13 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 OCAK 1987 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 r Hizbullah yine saldırdı el Avıv, (a.a.) Liıbnandaki İran yanhsı Hizbullah orgutu, Guney Liıbnan'da hrail tarafından guvenlik bölgesi ilan edilen şerit içinde mevzilenen Hıristiyan müislerin oluşturduğu Guney Lubnan ordusuna karşı dün yeniden bombalı bir saldırı düzenledı. Hizbullah örgütünun, Guney Lubnan'da bır yol kenanna yerleştirdikleri bombayı, Hıristiyan milisler geçerken patlatması uzerine dort milis öldü, ikisi de yaralandı. Boylece, son dört gun içinde Hizbullah'ın duzenlediği saldırıda ölen Guney Lubnan Ordusu mihslerinin sayısı 10'a yukseldi. Bu saldırıdan yaklaşık beş saat sonra, İsrail Ordusu'na bağlı helikopterler Litani S'ehrı boyundakı Hizbullah mevzilerıni bir saat süreyle bombaladılar. Öğrencilerin öfkesi Mekin Üniversitesi kampusunda îoplanan 500 kadar öğrenci, devletin resmi organı niteliğindeki Halkın Günlüğü 'nün olayları objektif vermediğini öne sürdüler. Bir öğrencinin "Halkın Günlüğü cehenneme gitsin yazılı pankart taşıdığı göze çarptı. PEKİN, (AP) Çin'de yonetimin giderek sertleşen uyanlarına rağmen. 500'den fazla öğrenci önceki gun Pekin üniversitesinde toplanarak, son haftalardaki demokrasi gösterileıini sert biçimde eleştiren Çin Komunist Partisi'nin organı "Halkın Günlüğü (Renmın Ribao) gazetesıni yaktılar. Universite kampusunda toplanan oğrenciler sloganlar atarak yuzlerce gazeteyi meydana yığdıktan sonra ateşe verdiler. Bu arada yakınlardaki yatakhanelerde kalan oğrenciler de yaktıklan Halkın Günlüğü gazetelerini pencerelerden attılar. Gozlemciler, öğrencilerin ilk kez gazete yakmalan ıle iki haftayı aşkın suredir en az 10 kentte devam eden gosterilerin yeni bir boyut kazandığını belirtiyorlar. Gorgu tanıkları Halkın Günlüğü'nün yanı sıra bazı başka kamu mülkiyetindeki gazetelerin de yakıldığını bildiriyorlar. Universite kampusundaki bir öğrencinin de "Halkın Günlüğü cehenneme gitsin" yazılı bir pankart taşıdığı goze çarptı. Gosteri sırasında guvenlik güçleri universiteye girmediği gibi, universite otoritelerinin de öğrencilere mudahale etmediği dikkati çekti. Oğrenciler, Halkın Gunluğunun, gösterileri doğru ve objektif biçimde yansıtmadığını belirttiler. Oğrenci gosterilerine ilişkin diğer bir gelişme de, yeni yıl gösterileri sırasında gözaltına alınan oğrencilerden 34'unun sorgulamaları yapıldıktan sonra serbest bırakılmaları. Yonetimin ıse, öğrencilere karşı eleştirileri giderek sertleştirdiği gozleniyor. Başbakan Zao Ziyang'ın yakın çalışma arkadaşı Bao Tnno "• Wiılrur Bakanı Wang Meng öğrencilere ilk uyarıları yapan yetkililer oldular. Bao Tong, "Halkın Günlüğü"nde iki gün önce çıkan yazısında •'Eylemlerde bulunmak. demokralik bir hükumetin kurulmasına yardım etmez. Çin, eylemlerin acı faturasını yeterince odememiş midir?" dedi. Kultur Bakanı Wang Meng ise, Ingilizce yayımlanan PekingRevien dergisine yazdığı yazıda gençlerin, seslerini yasal yollardan duyurmaları gerektiğim belirterek, kamu duzenıni bozacak gosteri ve eylemlerden kaçınmalannı istedi. Meng, son gosteriler nedeni ile, hükumetin eğitim ve kultür politikasında bir sertleşme olup olmayacağı yolundaki soruyu ise şoyle yanıtladı: "Gösteriler nedeni ile politikamız değişmeyecektir. Reform ve demokrasiyi geliştirme politikasını surdureceğiz." BBC radyosu, Çin yönetimınin gösterileri eleştiıırken giderek daha fazla Batı aleyhtarı bir havaya girdiklerine dikkati çekiyor. Radyoya göre, yöneticiıer öğrencilere yaptıklan uyanda sık sık, Batının ve kapitalizmin kötu alışkanlıklarından kendilerini korumalarını, Batının olumsuz yanlarını taklit etmekten kaçınmalarını istivorlar. Pekin Üniversitesi'nde gösterileri kınayan "Halkın Günlüğü" gazetesiyakıldı DUIVKADA BUGUN ALI SIRMEN Hadi Canım Sen de... 1986'nın ağustos ayıydı Mehmet Mercan ile birlikte Gaziantep'te geziyor, seçim öncesi nabız yokluyorduk. Doğallıkla Refah Partisi'ne de gittik. Partinın bu ildeki adayı Mehmet Bozgeyik hem köklü bir aıleden gelıyordu hem de 10 ağustos tarihli yazımızda belirttiğımiz gibi, dürüstlüğü ve açıksözlülüğüyie tanınmış bir kişiydı. Refah Partısi'nin merkezinde kendisiyle konuşuyoruz. Bir Atatürk resminin altında, kendi görüşlerini, umdelerini siraladıkları bir pano, üstteki portre ile çarpıcı bir çelişki oluşturuyor. Fotpğraf çekmek istediğimizde tedirginliklerini belirtiyorlar. Şaşırıyoruz, kendi görüşlerini yazdıkları bir panonun fotoğraflanmasından neden çekiniyorlar diye. Üstelemiyoruz. Mehmet Bozgeyık, inanç özgürlüğünden yana olduklarını ve fıkır suçuna karşı olduklarını söylüyor. "Yani 163. maddenin kalkmasını mı savunuyorsunuz?" diyorum. "Evet" diyor, "Fikir suçuna karşıyız". "Peki ya 141142" diye soruyorum. Mehmet Bozgeyik soruyu savuşturmaya çalısıyor. Bir türlü açık, net bir yanıt veremıyor. Üsteliyorum. Ama ağzından "141142'ye karşıyız" sözünü alamıyorum. "Bizi seçmenimiz önünde güç duruma düşürmeyin" diyor. Mehmet Bozgeyik dürüst bir insan. Ama ben yine de, 'Sayın Bozgeyik, seçmeniyle başka bizle başka mı konuşuyor acaba' dıye düşünüyorum. Yok, yapısı buna elvermez. Ama, Sayın Bozgeyik'in yandaşı olduğu düşünce ve üyesı bulunduğu parti de, düşünce ve ınanç özgürlüğü derken hep kendine yontuyor ve seçmeni önünde bir türlü, tüm yasaklara karşı olduğunu açıkça söyleyemiyor. Daha gecenlerde bir dergiye 141142'ye de karşı olduğunu söyleyen Erbakan'ın ise, 1974 yılında koalisyon ortağı iken, af konusunda 141142'yi dışlayan ince Amribnül As oyununu unutmak olası mı? Olayıanımsamamın nedeni, türban sorunu çevresinde patlaSv versn ve daha çok uzun sürüp tırmanacağı belli olan tartışmayla ilgili olarak Milli Gazete'de. yazımdan bölümler alınarak yapılan saldındır. Saldırının nedeni de, Milli Gazete'nin savunduğu görüşte olanların ve türban yanlılarının içtenliksizliklennı ve anayasa ile insan haklarından söz ederken ne denli yapay (cali) olduklarını vurgularnış olmam. Gerçekten de, türban içın savaş verenler bugün YÖK'e de karşı çıkıyorlar, yasaklara da. Ama onlar bır türlü, YÖK ve 1402 yoluyla öğretım üyeleri üniversitelerden atılırken ses çıkarmıyorlardı Onlar sakalı yüzünden üniversiteden aynlan bir öğretim üyesinin durumuna hiç aldırmıyorlardı. İşte onların bu içtenliksizliklerini vurguladık diye Cumhuriyet Gazetesi, "Babı Ali'nin Pravdası" olarak nitelenmiş Milli Gazete'nin yazannca. Doğrusu, hangi görüşten olursa olsun demokrat kişilere ters düşmek ve onlarla özgürlükler konusunda çatışmaya girışmek üzücüdür. Ama. Milli Gazetenin "Solun namusu" başlıklı yazısını yazan kişi benzeri özgürlük ve insan hakları münafıklarıyla ters düşmekten hiç de üzüntü duymak gerekmez Çünkü ülkemizde demokrasi ve insan hakları, yapay demokratların gerçek yüzlerinin de ortaya çıkmasıyla sağlanabilecektir. Bu açıdan, gazetemiz yetkililerinin, "Babı Ali'nin Pravdası" gibi saldırılara karşı gereken yasal girişimlerde bulunacaklarından emin olarak, Milli Gazeteyi yanıtsız bırakmayı daha doğru bulurdum, eğer "Solun Namusu" adlı yazıda, yazar namusuyla bağdaşmayacak çarpıtmalar yapılmış olmasaydı Örneğin yazıda, "Bu insanlara ne hakları ve ne de özgürlüklerı verilmemelidir" diye bir ifade var Bu ifade sıyah dizilmiş ve tımak içine alınmış. Daha sonra da cumartesı günkü yazımızdan iki tümce daha alınmış. Böylelikle sanki biz, yazımızda böyle bir görüş ileri sürüyormuşuz izlenimi verilmek ıstenmiş. Bu yazıyı da işte bu yanlışı düzeltmek ıçin yazıyoruz. Şu gerçeğin altını kalın kalın çizerek bır kez daha anlatmak isterim. Biz Türkiye'de herkese düşünce özgürlüğünün tanınmasından yanayız. Türkiye'de 140. maddenin de, 141142. maddelerin de, 163. maddenin de kaldırılmasından yanayız. İnsanlara türban yasağı getirilmesini de uygun bulmuyoruz, Muzir yasasını da.. Bir genç kızın, başını Örttüğü için cezalandırılmasına da karşıyız, bütün yaz sahillerimizde dolar ya da mark verdikleri için turistlerin ya da varlıklı yurttaşlarımız oldukları içın ayrıcalıklılanmızın lüks tesıslerde göğüslerini açarak sörf yapmalarına benzer bir olayın kartpostahnı sattığı için ınsanlann cezalandınlmasına da karşıyız. Ve biz diyoruz ki: "Ey özgürlükten, insan haklarından söz edenler! Yasağın birine işinize gelmediği için karşı çıkıp, öbürüne omuz silkerseniz, başını örteni savunurken, açılanı içeri atmaya kalkarsanız siz içten değilsiniz ve amacınız, demokrasi ve insan hakları falan da değildir. Öte yandan, toplumda tüm kuralları sizlerin koymaya kalkışması da olanaksızdır. Nasıl kı, camiye her isteyen istedıği gibi giremiyorsa, nasıl ki siz turıstleri de camiye sokarken başlarını örttürüp "Buraya böyle girilir" diyorsanız, başka kurumlara da nasıl girıleceğini söyleyen kuralları da, o kurumları yöneten, onlara yol gösteren yasa ya da yönetmelikler ve yetkililer belirlerler. Ama diyebilirsinız ki, bu düzenlemeler demokrasiye aykırıdır. Eğer öyle düşünüyorsamz ki haklı olabilırsıniz o zaman demokrasiye aykırı davranışın tüm yanlarını ve sonuçlarını ortadan kaldırmak gerek. Yoksa, "Verin türbana izin, alın kullanın tepe tepe, YÖK de sizin" kafasıyla çözüm getirmeye çalışmak ayrı bir olaydır. Bu arada türban olayının ardında şeriatçılığın gösterisi olduğunu her ne kadar yadsırsanız yadsıyın, olaylar kanıtlamıştır. Keçeciler'in türban olayını Diyanet İşlerı'ne sorma önerisini, türbanlı başvurucular önünde yapmış olması bir raslantı mıdır? Sağdan sola alfabeyle yazdığımız ıçin olsa gerek, gerçeği anlamayanlara bir kez daha anlatalım: Biz Türkiye'de her türlü özgürlükten yanayız, 163 de aralarında olmak üzere tüm kısıtlayıcı maddelerin kaldırılmasını savunuyoruz. Hatta diyoruz ki: Tüm yasaklar kalkıp bir 163 kal. sa o zaman yine de demokrasi olmaz. Bu tavrımız her zaman açıktı. Ama aynı şekilde, insan hakları gösterisi altında şeriat düzeni, düzenlerıne de karşıyız. Keçeciler'in türban sorunu dolayısıyla yapılan başvuruyu bahane edip, devlet ve eğitim sorunlarında Diyanet İşleri'nden fetva istenmesi önerisini de Türkiye Cumhuriyeti için yaşamsal bir tehlike olarak görür ve uzerine gideriz. fıpkı, kendi ulusal varlığımıza yönelebilecek herhangi bir tehdit olursa, hangi yasak kapsamına giren hangi yönden gelirse gelsin onun da uzerine gideceğimiz gibi. Bunun dışında sözlerımızi çarpıtan, yazar namusuyla bağdaşmayacak bıçimde söylemediklerimizi bize söyletmeye çalışanlara ve üstelik de meydan okuyanlara da verilecek yanıtımız kısadır: "Hadi canım sen de!" "Gorbaçov yeni zirve önerecek" *' York, (a.a.) Sovyet liderı Mıhaıl Gorbaçov'un, sılahların kontrolü konusundaki A merikanSovyer göruşmelerinde ilerlerne sağlanamaması halinde, bu yıl, ABD Başkanı Ronald Reagan'a, Reykjavik'te yapılan göruşmeye benzer bir zirve gorüşmesi önereceği ileri suruldU. Amerikan Newsweek dergisi, kımliğini açıklamadığı Sovyet kaynaklarına dayanarak verdıği bir haberde, Sovyet yonetıminin, Reagan'ın, "göruşme masasına elleri boş gelmemesı" ıçin, onun bir zirve önerisinde bulunmasmı tercih edeceğini yazdı. İrangate'de yeni aşama JTT'ashtngton, (a.a.) VV "trangaıe" olayı yeni bir aşamaya gırdi. Olayı araşıırmak uzere özel yetkilerle donatılan Lawrence Walsh, dun yeni gorevine başlarken, soruşturmada Başkan Reagan'ın ozel temsılcılığıne de Davıt Abshıre atandı. Senato'nun olayı soruşturacak ozel komısyonunu, Kongre'nın 100. yasama donemine ilişkin oturumundan sonra onaylayacağı bildiriliyor. MÜDA HALE GÖRML YORLA R Çin 'de iki haftadır süren gösteriler yeni boyuta ulaşırken, guvenlik güçlerinin ve universite yetkililerinin duruma mudahale etmedikleri dikkati çekti. Fransch, Çad için tetihte Libya, yedekleh silah altına çağırırken, Fransa'nın Orta Afrika Cumhuriyeti 'nde üslenmiş askeri birlikleri en üst düzeyde alarmda. (Ajanslar) Bir suredir Çad toprakları üzerinde istilacı Libya birlikleri ile Çad hukumet kuvvetleri arasında geçen sa\aş büyume eğilimi gosteriyor. Libya Fransa'ya meydan okuyarak terhis edilmiş askerlerini goreve çağınrken Orta Afrika Cumhuriyeti'nde üslenmiş Fransız birlikleri en ust düzeyde alarma geçirildi. Çad ve Fransa'da çeşitli çevrelerin Libya savaş uçaklarının Çad'da 16. paralelin guneyini bombaladıkları iddiası Trablus radyosunca yalanlandı. Libya lideri Muammer Kaddafi'nin ulkesinin kıyı bolgelerinde yapılmakta olan askeri tahkimat çalışmalarını denetlemekte olduğu bildirildi. Çad hukumeti, Libya Ha\a Kuvvetleri'ne bağlı 4 savaş uçağının önceki gun ulkeyı ikiye ayıran 16. paralelin 120 km. guneyindeki Arada kentini ve Um Şaluba Kalait bölgesini bombala Reagan, bütçe yolsuzluğu yapmış JJ/'ashington, (a.a.) W ABD Kongresi Ortak Ekonamik Komitesi Başkanı demokrat temstlci David Obey, Başkan Reagan'ın son ıki yılda butçe yolsuzluğu yaptığını ılerı siırdiı. David Obey, Başkan Reagan'ın 1986 ve geçen yılın ekim ayında uygulanmasına başlanan 1987 mali yılı büıçesınde, cari hizmetler alanında harcanmak uzere talep ettıği, ancak savunma harcamalanna kaydınian nuktarm toplamının 51 milyon dolara ulaştığını sovledi. ÇAD BÜTÜNLEŞEBtLECEK Mİ? LIBYA N'DJAMENAPARİS, KAMERUN / ORTA AFRİKA CUM Dif Haberler Servisi Çad'dakı savasın 16. paralel üzerinde yoğunlasması, bır yandan Çad hukumetıne bağlı birhklerm bu çızgtyı aşarak kuzeye hucum eımeierı, öte yandan Libya uçaklannın ülkenın guneyıni bombclamalan yem bır donum noktası otuşturuyor. Çunkü üikede yıllardır suren ıç savaş, • zaman zaman devreye ftilen giren Libya ve Fransa'nın uzlaşmasıyla 1983 yıhnda bır noktada adeta dondunılmustu. Bu uzlasma uyannca 16. paralelin kuzeytnde Lıbya'nm desteklediğı Cukkuni Veddeyeye bağlı güçler denelimi ellermde lutacaklar, güneyınde ise Fransa'nın desıekledığı Hisstnt Habrt egemen olacaktı. 16. paralel bölgesj ise bir tiir "insansız bolge" gıbi tampon tşlevı görecekti Fransa, Habre hükümetınm güvenlıgtni sağlama bağlamak • vetleri'nin 16. paralelin güneyini bombalamalarının Fransa'ya meydan okuma anlamına geldiğini belirtiyorlar. Fransa, 16. paralelde asker bulundurmasına gerekçe olarak, Libya'nın Çad'ın güneyini istila etmesi ve başkent N'Djamena'yı ele geçirmesi olasılığını gosteriyor. Fransa, geçmişte, Libya hava saldırıları 1^. paralelin guneyine yöneldiğinde soz konusu hattın kuzeyini bombalayarak karşılık vermişti. Libya'nın Guney Çad'ı bombalaması iddialarıyla ilgili olarak bir açıklama yapan Fransız hükumet sozcusu gereken önlemlerin alınacağını belirtmek dışında bir acıklamada bulunmadı. Öte Uzerr küçük bır askeri birtık bulunduracaku Libya da ülkenin kuzeytnde aynı haklara sahıp olacaktı. Ne var ki geçen yılın sonlannda Libya yönetimı ıle Cukkuni Veâdeye arasındaki tşbirliğının bozulması, Veddeye'nm yaşadığı Lıbya'da bır suikastten yaralı vlarak kurtulması ve ardmdan yıllardır ikttdar ıçin bırbirleriyle savaşan Veddeye ile Habre'nin banşmatan söz konusu 16. paralel uzlasmastmn geçerlılığmi onadan kaldırdı Çad hükümet kumetlm lf> paraleli asarak ülkenin loprak bütünlüğünü sağlamaya yOnelirken Veddeye'ye muhalefet eden Libya dtstekü bazı Çadlıiar direnmeyi surdüriiyortar. Ancak bu kez Kuzey Çadlılann çoğunluğu Libya varlığtna karşıçıkıyor. Dotayısıyiaşu asamada Habre kuvvetlerinın konumu daha guçlu. kenin Akdeniz kıyılarını "doğudan batıya ileri bir ölüm çizgisi haline getirmeyi" amaçlavan tahk\m çahşmalannı denetlemeye gittiği haber \erildi. Lib>a tele\izyonu konu\a ilişkin haberinde, Kaddafi'nin kıyı kesimine mayın yerleştıren, dikenli tel geren ve siper kazan askeri birlikleri dcnetlediğini duyururken yer ve zaman belirtmedi. Bu arada Libşa'nın "Afrika kıtasındaki barışı tehdit eden emper>alizmin girişimleriyle ilgili" olarak So\yet yonetimine "acil bir mesaj" gonderdiği bil7 dirildi. Sovvetler Birliği. 2 arahkta emperyalist olarak nitelediği guçlerin Çad'a mudahalede bulunmamasını istemişti. dığını iddia etti. Fransız Savunma Bakanhğı yetkilileri de bu ıddiayı doğrularken Libya radyosu yalanladı. Trablus radyosu, uçaklannın önceki gun sadece ÇadLibya sınırı üzerinde keşifuçuşu yaptığını ileri surdü. Bilindiği gibi, ÇadLibya sınırı 16. paralelden vuzlerce km. kuzeyde bulunuyor. "Kırmızı Hat" olarak da bilinen 16. paralel Çad'ın Libya'nın denetimindeki kuzeyini hükumetin denetimindeki guneyinden ayırıyor. Fransa, Çad hükumetini desteklemek uzere 1983'ten beri 16. paralelde asker bulunduruyor. Siyasal gozlemciler, eğer iddialar doeru ise Libva Hava Kuv yandan, Çad'daki son gelişmeler uzerine Orta Afrika Cumhurneti'nin başkenti Bengui'de üslenmiş Fransız birliklerinin "en üst düze\de alarma geçirildikleri" haber \erildi. Trablus radyosuna göre, Bangui'ye son 24 saat içinde ayrıca Zaire'den Fransız Hava Kuvvetleri'ne "Transal" tipi bir nakliye uçağı ile iki "Mirage" savaş uçağı gönderildi. Libya radyosu, Bangui'deki Fransız birliklerinin şimdiye dek görulmemiş bir hareketlilik içinde olduğunu iddia ederek, "Fransız sömürgeciliğinin Çad'ın guneyine ve Hissene Habre >onetimine elko>duğunun bövlece kanıtlandığım" belirtti. Libya lideri Kaddafi'nin de ül J ahran (a.a.) İran Başbakanı Mir Hüseyin Musavi, ABD'nın 1979'da bloke ettiği 500 milyon dolarlık tran varlıklannı "belirli bir sure içinde" serbest bırakmaması durumunda, Lahey Uluslararası Adaleı Divanı 'na başvuracaklarını bildırdi. Resmi İran Ajansı İRNA'nın verdiği haberde, bu surenin ne kadar olduğu belirtilmedi. Musavi, tran'ın bloke edilmiş varlıklar ıle ilgili olarak iki ülke arasında Lahey'de sürdurulen göruşmelerde sonuç alınamaması halinde bu yola başvuracaklarını kaydetti. Musavi: ABD'yi dava edeceğiz SSCB Dışişleri Bakanı'nın sürpriz Afganistan ziyareti MOSKOVA, (a^.) Sovyeüer Birliği Dışişleri Bakaıu Edoard Şcvardmadze ile, Komütüst Partisi Merkez Komitesi'nin Afganistan işleriyle görevli üyesi Anatoli Dobrinin'in ani olarak Kabil'e gelmesi, siyasi gozlemciler tarafından, "Moskova, Afganistan'a geniş çapb bir dipiomatik saldın başlattı" şeklinde yorumlandı. 7 yü önce, Sovyet işgalinin gerçekleşmesinden bu yana, Kabil'e gelen ilk Sovyet Dışişleri Bakanı Şevardnadze, KabiTde olan Şevardnadze, Afganistan'ın "Bir numanüı adamı" Muhammed Necibullah tarafından karşılandı ve görüşrnelere heraen başlandı. Sovyet resmi TASS Ajansı, Şevardnadze ile Dobrinin'in, Afgan Demokratik Halk Partisi ve hükumetin Kabil'e bir "çahşnuı ziyareti" yapuklannı bildirmesine rağmen, bu ziyaretin Afgan yönetimince 15 ocaktan geçerli olmak üzere 6 ay süreyle tek yanIı ateşkes ilan edilmesinin hemen sonrasına rast Greı\ Paris metrosuna sıçradı SABETAY PARİS Fransa'da demiryolu ışçilerinin grevi 20. gunüne girerken, komunist eğilimli sendikal kuruluş CGT, eylemi tum kamu işyerlerinde >aygınlaştırmaya çalısıyor. Genel Çalışma Konfederasyonu (CGT), dun Paris metrosunda ve otobuslerinde gre\ çağrısında bulundu. Konfederasyona ınc ışçiler çağrıya uyarken diğer sendikal kuruluşların gre%e katılmamaü nedenı>le, gre\in hayatı felce uğratması, duşunulduğu olçude gerçekleşmedi. Paris Metro \e Oıobus Işletmesi (ZATP) \önetimı ıle sendikal kuruluşlar arasında de\am eden toplu pazarhk sonuçlanmadığı takdirde diğer orgutlerin de bugun ıçin gre\ cağriM yapmalaıı beklenıyor. Tum kuruluşlann katıldıâı grevin dunkunden çok daha etkili olacağı sanılıyor. Demiryolları isletmesi (SNCF) trenlerin vuzde 40 oranında çalıştığını one surerken gre\cıler işletnıeyi "ınoral bo/mak uzere >anlı> bilgi vermekle" suçkışorlar. Tam bir kargaşanın hukum surduğu bu ışkolunda hükumetin ta\izden kaçındığı ve gıe\cıleri zaman içinde dize getirmeu planladığı izlenimi vaygınlaşıvor. Bu nedenle demirvolu ışçileri dun Ulaştırma Bakanhğı \e lşleıme Merkezi'nde protesto gosterılcıi yaptılar ladığına dikkat çeken gozlemciler, Kremlir''in Afganistan konusunda "bir banş taamızu" başlattığı görüşünü paylaşıyorlar. Pakıstan ile Afganistan arasındaki dolayb görüşmelerin de 11 şubatta yeniden başlayacağını hatırlatan gozlemciler, bu çerçevede görüsmelerin mihenk taşını oluşturan "Afganistan'daki Sovyet birliklerinin çekilmesi ile ilgili takvimin açıklığa kavuşabileceğini bildiriyorlar. Comore Adaları yerle bir oldu Laik devlet cihada cağınyor Doğu bölgesinde asker ve polisin dağıttığı bildirilerle Laik Devlet Cihada Cağınyor IKIBIN'E DOGRU Kohl'un yeni gafı Federal AlmanyaBaşbakanı, Doğu Almanya'da toplama kamplan olduğunu söyledi. DORlMl\D, (a.a.) Federal Alman\a Başbakanı Helmııt Kohl. Demokratik Almanya'v ı, "Cezaevlerinkamplarındu 2 bindcn fa/tuklu bulundurmakla" suçladı. Kohl. Dortmund'da bir seçım toplantısı/.J .\apı ıgı konuşmada, "Doğu Beriin >one(icileri>le U «apılmasını iste>enler, ozgur seçimlerle işbaşına gelmcmiş bir rejimle karşı kar>ıya olduklarını anlamalıdırlar" dedi. Kohl'un "toplama kamplan" sozu. daha sonra, Federal Almanya Sosyal Demokrat Partisi SPD tarafından sert bir dille eleştırıldi. SPD adına vapılan acıklamada. "Uemokratik Almanya için Nazi donemine ozgü bir lerimi kullanmak larihsel hata olur" denıldi. kohl, bır kaç av once de. D. Almanya'yı 'İnsan haklarını çiğnemekle" suçlanıış, ardından da So\\et lideu Gorbaçov'u, Na/i Propagaııda Bakanı Goebbds'j bcıı/ı.ımışiı. M oroni, (a.a.) Afrika'nın doğusunda Madagaskar açıklannda bulunan Comore Takımadaları 'm 24 saatten bu yana etkisi altına alan kasırga, büyük hasara ve can kaybına yol açıyor. Polis yetkilileri, saatte 150 km 'yi aşan hızla esen kasırgamn etkisiyle başta BuyUk Comore olmak üzere takımadada hemen hemen tüm evlerin çatılarının uçtuğunu, binlerce kişinin açıkta kaldığını ve ekili alanlarm tümüyle harap olduğunu bildirdiler. Yetkililer, çok sayıda kişinin kaybolduğunu ve sürülerin telef olduğunu açıkladılar. Genelkurmay Başkanlığı konuyu araştırıyor Demirel ve Gürkan'ın bu konudaki • Demirel'in DİSK uzerine açıklaması: "Sendıka bıze soğuk dıye takıbat yaptırmam." • Duvardakı Kan • Mım Kemal Öke Cumhuriyet'e de el attı. • Telsizle Dayanışma Bu sayıda Turker Alkan, Nımet Arzık Necatı Cumalı, Tan Oral, Doğu Pennçek Semıh Poroy, Cemal Sureya Haberde sınırın ötesL Bütün Bavilerde
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle