Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/6 HABERLER 13 OCAK 1987 BağKur, SSK ve memur emeklileri eşit maaşa kavuşmalı Taşçıoğlu: Maaşlarda eşitlik sağlanmalı n anş Derneği davasmda mahkeme bilirkişilere yapılan D itiraz ile yabancı dildeki metinlerin tercüme edilmesi istemlerini reddetti. Duruşma sanıklann savunmaları için 19 ocak pazartesi gününe ertelendi. Pazartesi günü Dernek Genel Başkanı Mahmut Şerafettin Dikerdem, Niyazi Dalyancı, Orhan Taylan, Hüseyin Baş, Ergun Elgin savunma yapacaklar. Barış Dernegi'nde savunma Orta bant: Bir orta bant olacak ki, orada 15 yıl, 25 yıl çalışsın; primlerini ona göre vermek suretiyle bu söylediğim üç teşekkül aynı emekliliğe kavuşsun. Mallyeyle uyum: Birçok Batı ülkesinde bütün sosyal güvenlik kuruluşları tek şemsiye altındadır. Ancak, ben Maliye Bakanı ile yüzde yüz beraber olmadıkça bu teklifı veremem. ANKARA (a.a.) Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mükerrem Taşçıoğlu, BağKur, SSK ve Emekli Sandığı emeklilerinin eşit maaşa kavuşturulmalan gerektiğini söyledi. Taşçıoğlu, konu ile ilgili olarak a a . rnuhabirine yaptığı açıklamada, ilk işinin, şikâyet konusu olan maaş farkhlıklarının kaldırılması olduğunu bildirerek, şunlan söyledi: "BUfarz, ilk iş olarak, şikâyet edilen BağKur sigorta ve memur emeklileri göstergelerinde eşit hizmet karşüıklanmn, eşit emekli maaşına kavuşturulmalannı saglamam lanm. BağKur'lu arkadaşlaria konuşurken o talimatı verdim. Bir orta bant olacak ki, 5 kişi Suriye'ye kaçîı C eylanpınar (an.) Kimlikleri bilinmeyen 5 kişinin Şanlıurfa'nm Ceylanpınar ilçesi yakınlannda maymlı sahayı geçerek, Suriye'ye kaçtıkları bildirildi. Şanlıurfa Valisi Alpaslan Karaçan'dan alınan bilgiye göre, 5 kişinin 2 gun önce Ceylanpınar ilçesinin 10 kilometre doğusunda bulunan ikinci karakol yakınlannda gecenin geç saatlerinde maymlı sahayı geçerek, Suriye'ye kaçtıkları tespit edildi Bunun uzerine Ceylanpınar Kaymakamı Aziz tnci, Suriye'nin Resulayn Kaymakamı Abdülaziz Şeyh Taha ile görüşme isteğinde bulundu. tki kaymakam arasında yapılan görüşme sonucu, bölgede her iki ülke heyetleri tarafından inceleme yapıldu tncelemede, kaçanlann 5 kişi olduklan üzerinde anlaşmaya varıldu Valı Karaçan, Suriye'ye kaçanlann kimliklerinin belirlenmesine çalışıldığmt ve iadelerinin istendiğini belirtti. Sabıkası, greve katümak lşSendika Servisi 12 Eylül sonrasının en uzun grevi Haldun Seramik'te yapıldı. 36'sı kadın 39 işçinin katıldığı Gebze'deki grev 370 gün sürdü. 22 Aralık 1985'te başlayan grev devam ederken işveren 8 işçinin iş akidlerini fesh etti. Grev öncesi bir yıla kadar kıdemi olan yeni işçilere işveren mart ayında işbaşı yapmalan için çağrıda bulunmuş, bu çağrıya uymamaları uzerine de işlerine son verdiğini bildiren bir yazı göndermişti. Grevi yürüten Kristalİş Sendikası 2822 sayılı yasanın 42. maddesi hükmüne göre grevde olan işçinin iş akdinin feslı edilemeyeceğini, işverenin kararının geçersiz olduğunu işçilere bildirmişti. Ancak 370 gün sonra grey imzalanan toplu sözleşme ile bittiğinde işveren çıkardığını bıldirdi bu 8 işçiye işbaşı yaptırmadı. Nurten Karagöl 370 gün süren greve katılan, işverenin çağrısına uymadığı, grevi bırakıp işbaşı yapmadığı için işten çıkanlan 8 işçiden biri. Grev bitip de işbaşı yaptırılmayınca ortada kalmış dul bir kadın. Bir yandan sendikanın >asal yoldan hakkını aramasını beklerken, diğer yandan aç kalmamak için iş arıyor. Pek çok yere başvurmuş. Pek çok yerde nerede ise işbaşı yapacak konuma gelmiş. İş daha önce çalıştığı yerin sorulmasına gelince bozuluyormuş. Greve katılmış, grevden gelen bir işçi olduğunu öğrenen, "Biz grev yapanı çalışarmayız" diyerek işe almaktan vazgeçiyormuş. Uluslararası dolandırıcılıkta 4 tutuklama kararı verildi WJ ursa (Cumhuriyet Bürosu) Sahte kredi kartlan ile JOçeşitli banka ve uluslararası kuruluşları 200 milyon lira dolandıran şebekenin 4 elemanı dün çıkanldıkları nöbetçi mahkemece tutuklandılar. Şebeke elemanlarmdan türkücü Bedia Akartürk'ün üvey kızı Harika (Aysun) Akartürk, Melin Büyükavcı, Merih Sualp ve Ayhan Erkan dün çıkanldıkları mahkemece, "doiandınalık" suçundan tutuklandılar, olayla ilgili olarak daha önce de Kemal Karademir ile Ali Ünlü tutuklanmıştı. orada 15, 25 yıl çalışsın, primlerini ona göre vermek suretiyle bu söylediğim Uç teşekkül aynı emekliliğe kavuşsun. Yani bir simitçi çıragının. bir holdingin genel müdürlüğünde işçi statusü ile çalışan kimseyle aynı gösterge tablosu içinde olması mümkttndiir. Burada memurlarımız, ona tekabül eden BağKur ve işçilerimiz aynı olsun." İDEALİ NEDİR? Maaşta belirlenecek orta bandın altında ve üstünde bazı istisnalar olabileceğine de işaret eden Taşçıoğlu, "Memurlarda ek göstergeden dolayı maaş çok farkediyor. İşçinin ek göstergesi yok, bunu diizeitmek lazım" diye konuştu. Taşçıoğlu, şöyle devam etti: "Ücret veya emekli maaşı olarak çalışanlara ödediğimiz düzenin bir kere gerçekçi olmasını sağlayalım. Oradaki bu uçunımlan kaldıralım. Çiinkii ayncalıklar insanı isyana teşvik eder. Eşit şartta çahşırsak. aynı formasyon varsa, siz benden az alırsanız, isyan edersiniz. Bu sosyal adalet ilkelerine de sığmaz. 'Sosyal adaletçiyiz' diye bar bar bağınyonız, bunu yerine getirmem lazım. Çalışan kimseleri, gelir diizeyleri ve yaşlanna gore bir seleksiyon yapmak şartıyla, eşit bir tablonun içinde görmek lazımdır, ideali budur." Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı, birçok Batı ülkesinde bütün sosyal güvenlik kuruluşlarının tek şemsiye altında olduğunu ifade etti. Ancak, Maliye Bakanı ile yüzde yüz beraber olmadıkça kendisinin böyle bir teklifte ya da talepte bulunmayacağını söyledi. BOŞUNA BEKLEYİŞ 14 Türk çocuğunu karşüamak üzere dün erken saatlerde Kapıkule'ye giden aiUler, Bulgarisian'dan gelecek treni boşuna beklediler. (Fotoğraf: CUMHURtYET) Bulgaristan'dan gelecek çocuklar Kapıkule'de beklendi Umut treni boş geldi Edirne Vali Vekili Mustafa AyVul ve Emniyet Müdürü Hasao Yücesan gar protokol salonunda beklerken ilk etapta Türkiye'ye gönderilecek 14 çocuktan 3'unun aileleri de garın bekleme salonunda hasret ve sabırla bekleşiyorlardı. Gara ilk gelenler, TRT'nin habe1 rini dirtledikten hemen sonra tzmıt ten alelacele Kapıkule'ye koşan Şinasi Huseyinof, Mchmetof ile karısı Zulfıye idi. 1984 nısanında turist olarak Türkiye'ye gelirken bugün 11 yaşında olan Bülent Şinasi Hüsejinof ile 13 yaşındaki Ümit Şinasi Hüseyinof adlı çocuklarını babalarının yanında bırakmışlar ve anavatanda kalmayı yeğlemişlerdı. Gann erken konuklanndan biri de Çapa Tıp Fakultesi Reanimasyon Servisi görevlilerinden Dr. tlknur Barlas ile kocası diş hekimi Netati Barlas'u. Onlar da 1983 yüında, o zaman 2,5 yaşında olan oğullan Korman Necaüev Muminoru babalannın yanında bırakıp turist olarak Türkiye'ye gelmişler, bir daha da geri dönmemişlerdi. Dr Ilknur Barlas, Kapıkule gannda şimdi 5.S yaşında olan oğlunu beklerken yanına yaklaşıp "bir aone olarak o anda neler hissettiğini" sorduk. Dr. tlknur Barlas'ın gozlen dolu dolu, "Çok zor, çok zor" gibismden iki sözcük çıktı ağzından. Bir iki kelime daha konuşsa hüngür hüngur ağlayacak gibiydi. Ailelerden bir kısmı Bulgarisian'dan rotarlı gelen trenin Turkiye'ye geliş saatine apar topar yetişirken bazı ailelerin de yolda olduklan söyleniyordu. Sonunda beklenen an geldi. Ve tren sabah 07.00 sularında Kapıkule garına girdi. Bir sessizlik çökmüştü tüm gara. Anne babalar, gazeteciler, Vali, Emniyet Müdürü, kimsenin ağzını bıçak açmıyordu. Hemen herkesin gözleri tren pencerelerinden uzanacak çocuklan anyordu. Olmadı. Gelmedi çocuklar. Zaten pazartesi gunu geleceğine ilişkin somut herhangi bir açıklama da yapılmamıştı. TRT'nin önceki akşamki haber bülteninde, dün sabah Türkiye'ye gelecekleri bildirilen 14 Türk çocuğunun aileleri apar topar geldikleri Kapıkule'den elleri boş döndüler. ERHAN AKYILDIZ EDİRNE Bulgaristan'ın ailelerinin yanına göndermeyi kararlaştırdığı 103 Turk asıllı çocuktan 14'unün Türkiye'ye gelişleri, bir yandan geliş tarihi konusunda resmi bir açıklama yapılmaması, öte yandan bir haber ajansının "Pazartesi günü gelmeleri b*kleniyor" bıçimindekı haberini TRT'nin hiçbır araştırma yapmadan kullanması yuzunden tam bir curcunaya dönüştü. Önceki akşam, TRT'nin 20.00 haberlennde çocuklann pazartesi sabahı trenJe Türkiye'ye gönderüecegi haberini öğrenen ailelerden bazılan apar topar bulunduklan illerden Kapıkule'ye gelirken, TRT'nin Ultısal Basın Ajansı'na dayanarak verdigi haberi duyan gazeteciler ve Edirne protokolü de sabahjn erken saatlerinde Kapıkule tren garına doluşarak Bulgaristan'dan gelecek treni beklemeye koyuldular. Haksız tutuklamaya tazminat nkara (anka) Yargıtay, haksız yere tutuklanıp beraat edenlere, kendi kusurlu davranış ve ihmalleri sonucu tutuklanmamışlarsa, tazminat ödenmesini hükme bağladı. Yargıtay Ceza Genel Kurulu, firar, ikrar, suçu uzerine alma i>",< tutuHanmaya dayanak olan ihmal ve kusuru olmadığı gertkçesiyle, zorla ırza geçmek suçlamasıyla tutuklandıktan sonra yargıla,..p beraat eden bir kişinin 466 sayılı yasa uyarınca tazminat istemiyle açtığı davada sanığa tazminat ödenmesine karar verdL DSP'nin yeni milletvekilleri, 12 EylüVü ve 82 Anayasası'nı değerlendirdi: 82 Anayasası tepki ürünüdür HAKKI ERDEM ANKARA TBMM'de yeni grup oluşturan DSP'nin milletvekilleri ve grup yöneticileri Cumhuriyet'in 12 Eylül harekâtı, 1982 Anayasası ve askeri müdahaleler konusundaki sorulannı yanıtladılar. Bazı milletvekilleri 12 Eylül harekâtının "ülkeye huzur ve güven getirdiği" görüşünde birleştiler, Denizli Milletvekili Kâni Bıirke, 12 Eylül'ü, "yapılması lazım gelen kaçınılmaz, zorunlu bir müdahale" olarak niteledi. DSP Grup Başkanı ve Zonguldak Milletvekili Cahit Karakaş ise, 12 Eylül müdahalesinin "paıiamentonun güçsiiz göriinüşe girdiği bir anda olduğunu" söyledi. DSP milletvekilleri, 1982 Anayasası'nın bir çok yasaklar getirdiği ve bu anayasa ile tam demokrasi sağlanamayacağı konusunda da or Denize uçan otomobil stanbul Haber Servisi Bakırköy Yenimahalle'de dün / sahile vuran cesedin önceki gece sahil yolunda denize uçan 39 DT 398 plakalı otomobil içinde bulunan Necmettin Keskin'e ait olduğu helirlendi. Otomobil, şiddetli lodos nedeniyle çahşmalann yapılamaması yüzünden dün de çıkanlamadu Göçük 1 ölü, 3 yaralı parlamentonun güçsiiz bir görünüme girdiği bir ortamda oldu. Demokrasi için en iyi şey, şüphesiz parlamentonun her türlü soruna kendi içinde çözüm bulabilmesidir. tak bir görüş ortaya koyarken, Trabzon Milletvekili Yusuf Ziya Kazancıoğlu, "iktidann sivillerle askerler arasında gidip gelen bir top olmaktan kurtanlması gerektiğini" belirtti. Kâni Bürke, Türkiye'de bugüne kadarki askeri müdahalelerin kansız olduğunu savunurken, Tekirdağ Milletvekili Salih Alcan, "demokrasiyi balkın konıması gerektiğini" belirtti. DSP milletvekillerinin sorulara yanıtlan şöyle: 12 Eylül müdahalesini nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizce ülkeye ne getirdi, ne götürdü? CAHtT KARAKAŞ (Grup Başkanı, Zonguldak Milletvekili): 12 Eylül ortamına ulkenin nasıl geldiğini ve o günün koşullarının ne olduğunu pek çok kimse biliyordu. Ben o gün için partilerin ve parlamentonun ve pek çok kurum ve kuruluşun nasıl bir yapı içinde olduğunu yakinen yaşayanlardan biriyim. Parlamentonun bireyleri ve partileri tek tek dunımda musdariptiler, ama bir çıkar yolu bulabilmekte anlaşamamışlardı. lşte böyle bir ortamda, esasen çok güçlü olması gereken parlamentonun güçsiiz bir görünüme girdiği ortaya çıktı. 12 Eylül de böyle bir ortamda oldu. Demokrasi için en iyi şey şüphesiz parlamentonun her türlü soruna kendi içinde çözüm bulabilmesidir. Eğer o zaman biz bunu yapabilseydik inanıyo Cahit Karakaş: 12 Eylül, Z onguldak (aa.) Türkiye Taşkömürü Kurumu'na bağlı Zonguldnk Karadon Kömür Üretim Merkezi'nde meydana gelen göçükte bir maden işçisi hayatını kaybettu Karadon Kömür Ocağı nm 260 metre derinlikteki 1. bölümünde dün saat 06.00 sıralannda meydana gelen göçükte, 33 yaşındaki Şaban Dirik adlı maden işçisi Oldü. Olayda, Cemal Yıldız, Selahattin Şile ve Behçet Demir de hafıf yaralandı. Yaralılar SSK Zonguldak Hastanesi'nde ayakta tedavi gördüler. müdahalesi yönetimin getirdiği zararları süratle giderme amacını taşıyor. Ama müdahale sonunda iki hata işlenmiştir. Birincisi, eğer sendikalar kapanacaksa tümü kapatılmalıydı. Birisini kapatıp ötekini muhafaza etmek gibi olmamalıydı. Aynı muamele yapılmalı, hepsi kapatılmalıydı. Sanki hareket DtSK'e karşı yapılmış gibi oldu. Hepsi kapatıldıktan sonra tekrar yavaş yavaş açılmalıydı. tkincisi partilerin kapatılmasıdır. Kapatılırken 5 yıllıklar, 10 yıllıklar gibi aynmlar yapılmasıdır. Sanki 5 yıllıklar daha az, 10 yıllıklar daha çok suçluymuş gibi oldu. Partiler kapatılmamahydı, ferdi suçlanna göre işlem yapılmalıydı. AP'yi kapatıyorsunuz, onun Başbakanlık Müsteşannı Başbakan Yardıması yapıyorsunuz. Aynm yapmak iyi netice vermemiştir. Hiçbir partinin hiçbir şekilde kapanmaması lazımdır. 1982 Anayasası'nı nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizce bu anayasa ile ülke ve toplum sonınlanna çözüm getirilebilir mi ve tam demokrasi sağlanabilir mi? CAHtT KARAKAŞ 1982 Anayasası hazırlanış ve ohışum itibarıyla içinde pek çok tepki unsurları taşımaktadır. Şüphesiz halk oyundan geçmiştir, ama o denli çabuk değişen ve dinamik bir karakter taşıyan bir toplum söz konusudur ki anayasaları da tabu kabul etmek asla mümkün değildir. Geçen 3 yıl içinde 82 Anayasasının gerek toplumumuza, gerekse demokratik gelişmemize uygun olmayan pek çok maddesi olduğu ortaya çıkmıştır. Türkiye Batı demokrasilerinde uyum sağlama durumunda olan ve bunu özümsemiş bir ülke olduğu için 82 Anayasası'nı bu topluma uygun hale getirmek ergeç gerekecektir. SURURİ BAYKAL Tepki anayasaları olmasın. Anayasalar toplumsal uzlaşmanın ürünü olsunlar, ihtilallerin değil. Millet adına, demokrasinin vazgeçilmez unsuru olan siyasi partiler yapsın. Bu anayasa ile bırakın tam demokrasiyi, demokrasiyi sağlamak bile mümkün değil. Geniş halk kitlelerinin üzerinde bu anayasanın ürünü olan gun anayasa hazırlamak mümkün değil. Bugünkü anayasanın hürriyetleri sımrlayan, toplumu cezalandıran, demokrasi ile bağdaşmayan yönleri var. Anayasadaki birçok kamburlukiar düzeltilebilir. Ama memleket iyi yönetilmediği için bugünku haliyle zarar vermektedir. Türkiye'de sık sık olagelen askeri müdahaleleri nasıl değerlendiriyorsunuz? CAHİT KARAKAŞ Ülkemizde askeri müdahaleler sanmıyorum ki hiçbir kişi ya da kuruluş tarafından arzulanan ve beklenen olaylar olsun. Demokrasinin yalnız kurallar ve yasaklar rejimi olmadığı ortadadır. Demokrasilerde uygar düşünce ve uygar davranış ön plandadır. Demokrasilerin sağlıklı ve kesintisiz işlemesinde ve ge İsa Vardal: 1982 Anayasası bir tepki anayasasıdır. Hazırlayıcıları arasında ben de vardım. O zaman 'Siz böyle kabul ediyorsunuz, ama kısa sonra anayasa gündeme gelip tartışılacak' dedim. lişmesinde uygar kişilere büyuk gereksinim vardır. özellikle parlamenter demokrasinin vazgeçilmez unsurları olan siyasi partilerin ve onu oluşturan bireylerin memleket gerçeklerini bilen, vatansever, uygar kişilerden oluşması ve her konuda geniş hoşgörülü, diyaloğa açık olunması demokrasinin askıya alınmasına vesile olan geçmişte görülen tipteki askeri müdahaleleri önleyecektir. Demokrasinin gelişmesine katkıda bulunacak bu tür davranışlarda bulunan kişi ve kunımlara alkış tutmak ve destek olmak da halkımızın görevi olmalıdır. SURURİ BAYKAL Kesintisiz demokrasi ve sivilleşme ulaşılması gereken bir numaralı hedeftir. İSA VARDAL 10 yılda bir olagelen askeri müdahalelerin hem devlet hayatı için, hem ordu bakımından, hem de demokrasinin yerleşip kökleşmesi bakımında çok büyük mahzurlan olmaktadır. Bugün her vatandaşın zihninde askeri müdahalelerin Türkiye'yi en az 10 yıl geriye götürdüğü düşüncesi vardır. Ben şahsen Danışma Meclisi üyeligine talip olurken ve daha sonra siyasi hayata atılırken sivil idarenin artık askeri müdahaleye meydan vermeyecek şekilde organize olup memleketi en iyi şekilde idare etmesi gerektiğine inanarak bu kararı vermiştim. Bugün de aynı düşünce doğrultusunda çahşıyorum. Gönül bütün parlamenterlerin ve vatandaşların aynı çaba içinde olmasını diliyor. SALİH ALCAN Demokrasiyi halk korur. Demokrasi halkın elinde yücelir ve büyür. Askeri müdahaleleri kabul etmiyorum. Bunları demokrasinin oturmadığının bir delili olarak görüyorum. De Yurtdışına 86 din görevlisi nkara (auz.) Türk vatandaşlannı dini konularda aydınlatmak üzereyurtdışına 86 din görevlisi gönderildi. Diyanet Işleri Başkanhğı'nın yayın organında yer alan bir habere göre, din görevlilerinden 34'ü Almanya'ya, İS'İ Belçika'ya, 10'u Fransa'ya, 8'i Isviçre'ye, 8'i Hollanda'ya, 4'ü Danimarka'ya, 3'ü Avusturya'ya, 2'si Avustralya'ya, biri Kanada'ya, biri de Norveç'e gitti. Din görevlileri görev yerlerine gönderilmeden önce Diyanet lşleri Başkanhğı'nda bir süre eğitim gördüler. Salih Alcan; Ben hayatım boyunca demokrasilere yapılan müdahaleleri kabul etmiyorum ve uygun bulmuyorum ve 12 Eylül'ü de böyle değerlendirip keşke olmasaydı diyorum. bir çok yasaklar varken demokrasi sağlanamaz. Bu anayasanın büyük çoğunluğu değişmeli ve toplumsal uzlaşmanın Ürünü olarak hazırlanmahdır. Anayasa yapılmadan önce lehinde ve aleyhinde tartışma koşulları çok uygun olmalı, rahatca tartışmalı. Anayasa üzerindeki yargılarda tek seslilik egemen olursa sonuca varılamaz. İSA VARDAL 1982 Anayasası, bir tepki anayasasıdır. Hazırlayıcılan arasında ben de vardım. Danışma Meclisi'nde tartışıhrken, bugün karşı çıkılan hürriyetlerin kısıtlanması ve çalışma hayatıyla ilgili düzenlemelere karşı çıktım. O zaman "Siz böyle kabul ediyorsunuz, ama kısa bir süre sonra anayasa gündeme gelip tartışılacak" dedim. Kişinin hak ve ödevleri, çalışma hayatı ile ilgili bölümler yeniden gözden geçirilip düzenlenmeli. Tabii bunların yanı sıra ilk ele alınması gereken anayasa konusu geçici maddelerdir. SALİH ALCAN Bu anayasa toplumsal değişime kapalı sonu derece katı bir anayasadır. Karmaşayı büyütüp, içinden çıkılmaz bir ortam yaratabilir. Demokrasinin bu anayasa ile tam rayına oturacağına inanmıyorum. Yargmın bağımsızlığını ortadan kaldıran, bazı ellere çok büyük yetkiler veren, konuşmayan insan toplulukları yaratan bir anayasadır. Bu anayasa gelecek için Türk insanına umut vaat edemez. 1982 Anayasası kökten değişmelidir. YUSUF ZİYA KAZANCIOCLU Bu anayasa 1961 Anayasa Polis, tecavüzden tutuklandı ç iirt fCumhuriyet) Siirt'te bir TIR şoförünün kansına i 3 tecavüze yeltenen polis memuru tutuklandı. Sakarya Mahallesi'ndeki bir eve giren polis memuru Erdoğan Yıldınm, kimliği açıklanmayan bir TIR şoförünün kansına zorla tecavuz etmek istedL Olayın ortaya çıkması uzerine kaçan polis memuru Yıldınm, daha son yakalanarak gözaltına alındı. Sevk edildiği Cumhuriyet Savcılığı'nda yapılan ilk sorgusundan sonra tutuklanan Erdoğan Yıldınm cezaevine kondu. Siirt Valiliği, konuyla ilgili bir açıklama yapmadı. Yayımladıklan bültende olaya yer vermeyen ll Basın Bürosu yetkilileri, olayın kendilerine Emniyet Mudurlüğü'nden intikal ettirilmediğini, bu nedenle bilgi sahibi olmadıklarım belirttiler. Sururi Bayhal: Tepki anayasaları olmasın. Anayasalar toplumsal uzlaşmanın ürünü olsunlar, ihtilallerin değil. Bu anayasanın büyük çoğunluğu değişmeli ve toplumsal uzlaşmanın ürünü olarak hazırlanmalıdır. rum ki, demokrasiye çok büyük katkıda bulunmuş olurduk. SURURİ BAYKAL (Grup Başkan Vekili, Ankara Milletvekili): 12 Eylüller olmasın, 12 Eylül öncesini yaşatan yöntemler ve yönetimler de olmasın. 12 Eylüllere gerek, neden ve bahane kalmasın. Sosyal demokrat iktidarlarda 12 Eylülleri doğuran koşullar olmaz, 12 Eylüller olmaz. tSA VARDAL (Zonguldak MilletvçkUi): 12 Eylül'ün ne getirip ne götürdüğunü beürlemek için öncesini iyi bilmek lazım. 12 Eylül harekâtı bir iç savaşı önledi. Fakat askeri müdahalelerin Türkiye'de bugüne kadar demokrasinin yerleşmesi bakımından herhangi bir katkısı olmamıştır. Türkiye'nin sosyal ve ekonomik yapısı gereği 12 Eylül kaçınılmaz bir olaydı. Fakat daha sonra askeri yönetimin aldığı kararlar Türkiye'nin demokrasi yolunda ilerlemesine mani oldu. Askeri yönetimin en büyük hatası partilerin kapatılmasıdır. 12 Eylül huzur ve sükunun sağlanması bakımından yararlı olmuştur, ama demokrasinin yerleşmesi açısından mahzurlar yaratmıştır. SALİH ALCAN (Tekirdağ Milletvekili): Ben hayatım boyunca demokrasilere yapılan müdahaleleri kabul etmiyorum ve uygun bulmuyorum. 12 Eylül'ü de bu felsefe içinde değerlendiriyorum ve keşke olmasaydı diyorum. YUSUF ZİYA KAZANCIOCLU (Trabzon Milletvekili): Emniyet ve asayiş bakımından huzur ve güven getirdi. Kanaatimce 12 Eylül öncesinde sağda ve solda aynı şekilde hatalar vardı. Fakat 12 Eylül daha çok sola yüklendi. KÂNt BÜRKE (Denizli Milletvekili): Yapılması lazım gelen, zorunlu olan bir hadisedir. Adı üzerinde müdahale, bunu yaparken elbette demokratik kurallara, müesseselere müdahale olur. 12 Eylül Meryem'i kaçıran korucu serbest Kâni Bürke: Ben periyodik hale gelen müdahalenin olmamasını diliyorum. Bunun olmaması için bazı müesseselerin, özellikle de cumhurbaşkanının yetkileri arttırılmalıdır. Bizde ihtilaller hiç kanlı olmadı. mokrasi oturmadığı için askeri müdahalelerin yapıldığı kanısındayım. Sivillerin demokrasi içinde akıllı görev yapmaları ile müdahalelerin önlenebileceğini sanıyorum. YUSUF ZİYA KAZANCIOCLU Askeri müdahaleler şüphesiz ki, doğru değildir. Şu manada ki Güney Afrika, Asya ve Güney Amerika devletleri ile Ortadoğu devletlerine benzemekten kaçınmalıyız. Bu memleketlerde askerler sivillere "Memleketi iyi idare edemiyorsunuz" deyip ellerinden iktidarı alıyorlar. Idareyi düzeltip tekrar sivillere veriyorlar. Siviller tekrar bozuyorlar, askerler gene "tdare edemiyorsunuz" deyip iktidan yeniden alıyorlar ve tekrar düzeltip sivillere veriyor. Yani bir top gibi sivillerle askerler arasında iktidar gidip geliyor. lşte böyle olmaktan sakınmalıyız.Bunun yegâne çaresi anayasayı sola açık tutmaktır. Yani işçi haklanna ve sendikal haklara karşı anayasadaki yasakları kaldırmak gereklidir. KÂNt BÜRKE Askeri müdahaleler kesinlikle olmamalıdır. Ama ülkemizde demokratik cumhuriyeti koruyan ve kollayan bazı müessese eksiklikleri var. Sevincimiz şu ki bizim ordu ihtilal niteliğinde bir şey yapmıyor. Sadece cumhuriyeti konıma kollama görevini yapıyor. Ben yine de periyodik hale gelen müdahalelerin olmamasını diliyorum. Bunun olmaması için bazı müesseselerin, özellikle Cumhurbaşkanının yetkileri arttırılmalı. Anayasa Mahkemesi'ne resen müdahale yetkisi verilmeli. Biz de ihtilaller kanlı olmadı hiç. Yalnızca 1960'da üç idam olmasaydı, daha iyi olacaktı. 12 Eylül müdahalesi de kansız oldu. 5 iirt (Cumhuriyet) 29 Kasım 1986 günü köy korucuları tarafından kaçırılarak 10 gün rehin tutulan Meryem Kayaalp ile ilgili davaya başlandı. Olayın sanıklarından köy korucusu Süleyman Aksu serbest bırakıldı. Siirt Ağır Ceza Mahkemesi'nde yapılan duruşmada, Meryem Kayaalp, sanık Aksu'yu teşhis etti. Ancak, diğer tamklar, Aksu ile ilgili kesin ifade veremeyince ve olayın kahramanı köy korucusu Ahmet Biliç, Süleyman Aksu'nun yanlannda olmadığını belirtince, mahkeme heyeti, Aksu'nun tahliyesine karar verdi. Korucu Aksu, tutuksuz olarak yargılanacak. Köy korucusu Ahmet Biliç'in tutukluluk halinin ise sürmesini kararlaştıran mahkeme, duruşmayı ileri bir tarihe erteledi. Alaplı'da başkan adaylan Jfdz. Ereğli (Cumhuriyet) Alaplı Belediye Başkanlığı J\. için yapılan ön seçimde siyasi partilerin kesin adaylan belirlendi. Karadeniz Ereğlisi ilçesine bağlı Alaplı bucağında ANAP'lı Belediye Başkanı Ahmet Zeki Atalay'ın ölümü ile boşalan Belediye Başkanlığı için 22 Şubat 1987 günü seçim yapılacak. Başkanlığa ANAP'tan ölen Belediye Başkanı Ahmet Zeki Atalay'ın oğlu Sedat Atalay, DYP'den tüccar Mehmet Görgün, RP'den Yaşar Arıkan kesin aday olurken, SHP'aen 12 Eylül öncesi CHP'li Belediye Başkanı Seçkin Tekın uç aday adayı arasından ön seçimi kazanıp kesin aday oldv. Eylül emniyet ve asayiş bakımından huzur ve güven getirdi. Kanaatimce 12 Eylül öncesinde sağda ve solda aynı şekilde hatalar vardı. Ama 12 Eylül daha çok sola yüklendi. sı'nın gerisine düşmüştür. Dünyada sosyal demokrasinin malzemeleri vardır. Şimdiki anayasa bunları toplamış, bir çuvala doldurup üzerini bağlayarak yasaklamıştır. Bütün sancı buradan gelmektedir. Bu yasaklar kalkmadıkça düzelmez, demokrasi yerine oturmaz. KÂNİ BÜRKE Bu anayasa zaten kâğıtta kaldıkça bir kıymeti yok ki. Bugün iktidann tutumu nedeniyle anayasa kâğıt üzerinde kalan temel bir kanun gibi olmuştur. Şu haliyle anayasa eğer iyi ellerde olursa daha olumlu sonuç verir. Ama kötü maksatlı ellerde olunca demokratik hakları getirici değildir. Başka bir kadroya verin, memleketi bu anayasa huzur içinde yönetir. Hem herkese uy Y. Ziya Kazancıoğlu: 12