23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 TEMMUZ 1986 HABERLER \ CUMHURİYET/11 BM Barış Gücü'ne misilleme hazırlığı BWİ Genel Sekreteri Perez de Cuellar'ın sözcüsünün, özal'ın KKTC'yi ziyaretine karşı çıkması üzerine Türkiye ve KKTC ile BM Genel Sekreterliği arasındaki ilişkilerde sorun doğdu. KKTC'de BM Barış Gücü'nün faaliyetine kmtlama getirilebileceği belirtiliyor. LEFKOŞE (Cumhuriyet) Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Perez de Cuellar'ın sözcüsünün Başbakan Turgut Özal'ın KKTC'yi ziyaretine karşı çıkarak ziyaretin ancak adadaki "meşru" Kıbrıs Rum yönetimine yapılabileceği yolundaki açıklaması, Türkiye ve KKTC'nin BM Genel Sekreteriyle ilişkilerinde ciddi bir krize yol açtı. Türkiye'nin BM Genel Sekreterliği nezdinde bir girişimde bulunarak bu açıklamayı ağır bir dille protesto ettiği bildirilirken KKTC de burada görey yapan BM Barış Gücü'nün faaliyetlerini sınırlayarak misillemede bulunmaya hazırlanıyor. KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, dün bu konuda önemli bir çıkış yaparak BM sözcüsünün bu açıklaması karşısında "KKTC'nin varlıgı ve preslijini koruyacak önlemler alınmasının kaçııulmaz hale geldigini" bildiıdi. Denktaş, Cumhuriyet'in bir sorusu üzerine bu önlemlerin içeriğini açıklamadı ve "Alındıgında görürsünüz" dedi. Ancak yetkili eevrelerden sağlanan bilgiler, Denktaş'ın BM Barış Gücü'nün KKTC'yi terk etmesi gibi "iplerl koparacak" ölçüde sert bir karara yönelmemekle birlikte, Barış Gücü'ne bağlı askerlerin KKTC sınırları içindeki hareketlerini sınırlayabilecek bir dizi pratik önlemler tasarladığını gösteriyor. Rauf Denktaş, dünkü acıklamasında, "BM sözcüsünün açıklaması kasıtlı ve hesaplı dıgilse, aptalca bir beyanattır" dcdi. Denktaş, sözünü ettiği önlemleri özal'Ia görüşilp görüşmediği şeklindeki bir soruyu yanıilarken de, "Biz kendisine bu konuyu açmadık. Herhangi bir şekilde kendisini angaje elmek istemiyoruz. Bu hakareti goguslemek KKTC'nin gorevidir. Eğer ziyaret bir gün daha gecikmiş olsaydı, biz (edbirimizi almış olacak(ık. Ancak özal geldiği için kararı durdurduk. Ancak yanlış anlaşılmasın, sayın Özal gider gitmez karar alınacak" şeklinde konuştu. Denktaş, bu önlemlerin hükümette görüşüleceğini de sözlerine ekledi. TÜRKlYE'NİN PROTESTOSU Bu arada BM sözcüsünün açıklamasından ciddi bir şekilde rahatsız olan Türkiye'nin de BM Genel Sekreterliği'ni sert bir dille protesto ettiği öğrenildi. Avrupa'da bir gezide bulunan Genel Sekreter Perez de Cuellar'ın, sözcüsünün açıklaması konusunda "Yorum yok" diyerek olayın dışında kalmaya çalıştığı, Nevv York'taki BM Genel Sekreterliği çevrelerinin de "Bu açıklama söıcünün kişisel görüşlerini içeriyor" dedikleri öğrenildi. Sözcünün açıklaması ile ilgili bilgi istemine tatmin edici bir yanıt verilmemesi nedeniyle Türkiye'nin BM nezdindeki daimi delegesi Buyükelçi tlter Türkmenin, üst düzey bir genel sekreterlik yetkilisini ziyaret ederek ağır biı protestoda bulunduğu bildirildi. Türkmen'in Türkiye Cum1 huriyeti Başbakanınm Türkiye nin tanıdığı bir devlete yapacağı ziyarete karşı çıkmaya hiç kimsenin hakkı bulunmadığını belirttiği öğrenildi. llter Türkmen BM sözcüsünü protesto etti Yıtnanh Bakan: Yeni tatbikatlar yapıyoruz STELYO BERBERAKİS ~ ATİNA Yunanistan Savunma Bakanı Yannis Haralambopulos, "Zeus 86" adlı tatbikatlar ın ardından, Ege'nin Rodos ile Meis adaları arasında kalan bölgesinde yeni tatbikatlara başladıklarını açıklayarak, "Yunan Silahlı Kuvvetleri Ege'nin her köşesinde varlıgını sürekli hissettirecektir" dedi. Savunma Bakanı, Deniz Kurdu86 süresinde, Yunan hava sahası ve Atina FIR hattının defalarca ihlal edildigini ve FIR hattında tecavüz olaylarının arttığını öne sürdü. Bakan, gazetecilere verdiği bilgilerde, "Türk uçakları 282930 haziran ve 1 temmuz tarihlerinde, Yunan hava sahasını 10 kez, aynı tarihler arasında Atina FIR hattını da 20 kez ihlal ve tecavüz etmişlerdir" dedi. Türkiye'nin, "Clty of Limassol" adlı Kıbrıs bandırah turist gemisine karşı Türk ınuhribinin "ates açmadıgı" yolunda1 ki açıklamalajını ve Yunanistan ın bu yoldaki iddialarını yalanlamasına karşın, Haralambopulos, "Türk muhriblnin turist gemisine ateş açması vahşi bir davranıştır. 3u gibi durumlarda seyir halindeki ticari ya da turistik gemllerin tatbikat bolgesinden uzaklaşana kadar gerçek mermi atışlarının durdurulması gerekir. Bu ise uluslararası yasalara saygı çerçevesinde bulunmaktadır. Yunanistan, Türk savaş gemilerinin söz konusu davranışlanndan ötürii, Türkiye'yi, Uluslararası Hidrografi Örgülüne (Monako merkezli) ve Uluslararası Oşinografi Ürgütü'ne (Paris merkezli) şikâyet edecektir" şeklinde konuştu. Savunma Bakanı Haralambopulos bu arada Türk tatbikatları süresinde ve 10 gün boyunca gerçek mermüerle atış yapıldığını söyledi. Haralambopulos'a göre, bu denli uzun bir süre içinde gerçek mermi kullanılması mantık dışında bulunuyor. Ama Haralambopulos Türk tatbikatları süresinde hakiki mermi kullanılarak başka amaç güdüldüğünü ve bölgeden geçen yolcu ve ticari geınilerin normal seyirlerinin aksatılmasının amaçlandığını öne sürdü. Haralambopulos, Yunan tatbikatları süresinde ancak bir gün ve birkaç saat için gerçek mermüerle atış yapıldığını söyledi. Avrupa Konseyi Danışma Meclist Başkanı Louis Jung, 'mini sesslon'un sona ermesinden sonra bir basın toplanttsı düzenledi. Avrupa Konseyi Danışma Meclisi'nin 'mini oturumu' sona erdi: Demokmsiniz gelişiyor Konsey Parlamenterler Meclisi Başkanı Louis Jung, meclisin Türkiye'de demokrasi yönünde bir gelışme kaydedildiği ve konseyde yer almaya hakkı olduğu görüşüne vardığını söyledi. OSMAN ATAMAN ZEYNEP DAĞLIOĞLU Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi'nin tstanbul'da 4 gündür devam eden Mini Oturum'u dün sona erdi. Oldukça geniş kapsamlı olan "mini" oturumun son gününün önemli görüşme konularını Türkiye'nin İnsan Hakları Mahkemesi'ne kişisel başvuru hakkını tanıması, Çernobil nükleer santral kazası ve Akdeniz'de doğal afetlere karşı işbirliği konuları oluşturdu. Konsey'den bazı parlamenterlerin Bulgaristan Türklerine ilişkin "yakın gözlemlerde" bulunmak ve "olayların tanıklanm" dinlemek üzere Çorlu'ya hareketleri ve Bulgaristan sorununa ilişkin farklı tepkiler de günün diğer önemli konusuydu. Konsey Parlamenterler Meclisi Başkanı Louis Jung, dünkü basın toplantısında Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi'nin, Türkiye'de demokrasi yönünde bir gelişme kaydedildiği ve Konsey'de yer almaya hakkı olduğu görüşüne vardığını söyledi. Jung, bir Türk gaze.ecinin, "Avrupa Konseyi'nin demokrasi anlayışının çifte standartlı oldugundan söz edilip edilemeyecegi" yolundaki sorusunu, "Birçok Afrika ülkesine gittim. Bu kıtada da demokrasiyle yönetildiklerini söyleyen ülkeler var. Bu ülkelere elbette Avrupa'daki demokrasiler gibi davranılmıyor" dedi. Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi'nin son güntoplantılarının diğer önemli konularını sosyalist grubun Ecevit ile ilgili açıklamaları, KKTC konusundaçahşmalarında ele alınan 7 rapor oluşturdu. AET ÜYELlĞt Dün ayrıca bir basın toplantısı düzenleyen Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi'nin ikinci büyük grubu Hıristiyan Demokratİarın Başkanı Avusturyalı parlamenter Wolfgang Blenk'in "Türkiye'nin AET üyesi olması topluluğun yarannadır" şeklindeki sözleri ilgi uyandırdı. Konsey Meclisi'nin 80 üyesiyle ikinci büyük grubunu oluşturan Hıristiyan Demokratların toplantısında Başkan Blenk, gruplarının 12 Eylül sonrasında Türkiye'nin Konsey'den dışlanmaması için ellerinden geleni yaptıklarını belirterek, "Büyük bir sürpriz ve memnuniyetle görUyoruz ki tstanbul'daki mini oturum toplantıları son derece haşarılı oluyor" dedi. Blenk, Türkiye'nin demokrasiyi yeniden rayına oturtmak için Avrupa Konseyi'nden kopmamaya özen göstermesi gerektiğini de sözlerine ekleyerek, şöyle konuştu: "Türkiye'de şu anda insan hakları düşünce ve parti kurma özgürlüğü konusunda birtakım engeller bulunınasına karşın bu sorunların görüşmeler yoluyla çözüleceğine inanıyorum." ÇERNOBİL FACİASI Daimi komisyon toplantılarında ele alınan Çernobil faciası ile ilgili tartışmalar da nükleer santralların nüfusun yoğun olduğu bölgelerde kurulmaması, uluslararası güvenlik kurallarına uygun olmayan santrallann kapaülması, alternatif enerji kaynaklarının artırılması görüşüldü; alınan bütün önlemlerden kamuoyunun anında haberdar edilmesini öngören karar tasarısının başka bir toplantıda ele alınması kararlaştırıldı. Sağlık ve Sosyal Işler Komitesi adına söz alan raportör, Maltalı parlamenter Vlncent Tabone, "Çernubil kazasından sonra Ukrayna'da en az 10 bin kişi zehirlenmeyle karşı karsıya kalmıştır. Durum Avrupa için de geçerlidir" dedi. Toplantı sırasında karar metninin onaylanmasının daha sonraki "herhangi bir" toplantıya bırakılması tarttşmalara yol açtı. Uyelerin bir kısmı bu tavrtn "cesaret sınırlarının altında" olduğu görüşünü savunurken, diğerleri böyle "hassas" konularda "aceleci" davranılmaması ]gerektiği görüşünü ileri sürdüler. tngiliz parlamenter Sir Frederick Bennett Çernobil kazası olduktan sonra santralda çalışan 177 görevlinin "kayıplara karıştıgını" ve kendilerinden "ses seda" çıkmadığını bildirdi. Bennett, buna rağmen bu insanların yakalanıp cezalandırılmaktan korktukları için şu an kaçak olarak yaşadıklarını, ancak ne yaptıkları hakkında hiçbir fikirteri olmadığını belirtti. Avrupalı parlamenterlerden Bilim ve Teknoloji Komitesi Başkanı lsveçli Lennart Petterson ise "Hiç kimse Çernobil kazasından sonra kaç kişinin kanser olup ölecegini bilemez... Bu tür kazalar normalde 10 bin yılda bir olurama, bu scfer 1986daoldu. Bugiin yann dünyanın her tarafında tekrarlanablllr" şeklinde konuştu. ECEVlT'E MESAJ Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Sosyalist Grubu üyeleri kapatılan CHP'nin eski Genel Başkanı BUIent Ecevit'e bir mesaj göndererek, pazartesi günü yapılan toplantıda bulunamamasından dolayı duydukları Uzüntüyü dile getirdiler. Sosyalist grup tarafından Ecevit'e gönderilen mesajda, "Ancak, sizin ve digerlerinin hfllâ tam bir özgürlük içinde konuşamamanıza daha çok üzüldügümüzU, size her türlü manevi ve siyasi destegi verecegimizi ifade eder, TUrkiye'nin tekrar gerçek demokraslye dönecegini umanz" denildi. Mesajda ayrıca, Ecevit'in toplantıya katılamamasının, Konsey'in Türkiye'nin durumuna daha ciddi bir şekilde eğilmesi gerektiğini ortaya koyduğu görüşüne de yer verildi. Öte yandan, sosyalist grup başkanı Luclen Pignion, bir gazetede yer alan ve "DSP'nin yanlıs yolda olduğu" şeklinde belirtilen sözler söylemediğini açıkladı. Sosyalist grup başkanı, kendileri için Sosyalist Enternasyonel'de eşit iki Uye olarak kabul edilen DSP ile SHP'nin "kamuoyu araştırmaları ve diger etmenlere bakılmaksızın eşdeger" sayıldığını da bildirdi. tstanbul'a geldiği günden beri tnsan Hakları Mahkemesi'ne sadece Malta, Kıbrıs ve Türkiyenin kişisel başvuru hakkını tanımadığitu belirterek, "Türkiye'nin bunu tanıması gerektiğlni" kaydeden Danimarkalı Hukuk Işleri Komisyonu Başkanı Björn Elmquis( dün konu ile ilgili bir soruyu Türk parlamenterlere yöneltti ve "Aralık ayında bir Türk parlamenter, Türkiye bu hakkı tanıyacak demesine karşın hfllfl somut bir gelişme göremedim, çalısmalar hangi aşamada?" dedi. tstanbul mini oturum toplantılannda KKTC'nin Konsey nezdinde temsili konusunda yeni gelişmelerin beklentisi başlarken, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Perez de Cuellar'ın yakın bir tarihte Strasbourg'da konu ile ilgili görüşmeler yapacağı da öğrenildi. Toplantılar sona ererken Meclis Başkanı Jung düzenlediği basın toplantısında kendisine yöneltilen, "KKTC'nin Avrupa Konseyi'nde temsili konusundaki çözüm ne olabilir" şeklindeki soruya, "Biz Kıbrıs'ın toprak birlik ve bütünlügüne inanıyonız. Ancak bir suredir KKTC'nin de Konsey Mecllsi'nde temsili için çalısmalar yapmaktayız" şeklinde yanıt verdi. Avrupa Konseyi toplantılarının "otunım" kısmı dün gece Jung'un Hilton'da parlamenterlere verdiği yemekle sona erdi. Bugünden itibaren toplantıların "turisük" ağırhkh günleri başlıyor. Avrupalı parlamenterler bu akşam Istanbul Ticaret Odası tarafından düzenlenen gemi ile "Bogaz turu" yapacaklar, ardından "Ankara" gemisi ile Izmir'e hareket edecekler. Parlamenterlerin çoğunun katılacağı bu gezideki etaplar Izmir, Bergama, Antalya, Bodrurn'dan oluşuyor. Avrupalı parlamenterler 11 temmuza dek sürecek gezinin sona ermesinden sonra ülkelerine hareket edecekler. NOTLAR Papandreu'nun damarına basıyor sini Genel Sekreter'in son belgesine bağlı hissettiğini göstermekle birlikte, KKTC devletinin yerleşLEFKOŞE Başbakan Thrgut özal'ın KKTC mesi yolundaki politikasında da kararlı olduğuı ziyareti, 2 yıla yakın bir siiredir şampiyonluğunu nu ortaya koydu • . yaptığı Papandreu karşısında izlenen zeytin dah Buna göre Türkiye, uzlaşmaya açık olmakla bir.politikasından büyük ölçtide uzaklaştığını bir kez likte çözümün sağlanabilmesi için bundan sonra; daha çarpıcı bir şekilde gösteriyor. ki aşamada tiçüncü ülkeler ve Özellikle Batılı ülözal, KKTC ziyareıini ekonomik hedefleri vurkelerin Kıbrıs Rum yönetimini uzlaşmaya zorlagulamanın yanı sıra Papandreu 'ya mesajlar gönyacak önlemler almaları zorunlu görülüyor. dermek için de kullanıyor. Aslında bu mesajları Nitekim, KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denk, göndermek için seçriği yerin Papandreu 'nun çok taş da dün gazetecilerin sorularını yanıtlarken, hassas olduğu ve "Helenizmtn beşiğl"olarak gör"Şlmdi blz ayn bir devlet olarak kendi devletimjdüğü Kıbrıs toprakları oltnası da başlı başınd bir zi güçlendirme ve sağlamlaştırma yönünde geremesaj. ğini yaparken, masada böyle bir paketin var oluGönderdiği mesajların özunde Papandreu 'nun şu veya olmayışı bizim bu çabalarımıza engel teşTürkiye 'ye karşı sergileyeceği her aleyhte tutuma kil etmez" dedi. aynı şekilde karşılık verilmesini öngören sertleşFormüle edilen bu politika, açıkça KKTC'nin mepolitikası yatıyor. lanınması talebini içermiyor. Batılı ülkelerden isözal'ın yaptığı konuşmalarda ve özellikle metenen yalmzca Kıbnslı Rumların ambargosuna lin dışına çıktığı bötumlerde, Papandreu ile ciddi uyan ülkelerin yavaş yavaş, bu ambargoyu gevbir hesaplaşma içine girdiği gözleniyor. Eskisi gişetmeleri ve örneğin KKTC ile ticaretlerini arttırbi "zeytindah"uzatmakyerine, Papandreu'nun, maları, KKTC limanları ve havaalanlarını kullandeyim yerindeyse "damarına basmak " içinfırsaı maya başlamaları. arıyor. Özal'ın KKTC ziyareti sırasında dikkat çeken Ancak Papandreu 'ya karşı sertlesmesine ve zibir durum da metinden okuyarak yaptığı konuşyareiinie/eştiren Battlı çevrelere "şamatacılar"dimalarla, ırticalen yaptığı konuşmalar arasındaki yerek ağır bir dille yUklenmesine karşılık özal, farklılık. Örneğın, Meclis'teki konuşmasını izleKıbrıs sorununun BM Genel Sekreteri 'nin iyini diğinızde karşımzda içerik olarak ' kuvvetll" ve yet girişimi çerçevesinde şekitlenen boyutunda uz"katı" olmakla birlikte uslup olarak son derece laşma kapısını açık tuttuğu gözleniyor. özal, ördikkatli bir özal görüyorsunuz. Ancak aynı özal, neğin, dün KKTC Meclisı'nde yaptığı konuşmakalabalık bir topluluğun karşısında bambaşka bir da Kıbnslı Rumların, Genel Sekreter "m son belüsluba yöneliyor ve diplomatik anlamdaki bütün gesini reddetmiş olmalarına rağmen, Türkiye 'nin sınırları bir tarafa itiyor. Sonuçta "vatan için kan Perez de Cuellar 'ın yürüttuğü girişim dışında bir dökmek gereğlnden " söz eden, ziyaretine karşı çı"egz*rsiz"deyarar görmediğini ima etti. Özal'ın kanlara "Onlar ürür, kervan yürür''' diyerek üsbu çizgisinden, Türkiye 'nin Genel Sekreter 'in yü tü kapalı benzetmeler yapan bir özal beliriyor. rüttüğü sürecın içinde kalmakla Rumların belgeBunun sonucu özellikle gazeteciler, özal'ın koyi reddetmeleri sayesinde uluslararası alanda geç nuşmalarının verdiği mesajların çizgisini kestirmek liği avantajlı konumu sürdurmek isıediği sonucu konusunda ciddi güçluklerle karşılaşıyorlar ve koçıkarılabilir. nuşmadan konuşmaya değerlendirmelerini değişözal, BM sözcüsünün ziyaretine karşı çıkmatirmek zorunda kalabiliyorlar. örneğin özal, dün sının yarattığı gerilime rağmen, Türk tarafıntn öğle yemeğinde yaptığı konuşmada yine kendini köprüleri atmadığmı vurgulayarak BM Genel Sek tutamadı ve Kıbnslı Rumlar için "aptallar" söreteri'ne bu süreci devarn ettirebilmesi için koz ver zünü kullandı. Oysabirazsonra Meclis'teyaptığı di. konuşmada daha değişik ve dikkatli bir üslupta özal'ın Meclis konuşması, Türkiye'nin kendi göründü. SEDAT ERGİN Kipriyanu, Mitterrand ve Chirac'la görüştü Rum yöhetimi lideri, Fransız Başbakam ile yaptığı görüşmeden sonra, "Zaten mükemmel olan Fransa Kıbrıs ilişkilerinin aynı şekilde süreceğinden kuşku duymam için hiçbir neden yok" dedi. şılaştıgım noktasının altını çizmek islerim." Görüşmeden tatminkâr ve memnun ayrıldığını anlatan kipriyanu bir soruya cevaben özal'ın Kıbns gezisinden Mitterrand'a söz ettiğini belirtti ve "Bu ziyaret ve Özal'ın söyledikleri Türkiye'nin gerçek niyetlerinin ne olduğunu herkese gösterdi" dedi. Cumhurbaşkanı Mitterrand ise girişte ve çıkışta sarayın avlusuna kadar gclmekle birlikte basın mensuplarıyla konuşmadı. Fransa Başbakam'nın dünkü gündeminin yoğunluğu nedeniyle saati üç kez değiştirilen Kipriyanu Chirac göruşmesi ise saat 11.30'da başladı ve bir saatten fazla sürdü. TürkFransız ilişkilerinde yakınlaşma yanhsı olarak bilinen Chirac'ın, Kıbrıs Rum yönetimi lideriyle yaptığı görüşmeden sonra gerek Kipriyanu, gerek Chirac basına açıklanıalarda bulundular. Fransa Başbakanı'yla uzun bir görüşme yaptığına dikkati çeken Kipriyanu, tartıştnayı "yapıcı" olarak niteledi ve "Zaten mükemmel olan Fransa Fransa Rumlara ıımut verdi SABETAY VAROL Kıbrıs ilişkilerini ele aldıklarım" söyledi. Kıbrıs Rum lideri "llişkilerin aynı şekilde süreceğinden kuşku duymam için lıiçbir neden yok" diyerek Özal'ın ziyaretini Chirac'a da anlattığını söyledi. Ancak bu konuda ayrıntıya girmekten kaçındı. Başbakan Chirac ise, öncelikle Lübnan'daki Fransız varlığındaıı doğan sorunlarla ilgili olarak birçok kez ve özellikle iki Fransız rehinenin serbest bııakılmaları sırasında Kipriyanu'nun yardımlarına teşekkür ettiğini belirtti. Kıbrıs bunalımını da "Avrupa ülkelcrinin kayıtsız kalaınayacagı bir bunalım" olarak niteledi. Chirac "llerkes tarafından kabul edilebilecek, insan hakları ve halkların geleceklerini layip gibi Avrupa ve özellikle Fransa'nın prensiplerine uygun bir çözüm bulunması için barışçı çabalara katkıya hazır olduklarım" da sözlerine ekledi. Sorunun çö/umune Paris'in katkıları ne olabilir? Sorusuna Chirac, "Cerçek bir sorun olan ve hepimizi ilgilendiren bu konuda doslça bir yardım gereklidir" Başbakanın Kıbrıs gezisine tepkiler Rumları kızdırdı' Fransız Le Monde gazetesi, 'özal'ın Kıbrıs ziyareti bütün Rum toplumunun kızgınlığına yol açtı' ifadesini kullandı. İngiltere Dışişleri Bakanlığı 'ndan yapılan açıklamada, "Tek taraflı olarak ilan edilen KKTC'nin tanınmasının hiç bir şekilde düşünülmediği" belirtildi. Haber Merkezl Başbakan Turgul Özal'ın KKTC'ye /.iyaretınin yankıları sürüyor. Kıbrıs Rum Yönetimi, özal'ın ziyaretini "BM iiyesi devlellere açık bir lahkir ve hakarel" olarak niteledi. FraBsız "Le Monde" gazetesi de, "Üzal'ın ziyareti bütün Rum loplumunun kızgınlıgına yol açtı" ıfadesını kullandı. Rum gazeteleri ve radyosu, özal'ın ziyaretini, "yasadışı" olarak nitelendirerek genış bir şekilde ve eleştirel bir hava içinde yansıttılar. Rum hükumet sözcüsü, bir açıklama yaparak "Özal'ın işgal allındaki bölgeye yapmakta oldugu yasudışı ziyaret, BM uyelerine karşı açık bir lahrik ve hakareltir" dedi ve BM Uyesi bütün devletleri "Türk korsanlıgııu" sona erdirmek için önlem almaya çağırdı. Stfzcü, "Insan haklanna özel hassusiycl gosteren Avrupa devlrllerine pratik önlemler almaları için sesleniyoruz" dedi. öte yandan Başbukan Turgut özal'ın Kuzey Kıbrıs'ı ziyaretine karşı, Yunanistan yoğun eleştirilerini sürdürüyor. Yunan radyo ve televizyon haberleri, özal'ın ziyareıini bırinci sıradan vcrirkcn yaklaşık 20 dakika, söz konusu ziyaretin Kıbrıs ve Yunanistan'a yönelik, Türkiye'nin yeni bir tahriki olarak değerlendiriliyor. Yunan hükumetinin ve Kıbrıs Rumlarının özal'ın ziyaretini kınayan açıklamalarına geniş yer ayrılıyor. Bu arada Ege'deki tatbikatlarla birlikte peş peşe kullanılan haberler, Yunan ga/etelerinin ilk sayfalarında >er alıyor. Yunan basını, "Özal Kılırıs la tebriltlerini sürdürüyor", "özal yine tahrik edlyor", "Türkiye ile ciddi gerginlik" gibı haber başlıklannı gazetelerin manşetlerinden verdi. Yunanistan Dışişleri Bakanlığı AET Işleri Bakanı leodoros Pangalos, dün, Alina'daki İngiltere büyükelçisi George Thomas'ı makamına çağırarak, Başbakan özal'ın Kuzey Kıbrıs'a ziyaretini ve oradaki demeçlerinde kııllandığı ve Yunan tarafının "lahrik edici" bulduğu sözlerini şikâyet etti. AET'nin döncm başkanlığını I lemmuzda devralan tngiltere'nin bu konuda tavır alması gerektiğine de dikkaıini çekti. Paris muhabirimiz Sabetay Varol'un haberine göre, özal'ın Lefkoşe, Kipriyanu'nun da Paris ziyaretleri nedeniyle dunkıı "Le Monde" gazetesinin başyamı Kıbrıs anlaşmazhğına ayrıldı. "Kıbrıs çıkmazı" başlığını taşıyan yazı, şımdiye kadar, yalmzca Türkiye tarafından tanınan "KKTC'nin kuruluşundan beri ilk kez yüksek duzeydc bir Türk yönelicisi tarafından ziyaret edildigini hulırlullıklun" sonıa bu ziyaıetın bu tun Rum toplumunun kızgınlığına yol açtığını bclirliyor. Yazı 1974'teıı beri Kıbrıs'ın içinde bulunduğu durumu anlattıktan sonra Perez de Cuellar'ın yıllardır bir uzlaşma"bülunması ıçın çe^itlı girisimler yaptığını kaydediyor ve şöyle devam ediyor: "Kukal butun çabalar bosuna. Birleşmiş Milleller f.eııel Sekrelerinin 12 haziran tarihli son belgesi Humlar tarafından gcri çevrfldi. Kipriyanıı, Yıınanislan Başbakam Andreas Papandreu'nun kayılsız şartsı/ destegini de alarak Kıbrıs konusunda uzlaşma yolıına girmiş gözükmuyor." 1 e Mnııde'un bav ya/.ısı diğer Batılı ulkelerlc birlikıe Fransa'nııı da Kıbrıs politikasındaki lutumuna işaret ederek "Birlc^mi> Milletler Genel Sekreleri'nin onerileri temelinde Fransa anlaşmazlıga son verilmesinden yana," ifadesini kullanıyor. ingiltere Dışişleri Bakanlığı, dtln yaptığı açıklamada "Kıbrıs'ta mevcul hassas durumu agırlaşlıracak gelisıne ve beyanları ciddiyelle tzledigini" bildirdi. lngiltere'mn Kıbrıs konusundaki görüşlerini iki tarafa da ilettiği ve taraflara itidal önerdiği kaydediten açıklamada şu görüşlere yer verildi: "Tek taraflı olarak ilan edilen Kuzey Kıbrıs Turk Cumhuriyeti'ni tammıyoruz. Tanımayı da hiçbir şekilde düşünmüyoruz. Bu arada Birleşmiş Milleller Genel Sekreterinin Kıbns'a ilişkin önerisini destekliyoruz. Kıbns konusundaki anlaşmazlıgın tarafları da bu amacı desleklediklerini ifade elmişlerdir." a.a.'ya göre Başbakan Turgut özal'ın KKTC'ye yaptığı ziyarete geniş yer veren tngili/ gazeteleri, özal'ın bu ziyaretinin, Papandreu hükumetı ile diyalog başlalmada sabı ın;n tükendiğinin bir işareti olarak yorumlandığını yazıyor. Başbakan Ö/al'ın KKTC've yaplığı /iyareti dört sulun u/erinden değerlendiren "Financial Tlmes" gazetesi, Özal'ın Bırleşık Amerıka'rıın ve Yunanistan'ın ııirazlarmı bir kenara ılerek, bu geziyle kendisine yöneltilen eleştirilere "kafa lutlugunu" kaydediyor. I iberal eğılımlı "The Guardian" ga/eıesi de, Kıbnslı Rumların protesiolarına rağmen, Kuzey Kıbrıs'ı /iyarel eden Başbakan özal'ın Türklere gelecek için umuı verdiğini kaydediyor. "The Times" gazetesi ise, özal'ın Lelkoşc'dckı konuşmasının iki toplumu biı lederal çalı allında bıraraya getirme gırişimlerinin sona ermıs olduğunu gösterdiğini öne süruyor. Oie yandan Amerıkan ış çcvrvlerınin görüşunu yansılan, ABD'nin saygın gazetelerinden The Wall Streel Journal'da Kıbrıs konusunda çıkan biı yazıda, udada ıkı loplum aıasında bir anlasma sağlanması olasılığının her /.amandan daha uzak gorılnduğü bildiriliyor. The Wall Streel .loıırııııl, kıbııs 1 ılrklcı ının, KKTC'nin uluslararası alanda laııınnıası için çalıştıklarını, Başbakan Tuıgııl Özal'ın Kıbrıs gezısinin de bu amaca yönelik olduğunu belirttı. PARtS Cumhurbaşkanı François Mitterrand ve Başbakan Jacques Chirac'la dün sabah birer görüşme yapan Kıbrıs Rum yönetimi lideri Spiros Kipriyanu Turgut Özal'ın Kıbrıs ziyaretiyle ilgili olarak gazetecilere 'Bu ziyaret ve özal'ın söyledikleri Türkiye'nin gerçek niyetlerini herkese gösterdi" şeklinde konuştu. Kipriyanu Mitterrand ve Chirac'la olan görüşmelerini tatminkâr bulduğunu da belirtti. Çarşamba gününden beri Paris'te bulunan Kipriyanu dün sabah yerel saatle 10.00'da Mitterrand tarafından kabul edildi. 45 dakika süren görüşmeden sonra ElysĞe Sarayı'nın avlusunda basın mensuplarına görüşme hakkında bilgi veren Kipriyanu özetle şöyle dedi: "Cumhurbaşkanıyla çok ilginç bir göruşmemiz oldu. Kendisine Kıbrıs sorunu hakkındaki tutumumuzu özetledim. Sorunla ilgili olarak şu anki durum hakkında görüşlerimizi belirttim. Mitterrand'ın anlayısla kar Alman parlamenter Çorlu'da göçmen ailelerle görüştü: 'Bulgaristan Türklerinin yanındayız A vrupa Konseyi Hıristiyan Demokrat Grup Başkanı Wolfgang Blenk, Hukuk Işleri Komisyonu'nun kapsamlı bir azınlıklar raporu hazırladığını belirterek, Türk azınlığın haklarım savunmak için çaba harcanacağınt söyledi. CEYDA TUFAN Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi mini oturumu nedeniyle lstanbul'da bulunan Avrupalı parlamenterlere, ıızerinde Bulgaristan'dan goç eden 15 bin Türkün imzası bulunan bir mesaj ıletildi. Avrupa Konseyi Üyc Olmayan Ülkelerle ilişkiler Korııitesi Başkanı ve Hıristiyan Deınokrat Grup Genel Sekreteri Fedcral Alman Claus Jager vc barebeıindeki biı gıup parlamenter duıı Tekirdağ'ın Çorlu ilçesine gidcrek Bulgaristan'dan göç eden Türk ailelerle görüştuler. Hıristiyan Demokrat Grup Başkanı VVoll'gang Blenk dun düzenlediği basın loplantısında, Hukuk işleri Komisyonu'nun kapsamlı bir azınlıklar raporu hazırladığını bclirtırkcn. Billis Millctvekili Kflmran tnan, "Avrupa Konseyi Bulgaristan'daki 1.5 milyon Türkün sesine kulak (ıkarsa insan hakları savunucusu sıfatını kaybeder" dedi. Bulgaristan göçmeni 15 bin Türk, parlamenterlere ilettikleri mesajda Bulgaristan'daki Türkler'e sahip çıkılmasını ve bu ülkenin "ırkçı ve lerorist" bir devlet olarak ilan edilmesini istcdilcr. Mesajda, konseyin Bulgarislan'daki durumu yerinde incelemesi, parçalanmış aileler kapsamına alınan akrabalarının Türkiye'ye göç etmelerine konseyin yardımcı olması, Bulgaristan'a karşı her turlu ambargonun uygulanınasıııı sağlamaları istekleri de dile getirildi. Hıristiyan Demokrat Grup Genel Sekreteri Jager dun yaptığı açıklamada, "Bulgaristan'ın tutumunu onaylamak muınkun degildir. Türk azınlığın haklarını savunmak için elimizden geleni yapacagız" dedi. Fylul ayında Viyana'da yapılacak bakanlar komitesi toplantısına Türkiye'nin başkanlık edeceğini hatırlatan Jager, "Hukuk Işleri Komisyonu tarafından hazırlanan ve çeşitli ulkelerdeki azınlıkların dıırumlarını kapsayan bir raporun bu loplantıda gündeme gelirilecegini" söyledi. Çorlu'da Bulgar göçmeni ailelerle goruşen Jager gösterilen belgelerin inandırıcı ve yeterli olduğunu kaydedeıek Bulgaristandaki Türk azınlık sorununun ve yaşananların ne kadar acı olduğunu daha iyi kavradığını söyledi. Alman parlamenter, Cumhuriyet'in bir sorusunu yanıtlarken, "Avrupa Konseyi'nin Bulgaristan'a kurşı alacağı tavır verimli sonuçiur dogurmasa bile, konu ulu.>lararası platformlarda larlışıldıgında Türkiye'nin bircok destekçisi olacaklır" dedi. ANAP Tekirdağ milletvekili ve Avrupa Konseyi üyesi olan Bulgaristan doğumlu Ali Rıfkı Atasever tarafından Çorlu'ya götürülen Jager'e Türk motifleriyle süslü bir heybe verildi. Bundan duygulanan Jager, "Bana gösterilen bu ilgiyi, Alman halkına gösterilıııiş olarak kabul ediyor ve teşekkür ediyorum" dedi. 9 Halefoğlu Çekoslovakya'ya iti karşılığını verdi. Kiriyanu'nun bu iki görüşmesinden once, Fransız Dışişleri Bakanlığı sözcüsü AFP Ajansı'na yaptığı bir açıklamada, Fransa'nın Kıbrıs konusunda izlediği politikanın surdüğünü ve Fransız hükumetinin BM Genel Sekreteri'nin çabalarıru desteklediğini belirtmekle birlikte, Turgut özal'ın Kuzey Kıbrıs ziyaretini dolaylı bir biçimde kınamıştı. Kipriyanu'nun dünkü görüşmelerini "tatminkâr" bulduğunu söylemesi ve Chiracla olan görüşmesinden sonra "Mükemmel olan Fransa Kıbrıs ilişkilerinin aynı şekilde süreceğinden kuşku duyulması için bir neden olmadıgım" belirtmesi dışında Chirac'ın basın mensuplarıyla konuşurken, BM Genel Sekreterinin çabalarından söz etmemesi dikkat çekici bulundu. Gözlemciler, Ortadoğu'daki ilişkileri yü/ünden Kıbrıs Rum yönetimine ihtiyacı olan Fransa'nın bu ziyaret sırasında Yunanistan Cumhurbaşkanı Sartzetakis'in geçen mayıs ayındaki ziyaretinden farklı olarak çok dikkatli bir uslup kullanmaya çalıştığını ifade ettiler. Kipriyanu bu iki görüşmeden hemen sonra daha önceki progranıını değiştirerek Lefkoşe'ye hareket etti. İstanbul Haber Servisi Dışişleri Bakanı Vahil Halefoğlu, Çekoslovakya Dışişleri Bakanı Bohuslav Chnoupek'in resmi konuğu olarak dün Prag'a gitti. Çekoslovakya'dan sonra Avusturya'ya geçerek bu ülkede de bazı temaslarda bulunacak olan Dışişleri Bakanı Halefoğlu, Prag'a hareketinden önce İstanbul Atatürk Havalimanı'nda yaptığı açıklamada, Çekoslovakya ziyareti sırasında, Doğu Batı ilişkileri, Avrupa'daki durum ve iki ülke arasındaki ilişkilerin gözden geçirilcceğini kaydetti. 7 temmuz pazartesi günü Avusturya'ya geçecek olan Halefoğlu, Viyana'da Namibya ile ilgili bir konferansa katılacak. Halefoğlu 10 temmuz perşembe günü yurda dönecek. DEVREN SATILIK KASAP Tel: 575 34 28
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle