28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER Yetkili kişilerin çevirilerinde görüldüğü gibi Kuran'da da sağcı ve solcu sözcükleri yoktur ve olamaz da. Çünkü bu sözcükler 1789 Fransız Ihtilali'nden sonra türetilmiş ve bugünkü anlamlanyla kullamlmışlardır. Daha önceleri birbirine aykırı siyasal ya da toplumsal görüşleri belirtmek için renkler ya da semboller kullamhrdı. Kuran Çevirisinde Bile Politika Doç. Dr. BAHRİYE ÜÇOK Ordu Milletvekili Gelmiş geçmiş bütün insanlann büyük çoğunluğu, her türlü işlerini yaparken; kıhç kullanır, ekin eker, odun keser, ot yolar, duvar örerken vbg. sağ kol ve ellerini kullanırlar. Bundan ötürü sağ kol ve el, sol kol ve elden daha güçlüdür. Bu nedenle bütün dillerde "sağ" güçlü, şerefli, uğurlu, hak, hukuk, doğru, uğıır, bereket vbg. sözcüklerden bir ya da birkaçı ile esanlamlıdır. Sol ise güçsüz, uğursuz vbg. sözcüklerle. Sağ yanın so! yandan üstün ve uğurlu tutulması sonucudur ki, dilimizde sinirli olan birine, "Ne o! Bugün gene sol yanından mı kalktın?" deriz. Bir iş için bir yere, bir daireye gidene, "Aman dikkat et! önce sağ ayağını atarak içeriye gir" öğüdünü veririz. Hemen hemen, tarihte ve bugün, bütün toplurnlarda sağ soldan Ustün tutulmuştur. Bunun sonucu protokolda c ı sağ, soldan üstündür. Bugün solculuğun en aşınsının uygulandığı Arnavutluk veya Kuzey Kore gibi bir ülkeye giden devlet büyükleri, mutlaka ev sahibi ülkenin eşdeğer yöneticisinin sağında yer alır: Ister yürürken, ister otururken, ister törenlerde olsun. Sovyetler Birliği'ndeki büyük törenlerde parti genel sekreterinin sağında kimin bıılunduğuna bakılarak, gelecek için sonuçlar çıkartılmaya çalışıhr. 1789 büyük Fransız Ihtilali'nde toplanan Ulusal Meclis'te (= Assamblee Nationale) de o zamana kadar devlete egemen olan aristokrasi ve rahip sınıflannın temsilcileri, haklarını elde etrnek isteyen kentsoylulara (burjuvazi) toplantı salonunun başkana göre solunu yaraşır görmüşler ve kendileri sağ yana kurulmuşlardır. Bundan dolayıdır ki, bütün dünyada hâlâ etkisini sürdüren bu büyük ihtilalden bu yana mevcut dü7,eni değiştirmek isteyenlere, haklanru elde edememij güçsüzlerin haklarını elde etmeleri için çırpınanlara, insan'a değil para'ya önem veren liberal sisteme karşı, insan haysiyetine uygun bir yasamı amaç edinenlere, sosyal hukuk devletini gerçekleştirmek ülküsünden vazgeçmeyenlere SOLCU; mevcut düzenin sürmesini amaçlayarak parayı her şeyden üstün tutanlara da SAĞCI demek âdet olmuştur. Sanıldığı gibi, sağcılığın solcuiuğun uluşçuluk (milliyetçilik) ve dindarlıkla hiçbir ilgisi yoktur. Bu siyasal anlamdaki sağ ile solun, günlük yaşamda, prokolda, sağın sola üstün tutuhnasıyla da bir iliskisi bulunmamaktadır. Çoktandır duyuyorcum, ama son günlerde ülkemizin çeşitli bölgelerinde bulunan öğrencilerimden aldığım mektuplarda, camilerde ve cami dısında solcuiuğun Kuran'da lanetlendiği, sağcılann cennete, solculann ise cehenneme gideceğinin Kuran'da yazılı bulunduğu yolunda yoğun bir propaganda etkinliğinin sürdürüldüğü bildirilmekte. Dayanak olarak da LVI. Vâkıa suresinin 8. ve 9. ayetleri gösterilmektedir. Arapça'da da "yemin" ya da "meymenel", sağ, mutluluk, bereket, uğurluluk, güçlulük anlamlanna gelmektedir. "Meş'eme" ya da "şimal" ise sol, uğursuzluk, güçsüzlük anlamlarınadır. Dilimizde de aynı kökten türeyen ve büyük uğursuzluk, felaket gibi anlamlara gelen Arapça "je'amet" sözcüğü, bundan sıfat "meş'um" ve "şom ağızlı" ( = uğursuzluk bildiren, felaket bildiren) deyimleri kullanılmaktadır. Kuran'da olmayan sözcükler Türkçe çevirisine eklenmiş Diyanet İşleri Başkanlığı'nca yayımlanmış ofan Kuran çevirisine baktığımız zaman, gerçekten de Vâkıa suresinin 8. ve 9. ayetlerinin anlamının şu biçimde verilmiş olduğunu görüyoruz: 8. ayet: "fyi işkr işledikkrini belirtmek için, amel defterieri sagdan verilenler, ne mutlu o sağc>!ara!" ve 9. ayet: "Kötüluk işiediklerini belirtmek üzere, amel defterieri soldan verilenlen ne y*nk o solculara" (aynı surenin 27. ve 41. ayetlerinde de aynı sözler, yani sağcılar ve solcular sözcükleri adı geçen çeviride yinelenmektedir). Ayetler ise söyledir: 8. ayet: "fa asfafib ulmeymeneti, ma ashab ulmevmeneti" ve 9. ayet: "ve asbâb ulmeş'emeti, ma asbâb ulmeş'emeti". Görülüyor ki, ayetlerde ne defterieri sağdan veya soldan verilenler; ne de sağcılar, solcnlar sözcükleri vardır. Bu çeviride doğrudan doğruya ayetlerin anlamı verilmemiş, ayetler pek tutulmayan bir yoruma göre (bk. Hamdi Yazır, 6. C. s. 4706) açıklanmış ve sağcı, solcu gibi VII. yüzyılda bugünkü anJamda bulunmayan sözcükler ekİenmiştir. Nitekim Elmabh Hamdi Yaz.r'ın ünlü ve değerli "Hak Dini Kuran Dili" adlı mealli ve Türkçe yorumlu Kuran'ına baktığımızda (C. 6., s. 4704) "as hâb ulmeymene" karşılığında şu yorumun yapıldığını görmekteyiz: "MEYMENE, yemin yeri, yani sağ kol, sağ taraf yahut meymenet, yümn (= ufur) ve bereket anlamlanna gelir. Sağ taraf, oturumda ve durmada saygı ve büyüklük yeri olduğuna göre "asbfibi meymene" saygı yerinde bulunan yüksek haysiyet sahipleri demek olur. Aynı zamanda bu gibi kimseler hayra yarar, kendilerinden faydalarulır, yararh kişiler olmaktan ötürü meymenetli de olurlar. Nitekim sözcüğün iki anlamına da işaret için şöyle dikkat çekiliyor: "ma ashftb nlmeyemene=amma ne asbâb ulme>mene" yani öyle çok meymenet sahibi kişiler ki uğur ve bereketleri her veçhile gıpta ve hayrete değer... Ve "ashftb ulmeş'eme", meş'eme de şom yeri, yani sol kol, yahut uğurun tersi olan şeâmet ve uğursuzluk anlamlanna gelir. "Ashfib ulo;eş'eme"de solak tarafta, alçak mevkide bulunan değersiz, yahut kendilerine ve yakınlarına şeâmeti dokunan uğursuzlar demek olur..." Besim Atalay da Kuran çevirisinde bakınız aynı ayetlerin anlamını ne güzel ve yerinde vermiştir: 8. ayet: "Biri uguriulardır, ne mutlu uğurtulaıa" ve 9. ayet: "Biri ugursuzlardır, ne kötüdür ugursuzlar." PENCERE CIA Odülü?.. 27EKÎM 1987 Sonuç Yetkili kişilerin çevirilerinde görüldüğü gibi Kuran'da sagcı ve solcu sözcükleri yoktur ve olamaz da. Çünkü bu sözcükler 1789 Fransız Ihtilali'nden sonra türetilmiş ve bugünkü anlamlanyla kullamlmışlardır. Daha önceleri birbirine aykın siyasal ya da toplumsal görüşleri belirtmek için renkler ya da semboller kullamhrdı. örneğin, Bizans'ta Maviler ve Yeşiller'de olduğu gibi. Bizde de son günlerde az mı mavi ve turuncu edebiyatı yapı'dı. Görülüyor ki, Kuran'da bulunmayan sözcükler ekleyerek siyasal propaganda yapmakla din ve kutsal kitap bir kez daha siyasete kanştırılmış; kirli siyaset, temiz camilere sokulmak islenmiştir. Bu ise, gerçek inananları, ancak rahatsız eder. BURHAN ARPAD HESAPLAŞMA Öğretmenler, öğrenciler ve tüm yurt aydınlan Aile Dostumuz Behice Boran Bir yazı dolayisıyla tanışmıştık. Aylık Yücel dergisinde yayımlamış olduğum yazıyı ele alarak karşı görüşler ileri sürmüştü. Yazdıklan doğruydu. Okumanın yaygınlaşması için kitap sergileri ve tanıtma yazılarının yeterli olmadığını, ekonomik koşulların düzeltilmesi gerektiğini yazmışlı. 1944 yaz aylarında istanbul'da tanıştık. Anadoluhisarı'nda bir süre konuğumuz oldu. Canlı ve olgun bir kişiliği vardı. Tartışırken sesini ve heyecanını iyi kullanıyordu. Bir ara Dr. Muzaffer Şerif Başoğlu da konuğumuz oldu. Bahçelı küçük ev, Küçüksu Çayırı ve plaj arasında dostluk dolu haftalar geçirmiştik. Sonraki yıllarda da dostluğumuz sürdü. Bizde tanıştığı Nevzat Hatko'yla evlendiler. Ankara Dil Tarıh Fakültesi'nden ayrılmak zorunda bırakılanlardan Mazaffer Şerif Başoğlu, Birleşik Amerika'ya; Niyazi Berkes Kanada'ya, Pertev Naili Boratav Fransa'ya göç etmişti. Yurt ve Dünya, Adımlar dergileri çevresinde toplanmış sağlam görüş^lü aydınlardan sadece Behice Boran Türkiye'de kalmıştı. Ulkemize yararlı olmak istiyordu. Yazma olanağı buldukça yazıyordu. 1950 başlannda barış için savaşıma girişti. Türkiye'de bir banş örgütü kurmak gerektiğini savunan gorüşlerini sanınm ilk olarak Fındıklı'da küçük bir evde açıklamıştı. Az sayıda konuk arasındaydım. Sabiha Zekeriya Sertel, yüksek kimya mühendisi Dr. Ekrem Eraş da vardı. 27 Mayıs 1960 değişiminden bir süre sonra Türkiye'nin politika alanında İşçi Partisi çalışmalan sonuçlandı ve kuruldu. Kurucular arasında bir bölümü C. Halk Partili olan kimi sendikacılar vardı. Fakat bir süre sonra kimi aydın çevrelerden olumsuz sesler yükseldi: İşçi Partisi değil, Çalışanlar Partisi'ydi gerekli olan. Sol aydınlar adına sesini yükselten bir dergi Çalışanlar Partisi'ni savunurken bir sosyalist derneği örgütünü de ileri sürüyordu. Yığın, sosyalizm konusunda eğitilmeliydi. Oysa.Türkiye koşulları açısından İşçi Partisi girışimi bir aşamaydı, olumluydu. Partinin başına geçmiş olan (üçüncü başkan olarak) Mehmet Ali Aybar, her yönüyle Türkiye'de emekten yana yasal bir parti önderiydi. İnönü diktasında Zincirli Hürriyet dergisinde çıkan bir yazısından ötürü hapis yatmıştı. Yurtdışında da ünlü bir Türk atletiydi Soylu bir aileden geliyordu. Dış görünümü ve konuşmalarıyla tam bir parti önderiydi. Sözün kısası, tutucuların ve yalancıktan aydın kişilerin kara çalamayacağı bir insandı. Mehmet Ali Aybar'ın genel başkanlığında işçi sorunları ve sosyalizm toplantılarda ve basında sık sık tartışıldı. Kamuoyu ilk kez o günlerde emekçi yurttaş ve sosyalizm sorunlarına kulak verdi, ilgilendi. 1965 seçimlerinde Millet Meclisi'ne 15 milletvekili sokan Türkiye İşçi Partisi ülke ınsanlarının sorunlarını ilk kez oçatı altında dile getirdi. Türkiye İşçi Partisi'nin bu başansı, özellikle genç aydınların ilgisini çekti, çok sayıda yurttaş parti üyesi oldu. Ne var ki, olumlu sayılması gereken bu aşırı ilgi, parti yapısında sarsıntılara ve çatlaklara yol açtı. Çok sayıda aydın, kafalarının içinde şöylesine bir yer etmiş sosyalizm sözüne göre Türkiye işçi Partisi'ni oraya buraya çekiştirdi. Bu kargaşa parti yönetimine de sıçradı. Önderlik kavgası başladı. 1968'de Sovyotler'in Çekoslovakya'nın içişlerine el atması,* Türkiye İşçi Partisi'ni karıştırdı. Mehmet ali Aybar'ın o günlerde kullandığı 'Güleryüzlü Sosyalizm" sözleri, kısa sürede bir AybarBoran çekişmesine dönüstürüldü. 1946'da Dr. Şefik Hüsnü'nün kurmuş olduğu Türkiye Emekçi Partisi ileri gelenlerine "Gerekirse Komünist Partisi'ni de biz kuranz!" diyenler, İşçi Partisi'nde başlayan parti içi çekişmesiyle kapanmasını da yazık ki, başardılar. Sevgili dost Behice Sadık Boran Hatko, 1910 yılının 1 mayıs günü dünyaya gelmişti. 18 Ekim 1987 günü, güneşli ve güleryüzlü bir havada çok sevdiği istanbul'da toprağa verildi. Türk bayrağına sarılı tabutunu binlerce genç el üstunde taşıdı. Mezarını örten kara toprak, çiçeklerin en renklileriyle bezenmişti. Dost ve yürekli insan Behice Boran Hatko'ya saygı. BEKLEDİĞÎNİZ KİTABIN 2. BASKISI Ç I K T I (ağı'ndan ; * Osmanh'va Anadolu r~u TAŞ ÇAĞFNDAN OSMANLIYA ANADOLU Erhan Akyıldız yazdı MÜZİK BÖLÜMÜNE ÖĞRENCİ ALINACAKTIR BİLKENT ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ'NDEN Üniversitemiz Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi Müzik Bölümü'ne şan ve enstrüman sanat dallannın ortaokul, lise ve lisans düzeyleri için yetenek, seviye sınavı ile öğrenci alınacaktır. Başvuru, kayıt, kabul sınavian, eğitimle ilgili şartlar ve daha geniş bilgi aşağıdaki adresten edinilebilir: Bllkent ÜntversJtesi Müzik ve Sahne Sanatları Faküttesl, Fakülte SekreterUğl P.K. 8, 06572 Mattepe/ANKARA Tel 266 40 40 / 1360 1362 ^ Genç TOrk devleti kuruluncaya dek Ânadolu'da kiraler yasadı? ^ ^ • ^ Ânadolu'da 4 bin yıl dnce kunılan "Serbest Bölgdrr" Anadolu insanı yazıyı nasıl ogrendi? Ânadolu'da binlerce yıl egemen olan bir dinsel inanç Haüfelik gerçekten Osmanlılara geçti mj? Yaym A^. Prof. Kazım Umail M i u i y e t GUrkan Cad. No: 10 Cağaloğlu/lstanbul Afganistan Sovyetler'e kaydıktan, Iran da Amerika'nın elinden çıktıktan sonra, 1979 yılında Beyaz Saray'ın ve Pentagon'un gözleri Türkiye'ye çevrilmişti. Anarşiyle terör sarmalı toplumun boğazını sıktıkça, halk huzur ve cangüvenliği arıyor, bir ordu müdahalesi için gerekli ortam günden güne oluşuyordu. Kör kör parmağım gözüne 12 Eylül darbesinin yapıldığı gün, VVashington'daki CIA çevreleri rahat bir soluk aldılar. VVashington amacına ulaşmıstj. Çoğu gazete dergi ve kitapta çeşitli kez yinelendiği gibi CIA olaya adını koydu: Bizim çocuklar bu işi krvırdılar. Darbenin programı da hazırdı: Amerikan güdümünde "vesayet demokrasisi" 10 yıl için askeri yönetimden "sivil"e dönüşerek uygulanacaktı. 12 Eylül'ün daha ilk gününde New York Times Ankara'nın Yunanistan'a Pentagon'un istediği ödünü vereceğini müjdeliyordu. NATO Başkomutanı General Rogers uçağa atlayıp Ankara'ya geldi, MGK Başkanı Kenan Evren de "Atatürkçü bir görüşJe" Amerika'nın istediği ödünü veriverdi; Atina'nın NATO askeri kanadına dönüşünü engelleyen "Türk vetosu"nu kaldırdı. 12 Eylül programı (ki VVashington'un programıyla eşanlamlı ve eş zamanlıdır) şöyleydi: 1) İlk üç yıl tam askeri yönetim. 2) 1982'de yapılacak referandumla askeri yönetimin hazırladığı anayasa onaylatılacak, MGK Başkanı Kenan Evren yedi yıl için cumhurbaşkanı seçilecek. 3) 1983'te sıkıyönetim altında ve MGK güdümünde yapılacak seçimlene 12 Eylülcü "merkez partisi" beş yıl için iktidara getirilecek. 4) Çankaya ve hükümet işbirliğinde 12 Eylül programı 1988'e kadar sürdürülecek. • Şimdi, 12 Eylül rejimini 1990'lara taşımak için d e "ek program" açık seçik ortada: 1) 12 Eylül darbesinin iktidara oturttuğu ANAP partamentoda çoğunluğu elinde tuttuğu için 'vesayet demokrasisi'ni sürdürecek yetkilere sahiptir; dört yıldan beri bütün antidemokratik kanunlara sahip çıkmış, 20 milyar oolartık dış krediyle destekJenmiştir. Ancak ekonomik koşulların zoriamasıyla erken seçjme gitmek konumundadır. 2) ANAP Meclis çoğunluğunu elinde tuttuğu için Seçim Yasası'ıı istediği gibi değiştirmiş, seçim bölgeleri topografyasını kendine göre çizmiş, yüzde 30 oy oranıyla M&clis çoğunluğunu eline geçirmek için bütün koşulları hazıriamıştır. 4) ANAP bu pianında başan kazanabilirse 12 Eylül rejimini 1992'ye kadar taşıyabilecek iktidar gücünü sağlayabilecek, 1989'da yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimlerini de yönlendirecektir. 5) 1989'da yapılacak seçimie 12 Eyiülculüğun siyasetine bağlı bir cumhurbaşkanı Çankaya'ya oturtulabilirse "vesayet demokrasisi" programının yaygınhğı 1996'ya kadar uzanacaktır. 6) 12 Eylül rejimini 1990'lara taşımak, Beyaz Saray'ın, Pentagon'un, CIA'nın, yabancı sermayenin, yerii holding babalannın işine gelmektedir; "ek program" üzerinde "işbirliği" tamdır. Peki, bu program nasıl bozulur? ANAP seçim sandığında geriletilirse, CIA kaynaklı program suya düşebilir. Bunu yapabilmek için de aklın ve sağduyunun gereği bellidir Eğer Türkiye'de sol güçler seçim sandığına ağırlıklarını koyabilirlerse 12 Eylül'ü 1990'lara taşımak için saptanan program kâğıt üzerinde kalacaktır. Sol bölünüp de seçim sandığında parçalanırsa, CIA kaynaklı program tıkır tıkır işleyebilir. • Son günlerde seçim kavgası kızışmaya başladığından sol kesimde de ilen,geri laflar ediliyor; sözgelimi Sayın Ecevit, Akhisar'da yaptığı konuşmada demiş ki: " CIA, SHP'yi ödüllendiriyor" Evet, CIA birilerinı ödüllendirecek, ama kimi? 29 Kasım seçimlerinde solu bölerek 12 Eylülcülerin ekmeğine yağ sürenin göğsüne, istese de istemese de CIA madalya takmaz mı? Polrtika, politika!.. Sen ne garip mesleksin? Hikmet Çetinkaya c TEKNOLOJI BİR URUNDUR... •• Bodrum Sürgünleri SATIN ALABİLİR VEYA KENDİNİZ ÜKETEBİLİRSİNİZ Satın almakla üıetmek arasındcrM iark genelde "Geıikalmışlık" ile "Gelişmişlik" arasındakl icuka eşittir. Bu larlan esiri olmayalun. Daha ilk okuldan veya çıraklıktan kcrfasında bilim ve teknik kavramı yerleşmiş, çağın gerektirdiçri bilimsel ve teknik aıaç ve gerçlerle eğitilmiş,bilinçli biı insan ordusu verelim Türkiye'nin üretken odaklanna. Verelim ki, bizim onlara bugün verdiklerimizle, onlar Yannlaruı Türkiye'sine gerekecek olan çağdaş teknolojiyi arasınlar, bulsunlar ve versinler. TEKNOLOJI ÜRETEN BİR TÜRKİYE KÜRALIM! Canımız Annemiz VEFAT yitirdik. 3. ULUSLARARASIEĞİTİM ARAÇ VE GEREÇLERİ FUARI 2731 EKİM 1987 MESLEKİ VE TEKNİK EĞİTİMDE ÇAĞDAŞ ÇÖZÜM OZELBOLUM: MarkzL'ST YABANCI YAYINLAR. Öğretim Üyeleri, Öğretmenler ve öğıencileı Fuan ücretsiz gezebilecekler. Ziyaret Saatlert 10.0O20.00 Fuar Yeri: FM Meliha Avni Sözen Kültüı ve Ticaret Merkezi Ortaklar Cad. No: 17 MecidiyekövİSTANBUL KATILAN FİRMALAR • ABC YAYINCLIK • ANADOLU SIGORTA • ARMFIELD TECHNtCAL EDU CORP (ENGLANDl • ATARI 8ILGISAYAR • BILGISAYAR pERGISI • BESAY YAYINE VI • CORTINI IITALIAI • COBEDUC (FRANCEI • COMPETE IENGLANDI • DENFORD MACHINE TOOLS LTD IENGLANDI • DILKUR YABANCI DIL EĞITIMI • EAGLE SCI ENTIFIC IENGLANDI • EMCO MAIER CO IAUSTRIA) • E + L INST IENGLANDI • ELVVE IALMANYAI • EMKO EMAYE • ERKEK TEKNİK ÖGRETMEN OKULLARIYÜKSEK ÛĞRENIM KURUMU • ECODIME (FRANCEI • ENSA AS. • FETAS • FEEDBACK INT LTD. (ENGLANDl • GRIFFIN GEORGE (ENGLAND) • GILBERT GILHES GOfiDON LTD (ENGLANOI • GORÜNÜM YAYINCILIK • GÖZDE YAYINCILIK • HUNGEXPO (HUNGARYI • INTER AKTIF SISTEMLERI A.Ş • ITEM LTD • IVETA (INTERNATIONAL VOCATIONAL, EDUCATIONAL TRANING ASSOCIATIONI KULTURA (HUNGARY) • KOMSOFT BILGISAYAR A.Ş • LJ ELECTRONICS (ENGLANDl • LABVOLT SYSTEMS (U.S A I • LLOYDS INSTRUMENTS LTD (ENGLANDl • IVES EGITINHSİSTEMLERI SAN. TIC A.Ş. • M E & DAYM DERS ALETLERI YAPIM MERKEZİ • M.E B FRTEM FILM RADYO TV İLE EĞİTİM MERKEZİ • MLW INTERMED EXP IMP IDOĞU ALMANYAI • MAHİfi NUMAN KIRTASIYE A.Ş. • MC GRAVV HILL PUB CO • MEGSB INFORMATION • OR KIRTASIYE A Ş • ODET A $ • ÖZEL BOĞAZIÇI LISESI • OXFORD • PHYVVE SYSTEME GMBH (VVEST GERMANY) • PLINT + PARTNERS (ENGLANDl • P.A. HILTON LTD IENGLANDI • ROTRING • SIEMENS ETMAŞ • SAYGI MATBAACILIK • SUKUTİ HASSAS ALETLER AŞ • SONY BROADCAST • TECÛUPMENT INT. LTD. IENGLANDI • TAKSAN TAKIM TEZGAHLARI • TA^eA SAAT • TEES TEKNİK ELEKTRIKELEKTRONIK SANAYII • TIP MERKEZİ • TANERT (HUNGARY) • UNILAB LTD IENGLANDI • UNION KITABEVI > BILKOM AŞ lsteme adresi: Boyut Yayınevi Prof. Kâzım Ismail Gürkan Cad. HüdaverdiAp. CağaloğlufSTANBUL Fiyatı: 1575 lira (KDV dahil) LÜTFİYE ASLAN'ı Oğullan: MERDANMEHMET AZİZ ASLAN Geçerlı bir meslek öğrenmek ve kazanç sağıamak ıçın satış temsıicısı (deneyımhdeneyınnsız) ve satış yonetıcısı adayı c arak fffilft CASIO PREDOM YAZI MAKİNELERİ ıııotek luilusıyo sanayıı v» Ucarat a.». Hasırcılar Cad. Eminönü HESAP MAKİNELERİ İLAN ACIPAYAM ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Esas 1987/169 Davacı Acıpayam Yeşilyuva kasabasından Yusuf Akman tarafından davalılar Ümmu Tanak ve arkadaşları aleyhine açılan tapu iptal ve tescil davasında davalı Ümmü Tanak'ın adına çıkarılan meşruhatlı daveti>e teblığ edilemediği, davalının yapılan arajtırmalarda adresi de tespit edılemediğinden ilanen tebügat yapılmasına karar verilmis olup, davalı Denizlikaplanlar Mahallesı ro: 109'da mukinı Ümmü Tanak'ın duruşmanın atılı bulunduğu 4.12 1987 günu saat 09.00'da mahkememizde hazır bulunması, gelmediği veya kciidisını bir vekille temsil ettirmediği takdirde HUMK'nun 377. maddı» gt reğince yoklugunda yargılama>a devam edilip karar \crilcccğı ıl.ı nen tebliğ olunur. 29.9.1987 Basın: 31426 B İ Zİ ML E ÇALIŞIR MISINIZ? Başvurular 1921 Ekim 1987 tarıhlerı arasında şa^sen yapılmalıdır BestekarSok }9>9 Kaıaklıdere4 ">• K •* R 4 Modjarer C aiu! Cad .' o i'.u llrnşmHanKat 527 57 32 g^^^^g| 1 S T 4\8 L L ULUSLARARASI FUARCILIK VE TİCARET A.Ş. INTERNATIONAL FAIR ORGANIZATION TiıaBSI CmUDL Fn. I32SI 36 Belçikalı öğretmenden ozel Fransızca dersleri. Tel.: 163 48 77 İngiltere'de AuPaırlik organizasyonu bizim işimizdir. Derin Limited Şirketi İstanbul 158 53 42 Dr. ERDAL ATABEK çalışmasına yeni muayenehanesinde 26 Ekim 1987 pazartesi gününden itibaren devam edecektir. Altıyol, Serasker Cad. No. 112 Kadıköy Tel: 336 04 49
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle