Katalog

13 OCAK 1987 HABERLER CUMHURÎYET/9 Benzin istasyonu soyuldu / ' stanbul (OM.) Kadıköy Selami Çeşme semtinde bulunan Shell benzin istasyonu dün sabaha karşı silahlı bir kişi tarafından soyuldu. Yaklaşık 300 bin lira alan soyguncu, olay yerinden çalıntı bir taksi ile kaçtı. Istasyona 34 EF 354 plakalt Murat 131 marka bir otomobille gelen kişi, pompacılar Nurettin Akyürek ve Ergun Bayrakçı'yı tabanca ile tehdit etti. Soyguncu, kasada bulunan yaklaşık 300 bin lirayı alarak, olay yerinden j uzaklaştı. Çalıntı olduğu I belirlenen taksi Küçükyalı'da terkedilmiş olarak bulundu. Olayla ilgili soruşturmaya başlandı. SHP il örgütlerinin Genel Başkan Înönü'den ortak isteğu Dalıa somut program Antalya, Aydın, Burdur, Denizli, Isparta, îzmir, Manisa, Uşak ve Muğla örgütleri katıldı. Örgütler toplantının ilk gününde "kıyı yagmacılığı. parmık, zeytin, tiitün, haşhaş, tarımsal pazarlama, laiklik" gibi konularda raporlar sundular. Toplantının ikinci gününde ise yerel sorunlar, örgüt içi sorunlar gündeme geldi. Özellikle Genel Başkaıı Erdal İnönü tarafından bazı il başkanlannın istifası istenmesi üzerine, "Seçimle gelen, seçimle gider" göriişü kendisine aktanldı. DIYDIK/GÖRDİK YALÇtlV PEKŞEH İnönü ilk bölge toplantısını değerlendirirken, "Kimse programdan memnun değiliz demedi. Program somutlaştırılsın dediler" şeklinde /çonuştu. İki gün süren toplantı boyunca 10 il örgütü Înönü'den tarım sorunları konusunda ayrıntılı çözümler geliştirilmesini, laiklik konusundaki görüşlerin açık olarak belirlenmesini istedi. Tecrit odasına kondu Tstanbul Haber Servisi  Yaklaşık bir ay kadar önce iki ayrı köpek tarafından ısırıldıktan sonra önceki gün Haydarpaşa Numune Hastanesi'nde kuduz sanısıyla tecrit odasına kapatılan ancak buradan kaçmayı başaran Yüksel Yeşil (24) dün sabah yakalanarak yeniden tecrit odasına konuldu. Yüksel Yeşil, gece boyunca ortalıkta görünmezken sabah saat 09.00 sularmda Bandıra Caddesi, Erler Sok. No. 16'daki evine geldi. Ve gece boyunca evinin önünde nöbet tutan Fikirtepe Karakolu'na mensup polislerce yakalandı. Yüksel Yeşil daha sonra yeniden Haydarpaşa Numune Hastanesi'ne göıürülerek tecrit odasına konuldu. Yeni gazete t stanbul Haber Servisi A. tnşaat Mühendisleri, Mimarlar ve Ziraat Mühendisleri Odaları tstanbul şubelerince ortaklaşa hazırlanan ı "Mühendislik ve Mimarlıkta j ÖIçü " gazetesi yayın j hayatına başladı. 15 günde bir 8 sayfa olarak yayımlanacak ve 15 bin ı basılacak olan gazete, \ Türkiye'nin ve özellikle I tstanbul'un imar ve inşaat •. hareketlerini mimarlık ve ı mühendislik yatırımlarmı j mesleki açıdan izlemek, eleştiri ve öneriler getirmek ve bu alandaki gelişmeleh üyelerine, basına ve kamuoyuna doğru bir şekilde aktarmayı amaçlıyor. Gazetenin sah'ıpliğini Ertuğurul Tığlay, genel yayın yönetmenliğini Yücel Gursel, yazı işleri müdürlüğünü Sönmez Targan, yayın danışmanlığını Uğur Kökden yapıyorlar ve yazı kurulunda Besim Çeçener, Hakkı Çelebi, Fikret Alkan bulunuyorlar. nyla açıklamamızı istediler. İktidar adayı olarak ANAP ve DYP'den farklanmızı iyice vurgulamamız ve DSP'nin tutarsızlıklannı belirtmemizin zamanı geldiğine işaret ettiler" diye özetledi. İnönü, tüzük ve program kurultayı öncesinde Örgütün önerilerine ilişkin sorulara da şu yanıtı verdi: "Program kunıltayının amacı program degiştirmek değildir, İZMİR (Cumhuriyet Ege Bii merkez ve TBMM'de ele alınarak daha somut yaklaşımlar sağlarosu) SHP'nin ilk bölge top halk yararına sonuçlara götürümaktır. Program gerekirse değilantısında örgütler, parti progra leceğîni belirterek, "Bana 'Progşir tabii, ama bize 'Programdan mının "somutlaştırılmasını", ramdan memnun değiliz' diye isİnönü, toplantıdan sonra ör memnun değiliz, bu programla özellikle tarım politikasının "al tek gelmedi. Programdaki ilkebir şey yapılmaz' diye istek gelgütün istemlerini "Genel olarak ternatif çözümlerle avnntılandı lerin somutlaştırılması istendi" laikligi korumada kararlı dav medi. Programın ilkelerini sonlmasım" istedi. SHP Genel dedi. Başkanı Erdal İnönü örgütlerin ranmak azimlerini belirttiler. Sa mutlaştırmak gerektigi söylendi. SHP'nin Muğla'da diizenlenen dile getirdiği sorunların genel iki günliık bölge toplantısına nayileşme politikamızı aynntıla Örgütlerimizin dile getirdiği sorunları genel merkez ile TBMM'de ele alarak halk yararına sonuçlara götüreceğiz." Bölge toplantısında İzmir örgütü "Genelde ve İzmir özelinde SHP'nin gündemi ne olmalıdır?" konusunu işledi. İl Başkanı Şeref Bakşık, bugünkü durumda partinin zor günler yaşadığını, ancak bunlann aşılmavacak güçlükler olmadığını vurguladı. Denizli İl Başkanı Adnan Keskin, konuşmasında partinin programının yetersiz olduğunu vurgulayarak, programın en kısa zamanda geliştirilmesini ve özellikle tarımsaJ sorunlara ilişkin aynntılı çözümlerin geliştirilmesini istedi. SHP Aydın İl Başkanı Rauf Değirmenci, pamuk 'Ürdünlü diplomat Ziad J. Sati>ıin öldürülmesi olayıyla ve zeytin sorunlarını anlatarak, „ „ ilgili olarak, dün olay yerinde Ankara DGM tarafından "TARlŞ'in demokratik halk kooperatifler birliği haline getirUkeşif yapıîdu Ürdünlü diplomatm 24 Temmuz 1985 tarihinde öldürüldüğü Çankaya son durakta saat 10.00'da yapılan keşif ile ilgili olarak çevrede genis güvenlik önlemleri ahndu Ankara DGM Başkanı mesi, toprak ve tarım reformu Ekrem Çelenk tarafından yapılan keşife, DGM Savcı Yardımcısı Ülkü Coşkun, savunma avukatlan için çalışmalann aralıksız siirmeVeli Devecioğlu, Münir Tüfekçibaşı ile olaytn görgü tanıklan katıldılar. Keşifte, Sati'nin katil samklan si, bölge şartlanna uygun tanmolarak yargılanan 8 sanıktan, halen Ankara Merkez Kapalı Cezaevi'nde tutuklu bulunan 4V FilistinU, sal planlama yapılması gerektigini" söyledi. biri tran uyruklu Türk vatandaşı 5 sanık hazır buhınmadu (Fotoğraf: axı.) Camilerde Neler Oluyor? Türbanlı üniversite öğrencilerinin ortaya çıkardığı "irtica" tartışması sürerken, yakın zamanlarda Şehzadebaşı Camisi'nde verilmiş, daha sonra ses kayıt aygıtına alınarak "hediyesi" 1500 liradan satılan bir vaazın tam metnini yayımlamaya başlıyorum bugün. Vaazı veren kişinin adı kasetin üzerinde "Timurtaş Hoca" olarak yazılı... Yaptığırn araştırma sonunda bu kişinin ünlü imamlardan Timurtaş Uyar olduğunu öğrendim... da kâfir İngiliz milleti... bu konustuklarımızın her birisini vesikalarla ispata hazırız.. tevsik etmeye, kanıtlamaya hazırız.. Geçen asır içinde ingiliz milletinin başında kraliçe olarak bulunan Victoria zamanında İngiliz parlamentosunun en müthiş adamı dedikleri Gladstone namındaki Allahsız adam bu Müslüman milletlerin topraklannda sömürgesini devam ettirebilmek için çeşit çeşit hileler uydurmaya çalışmış, bazı yerlerde muvaffak olmuş, bazen muvaffak olamamıştır. En sopunda Avam Kamarası'nda İngiliz Parlamentosu toplantı yaptı. Toplantıda çeşit çeşit meseleler görüştüler. Islamın ve Müslümanların yaşadığı memleketleri işgal edebilmek, ele geçirebilmek için hangi metodu kullanatım diye aradılar, taradılar. En sonunda Gladstone kürsüye geldi. Hiç sözü uzatmadan, elini çekmecenin gözüne attı. Bir kitap çıkardı. Kitap aynen Kuranı Kerim idi.. Sayın İngiliz parlamenterteri, milletvekilleri Müslüman Türklerin elinden Allah'ın kitabı dedikleri şu Kuranı Kerim'i alamazsak onları işgal edemeyiz dedi. İste elimizden Kuranı Kerim'i alabilmek için her çareye başvurdular ve Allah'ın kitabını kaldırdılar. Müslümanlar hangi kitaba sarılacaklarına şaşırıp kaldılar. Biz ne oyunlara geldik yarabbim.. Önce gazetecilere, muhabirlere, cahillere, âlimlere. muallimlere, eğitimcilere, profesörlere, modacılara bir kelime aşılamışlar. "Çağdaş" kelimesi ve "çağdışı" kelimesi... Galatasaray Lisesi'nin Müdürlüğünü uzun zaman yapmış bulunan Allahsız Tevfik Fikret, kâfir Tevfik Fikret aynen şöyle söylüyor bir şiirinde.. "Bir nesil yetiştireceğız, o nesil.. ey köhnemiş Kuran şeni parçalayacak" diyor.. İşte Türkiye'de politikacıların yüzde doksanını yetiştiren Galatasaray Lisesi'nin Müdürü bunu söylüyor.. Hey gidi Allahım hey.. Şu milletin kaderine bak.. "Kitabı köhne.." Yani "köhne kitap" diye Kuran'a söylüyor. Medeniyet tarihine geçmiş bu pis herifler ve ordan başlamış, devam etmiş.. Küplere biniyorlar.. Sattanatlarının, hükümlerinin yok olacağını hissediyorlar ve Kuran'ı Kerim'i bu şekilde gölgelemeye çalışıyorlar. Aynen o kâfirler şöyle söylüyordu: Sakın şu Kuran'ı dinlemeyin. Kuranı Kerim söz konusu olduğu zaman yaygara koparın, çağdışı deyin, propaganda yapın diyorlardı. Kuran'a göre bir cemiyet kurmaya kalkarsanız bu cemiyet çağdışı oluyordu. Allahsız kâfirler sizi.. Bir Müslüman kalkıp da evleneceği zaman, iki saatliğine yüz bin lira ödeyerek düğün salonu kiralamak istemiyorum derse, düğün salonunda şehvet kurbanı kadınlann erkeklerle beraber oturmasını istemiyorum derse, alkol istemiyorum, dans, müzik istemiyorum derse, daha o gelinin sahibi olan damat o gelinin vücudunun hareketine bakmadan, başkalarının benden önce gelini yanaklanndan öpmesini istemiyorum derse bunu söyleyen delikanlıya ne diyorlar biliyor musunuz: "Çağdışı adam" diyorlar. Görüyor muşunuz hileyi.. O halde hemen İslamın hükmünü ortaya koyalım. Hangi politikacının ağzından işitirseniz, hangi yazıda görürseniz, çağdışı dedjği zaman Allah'ın dini olan İslamı reddediyor, çağdaş dediği zaman İslamı inkâr ediyor. Çağdışı dediği zaman İslama sataşıyor, çağdaş adam demek "İmam hatipli başka meslek sahibi de olur" Süleyman Demirel, "Harp okullarına imam hatip lisesi mezunlarmın alınmamalanmn gerekçesi, 'buralardan sadece imam hatip yetişir, asker yetişmez' ise bunu fevkalade yanlış bulurum" dedi. ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) Kapatılan AP'nin Genel Başkanı Süleyman Demirel, imam hatip lisesinden mezun olan bir öğrencinin mutlaka imam veya hatip olmaması gerektiğini belirtti ve "Bu çocuklann da doktor, mühendis, hâkim, avukat veya bir başka mesleğe sahip olmasının hiçbir sakıncası yoktur" diye konuştu. Süle>'man Demirel, kendisine Cumhurbaşkanı Kenan Evren'in Çukurova'da yaptığı konuşma DemirePden Evren'e eleştiri nın anımsatılması ve "İmam hatip liselerinden sadece imam hatip yetişeceği, asker yetişmeveceği iddialan konusunda ne diyorsunuz?" biçimindeki bir soru üzerine, şöyle konuştu: "İmam hatip okullan 1949 yılından beri açılmış, devletin resmi okullarıdır. Programlannı devlet yapar, öğretmenlerini dev)el tayin eder. İsteyen Türk vatandaşları da, çocuklarını bu okullara veya başka okullara gönderir. 1965 ydından sonra bülün meslek okullannın ve bu arada imam hatip okullannın da yükseköğretime açılması, isteyenin istediği şekilde yükseköğretim yapabilmesi cihetine gidilmiş ve böylece kabiliyetlere eşit fırsat tanınmıştır. İmam hatip lisesinden gelen bir çocuğun mutlaka imam ve hatip olması yerine, doktor, mühendis. hâkim, avukat veya başka bir mesleğin sahibi olabilmesinin hiçbir sakıncası yoktur. Aynca bu insan haklarının gereğidir. Devletin imam hatip liseleri ile diğer liseleri arasında, buralarda okuyanlar bakımından bir farklılık gözetmesi düşünülemez. Esasen, 1982 Anayasası'nın 24. maddesine göre orta öğretimde din egitimi mecburi olduğuna göre, imam hatip okullannda din öğretimi yapılıyor diye, buralan bitirenleri hiçbir şekilde sakıncalı kişiler dunımuna kimsenin düşürmeye hakkı yoktur. tmam hatip okullan, 12 Eylül idaresi tarafından da sakıncalı sayılmamış ki, eğitim ve ögretime devam etmişlerdir, böyle bir düşünce anayasanın eşitlik prensibini zedeler. Harp okullarına. imam hatip lisesinden mezun olanlann alınmamalanmn gerekçesi, şayet Sayın Evren'in ifade ettiği şekilde ise, bunu fevkalade sakıncalı bulurum." Etkileyici ses tonuyla Timurtaş Uyar şunları söylüyor kendisini dinleyenlere.. (Bazı yinelemeleri ve Kuran'dan alınmış Arapça bölümleri çıkararak, aynen yayımlıyorum.) "Aziz müminler, şerefli Müslümanlar, Yeryüzünün bütün uluslarının Kuran üzerinde ayrı ayrı hesaplan var. Her birisi ayrı kanallardan Kuran'a ve Müslümanlara birer tuzak, birer tehlike hazırlamaktadırlar. Bugün bu mevzuda biraz duracağız. Genç kardeşlerim özellikle ısrar ediyorlar. Kuran'a karşı kurulan bir tuzağın ifadesi olan bir kelime.. Bir kelime ama o kelimenin altında korkunç manalar ve inkârlar ve isyanlar yatmaktadır. Allah'ın dinini gönüllerden atabilmek için müthiş bir hile planlanmaktadır. O da üç harflik bir kelime... çe... a... ğe... yani çağ kelimesi. Bütün İslama düşman politikacıların ağzında, İslama düşman gazetelerin ağzında, bütün eğitimcilerin ağzında çağdışı... çağdışı... çağdışı... Bu ne?.. Bunu söküp atacağız gönüllerden.. Bu kelimenin bir başka seklı de çağdaş kelimesi.. Çağdaş uygarlık, çağdaş medeniyet, çağdaş görünüm, çağdaş bilmem ne.. Aziz müminler, geçen asır kâfir adam demektir, çağdışı adam Müslüman adam demektir. Kelimelerin manasını iyi anlayın, Avrupa'dan gelirse eyvallah . İslamdan gelirse "hayır" diyor adam. Kabul etmeyeceğiz. 1400 hicri senesinin bereketiyle küfrün bütün hileleri yıkılacaktır inşallah.. Türkiye'ye İslam kayıtsız şartsız hâkim olacak inşallah.." (SÜRECEK) Kömür ocağı çöktü: 3 ölü inar (an.) Afyon'un Dinar ilçesine bağlı Akçaköy'deki kömür ocağında göçük altında kalan 7 kişiden 3'ü öldü. Alınan bilgiye göre, Akçaköy kömür ocağında izinsiz olarak kazı yapan 7 kişi, çökme sonucu göçük altında kaldı. Olayda, Kadir Karaağaç (36), Mehmet Ali Karaağaç (19) ve Çetin Eryılmaz (24) hayatlarını kaybettiler. Akşama kadar sürdürülen kurtarma çalışmalan sonucu, Coşkun Taşbaş (24), tlhan Taşbaş (26), Bayar Akkoç (24) ve Kağız Karaaslan (29) hafıf yaralı olarak kurtuldular. Köşk 'ten DSP'ye sitem Ulkemîzi ANKARA, (Cumhuriyet Bu n ile Çankaya Köşkü'nde yarın rosu) Cumhurbaşkanı Kenan yapacağı 2 ayhk olağan görüşEvren'in TBMM'de grubu bulu meler için düzenlenen randevu nan siyasi parti genel başkanla çizelgesinde, DSP Genel Başkanı Rahşan Ecevit'in yer almadırıyla 2 ayda bir ayrı ayrı yaptığı ğına ilişkin haberler üzerine, görüşmelerden olan ve yarın SHP ve DYP genel başkanlarıy Köşk'ten yapılan açıklamada, la yapacağı görüşmede DSP Ge bunun özellikle yapılan bir işlem nel Başkanfnın bulunmaması, olmadığı vurgulandı. Köşk'ten "DSP'nin yeni grup Cumhurbaşkanlığı Basın ve kurması ve bu nedenle daha önceden hazırlanan çizelgede yer Halkla İlişkiler Müşaviri Ali Baransel, basında yer alan konuya almaması" olarak açıklandı. Köşk'ten yapılan açıklamada. ilişkin haberler üzerine şu açıkDSP Genel Başkanı'na üstü ka lamayı yaptı: pah bir sitemde de bulunularak, "Yeni grup oluşturan partilerin "Bilindigi gibi Sayın CumhurCumhurbaşkam'na nezaket ziya başkanı güzel bir geleneğin önretinde bulunmaları gelenek ha cülüğünü yaparak. ayda bir kez line gelmesinerağmen,DSP'den TBMM Başkanı'm, iki ayda bir şu ana kadar bu yolda bir talep de TBMM'de grubu bulunan sigelmemiştir" denildi. yasi parti genel başkanlarını kaCumhurbaşkanı Kenan Ev bul ederek, iç ve dış konulardaki görüş ve düşüncelerini almakren'in TBMM'de grubu bulunan siyasi partilerin genel başkanla tadırlar. Sayın Cumhurbaşkanı çarşamba günü SHP ve DYP genel başkanlarmı kabul edeceklerdir. DSP ise, yeni grup oluşlurmuştur. Bu nedenle yarın yapılacak görüşme çizelgesinde yer almamıştır. Sayın Cumhurbaşkanı hiç1(uşkustız bundan sonra yapacaklan olağan gorüşmeler çerçevesinde DSP Genel Başkam'nın davetini takdir buyuracaklardır." Cumhurbaşkanı Kenan Evren'in siyasi partilerin liderleriyle yarın yapacağı görüşmeye DSP Genel Başkanı Rahşan Ecevit'i çağırmadığı yolundaki haberlerin gerçek dışı olduğu bildirildi. Yetkili kaynaklar, Cumhurbaşkanı'mn parti liderlerine görüşme çağnsında bulunduğu sırada DSP'nin henUz grubunu kurmadığına dikkat çektiler ve bu konuda polemik yaratılmak istendiği görüşünü savundular. TGS'den Ceza Yasası Tasarısı'na tepki: yönetenlerin kafa yapısını yansıtıyor Knrtböke: Tasarıdaki basına yaklaşım, ülkemizi yönetenlerin kafa yapısını yansıtıyor; okumayan, tartışmayan, sadece kendisine verilenle yetinen bir toplum yaratmak için var güçleriyle çalışıyorlar. Haber Merkezi TGS Genel Başkanı Oktay Kurtböke, yeni Ceza Yasası tasansında basına getirilmek istendiği belirtilen yeni sınırlamalarla ilgili olarak yaptığı açıklamada, "tlk bakışta tasandaki basına yaklaşım, ülkemizi yönetenlerin kafa yapısını yansıtıyor; okumayan, tartışmayan, sadece kendisine verilenle yetinen bir toplum yaratmak için var güçleriyle çalışıyorlar" dedi. Kurtböke'nin açıklamasının tamamı şöyle: "Ceza Yasası ile ilgili olarak hazırlanan tasarı hakkında bilgilerimiz basına yansıdığı kadar. Tasarıyı inceledikten sonra TGS olarak görüşlerimizi kamuoyuna açıklayacağız. Ama ilk bakışta tasarıdaki basına yaklaşım, ülkemizi yönetenlerin kafa yapısını yansıtıyor; okumayan, tartışmayan. sade kendisine verilenle yetinen bir toplum yaratmak için var güçleriyle çalışıyorlar. Aldıkları hiç bir önlem onlar için geçerli değil. Akıllanna gelen herşeyi uygulamaya kalkışıyorlar. 1980'lerden bu yana gerçekleştirilen her yasada çalışanlar olarak, basın olarak büyük kayıplarımız oldu. Bütün bunlar yetmedi. Şimdi kendilerini kafalannın gerisindeki düzene biraz daha yaklaştıran bu tasan ile çıktılar karşımıza. Halkımızı kimse sürekli olarak aldatamamıştır. Bu tasarıyı hazırlatanların da, hazırlayanlann da gücü buna yetmeyecektir." Deneyimli, yatılı çocuk bakıcısı ve yardıma bayan aranıyor. Ücret tatminkârdır. 143 65 30 Sayın Doktor ve Eczacdarın Dikkatine: Hırsızlıkta macun yöntemi / ' stanbul Haber Servisi Çaldığı, yaklaşık 35 milyon lira değerinde altın süs takısıyla yakalanan Ali Ihsan Dağdelen'in, girdiği sekiz evin pencere camlarmı, macunlanm kazıyarak söktüğü açıklandı. Hırsızlık yöntemi olarak cam \ macunlarımn sökülmesine ! uzun süredir ! rastlamadıklarını söyleyen hırsızlık masası yetkilileri, Ali thsan Dağdelen'in girdiği evlerden birinden de tabanca çaldığını açıkladılar. Ali Ihsan Dağdelen'in, Bakırköy Şenlikköy'de beş, Florya'da iki, Yeşilyurt'ta bir eve girerek çaldığı takılar, sahiplerine geri verildi. DSP'den Köşk'e sert tepki mecburiyeti de yoktur. Ancak şunu hatırlatmak isteriz ki, bir partinin TBMM'de grup kurması veya kurduğu grubun 'resmiyet kazanması' Cumhurbaşkanlığının takdirine ve onayına bağlı değildir. Avrıca Cumhuriyet Başsavcıhğı'nın da takdir ve onayına bağlı değildir. Siyasi Partiler Yasası'nın gerekleri yerine getirilmiş ve DSP'nin TBMM grubu resmiyet kazanmıştır. Bu durumda hiçbir makam veya kişi TBMM'deki DSP grubunun varlığını, yasallığını. resmiyetini tartışma hakkına sahip olamaz. Bunu tartışma konusu yapmaya, buna gölge düşürmeye kalkışanlar. Siyasi Partiler Yasası'nı da, yasanın kaynağını oluşturan anayasayı da çiğnemiş olurlar." Başsavcıhğın incelemesinin DSP ile değil, kurulan ve kapatılan bir partiyle ilgili olduğuna işaret edilen açıklamada, TBMM'deki DSP'li milletvekillerinin DSP ve TBMM üyeliklerini korudukları sürece ve sayıları 20'nin altına düşmedikçe grubun varhğını ve resmiyetini sürdüreceği vurgulandı ve "Başsavcıhğın, göriişümüze göre yetkisini aşarak başlattığı inceleme nasıl bir sonuç verirse versin, bu, DSP'nin TBMM grubunu hiçbir şekilde etkilemeyen bir sonuç olacakCır" denildi. Açıklamanın son bölümünde de şu görüşlere yer verildi: "Başia söylediğuniz gibi, DSP Genel Başkanı'nın Sayın Cumhurbaşkanı ile görüşmek için özel bir isteği olmamıştır. Sayın Cumhurbaşkam'nın da kendisiyle göriismesi için herhangi bir yasal zorunluluk yoktur. Böyle bir görüşme olmamasından ötürü kıyamet kopmaz. Fakat, Cumhurbaşkanlığının, anayasadaki ve yasalardaki yetkilerini aşarak, TBMM'nin iç düzenine, partilerin yasal durumuna, veya milletvekillerinin kendi özgür iradeleriyle TBMM'de grup oluşturmalarına kanşması veya herhangi bir parti grubunun varlığına ve meşruluğuna gölge düşürmeye kalkışması karşısında ciddi bir rejim bunalımı ortaya çıkar. Askeri yönetim dönemindeki Devlet Başkanlığı ve Milli Güvenlik Konseyi yetkileriyle, bugünkü Cumhurbaşkanlığı yetkilerini birbirine karıştırmaktan kaçınmak gerekir. Kaldı ki DSP, askeri yönetim döneminjn, siyasal partiler konusunda, Devlet Başkanlığı'na ve Milli Güvenlik Konseyi'ne tanıdığı yetkileri uygun hulmadığı içindir ki, kuruluşunu, o yetkilerin kalkışından sonraya ertelemiştir. Bunu da, daha askeri yönetim sürerken, açıklamışlır." Kırsal köy radyosu G iresun (uba) Samsun Bölgesi FTT Başmüdür Vekili Yusuf Turan Giresun'da 1986 yılı içinde 51 köye telefon bağlattıklarını söyledi. Giresun'da haberleşmenin iyi bir şekilde yürütülmesi için çalışmalar yaptıklarını belirten Turan, "Giresun'da dağınık olan köylere telefon bağlamak zor olduğundan mevcut 504 köyden telefonsuz bulunan 287 köy için kırsal köy radyosu kurulmasını planladık." dedi. ANKARA, (Cumhuriyet Biirosu) DSP Genel Başkanlığı, Cumhurbaşkanlığının, "liderierle göriişme"sine ilişkin olarak yaptığı açıklamaya sert tepki gösterdi ve "askeri yönetim dönemindeki De\let Başkanlığı ve Milli Güvenlik Konseyi yetkileriyle, bugünkü Cumhurbaşkanlığı yetkilerini birbirine karıştırmaktan kaçınılması gerektigi" belirtildi. Cumhurbaşkanlığı Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği'nce yapılan açıklamanın anayasaya, yasalara ve gerçeklere aykırı olduğu savunulan açıklamada, "Böyle bir görüşme olmamasından ötürü kıyamet kopmaz" denildi. Partinin ve grubun kurulmasından sonra Cumhurbaşkanı1 yla görüşme isteminde buîunulmadığına işaret edilen açıklamada, bu hafta liderlerle görüşmeler yapacak olan Cumhurbaşkanı'nın DSP Genel Başkanı'yla görüşmeyi uygun görmediğinin anlaşıldığı kaydedildi. Gerekçe olarak, "DSP grubunun resmiyetinin henüz ortaya çıkmamasının" öne sürüldüğüne dikkat çekilen açıklamada şu görüşlere yer verildi: "Sayın Cumhurbaşkanının kimlerle göriişüp görüşmeyeceği, kendi takdirine ve görev anlayışına bağlıdır. Herhangi bir partinin genel başkanıyla görüşrae Antiastmatik INTAL INHALER ve INTAE 5 INHALER piyasaya bol miktarda sunulmuş bulunmaktadır. tmalatp Firma: Pturmaceutıuls . İthalat ve Genel Dağıtıci: oxlm ilo< /OA. w« Hc. o. (. Esentepe Cad No: 5 A. Güvenevler Meddiyeko\, 80300 tstanbul Tel: 166 90 84 166 00 4^ Teleks: 2? 664 azis tr T lanak UHT MUHİSİ * Vedat Günyol M. Ali Meriç Resim Sergısi 14 Ocak31 ocak Nıspetıye Cad 44/2 Etıler Tel 165 19 35 GÜLERYÜZLÜ CİDDİLİK 770 hra (KD\ içinde) )ııvınlan Turkocagı Cad. 39 41 Caiuloğlııİsıanbul BİLSAK'TA BUGÜN Sosyalizmin Güncel Meseleleri 4: 19.00 ORHAN DİLBER "HANGİ SOSYALI&I GELENEK?" Lokanta: öğle Servisi 12.0015.00 Akşam Servisi 20.00 BÜLENT SUMRU (GitarVokaO BİLSAK Sogancı Sokak Cihangir 143 28 79 143 28 99 Merhaba Yaşamak 'CÜZZAMDAN KORKMAYINIZ CİİZZAM KOLAY BULAŞMAZ." CÜZZAMLA SAVAŞ DERNEĞ1