15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Sahıbı Cumkuriycl Matbaacılık ve Gazeıecılık Turk Anonım Şırkeıı adına Nadır N»di. 9 Genel Yayın Muduru H»sjm Ccmıl, Muessese Muduru Emine Lşıklıgü. >azı 15leri Muduru Oki) Goneosin, 0 Haber Merkezı Muduru Yılçın Bi)cr, Sayfa Duzenı Yoneımenı AH Acar. 0 Temsılaler ANKARA YalçınDogan. İZMİR Hikmcl ÇcUnkays. ADANA Mcknut Mercan. tstanbul Haberlen: Reh» Oz, Dış Haberier: Ergua Balcı, Ekonomi: O s m u llıg*y, Külıur: Cclll Ustcr, Magazın: \ aJçıa Pekfen, Spor Danışmanı: Abdalksdir Vucciman, Düzeltme: Refik Durtaf, Arastıraıa: Şabia Alp*y, tşSendika: Şiikru Ketesd. HabcrAraştırma: Lfuk Gikknür, • Koordınatör: Ahmct Konıban, • Maü Işler Erol Erkat, Reklim ve Halkla tlijkıler: G d d t m KofV, Idare: Huseyiı Gorcr, tşlctme Onder ÇcUk. BügıIşlem. N«il t n l . Basan ve Yavan Oumhuriyeı Maıbaacılık ve Uazetealık T A Ş. Türk Ocagı Cad. 3941 CagaJoglu .U334 Isı , Pk 246lstanbul, Tel:M2 05 05C0 hauTelec 22246 • Burolar Aaktra: Zı>a Gökalp Bulvar, Inkılap Sokak No. 19/4 Tel: 33 11 4147, Telex 42344 • Izmin H Zıya Bulvarı 1352 Sok 2/3. Tel: 25 47 0913 12 30 Telex: 52359 • \da»â: Çakmak Cad No 134 Kal 3. Tel. 1455019731 Telex. 62155 TAKMM 14 EY1UL 1986 Imsak: 5.08 Guneş: 6.36 öğle: 13.04 Ikindi: 16.36 Akşam: 19.23 Yatsı: 20.45 Sonbaharkış ıııodası şiir gibi Modacılar doğayı izlemişler, ona zıt gitmemişler 8687 kışında. Çarpıcı, alacabulaca renkler hemen hiç yok. NECL SEYHUN Sonbahar yolda yakaladı bizi. Sıcağa kalmamak için sabahın köründe çıkmıştık yola. Gün daha yeni ağanyor. Pendik'i geçer geçmez ilk damlalar başladı. "Bnluttur, geçer" dedik. Ama geçmedi. Gebze, tercihli yol... "Ne olacak, İzmit'e vanncaya dek sona erer..." Ama ermedi. Antırdıkça arttırıyor. Silecekler yetişemiyor silmeye. Yağmur tutkunluğum bir yana, ortahgı kavuran Afrika sıcağından sonra handiyse duasına çıkılmış bir yağmur bu!.. Ama tam da bu günde mi?.. Böylc örtulcr, şezlongJar, piknik sepetleri ile Armutlu yolunda mı?.. Ama sürüp gitmez ki bu... Az ilerde elbette acacak. tzmit, Golcük bu umutla geçiliyor. Yağmur, yağmur... Ya açmazsa?.. Açmazsa, Gemlik'ten Armutlu'ya gideceğimize, o güzelim inişli çıkışb, bol virajlı, bu yağmurda &akmcalı olacak dar, bozuk yoldan vazgeçer, alttan, biraz daha "koy"suz, biraz daha kısa yoldan, Çınarcık'tan gideriz. Ama Yalova'ya vardığımızda duruyor yağmur, biz de ilk projeye, dağ yollanna vuruyomz. Sayısız kez gectim bu kıyıdan. llkbaharda, yazda, sonbaharda... Ama ilk kez güneşsiz, kapanık, puslu bir havada deniyoruz. Aslında bu oya gibi koylara güneş ne denli yakışıyor. Denizin açıklı koyulu mavisinde yakamozlar, yamaçlar, zeytin ağaçları, kestaneler, çamlar... Ama bu kapalı, sisli havanın da bu sahillerde bambaşka bir tadı var. Biraz buruk, alabildiğine şiirli... Erken gelmişiz, sonbahar geç gelmiş daha doğrusu. Kocayemiş saltanatı yok daha... Dalga dalga göz alabildiğine... Böğürtlenler mora dönüşmemiş, bruyerler daha pembe bile değil. Sonbaharın cümbüşü başlamamış. Bu, ilk randevu. örtülerimizi yayıp açılamadık, şezlonglara uzanamadık ağaç gölgelerinde... Hatta yemeğimki bile sisin iyice bastırdığı, ağaç tepelerinin beyazmavi bir duman içinde kaybolduğu bir orman yolunda yedik. Ama ne güzellikti o!.. Her şey, gerçekten çok, bir düşe benziyordu. Koya griyeşil yansıyan yamaçlar... Ağaçlarda zaman zaman sankıal bir yaldıza dönüşen yapraklar... Grinin tüm tonlannın sergilendiği bir yamaçta birden miniminnacık fuşya rengi bir kırçiçeği... Beride mor bir diken... Az ötede böğürtlenlerin kırmızılı, morlu armonisi... Ve doğanın üstüne perde perde, dalga dalga inen sis... lyi ki oradaydı sonbahar!.. Modacılar da doğadaki bu uyumu, bu şiiri yakalamışlar 198687 kışında Doğayı izlemişler. Ona zıt gitmemişler. Çarpıcı, alacabulaca renkler hemen hiç yok. Istisnalar var belki, ama kaideyi bozacak cinsten değil. Tüm modacılarda sonbaharın o ağırbaşlı güzelliği var. Sonbaharın sisli, yağmurlu sabahlarını arumsatan griler, maviler.. Tonlan ile en açığmdan en koyusuna gri. Hava ihlali iddiaları ANKARA, (a.a.) Dışisleri Bakantığı Sözcüsü Yalım Eralp, Yunanistan'ın hava ihlalleriyle ilgili iddialarının ciddiyetle bağdaşmadığını söyledi. Yunanistan 'ın son zamanlarda Turk ve diğer ülke uçaklarının hava sahasını ihlal ettikleri yolundaki iddialarının artması konusunda Eralp şunları söyledi: "Uluslararası hukuka gore Yunanisum 'ın milli hava sahasıntn 6 mü olduğunu, askeri uçaklanmıun Ege'de bu smuiar içine girmemeleri yolundaki taUmatlara titizlikle uyduğunu, ancak Yunanistan 'm 6 milin ötesindeki hava sahası iddialarının ve Ege 'nin uluslararası hava sahası için askeri uçaklanmızdan uçus planı vermeleri yolundaki taleplerinin geçersiz olduğunu daha önce çok defa beUrtmiştik. Ege'de ardı arkası kesilmeyen Yunan hava sa%ası iddialan son zamanlarda ilginç boyutlar kazanmakladır." Laboratuvar müdürlüğü ANKARA (OM.) Tanm, Orman ve Köyişleri Bakanlığı'nca 23 il merkezinde, "tl Kontrol Laboratuvar Müdürlüğü" kuruldu. Uygulamayia, illerdedağınık olarak bulunan sağlık, veteriner ve gıda kontrol laboratuvarlannın tek bir müdürlük altında toplandığını beiirten yetkililer, İl Kontrol Laboratuvar Müdürlukleri'nin ekim ayında çalısmaya başlayacağını bıldirdiler. Âlkolizm tartışılacak ART1K AMERİKA 'NİN StMGESt En alttan başlayarak, ürveye kadar uzanan mücadelelerle dolu 70 yülık bir yaşam. Adı Mafya ile ilgili söylentilere karışan, kimi zaman eğlence dünyasından dışlanan, kimi zaman da şarkı söyleyeceği kulüplere kırmızı hab üzerinde yüruyerek giren, artık Coca Cola ve kovboylar gibi Amerika 'nın simgelerinden biri. Ve tüm söylentilere rağmen sönmeyecek bir şöhret. ANKARA (OM.) Alkolün insan sağlığı üzerindeki etkiieri ve âlkolizm konusu TÜBİTAK tarafından düzenlenen "Tibbi ve Sosyal Yönden Âlkolizm Sempozyumu "nda tartışılacak. Sempozyum, 26 eylül cuma günü Hacettepe Üniversitesi'nde yapılacak. Amerikalı kadın gazetecinin yazdığı biyografi yankı uyandırdı: Tepeden tırnağa gri Tepeden tırnağa bir gri takım örneğin. Ceketi, eteği, kemeri her şeyi gri. Gri ipek bluzda incecik fuşya cizgiler yalnızca. Dağ yamacındaki o minnacık fuşya kır çiçeği misali, ya da gene gri bir takım. BöğUrtlen moru bir kemer.. Bir altın sarısı eşarp... Bir renk, bir ışıltı, o kadar... Tüm modacılarda var bu renk uyarlaması. Hepsinde gri var, siyah var, mavi var. Biraz kestane, kiminde yosun yeşili, kiminde çam, kiminde petrol. Bazılarında bir şarap, bir böğürtlen, bir hazan yaprağı, bir pas kırmızısı... Sonra gümüş ışıltılı aksesuarlar. Şık bulmamak, bağlantıların bir yüzüne tutulmamak mümkün değil. Sinatm'nın "kirli" dünyusı Dış Haberier Servia Bir zamanlar en alttayken zirveye tırmanmış, gun gelmiş eğlence dünyasından dışlanmış, adı Mafya ile ilgili söylentilere kanşmış, sonra yenıden sahnelerde boy göstermeye, filmlerde rol almaya başlamıştı. Bugun 70 yaşında olan Frank Sinatra, bütün söylentilere rağmen Coca Cola ve kovboylar gibi Amerika'nın simgelerinden biri. Amerikalı kadın gazeleci KiUy Kelley kısa bir süre önce yayımlanan "Hls W«y" adlı biyografısinde Sinatra'nın eğlence ve yeraltı dünyasıyla, politikacılarla ilişkilerini gözler önüne seriyor. Tamanuyla gerçeklere ve tanıklann ifadelerine dayanan kitap bu yüzden yayımlandığında Amerika'da buyük yankı uyandırdı. Sinatra. bir rnılyon dolarlık dava açarak kitabın yayımlanmasına engel olmaya çalıştıysa da başarılı olamadı. Sinatra'mn yakın dostlanndan Başkan Reagan ıse, suçlamalar için "Frank uzerine birçok hikâye dinledik. bunlann doğrn olmadıgını dmit ediyonu" divor. Mafya babalanna yakınlığı yüzunden birçok kere soruşturma koraisyonlannın önüne çıkan Sinatra 5 yıl kadar önce yine bir komisyonda ifade vennek zonında kaldı. Komisyon başkanının, "Kariyerinizin baslangıanda, örgutlu suç işleyen birtakım insanlann belirli çabalanyla UerleyebOdiğiniz iddia ediliyor. Bu suclaınalara >anıünız o«dir?" yolundaki sorusuna verdiği karşılık "Çok basit. GÜIÜDÇ saçlama bunlar" olmuştu. Oysa Kelley, biyografisinde, Sinatra'nın daha gençlik yülanndan itibaren Mafya ile ilişkide olduğunu belirtiyor. Dior'dan ilginç bir ruzgârhk. Emprime ipek taftadan yapüan bu model, siyah dar pantolonlu bir örgü takım üzerine giyiliyor. Kadife gözde Renklerdeki bu beraberlik kumaşlarda da var. Hepsinde kadife gözde. Hemen hepsinde jarseler, flameller, piyedöpuller, ekoseler, moherler var... Ama modellere gelince, değişiyor iş. Her biri ayn bir telden çalıyor. örneğin Balmain'in koleksiyonunu hazırlayan Peggy HuykKinh, Hitchock'un kahramanlanna özeniyor. Bu sonbahar ve kış sokaklarda, saionlarda görmeyi düşlediği kadınlar ünlü yönetmenin ünlü yıldızlan sanki. Grace KeUy'ler, Eva MarieSaint'ler... vatkalı omuzlar, bele sımsıkı oturmuş tayyörler, dik yakalı kazaklar, uzun, bol mantolar... Valentino seksı, daracık, kısacık giysilerinin içinde bir Gina, bir Sophia, bir Ornella düşlüyor. Bir yabancı yazar onun Ginalı, Sophialı, Ornellah bu kıyafetleri için: "Oh, numma mia!.." diye yazmıştıî'Oh mamma mia" Angelo Tanlazzi kıvıl kıvıl kadın kahramanlar yerine porselen ya da balmumu bebekler havasında bebekkadınlan seçiyor. Onun duşü de o!.. Bol robmantolar, paraşüt etekler içinde vücut hatları belli belirsiz sezilen bir bebek kadın!.. Karl Lagerfeld redingot modelleri ile bir zamanlann ünlü züppelerini getiriyor günümüze. Meteorolojik haritalarla bezeli yağmurluklan ise, bizim gibi şaşkınlar için biçilmiş kaftan. lnsan yola çıkarken Armutlu'da kar mı, yağmur mu, güneş mi bulacağını bilir hiç olmazsa... Scherrer'den sonbahar için iki orijinal kadife triko takım. Siyah ve gri renkte. Siyah yun saten üzerine giyilen bu ceketleri rönorlar suslüyor. Neticede ister kısa olsun, ister uzun, ister dar olsun ister bol, ister açık olsun ister kapalı, ister çocuksu, isterse seksi... 8687 kış modasında şiir var!.. Sonbahar güzel mevsim!.. Amerikalı kadın gazeteci Kitty Kelley'nin yazdığı kitapta Sinatra'nın eğlence ve yeraltı dünyasıyla, politikacılarla olan ilişkileri gözler önüne seriliyor. ABD'de yankı uyandıran kitaptaki suçlamalar için Başkan Reagan: "Frank üzerine çok hikâye dinledik, bunlann doğru olmadığını ümit ediyoruz" dedi. Kitap aleyhine bir milyon dolarlık dava açan Frank Sinatra, bugün geride kalan yıllara dönüp baktığında şöhretinin birtakım şüphelerle kirletildiğini söylüyor. Suçunsa, bir an bile peşini bırakmayan gazeteciler ve ününden faydalanıp isim yapmak isteyen savcılarda olduğu inancında. yan mahallesı Hobakan'da başlamıştı. New Jersey o dönemde trlandalı gangsterlerin ve sendika ağalarının denetimindeydı. Sicüyalı olan babası sık sık iş değiştiriyor ve profesyond boks maçlarına çıkıyordu, ama iyi bir boksör değıldi. Evde bayan Sinatra'nın sözu geçiyordu. Bayan Sinatra, ebelik yapıyordu ve birtakım politik bağlantılan vardı. Bırkaç kere yasadışı kurtaj yapmakla suçlanmasına karşın siyasi çevrelere yakınbğını kullanarak hapis cezasına çarptınlmaktan kurtulmuştu. Frands, annesinin yoğun işlen yüzünden büyükannesinin yanında buyümüştü. Bu onun da işine geliyor, aldığı yüklü cep harçlıklan sayesinde arkadaş çevresini genişletiyordu. Sinatra, ekonomik krizin getirdiği guç yıllarda buyümüştü. O dönemde hemen her kentte bir gölge hükumet vardı. Çeşitli adlarla anılıyorlardı: Kara El, Mafya, ya da Cosa Nostra gibi. Parasadece gangsterlerde vardı ve bolca harcamaktan kaçınmıyorlardı. Polıslere, yargıçlara rüşvet veriyor, viski kaçınyor, yasadışı meyhane işletiyor ve üst katlanndaki odaJan genelev olarak kullamyorlardı. Sinatra, yıllar sonra, o dönemde Mafya ile ilişki kurmadan eğlence dünyasında ayakta kalmanın mümkün olmadığını söyleyecekti. Çünkü Mafya babaları Hollyvvood üzennde de egemenlik kurmuşlardl. Oyunculann ve füm stüdyolarının geleceğini onlar belirliyordu. lşte Sinatra, böyle bir ortam içinde meşhur olmuştu. O bar senin, bu bar b«nim dolaşırken, "swing''in ünlulennden Harry James tarafından keşfedilmişti. mak hediye ettiği söylentileri de mi yalandı? Sinatra Havana'ya gittiğini ve Luciano ile buluştuğunu inkâr etmiyordu. Havana'ya gitme nedeninin "güneşlenmek" olduğunu savunuyordu. Luciano'ya çakmak ve para dolu çanta verdiği suçlamasını ise reddediyordu. Havana buluşması gelecek yıllarda başma dert olacak, FB1 ve polis birçok eyaletlerde hakkında dosya açacaku. 1%2'de yüksek kademeden bir adliye memuru SiBatra'nın ülkedeki on Mafya babasıyla ilişkide olduğunu söyleyecekti. Ancak 1981'de Las Vegas'ta yeniden gaâno lisansı alabilraek için başvurduğunda Nevada eyaleti önemli tanıklan dinledikten sonra bütün suçlamaların uydurmadan ibaret olduğuna karar verecekti. Soruşturma öncesinde Smatra'ya kendiâıu destekledığinı belırten bir mektup gönderen en önemli tanık Washington'daki yoğun işlen yüzünden dinlenememıştı. Bu tanık Başkan Ronald Reagan'dı. Pakistan basın ataşesi ANKARA, (ANKA) Pakistan'ın Ankara Büyükelçiliği Basın Ataşesi Fazalur Rahrrum'ın Türkiye'deki görevi sona eriyor. Şubat 1982'den bu yana Türkiye'de görev yapan Fazalur Rahman 19 eylülde ülkesine dönüyor. Rahman'ıngörevini önceki akşam Türkiye'ye gelen Sekil Akdar devralacak. Yetersiz beslenmeden ölenler ANKARA, (ANKA) Birleşmiş Milletler Gıda ve Tanm örgütü (FAO)dünyada her yıl 15 milyon kişinin yeterli besin alamaması nedeniyle öldüğünü bildirdi. FAO'nun raporunda yarım milyar kişinin de bir insanın günlük gereksinimi olan 2500 kalorinin altında kalori alarak yetersiz beslendiği belirtildi. Dünyanın şu anda en büyük düşmanının açlık olduğu kaydedilen FAO raporunda, savaşlann en çetininin açlığa karşı verilmesi gerektiği ifade edildi. Mafya ile ilişkiler 4O'lı yıllann başında "swing" in devlerinden Tomy Dorsey'le birlik te çalısmaya başladı. Çok gecmeden birlikıe sahneye çıktığı Tomy Dorse) grubunu gölgede bırakmıştı. O yıllarda erkekleri savaşta olan kadınlann sevgilisiydi, ama bü>1lk bir patlama yaratabilmek için yola tek başına devam etmesi, Dorsey'le olan sözleşmesini iptal ettirmek için Mafyanın adamlannın FJorsey'i tehdit ettikleri eskiden beri söylenmiştir. Ancak Kitty Kelley, biyografısinde bu söylentüerde gerçeklik payı olmadığını belirtiyor. Peki ya .\l Capone'un kuzeni Fiscbttti ile Havana'ya gittiği, orada Lucky Luciano ile buluştuğu, ona içinde 2 milyon dolar bulunan bir çanta verdiği, ahın bir çak Bir film ve yükseliş Sinatra 50'li yıllarda böyle bir desteği ancak rüyasında görebilirdi. Kimse artık sesini duymak istemiyor, ne plak ne de füm sozlesmesi yapabıliyordu. Sinatra, daha sonra o yıllar için " 3 8 yasıma geldi^imde bir hictim. Hicbir zaman çalma\an telefonun başında oturup, arkadaşlanma ne olduğunu düşunuyordnm" diyeceku. 1953 yıbnda bir fılm birdenbire her şwi değiştirmişti. James Jones'un "İnsanlar Yaşadıkça" adlı romaru filme alınmak üzereydi. Sinatra, ne pahasına olursa olsun bu filmde rol almak ısdyordu. Başrolde oynayacak bütün artistlerin belli olmasma karşm nasıl olduysa oldu Columbia Pictures'ın sefı Harry Cohn, Sinatra'ya "Maggio" rolünü vermeye ran oldu. Mario Puzo'nun "Baba" adb romanında geçen ve Sinatra'nınkine tıpatıp benzeyen bir olay, şarkıa hakkındaki kuşkulan daha da arttırmıştı. Puzo'nun romanında stüdyo şefi, Johnny Fontane adındaki eski bir artistin filmde rol alma isteğini geri çevirince "Baba" buna şiddetle karşıük verir. Sendikalar stüdyoyu felce sokar, studyo şefı bir gece yatağmda en sevdiği atının kesilmiş kafasını bulur ve bunun üzerine yumusamak zonında kalır. Sinatra'nın bütün yalanlamalanna rağmen Puzo'nun anlattıkları, kamuoyunda yıllar sonra bile silinemeyecek izler bırakmıştı. İnsanlar Yaşadıkça'daki rolü Frank Sinatra'ya bir Oscar getirmiş, yeni plak ve fılm sözleşmelerinin kapısını açmıştı. Mafya söylentilerinin dinmemesine karşın Sinatra, yine eski parlak günlerine dönmüştü. A n arda çıkardığı "Songs for Young Lovers", "Swing E a s j " , "Songs for Swingin ", "Lovers", "Only the Londy" ve "Come Dance with M e " albümleriyle yıllar sonra yeniden zirveye tırmandı. Elyis Presley ve Beaües gibi gençliği fetheden raüzik devlerinden sonra da " M y Way", "New York, New York" ve "Strangers in the Night" ile büyük satışlar yaptı. Sonraki yıllarda giderek daha fazla film çeviren, daha fazla plak dolduran ve daha fazla para kazanan Frank Sinatra, 1971 yüında artık yorulduğunu söylüyordu. 35 yülık sahne hayatına Los Angeles'taki Chaadelier Pavillon'da büyuk bir gösteriyle veda etti. Şarkıalığa ilk kez bir barda başlayan Sinatra, hayranlanyla yine bir barda vedalaşmıştı. Frank Sinatra, bugün geride kalan yıllara dönüp baktığında şöhretinin birtakım şüphelerle kirletildiğini söylüyor. Suçunsa, bir an bile peşini bırakmayan gazeteciler ve ününden faydalanıp isim yapmak isteyen savcılarda olduğu inancında. Su altında kazı KAŞ, (OM.) Antalya'nm Kaş ilçesindeki Uluburun mevkiinde ağustosta başlayan sualtı arkeolojik araştırma çalışmalannın bu yüki bölümü tamamlandı. Amerikalı arkeolog Prof. Dr. George Bass başkanlığındaki bir kazı ekibi tarafından batık bir ticaret gemisinde sürdürülen çalışmalar sırasında bakv külçeler, anforalar ve takı eşyalan çıkarıldı. Arkeolojik araştırmalann 1990 yılına kadar sürdürüleceği bildiriidi Hikâyenin başlangıcı Francis Albert Sinatra'nın hikâyesi 1915 yılında New Jersey'deki ltal KKTC'de hükümet güvenoyu aldı DenktaşNeıv }brk'ta Salı günü BM Genel Sekreteri'yle görüşecek olan KKTC Cumhurbaşkanı, New York ve Washington 'da çeşitli temaslar yapacak. NEW YORK, (a.a.) KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun gelecek hafta başlayacak 41. dönem çalışmalarına katılmak, Genel Sekreter Perez de CueOar'la Kjbns konusunda gönlşmeler yapmak, bu arada çeşitli temaslarda bulunmak üzere dün New York'a geldi. Denktaş, bugün New York ve New Jersey'deki Kıbrıs Türk derneklerince "Tiirkevi"nde onuruna düzenlenen kabul resmine katılacak. Cumhurbaşkanı Ranf Denktaş'ın Amerika'nın en etkin iki basın kuruluşu olan Wall Street Journal ve New York Times gazetelerinin üst düzeydeki yöneticileri ile de göruşeceği öğrenildi. Bu arada ABD'nin dış politikasının oluşturulmasmda etkin danışmanlık rolü bulunan New York'taki "dtş ilişkiler konseyini" ziyaret ederek üyelerle tanışacak olan KKTC Cumhurbaşkanı, burada Kıbrıs sorununda Türk tarafının görüşlerini açıklayacak. Rauf Denktaş,' 16 eylUl salı günü BM 41. Dönem Genel Kurul toplantılannın açıüş oturumuna katılacak. Aynı gün genel sekreter ile biraraya gelecek olan Denktaş, öğle yemeğini Perez de CneUar'la yiyecek. KKTC Cumhurbaşkam salı öğleden sonra ABD'deki temaslanna devam etmek üzere başkent Washington'a geçecek. GÜVENOYU Kıbns Türk Cumhuriyeti'nde UBP Başkanı Derviş Eroglu başkanlığında kurulan, Ulusal Birlik Partisi Yeni Doğuş Partisi koalisyon hükümeti Mecliste yapüan oylamada güvenoyu oldı. TAK Ajansı'mn haberine göre, yeni hükumete 19 ret, 28 evet oyıı verildi. Ana muhalefet partisi Cumhuriyetçi Türk Partisi ile hükümetin eski koalisyon ortağı Toplumcu Kurtuluş Partisi milletvekilleri ret oyu kullandılar. Güvenoylamasının tamamlanmasından sonra konuşan Başbakan Derviş Eroglu, oylamaya katılan milletvekillerine teşekkür etti. Meclis içinde ve dışmda bulunan tüm siyasi partilerle diyaloglarını sürdüreceklerini belirten Eroglu, "Halkın beklentilerine yanıt vennek için canla başla çalışacağu" dedi. Mecliste UBP'nin 25, YDP'nin 4, TKP'nin 9, CTP'nin 12 sandalyesi bulunuyor. Altın Plak alan Yunanlı sanatçı Theodomkis: Halkııııclaıı barış ıııesajı getirdim Theodorakis: "Yunanlı ve Türk generaller NATO'da yakın işbirliğindedir. Generalleri birleştiren, halkları ayıran bu politika yapmaaktır, daha fazla süremez." Kiiltür Servisi Ortaklaşa gercekleştirdikleri "Güneş Topla Benim tçin" adlı uzunçalann satış başarısı nedeniyle, unlu Yunanlı sanatçı Mikis Theodorakis ve Zölfn LivaneU'ye "Altın Plak Ödülü" dün düzenlenen törenle Yaşar Kemal tarafından verildi. Theodorakis yaptığı konuşmada "Türkiye'ye yalnız altın plagı almaya gelmedim. Aynı zamanda halkımın banş mesajını getinnek için de buradayun" dedi. Yunan Başkonsolosu Leonidas Hrisantopulos'un da katıldığı tören için çok sayıda sanatçı ve basm görevlisi salonu erken saatlerde doldurdu. Bu arada TRT'nin eleman göndermemesi dikkat çekti. Açüış konuşmasını Yaşar Kemal yaptı. Yaşar Kemal yaptığı konuşmada şunları soyledi: "Mikis Theodorakis'in aramızda bulnnuşu bizim için büyiik mutluluktur. Theodorakis çağımıza onur veren büyük bir sanatçıdır. Büyük savaşım adale şarkılannıda bize çok yakınsınız. Diyebilirira ki, bugünün olumsuz koşullarına karşın, en iyi yazarlanmz, ozanlannız, mfizisyenleriniz Yunanistan'da doğnıdan veya dolaylı olarak, halkın kalbindedir. Türkiye'ye sadece plagı almaya gelmedim. Halkımın banş mesajını getinnek için de buradayım. Buna rağmen resmi ilişkiler kötüdür. Günden güne de kötüye gitmektedir. Bu noktada da acayip bir dunım ortaya çıkmaktadır. Gorüyorum ki Yunanlı ve Tiirk generaller NATO'da yakın işbirliğindedir. Generalleri birleştiren, halklan ayıran politika yapmacıktır, süremez. Her şeye karşın sonuçlan da fecidir. Ekonomik, kültürel ve sosyal gelişıhe için... Geiirimizin en büyük bölümiı silahlar için kullandıyor. Ben şahsen bir savaşta Türk ve Yunan kanlannın dökülmesinden utanç duyuyorum. Eğer bir gün bu kanlar dökülürse yabancı bir elle ve onur kıncı olacaktır. Türk ve Yunan halklarının dostluk zaraanı gelmiştir. Bu tür mübadelelerie, sanat ve ilim alanında değişimlerle kişilerin degerini önemseyelim. Belki politik bir konumumuz yoktur. Ama biz de halkımızın görüşlerini açıklayacak durumdayız." Oğretmen çocuğuna kontenjan ANKARA, (a.a.) Anadolu liselerinde bu öğretim yılından başlamak üzere oğretmen çocukları için kontenjan aynlacak. Her sımfta üç oğretmen çocuğu okutulacak. Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı yetkililerinden alınan bılgiye göre, Ankara'daki Anadolu liselerine ahnacak oğretmen çocuklan için 15 eylül pazartesi günü Atatürk Anadolu Lisesi'nde sınav yapılacak. Afrika''ya yardun sergisi ERZİNCAN, (Cumhuriyet) Erzincan Polis Okulu Müdürlüğü 'nce Afrika'ya yardım amacıyla düzenlenen fayans üzerine yağlıboya resim sergisi beklenen ilgiyi görmedi. Polis okulunda serginin açılış töreninde konuşan Erzincan ValisiM. tlyasAksoy, Afrika'daki açlara yardım etmenin vicdani bir borç olduğunu ve bu amaçla polis okulunun düzenlediği serginin yeni bir buluş olduğunu belirtti. 150 tablo az sayıdaki izleyiciden ilgi görmeyince, polis okulu öğrencileri ve diğer bazı kişilerce toplam 500 bin liraya satm alındı. Theodorakis ve LivaneU'ye Altın Plak ödulünu Yaşar Kemal verdi. mı, demokrasinin, banşseverligin, insan sıcaklıgının büyük ustasıdır. Tüm yaşamını bu büyük insanuk iilküsüne adamıştır. Gittiği ülkelere ve ülkemize, dostluk, sevgi ve banşı taşıdı. Ne yaa k ki çağımızda Tbeodorakis gibi insanlar çok az. Bu tür insanlar çoğalsaydüar, bugün karanlık bir ucunımun başında olmazdık. Yine de şükür ki insanhk Theodorakis gibi insanlar yetiştirebilmektedir." Altın plak ödülünü aJdıktan sonra Mikis Tbeodorakis iki halkın dostluğunu içeren uzun bir konuşma yaptı. İki ulusun tarihsel ve kültürel ortaklığını ve bunları uzaklaştırmaya calışan politikalan anlatan Tbeodorakis şu konuşmayı yaptı: "Sevgüi dostlanm çok duyguluyum, çok sevincüyim. Bunca sene sonra tekrar Türkiye'de bulunuyorum. Tarihini ve halkını o denli sevdigimiz ülkenizle geçmiş yıllarda birbirimize karşı olmamızın önemi \oktur. Bir ülkenin tarihi, kulturüyle, yapıtlanyla. halk geienekleriyle ölçülür. Halklarimız, ulkelerimiz birbirine çok yakındır. Ve özellik
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle