19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
> CUMHURİYET/8 • HABERLERİN DEVAMI 22 /4ĞOS7ÖS 1986 dımcısı Eyüp Kpk ise bu öneriyi, "Kolay yapılacak bir şey degil" şeklinde değerlendirdi. SHP Genel Başkan Yardımcısı (Baştarafı 1. Sayfada) Tevfik Çavdar, anayasa değişikliği randumdan söz etmiştir. için izlenecek yöntem konusunda orNe var ki, bütün bunlar biçim taya atılan referandum ve salt çoğunsel yaklaşımlardır, daha doğru luğun yeterli olması önerilerini değer• su ayrıntılardır. Olayın özü şulendirirken, bugünkü anayasanın yadur: Siyasal yasaklarm kaldırıl pısının bile değişiklik için yeterli olsöyledi. " ması yolunda Çankaya, hükü dugunu anayasa Partamentodaki partilerin değişikliği için bir " mete yeşil ışık yakmıştır. ortak noktada birleşmelerinin yeterli Şimdi bütün gözler ANAP ik olacağını belirten Çavdar, şöyle tidarına çevrilmiş bulunuyor. konuştu: Bugün Meclisi oluşturan siya "Anayasa değişikliği bugün tartısal partilerin, anayasanın geçici şıldığı gibi yalnızca siyasi yasaklann 4. maddesini değistirmek için kalkması için olmamalı. Biz öteden alacakları ortaklcşa karar, çabuberi yapay bir tümor gibi duran sicak uygulamaya dönüşebilir; yasi yasaklann kalkmasım savunuyo• Başbakan Turgut özal'ın önün nız. Ama. düşünce ve siyasal örgütdeki siyasal yasakları kaldırma lenmede kısıtlamalar getiren anayaı konusundaki bütün engeller sa maddelennin de degiştirilmesi gerektigini belirtiyoruz. . kalkmış sayılabilir. Çankaya ile Anayasalann kolayca degiştirilmehükümet arasında bu alanda bir si, Türkiye'de 1908'den bu yana var. sürtüşme çıkması beklenmedik lıgtnı sürdüren anayasa larüşmalannı . bir gelişme olur. Çünkü Meclis gundtmden çıkaracaktır. Ekonomik teki siyasal partilerin alacakları ve sosyal yönden hızb degişen ve ge. ortak karar, reddedilmesi ola lişen toplumumuzda anayasalann da naksız bir ağırlık taşıyacaktır. degişmesinden dogal ne olabilir ki? A ncak olayın ardında bir ger Anayasanın degiştirilmesini agırçek daha var. Sayın özal, 12 Ey laşnnuı koşullann da bir mantıgı var. lül sayesinde iktidara gelmiştir; Özellikle antidemokratik egilimleri x içinde banndıran iktidarlara karşı bu • 12 Eylül felsefesi ile bütünleşmiş1 bir tur tir. Eğer siyasal yasaklar kalkar tör engelleriyi olan sübap oluşturur. Bugün için şey, konunun iksa ANAP iktidarımn koltuğun tidar ve muhalefet tarafından açıkda rahal oturması zorlaşacaktır. ça tartışılmasıdır. Bu tartışmalar soBu durumda Sayın Özal'ın da nunda olumlu bir yolun bulunacagını ' ha bir süre Çankaya'yı siyasal umuyorum. Meclis karanndan önce yasaklar konusunda engel gibi referanduma başvurulmasını ise ke göstermeye çalışması, ancak bir sinlikle Medisin vetkilerini kısıtlayan, siyasal manevra niteliği taşıya onu geri plana iten bir uygulama olarak göriiyonım. Meclis ulusal ege' caktır. menligi yansıttıgına göre tüm sonın bınn çözümünü de bulur. Bolması da gerekir". DYP Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk, partilerin anayasa değişikliğini ve siyasi yasaklann kalkmasıru tartışmalannın konunun en önemli yani oldugunu bildirerek, referandumun anayasa açısından zorunlu olmadığını belirtti Cindoruk, siyasi yasaklann kalkması konusunda bir referandum dileği ya da gerekliliği düşünulüyorsa buna karşı çıkmayacaklannı kaydetti ve şunları söyledi: "Tek dereceli seçilmiş meclislerin anayasa koyma ve degiştirme hakkı tartışılmaz. Bu konuda parlamentonun seçmenden guven tazelemesi gerekli değildir. Paıiamentonun guven tazelemesi için secimleri yeniiemck yeterlidir. Yasaksız bir seçimle parlamentoya guven tazeknir ve referanduma gerek kalmaz" Cindoruk, Özal'ın anayasa değişikliklerinin salt çoğunluğa bağlanması önerisi konusunda ise şöyle konuştu: "Başbakan işi yokuşa sürmeye çalışıyor. Amacı zaman çalmaktır. Çeşitli anayasalarda salt çogunlukla değişiklik konusu var. Bu tarttşıiabilir. Ancak, bugün ANAP gnıbunun anayasa değişikliği önerme çogunlugu vardır. Bu çogunluga dayanarak teklif yaparsa göruşümuzu ve gnıbumuzun oy istikametini açıklanz. Aslında Türkiye Mecliste anayasa yapmadıkça anayasa tartışmaları bitmez". ANAP'IN GÖRÜŞÜ ANAP Teşkilat Başkan Yardımcısı Eyüp Aşık, anayasanın yeni oldugunu ve bu nedenle değiştirilmemesi gerektiğini savunarak, cumhurbaşkanının anayasa değişikliği için referandum düşüncesi ile ilgili şunları söyledi: "Sayın Cumhurbaşkanı zamanın• •• da anayasayı yazmaya yetkiliydi. O zaman niye böyle bir şey düşünülmedi. Anayasada referanduma nasıl gidilecegi yazılı. Dogrudan referandu(Baştarafı 1. Sayfada) Cumhurbaşkanı ile konu ma gitmek mümkun degil. Kanumaryazıyorlar. Çifte standart kullayu.hiç göriiştttnüz mü? da ve geleneklerde otmayan bir şeyi nıyorlar. Hem ayıp bu hem de ÖZAL Referandum mesele denemek için yapmak dognı ve üzülüyorum. si bugün böyle bu kadar ateşli mümkun degil. Bu sistemde Medisin, yargının, hükümetin görevleri tabir konu mu? Öyle bir söz söylemediniz Türkiye'de siyasetin tüm rif edilmiş. Kanunlann yapüma şekli mi, yani 'Anarşiden eski siyasetkurallan ile işlemesi ve demok de ortada. Şimdi orta yerden bir başçiler sorumludur' gibi bir söz rasinin eksiksiz çauşmaya başla ka teklif yapılınca sistemi hiçe sayısöylemediniz mi? ması için siyasal yasaklann kalk yorsunuz demektir. O zaman sistemi ÖZAL Ben aynen şunu söydegistirmek lazımdır". ması gerekmiyor mu? ledim. Türkiye anarşi döneminSiyasi yasaklann kalkmasının ÖZAL Ele alınz bu meden geçti. Bunun muhtelif semümkun oldugunu, ancak bu konuseleyi.. bepleri vardır. Ama, bunu tahda muhalefet partilerinin yaklaşımmı Cumhurbaşkanı ile göriiş inandıncı bulmadıklannı anlatan lil etmeyelim şimdi. Eski siyasi tünüz mü hiç? Aşık, "Biz de muhalefette olsaydık oluşumlann rolü var mı, yok mu, ÖZAL Sayın Cumhurbaş onlar gibi derdik. Ama, bizde şimdi bunu tartışmak istemiyorum. kanıyla ilk görüşmemde açaca iktidar sorumlulugu var" Eski siyasilerin rolleri münakaHDP Genel Başkanı Mehmet Yağım referandum meselesini... "şa edilebilir. Ama, rolleri olmazar ise, referandum yolu ile halkın Ancak, kendileriyle anlaşmadan •dığı inkâr edilemez, dedim. oyuyla seçilmiş bir Meclisin yetkisiolmaz bu iş.. Yani, tam o yazıldığından Yapacağınız Ok görüşmede ni tartışma konusu yapmamak gerek'farlch bir şey söyledim. O döCumhurbaşkanı açabilir mi ko tiğini bildirerek, Başbakan Özal'ın nemlerin kavga dönemleri olduönerisıni, "basit sokak kurnazlıgı ile nuyu size? ğunu, bizim ise kavga istemedisiyasi çıkar saglama çabası" olarak ÖZAL Dedim ya.. Sayın Jimizi ve Türkiye'yi hiçbir zaniteledi. Yazar şöyle dedi: Cumhurbaşkanı açmasa bile, biz •man kavgaya götürmeye niyetli "Başbakanın teklifi samimi degil. açanz. Bu metoda göre, iktidar partisi sayı'Oİmadığımızı söyledim. Bunu da Şu anda anayasa değişikli sal çogunluguna dayanarak anayasazaten her fırsatta söylüyorum. ği sağlayacak ya da bunu öngö yı siyasi çıkarian doğnıltusunda is Size atfen yayımlanan sözlere gerek Sayın Demirel'in, ge ren bir çalışmanız var mı hükü tedigl gibi degjşürme imktnı bulabllecekür. Başbakanın yaklaştmı endişe mette ya da partinizde? rekse Sayın Ecevit'in tepkileri olvericidir. ÖZAL Hayır, yok. dnkça sert.. Kefah Panisi Genel Başkan Yar Teşekkür ederim Sayın ÖZAL Dedim ya, hem dımcısı Rıza Ulucak da referanduBaşbakan. ayıp, hem de üzüldüm. Ayrıca, mun çok önemli konularda ve alterTelefonda edindiğimiz izleben onlarla uğraşmak istemiyonatifli yapılması durumunda yarar nim, Başbakan özal'ın konuyu rum. Çünkü, bugün için onlar sağlayabileceğini bildirerek, salt çoCumhurbaşkanı Evren'e açtık ğunlukla anayasa değişikliği göriişübenim siyasi rakiplerim değil. tan sonra sorunun çözüme doğ ne katılmadıklannı açıkladı. Ulucak, Günü gelir, siyasi rakiplerim "Anayasa herhangi bir kanun degil. ru daha da hızlanacağı yolunda. olurlar, o zaman başka. Ama Bir iktidann şu veya bu şekilde, çoBir başka deyişle, Türkiye 1988 şimdi değiller ki.. gunlugana dayanarak kendi keyfinseçimlerine "eski politikacüann Bir de şu konuda düşünceyasaklannın kalktığı" ya da Sü ce anayasa degişikligine gidişini hoş nizi almak isterdik. Referandum karşdamayız. Gerçi bizde anayasa. leyman Demirel'in sık sık kulkonusunda siz ne diişiinüdemokrasi dışı muhtelif hareketlerlandıgı bir ifadeyle "siyasi y«yorsunuz?. le degiştirilmiştir. Ama biz istikrann saklann kalküğı bir ülke" ola memlekele avdet etmiş oldugunn ve ÖZAL Benim bu konuda rak girebilir. Dar anlamda "es devam edecegini düşünüyoruz" diye esas düşüncem şudur: Diğer ülki siyasilerin haklannın verildikonuştu. kelerdeki uygulamalar da genelgi bir ülke olarak" girebilir. Öte yandan, eşi DSP Genel Başlikle böyle oluyor. Anayasa naBurada çok önemli nokta, kanı Rahşan Ecevit'le birlikte seçim sıl kabul edilmişse, değişme yoCumhurbaşkanı Evren'in tutu çalışmalannı izlemek üzere tstanbullu da aynı olması lazım. Önce da bulunan kapatılan CHP'nin eski muyla ilgili. Bizim sağladığımız Mecliste anayasanın nasıl değişbilgiler ve özel görüşmelerimiz Genel Başkanı Bülent Ecevit de, batirileceğini ele almamız lazım. sın mensuplannın bu konuya ilişkin de elde ettiğimiz izlenimler, Anayasanın 175. maddesinde Cumhurbaşkanı Kenan Evren' sonılannı şöyle cevaplandırdı: anayasa değişikliğinin nasıl ola Efendim, bureferandumkonuin "1989 yılında kendi dönemi cağı yazılmış. Orada anayasanın sunda bir şey söyleyecek misiniz? sona ermeden bu sonınu çözmek ECEVtT O gayri ciddi bir şeydeğiştirilmesi için Mecliste üçte istedifi" yolunda. Hatta, bu dir. Anayasada öyle bir şey yok. Soniki çoğunluk aranıyor. Eğer alandaki adımlann daha da hızlı ra ben kendi siyasal haklanm üzerincumhurbaşkanı bu değişikliği veatılarak "1988 seçimlerine eski deki kısıüamalarla ilgili değilim. Buto ederse, bu sefer de dörtte üç poh'tikacılann haklanmn geri venu defalarca söylüyorum, ama hâlâ çoğunluk lazım. Ben önce Mecrilmesini sağlayacak gerekli de bazı gazeteler sanki ilgiliymişim giliste bu işin görüşülmesi lazım gişikliklerin bir an önce bi konuşuyorlar. Düşünün ki hakkındiyorum. Anayasa değişikliği yapılması" doğrultusunda. da dava, dört soruşturma açılmıs, ikiMecliste kabul edilir. Sonra halsi de kovuşturmaya dönüştü. Bunlarkın oyuna gider. Halk bunu kadan birınden üç ay daha hüküm giyersem ömrüm boyunca seçilme hakbul ederse, anayasa değişiklikleri kımı yitireceğim. Geçici 4. madde olur. Sadece anayasa değişiklik(Baştarafı 1. Sayfada) kalksa bile. Çünkü anayasada bir leri için referandum kullanılır. madde var, kalıcı madde. Herhangi Bayram öncesi su kaybından aniMecliste 201 oy alır, referandum bir kimse toplam bir yıl hapse girerden rahatsızlanan ve serum verilen da yüzde ellinin üzerinde oy alırse ömrü boyunca seçilme hakkını yiCelal Bayar'ın rahatsızlığı önceki gesa, anayasa fiilen değişmiş olur. tirir. Bu bakımdan ben o 4. madde ce yeniden arttı ve sabaha karşı 05.00 Cumhurbaşkanı bir başka ile falan ilgili değilim. O referandum sıralarında ailesi tarafından Haydaformiil üzerinde duruyor.. da kimden çıktıysa çok saçma bir şey, rpaşa Nuraune Hastanesi Göğüs anayasada böyle bir şey yok. ÖZAL Sayın CumhurbaşCerrahi Bölümüne yaunldı. Bayar'ın kanımız ile anayasanın 175. durumu akşam saat 20.00 sıraların Evren'in Özai'a teklif etögi söyda düzelme gösterdi, ancak saat maddesi üzerinde anlaşmamız leniyor. 23.30'da yeniden ağırlaşma görüldü. lazım. Önce 175. maddenin deECEVtT Hayır, sanmıyorum Bayar "ın hastaneye kaldırümağiştirUmesine ilişkin Sayın Cumböyle bir şey söyleyeceğini Cumhursından habersiz Çiftehavuzlar'daki hurbaşkanının onayını almak ve başkanı'nın. Herhalde teklif etmeeve giden DYP İl Başkaru Yaşar Kebu konuda kendileriyle mutabamiştir. Çünkü anayasada referanduçeli, 6. Bölge adayı Gökhao Evliyakata varmamız lazım. mun nasıl yapılacağı bellidir. Bir anaoğlu ve bazı milletvekilleri ziyaretçi yasa değişikliği olur, Cumhurbaşkanı Başbakan Özal'ın "Cumhurkabul edilmediği bildirilerek içeri o değişikliği beğenmez ise, Cumhurbaşkanı ile anlaşmamız lazım" alınmadılar. başkanı o değişiklik üzerine referandediği anayasanın 175. maddeCelal Bayar'ın kızı Nilüfer Gursoy duma gider. Fakat onun dışında şu sini açıyoruz. Madde aynen ile damadı Dr Ahmet Giirsoy gece konuyn soralım, İsviçre gibi olacakşöyle: sa, evvela İsviçre demokrasisini geyansına doğru Bayar'ın yanına alın"MADDE 175: Anayasanın tiririz Türkiye'ye, ondan sonra o türlü dılar. Ahmet Gürsoy, dün gece hasdegiştirilmesi, Türkiye Biiyük referandumdan bahsederiz. tane önünde bekleyen gazetecilere Millet Meclisi üye tam sayısının şunları söyledi: Bu arada UBA'nın sonılannı ceen az üçte biri tarafından yazıyvaplandıran Prof. Tank Zafer Tuna"Dr. Koptagd tlgiin, yanındaki la teklif edilebilir. Anayasanın ya, siyasi yasaklann kalkması için, asistanıyla dün gece (önceki gece) gedegiştirilmesi hakkındaki tekliföncelikle anayasa değişikliği gereklerek kendisini kontrol etti, o zaman tiğini belirterek, "Referandum. Türk ler ivedilikle göriişülemez. Dedurumu iyiydi. Gittikten 15 dakika anayasa sistemi içinde kabul edilmiş ğiştirme tekliflerinin kabulü, sonra geri dönerek, 'Biz bu gece bubir müessese değil" dedi. Meclisin üye tamsayısının üçte rada kalacağız' dedi. Sabah saat Siyasi yasaklann kalkması için 04.'e doğnı durumu kötüleşince iki çoğunluğunun oyuyla mümCumhurbaşkanı Kenan Evren'in reProf. Siyami Ersek'i çağırdık. 05'te kündür. feranduma gidilmesi şeklindeki önede buraya getirdik. Şu anda senıma Anayasanın degiştirilmesi risini degerlendiren anayasa profesöbaglı, oksijen veriliyor." hakkındaki tekliflerin görüşülrii Tank Zafer Tunaya, yasaklann Gürsoy, Başbakan Özal'ın telefon mesi ve kabulü, birinci fıkradakalkması konusunda TBMM'nin söz açarak sağlık durumu hakkında bilki kayıtlar dışında, kanunlann sahibi oldugunu belirtti. Referandugi aldığını ve "Yapabileceğiraiz bir görüşülmesi ve kabulü hakkınmun kolay uygulanabilir bir müesseşey var mı?" diye sorduğunu, sağse olmadığını vurgulayan Prof. Tudaki hükiimlere tabidir. lık ve şifa dilediğini söyledi. Ayrıca, Cumhurbaşkanı anayasa degi Süleyman Demirel, Hüsamettin Cin naya şunlan söyledi: "Referandnm, Türk anayasa sistesiklilüerini Türkiye Büyük Mildoruk, Sağlık Bakanı Mehmet Aymi içinde kabul edilmiş bir müesselet Meclisi'ne geri gönderdikten dın, Vali Nevzat Ayaz ve bazı polise degil. Ancak anayasa değişikliği ile sonra, Meclis geri gönderilen katikacılann ara)ip geçmiş olsun dilebu olabilir ve bizim sistemimize ithal ğınde bulunarak sağlık durumu haknunu aynen kabul ederse Cumedilebilir. Fakat referandum kolay kında bilgi aldıklarını söyledi. hurbaşkanı bu kanunu halkoyutatbik edilebilir bir müessese degilna sunabilir." Saat 00.30 sıralarında hastane dir. Çok dikkatli tatbik etmek gereBaşbakan'la telefondaki sohBaşhekimi Dr. Seyfi Basa'nın geldikir. Gayet iyi ve hesaplı bir şekilde ği görüldü. beti sürdurüyoruz. hareket elmek gerekir. ARDENDAKI Meclisi kısıtlayıcı (Baştarafı 1. Sayfada) GERÇEK Diplomatik Türk sporu film yasağı Namık Sevik'i yiârdi Dışişleri: Sevik'in cenazesi bugün saat 10.30'da 30 yılını verdiği Milliyet Gazetesi önüne, U.OO'de Gazeteciler Cemiyeti önüne getirilerek birer tören düzenlenecek. Şpor Servisi Milliyet Gazetesi Spor Sorumlu Müdürü Namık Sevik, dün sabaha karşı geçirdiği bir kalp krizi sonucu öldü. Sevik'in cenazesi, bugün saat 10.30'da 30 yıbnı verdiği Milliyet Gazetesi önüne; U.OO'de Gazeteciler Cemiyeti önüne getirilerek burada birer tören düzenlenecek. Namık Sevik, Soğütlüçeşme Camii'nde kılınacak öğle namazındarı sonra Çamlıca Çakaidağı Mezarlığında toprağa verilecek. 1926 yılında dünyaya gelen Namık Sevik, yükseköğrenimini tamamladıktan sonra 1950 yılında Son Saat Gazetesi'nde çalışma hayatına başlamıştı. Daha sonra lstanbul Ekspres ve Akis dergilerinde çalışan Namık Sevik, 30 yıldan bu yana da Milliyet Gazetesi Spor Sorumlu Müdürlüğü görevini yürütüyordu. Türkiye Spor Yazarları Derneği kurucu üyelerinden olan Sevik, Türk spor basınına uzun yıHar emek vermiş, çok sayıda spor yazan yetiştirmişti. Spor basınırruzda, yeniliklere açıklığıyla tanmıyor ve seviliyordu. TSYD Genel Başkanhğı görevinde de bulunmuş ve Gazeteciler Cemiyeti üyesi olan Sevik, çeşitli seminer ve otuı umlarda spor basınının sözcülüğünü yapmış, sporumuzun sorunlanna yazı ve incelemeleriyle ışık tutmuştu. Namık Sevik'in ani ölümü, başta spor basını olmak üzere tüm basın çevrelerinde büyük üzüntü yarattı. Türkiye Spor Yazarları Genel Merkezi, kuruculanndan ve ikinci genel başkanı Namık Sevik'in vefatından duyduğu üzüntüyü belirten bir bildiri yayımladı. Türkiye Spor Yazarlan Derneği Genel Merkezi'nin bildirisi şöyle: "Derneğimiz kuruculanndan ve ikinci genel başkanımız Namık Sevik'i kaybetmenin büyük üziintiisünii yaşıyoruz. Namık Sevik Türkiye'de spor yazarlığınıo gelişmesi ve kişilik kazanmasında önemli rol oynamış ve bunun öncülüğünü yapmıştır. Türkiye Spor Yazarlan Dernegi'ne ve Türk spor yazariığına büyük hizmetleri gecen, çok sayıda genci meslege kazandıran bu büyük ustayı, son yokuluğuna uğurlarken saygı ve şukranla anıyoruz. Türk sporunun başı sagolsun.'' MU^ERREF HEKİMOGLU ANKARA,,,ANKA Armağan Bizbîi îlgimîzyok TV'de bu akşam yayımlanması gerekirken, "Türk dış politikasma aykırı" bulunarak yayından kaldırılan "Moskova Görevi" isimli fılm için dışişleri çevreleri "Bizimle hiçbir ilgisi yok" dediler. Sovyet Büyükelçiliği ise olayı "acayip" buldu. ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) Televizyondaki "Sinema Tarihi" kuşağmda bu akşam yayımlanacağı duyurulan Amerikan yapımı "Moskova Görevi" adlı filmin Türk dış politikasma uygun olmadığı gerekçesiyle yayından çıkanlması dün başkentteki diplomatik çevrelerde geniş yankılara yol açtı. Dışişleri Bakanhğı, filmin sansürlenmesi iie bir ilgisi olmadığını duyururken, Sovyet diplomatlar da rahatsızlık belirttiler. TRT yetkiUleri, 1940'h yıUarda Moskova'da görev yapan bir ABD büyükelçisinin hayatını konu alan filmin gösterimden çıkartılmasına gerekçe olarak "Sovyetler Birliği lideri Gorbaçov'un Başbakan Turgut Özai'a randevu vermemesini" göstermişlerdi. Bir TRT yetkilisi, gerekçeyi açıklarken "Filmde Ruslar son derece iyiliksever, banşçı ve insancıl bir ulus olarak gösteriliyor" demişti. Dışişleri Bakanhğı, dün gazetecilerin soruları karşısında söz konusu filmin gösterimden çıkartılması olayıyla uzaktan yakından bir ilgisi olmadığını duyurdu. Dışişleri Bakanhğı'nın üst düzey bir yetkilisi, bu konuda Cumhuriyet'e "Biz de gazetelerden ögrendik. Olayla en ufak bir ilgimiz yoktur" dedi. Aynı yetkili, filmin sansüre uğramasının gerekçesi konusunda da konuşmak istemedi. Sovyet Büyükelçiliği çevreleri ise, gerekçeyi "acayip" bulduklarını gizlemediler. Bir Sovyet diplomatı, Cumhuriyet'e "Gerekçe bize hakikaten acayip gözuktü" dedi. Aynı Sovyet diplomatı, "Film bir Amerikan filmi. Filmde Sovyet halkı sempatik göstiriliyormuş. Amerikalılar gerçeği böyle görürken, başkalannın gerçeği başka şekilde görmelerini anlamak zor" şeklinde konuştu. TSYD'NİN BİLDİRlS! Evrerfle görüşeceğîm Ve kıırtuldu peder Mehmet Çalış, kendisinden af mektubunun oyuna getirilerek alındığını söyleyerek Denizli Savcıhğı'na şikâyette bulundu. Günlerce "Kanımıza kan isteriz" diyerek damadını affetmeye yanaşmayan kayınpeder Mehmet Çalış, önceki gün akşam üzeri HDP Denizli Mületvekili tsmail Şengün ile yaptığı görüşmeden sonra karannı değiştirdi. Çalış aynı gün Şengün ile birlikte Kurtluca köyünden Denizli'ye gelerek 1. Noter'de af mektubunu imzaladı. HDP Denizli Milletvekili Şengün, infazın bugün cuma namazından sonra gerçekleşeceği haberleri nedeniyle gece saat 24.00'te Ankara'ya gıderek af dilekçesini dün sabah Suudi Arabistan Büyükelçiliği'ne yetiştirdi. Elçilik yetkililerinin Suudi Arabistan'a yıldırım telgraf çektikleri ve kayınpeder Mehmet Çalış'ın damadı Ahmet Güneş'i affettiğini bildirdikleri öğrenildi. Bu arada, Ahmet Güneş'in tutuklu bulunduğu Cidde'deki Türkiye Başkonsolosluğu, "tdam hükmünün yann (bugün) olacağı yolunda kesin bir şey yoktu. Eger kayınpeder affetmisse idam hükmü kalkar" bilgisini verdi. Telefonla göriiştüğümüz Cidde Başkonsolos Yardımcısı Ahmet Akarcay, kayınpeder Mehmet Çalış'ın af mektubu ile ilgili gelişmelerden haberdar olmadıklarını belirtti. Konsolos Yardımcısı Akarçay şöyle konuştu: "Ahmet Güneş'in idam edilecegJ konusunda kesin bir şey yoktn. Yann (bugün) cuma namazından sonra başının kesileceği yolundaki haberleri Türkiye^ deki gazeteler \azmış. Böyle bir şey yoktu. Çünkü biz ertelenmesi için başvuruda buiunmuştuk. İdam olmayacaktı. Eğer kayınpeder affettiyse Ahmet Güneş idam edilmez ama yasal cezasını çeker. Ayrıca olayda magdur olan bir de küçük çocuk var. Suudi Arabistan yasalanna göre bu çocuk riiştünü ispat edinceye kadar baba affedilmiş sayılmayabilir. Ancak kayınpeder affetmişse idam hükmü kalkar." HAPtSTEN ÇIKIYOR a.a.'nın haberine göre Suudi Arabistan Büyükelçiliği'nden bir yetkili, "Bu iş bitmiştir. Türk işçisi Ahmet Güneş'in başı kesilmeyecek" dedi. Verilen bilgiye göre karısını öldürmekten sanık Ahmet Güneş, öldürdüğü eşinin anne ve babasına "diyet" ödeyecek. "Diyef'in para olarak miktarını, ölümüne karar veren şeriat mahkemesi kararlaştıracak. Ahmet Güneş bu diyeti öderse birkaç ay içinde cezaevinden çıkabilecek. Yetkililer, Ahmet Güneş'in diyet ödenmesi halinde 2.5 yıl hapis cezasına çarptırılacağını, bu sürenin dolmasına da birkaç ay kaldığını bildirdiler. Bu arada, Denizli Cumhuriyet Savcısı Talât Dündar Saner, İcayınpeder Mehmet Çalış'ın damadını affetmekten vazgeçmesiyle ilgili olarak şunlan anlattı: "Uzun zamandır Mehmet Çalış'ı bekliyorduk. Bize 13 ağustosta affetmediğini ve cezasının infazım istediğini bildiren belgeyi verdi. Biz de aynı tarihte bakanlığa yolladık. Bu sabah yeniden geldi. Kandınldığını ve etki altında kaldığını, bir milletvekiline cezanın infazından vazgeçtiğine dair yazılı belge verdiğini söyledi. 'Engel olunuz. Cezanın infazını istiyonım' dedi. Ancak resmi bir girişim olmadığı için bu konuda kendisine yardımcı olamadık. Daha önce bize vermiş olduğu belgeyi Ankara'ya gönderdiğimizi tekrarladık." Ahmet Güneş'in idamdan kurtulmasını sağlayan HDP Denizli Milletvekili İsmail Şengün ise dün TBMM'de düzenlediği basın toplantısında Ahmet Gü (Baştarafı 1. Sayfada) Celal Bayar neş'in kurtanlması girişimlerinin yanlış yolda yürütüldüğünü görünce kişisel olarak harekete geçtiğini ve sonunda başarıya ulaştığını bildirdi. Şengün, Çalış'ın Denizli'ye 35 kilometre uzaklıktaki köyüne gittiğini ve üç saat süren bir görüşmeden sonra bağış belgesini aldığını belirterek şunları söyledi:"Ahmet Güneşolayını gazetelerden öğrendim. Daha sonra ilk yaptığım araştırmalarda Adalet ve İçişleri Bakanlıkları temsilcilerinin, yani üst düzeydeki bürokratlann, vali, jandarma komutanı ve bunun gibi kişilerin olaya degişik açıdan baktıklarını gördüm. Çünkü üst düzeyde bürokratlar kayınpeder ve kayınvalideyi ayaklanna çağırarak adeta emreder biçimde belge imzalamasını istemişler. Bunu fark edince kendim harekete geçtim ve köye gittim. Burada kayınpeder Mehmet Çalış ve eşi ile ayrıca imam hatip lisesini bitirmiş oğullarıyla üç saat süren göriişme yaptım. Kuran'ın Bakara suresinden ayetler okudum. Ve sonunda tenazül belgesini aldım. Aslında bu insanlar son derece munis, yumuşak. Başı kesilecek olan Ahmet Güneş'in ailesi bile her nedense hiç bunlann yanına uğramamış. Kendilerini ikna ettikten sonra notere gittik. Tanıklar huzurunda bağışlama belgesini imzalayarak bana verdiler. Kendilerine teşekkür ettim." İsmail Şengün bu sabah Suudi Arabistan Büyükelçisi'yle de görüşme yaptığım, noterden aldığı belgeyi gösterdiğini ve bir kopyasını kendisine verdiğini anlatarak, "Size şunu haber vermek istiyonım. Ahmet Güneş'in yann başı kesilmeyecek. Çünkü büyükelçi bana her türlü imkânlan kullanarak infazı durduracaklannı açıkladı" dedi. Şengün, Çalış ailesini ikna edebilmek için Bakara Süresi'nin 178. ayetini kendilerine okuduğunu da anlatarak, ayetin şunlan dediğini kaydetti: "Oldüren, ölenin kardeşi tarafından bağışlanırsa kendisine örfe uygun ve güzellikte diyet ödenmesi gerekiyor. Bu Rabbim'den bir hafifletıne. tenazül ve rahmettir." Şengün'ün verdiği bilgiye göre tenazül belgesi kayınpeder Mehmet Çalış ile kayınbirader Mahmut Çalış tarafından kendi el yazıları ile yazıldı. Belgenin son bölümünde "Söz konusu belgenin hiçbir zorlamaya dayanmadan kendi öz iradeleri ile yazıldığı" kaydediliyor. Şahit olarak da Şengün ve köylü İsmail Torun gösteriliyor. a.a!nın haberine göre, "tenazül belgesi" Şengün tarafından, Dışişleri Bakanhğı Konsolosluk Hukuk ve Sosyal İşler Genel Müdürü Büyükelçi Reşat Arım'a teslim edildi. Büyükelçi Reşat Arım, kayınpeder Mehmet Çalış tarafından imzalanan "tenazül belgesi"nin, Suudi Arabistan'ın Ankara Büyükelçisi Abdülaziz El Hoca'ya nota ile bildirileceğirıi açıkladı. Arım şöyle konuştu: "HDP DenizU Milletvekili tsmail Şengün, bize başvuruda bulunarak, cezanın hafifletilmesi için gerekli tenazül belgesini alabileceğini söyledi. Bu ümit üzerine biz de Suudi Arabistan makamlanna rica ederek, infazın tehirini istedik. Belge en kısa zamanda ilgili makamlara ulaştırılacaktır." Arife günü Mustafa Kemal'i gördüm. Birlikte yemek yedık Bir kasaba lokantasında Yanında savaş arkadaşları, Ismet Paşa, Kâzım Özalp. Fahrettin Altay. Eski model bir otomobilin gölgesine oturmuşlar, bir yer sofrasında peynir ekmek, üzüm yiyorlar Kurtuluş Savaşı'nın önde gelen komutanları, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruculan boylesine sade bir sofrada otururken kâgıt kebabı boğazımda kaldı. Oysa lokantacı huysuzlanıyor Biraz çabuk, bugün arife, yemekler hemen biter, size bir tatlı getireyim mi? Ne tatlısı? Mustafa Kemal Paşa1. Geldi Mustafa Kemal Paşalar!.. Tatlı yedik, acı konuştuk sonra... • • • Bayram günlerinde herkes bir yere, ben de yine Ören'e.. istanbul1 dan arabayla çıktık erkenden, izmit, Gölcük, Degirmendere. yanda fındık ağaçları yolda fındık satıcıları derken Yalova ya vardık, kıyıdaki kahvede biraz diniendik, Gemlık e uzandık Orhan Veli'yi söyleyerek. Gemlik'e doğru denizi göreceksin, sakın saşırma, diyor, ama şaşırmıyoruz gerçekten. Gemlik koyunur şaşılası güzelliğı kaybolmuş artık, mavılikler beton yığınlarıyla paramparça. Bursa'nın yeşilliği de kayboluyor gıderek Yemeği Kemal Paşa'da yiyeceğiz, diyor ilhan Başaran. Size bir sürprizim var Küçük bir lokantada bir resım göstereceğım ilhan Başaran mühendıs, ama çok yönlü bir kişi, yıllarca karayollarında çalışmış, Anadolu'nun taşını toprağını, dağını bayırını ve de insanını iyi biliyor, resımseverlıği ayrı bir özelliği, şiir de çok sever, çok okur, az konuşur. 1920'lerde doğmuş, cumhurıyetımizin ılkeleri doğrultusunda ödün vermeden yaşamış bir kişi sözün kısası. Bir sapaktan Kemal Paşa'ya dönüyoruz, çarşıda küçük bir lokantanın önünde duruyoruz Lokanta da değil. asçı dükkânı. Ocakta tencereler, tencerelerde bamyalar, fasulyeler, fırında kâğıt kebabı, çıplak masaiar, duvarda ılgınç resimler, bir cami, ağaçlar, çıçekler, bir köşede de 1920lerden bir fotoğraf, hayli tozlanmış, lokantacı ıslak bezle silince Kurtuluş Savaşı'nın komutanları dikiliyor karsımıza!.. Bizim başlanmız eğik doğrusu. Bu fotoğraf karşısında kimin başı dik olabiiir bilmem? Her gün her konuşmada Atatürk'ten söz ediliyor, herkes Atatürkçü olmakla ovunuyor, ama laf ola beri gele!. Ataturk'ün çizgisinden, devrimlerinden, cumhunyetimizin ilkelerinden boylesine uzaklaşarak Atatürk sevgisini vurgulayarak hangi ortama vardığımız göz önünde. Ataturk'ün yere oturmuş resmi hiç yayımlanmadı, diyor İlhan Başaran. Profesör Fatma Başaran sosyolojik yorumlar yapıyor, lıderlerın özellıklerınden söz ediyor. Ama hepımız aynı eziklik ıçındeyız sanırım. Bu resim Afyon cephesinde çekilmiş, o cephede savaşan erlerden biri, galiba bu lokantacının büyük babası da bir kopyesını alıp dükkânına asmış. O zaman duvarda bu cami resmi var mıydı acaba? Kurtuluş Savaşı'nın komutanları bir ağaç altı da bulamamışlar, çıplak tarlada yemek yiyorlar, o sade sofra çevresinde, çuha ümformalan içinde kimbilir neler konuşuyorlar? Bu fotoğrafm yıllarca sonra eğik başlarla seyredileceğini hiç düşunmüyorlar elbet. Kurtuluş Savaşımızın doğrultusunda kalsaydık. devrimlerden ödün vermeseydık basımız eğik olur muydu hiç? Biz de dimdik bakardık onlara, güzel bir hesap verirdik... Lokantadan çıkınca küçük bir kızın annesine yönelttiği bir soru beni yeniden üzdu Son yıllarda her yerde, birçok binanın kapısında, duvarında bir yazı var biliyorsunuz. "Ne mutlu Türküm diyene".. Kemal Paşa'da da var bu yazı. Küçük kız da annesine soruyor Başka ülkelerde de böyle yazılar var mı? Ne mutlu Fransızım, italyanım, Isveçliyim diye yazıyor mu duvarlarda? Arabaya bindim, o genç annenin kızına ne yanıt verdiğini duyamadım Bu soruya inandırıcı bir yanıt vermek kolay değil, küçük kıza önce Ataturk gerçeğini anlatmak gerekir. Oysa genç anne Atatürk'ü gerçekten tanıyor mu acaba? Sonra Atatürk o sözü ne zaman, niçin, hangi koşullarda söylemiş? O zaman söylenen bir sözün geçerliliğını sürdürmesi de belli koşullara bağlı değil mi? Örneğin bir Onuncu Yıl Marşı aynı coşkuyla soyleniyor mu bugün? Kurtuluş Savaşı'yla tutsak uluslara öncülük etmiş, emperyalizmi yenmiş, özgür, bağımsız, çağdaş bir ülke olmak yolunda tutarlı bir politika uygulamış bir Türkiye'nin insanları Türküm diyerek mutlu olur elbet. Ama dış yardımla, dış borçlarla, bağımlı politikayla, barışa, özgürlüğe, insan haklarına, çağdaşhğa özlem duyarak mutluluktan söz edilebilir mi? Yazarak, çizerek değil, tepeden tırnağa yaşanarak hissedilir mutluluk • * * Dört kuşak bir arada kutladık bu bayramı. Seksenı aşmış dayımdan, kardeşimin torunu iki buçuk yaşındaki Çiğdem'e kadar her yaştan bir insan mozaiği. Kimi 27 Mayıscı, kımi 30 Ağustos bayramında doğmuş bir delikanlı, bir mühendıs, bir arkeolog, bir bürokrat, bir pslkolog, özel sektörde görevlı bir genç kız, ilkokul öğrencisi bir oğlan ve okul çağı başlamamış çocuklar Bir ağacın dalları. yaprakları, çiçeklerı gibi.. Hepsinin ayrı bir öyküsü var, kimi iyimser, kimi kötümser, kimi noktalıyor. kimi yarılamış, kimi yeni başlıyor. Beni en çok çocuklar etkıliyor. Dunyalan çok güzel Nasıl içten gülüyor. nelerle mutlu olabıliyoriar Denizle konuşuyor, dalgalarla şarkı söylüyorlar Kumda balıklara ev yapıyorlar!.. Her şeye nasıl sevgiyle bakıyoriar ' Aydedenin yüzü kopmuş" diye üzülüyorlar. denizde üşüyünce güneşe soyunuveriyorlar! Kimi zaman bu çocuksu sevinci duyabılmey özlüyorum, kimi zaman çocukların sevinci ne kadar sürecek diye efkârlanıyorum Derken bir dost dikiliyor karşıma. Çocuklardan geliyoruz, diyor. Nasıllar? İyi, karşıdan karşıya bakıştık, özlem dındirdik. Oğlu tutukevınde bir anne var karşımda. Delikanlı beş yıldır içerde, daha sekiz yılı var, annesine güçlü, umutlu görünmek için büyük çaba göstenyor, ama ana kalbi dayanamıyor, oğlu yeteri kadar beslenmiyor, yemiyor, içmiyor, hastalanıyor diye kahroluyor. Konuyu değistirmek için sordum: Baykuş nasıl? Cezaevinin dammdan içeriye bir baykuş giriyor bir gün. Kovuştakiler seviniyorlar Baykuşu bir dost, bir konuk gibi karşılıyor, sevgiyle sarılıyorlar. Dinlediğim zaman gözlerim yaşarmıstı. Tutuklunun annesi bir an durdu, Baykuş öldü, dedi üzüntüyle. Oğlum ve arkadaşları yalvardılar, bir kuş istiyorlar benden, bayram armağanı... Denizin mavisi, çocukların gülüşü soldu birden, cezaevınlerindeki genç kızlara, delıkanlılara kaydı gönlüm Kimi sağcı, kimi solcu. onlar da nasıl bir çocukluk yaşadı, ne düşlerle büyüdüler kimbilir.Kimi öldü, kimi ötdürdü sonra, kimi yargılandı, kimi asıldı, kimi son kararı bekliyor parmaklıkların ötesinde, yine de yaşamak sevincini yitirmiyorlar, bayram armağanı istiyorlar annelerinden, bir kuş kanadında özgürlük duşü kuracaklar belki. o kuşun yumuşak tüylerinde sevgisizliği, duyarsızlığı unutmaya çalışacaklar belki de. Barışı düşleyecekler. • • • Atatürk barışçı bir devlet adamıydı değil mi? Ya Atatürk'ü sevdiğini söyleyenler? Onlar da barışçı mı? Cezaevlerine barışçı bir armağan yollayamazlar mı? Atatürk düşman komutana da elini uzatmış, dostluk kurmuş değil mi? BİLSAK Caz Festivali'nde linlvı toplıduk yok Kültür Servisi 2. Uluslararası BİLSAK Caz Festivali 2628 eylül tarihleri arasında Istanbulda, 29 eylül 1 ekim taribJeri arasında ise Ankara'da gerçekleştirilecek. Bu yıl festivale ABD'den Zip ve Essence, Polonya'dan New Presentation, Avusturya'dan Air Mail, Isveç'ten Crjstal Eagle, Brezilya'dan Henneto Pascoal E Grupa, Arjantin'den Dino SaluzziEnrico Rava Beşlisi, Türkiye'den tstanbul Caz Dörtlüsü adlı topluluklar katılacak. Festivalde ayrıca Alman cazının öncüsü sayılan Albert Mangelsdorff solo konser verecek. BİLSAK Caz Festivali'nin programı, konserlerin verileceği yerler ve bilet fîyatlan henüz belli değil. Festivalin damşmanı Emin Fındıkoğlu festivalle ilgili şunlan söyledi: "Bu yılki festivalde neden tanınmış topluluklar yok diye düşünebilirsiniz. Ancak tüm bu gruplar Türk cazseverierinin dışında dünyada tanınan ve sevilen topluluklardır." İııönti: Tam demokrasi Bu mahallelerde "Inönü Meclise", "tnönü başbakan" sloganları ile karşılanan Inönü, kahvelerde yurttaşlarla sohbet etti. Çay Mahallesi'ndeki kahve toplantısında Kifayet Keçeci adlı bir kadın, iki oğlunun cezaevinde oldugunu belirtip, İnönü'den genel af isterken, iki yıldır ortada kalan Kula Mensucat işçileri de yardım istediler. tnönü "Biz kapsamlı bir af için tasarı sunduk. ama kabul edilmedi. İflas eden şirketlerin kurtanlması için çalışan ANAP iktidarı, çalışanlann ücretlerini alması için çaba sarfetmiyor. Ha>^t pahalılığı, gecim sıkıntısı, enflasyon denilen canavaria mücadele edeceğiz. Özal'dan işsizligi azaltması, enflasyonu düşürmesi beklenemez. Özal'dan, ancak ara seçimleri kaybetmesi ve iktidar SHP'ye devretmesi beklenebilir" dedi. Inönü konuşmalarında üç yıldır demokrasiye geçişte önemli aşamaiar kaydedıldiğini vurgulayarak bu konuda şu görüşlere yer verdi: "Geçen üç yıllık süre zarfında demokrasi yeniden kurulmaya çalışıldı ve sürekli ilerliyoruz. ama hâlâ istediğimiz gibi olmadı. Ara seçimler dolayısıyla yeni bir aşama olacak. ANAP'ın bu secimlerde kayh*>«rnes: iik U«f« (Baştarafı l. Sayfada) muhalefetin bu yeni dönemde üstünlügünü sağlaması anlamına gelecek, bizim muhalefet olarak söylediğimiz pek çok şeylerin daha dikkatli dinlenmesine yol açacak. Biz demokrasinin tam çalışmasını istiyoruz. iktidar bizi kaale almıyor. Ara seçimler tam demokrasinin gerçekleştirilmesinde önemli bir adım olacak." İnönü Aliağa ve Foça yöresini dolaşırken sık sık turistlerie sohbet etti, esnafın, işçilerin ve üreticilerin sorunlarını dinledi. İnönü özellikle işçi yöresi Aliağa'da yaptığı konuşmada emekten yana bir parti olduklarını belirterek şöyle konuştu: "Çalışanlann, bütün halkın mutluluğu için kurulmuş bir partiyiz. Ama bunu gerçekleştirmek için programımız var. Bunu çeşitli uygulamalanmızl? ortaya çıkarmak için iktidar olmak istiyoruz. Yapacaklanmız bugüne kadar sözde kaldı. Programımızda birçok şey var, ama yine de bizim ne yapacagımızı vatandaş o kadar iyi bilmiyor. Bunun nedeni muhalefette olmamız. Şimdi milletvekili seçiminde SHP adaylan ile iktidar partisi adaylan arasında yarışma fırsatı ortaya çıktı. Sosyal demokratlar ayn ayrı parlilerdeydiler. Şimdi ilk defa ana muhalefet partisi olarak secime giriyoruz ve bu seçimde SHP adaylannın çogunun kazanması dogrudan doğruya Türkiye'de çalışanlann artık bu politikanın değişmesini istediklerini, ANAP'ın yaptıklanna artık yeter anlamına gelecek." İnönü, isim söylemeden de olsa ilk kez DSP ve Ecevitler'in eleştirilerine yanıt verdi. Erdal İnönü, Ecevitler'in ana muhalefet partisinin etkisiz kaldığı yolundaki iddialarına değinerek şöyle dedi: "Bugüne kadar olanlardan ANAP iktidan sorumludur. Bazen duyuyorsunuz. 'Muhalefet yok ki. Muhalefet bir şey yapmıyor. Bu işi düzeltmiyor' diyorlar. Ama, işin esası bundan sorumlu olan iktidardır. Muhalefet eleştirir, iktidara, bunlan düzeltin, der. İ stelik biliyorsunuz ki muhalefette dünya kadar güçlük vardır. Sosyal demokratlar dagınıktır. Onlan birleştirmek için dünya kadar uğraşmak gerekli. Şimdi ana muhalefet partisi olduk. Bu seçimde inşallah gücümüz daha çok artacak. Bizim iktidanmızın yolu açılacak. İktidara geçtigimiz zaman sorumlulugu alınz. Üç yıllık iktidann sorumlusu ANÂP'tır. Hesabın ondan sorulması gerekir." İnönü bugün akşama dek Karşıyaka'daki çeşitli mahalleleri dolaşacak, gece de Balçova'da bir düğün törenine katılacak. Derneğimizin lokal olarak kullandığı Küçuklanga Cad. V'alide Çeşme Sok. No: 50/4 Aksaray adresindeki merkezimiz 1.8.1986 tarihinden itibaren Fürüzköy Mah. Inönü Cad. No: 6/7 Avcı!ar adresine taşınmıştır. Üyelerimize TÜRK HAVA TRAFİK GÖREV LİLERİ VÖNETİM KLRLLl Duy uru
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle