contra üsleri aynen sürüyor. Honduras hükümeti, siyasal ve ekonomik bakımdan söz konusu üsleri kapatacak güçte olmadığını bildirdi. ABD'den yeşil ışık bekliyor. Kosta Rika ve Contralar'a sağladığı siyasal kolaylıkları azalttı. • Her ülkede bir "alusal banşma komisyonu" kurulacaktı. Bir tek Nikaragua'da kuruldu. öteki ülkeler kendilerinde böyle bir komisyonu gerektirecek durum olmadığı iddiasıyla bundan kaçındılar. Gerçekte bu gerekçe bir tek Kosta Rika için geçerli olabilir. • Genel af ilan edilecek, siyasal tutuklular serbest bırakılacaktı. Kosta Rika'da zaten siyasal tutuklu yok. Ama öteki ülkelerin bu maddeyi yerine getirmeleri gerekirken, yan çizdikleri görülüyor. Nikaragua'da sınırlı bir af ilan edildi. • Demokratik özgürlUkler saglanacaktı. Bu madde öncelikle Nikaragua'yı hedef alıyordu. Sandinist yönetim, bu yönde önemli, ama henuz yeterli bulunmayan adımlar attı. Nikaragua 5 Latin ülkesinin 7 ağustosta imzaladığı Banş Planı'nın önemli bir "diken"i,, Nikaragua'daki marksist yönetime karşı savaşan ABD destekli Contralar. Dİikaragua Devlet Başkanı Ortega, Contralar ile görüşebileceğini açıklayınca, daha önce Nikaragua yönetimini 'muhatap kabul etmeyen' Reagan, Ortega ile görüşebileceğini söyledi. NAZIM GÜVENÇ Önce S kasımda Nikaragua Devlet Başkanı Daniel Ortega, daha üç ay öncesine kadar "beklenmedik", ama üç aydan beri "beklenen" açıklamasını yaptı: Sandinist yönetime karşı silahlı ısyan halinde ve kısaca "Contra" olarak anılan karşıdevrimcilerle iiçüncü bir tarafın aracılığıyla dolaylı görüşmelere hazırdı. Yıllardır Contralar ile "her ne şekilde olursa olsun görüşmeyeceklerini" bildirmiş olan Sandinist yönetimin lideri için önemli bir yumuşamaydı bu. Ardından 9 kasımda, ABD Başkanı Ronald Reagan'ın daha Uç ay öncesine kadar "beklenmedik", ama üç aydan beri "beklenen" açıklaması ?e'di: Nikaragua yönetimi, Contralar'la doğrudan göriişmeye karar verirse, ABD de Sandinistlerle yüksek düzeyde görüşmeyi kabul edecekti. Dışişleri Bakanı George Shultz, Nikaragua yönetimiyle Orta Amerika ülkelerinjn bir toplantısında görüşebilirdi. Yıllardır Nikaragua'daki Marksist devrimci yönetimi "muhatap almayan" ABD için de çok önemli bir tavır değ.işikliğiydi bu. Son olarak, Daniel Ortega, dün, hem de Amerika Devletleri Örgütü'nün (OAŞ) yıllık toplantısına katılmak üzere sürpriz bir kararla ilk kez ayak bastığı Washington'da üye Ulkelerin dışişleri bakanlarına hitaben yaptığı konuşmada, bir adım daha attı: Madem ABD kendileri ile doğrudan görüşmeyi kabul ediyordu, onlar da Contralar ile yüz yüze görüşebileceklerdi. Başta, üç ay kadar önce, 7 ağustosta, S Orta Amerika ülkesi tarafından imzalarunış banş planının mimarı Kosta Rika Devlet Başkanı Oscar Arias olmak üzere, planda imzası bulunan El Salvador, Honduras ve Guatemala yetkilileri de rahat bir nefes almış olsalar gerek. Çünkü Oscar Arias'a belki de biraz erken olarak 1987 Nobel Banş ödülü'nü kazandıran planın başarıya ulaşıp ula^mayacağı kcm^sunda, son döncmde ciddi kuşkuıar başgöstermiştiSöz konusu Orta Amerika Barış Planı, üçünde yönetime karşı silahlı isyan süren beş ülkeyi, yani H Salvador, Honauras, Gu El Salvador Yabancı Basın Merke&i ANKARA (Cumhuriytt Bürosu) Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü ve Gazeteciler Cemiyeti'nin işbirliği ile Ankara'da kurulan Yabancı Basın Merkezi dün açıldı. önümüzdeki yıllarda, Ankara Gölbaşı ve Istanbul Boğaziçi'nde yeni birer merkez kunılacak. BARIŞ ÖZLEMİ Nikaragua'nın başkenti Managua'da ABO'yi ve Contraları protesto için duzenlenen bir banş mitingi. (Fotoirat: AP/AA) atemala, Kosta Rika ve Nikaragua'yı kapsıyordu, ama kilit ülke Nikaragua'ydı. Çünkü ABDnin "yeni bir küba" olmasından kaygılandığı bu ülkedeki MarksistSandinist yönetimi devirmek üzere Contralar'a her türlü yardımı yapmasıyla sürüp giden silahlı mücadele, öteki ülkelerdekine oranla kapsam ve siyasal önem bakımından çok daha fazla ağırlık taşıyordu. İsyan hareketlerine rastlanmayan Honduras ve Kosta Rika'nın ContraSandinista mücadelesindeki rolleri topraklannda Contralar'a askeri üs ve siyasal kolaylıklar sağlamalanydı. El Salvador ile Guatemala'da silahlı mücadele yürütenler ise Marksist hareketlerdi... Kısacası birbirine komşu, genelde benzer toplumsal dertleri paylasan irili ufaklı bu beş ülkenin sorunlan hem özgün, hem de ortaktı. Daha önce özellikle Latin Amerika ülkelerinin NikaraguaContra mücadelesini durdurmaya yönelik girişimleri ABD'nin uzlaşmaz tavrı yuzünden sonuç vermemişti. Ancak ilk kez beş ülkeyi de kapsayan bölgesel bir banş planı beklenmedik bir anda ortaya çıkıp Orta Amerika ülkelerinden de destek bulunca, Reagan yönetimi de belli bir çekimserliği muhafaza etmekle birlikte plana çomak sokmaktan kaçınmak zorunda kaldı. S ülkenin ortak bir banş planı üzerinde anlaşmalarından daha da önemlisi, plana gerçekten uyup uymayacakları, üstlerine düşen uygulamaları yapıp yapmayacaklanydı. Bunu sağlamak üzere planda birtakım süreler ve denetleme mekanizmaları öngörülmüştü; Imza tarihi olan 7 ağustostan üç ay (90 gün) sonra aynı anda ateşkes ilanı, 120 gün sonra uluslararası bir denetleme komisyonunun devreye girmesi, 15 günde bir dışişleri bakanlannın bir araya gelerek durum değerlendirmesi yapmaları, ocak ayında S ülke devlet başkanının yeniden bir zirve toplantısında buluşmalan gibi. Plana hiçbir ülkenin tam olarak uyduğu söylenemez. Silahlı mücadele olan üç ülkenin hiçbirinde 5 kasım gelip çattığında daha ateşkes anlaşması olmamıştı. Bir tek El Salvador yönetimi tek yanlı olarak ateşkti ilan ettiğini açıkladı. Nikaragua yönetimi ise Contralar'la ateşkes görüşmelerinde bulunmak üzere daha önce kendilerine muhalefetiyle tarunmış bir Katolik din adamını görevlendirdi. Guatemala'da devrimci örgütler ve hükümet birkaç kez ateşkesi ilke olarak kabul ettiklerini duyurdular, ancak somut adım atılmadı. Genel bir durum değerlendirmesi yapıldığında planın önemli bazı maddelerinde öngörüldüğü ölçüde ve hızda ilerleme kaydedilmemişti, ama bazı çevrelerce "makyaj" diye nitelendiren uygulamalar da başlatılmıştı. Hiç değilse bir "\y\ niyeften söz edilebilirdi. Nitekim Kosta Rika, Contralar'a sağladığı kolaylıkları son derece sınırlamış, ABD bile Contralar'a yapacağı para yardımı konusunda karar ajmayı önümüzdeki ocak ayının ikinci yarısına yani 5 ülke liderinin zirvesinden sonraya ertelemişti. Planda öngörülen vadelerin çok kısa tutulmuş olduğu ortaya çıkarken, bundan sonra karşılıklı güvenin artması ölçüsünde kararlann daha kapsamlı olarak hayata geçirümesi beklenebilir. Orta Amerika ülkelerinin banş umudu şimdilik 1988 yılına aktarılnuşa benziyor. Costa Rika Honduras Yeni kraliçe belli oluyor Dış Haberler Servisi Güzellerin basın mensuplarıyla tanışma faaliyetleri sürüyor. lddialı güzellerden tzlandalı Anna Jonsdottır ve Türkiye güzeli Şebnem Dinçgör bir Rolls Royce önünde birlikte poz verdiler. Dinçgör düzgün fiziği ve sempatik hareketleriyle büyük beğeni topluyor. (Fotoğrçf: Reuter) ABD, Contralar'a yardımı gelecek yıla erteledi WASHINGTON (AA) ABD Dışişleri Bakanı George Shultz, Nikaragua'daki Sandinist yönetime karşı mücadele veren Contra gerillalarına yapılmakta olan askeri yardımı gelecek yıla kadar erteleyeceklerini bildirdi. Shultz, önceki gece Amerikan Devletleri örgütü toplantısında yaptığı konuşmada, bu kararı Orta Amerika'daki banş sürecinde ilerleme kaydedilmesine katkıda bulunmak için aldıklannı söyledi. Shultz, "Ancak bu karar, Sandinisller askeri bir zafer için saldıracak olurlarsa, kenarda tembei tembel bekleyeceğimiz anlamına gelmez. Banş sürecinin Nikaragua'daki direniş bareketinin yok olması için bir kalkan olarak kullanılmasına izin vermeyecegiz" dedi. Shultz, bir süre önce de Kongre'de yaptığı konuşmada, yönetimin bu ay sonuna kadar Kongre'den Nikaragua'daki Contra gerillaları için gelecek yıl 270 milyon dolar tutannda askeri yardım yapılmasını isteyeceğini bildirmişti. Shultz, Contralar'a gelecekte yapacaklan yardımm, 5 Orta Amerika ülkesi devlet başkanı tarafından ağustos ayında imzaianan banş anlaşmasının uygulanmasına bağlı olduğunu da belirtmişti. LATBV AMERİKA DA ESKİ KAVGALARA YENI ÇOZUM ARAN1YOR Barış'ın 5 öncüsü Nikaragua Yüzölcümii: 130.000 km2. Niifusu: 3 milyon. Etnik yapısı: Melez % 60, Beyaz 1t 15, Siyah V 15, Yerli *lt 10. Dili: tspanyolca, yerli dilleri o Dini: Katolik (<7o 95) Başkenti: Managua Kişi başına gelir 730 dolar. Biiyüme hızı: °?t 1.6. Yüzölçümü: 50.700 km2. Nüfusu: 2.400.000. Etnik yapısı: Beyazlar % 75, Melezler % 15, Yerliler 1o 2, Siyahlar % 3. Dili: tspanyolca. Dini: Katolik (% 95). Başkenti: San Joseb Kişi başına gelir 1850 dolar. Bfiyüme hm: */o 3.2. Guatemala Yüzölçümü: 108.889 km3. Nüfusu: 8 milyon. J Etnik yapısı: Yerli % 45, Melez % 40, Siyahlar <% 5. Dili: Ispanyolca ve 23 yerli lehçesi. Dini: Katolik % 96. Başkenti: Guatemala. Kişi başına gelir: 1120 dolar. Büyüme hızı: 1o 3.1 El Salvador Yüzölçümü: 21041 km2 Nüfusu: 5.400.000. Etnik yapısı: Melez % 70, Yerli % 15, Beyaz (Ispanyol kökenli) % 15. Düi: tspanyolca ve bölgesel yerli lehçeleri. Dini: Katolik (<7o 85) Honduras Yüzölçümü: 112.088 km2. Nüfusu 4.100.000. Etnik yapısı: Melezler % 80, Yerliler % 10, Siyahlar % 10. Dili: tspanyolca, yerli lehçeleri. Dini: Katolik (<% 86). Başkenti: Tegucigalpa. Kişi başına geliri: 630 dolar. Büyüme hızı:«7»0.5 Gökyüzü Dergisi sorumlusuna gözaltı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Gökyüzü adlı derginin Ankara temsilcisi Erdoğan Aslanoğlu dün polis tarafından bir süre gözaltına alındı. Aslanoğlu derginin özel sayısı olan "harçlar kaldınlsm, paralı eğitime son" konulu özel sayıyı Hacettepe Üniversitesi merkez öğrenci durağında satarken polis tarafından gözaltına alındı. Erdoğan Aslanoğlu daha sonra serbest bırakıldı. Basııvda ^patrorf önemlidir The Independent gazetesinin bir yazarı, Murdoch'un gazetesinde çalıştığı dönem için şunları söylüyor: "Orada yayın özgürlüğü vaatlerinin doğru ve saygın gazeteciliğe hiç de dost olmayan yönetici ahlakı yanında ne kadar hafıf kaldığım gördüm." Dış Haberkr Servisi Ingiltere'de yayımlanan "Iuternational Herald Tribuue" gazetesinde, tngiliz basınındaki "patronluk savaşlanyla" ilgili bir yazı yayımlandı. "International Herald Tribünende yayımlanan Antony Lewis imzalı bu yorumun "The New York Times" gazetesinden almdığı belittiliyor. Yazıda, birçok ülkede sayısız basın organı sahibi "Basın kralı" Rupert Murdoch'un son girişimleri hakkında bilgi veriliyor. "Basın özgürlüğü, sahibine baglıdır" başlıklı yorumu aynen yayımlıyoruz: "Basın özgürlüğü derken, üzerinde devlet mudahalesi olmayan özel basii kastediyoruz. Ancak namuslu. ozgun ve bağımsız bir basın için önemli bir şey daha vardır, o da: Bu basının kimlerin elinde olduğudur. Bunun önemi, şu sıralar tngiliz yayımcıhğında sahnelenen bir dramla birlikte carpıa bir biçimde yeniden vurgulanıyor. Bağı ... ^azeteciliği ile tanınan örnek zete "The Financial Time; rcpak gazeteciliğin simge ,ı:,i. gelen Rupert Murdoch tarci'ından devralınma tehlikesiyle karşı karşıya bulunuyor. Murdoch, eylül ayında birdenbire "Finaacial Times"ın sahibi olan Pearson Şirketler Topluluğu'nun yüzde 14.9'luk hissesini satın aldı. MurdocK Financial Times'a el atınca, önemli bir konu yine gündeme geldi Atina da ilginç bir halkoylaması PORTRE RUPERT MURDOCH Bulvar basın kralı 1931 yılında Melbourn'da doğan Avustralyalı gazete sahibi Rupert Murdoch, özellikle "New York Post" (1976), "Times" ve "Sunday Times" (1981) gibi önemli gazeteleri arka arkaya eline geçirince, dünya basın piyasalarında adım duyurdu. Murdoch, yaklaşık 90 gazete, 12 haftalık haber dergisi ve 5 magazin dergisiyle dünyanın en büyük basın imparatorluğunu elinde tutuyor. 1952 yılında kendisine miras kalan iki küçük Avustralya gazetesiyle işe başlayarak, Avustralya ve Yeni Zelanda'da 60*lı yıllarda basın, radyo ve televizyon ortaklıklanndan oluşan dev bir medya tekeli kuran Murdoch, rakiplerine karşı, cinsellik, dedikodu ve Rupert Murdoch'un, bağımsız ve ciddi gazeteciliğiyle tanınan sansasyonel haberlerden oluşan bulvar Financial Times'ın sahibi olan şirketin yu2rJe 14.9'luk hissesi gazeteciliği anlayışıyla hücuma geçti. ni satın alması, ingiltere'de basın özgürlüğü konusundaki kay Bazı özel uydu televizyon kanallarının gıiarı arttırdı. ortağı bulunuyor. Bunun için 270 milyon sterlin harcadı. (Yaklaşık 389 milyar TL.) Pearson, "Financial Times"ın yani sıra "The Economist'Mn ve ticaret bankası Lazard Brothers'ın hisselerinin yüzde 50'sinin de sahibi. Bu şirketler topluluğu, aynı zamanda petrol hisselerini, Penguin ve Longman kitabevlerini, Chateau Latour, Royal Doulton porselenlerini ve Madam TAıssaud'un Balmumu Müzesi'nide elinde tutuyor. Hiç kimse, Rupert Murdoch'un bu hamleyi, Madam Tbssaud'un yönetimini ele geçirmek için yaptığını düşünmüyor. Murdoch'un asıl ilgilendiği şey yayıncılık, televizyon ve bunların kendisine sağladığı güc. Murdoch, Avustralya, ABD ve tngiltere'deki birçok büyük gazete ve televizyon şirketinin kontrolünü elinde tutuyor. Murdoch'un, İngiltere'de sahibi olduğu gazeteler arasında, pazann irilerinden "The Times" ve "The Sunday Times" ve en alt sıralardaki "News of the Worid", "Today" ve 3. sayfasındaki çıplak göğüslü mankenleriylc ülkenin kendi türünde en çok satan gazetesi "Suıı" gibi gazeteler var. Bu gazetelerin toplamı, ulusal gazete sirkülasyonunun üçte birinden fazlasını oluşturuyor. Basın mülkiyetinin böylesine yoğunlaşması her özgür toplum için zaten tehlikelı bir durum. Ancak bu mülkiyet, özellikle, yaymcılara tam bir bağımsızhk taruyacağına resmen söz verdiği halde, gazete yönetimine karışmayı alışkanlık haline getirmiş olan Murdoch'un ellerinde yoğunlaşınca, daha da tehlikeli hale geliyor. Şu anda "The Independent" gazetesinde yazan, tngiltere'nin üulü köşe yazarlanndan Peter Jenkins, kısa bir süre için "The Sunday Times"da çalışmıştı. Jenkins, şu sırada yazdığı yazıda, o gazetede yayın özgürlüğü vaatlannın; namuslu, doğru ve saygın profesyonel gazeteciliğe karşı hiç de dostça olmayan bir tutumu benimseyen yönetici ahlakının yanında çok hafîf kaldığım öğrendiğini belirtiyor. Jenkins, şoyle diyor: "Baş Murdoch'dan kişisel bir şikâyet duymam için bir neden yok, fakat onun yönetimi altında, iyi gazetelerin ve bagımsiz nıhlann nasıl solduğunu ya da 3000 mil uzağa kaçtıklannı gördüm." "Financial Times" geleneği ise tamamen farklı. Financial Times, 30 yıl önce Pearson mülkiyetine geçtikten sonra, eleştirilere ve Pearson'ın, şirket devralma politikasına karşı saldırgan yayın yapmaya başladı. Ancak yayıncıları Pearson yetkililerinden bu konuda tek laf işitmediler. Bu gelenek, olağanüstü muhabirleri ve yayıncılan gazeteye çekti. Iş ve finans dünvasının güvenini kazanmasına yol açtı. Bağımsız yayıncılık kavramına aynı saygı, Peter Wrighl'm tngiltere'de yasaklanmış olan "Spycatcher" adlı kitabının Amerika1 da yayımlanması sırasında da önemli bir rol oynadı. Kitap, Pearson'un sahibi olduğu Viking Penguin tarafından basıldı. Bir Ingiliz hükümet hukukçusu, Pearson'un başkanı Lord Blakenham'a, "Spycatcber" ile UgOenmekten vazgeçmeleri için baskı yaptı. Lord Blakenham, Amerikan yasalan altındaki bir Amerikan şirketine ne yapacağmı dikte etmenin yanlış olacağım söyleyerek tavrıru belirtti. Eğer yönetimde Murdoch olsaydı, sonuç mutlaka çok farklı olurdu. Onun tüm gazeteleri, Margaret Thatcher ve hükümetinin ateşli birer destekleyicisi. 1973 yılında İngiltere'de kabul edilen bir yasa, gazete mülkiyetinde ölçüsüz yoğunlaşmayı önleme amaayla, fazla hisse senedi sahipliği durunıunda bir "tekdcilik komisyonu"na başvurma zorunluluğu getirir. Ancak geçmişte bu yasağı aşmanın yolları bulundu ve birçok kişi Murdochun politik gücünün daha başka (Arkası 15. Sayfada) Semtin naınusu için referandum nabiliyor. Oysa Metaksurgio semtinde ne keramet varsa bu sayı 80'i geçmiş bile. Semt içindeki sokaklarda aile evleriyle genelevler birbirine karıştırılmaya başlanmış. Çoluk çocuk sokakta top oynayamaz olmuş. Çünkü aile reisleri başta olmak üzere anne ve anneanneler, çoluk çocukların her türlü sokak oyun ve faaliyetlerini, terbiyesi bozulmasın diye yasaklamış. Metaksurgio, aslında bir işçi semti olarak bilinir. Yaşam şartlan da ona göredir. Bariarı, pavyonlan da çoktur, ama bu gibi eğlence yerlerinin gece yansından sonra çalışması, aile yaşantısını pek etkilemediği için, bunlara şimdiye dek itiraz eden olmamıştı. Ancak genelevler artmca Metaksurgio halkı da tepki göstermeye başladı. Yunanistan'daki genelevler STELYO BERBERAKİS ATİNA Kentin en eski meydanlanndan Omonia'nın bitişiğindeki yan klasik "Metaksurgio" semtinde önceki gün ilginç bir halkoylaması yapıldı. Bu haikoylamasında 5.138 kişiden 5067'si 'levet" ve 71'i "hayır" dedi. Bu halkoylaması ne Yunanistan'daki ABD üsleriyle, ne NATO ya da AT ne de yasaklı partilerin yeniden siyasi sahneye çıkabilmesiyle ilgiliydi. Halkoylaması, Metaksurgio semtindeki sayıları 80'i bulan genelevler, "Kalsın" mı, "gitsin" mi? diye yapıldı. Atina'mn en eski semtlerinden biri olan Metaksurgio sakinlerinin, yıllardır verdikleri savaşıma, Atina Belediyesi yardımcı oldu. Yunan yasalarına göre polis karakolu olan her semtte en fazla 12 genelev bulu 'GorbVyi seviyorunt' Haber Merkezi Doğu Almanya, Gorbaçov'un "Değisim" (Perestroika) politikasmı henüz kabul edemedi. Demokratik Alman sınır görevlileri, Batı'dan gelen ziyaretçilerin yakalarında üzerinde "I like Gorbi" (Gorbi'yi seviyorum) yazılı "pop rozetlere" el koyuyorlar. Doğu Berlin'deki "Palasthotel"de kalmakta olan SSCB Komünist Partisi Merkez Komite üyesi Vadim Sagladin'in ve Batılı bir turistin kendisine armağan ettiği Gorbaçovlu rozeti görünce, "Bu harika bir şey" dediği belirtiliyor. (Arkası 15. Savfada)