15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 EYLÜL 1986 EKONOMİ OSMAN ULAGAY CELAL ASLIER 1943'te doğdu. Galatasaray Lisesi'ni bitirdikten sonra Fransa'da Grenoble Üniversitesi tktisat Fakültesi'nden mezun oldu. Grenoble Üniversitesi Siyasal Bilgiler ve Maliye bötiimünde ihtisas yapan Celal Asher, 1970' ten beri un sanayicisi olarak iş hayatmın içindP bulunuyor. Asher, Marmara Bölgesi Un Sanayicileri Derneği Başkan VekiUiği görevini de yürütüyor. ASLIER Sayın Ulagay, bizim Un Sanayicileri Birlikleri olarak, gerek Marmara, Ankara diğer birlikler olarak yaptığımız bir araştırmaya göre Türkiye'de 1000'in üstünde un fabrikası var. Ve bizim rakamlanmıza göre Türkiye takriben 30 milyon ton buğday öğutme kapasitesine sahip. Türkiye'deki buğday üretimini düşünurseniz, bunun kullanımı 14.515 milyon ton. Demek ki, aşağı yukarı bir o kadar daha boş kapasite var. Ve bu çok büyük bir kapasite, değerlendirilmesi gereken bir kapasite. O nasıl olabilir? Bu fazlayı un olarak ihraç etmeyi düşünürsek ne yapmamız lazım? ASLIER • Şimdi efendim, dünyada yakınlarımızda çok büyük un mübayası yapan ülkeler var. Mesela Cezayir var; takribi senelik alımı 2 milyon ton civannda. Bir Mısır var, 2.5 milyon ton civannda, Suriye var, aşağı yukan 300 bin ton civannda; Arap ülkeleri var, Ürdün var. Irak, bütün un ihtiyacını halen Yunanistan'dan temin etmekte, Ürdün vasıtasıyla Akabe üssünden yapümakta. Ayrıca Rusya var. Rusya'nın 1984 senesinde Fransa'dan yaptığı alım 1.5 milyon tonun üstünde un olarak. Bunlann hepsini değerlendirdiğimiz zaman, devlet ve özel sektörün müşterek çahşması halinde gerçekleşebilecek olan büyük bir ihracat potansiyeli olduğu görülüyor. Böyle bir ihracat organizasyonunun bir merkezi düzen içerisinde yapdması gerektiğini söylüyorsunuz. Peki, biz buğday fazlanıızı buğday değil de un olarak ihraç etmeyi düşunursek, fiyat bakınundan rekabet edebilecek miyiz? ASLIER Edemeyiz, çünkü fiyatlar şu anda 140145 dolar civannda. En son Amerika'nın Mısır'a sattığı un var, 425 bin ton. 145 dolar fıyatlı ve bu uzun vadeli ödeme plarundan satdmıştır. Ortak Pazar da aynı şeyi uyguluyor. Fransa'dan Mısır'a un satışı var. 118 dolar ton başma, aradaki farkı "restitüsyon" olarak ahyorlar Ortak Pazar'dan. Yani bir geri iade veyahutta prim alıvorlar. CUMHURİYET/11 GEÇEN HAFTA EKONOMÎDE DÎYALOG Dolar içte tırmanıyor Uluslararası döviz borsaları art arda gelen katliam, ambargo, suikast, casusluk gibi haberlerle hareketli günler yaşadı. önceki haftalarda 2.02 marklara kadar gerileyen dolar, geçen hafta ortasında 2.08 marka tırmanırken, Merkez Bankası da aynı gün döviz alış kurunu 689 liraya yükseltti. Pazartesi gunü borsalar uçak kaçırma ve sinagog katliamlarının etkisiyle açıldı ve dolar 2.07 mark, 155.90 yenden işlem gördü. Ancak asıl etki F. Almanya ve Japonya merkez bankalannın faiz oranlannı düşüreceği yolundaki haberlerin yeniden yayılmasımn ardından görüldü ve salı günü dolar tüm borsalarda biraz gerileyerek 2.06 mark ile 155 yene düştü. Perşembe gunüne gelındığinde ise, F. Almanya ve Japonya'da faizlerin değişmeyeceği haberi daha etkin olunca yatınmcılar dolar alımına yöneldiler ve dolar uzun süredir ilk kez 2 fenig birden yükselerek 2.0890 marka tırmandı. Tokyo borsasında Ulagay sordu, Asher yanıtladı Buğdayda üretinı fazla ama kalite düşük, fiyat pahalı; çözüm un îkracatı Sayın Aslıer, bu yıl Trakya'daki buğday rekoltesiuin ekmek yapımına pek de elverişli olma>an nitelikte olduğuna dair iddialar var ve bunun neticesinde, özellikle tstanbul'un ekmek ureüminin etkilenecegi söyleniyor. Şimdi, önce buğdayda Trakya'daki dnrum nedir, onu kısaca özeüeyebilir misiniz? ASLIER Trakya'da bu sene beklenen takribi rekolte, kati olmamakla beraber, 1.5 milyon ton civannda. Ofisin alımlan bugune kadar 800 bin tonu bulmuş durumda. Maalesef elde edilen buğdayın çok büyük bir kısmı kımıl, süne tahribatına uğramış, hasta, ekmeklik vasfı olmayan, yemlik vasfı olan buğday. Bu buğdayın ekmeklik un olarak işlenebilmesi, sağlam buğdaylarla paçal edilmesine bağlı. Yani, bu nitelikte olmayan bugdaylarla kanştınlarak, ancak ekmeklik un haüne getirilebilir diyorsunuz. Şimdi eldeki mevcut buğday böyle olduguna göre ve sanınm ofisin aldığı buğday da bu nitelikte. ASLIER Buyuk bir miktarı maalesef böyle... Aynı zamanda sanıyorum tstanbul'da ekmek ihtiyacını sağlayan nnun çok büyük bir bölümü Trakya'dan geliyor değil mi efendim? Bu durumda tstanbul, bu un ihtiyacını karşılamak için ne yapacak? ASLIER Efendim, şu anda karşılanıyor. Nastl karşılanıyor? Ofisin elindeki eski buğdaydan paçal ediliyor, Anadolu'dan buğday getirüiyor paçal ediliyor. Fakat bu ilerde ne olacak? Problem bu? Derde derken, ne kadar zaman sonra? ASLIER Yani, 3 ay sonra ne olacak? Şu anda tstanbul'a Anadolu'dan un geliyor. Anadolu unuyla, Trakya ununun satış fiyatlan bir hayli farklı seyrediyor. Malum, Istanbul'da da ekmekte bir fiyat politikası izleniyor. Mümkün olduğu kadar fiyatı aşağıda tutmak gerekiyor. Trakya değirmenleri devreden tamamen çekilir ve çalışamaz hale geldiği takdirde tstanbul aç kalmaz, ama pahalı ekmek yer. Yani, bu sefer Anadolu'dan un gelecektir, ama pahalı gelecektir, farklı fiyatla gelecektir. Farklı fiyat derken, şu anda fiyatlar ne civarda? ASLIER Şimdi Trakya ununun 50 kiloluk çuval fiyatı 5.6005.700 lira arasında. Anadolu'dan gelen unlar ise 8.000 liraya kadar satüıyor, yani arada hayli büyük fark var. Eğer Trakya'dan gelen un, tamamen kesilirse bu fark daha da açdabilecek o zaman. ASLIER Tabü. Tamamen arz talep meselesi. Trakya'da imalat durduğu zaman, bir tek Anadolu imalata devam ettiğinde mecburen istediği fiyatı empoze edecektir. Ve o zaman da tstanbul baliyle çok daba pahah ekmek yiyecektir. Peki, bunu onleyebilmek ve Trakya'da mevcut buğdayın un ve dolayısıyla ekmek uretiminde degerlendirilmesini sağlamak için yapılabilecek bir şey var mı? ASLIER Bu ancak sağlam buğdaydan pacal yapümasıyla olur. Yani, TMO her sene Anadolu'ya 300400 bin ton buğday sevkeder Trakya'dan. Bunun yine sevkiyatını 300400 bin ton yapıp veya 500 bin ton yapıp, bu sefer Anadolu'dan da Trakya'ya bir 200 bin ton buğday getirildiği takdirde, ofisin elindeki eski buğday, artı ithal buğday, artı Anadolu buğdayı, artı hastalıkh buğdayın paçahndan elde edilecek buğdayla Trakya değirmenleri üretime devam edebilir. Trakya değirmenleri de piyasadan çekilmeyeeekleri için tstanbul gibi büyük bir merkezde fiyatlann sabitliği sağlanabilir. zarlarda buğday olarak değertendırmek bızım fıyatlanmızla ne de . . . .. . . . . . .. . . . . . . #1 , . Uluslararası Buğday Konseyi'nin tahminine göre Türkiye'de buğday rekoltesi 17.5 milyon ton. Türkiye'nin kendi kullandığı buğday ise yaklaşık 14.5 milyon ton. Demek ki 3 milyon ton fazla var, ama Türkiye'de TMO'nun buğday /. u da bir ara 156 yene kadar çıktı. tç piyasada da, haftaya 681.45 lira döviz alış kuruyla giren Merkez Bankası, dış borsalara paralel olarak kuru 689.00 liraya kadar yükseltti, ancak yann de geçerli olacak kuru cuma akşamı 688.40 lira olarak açıkladı. Dolar, serbest piyasada da cuma günü 729 liraya kadar tırmandıktan sonra dün 720 liraya geriledi. Hafta başında serbest piyasada 345 liradan satılan F. Alman markı da dun 348 liraya çıktı. Altındaki istikrarsızlık sürüyor Altm fiyatlanndaki istikrarsızlık etkisini geçen hafta da sürdürdü ve 1 ons altın günde 1012 dolarlık değişimler gösterirken, iç piyasada 24 ayar külçe altın ilk kez 10 bin liraya yükseldi. Haftayı 414 dolarla açan 1 ons altın, günlük değişimler sırasında 404425 dolar gibi fıyatlardan işlem gördü ve cuma kapanışta başladığı yere gelerek 414 dolardan ahnıp satıldı. Pazartesi günü 71 bin liradan satılan Cumhuriyet altını da bir ara 69 bin liraya kadar geriledi, ancak cuma günu ve dun 69 bin 500 liradan satıldı. Dış borsalarda altın fiyatlan haftanın ikinci günü 409 dolara kadar geriledikten sonra, salı günü 417 dolara çıktı, ancak platin fiyatlarının hızla gerileyerek 1 onsu 600 dolardan 570 dolara gerileyince, altın da 404 dolara kadar düştü. Perşembe gününe gelindiğinde, hisse senedi borsalannda başgösteren istikrarsızlık ve rekor düşüşler yatınmalan altına yöneltti ve 1 ons altm 425 dolara kadar fırladı. Ancak, bu yük 71.008 rece mttmkttn bir oiay? kân dahilinde. Ofisin bugün alım fiyatı zaten 118120 dolara tekabül ediyor ton olarak. Dttnyadaki satış fiyatlannda ise 90 doların üzerinde fiyat yok. Bu bizim iirettiğimiz kalitede buğdaylar için mi? ASLIER Kaliteli buğday, en iyi kalite buğday için geçerli fiyat bu. Bizde evet, miktar var ama kalite yok. Onu da soracaktım. Son yıllarda buğday üretimi artarken, genelde kalite nasıl değişiyor? ASLIER Şimdi efendim, müstahsiİ umumiyetle fazla verim alabileceği buğdaya itibar ediyor. Kaliteye bakmıyor, çunkü buğdayın ASLIER Buna imkân yok. Eğer, ofıs zaranna satacaksa im fiyatı 118120 dolar, dunya fiyatı 90 dolar. DolayiSiylü İhrOCüt kolay O i<*s\ Y t J • • r + s?s\ değİl. Türkiye'de 30 milyon ton buğdayı işleyecek bir değirmen kapasitesi var. Biz fazla buğdayı buğday olarak ihraç edeceğimize un olarak ihraç etmek için gerekli desteği sağlarsak, yapacağımız ihracattan 350 milyon dolar döviz geliri elde edebiliriz. alacısı belli. TMO buğdayı alırım der, aldığına göre de, çiftçi de ne eksem alınacak esprisinden hareket ettiği için buğdayını kolaylıkla satıyor ve kaliteye hiçbir zaman ilgi göstermiyor. Bu durumda sizin verdiğiniz rakamlara göre en az 30 dolara yaklaşan bir fark var uluslararası fiyatla TMO'nun fiyatı arasında. ASLIER Bir de vade var. Çunkü, 8090 dolarlık dünya piyasasındaki buğdaylann hiçbirisi peşin değil, hepsi vadeli fıyatlardır... Onu da hesaba katarsak daha da düşük uluslararası fiyatlar. Peki, bu durumda baştaki sonıya dönersek, 3 milyon tonluk fazlayı nasıl değerlendirebiliriz, başka ne gibi imkftnlar var? ASLIER Şimdi efendim, Türkiye'nin un ihracatına yönelmesi lazım her yönden, milli gelire katkısımn da olması bakımmdan. Ancak un ihracatı da bir hayli zor bir ihracat. Orada, önce şunu sorayım; bu fazla buğdayı işleyip, un haline getirebilecek kapasitemiz mevcut mu? Bizim fiyatlanmız ne civarda? ASLIER Efendim, standart un olarak bahsediyorum, 60... Küllü, normal rutubetli bir unun satış değil de, maliyet fiyatı 173 dolar düzeyinde. Bir de buna yükleme ücretini ekliyoruz, çünkü bizim limanlarımızda da yüklemeler çok pahalı oldu artık. 3.10 dolar, 1 tonun yüklenmesi, çok büyük bir rakam. Demek ki, 176177 dolar civannda bunun maliyeti var. Zaten dünyanın en pahalı buğdayını da kullanıyoruz fiyat olarak. Ofisin aldığı ve bize sattığı buğday son derece pahalı. Dünya piyasasından 3540 dolar daha yüksek fiyatla buğday alarak üretim yapıyoruz. O halde bizim burda bir ihracat imkânı yaratmamız için bu aradaki farkı kapatacak bir uygulamaya geçmemiz gerekiyor. ASLIER Mutlaka bir prim sısteminin bize de uygulanması lazım. Başka türlü zaten un ihracatının yapılmasına imkân yok. Bir de vade sistemi var ki, buna özel sektör olarak bizlerin dayanmasına imkân yok. Cezayir'in aldığı en vadesiz un, 90 gün vadeliydi. O zaman ihracat kredisi faizleri duşüktu. Bugünkü şartlarda buna da katlanmamıza imkân yok. Peki, bu imkânlar sağlanırsa, yani fiyatı aşağı yukan dunya fiyatlanyla eşit tutturup, finansman imkânlan sağlanırsa, pazar bulma şansımız nedir? ASLIER Pazar bulma şansımız var. Var ama biz zaten kazandığımız pazarları kaybettik unda. Şimdi efendim, 1977 senesinde yanılmıyorsam un ihracatımız başlamıştı, ilk Vietnam'a yapılan un ihracatıyla başlamıştı. Ondan sonra devam etti, birtakım pazarlara girildi, Libya pazanna girildi, uzun müddet de kalındı. Kuzey Afrika ülkelerinden Cezayir ve Libya'nın dışında Ürdün, Suriye gibi ülkelere de girildi ve başanlı olundu. Ihracatın 100 milyon doları gectiği oldu. Fakat 1982 senelerinden sonra maalesef biz bu pazarlan kaybetmeye başladık, çünkü un ihracatında herhangi bir istikrar olmadı. thraç rejiminin belli zaman süresi içinde fazla degişmemesi gerekiyor. ASLIER Evet. Sonra restitüsyonlann, yani primlerin sık sık revize edilmesi lazım. AET'de kime uymak lazım. O kadannı biz talep etmiyoruz, ama hiç olmazsa onlarla rekabet edebilecek bir düzeye gelmemiz lazım bu ihracatı yapabilmek için. Anladığım kadar bugünden yanna gerçekleşecek bir şey değil bu, ama 3 milyon tonluk buğday fazlasının un olarak ihraç edilebilmesi halinde kazanılacak döviz rakamı, potansiyel olarak ne kadar olabilir. ASLIER 3 milyon ton buğday, 2 milyon 250 bin ton un eder. Bu durumda takribi 150 dolardan hesaplarsak, 280 milyon dolar civannda bir döviz girdisi sağlanır. Tabii bunun yanında buğdayı buğday olarak ihraç etmediğimiz için elimizde 750 bin ton da kepek kalacaktır. Bunun dünya fiyatı da 90120 dolar arasında. Biz bunu da ihraç edersek toplam döviz girdisi 350 milyon doları bulur. Bunun yani sıra, atıl üretim kapasitesi kullanılacağı ve iş yaratılacağı için ülke ekonomisi kazançlı çıkar. «îîl« seliş uzun sürmedi ve fiyatlar haftanın kapanışında yeniden 414 dolara çekildi. Dış borsalara paralel olarak değişen iç piyasa fiyatlan özellikle külçe altında görüldü. 1 gram 24 ayar külçe altın hafta başında 9 bin 900 liradan satılırken, cuma günü tarihinde ilk kez 10 bin liraya ulaştı, ancak dışandan gelen haberler üzerine yeniden duştü ve dün hafta başında olduğu gibi 9 bin 900 liradan satıldı. NELER OLDU? Borsalarda panik endişesi Başkan Reagan döneminde üst üste çalkantılar yaşayan New York hisse senedi borsası yeniden kaos dönemine girdi. Geçen perşembe günü, 86.6 puan ile tarihinin en büyük günlük düşüşünü yaşayan, Dow Jones Endeksi 1792.8 puana geriledi. Tarihinin en büyük gerilemesi olmasına karşın endeksin ancak yüzde 4.6'sını kapsayan bu düşüş, 1929 bunalımını yaratan yüzde 12.8'lik rekorun gerisinde kaldı. New York borsasındaki bu gelişmeler kısa zamanda tüm dünya borsalannı etkiledi ve Londra ve Tokyo borsalarında da rekor düşüşler görüldü. New York borsasında önceki hafta ortasında 1919.7 puana sıçrayan Dow Jones Endeksi, perşembe gününe kadar 1900 puan sınınnın üzerinde seyretti. Ancak aynı günlerde borsalarda yayılan "yaklaşan mali yıl sonunda şirket kârlannın artacağı" söylentisi, yatınmcılar üzerinde ters etki yarattı. "Şirket kârlan arttığı sürece enflasyoo ve faiz oranlannın daha da yükselecegine inanan" küçük yatınmalaı, çılgın bir şekilde ellerindeki hisse senetlerinin satışına yönelince borsada genel bir panik yaşandı. Borsa gözlemcilerinin "Böyle şey görmedik" şeklinde nitelendirdiği panik sonucu bir günde 237.5 milyon hisse senedi el değiştirdi. Borsa yorumculanna göre, gerçekte bu denli panik yaşanmasını gerektirecek olağanüstü olaylar yaşanmadı. Borsalardaki genel kanı, 1929'da olduğu gibi özellikle küçük yaonmcılann ellerindeki birikimleri koruma kaygısıyla, en küçük haberden dahi etkilenir özellikleri bu paniğin çığ gibi büyümesinde en büyük etken oldu. Başkan Reagan'ın geçen aralık ayında yaşanan panik üzerine, "Yaz aylanna kadar her şey dttzelecek" sözünü hatırlatan gözlemciler, "Gercekten de Başkan'ın dediği oldu, ama şimdi daha kötüsü yaşamyor" şeklinde konuştular. New York'un hemen ardından Tokyo'da NikkeiDow Endeksi 621.9 puanlık rekor gerilemeyle 17 bin 938.8 puana, Londra'da FT100 Endeksi de yine rekor düşüş olan 27 puanla 1610 puana kadar geriledi. Borsalardaki gerilemelerin zincirleme olarak gerçekleştiğini hatırlatan gözlemciler, hafta sonu dolayısıyla verilen aradan sonra aynı paniğin "aynı şiddette olmasa da" sürmesinden endişe ediyorlar. Bu yıl Trakya'da elde edilen buğday rekoltesinin büyük bölümü ekmeklik un imalatına müsait olmayan hastalıkh buğday. TMO gerekli önlemi alıp Anadolu'dan Trakya'ya buğday getirmezse Trakya'da un üretimi duracak. Anadolu'dan çok daha pahalı un almak zorunda kalan tstanbul da ekmek fiyatlan artacak. Bir de bu konuda şunu sonnak istiyonım. Bu zararhlann Trakya buğdayını, bu boyutta etkilemesi neden kaynaklandı? Bu galiba son yıllarda ortaya çıkan bir durum, bunu neye baglıyorsunuz? ASLIER Efendim, bence bu 1981, hatta 1982 yıllarında bariz bir şekilde başladı. Ilk başta Gelibolu Yanmadası'nda çıkan buğdayda bu araz göruldü. Ondan sonra yavaş yavaş Keşan, Malkara taraflanna geçti. Ve biz bunun kımıl olduğunu 1982 senelerinde, o zaman yapılan toplantılarda iddia ettik, fakat inandıramadık. Neticede Trakya buğdayı tamamen bu kunılın tahribatına uğramış oldu. Ayrıca bilinçsiz şekilde fazla miktarda gtibre kullanılmasmın da olumsuz etkisi oldu bence. Şimdi efendim, konunun daha genel bir boyutuna geçerek şunu sonnak istiyonım. Türkiye'de buğday üretimi konusunda çeşitli rekolte tahminleri yapüryor biüyorsunuz ve bu yıl için yapılmış oldukça yüksek bir tahmin var. DtE'nin tahmini 19 milyon tona kadar çıkacak bir üretimden söz ediyor. Sizce, sağlıklı bir tahmin ne olabilir, son yıllardaki gerçek buğday üretimi ne civarda sizce? ASLIER Şimdi efendim, Türkiye'de her kurum kendine göre bir tahmin yapıyor. Bunlardan hangisi sıhhatli, hangisi sıhhatsiz bilemiyoruz. Bir de dış kaynakh otoriteler veya kuruluşlar, Türkiye'deki üretim konusunda tahminler yapıyorlar. Kati bir şey söyleyemeyeceğim, ama bence 19.5 milyon tonla, 17.5 milyon ton arasında değişmesi lazım. Katiyen 17.5 milyon tondan aşağı değil, ikisi arasında oynar. 17.5 milyon ton rakamı herhangi bir yerde behrtilen bir rakam mı? ASLIER Bu rakam benim Beynelmilel Buğday Bülteni'nden aldığım bir rakam. Uluslararası Buğday Konseyi'nin yayınından aldığım bir rakamdır. Aşağı yukarı her sene verdiği rakamlar Türkiye için tuttu. Peki, kaba bir tahminle Türkiye'nin kendi ihtiyacı için gereken buğday miktan ne civarda? ASLIER Şimdi efendim, bunu çok inceledik, hatta yetkililere de sorduk. Türkiye'de un, irmik yani makarnahk irmik ve unlu maddelerde kullamlan un olarak diyorum, genelde 11 milyon tondur. Bu da aşağı yukarı 13.5 milyon ton buğdaya tekabül eder. 500 bin ton fire olduğundan bahsedilir, çünkü buğday toprakta saklanır, eder 14 milyon ton. Bunun bir kısmının da tohumluğa aynldığını düşünürseniz demek ki, Türkiye'nin genel olarak ihtiyacı 14.5 milyon ton civanndadır. Nerden bakarsanız bakın, asgari 3 milyon ton buğday fazlası gözüküyor. Mühim olan bu buğday fazlasmın nasıl değerlendirileceği. Çünkü, dünya piyasalarında buğday son derece düşük fiyatlarla alım satım görüyor. Yani, fiilen el degiştiren buğdayın fiyatlan düşük. Şimdi buradan şu sonuca varabiliyonız; fazla buğday ıımzı uluslararası pa Istanbul şubelerimızde yetıştırılmek uzere Yüksek okül mezunu yabancı dıl (tercıhan Ingılızce) bilen DENEYİMSİZ ELEMANLAR; arıyoruz İktisatcflar Yüksek okul mezunu, yabancı dıl (tercihan İngıhzce) bılen, ıthalat, ıhracat ve 'kambıyo konularında en az 12 yıl DENEYİMLİ ELEMANLAR; Bilgi İşlem Merkezimız ıçın Yüksek okul mezunu. Ingılızce bılen, programlama deneyimı olan, ANALİST PROGRAMCILAR arıyoruz llgılenenlerın ayrıntılı ozgeçmışlennı. yazışma adreslennı. varsa telefon numaralarını ve btr resımlerını ıçeren mekîupla en geç r 24 Eylul 1986 tanhıne kadar İktisat Bankası Genel Müdürlük, Büyükdere Caddesi, Noramin İş Merkezi, Maslak/İstanbul ' adresıne başvurmaları nca olunur • Erkek adaylann askerlık gorevlennı tamanılamış olmalan gereklıdır. • Başvurular gızlı tutulacaktır Prof. Kotler: Rüşvet ve bürokrasi baş düşman ABD'U Prof. Dr. Philip Kotler, bürokrasi ve rüşvetin, ekonomik gelişme önünde duran en büyük engeller olduğunu söyledi. General Electric, General Moton gibi ünlü şirketlerin danışmanlığım yapan Prof. Kotler, Türkiye ziyaretinin değerlendirmesini yaparken, "Uygulanan modelin Türkiye'ye uluslararası düzeyde yarar sağlayacağını söyleyebilirim" dedi ve öncelikle dış tanıtıma ağırlık verilmesi gerektiğini söyledi. Kotler, ekonomik gelişmenin önündeki en büyük engeller olarak bürokrasi ve rüşveti gösterdi ve devlet harcamalarından kısıntı ile özelleştinnelerin karşı tedbir olabileceğini ifade etti. Prof. Kotler, ÇBS'nin davetlisi olarak Türkiye'de bulunuyordu. BAI\KASI İKTİSAT Esentepe(Merkez) Bahçekapı Kaıaköy Mectdiyeköy Kadıköy Bakırtıöy Ankara İzmir Bursa Adana Menin Gaziantep DenizH iskenderun Samsun
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle