10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CVMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER ınançlarını karıştırmaz, kanştıramaz Yenıçağ bılım ve felsefesının ırasallarından bırıdır bu Burada yenı bır yayınevınden, şımdılık beş kıtap çıkarmış olan IDEA yayınevınden soz etmek ıstıyorum Bu beş kıtaptan uçu, Copleston'un "Felsefe Tarihi" adlı yapıtının Yunan ve Roma felsefesı bolumunden Platon ve Arıstoteles ıle, çağdaş felsefe bolumunden Descartes'ı anlatanlardır Butun bolumler tamamIandığında çok ılgınç ve yararlı bır felsefe tanhı elımıze geçecek demektır Otekı ıkısı ıse, Hegel'ın "Tinin Gorungubilimi" adlı yapıtı ıle Herbert Marcuse'un "Tek Bo>utlu İnsan" adlı yapıtıdır Saydığım kıtaplann çevırılerını Azız Yardımlı yapmış Konumuza donmeden once belırteyım kı, bu yapıtlar, ıçerıklerının zengınlığı yanında, kıtapçılık açısından da ılgınç Boylesıne guzel baskılar, felsefeye pek yatkın olmayanların bıle ıçerığe hevesle yaklaşmalarını sağlayacak bır çekıcılık taşır Bunlardan şımdılık Platon ıle Descartes'ı okuyabıldım ve okurlarıma, bugunku konumuzla ılgılı olarak, Descartes1 ın "Çağdaş Felsefeje Giriş" başlıklı bırıncı bolumunden soz edeceğım BB bolumde Copleston çağdaş felsefe sozunden ne anlaşılması gerektığı, Ortaçağ felsefesı ıle çağdaş felsefe arasındakı ayrımlar, duşun tanhınde sureklılık olup olmadığı gıbı konuları çok kapsamlı olarak ışlemektedır Ona gore, Avrupa duşun çızgısınde tam bır sureksızlıkten sozetmenın yanlış olacağı doğru ıse de, ozellıkle çağdaş felsefe soz konusu edıldığınde, bır "aşma" olayını gormemek olanaksızdır Başka bır deyışle, çağdaş felsefe, Ortaçağ felsefesınden, çok onemlı bırkaç yemlıkten oturu buyuk bır ayrımlılık gösterır Bunları kısaca gozden geçırelım Yenıçağ felsefesı, doğayı anlamağa yonelıktır, bu yonelışte ona matematık onculuk etmıştır O gunun bılımcılerı ve felsefecılerı Tanrıya ınansalar da, araştırmalarında onu ışın ıçıne katmazlar O çağda fızıksel bılımler ve felsefe arasında çok açık denebılecek bır ayrım gozetılmıyordu Doğa, o bılım adamlan ve felsefecıler ıçın bellı bır duzen ıçınde kendı başına ışleyen bır varlıktı llgı Tanrı bilimsel konulardan, Tanrıya î>elırtıkbır gonderme olmaksızın, dcğanın ve ınsanın ıncelenmesıne kaymıştı Yenıçağ felsefesının ve bılımının en onemlı ırasallarından bın de, Ortaçağdakı gıbı eskı duşun yapıtlarına yorum yazmak yerıne, ozgun duşunceler ortaya atmaktı Usa guven duygusunun guç kazandığı anlamına gelır bu Artık usa tutarlı gelmeyen hıçbır onerı guvenılır değıldır Şunu da ekleyelım, Ortaçağda tanrıbılım en yuksek bılım olarak goruluyor, Ortaçağ sonrası donemde ıse doğa bılımlen onun yerını alıyordu Kısaca soylemek gerekırse, gorgucu ve deneyımcı bır yaklaşımın temellerı atılıyordu Goruluyor kı, sorun, Tanrıva ınanıp ınanmama sorunu ueğıl dı Yenıçağ duşuncesınır başlangıcında, doğayı, toplumu, ınsanı tanımak ıçın, dınsel oğretıle rı, dogmaları (eskı Yunan"da oiduğu gıbı) bır yana bırakmaktı Bu gerçeğe Batı, Ronesans'tan sonra vardı ve ılk urunlerını Fransa'da De^cartes, Ingıltere'de Francıs Bacon ıle verdı Bu duşunurler gızemcılığı bılımden kovmuşlardı Felsefe tannbılımın gudumunde olmağa son vermıştı Bu anlattıklarımızdan çıkarılacak sonuç, Ortaçağ duşunuşunu gunumuzde surdurmenın, bunda dırenç gostermenın, Yenıçağ duşuncesıne kapıları kapamanın ancak gerı kalmışlık anlamına geleceğıdır, gerı kalmışlıkta ayak dıreme anlamına Yenıçağ duşunuşu, denıek kı, laıklığın temelını atmış bır duşunuştur Dunyaya, msana bakışımızı, tannbılımın etkısinden kurtarmıştır Yazı devrımı bızı geçmışımızden koparmıştır dıyerek sızlanmağa kalkanları bu açıdan bır kez daha uyarmakta belkı yarar vardır Koptuğumuz o geçmışe kavuşmak ısteyen varsa eskı yazıyı oğrenıp bu amacına varabılır, onun bulacağı hazıne ıse >orumlar (şerhler), hadısler ve tasavvuftur Kısacası tanrıbılımdır Dinleri tneelemek İeîıı MELİH CEVDET ANDAY Geçen ay tstanbul'da, Pangaltı Incı Sıneması'nda vapılan bır açıkoturuma konuşmacı olarak katıldım Konumuz laıklık ıdı Orada soyledıklerım bırtakım sağcı gazetelerde eleştınlere >ol açtı Ozellıkle, ınananların, Kuran'ı eleştırel gozle okuyamayacaklarına, çunku Tanrı kelâmının böyle bır davranışa ızın vermedığıne ılışkın sozlerım kızgınhk uyandırdı Bu kızgınlığı belırten mektuplar da aldım Ne yapayım kı, benım soyledıklerım doğruydu Kızgınlık u>anması da bunu gösterır "Kur'an mulalaa edilmez, kıraat edilir" sozu benı doğrular nıtelıktedır Çunku ayetler gokten ınmıştır, bız onlar uzennde uslamalarda bulunamayız, bulunursak kâfir oluruz (Aldığım mektuplardan bın "Kâfir Anday" dıye başlıyordu). Usa vurmadan ınanılan ve bır oğretının temelı yapıian sava ınak (dogma) denır Orneğın, İsa'nın çarmıhtan sonra goğe uçtuğuna ınanmayan ya da bu ınancın hangı temele dayandığını araştırmaya kalkan kımseye Hınstıyan denemez Bunun gıbı, "vahy"a ınanma>an da Muslumanlîkta kâfir sayılır Duşunmek ıle ınanmak arasındakı ajran burada açıkça ortaya çıkmaktadır Ben o gun bunu soyledım Sonra sozumu surdurerek, dınlerı ancak bır dınsızın ınceleyebıleceğını ılerı surdum Çunku ınaklara bağlılık boyle bır ıncelemeyı olanaksız kılardı. Bılımsel ınceleme yontemsel kuşkuya dayanır, ımdı ınakları kuşku ıle ele almak, ınananlan darıltacaktır elbet, ama bu yontem uygulanmadan da o ınceleme>e "bilimsel" denemez Bu durumda ne yapacağız9 Bılımsel ınceleme>ı, ınaklardan uzak tutmazsak, orada duşunce ozgurluğunden soz edemeyız Laıklığın demokratık bır toplum ıçın temel ılke olması bundan kaynaklanıyor. Sorun, dın ışlerı ıle devlet ışlerının bırbırınden ayrılması bıçımındekı anlatımla belırtıldığı gıbı basıt bır sorun değıldır Ya ınaklarla >aşavacağız, ya da duşunme>ı oğreneceğız Pekıama, 13 yuzyıl Hınstı>an duşunurlerının "laik din adamı" sozunu o kadar sık kullanmalarını nasıl açıklayacağız9 Hem laık, hem dın adamı' Onlar laık dın adamı dıye papazlara dıyorlardı Papaz, yenı doğmuş çocukları, gunu geldığınde vaftız eder, dınsel nıkâh kıyar, kılısede dınsel törenlerı yönetır, cenaze kaldırır Bu işler halkın gereksedığı ışler olarak kaldıkça papaz halkın hızmetınde çalışan adam demektır Laıklık de, sozcuğun kokenı goz onune alındığında, "halksallaştırma" anlamına gelmektedır Ama rahıp bu gorevlen ustlenemez, onun yaptığı, manastırda butun gıınunu d'ia ı'e geçırmek ve bu yoldanTanrıyavarmak,TanrıoImaktır Ataturk'un tekkelerı kapa'ıp camıye kanşmamasının nedenını de bundan çıkarabılırız Imam, namaz kıldırmak. cenaze kaldırmak gıbı halkın gereksedığı ışlerı > arutmekle yetındık çe laık bır dın adamıdır artık Boyle duşunulduğunde, Ataturk'un d'nı halksallaşıırdığı, ama Tanrıya ulaşma ardında olanların toplandığı tekkelerı, bunlar halkın gereksemelen dışında kaldığı ıçın, kapattığı soylenebılır. Ona gore, bır toplumun çağdaşlaşması, mutluluğun vollarını bulması ıçın gerçek yol gostencı bıhmdır; bılım ıse, Tanrı va gonderme yapmadan doğayı, toplumu ve ınsanı ıncelemek demektır Şunu eklemekte yarar var, bır bılım adamı Tann'ya ınanabılır, dıne, dınlere ınanabilır, ama araştırmalanna bu tur PENCERE 2 OCAK 1987 İnsanın Siyasal \l Kişiliğine Kavuşması... Hans ıle Gunter, Koln'de bıra ıçerlerken akıllarına gelmış, sınamak ıstemışler Rakı ıçelım Fıkra bu ya, başlamışlar çekmeye Bırkaç kadehten sonra Hans, kafayı bulmuş derın duşuncelere dalmış Arkadaşını kaygılı goren Gunter sormuş Ne duşunuyorsun? Hans yumruğunu goğsune vurarak Ne olacak bu Almanya'nın halı? Guzel bır fıkra bu Turkıye'de 'memleketmeselelerını"V.er\dısıne dert edınen kışılerle alay edıyor, 12 Eylul yıkımına uygun bır oykücuk, koku dışarda ıktıdarın "depolıtızasyon" çalışmalarına yakısıyor * Bır soylenceye gore Turkıye'de herkes polıtıkayla uğraşıyor; devlet yonetmeye kalkışıyor, oysa herkes kendı evının onunü supurse, şehrın sokakları temız olacaktır Çopçu, garson, makınıst, muhendıs, doktor avukat, lahmacuncu, manav kasap, memur ışını 1yı yapsa ulkede her şey duzelır Hele o aydın denen mıkrop, o 'entel" denen yozlaşmış kışı yok mu, Beyoğlu meyhanesmde ulkeyı duzeltmeye kalkar Ressam ressamlığını bılsın romancı romancılığını, şaır de şıırıyle uğraşsın kı yaşanan kargaşa son bulsun IMF'nın buyruğuyla "alternatıfsız" ılan edilen sozde lıberalızm ''depolıtızasyon''u boyle ışlıyor, kımısı de sanıyor kı Turkıye'de yurttaş sıyasallaşmıştır, Batıda ıse boyle bır şey yok, orada herkes ışıyle gucuyle uğraşıyor * Turkıye de polıtıka, polıse, memura, oğretmene, ışçıye, unıversıte hocalarına, gençlere sendıkacılara meslek odalarına, derneklere, esnaf ve çıftçı orgutlerıne yasak Turk Ceza Kanunu sıyaset yapanların canına okumak ıçın duzenlenmış maddelerledolu Ayrıca 12 Eylul, sıyaset yasakları çıkarmış Sosyalıst partıler yok Sosyal demokrat partıyle sendıkalar arasında bağ kurulması yasak Televızyon ve radyo denetım altına alınmış Yazarlar, bılım adamlan, gazetecıler kesımınde mahpushanede olanlar, gozaltına alınarilar ve yurtdışına çıkması yasak edılenlerın surusune bereket Romancılann kıtapları toplatılıyor, poşete sokuluyor, cezaevlerı siyasal hukumlulerle dolu Butun bunlann uzerine "ctepoM/ze"olacaksm sıyasetle uğrasmayacaksın Bır yanda yoksul hastahane kapısında geberecek ote yanda zengın nasırını ABD'de aldıracak, ama sen Hans ıle Gunter gıbı bıranı ıç, keyfıne bak, toplumu duşunme • Batı ulkelerınde siyasal orgutlenme, Turkıye'dekınden yuz kat daha yoğundur Boşlukta yurttaş yoktur oralarda, hangı meslekte olursa olsun, kışı guvenceye alınmıştır Polısın, devlet memurunun, her kesımden emekçının sendıkası vardır Sendıkalar, sıyaset yaparlar, sosyalıst partılerle organık ılışkıler ıçındedırler Eğer Batılı ınsan siyasal kışıhğıne kavuşmasaydı, Batı demokrasılerı denen sıstem kurulamaz ve ışleyemezdı Batı tarihı, Turkıye'nın gecmışınde gorulmemış çatışmalar, savaşlar ıç savaşlar, devrımler ozgurluk çatışmaları karşıdevrımler demokrası savaşımlarıyla doludur Bugun Turkıye'dekı hukuksal ve sosyal adaletsızlığın onda bırı Batıda gorulse o saatte kıyamet kopar, ortalık bırbınne gırer * Insan keyfınden oturu sıyaset yapmaz Eğer ışsızsen hastahane kapısı senın ıçın duvarlaşıyorsa, aylığın yetmıyorsa, çocuğunu okutamıyorsan eşıne ılaç parası yetıştıremıyorsan, her adımda bır haksızlıkla karşılaşıyorsan baskı altında yaşıyorsan, devlet kapısında horlanıyorsan, yaşlılıkta guvencen yoksa, fıkırlerını serbestçe soyleyemıyorsan gun geçtıkçe daha çok somuruluyorsan, kurulu duzen senı ezıyorsa, ıster ıstemez polıtıka konuşacaksın ve sıyaset yapacaksın ARADA BIR Doç. Dr. BAHRİYE ÜÇOKOrdu Milletvekili OKURLARDAN Eşit işe eşit ücret Bizler, 1985 yılı içinde Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı Çıraklık ve Yaygın Eğitim Kurumlanna (Halk Eğitimi Merkezlen 'ne) sınavla alınmış, mesleki nitelik taşıyan ve usta oğreticilik yapan kadrolu memurlanz. Memurlarız diyoruz çunku "Genel tdari Hızmetler" sınıfındayız. Lygulamada tam gun çalışmakta \ e oğretmenlik yapmaktayız. Aynı sınıfta gore\ yaptığımız eğitimoğretim sımfmdaki arkadaşlarımızla aynı işi vapmakta, ancak ne ek ders ucretı, ne de eğitımoğretım hizmet tazmınatı alamamaktayız. Bu durum moral ve çalışma şevkimızi kırmakta, farklılık, adil olmayan bir durum yaratmaktadır. Eşitlik ilkesinin zedelendiği, eşit işe eşit ucret kuralımn bozulduğu bir derslik ortammda, maddi ve manevi kaybımız buyuktur. Bizlerin de aynı işlevi yapan diğer arkadaşlanmız gibi eğıtimoğretım sımfına almmamız yolundaki isteğimizi Bakanlığımıza iletiyoruz. FATMA AKER verildiğınde başarılı olduk. Insan sağlığında, ozellıkle halk sağlığı alanında çok sınırlı yetkılerle y adsmmayacak çalışmalar yaptık. Bu gerçek bilinirken, Sağlık meslek okulları adeta tırpanlanırcasına bırer birer kapatılarak, sembolık bir sayıya indirildi. Şimdi bu açığı kapatmak için hıçbir yere gıremeyen lise mezunlarma başvuruldu. Patlıcanın bile yetişemediğı altı ay gibi bir zaman içinde sağlık memuru, hemşıre, ebe, laboratu\ar ve çe\re sağlığı teknısyenı yetiştirme çalışmalarına başlandı. Bunun yant sıra gunumuzde mesleki eğıtime ağırlık verilip, askerı hemşıreler akademiden yetiştiriliyor. Yerıne gore ınsan yaşamının ellerine teık edileceği bu elemanlann haflfe alınmasım anlayamadık doğrusu. Gunumuzde hay van sağlığıyla ilgili elemanlar meslek okulunda yetışırken, insan sağlığıyla ilgili bu elemanlann neden mesleki okularından yetişmelerı terk ediliyor? Yoksa ınsan sağlığı, hay van sağlığından daha az mı onemli? Yine gunumuzde ilkokul oğretmenlerınin ıkı yıllık yuksekokuldan geçirildiği, iki yıllık y uksekokul diploması olanlardan 4 yıllık fakulte eğıtimının istendiği bir donemde, aynt paralelde olan sağlık personelinin mesleki nosyonları, bilgı ve becerileri çağın koşullarına gore yukseltilmesi gerekirken, neden geriye goturulduğunu anlamak mumkun değildir. HASAN AKYOL Emeklı Sağlık Memuru YALOVAtSTANBUL Devrim Yasası Yok Edildi Ataturk, eğıtımle ılgılı bır konuşmasmda "Eğttım bır ulusu ya özgur, bağımsız, şanlı, yuce bır toplum halınde yaşatır, ya da esırlığe ve sefalete terk eder" demıştır Tanzımatın kaldıramadığı medrese eğıtımının, Turk ulusunun gerı kalmasında ne denlı etkılı olduğunu bıldığı ıçın, çoğunlukla bırer asker kaçağı ve cehalet yuvası halıne dönuşmüş olan bu kuruluşları kaldırmak ve eğıtım kurumlarında koklu değışıklığı yapmak zorunluluğuna daha Bırıncı Dunya Savaşı sırasında ınanmıştı Bunu, 3 Mart 1924 tanhınde 430 sayılı Tevhıdı Tedrısat (Eğıtımı Bırieştırme ya da Eğıtım Bırlığı) kanunu ıle medreselerı kapatıp bütun eğıtım kurumlarını Mıllı Eğıtım Bakanlığı bunyesınde bırleştırerek gerçekleştırdı Bu yasayı Meclıs'e göturen Saruhan Milletvekili Vasıf Çınar, yasanın gerekçesınde, "Bır ulusun bıreylerı ancak bır tur eğıtım görebılırler Ikı turlu eğıtım bır ulkede ıkı turlu ınsan yetıştırır" dıyordu 1982 Anayasasının eğıtım ve oğretım hakkı ve ödevı ıle ılgılı 42 maddesınde yer alan "Eğıtım ve oğretım, Ataturk ılke ve ınkılapları doğrultusunda çağdaş bılım ve eğıtım esaslarına gore devletın gozetım ve denetımı altında yapılır Bu esaslara aykırı eğıtım ve oğretım yerlerı açılamaz" hükmu ıle Sayın Vasıf Çınar'ın bu düşuncesı anayasal yaptırıma bağlanmış oldu Tüm bu yasai emırlere karşın bugunün Türkıyesınde eğrtım stratejısıne baktığımızda gordüklerımız bızı şaşırtmaktadır Bır yahdan oğrencı pansıyonu adı altında gızlı, dınsel tarıkat okulları ulkemızın en ucra koylerıne doğru yaygınlaştırılırken, bır yandan da nerede ıse Tanzımat donemının "mekteplı" ve "medreselı" dıye ıkıye ayrılan eğıtım ve oğretım modelı devlet elıyle gerçekleştırılmıştır Tevhıdı Tedrısat Kanunu'nun 4 maddesıne dayanılarak açılan ımam hatıp okullannın amacı, bu 4 maddeye gore "ımamet ve hıtabet gıbı hıdematı dınıyenin ifası ıle mukellef memurlann yetıştırılmesı" olmak gerekırken, bugun gorulen odur kı, bu okullardan çıkanlar, ımamet ve hıtabet gorevlerıne değıl, doğrudan devletın tum kadrolarının, bu teokratık eğıtım ve oğretımden geçmış olanlarla doldurulması amacına doğru yonlendırılmektedır 198586 ders yılında bu okullarda tam 256 560 oğrencı yetıştınlmekteydı Yıne bu ders yılında bu okullardan mezun olan oğrencı sayısı 92 OOO'dır Bunlar ımamet ve hıtabet gorevıne talıp olmamaktadırlar, ya da çok azı mesleğe yonelmış pek çoğu çeşıtlı fakültelere gırıp sonradan devletın butun kadrolarına talıp olmakta ve yerleşmektedır O halde neden genel ve klasık lıselerden değıl de bır dınsel ağırlıklı eğıtımden geçmış olanlardan kadrolar doldurulmaktadır Bu tablo, anayasa guvencesı altındakı 430 sayılı Tevhıdı Tednsat Kanunu'nun fıılı ılgasını sergılemektedır Izlenen yol, Ataturk'un açtığı çağdaşlaşma yolu olmayıp Ortaçağa gerı gıden yolun ta kendısıdır 1973 yılı 13 hazıran gunu Cumhurıyet Senatosu'nda Temel Eğıtım Yasası goruşulurken, bazı okulların adı değıştırıldı, onlara lıse denıldı Bu, ınceden ınceye, sabırla duşunulmüş Tevhıdı Tedrısat Kanunu'nu geçersız kılmaya yonelık bır planın ılk aşaması ıdı O gun "ımam hatıp okullarına lıse denılmesıyle, buradan çıkacakların her turlu yuksek oğremme geçebılmelerının sağlanmasının mı amaçlandığı, Mıllı Eğıtım Bakanı'nın bunu, Tevhıdı Tedrısat Kanunu'na aykırı bulup bulmadığı" yolunda yonelttığım soruma karşılık donemın bakanı şu yanıtı vermıştı (Tutanaktan aynen aktarıyorum) " lıse kelımesı mühım olan ve bozulacak olan tarafı odur kı, lıse sevıyesınde bır oğretım venrsenız ve bunları dın eğıtımıne tabı tutarak hepsını unıversıteye sevkedersenız, o zaman Tevhıdı Tedrısat Kanunu'na aykırı hareket etmış olursunuz. Bırazönce31 maddeyı okuyuşumun sebebı buydu Okuyuşumda 'programlannı, hem de yuksek oğreüme hazırlayan programlannı brtıren oğrencılere, yettştınldıklerı yonde' kısmını ısrarta okudum 'Yetıştırıldıklen yonde' tabırı Tevhıdı Tednsat Kanunu'na uygunluğu ıfade eder Başka yönde yebştmrsenız Tevhıdı Tedrısat Kanunu'na aykırı hareket etmış olursunuz Bu bakımdan anayasaya aykın değıldır Anayasa kelımesını kullanıyorum, çunku anayasamız Tevhıdı Tednsat Kanunu'nu değışmeyecek, kendısıne uyulacak kanunlar mevanında saymıştır " Boylece daha o zaman, hem de tutucu ıktıdarın Mıllı Eğıtım Bakanı yukarıya aldığım sozlerı ıle, ımam hatıp lısesı mezunlarının ımamet ve hıtabet vazıfesıyle yukumlu tutulmayıp yetıştırıldıklen meslek dışındakı yuksek oğrenım kurumlarının bunlara açık tutulmasının Tevhıdı Tedrısat Kanunu'na aykırı olacağını hukumetı adına tescıl etmış bulunmaktadır Bugunku durumun Tevhıdı Tedrısat Kanunu'na aykırı olduğunu saptamak ıçın bundan daha guzel bır kanıt bulunamaz kanısındayım Mıllı Eğıtım Bakanı rahmetlı Orhan Dengız'ın bu açık ıfadesı tutanaklarda durduğu halde onun butun ardılları yasanın koşullarını dıkkate almamışlar, laıklığın temel taşlarını bır bır 1 sokup atmışlardır Sonuç ortada Sağhk meslek okulları kapatılıynr Ortaokula dayalı dort yıl ınsan sağlığı uzerine teorik ve pratik olarak eğitim gorduk. Bu sure ıçınde yırmıbeşi aşkm mesleki denlerle donatıldık. Sağhk alanınm her birimınde gorev aldık. Fırsat ÇAYIROVA CAM SANAYİİ A.Ş. TASARRUF SAHİPLERİNE DUYURUDUR Şırketımızın vıllık faız odemeh brut r o55 sabıt faızlı 5 tertıp tahvıllerı 6 I 1987 tanhınden iiıbaren, Barbaros Buharı No 125 Camhan, BalmumcuBeşıktaş/İSTANBLL adresındekı merkezımızde satışa sunulacaktır Işbu tahvıllerın halka arzı Sermaye Pıyasası Kurulu'nun 22 12 1986tanh\e 106'C4 sayılı ıznıne davanmaktadır Ancak bu ızın tahvıllerımızın \e ortaklığımızın kurul \a da kamuca tekeffulu anlamına gelmez Çayırova Cam Sanayıı A Ş Barbaros Bulvarı No 125 Camhan, BalmumcuBeşıktaş/ISTANBUL c) Esas Sermavesı 2 500 000 000 TL Odenmış Sermayesı 2 500 000 000 TL d) Faalıyet konusu Duzcam şışe \e zuccacıye ıle dığer cam eş\a uretımı e) Suresı Suresızdır 2 Tahvıllerın satışından sağlanacak fon, ışletme sermayesının fınansmanı ıçın kullanılacaktır 3 Izahname 31 12'1986 tarıh, 1672 sayılı Turkıye Tıcaret Sıcılı Gazetesı'nde vayımlanmış olup, şırketımızın yukarıda belırtılen merkezınde ıncelemeve açık tutulacaktır 4 Çıkarılacak Tahvıllerın a) Itıbarı Kıvmetlerı Tutarı ve Tertıbı . 500 000 0 0 0 T L 5 Tertıp b) Kupurlenn Itıbarı Kıvmetl KLPUR ADET TLTAR (TL) 1 Ortaklığın a) Tıcaret Unvanı b) Merkez Adresı BAŞSAĞLIĞI Sevgılı annemız NACİYE YAZICI 31 Arahk 1986 Çarşamba gunu Tann'nın rahmetine ulaştı ZEYNEP GÜNEŞ, FATMA ÖZEN, AHMET YAZICI, ABDULLAH YAZICI BAŞSAĞLIĞI Arkadaşımız ABDULLAH YAZICI'nın sevgılı annesı 31 Arahk 1986 Çarşamba gunu vefat etmıştır Arkadaşımıza ve aılesıne başsağlığı, merhumeye Tanrı'dan mağfıret dılerız NACİYE YAZICI CUMHURİYET GAZETESİ DÜZELTME SERVİSİ ÇALIŞANLARI GENEL KURUL İLANI Turkıve Yazarlar Sendıkası'nın Olağan Genel Kurulu 2425 ocak gunlerı 1018 saatlerı arasında Istanbul, Emınonu, Cağaloğlu, Turkocağı Caddesı No 1 Basın Saravı Kat 2'dekı Burhan Felek Konferans Salonu'nda aşağıdakı gundemı goruşmek uzere 2821 sayılı Sendıkalar Yasası'nın 10 madd"sı gereğı uye usulu ıle yapılacaktır Gereklı yasal çoğunluk sağlanamadığı takdırde ıkıncı toplantı 78 Şubat 1987 gunlerı aynı saat ve avnı yerde yapılacaktır Ilgılılere ve uvelenmıze ılanen duvurulur "TurkIş'te bırlık konusundakı dusun^elenm deeıştı" "TurkIş'ın uzlaşmacı geleneğını değıştırecek guçler vardır' "TurkIş. Turkıve ışçı sınıtının butununu temsıl etmelıdır" "Batanları allah kurtarsin, Ozal'ı kım kurtaracak 17 " 'Insanlık bugun bır vol kavşağındadır" 'Turkıve'de ışkence konusunda ıkıvuzlu bır uvgulama var' "Grev ruzuğu değıl, kışla nızamnamesı" "Istıklalımızı kavbetmek ıstemıvoruz efendıler" 'Haıtı ve Brezılva Belırlevıcı olan kıtlelerın orgutlu muhalefetı' "TV 've sorular soralım" Mahmut Dıkerdem. Emre kongar. kemal Sulker, Emıl Galıp Sandalcı Celal kanaı. Sadettın Llter. Cevdet SeUı, \ahdettın Karabav. Işçının ^LINTERI ıçın vazdılar konuştulaı Her avın l'ınde bavınızde 25 000 50 000 500 000 000 000 100 1 950 200 300 2 97 100 300 500 500 000 000 000000 000000 2 550 c) Satış Suresı Başlangıç Tanhı Bıtış Tanhı d) Erken Odemeve Ilışkın esas ve Şartlar 500 000 000 6 1 1987 13 1 1987 Erken paraya çevırme taahhudu yoktur TÜRKİYE YAZARLAR SENDİKASI YÖNETİM KURULU GUNDEM: 1 Açılış ve Yoklama 2 Başkanlık Dıvanının Oluşması. 3 Saygı Duruşu 4 Başkanın Açış Konuşması. 5 <\natuzuk Değışıklığı 6 Yonetım Kurulu'nun Çalışma ve Hesap Raporları ıle De netleme Kurulu Raporlarının okunup goruşulmesı 7 Yonetım Kurulu'nca hazırlanan butçenın goruşulmesı ve Genel Kurul'un onayına sunulması 8 Yonetım ve Denetleme Kurullarının aklanması. 9 Yenı Tuzuğun gerektırdığı kararların ahnması 10 Dılekler 11 Sendıka Yonetım, Denetleme ve Dısıphn Kurulları uyelerının seçımı 12 Kapanış ıtEdebiyat'86Eki e) Tahvılle yıllık faız oranı ve faız odeme tarihı Tamamı hamılıne vazılı tahvıller ""o 55 brut sabıt faızlı olup, faızler her vıl 13 Ocak tarıhlerınde odenecektır f) Tahvıllerın tamamı hamılıne yazılıdır g) Satış Fıatı Tahvıller nomınal bedelının r o 5 noksanı ıle satılacaktır h) Tahvıller 2 vıl vadelıdır Ikıncı vılın sonunda bır defada ıtfa edılecektır ı) Odemesız donem suresı 2 vıldır, 5 Tahvıllerın odeme planı, T4RIH ANAPARA(TL) F\!Z (TL) TOPLAM (TL) 2^5 000 000 275 000 000 500 000 000 775 000 000 2~5 000 000 500 000 000 550 000 000 1 050 000 000 6 Anapara \e faız odemeien vadelerınde Camış Menkul Değerler \ Ş 'nın merkezınde yapılacaktır 7 TahMİlenn anapara ve faız odemelerını taahhut eden kışı veya kurum yoktur 8 Tahvıller Şırketımızın Barbaros Buharı No 125 Cam han, Beşıktaş ISTANB! L adresındekı merkezınde satışa sunulaı.aktır İLAN ŞİŞLİ 3. SLLH HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDE.N 1986/32 Ortabavır Santral Sokak no 58 uulıepe de ıkamet eden Kenan Örnek kızı Gul sumOrnek'e25 12 1986 ta rıh ve 986/32 esas 50 karar savılı ılamla \ası ta\ın edıl mıştır Keyfıvet ılan olunur 30/12/1986 Basın 14448 13 1 1988 13 1 1989 GÖSİBİ sanat edebıyat Şıır. Oyku. Deneme. Inceleme. Hcştın, Soyleşı. Kıtap Tanıtma. Araştmna. Derleme. Sanat Edebiyat 86 Ekı Yazılarıvla. Sabahattin Kudret Aksal / Fusun Akatlı / Ulku Ayvaz Derya Altıntren / Ibrahim Altınsay Ece Ayhan / Behzat Ay / Seyit Ali Ak / Merih Akoğul Mustafa M.AIaca / Haluk Sevket Ataseven Gulten Akın / Selcuk Baran / Uner Birkan Mehmet Bedrettin / Sahin Beygu / Huner Buğdaycıoğlu Kezban Arca Batıbeki / Gultekin Cizgen Cengiz Cıva / Turgut Ceviker / Jak Deleon Ferit Edgu / Mehmet Erguven / Haydar Ergulen Tarık Gunersel / Emin Cetin Girgin / Zehra Ipsiroğlu Cevdet Kudret / Yaşar Kemal / Ihsan Kabil Hasan Bulent Kahraman / Cağatay Karaçizmeli Lale Muldur / Beral Madra / Talat Mor Fethi Naci / Oktay Rifat / Cemal Sureya Haluk Sahin / Onay Sozer / Sevgi Sanlı Nejat Soyer / Ismail Tunalı / Uğur Tanyeli Tomris Uyar / Esin Yuksek Desen ve Rcsımlemelenylc Ertuğrul Ates / Kezban Arca Batıbeki Faruk Cağla / Gurbuz Doğan Ekşioğlu Nazan Erkmen / Bulent Nasuhi Kavas Sema llgaz Temel / Oktay Rifat / Mehmet Ozer Fotoğraflarıyla Cengiz Cıva / Teoman Madra İLAN Dosya no 1980'277 Esas 1982'379 karar Da\au Bılge Kuıluk vekılı A\ Re>at Bulut tarafından davalılar Sabn Çamlıbel, Nazmı Karaıekm Emıne Avhan, Ozveren ve Tapu Sıcıl Muhafızlığını ızafeıen Hazıneı Malıye ale\hıne avılan tapuda ad ve sovadı tashıhıne ılışkın davanın vapılan vargılaması sonunda mahkememızden verılen 28 12 1982 tarıh 1980 277 esa<;, 1982 379 karar savılı karar ıle ' Bolu Orenuk ko>u "^53 \e 693 parsel savılı taşınmazlarda hısse sahıbı gozuken Bılgın Karatekın'ın adının Bıl ge, soyadının da Kutluk olarak tashıhıne karar venldığınden," Karar teblığı sırasında davalılardan Mehmeı Sabn Çamlıbel olmuş bulunduğundan, kararın kesınleşebılmesı vonunden vereselenn tes pııı cıhetıne gıdılmış, telbedılen nufus kavdına gore Mehmet Sabn ıle Hatıce'den olma 28 I 1939 dogumlu kızı Ulku Çamlıbel'den başka sağ mırasçısı olmadığı anlaşılmakla, aradan geı,en sure zartında da Ulku Çamlıbel ın adresı tespıt edılemedığınden, ışbu ılanın vavım landığı gunden ıtıbaren 1^ gunden soııra başlamak suretıvle başla vaı.ak olan 1 aylık sure zarfında Ulku Çamlıbel tarafından tem>ız talebınde bulunulmadığında hukmun kesmleşerek ınfaz olunacağı, Hukjm hulasası ıle bırlıkıe davalı Mehmeı Sabn Çamlıbel mıras cısı Istanbul ılı Kadıkov ılçesı Hasanpaşa Mahallesı vilt 012 05, savfa 3, kuıuk sıra no 310'da nufusa kavıtlı Mehmet Sabn kızı Hatiı.e" den olma. 28 1 ly39 doğumlu Llku Çamlıbel e ılanen teblığ olunur Basın Tashıh KARTAL 2. AŞLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN 1984/171 A>se Fılız Tomakan, Fatma bğurel, Fatma Gulay tarafından Nazım Oz aleyhıne açılan ıptal davasında Davalı Nazım Öz'e da\a dılekçesı Fabnkalar yolu (Tugav>olu) Bılge no 11/2 Cevızlı Kartal adresıne ılanen teblığ edıldığı halde duruşmaya gelmedığınden gıyap kararının da ılanen teblığıne karar verılmıştır Duruşmanın bırakıldığı 4 2 1987 gunu saat 9 5O'de bızzat kendısı veya bır vekılle temsıl olunarak duruşmada hazır bulunulmadığı tak dırde davaya gıyabında bakılacağı husus gı>ap kararı verine kaım olmak uzere ılanen teblığ olunur Basın 14458 DUYURU ( n ı / l ı Tujıav volu No 41 ddrcMrıde kurulu KAKMASAN KARTAL MAKINA SANAVII \ Ş livtrındc uygulanan grev II 12 1986 larıhınde kalclırılmı^tır lluıhkıt duvurulur 1 Oıonıobıl h Sı.ndıkası > onu'in Kurulu lOcak Sayısındaü
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle