Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER de unıversıtelenmız de payını almış ve toplumsal sorunlanmızın önemh bır parçasını oluşturmuştur Hatta zaman zaman unıversıtelenmız, ıç sorunlanyla yalnız bırakılmış ve sorunlu yerler haline gelmıştır Yasanın ongörduğu bıçımde kurulan YUKSEK ÖĞRETIM KURUMU dınarruzmi olmayan ve unıversıtelenmız yaşamından kopuk ve sonınlara kağıt uzennde çozum arayan bır kuruldur Zaman zaman unıversıteler duşunceye ters duşen kararlar da vermektedır. Yuksek Oğretım Kurumu Başkanı ıse her şeye egemen, tek ve yalnız bır kışıdır 197O'lı yıllarda kurullar ıdaresı sıstemını savunurken şımdı tek adam ıdare sıstemını uygulamak ıstemektedır Bu tıp örgutlenmenın değışmesı ve YUKSEK OĞRETİM KURUMUNDA görev yapacak kışılerın, ozellıkle unıversıtede aktıf olarak çalışan, sorunlarla yaşayan, dınamık ınsanlardan oluşturulması sağlanmalıdır Bölum başkanhkları, bugun ıdan görev lerı dolayısıyla temel fonksıyonu olan akademık görevlerını yerıne getırememektedır öte yandan kapsadığı pekçok bılım dallan nedenıyle gunluk ışlenn dahı uzamasına neden olmaktadır Daha da onemlısı bıhmsel bakımdan >etersız olduğu bılım dallannın başkanhklarını yurutmektedır Bu sıstem daha çok aşın otonter sıstemlerın bır uygulama şeklıdır Bu nedenlerle tamamen kaldınlması \e >enne, gehşmış ulke unıversıtelennde olduğu gıbı temel eğıtım fonksıyonlannın bölumleştınlmesıne gjdümelıdır Örneğın, bır Tıp Fakultesınde 1315 bolum gıbı Fakulte kurulları da temel akademık fonksıyonlannı yapamamaktadır Bugunku şeklıyle bır onay kurulu halındedır. Onaylayacağı fonksıyonlarla ılışkılı değıldır ve aralarında brr organık bağ yoktur Bu nedenle kaldınhp >erıne yetkılı ve etkın bır eğıtım koordınasyon kurulu kurulması daha doğru olur öğrencı eğıtımı konusunda aynca durnıak gerekır Sonuç olarak, yasanın uygulama bıçımınde ızlenen kraldan çok kralcı davranışların da sorunlann buyuk boyutlara erışmesınde rolu olduğu kabul edılerek >asa ıle ügıh hususlar şu şekılde özetlenebılır ÇAĞIMIZA YAKIŞMAYAN UYGULAMA 1 2547 sayılı yasa, umversıtelerımızde öğretım uyesı dengesı sağlayamamıştır Artan sayılar, formasyonlannı tamamlamamış alt duzeydekı öğretım elemanlandır Buna karşın oğretım elemanı yokluğu çekılmektedır 2 Akademık kadrolar çok kısıtlı ve sabıt olduğu ıçın unıversıtelenmız çağdışı kalmış, dınamızm ve gelışme potansıvelını tamamen kaybetmıştır Dun>anın hıçbır gehşme ulkesınde pıramıt şeklınde olusan bır unıversıte kadrosu yoktur 3 Dınamızmını kaybetmış ünıversıtelerımızde öğretım uyelennm buyuk bır kısmı guvensızlık ıçındedır. Fıkır beyanlsın dahı kısıtlıdır 4 Oğretım uyesıöğrencı ıhşkısı hemen hemen ortadan kalkmış ve sağlıklı bır dıyalog ortamı kurmak yasal olarak engellenmıştır Oğrencı aıt olduğu unıversıte veya fakültenın hıçbır kesımınde temsıl edılememektedır Sorunlannı üetecek bır makam yoktur 5 Başan oraru gerçekte korkunç boyutlarda duşmuş ve eğıtim açısından onarımı önumuzdekı 45 jenerasyonda gerçekleştınlebılecek denn bır >ara açıhruştır 6. Gerçek bilımsel araştırma olanakları çok kısıtlanrruş ve belırh yerlere yöneltılmıştır 7 Unıversıtelerımız, yasa gereğı, unıversıtelerde >aşayan, aktıf olarak oğretım yapan kışıler tarafından değıl, unıversite ıle ıhşkılerı kesılmış kışıler tarafından yonetılmektedır 8 Uygulanan yasal duzenlemeler Batı unıversıtelerı ıle yakından veya uzaktan hıçbır şekılde üışküı değıldır Bılımsel, akademık ve ıdarı ozerklık yoktur 9. Yasanın temel boşluklan, keyfı baa uygulamalarla duzeltılmeğe çalışılmış ve bu da unıversıtelenmızde bu>uk bır guvensızhk ortamı yaratmıştır Yukanda sayılan ve yasanın aksavan onemlı bölumlerı unıversıtelerde duşunce açısından çağdışı bır uygulamaya neden olmuştur Bu nedenle hıçbır zaman bır reform yasası olarak kabul edılmesı duşunulmeyen bu vasanın, en kısa zamanda gereklı değışımlere tabı tutularak çağdaş unıv ersıtelere yakışır duzeyde uygulamalara geçılmesı unıversıtelenınızın buyuk özlemıdır 1 EYLÜL'1986 Yüksek Öğreııîııı Yasası Ile bgili Sorunlar Prof. Dr. MÜFİT ARCASOY Ege Üni. Tıp Fakültesi 2547 sayılı Yuksek Oğrenım Yasası ıle ügüı olarak son 4 yıl ıçınde bırçok eleştın yapılmıştır Hatta yasa henuz taslak hahnde ıken dahı bırçok onerı ve gelecekte ortaya çıkması muhtemel sakıncalar açıkça belırtılmıştır Bu önerıler o gunlerde ne >azık kı dıkkate alınmamış ve unıversıtelenmız adına son derece uzucu olan yuksek oğrenım sorunlannın doğmasına neden olmuştur Daha da acısı, yasanın aksayan bırçok yönlen Yuksek Oğrenım Kurumu Başkanı tarafından da belırtılmekte, ancak en azından bu aksayan yönlenn duzelulmesı ıçın hıçbır çabada bulunulmamaktadır Daha da ılen eıdılerek "YASA DEĞİŞİKLIGI YUCE MECLİSE AİTTIR" denılıp bu kadar cıddi olan konu adeta rafa kaldınlmak ıstenmektedır Ote yandan geçen mayıs ayında çıkarılan YÜKSEK ÖĞRETIM BÜLTENİNDE ıse yasanın savunulması bırçok yetkılı kışıye >aptırılmış, fakat ıçerdığı çelışiulı verıler konunun daha da cıddı boyutlannı ortaya çıkarmıştır Yasal boşluklar nedenıyle, zaman zaman ortaya çıkan sorunlar ıse, yıne Yuksek Oğrenım Kurumu Başkanı tarafından perıfenk uygulamalann yanlışlığı olarak yorumlanmaktadır Bunun sonucunda ıse, unıversıtelenmız adeta muhatap bulamaz duruma gelmıştır ve sorunlara ıdan yargı organlannda çozum aranmaya başlanrruştır Şurasım uzuntüyle belırtmek gerekır kı unıversıtelenmız bugun gerek yonetım, gerek akademık ve gerekse oğretım sorunları nedenlerıyle çok mıktarda davalarla yargılanmakta ve çoğu kez de hukum gıymektedırler Turkıye'ıun tanhmde hıçbır zaman unıversıtelenmız yargı organlannca bu denlı hukum gıymenuşlerdı Bu dunım sadece yasa boşluklannın sonucu olarak ele alınmamalı, ayrıca bu boşlukların sağladığı \e kışısel uygulamalara olanak veren tutumlar da gözardı edılmemelıdır Yasanın ıyı olduğunun savunulması ıse yurtdışından getırtılen ve Turk toplumunu \e Turk unıversıtelerını tanıma>an ınsanlara yaptınlmış, tabandan gelen gerçekçı eleşurı ve önenlere önem venlmeıruştır Bu tutum Turk unıversıtelerı adına çok uzuntü vencı bır durumdur Yasa, ozu ıtıbanyle merkezıyetçı bır yasa göruntusundedır 1750 sayılı unıversıte yasasından daha ıyı bır yasa olduğu soylenemez Ust yonetım kadrosunun oluşmasındakı farklılıklar, 1750 sayılı yasadakı ban cıddı sorunları çözumlemış ıse de uygulamada yenı sorunlann ortaya çıkmasına neden olmuştur 4 vıllık bır uygulamadan sonra artık kesınlıkle soylenebilır kı 2547 sayılı yasa bu reform yasası değıldır 1933 reform yasası ıle yakından veya uzaktan hıçbır ıhşkısı yoktur ve onunla karşılaştırılamaz Unıversıtelerırruz, 1933 reform yasasından sonra çok buyuk atılımlar ıçme gırmış ve dunyanın sayılı unıversıtelerı arasında yer almıştır 2547 sayılı yasa ıse unıversıtelenmızı yonetım, akademık ve ozellıkle eğıtım fonksıyonları yönunden 4 yıl gıbı çok kısa bır zamanda 45 jenerasyon genye göturmuş ve acil onarıma gereksmım gosteren sonınlar yaratmıştır Turk toplumunun 1980'h yıllarda yaşadığını, savunma kaynaklarımızı geçmışte aramamamız gerektığının bılıncınde olmamız gerekır Turk toplumu artık dınamık ve genç bır toplumdur Yaşamına u>gun ve uygulanabılırlığı olan bır duzen aravışııçuıdedır Statık, gelışmeyı engelle>en yasalar, ne umversıtelerımızı ve ne de toplumumuzu doyurabılmektedır Şımdıye kadar çıkmış unıversıte yasalarının hıçbırısı başarıya ulasamamıştır ve hıçbırı de tam anlamıyla uygulanmamıştır.Bunun sonucunda, ulkemızın geçırdığı demokrası denemelen ıçın CUMHCRİYETTEİV OKURLARA... OKAY GÖNENSİN Oh Be! G EVET/HAYIR OKEff AKBAL OKURLARDAN Öğretmenliği bırakıp nasıl öğrencilik yapalım Sizterin de tanık olduğunuz gibi MEGSB yapnğı duyurularla ükoğretım mufettişı aramakta ve adaylar arasında seçtiklerinı kursa tabı tutdrak, bunlardan dttediklerinı mufettiş olarak atamaktadır. Atananlann da denetim ve rehberükte ne kadar başanlı olduktannı ancak biz oğretmenler biliriz. Oysa bir de en az uç beş yıl oğretmenlik yaptıktan sonra beş yuz bin adayla yanşıp OSS ve OYS engellenni aşarak, eğıtim yonetimi ve deneticıliğı bolumlenne giren oğretmenler yıllardır neler çekiyoruz. Onceleri bu bolumlere gıren oğretmenler maaşlı ızınlı sayılırken bu uygulamayı kaldırdıktan gibi yeni bir kolaylık da getirmediler. Bu bolume gırenler, çoğumuz evliyiz ve en az bir ıki çocuğumuz var. Bunlann geçimim sağlamak zorundayız. Dolayısıyla kimimiz okulu yarıda bıraktık, kimimiz kayıt yaptırdık, devam edemedik; kimımizse kazanıp hiç kayıt yaptırmadık. Oyle ki, bolum oğrencisizlikten kapanır duruma geldi. Bu yıl yine kazananlar vardır. Ya kayıt olup devam edemeyecekler, ya da hiç kayıt yaptırmayacaklar. Bızlenn öğretmenliği bırakıp dort yıl boyunca oğrenciliği surdurmemiz olanaksız. Çunku ailemizın geçimini sağlamak zorundayız. Bakanlık bu konuda bızlere bir kolaylık sağlamalıdır. Orneğin: 1 Yarım gunluk program 2 Gece oğretimi 3Ekstern (yaz tatilinde okulda uygulamalı) gibi. Sorunumuza bakanlık nasıl bir çozum duşunduğunu açıklamalıdır. BIR GRUP OĞRETMEN MUĞLA dergileri olmadaru bunlann uzennden yasaklamalar kaldırümadan, yahut okuduğu zaman kovuşturulup surgun edüeceği korkusu kalmadan ozgur bir oğretmenler ordusu olabıleceğıne guvenebihyor musunuz? Oğretmenin uzennde okuduğundan, yazıp yazacağından, suruleceğinden, rotasyondan orulmuş bir suru korkular vardır. Siz bu korkuları kaldırabiürsiniz. Sizden onceki bakan Vehbi Dmçerler'in, "Öğretmen Dunyası" hakkındakı dolaylı yoldan da olsa "okunmayacak " yasaknamesmı çok açık bir dille ve genelge ile kaldırabılirsinız. Bunu yaparak, oğretmenlerin gonlunde unutulmayacak bir bakan olarak yer edebıhrsiniz.. Musteşarmız imzasıyla değiU sizin fikriniz \e sizin imzanızla yanıt bekliyorum. Çunku, bunu ben musteşara değiL, bır vatandaş olarak, bır eğitun eri olarak size yazdım. Saygılanmla. EMEKLİ KOY OĞRETMENİ SUPHI TUı\CER KOYCEĞİZ/MUĞLA Bunlardan bir tanesi Anadolu çıkışına, geliş ve gidiş yollan arasındakı rofujun müyonlarca lira masraf edilerek kaldınhp, yarım bir şendın ılave edıbnesıdtr. Koprunun bu çıkışında en soldakı gişelerden çıkan tasıtlar kendılerini ıster ıstemez bu garip şendin içinde bubnaktalar ve eğer bu parlak fikrin farkında değilseler, Üskudar Beylerbeyi çıkısı seviyesmin biraz ilerisinde bu şeridin bırdenbıre bıttığım hayretle gorup kendilerini sağdaki taşıtlarm uzerine atmaya çalışmaktadvlar. Bu şeritten kurtulmak için kesintisiz beyaz çizgi uzerinden geçmek zorunluluğunda olmanız gibi bir traflk kuralı ihlali kaçmılmazhğı ile ilgilenmıyorum, zira bu kural Turkiye'de uygulanmaz (uygularsanız korkuluklara çtkarsuıız), hiç olmazsa biraz ciddıyet gosterip şeridin sona erdiğı ışaretlerle behrtuebılirdi. Tehlikentn varlığından haberdar olup bu şende girmemeye ozen gosterseniz bıle habersız bazı suruculenn şent sona erdiğinde ustunuze gelmesinden bir turlu kurtulmanız mumkun olmamaktadv. Yol uzennde genışleme ardından daralmalarm akışı yavaşlatıcı unsur olduğunu bilenler yapüan masraf ve karşılaşılan tehlikelerin neyin karşıhğı olduğunu merak etmektedırler. F ERÇAĞ İSTANBUL YazBi Yaz bıttı mı? Eyiülün ılk gunündeyız Guz eşıkte belırmış Geçıp geçıp gıttı mayıslar, hazıranlar, temmuzlar, ağustoslar Sızden de bır şeyler geçıp gıttı Farkına varmadan geçer zaman Bızlerden bır şeyler goturerek Sabahattın Kudret'ın yazdığı gıbı "Der kı sıze bır gün ölüm Boşuna kardeşım çalım Düşunürsünuz nereye Savrulacak bunca külüm Va yuzum ya gozum kaşım Ağz/m burnucn elım kolum Hangt koşede ızbede Kaskaüyım suklüm puklüm Uyuyacağım, açacak Orada, bır yerde gulüm" dıye düşunürsünüz bır akşam, bır sabah, yaşamın bır vaktınde Eylul, huzunlu şeyler anımsatır Ta çocukluğumdan kalmış bır korkumdur eylül ayı Okul açıldı açılacak, dersler, sınıflar, öğrencıler, derken sınavlar Tutacağım Şehzadebaşı'ndan yolu, Beyazıt'a, Kumkapı'ya Taş bır yapı, soğuk bır sınıf Zorla, ısteksızce gıttım hep okuilara Ilk ızlemmın verdığı burukluk hıç geçıp gıtmedı bende Ne zaman eylule gırsek kendımı o ılkokul günlerınde bulurum Kısa bır an ıçın de olsa bır urpenş sarar benı 86 yazı uzun süreceğe benzer Eylül de yaz kapsamına gırecek gıbı Şu nemlı sıcak, bu ağır hava etkılıyor kışıyı Bır ağırlık çökuyor üstümüze Kaçsak bır yerlere, bır kıyıya, bır dağ yamacına, enınde sonunda dönüyoruz yıne Benım ıçın de öyle oldu, bır ıkı haftalığına Oren'deydım Denız, kum, temız hava, en lyısı de dostlar Hangı bırını sayayım, sevılen tum dostlar bır arada Oren'de Insan kendını unutuyor Hastaysa hastalığını, uzgunse uzuntusünu Kumsalda, bır gölgelık yerde, uç beş arkadaşla kumlara uzanarak söyleşmek, sonra senn bır yerde ıkı kadeh atmak, anıları dırıltmek "Bu vakıtsız gıden yaz, erken ınen akşamla Kapanmtş pancurfara dayayarak başını Dınle solgun bahçenın kalbe anlattığını Agacın yaprak yaprak havuzun damla damla " Ziya Osman Saba, 1937'de böyle yazmıştı vakıtsız gıden bır yazın ardından Ne zaman bu dızelen okusam, 1939 ağustosunu, eylülünü anımsanm Erenköy'de geçen bır yazdı Savaş öncesı gunler Savaş ha çıktı ha çıkacak' Askeriık kampından dönmuştüm, saçlanm kesıktı, komşu kızlann yanına çıkamı(Arkası 10, Sayfada) enel Yayın Müdurumüz Hasan Cemal'in "Demokrası Korkusu" kıtabı ınsanın (ya da benım) /ç/me buyük stktntı venyor. Sankı o kasvetlı günlere yenıden dönmüş gibi oldum Her gün bırkaç yayın yasağı (Sonunda asteğmenler yayın yasağı teblığ eder olmuştu), sık sık zıyaret ettığım Selımıye Kışlası'nm kondorlan, askeri savcılara verılen bıtmek tükenmek bilmeyen ifadefer ("Herhangı bır yasal sakınca görmedığım ıçın yayımladım, ıddıa edılen unsurlar haberde mevcut değıldır, suç kastımız yoktur "), Cumhuriyefin kapatılması, gıtgıde bozulan moralle açılmayı beklemek, çıkmayan gazeteye her gün gelıp morallerı yüksek tutmaya çalışmak, ofsete geçışın sıkıntılı günlen, her gün "Bugün başımıza ne gelecek?" diye beklemek, Başyazanmız Nadır Nadı'nın hapse girmesıne ramak kalması, Oktay Akbafın hapse gırmesı, Ali Sırmerfın uzun tutukluluğu, Haydar Saltık'ın sışeleri, durdurulan dızjler, her haben "Acaba buna alınırlar mı?" gözüyle okumak ve tartışmak Ve gelıyoruz 1985'ın 4 eylülüne, Demirel, Evren'ın Meclısı açarken yaptığı konuşmaya ağır bır yanrt vermıştır Gensını Hasan Cemal'den dmleyelim: "Okuduktan sonra Yazı Işlenne ındim 'Demirel'ın yanıtını sekız sütun çekelim; başlık, Demırel'den Evrene yanıt, olsun Başlığa başka bır şey koymayalım Sıkıyönetımden yasak gelırse yebştığı yerden çıkarınz' dedim. Haber Merkezıne ve Oka/a bu arada bır iki gazeteden te/efon geldı 'Demirel'ın cevabını koyuyor musunuz?' dıye. yanıt, 'Evet, sekız sütun' oldu Akşamüstü Haber Merkezınde telaşlı bır hava estı, sıkıyönetımden 'telefon' gelmış. 'Demirel'ın demecını okudunuz Yayımı konusunda yasak koymuyoruz, ama konu nazık, durumun nezaketıni takdınnıze bırakıyoruz' Ortalık kanşıyor. Bu, dıplomatık dılle ıfade edılen bir "yasak1 mP Yazı Işlen soruyor bana: 'Konu nazık deyıp takdırimıze' bıraktılar, ne yapalım?' 'Benım takdmm sekız sütun, bozmaytn sayfayı, aynen kalsıni' Ohbei" Işte bu "Oh be'" ıdı o en kasvetlı gergin günlenn gende kaldığının ışarefı Ve ertesı gun, 5 Eylül 1985 gunu "hıçbır şey olmadı", "telefon" gelmedı.. Gerçekten "Oh be'" • Geçen hafta yayımladığımız dergi tıra/ları ıle ılgilı olarak Mıllıyet Sanat Dergisi adına bır açıklama yapan Zeynep Oral, dergının 4 928 aöonesı bulunduğunu ve aylık net satışlannın 10 bının ustünde olduğunujielırttı Bakan Emiroğlu'na: "Müsteşarınız değil, siz cevap verin: Öğretmen okuduğundan dolayı sııçlanmah mı?" Bakanlık olarak çıkarabıldığmiz ve oğretmenlerin serbest duşuncelerını dile getiren bir derginiz var mı? Bir tuzuk, yonetmelık ve karamamelerle (şunu okuyacaksınız, şunu şunu da okumamz yasaktır) dıye çıkardığınız Tebliğler Dergisi var. lyi ki vaktiyle onu da eskı \filh Eğıtım Bakanlan'ndan Hasan Ali Yucel çıkarmış da, işinize yartyor, surduruyorsunuz. Oğretmenin serbestçe mesleki, ozluk ve ulke sorunlannı dile getiren bir dergisi ya da BUTUN OÖRETMENLER İngiliz, Deneyimli ve Profesyonel 3he •Kur Başbma Tarıhı 6 Eylul 1986 Kayıtlarımız devam edıyor Parlak fikir Boğaz Koprusu'nun ve çevre yollarının kopruye yakın bolumlennin sabah ve akşam saatlerindeki kanşıklığı hepimizce malumdur. tlgıli ve yetkililerin bu duruma çozum getirmek için parlak fikirler urettiklerine şahit oluyoruz 147 09 83" Rumelı Cd No92/4 Zekı Bey Apt OsmanbeyIST (Yapı Kredı Bankası Karşısı) İKTİSAT BAINKASI kdMt Baı*aa Gand MOdürtük Tel 176 5040 Teteks. 27685 abc *tt> tr IkHM BankMı Mtıtel Şıi» Tel 172 0511 Teteks. 27417 ker tr I k M t B«*aa Bıfcçekapı $ubwl Tel 512 0160 TeleKs 23604 kte tr Ikttaat B M n M*cM«ye«ay ŞdMl Tel 131 1732'eteks 31094 kby tr İMUt Bufcm K»Ml6y ŞuCMİ Tel 338 9838 Teleks 290 t ktk tr İMnt B***» KvtMy ŞıAm Tel 145 7084 Teksks 24154 ıkka tr İHtat Bttka» BatarkBy ŞuDM Tel 570 1680 Teeks 28676 ıtst tr hrihat BMfcm Ankara ŞubMİ Tel 17 99 82 Teteks 46909 kts tı İMnt Banfeaa l a ı * $d>Ml Tet 22 62 47 Teteks 52292 kbı tr tatat B*+*x Buna ŞıfcMİ Te 230 23 eleks 32 i= kbu tr IkUal Bw*av Man* Şub«4 Tel 370 07 Teleks 62800 ıkaa tr b*M B«*M Mrrein Şutoi Te* 380 50 Teleks 67258 ıkme tr rta G l ua Tel 279 65 Teleks 69118 ıkga tr Iktut B«*a* DwHH ŞuB«t Tel 1 C 10 Teeks 59545 ıkta tr 3 fc«ut B«nM» lakendenın ŞubMl Tel 128 44 Teteks 681C7 ıs»b tr lldhat BankM Snmui ŞiOMl Tel 178 75 Teleks. 82131 srrnk tı lM»t Vba Ctunge Offlce Nuruaamaniy* Tel 526 9^73 Teleks 23195 vınu tr IkHutVta Chang* OMc* Kuşadn Teı 4075 Teleks 58536 kku tr IkiMVka Ctungt Offlc* Bodran Tel 2831 Teletaks 23 98 tdbatVlaa Chang* Offlo Urgflp Tel 1840 Telefoks 17 98 g Tet 4838 Teleiaks. 48 37 kOMlVlM Otmtt Oflle» AnM«* T« 180 44 Teleks 56083 kan tr BlLANÇO (Mılyon TL) AKT1FLER 30 HAZİRAN 31 ARALIK 1986 1985 PASIFLER MEVDUAT Vaöelı Mevduat Vadesız Mevduat Dovız Mevduatı MEVDUAT TOPLAMI KULLANILAN KREDILER ITHALAT TEMINAT VE TRANSFER EMIRLERI FAIZ VE GIDER REESKONTLARI MUHTELIF BORÇLAR DIĞER PASIFLER TOPLAM PASIFLER ÖZKAYNAKLAR Ödenmış Sermaye Yedek Akçeler Sabıt Kıy Yenıden Degerleme Fonu DÖNEM KÂRI TOPLAM ÖZKAYNAKLAR TOPLAM PASİFLER VE ÖZKAYNAKLAR 30 HAZİRAN 31 ARALIK 1986 1985 pŞ NAKIT DEGERLER TC MERKEZ BANKASI BANKALAR MENKUL DEGERLER CUZDANI MEVDUAT MUNZAM KARŞILIKLARI KREDILER TAHSILI GECIKMIŞ ALACAKLAR (Net) FAIZ VE GELIR TAHAK REESKONT MUHTELIF ALACAKLAR KANUNİ YEOEK AKÇE KARŞ DEVLET TAHVILI IŞTIRAKLERIMIZ (Net) SABIT KIYMETLER (Net) DIĞER AKTIFLER 10.867 754 36.335 9.818 7.758 60.402 2.032 2.879 9D34 291 1.049 9.498 10.889 6068 893 17 801 4 353 4 480 42 698 763 313 1102 31 1 042 6 601 3 439 8.364 24İ47 45.857 78468 34339 12205 3.008 13294 10236 151.750 6341 984 502 2JO29 11889 28 520 9 061 49470 13129 4519 1634 6182 6204 81 138 5 450 84 502 2410 8 446 89 584 TOPLAM AKTİFLER 161 £06 89 584 9356 161.606 İktisat Bankası ilk altı ayda Türkiye'nin dış ticaret işlemlerinden %11'lik bir pay elde etti. 15 şube ve 835 kişilik bir kadro ile. Verdiği kredilerin %90'ı ihracatın ve ihracata yönelik yatırımların fınansmanında kullanıldı. Buna karşılık toplam döviz girdileri altı ayda $429 milyonu buldu. Aynı dönemde döviz mevduatı $67 milyona, toplam mevduatı ise TL 78 milyara yükseldi. Kârı TL 2 milyarı geçti. İktisat'ın bu performansı, süratli çalışan profesyonel bir kadronun, müşteriyi daima ön plana alan bir bankacılık anlayışının eseridir.