16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Sahitri: Cuahnıtyel Matbaacüık vt Gazeuciiik Tttrk Anonim Şirketi aduu Nadlr N » * • Gend Yayın MüdOrtl: Haaan Ccmal, Müesscse Müdilril: Eminc UfakkflL Yaa lşkri MOdOrfl: Okay Gooemta, • Haber Merken Müdürü: Yttçra Brnja, Sayfa DGzcni Yöoeuneni: AH Acar, • Thnalaler ANKARA: Y«Jçm Dofın, IZMİR. Hikmet Ç * h k * ı , ADANA: Cehd I U h W , Ktthllr CcU Ürtrr, lsuuıbul Haberleri: Eıfcu Akpttz, Dı$ Haberter E i | U M a , Ekooonu: Spor Danısmanı: AMUkadr YirfhiM, DOzehme: Reflk Dvtaf, BüimE&ıı ı: Şahta Alp«j, IşSendika: Şükru Krtead,, Yun Haberim: N « * * Daftaa, Dizi fezüan " , , „ . Erzurum: Mekmet GÜHCUB, Buna: Lncat Gtaçtm, • KoordiııatOr Ahnet Konfcaa, • MaUfcler.Eral Erint, • Rddam: Ayje TonaEk Yayınlar: H«lyı Akyol • tdaıe Hiıeyta Gfctr, Uleane öafcr Çdb, Bügiîslem: N«U t u L Mılbuohk «e Gucıedlik TA4. Tttrk O o j ı Cad. 39/41 Cafıkttu, 34334 İJL. PK. 246hunbul. Tkt 512 05 05 (20 h*>. 1Wa 22246 F u : (1) S2« 60 72 • Berolar A ı k » Zq* Gflkllp Blv. tnkılıp S No. 19/4, T*± 133 11 4147, TMe* 42344 F u (4) 133 «2 64 • I n k : H. Zıy» Blv., 1352 S. 2/3, H i 13 12 30, IUOL 5235» FtoL (51) 13 12 30 • tnfloo C*d. 119 i No: I Kll I, l t t 1455OI973I, Tdot 62155. Fu; (711) 2t 056 TAKVİM 27 EKİM 1987 Imsak: 4.56 Güneş: 6.21 ö ğ l e : 11.53 Ikindi: 14.46 Akşatn: 17.14 Yatsı: 18.34 Srkeci Postanesi arkasındaki 'Hubyar Mescidi'ne ek inşaat yapılıyor Kitür mirasımıza karşı bu tü uygulamalar dünya uiısları arasındaki scrgınlığımızı zedeleyecek nielikte. Bu anlayışa artık sot vermek lazım. Bcvle bir yapıyı yeni bir ycoıyla birleştirmek söz kaıusu olamaz. Bu, tentel bi prensiptir. Kime scrsantz aynı şeyi söyler. P«f. Metin Sözen: Tarihe beton perde BUgisayurda asd sorun ogretmen açığı TUNCAY ÖZKAN ANKARA Milli Eğitim, Gençlik ve Spor Bakanlığı Müsteşarı Prof. Cemil Kıvanç, bilgisayar destekli eğitimde "yetişmiş ogretmen" sorunu ile karşı karşıya olduklarını söyledi. Kıvanç, "Problem, bilgisayar destekli egitimi yürütecek, takviye edecek öğretmeni yetiştirmemiz. Yani mesele, bin tane, on bin tane bilgisayan aldık, dağıttık meselesi degil" dedi. Müsteşar Cemil Kıvanç, "bilgisayar destekli eğitim" konusunda, Cumhuriyet muhabirinin sorularına şu yanıtları verdi: Bilgisayarlı eğitim yapılan okullardaki ögrenciler, bilgisayarları, ogretmen yetersizligi ve diğer nedenlerle kullanamadıklarını söylüyorlar. KIVANÇ Bilgisayarh okullarda, bilgisayar programcılığ] mı öğretilecek, yoksa okullarda bilgisayar destekli eğitim mi yapılacak? Bilgisayar programcıhğı öğretilecekse o zaman tabii ki iyi yetişmiş öğretmen lazım. Bu tür öğretmen de şu anda elimizde yok. Ama biigisayar destekli eğitim verilebilmesi için öğretmen daha çabuk yetişiyoı. tki haftada bile yetişebiliyor bu. Öğretmen yetiştirmek için ne yönde çalışmalannız var? KIVANÇ Biz hizmet içi eğitimlerle bunu sağlıyoruz. Bunun kurslarını açıyoruz. Bu yaz, 146 tane öğretmeni kursa aldık. Ankara'da yiirüttuğümüz bu çalışmaları sürdürüyoruz. Herkes zannediyor ki, bin tane, iki bin tane bilgisayar aldın mı, bu iş tamam. Hiç alakası yok oysa. Buz dağının tepesi gibi. Bünin yapılacak iş altında. ALım satımın al Milli Eğitim Müsteşarı Prof. Cemil Kıvanç: Orgeneral Richards geliyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) ABD Avrupa Kuvvetler Komutan Yardımcısı Orgeneral Thomas C. Richards, 6 günlük resmi bir ziyaret için bugün Ankara'ya geliyor. Konuk komutan Richards, bugün Anıtkabir'i ziyaret edip, saygı duruşunda bulunduktan sonra resmi temaslanna yarın başlayacak. Prof. Dogaa Kobaa: CIM HAMUT.OĞLU Birinci Ulusal Mimarlık Döneni'nden bir yapıt daha özgün çizjilerini yitirerek yeni ekleriyle ;ehre değiştiriyor. Türkiye'de artık yadırganmayan, eski eserler. yeni eklerle genişletme uygulamasının son örneği, Sirkeci Büyük Postane arkasındaki Hubyar Mcscidi. Prof. Metin Sözen, "Bu tiir uygulamalar, çagdaş dünyada kültiir mirasına nasıl yaklaşılacagını saptamış dünya uluslan içindeki yerimizi, saygınlıgıımzı adamakıllı zedeleyecek niteliktedir. Türkiye'deki bu anlayışa artık son vermek zorundayız" sözleriyle tepkisini anlatırken, eski eserlerle ilgili her kurutn ve kuruluşun "ilke kararı" alarak bu tür uygulamalara son vermesini önerdi. İTÜ Mimarlık Fakültesi'nden Prof. Dogan Kuban'ın "üzücü" olarak nitelediği uygulamanın son örneği olan Hubyar Mescidi, Birinci Ulusal Mimarlık Dönemi'nin iki önemli temsilcisinden birisi olan Mimar Vedat Tek'in yapıtı. Prof. Metin Sözen'in, "Sirkeci'de Mimar Vedat Bey'in dönemin simgelerinden birisi olan Sirkeci Postanesinin arkasına çalışanlarla ilintiii ola PERİYOT FARKIGÖRÜLECEK Hubyar Mescidi'ni betonla perdeleyen ek inşaatın kontrolörii mimar Erol Çetin şöyle diyor Yapılan inşaat modem bir anlayışla ele ahnıyor. Eski yapmm uzantısı değiL Böyiecf yeni kuşaklar iki inşaat arasındaki periyot farkım görebilecekler." rak yaptığı sekizgen cantü, Birinci Ulusal Mimarlık Dönemi'nin gerek planlama, gerek miraari organlann kullanımı, gerekse o dönemin bezeme anlayışının yansıdığı çok özel yapılardan bir tanesidir" sözleriyle anlattığı Hubyar Mescidi'ne eklenen yapılar, Vakıflar Başmüdürlüğü'nün denetiminde yapılıyor. Vakıflar adına insaatın kontrolörlüğünü yapan Mimar Erol Çetin gelişmeleri şöyle anlatıyor: "Hubyar'ın 6 ay önceki durumu çok çirkindi. Yanında bir WC vardı, aynca namazgâh olarak kullanüan camekânlı böliım çüriimüstü. Çevre esnafı bir proje hazııiatarak Vakıflara getirdi. Vakıflar tarafından Taşınmaz Kültiir ve Tabiat Varlıklan tstanbul Bölge Kurulu'na gönderilen proje, 23 Ocak 1987'de 3157 saydı kararla onaylandı." İnşaat 1 "caroi yaşatma derneği ve çevredeki esnafın finanse ettigini" söyleyen Mimar Erol Çetin, "Yapılan ek bir kopya dcğil. Modern mimari anlayışıyla yapılmasına dikkat edildi. Daha son rak i kuşaklara period farkını belirtmek için bu tiir bir uygulamaya gerek duyuldu" sözleriyle projeyi anlattı. Uygulama hakkında görüşlerine başvurduğumuz uzmanlardan Prof. Dogan Kuban, "Bu konuyu kime sorarsanız sorun degişik şeyler söyleyeceklerini sanmıyorum. Böyle bir yapıta yeni bir yapının birleştirilmesi söz konusu olamaz. Bu temel bir prensiptir. Çünkii o eksik kalmış bir yapıt degüdir.'' derken Prof. Metin Sözen şunları söyledi: "Artık şu anlaşılmalıdır, bir dönemin, geçmiş mirasın bir ozelliğinin altının çizüdiği ner yapı>a gereksinim arttıkça bina ekleme eylemine son verilmelidir. Bunun sonu yoktur. Daha önce de soyledim. bir gün gelir Siileymaniye Camii'ne de ek yapmak isteyenler çıkabilir. Çünkii aralarında anlayış farkı olarak hiçbir aynm yoktur." Mimar Kemalettin Bey ile Vedat Bey'in en onemli temsilcileri olduğu Birinci Ulusal Mimarlık Dönemi, 1910'larda ilk örneklerini vermeye başladı. 2. Meşrutiyet sonrasında, Ittihat ve Terakki Fırkası'nın siyasal, toplumsal, ekonomik ve kültürel alandaki tavrı, bu mimarlık akımına damgasını vurmuş. Cumhuriyet'in ilk yıllannda da gelişme olanağı buİan Birinci Ulusal Mimarlık Dönemi, 1930'a kadar etkinliğini sürdürdü. tındaki iş. Mesela bir softvvare programı var. Biz her bilgisayarı almayacağız. fhaleyi kazansa bile firmaya soracağız 'Program kapasiteniz nedir?' diye. 'Bakım onanm, servis kapasiteniz nedir?' diye soracağız. Bütün bunlar problem. Geçmiş yıllarda aldıgınız bilgisayarlar da bu niteliklere göre mi seçilmişti? KIVANÇ Onlara göre seçilmemiş maalesef. Eksiklikler var. Alınmış, ancak alım bir sistem dahilinde yapılmamış. Şimdi biz bunlan telafı etmeye çahşıyoruz. Ancak öğretmenlerinin yetiştirilmesi lazım. Şu anda Milli Eğitim Bakanlıgı ve eğitim sistemi, bilgisayarlı eğitimi kaldıracak bir yapılanma içinde mi? KIVANÇ Modern eğitim teknolojisinde itiraf etmek gerekir ki halk bizi geçmiş zaten. Alıyapı aslında müsait. Olaym altyapıyla hiçbir ilişkisi yok. Burada problem bilgisayar destekli eğitimi yürütecek, takviye edecek öğretmeni yetiştirmemiz. Çocuk öğrendikten sonra öğretmene sormadan yapıyor. Birbirleriyle kavga ediyorlar, 'Sen kullanacaksın, ben kullanacagım' diye. Yani mesele bin tane, on bin tane bilgisayar aldık, dağıttık meselesi değil. Bunu herkesin anlaması lazım. Milli Eğitim Bakanlıgı'mn biinyesinde şu an kaç tane bilgisayar var? KIVANÇ Bin tane bizim aldığımız var. Özel okullarla koruma derneklerinin aldıklarımn da saptanması çalışmalarını yürütüyoruz. Bize gelen haberlere göre, buııların binden aşağı olacağını zannetmiyorum. Taksicilere uyarı İSTANBUL (AA) İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Bedrettin Dalan, gerekirse müşteri seçen taksilerin ticari plakalarının iptalini isteyeceklerini bildirdi. Başkan Bedrettin Dalan, dün sivil zabıta ekiplerince müşteri seçtikleri belirienen 40 taksi şcföriinden 7'siyle tstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde bir görüşme yaptt. Dalan, görüşmede bu taksiler için ilk aşamada para, ikinci aşamada trafıkten alıkoyma • cezalan uygulanacağım kaydetti. "Daha sonra ise gerekirse il trafik komisyonuna bir yazıyla başvururak, ticari plakalarının iptalini isteyecegiz" dedi. İkiteUVde 350 müyon ydhk fosil bulundu İsUnbul Haber Senisi İstanbul'da sanayi bölgesi olarak seçilen lkilelli'de yapılaşma öncesinde yaptınlan jeofizik ölçümler, bölgerün tarihinin 350 milyon yıl öncesme dek uzandığını ortaya çıkardı. Yaklaşık 3 aydır sürdürülen jeofizik ölçümleri yapan ekibin başı İTÜ Maden Fakultesi öğretim üyelerinden Doç. Abmet Ercan bu konuda şunları söyledi: "Elektro çekimlerini yaparken mühendisleria •yag:na pek çok fosil takıldı. Bunlara bakarak arazinin paleantolojik bir laboratuvar oldugunı karar verdik. Yaptıgımız inceleraeler sonunda ise yaklaşık 350 milyon yaşında olan paleozoik kayaçlardaki eosen kireç taslannın araanda nimilitlere rastladık. Bir tur kabuklu deuiz hayvanı olan nimilitlerin bölgede 60 santim büyukluğunde olanlanna rastlanması dünya ölçeginde nadirdir. Bulunan fosiller arasındaki gastropotlann ise 6070 santim boyunda olanlanna rastlaıulmış durumda." 20 yıl sonra glasnost ile birlikte yayınına izin verilen 'Arbat'ın Çocukları' Moskova'da heyecan yaratıyor ANKARA (AA) Ulucanlar'daki Hanecioğlu Oteli'nde önceki gün bir çanta içinde ele geçirilen tahrip gücü yüksek patlayıct maddelerin sırrı çözülüyor. Güvenlik kuvvetlerince sürdürülen soruşturma sonunda, çanta sahibinin yabancı olduğu kesinleşti. Patlayıcı maddelerin Iranlılara ait olduğu şeklinde çıkan haberlerin gerçeği yansıtmadığmı kaydeden emniyet müdürlüğü yetkilileri şunları söyledi: "Çanta sahibinin yabancı olduğu kesinleşti. Ancak, karşımıza büyük bir ihtimalle Iranlı çıkmayacak. Isim tespitleri sürüyor." Bombalı çantanın sahibi StaKrfi eleştîren Sovyet romanı Dış Haberler Servisi Anatoli Naumoviç Ribakov, Sovyetler Birliği'nde uzun bir süre tabu olarak kalan Stalin dönemi uzerine yazdığı "Arbat'ın Çocuklan" adlı kitabını yayımlatabilmek için tam 20 yıl beklemek zorunda kalan bir Sovyet yazarı. 23 ulkede yayımlanan "Agır Kum" adlı romanının özellikle ABD'de büyük ilgi görmesi uzerine, yabancı yayıncıların "Arbat'ın Çocuklan"nı da yayımlama önerilerini geri çeviren Ribakov bunun nedenini şöyle açıkhyor: "Bu kitaba gereksinimi olan benim kendi halkımdı. Bu nedenle 'Arbat'ın Çocukları' SSCB'de y^yımlanıncaya kadar beklemeyi yegledim." İlkbaharda yayımlanacak olan "Arbat'ın Çocuklan" Sovyet okuyucuları arasında şimdiye kadar görülmemiş bir heyecana yol açıyor. Ribakov, "Der Spiegel" dergisinin kendisiyle yaptığı söyleşide, bunun nedenini şöyle açıkhyor: "Kitabın bu denli heyecan yaratması. konusundan ileri geliyor. Bizde bazı konular vardır ki, Sovyet yazını tarafından ya hiç ele alınmamıştır ya da alındıysa bile çok dikkatli işlenmiştir. Bu konular bazı tarihsel dönemleri. ö/ellikle 30'lu yılları kapsar. Benim kitabım bu dramatik ve trajik dönemi ele aldığı için ve Stalin'le ilgili oldugu için büyük ilgi topluyor." Ribakov, Stalin'i bir insan olarak davranışları, felsefesi ve güç denemesi ile ele alan ilk Sovyet yazarı olduğunu belirterek, "ınsanlanmızın gerçege, özellikle bu dönemle ilgili gerçege duydugu özlem, kitabımın bu denli merakla beklenmesine yol açıyor" diyor. 6O'lı yıllarda yazdığı bir romanının kahramanı ağzından, "Aslında kötii dönemler yoktur, kötii insanlar vardır" görüşünü savunan Ribakov, "Stalin de kötii bir insandı" diye konuşuyor. Stalin'in bazı hizmetleri olduğunu da kabul eden Ribakov şöyle diyor: "1930'lu yıllarda Stalin halkın tüm gücünü sanayileşmeye yogunlaştırdı. Ancak bu sanayileşme ekonomik yöntemlerle değil, idari yöntemlerle, 'güç' ile saglandı. Halk uzerinde yaraUığı korkuyu, amaçlanna ulaşmak için bir alet olarak kullandı. Onun olümünden sonra ülkede çok özel bir ahlaksal ve psikolojik ortam dogdu. Bir kişinin herkesin yerine düşündügu, herkesin yerine karar verdigi, inisiyatifin ancak tek bir kişi tarafından kullanıldıgı bu dönemde bireyler, kendi inisiyatiflerini, karar verebilme yeteneklerini yitirdiler. Bizim gelişmemizin bir noktada tıkanmasının nedeni de budur. Bu nedenle Stalin'in kazandırdıklan ve kaybettirdikleri çok karmaşık bir konudur." Stalin döneminin ve zulmünün bizzat tanığı olduğunu söyleyen yazar, Moskova'nın en eski ve özgün mahallelerinden biri olan "Arbaf'ın insanları ile ilgili romanını yazmak için arşivlere gereksinim duymadığını belirtiyor. Ribakov, "Ben hiç Stalinci olmadım; partiye, Sovyet yasam biçimine ve sosyalizme inandım. Stalin başka bir şeydi, Sovyet gerçegi başka bir şey."diyor "Arbat'ın Çocuklan" 1956'da Kruşçev ile başlayan ve Stalin ile yöntemlerine eleştirel bir bakış getiren yıllara kadar uzanan geniş bir dönemi irdeliyor. Ribakov, kitabını yayımlatmak için 20 yıldır birçok girişimde bulunmuş olmasına karşın, Stalin'e çok fazla yer verildiği için, "Arbat'ın Çocuklan"nı bir türlü yayımlatamamıştı. "Ancak bu dönemin bir gün geride kalacagına inanıyordum" diyor Ribakov. Oy kullanma seferleri FRANKFURT (AA) . Yurtdışmda çalışan Türklerin sınır kapılarında oy verme işleminin başlaması uzerine, çeşitli siyasi kuruluşlarca Federal Almanya'dan Kapıkule ve Atatürk Havalimanı'na "oy kullanma seferleri" düzenlendi. Oy kullanma seferlerine uçakla katılacak olanlardan 330 mark, otobüsle katılacak olanlardan ise 115 mark toplanıyor. Gazetelere verilen ilanlarda Kapıkule sınır kapısına Berlin, Hamburg, Köln ve Frankfurt'tan otobüs seferleri, Atatürk Havalimanı'na ise Düssetdorf ve Frankfurt'tan uçak seferleri düzenlendiği bildiriliyor. PORTRE / RİBAKOV Anatoli Ribakov Moskovada'da yaşayan yazar, 1911 yılında Ukrayna'da doğdu. Üniversite eğitiminden ve Sibirya'daki sürgünden sonra muhendis olarak çalıştı. Içsavaş uzerine yazdığı "Kortik" adh ilk kitabı 1948 yılında yayımlandı. Stalin'i eleştiren kitabı "Arbat'ın Çocuklan" yazılmasından ancak 20 yıl sonra, önümüzdeki günlerde SSCB'de basılacak. "Arbat'ın ÇoeuklarT'nın diğer dillere çevrileceği belirtiliyor. Sabırlı glasnost yazarı Reaganhn kayınvalidesi öldü WASH1NGTON (AP) ABD Başkanı Ronald Reagan 'ın kayınvalidesi Edith Davis dün öldü. Başkan Reagan 'm eşi Nancy Reagan'm annesi olan Davis'in, Phoenvc'teki evinde beyin rahatsızlığı sonucu öldüğü bildirildi. Beyaz Saray yetkilileri Reaganlann cenazeye katılmak üzere Phoenix'e gideceklerini bildirdiler. Bayan Edith Davis 91 yaşındaydı. Dalyan'a otel yapmayın Alman Yeşilleri: İZMİR Köyceğiz Dalyan'ında inceleme yapan Alman Yeşiller Partisi Milletvekıli Karitas Hensel kumsalda otel inşaatıyla ilgili olarak partiye "olumsuz"raporvereceğini açıkladı. Kaplumbağalann korunması için alınan önlemleri gerçekçi bulmadığını savunan Hensel, "Kumsalda otel inşaatı engellenmelidir. Yoksa dıin\ada türii giderek azalan denizkapltımbagalan yok olacak" dedi. Türk yetkililerinin otel yapımmı savunmalarına karşın, alınması düşünülen önlemleri gerçekçi bulmadığını söyleyen Yeşiller Partisi milletvekili Karitas Hensel, "Madem burası Ulusal Park ilan edilecek, o zaman otel de yapılmamalıdır. Kuşkusuz Türkiye gibi gelişmekte olan bir ülke için lurizm buyıık onem laşıyor. Ancak turizm ugruna dünya üzerinde yaşayan en eski canlı turunün yok olmasına göz yumulmamalıdır" dedi. Hensel, Dalyan'daki otel yapımının "Sayılan giderek azalan hayvan tnrlerinin korunma altına aliDmasını" öngören uluslararası Bern Anlaşması'na aykırı olduğunu belirtti. Bu anlaşmanın Türkiye ve Almanya tarafından da imzalandığına dikkat çeken Hensel, şunları söyledi: "Kumsalda bir kez yatınma izin verildi mi gerisi de gelir. Olaya baştan karşı çıkılmalıdır. Alınacagı belirtilen önlemler uzun dönemde kaplumbagalann yok olmasını önleyecek tiırden degil. Partim için hazırlayacagım rnporda bu görüşlerimi dile getirecegim. Duşuncelerimizi Alman hükumetine Uetecegiı ve onlardan da goruş isteyecegiz. Aynca basın toplanüsıyla kamuoyunu bu konuda haberdar edecegiz." Milletvekili Hensel şimdiden Avrupa'daki turizm dergilerinde, reklam olarak "kaplumbagalan seyreden luristlerin" fotoğraflarmın yayımlandığına da dikkat çekti. Moskova'nın entel semtu eski mahaOelerinden biri. Aslında Arbat yalmzca bu semtteki ünlü bir caddenin adı olmakla birlikte, tüm semt "Arbat" olarak adlandtnhyor. Puşkin, Gogol ve Tolstoy gibi ünlü Sovyet sanatçüan da Arbat'ta yetişmişler. Arbat'ın en önemli özelliği Moskova'nın traftğe kapanan ilk ve tek caddesi olması. Cünün her saatinde, hatta gece yanlanna kadar Moskovahlar bu ' 'trafiksiz'' meydanı dolduruyorlar. Arbat'ta gitanyla şarkı söyleyenlere, sürlerinisergileyen ozanlara, tiyatro biletisatanlara rastlamak mümkün. Moskova'nın canlı yasam tarzının bir simgesi olan Arbat, etit bir sanatçı tabakasıntn ve küçiik insanlann olusturduğu özgün bir karma kültürün yatağı. OLUMSUZ KAHRAMAN STALİN Ribakov, bir eserinde roman kahramanma "Kötü sistemler yoktur, kötü insanlar vardır" dedirtiyor. Stalin ilk kez bir Sovyet ronummda "ohımsuz kahraman " olarak ele ahnıyor. 'Seçimlerde Kadını Kim Düşünecek?' İstanbul Haber Servisi "Seçimlerde Kadını Kim Düşünecek?" paneli dün akşam yapıldı. "Kadınca" dergisi yayın yönetmeni Duygu Asena'nın başkanlığmda yapılan panele kattlan istanbul 6. bölge bağımsız sosyulbt adayı Sungur Savran, "Feminist" dergisi yazarlarından Ayşe Düzkan, DSP eski il yönetim kurulu üyesi aday adayı Yıldız Ökten ve SHP Bakırköy 8. bölge aday adayı Ayla Akbal katıldılar. Panelde, kadın haklannın tarihçesi hakkında bilgi verildi ve "DSP Kadmlara Ne Verecek?", "Kadmlar . Kimdir?", "SHP ve Kadmlar" gibi konularda görüş belirtiidi. Atina'da şair diplomat: Akuııan STELYO BERBERAKİS AIİNA Türkiye'nin Atina Buyükelçisi Nazmi Akıman, Atina'daki göre\rinin 3. yılını doldururken, Yunan basınında en çok yer verilen "yabancı büyükelçi" ünvanmı kazandı. Yunan gazeteleri ve radyoTV'sinde sık sık sözü edilen Nazmi Akıman, iki ülke hükümetlerinin zaman zaman birbirlerine verdikleri notalardan, protesto ya da diplomatik girişimlerinden tanınırdı. Ancak son günlerde Akımanın yeniden Yunan aktüalitesine konu olması protesto ya da notalarla ilgili değil. İktidar yanlısı Ta Nea gazetesinin sanat sayfasındaki "Nazmi Akıman'ın şefkat dolu şarkılan" gibi haber başhklanyla ilgili. Gazeteler Türk büyükelçisinin kendi şiirlerinin Yunancaya çevirip bastırmış olmasını bir "diplomatikedebiyat" olayı olarak değerlendirdiler. Nazmi Akı Nazmi Akıman man'ın iki ülke arasında yaşanan zor saatlerde gerektiğinde sert tavırlı bu diplomatın yazmış olduğu şiirleri "İnsani ve yüreklere hitap eden cinsten" olduğunu yazdılar. Yunan gazetelerinin "nazik nıhlu diplomat" olarak gördükleri Akıman'ın "Su Serper Gibi" adlı şiir kitabı uzerine çok olumlu eleştirilerde bulundular. Bir sayfasındaTürkçesi Atina Buyükelçisi Nazmi Akıman'ın "Su Serper Gibi" adlı Türkçe Yunanca şiir kitabına, Yunan basınında geniş yer verildi. Akıman'ın iki ülke arasında kültürel ilişkileri arttıran diplomatik politikası, Atina'da ilgiyle izleniyor. diğer sayfasında Yunancası basılı bu şiir kitabında Nazmi Akıman'ın 23 şîiri toplanmış. Kitabı basan Yakıntnos yayınevi satırlardan şimdilik memnun görunüyor. Bu şiir kitabını tanıtan gazeteler ise şiirlerin arasında en çok "İstanbul tçin Dörtlükler" başlıklı şiirine yer vermiş.... İşte bu şiirin mısralan: "Usumda hep İstanbul ileri/ Mavilerden bir sabah olur bir akşam/ GUn İstanbul kadar aydınlık / Gün İstanbul kadar yeni/ İstanbul bir salkım üzüm / Avuçlarım acıkiıgında/ Agnsı bana vurmaya görsün/ Bir yerlere sığamam büyürüm/ Topraklar soğurken ellerim sıcak / Aynaya bakıyonım bir çizgi daha / İstanbul yağmur olmuş / Damladı damlayacak /. Ancak Nazmi Akıman'ın "sanatseverliği" Yunan kamuoyu için burada bitmiyor. Akıman'ın Suna Kan'ı Atina'ya iki kez getirmesi ve 2 kasımda üçüncü kez getirecek olması, Yusuf Güner Aksoz'un 23 kasımda yine Atina'da, Atina Orkestrasını yönetmeye hazırlanması, Mevlevilerin Atina'da ayin yapmaları ve son olarak Türk motiflerinin Atina'da sergilenmesine katkıda bulunmuş olması, Atina büyükelçimizin kültürel taarruzunun başarılı adıınları sayılıyor. Garson Durmuş'un 24 yıl hapsi istendi BURSA (Cumhuriyet Bürosu) Kamuoyunda "Küçük Hikmet davası" olarak bilinen davada yargılanan garson Durmuş Tekirtaş'ın 2430 yıl ağır hapsi istendi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle