17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 EYLÜL 1986 KÜLTÜRYAŞAM CUMHURtYET/5 İSMAÎL GVLGEÇ YAYIN DÜNYÂSLNDA SANAT EDEBİYAT HAYVANLAR Kötümser bir iyimser yazar Son Yaya/R.Bradbury/Çeviren: I.Dolanoğlu/Nisan Yayınları/80 sayfa. FATİH ÖZGÜVEN "Biitiin makinelerimiz ve şu denizaltı aygıtlan denen şeylerle bile, batmış kayalann asıl dibine ayak basmamız onbinlerce yüzyıi siirer, oradaki masal krallıklannın ve gerçek korkuyu bilmemiz..." Yalnızca "Fahrenheit 451" adlı kitabıyla (ve biraz da Truffaufnun bu romandan yaptığı filmle) entelektüel bir kurgubilimci olarak tanıdığımız Ray Bradbury'yi daha iyi tanımatnıza yarayacak iki öykü derlemesi var elimizde nihayet. Sekiz "uzunca öyküyü bir araya getiren "Son Yaya" ile "Ateş Ve Buz..." Kurgubilim partizanlarının "kendini adamış" bir kurgubilimci say Ateş ve Buz/Ray Bradbury/Çeviren: îrma Dolanoğlu/Nisan Yayınları/80 sayfa. lı yazarlarla doğrudan akraba bir yazar bulacaksınız. Ne var ki, Bradbury, onlar kadar kişisel ve "yazarca" değil. Gotik korku öyküsü geleneğine daha sadık kalarak, daha alegorik bir tarzda yazmıştır. Ekonomik, sık dokulu bir öyküleme tekniği konusunda onlardan hiç de geri kalmamakla birlikte, onu "daha az yazar" sayanlann, ondaki bu cağımızda pek moda olmayan alegori eğiliminden rahatsız oldukları düşünülebilir. (Bu, popülerliğinin bir nedeni de olabilir elbette.) ARTt< \ BE EVE GıTSEM ASL4N ıVi OLACAK I BiR TEk DAHA AT4UIM.. Bradbury bir gelecek, makine, teknoloji fetişisti olmakian çok, bir "son hümanisf'tir. Kötümser ya da iyimser, ahlakçı ya da değil, gelecekten dem vursun ya da vurmasın, Bradbury okunması gereken bir öykücüdür. madıklan, kimin öykücü olup kimin öykücü olmadığına karar veren Batılı zevatın da modern Amerikan öykücüleri arasına almakta duraksadıkları bu ilginç yazann Amerikan edebiyatında kendine özgü bir yeri vardır. G o t i k korku öyküsü Bradbury, kimi kurgubilimciler gibi bir teknoloji fetişisti olmaktan özellikle kaçınmıştır. O, daha çok romantik edebiyatın peşi sıra uslu uslu edebiyata girip "yerleşen" ve Mary Shelleynin "FrankensteiıTı ile başyapıtını veren gotik korku öyküsünün çağdaş Anglosakson edebiyatındaki sürdürücülerinden biridir. Bu derlemelerdeki "Cenazeci", "Küçük Katil", "Tırpan" hatta "Göl" gibi öykülerinde güneyin ve büyuk kentin büyülü dehşetini anlatmakta ustalaşan (akla hemen "Capote" ve "Gece AğacT geliyor.) Amerika KIM KIME DUM DUMA BEHH: AK Boraya bak, rnızırdanıp oorma, haberkr't ,ayn ycrumları aynı programlan Giüıcellikte hesaplaşmak Seni Çok Özledim/Selim lleri/özgür Yayın Dağıtını/249 sayfa. J 9 7 8 1985 arasmda yazdığı yazuan kitabına almtş Selim 1leri. Duyarlılığının dalgalanmalan arasmda, şiirii dili, incelikli biçemiyle, sorunlan didikleyen, kendisiyle ve sanat dünyasıyla hesaplaşan bir yazan buluyoruz karşımızda. likli duygulanımlarla yasayan; yazdığı türler üzerinde düşünen; kendisinden önceki ve kendi çağındaki romancılarla yakından ilgili bir yazarla karşılaşıyoruz "Seni Çok ÖzledinT'de. Verimli bir yazann, çeşitli sanat insanlanndan oluşan geniş çevresinı tanıyorsunuz. Öznel yaklaşım Selim lleri'nin olaylara, insanlara, kitaplara yaklaşımı nesnel bir anlam taşımıyor. Yazann böyle bir savı yok. Böyle bir kaygısı yok. Tersine, alabildiğine öznel bir pencereden, kişisel bir bakışla yaklasıyor konulara. Böyle olduğu için de, özgün, İtişilikli bir nitelik kazanıyor yazdıklan. Zaman zaman abartılı gibi gelen yargılanna katılmıyorsunuz belki ama, onu dinlemek, düşüncelerini saygıyla karşılamak durumunda kalıyorsunuz. tleri'nin kitabında yer yer insan yüzleri ışıldıyor: Füruzan, Behçet Necatigil, Sadri Alışık, Neriman Köksal, Oguz Atay, Giilriz Sunıri, Hümeyra ve daha başkaları... Bunlar dışında tleri'yi yazar olarak etkilemiş yabancüan da yazann yabancısı değil ama saptamak mümkün: Kafka, Dostoyevski, Tolstoy, Virginia Woolf, Camus, Çehov, AlainFoumier, vb. Etkilenmeyi bir ipucu, bir sevgi belirtisi olarak yakalıyorsunuz. Bir o k u r olarak lleri'nin yazılannda dikkati çeken önemli yönsemelerden biri de Türk edebiyatının, bugün artık edebiyat tarihçilerinden baskasının ilgi göstermediği yazarlan ve kitaplan gündeme getirme merakı. Tabii öncelikle bir okur olarak kendisi için gündeme getirme merakı... Söz gelimi, bir Sami Paşazade'ye bugünün okuryazarlan arasmda kaçımız ilgi duyanz? Bir Halit Ziya'yı tutku derecesinde kim benimser artık? Çağımızın dışında kalmış Namık Kemal romanlarını okuma sabnnı kaç okur gösterebilir? Bilemiyoruz... "Velut" yazar nitelemesine hak kazanmış olan Selim tleri, Türk romanmın gelişim çizgisi üzerindeki bugünün ölçüleriyle artık ilkellik düzeyinde kalmış çoğu romanı üşenmeden, hatta sevecenlikle, bir dönemlerın duyarlığını yakalama aşkıyla yeniden okuyabilir. Bu gerçeği, "Seni Çok ÖzledinTde açık seçik görmekteyiz... SeUm 1leri, kendi sevecenliğini, duyarhğını okuruna da bulaştıran bir yazar. Yazılannı okurken, onun sevdiklerini seviyor, okuduklarını benimsiyorsunuz ister istemez. Yukanda da değindiğimiz gibi, iri laflarla aktarrruyor duvumsamalarmı, düşüncelerini. Kendisini kolay benimsetmesinin gizi burada belki... NECATt GÜNGÖR Genellikle gündelik yazılann yanna kalma şansı azdır; dergi ya da gazetelerin sararmış sayfalanna gömülüp giderler öyle. Güncel yazırun yazgısıdır bu. Yazdıklanyla bir dönemin eleştiri çizgisini oluşturmi'ş olan Atac da bir söylesisinde bu yazgıya değinmişti. Hangi kitabındaydı anımsayamıyorum şimdi; "Bu yazdıklanm unutulup gidecek bir gün, çiinkii güncel yazdar kitaplaşmaz" diyordu. Zaman Ataç'ı haklı cıkarmadı; ölümünden sonra, yazılan kitaplarda toplandı; hatta bu kitaplar üst üste yeni basunlar yaptı. Ama yine de, büsbütün yanlış, büsbütün haksız değil onun dedikleri... Bir kez, kitaba alınacak yazının değeri, güncellik sınınnı aşmalı; her şeyden önce böyle bir değeri olmalı söz konusu yazının... Dergilerde, gazetelerde kalan kimi yazüar da var ki; bir yazann yapıtlannı yorumlamada, anlamada, yazarı daha iyi tanıma ve değerlendirme konusunda ipuçlan taşırlar. Arular, röportajlar, hatta fıkralar bu anlamda önem kazanırlar... Hikâye ve romanlarıyla edebiyat dünyamızda özgün bir kimlik kazanan Selim tleri'nin "Seni Çok Özledim" adı altmda topladığı kimi denemegünlük havasındaki yazıları için de geçerli bu yargı: Eğer yayımlandıklan yerlerde bırakılsalardı yazan öyle istese bile yazık olurdu diyorsunuz okurken... Kişinin hikâyelerle, romanlarla, şiirle anlatamadığı şeyler de vardır. Diyelim, bir başka yazar ya da ozanla ilgili düşünceleri... Bir oyunun sonunda duyumsadıklan... Bir kitabı okuyup bitirdikten sonra üzerinde kalan izlenimler vb... Derinlikü duygulanımlar 1978'den 198S'e kadar uzanan zaman dilimi içerisinde yazdığı yazılannı, o günün tarihiyle kitabına almış Selim tleri. Duyarlığının dalgalanmalan arasında, yumuşak, sağlam yapılı, şiirii dili, incelikli biçemiyle sorunlan didikleyen, kendisiyle ve sanat dünyasıyla hesaplaşan bir yazan buluyoruz karşımızda. Çok okuyan, çok yazan, derin Ahlaki yargı ve uyan "Gelecek", Bradbury için işte bu anlamda en bellibaşlı bilinmezlik ve korku alegorilerinden biridir. İnsanoğlunu bekleyen dehşetlere yaklaşmanın bir yolu da diyebiliriz. Bu, bazen zaman ve sonsuzluk üzerine yan metafizik düşüncelere daldırabilir Bradbury'yi. (Yazının başında alıntıladığım "Sis Düdüğü", en eski zamanlarla en uzak zamanlann, yıldızlarla deniz diplerinin birbirine çok yakın olduğunu düşündüren Poe'vari bir "iki kişili" öyküdür.) Ama genellikle gelecek yoluyla ahlaki bir yargı vermek, bizlere bir uyarıda bulunmak ister Bradbury. Bu anlamda da gelecek konusunda kötümser bir ahlakçıdır. Kitaplann yasaklanacağı, yakılacağı, unutulacağı ya da "Son Yaya"ya yürüme şansı tammayacak çok da uzak olmayan bir gelecek gerçekten de korkunçtur. Ama dediğim gibi, Bradbury, bir gelecek, makine, teknoloji fetişisti olmaktan çok bir "son hümanist"tir. "Ateş ve Buz" ülkesinde insan ırkma "benzer" bir ırkın sadece aklıyla geleceğin dehşetlerine karşı koyabileceğine "Uzun Yağmur"un içinden bilinmeze doğru yol alarak Güneş Tapınağı'na vanlacağına inanmak ister. Bu daha geniş anlamda da iyimserdir. Kendi başına küçük ve kötü hesapçı olan insandan öte tüm yaratıkİan, yaradıhşı, e\rreni, geleceği ve geçmişi kapsayan bir umutla iyimserdir. "Biz borazanlarla ortaklıkta gösteriş yaparken. birbirimizin ülkesini, başını kesip biçerken, onlar denizin altında yaşıyorlardı... soğukta, bir yıldızın kuyrugu kadar eski bir zamanda!" Kötümser ya da iyimser, ahlakçı ya da değil, gelecekten dem vursun ya da vurmasın, Bradbury okunması gereken bir yazar, bir öykücüdür. Onun bu sekiz öyküsünü Nisan Yayınlan'nın sempatik dizisinden ve Irma Dolanoğlu'nun hemen hemen hiç sürçmeyen Türçesinden okumak da ayrıca zevkli. Aynı diziden VVoody Allen'ın "Hırsızın İtiraflan"nı kısa zamanda bestseller yapan okurların en az Allen kadar sıradışı bir yazar olan Ray Bradbury'yi de es geçmemelerini öneririm. ÇİZGİLİK ,a(fnı ddamlarlu, uı/nı oyunv/tav/a fciuiun bonlar benirrıı yaptiğım yemek\er sıkıUuor. PİKNtK PtYALE MADRA HIZU GAZETECİ mcDET §£ , A7T/RMA '!:":r> ^ j4ay dt* ı.Ti t ü t u i o y d i d a dg/Tîez \ olaydım;.. Yapi$tı mı veiei yüfra/na? KÂMİL MASAKACÎ Yayın Raporu BELGESEL SİNEMA Yazan: Bilgin Adalı / Hil Yayın / 129 sayfa. Kimilerince sinema sanatının bir "yan türii" olarak görülen, ama gerçekte belki de bütün bir sinema sanatının temelini oluşturan "belgesel sinema" olgusunu, Bilgin Adalı, dünyadaki ve Türkiye'deki gelişimiyle irdeliyor. Incelemesine belgesel sinemanın doğuşundan başlayan Adalı, çeşitli ülkelerdeki gelişmeleri sunduktan sonra, İngiliz Belgesel Okulu'nda ve bu okulun kurucusu John Grierson'da yoğunlaşıyor. Türk belgesel sinemasına ilişkin bölümde ise, başlangıcından günümüze ülkemizdeki gelişmelerin ve çahşmalann bir dökümü veriliyor. YENİ MÜZİĞE DOĞRU Yazan: Anton von Webern / Çeviren: Ali Bucak / Pan Yayınlan / 102 sayfa. 18831945 yılları arasında yaşamış olan Avusturyah besteci Anton von VVebern, Schönberg'in 12 ton tekniğini benimseyen ilk öğrencisi. Atonal sistemin savunucusu olan VVebern, kendinden sonra gelen genç, çağdaş bestecilere ışık tutan yapıtlar da verdi. "Yeni Müziğe Doğru" ZEMHERİDE BAHARI BEKLER GİBİ Yazan: Nezihe Oruçoğlu / Yön Yayınalık / 103 sayfa. 1949 AdıyamanBesni doğumlu Nezihe Oruçoğlu, öykülerini ilk kez "Acı Harmanı" adlı kitabında toplamıştı. Yazann ikinci kitabı "Zemheride Baharı Bekler Gibi", 17 öyküyü içeriyor. tlk öyküleri Varlık ve Topİum Düşün dergilerinde yayımlanan Nezihe Oruçoğlu, toplumcu, gerçekçi çizgiyi sürdürmeyi seçen bir yazar. Oruçoğlu, kent ve köy gerçeğini "acımasız bir biçimde" sergilemeye yöneliyor. AMERİKA 'YI KEŞFİM Yazan: Vladimir Mayakovski/ Çeviren: Mehmet Özata / Kaynak Yayınlan / 126 sayfa. Sovyet şiirinin öncü ve ele avuca sığmayan ozanı Vladimir Mayakovski, bu kez çok değişik bir kitapla Türk okurlannın önünde. Mayakovski, 1920'lerde yaptığı Amerika gezisinin "ozanca izlenimleri"ni dile getiriyor bu kitabında. Yine onun kaleminden okumakta yarar var: "Kılavuzum Chicago'yu nesnel olarak doğru betimledi, ama ona benzemiyor. Sandburg onu, nesnel olarak hem yanlış betimledi hem de ona benzemiyor. Ben onu nesnel olarak yanlış betimledim, ama ona benziyor. FJeştirmenler, benim Chicago'm üzerine bu kenti, ancak hiç görmemiş birinin böyle betimleyebileceğini yazmışlardı. Ve eğer Chicago'yu görürsem, ona ilişkin betimlememi degiştirecetimi PAfîRA P.A PAR RA AĞAÇ YAŞKEN EGIUR KEMAL GÖKHAM adlı kitap ise VVebern'in bir araya getirilmiş derslerinden oluşuyor. 1945'te Amerikalı biraskerin kaza kurşununa kurban olan ünlü besteci, bu kitabında, müzisyen olmayanların da anlayabileceği yalın bir dille müziğin gelişimini anlatıyor. Amerika'yı Keşfım C ÇUMHURÎYET KİTAP KULÜBÜ^NDEIV HABERLER eylül AYIN EN ÇOK SATAN ÇOCUK KİTAPLARI 6.8.19863.9.1986 HBHMBHlHB^B^MBl^i^MBlllllll^HBlllMMBl^l^Ml^^l^aiaai^l^l^MBl^MBllMBlBllMll^l^İ^BllHMl^İE^aillH Çerçeve'nin sayısı *"' TARIHTE BUGUN MÜMTAZ ARIKA\ USTA BİR JAPON MİMAR.> Ryıtı: 1000. Cumhuriyet Kitap Kulübunün aylık kitap dergisi Çerçeve1 nin eylül sayısı yayımlandı ve üyelere gönderildi. Çerçeve'nin 12. sayısında "12 Eylül ve Genç Romanalar" konu olarak ele altnıyor. Yalçm Küçük ile yeni yayımlanan Küfür Romanlan adlı kitabı üstüne bir söylesinin ardından; Ahmet Oktay'ın Küçük'ün kitabına ilişkin değerlendirmesi, "Eleştirel Soykınma Bir İtiraz" bashğıyla sunuluyor. Konuya "dil" açısından yaklaşan Atilla Özkırımh'nın değinisi, Latife Tekin'in Gece Dersleri üstüne eleştirel bir bakışı içeren Raif Özben tn yazısı ile A lev Alatlı'mn Küfür Romanlan'm ele alan ve nenüz yayımlanmamış çalışması Aydın Despotizmi'nden seçmeler, yine bu sayıda yer alıyor. 1 Eylül Dünya Barış Günü nedeniyie Ali Sirmen ve Demirtaş Ceyhun'un yazılannı, Cüneyt Arcayürek'le kitaplan üstüneyapılan bir söyleşi iıtiyor. Sn: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 Kltrta Adı/Yaan: 002.163 097.294 026.022 064.325 064.327 064.333 022.224 033.042 152.272 097.280 ŞlMHd ÇacaM* Harika/Azb Itesta PMNIK PTBUOS V0 Y M I Cucdn YMMrtaten Ç*an ftjretmeıüMuntteı İifu Hababam Sııırfı Smıfta KaMıfRıfat llgaz AtaatUa n StMrlİ Lamsası Lassl'ııia iasaabra Ymtanı Sevdah Bututmazn Hltoet Eı Guzel fttreaci Fıkralan Kiçuk Preas n Sokak Çocu«u/Mark Tvain Sakarca/Faklr Baykurt 330 220 275 275 440 525. 525. 440. 330. söylemişlerdi. Şimdi Chicago'yu gördiim. Destanımı Chicagolulara gosterdim... Etkisinin olumlu olduğunu gördiim. Çiinkii benim destanım onlara Chicago'nun öteki yüzunii gösteriyordu." KONUŞSANA Yazan: Durcan Yaşacan Kerem Yayınlan / 88 sayfa Durcan Yaşacan, edebiyata şiirle başlayıp öyküye yönelen yazarlarımızdan. Geleneksel sözlü anlatımları günlük yaşamdaki konuşma biçimleriyle yoğurarak kendine özgü bir üslup oluşturmayı deniyor. Muzaffer L'yguner'e göre, "Durcan Yaşacan, kısa öykü türünün başarılı bir yazan. Toplunısal eleştiriyi ve alayın dozunu çok iyi ayarlayabiliyor." Aziz Nesin ise şöyle diyor: "Durcan Yaşacan, çalışmalarını yakından izlediğim bir öykücü. Başarısını direncine ve inatçılığına bağlıyorum." 19İS'TB SUGÜN ÜNLÜ TAPON MIMfiZt K£K2O POĞOU. Toıcro ufjiveestresi'Ni g/nepftre RA AYNI yezoe pecKsöeuıĞe BAŞLAYAÜ TANGS, PAIMA AmriP gıB TEO&SyEN OLAISAK Ç4L/ÇACAICTIR.. UALK tÇİM YAPfLAN gUYÜtC &ÎNALAR. ÜZE. RlNDE U2MAHLAŞACAC OLAM MİAA/IR, DEPR.EM TEHLİIceSl WEPEAliYLE gETCSJAlZME BESJtMSıVECEK, BU KDMUDfi ÜMLİI SOKIUÇ CLA&9K, KEUZG TAMGE, ZO. YÛ'ZYILA OAMGASIM VUIZAfJ OLA6AMÜSTV yETEMEH.LE/ZDEH 8/e/D/g PEUEgrüR. YAp\TL4g.t AI2ASl/VDAti LHROŞİMA gABlf MÜZE& E LE ucegustEe'ri ÖZNEKALACAtrre. HAFTAMN KİTAPLARI Bu hafta yayımlanan kitaplar, geziröportaj ve inceleme konulanyla yeni basımlardan olusmakta. Uyelerimizin kolay sipariş edebilmeleri için kod numaralan ve flyatlarıyla sunuyoruz: Gezi/Röportaj: 072.072 Amerika'yı Keşfim/V.Mayakovski/770.057.030 Hüznün Coşkusu Alnndağ/Yasar Seyman/735.021.267 AUı Tumam/Erdal Öz/750.lnceleme: 060.008 Danvin Kuramı/C.Darwin/1500.016.035 Tarihsel Materyalizmin İzinde/P.Anderson/630.160.024 Eğitim Üzerine/V.Suhomliski/1220.Yeni Basımlar: 021.236 Beyaz Kale/Orhan Pamuk (yeni eklerle)/1000.004.049 Safak Türküsü/Nevzat Çelik/525. 50 YIL ONCE ÇUMHURÎYET PuU'ulur kongresî Lüksemburg 3 (a.a.) Pulcular beynetmilel kongresi Alman pulculannın teklifi üzerine dünyanın her tarafında ve her memlekelin aynı zamanda kullanmak üzere bir beynelmilet posta pulu günü ihdasmı kururlaştırımştır. Bunun için beynelmilel posta birliğinin banisi Alman maliyecilerinden Heinrich Von Sıephanın doğumunun yıldönümü olan 7 kanunisaniden sonra gelen pazar günü kabul ohınmuşıur. Hlistin işltri stır/Ki sarıyor Londru 3 (ÜM.J Alman 4 Eylül 1936 19361986 Deyli Telgraf gazeresi, kabinenin Yahudi muhaceretini tahdide karar vermediğini bildirmekte ve Filısıinde örfi idare ilanının ınuhtemel olduğunu yazmaktadır. Filisıine yeniden tngiliz askerleri gonderileceğinden Susseksıeki manevratara bugün nihayet verilmişfir haber alma bürosu dün kabinenin bilhassa Filistin meselesile istigal ettiğini öğrenmişlir. Sabah gazeıeleri, kabinenin lrak Dış Bakanının Arablara bazı tavizler verilmesini derpiş eden sulh teklifini kabul eimemeğe karar verdiğini yazıvorlur.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle