Katalog

CVMHURİYET/4 KÜLTÜRYAŞAM 28 TEMMUZ 1986 ( TELEVİZYON 18.25 18.26 19.00 19.15 Açılış Egitim Önlisans Programı Haberler Esteban John McLaughlin'in bas gitarcısı Hellsborg, Ben müziğim' diyor 'Ben kendimi çahyorum' HELLSBORG Ben müziğim. Kendimi çalıyorum. Elbette etkilenecekti. Kendimi anlaürken düşünüşümü de anlatıyorum. Ben neysem, müziğim de odur. Konser pantolonunuzda "Hyper active/Aşın etkin" yazılıydı. Bu aşın etkinligi hangi konuda ele almamız gerekiyor? HELLSBORG Her konuda. Ama o yazıyı ben özel olarak yazdırmadım. Giysiyi satın aldığım Italyan firmasımn hüneri. Çalarken, özellikle solo vaptıgınız bolümde kendini/den geçişinizi "uçmak" sözcügu ile tanımlayablliriz lanınm. Sizi u'>ıran neydi? HELISBORG MUzik yaparken birden isterikleşiyorsunuz. Kendinizi tutamıyorsunuz. Dogaçlamalar da bunu gerektirmez mi? KIBRIS AĞZIYLA OYNADILAR KKTC Devlet Tiyatrosu tstanbullulara ücretsiz olarak sunduklan oyunda. Esteban ve arkadaşlan başkentin smırhrım Ogrenirler. önlermde az bır yolları kalmışlır. Bu arada kurlulduklanm sandıkları Dokıor Martnç ve Teteola da peşlerindedır. 19.40 Saz Eserleri 20.00 Komedl Dünyası "Didİ'nln Maceralan" 20.30 Haberler 21.00 Hava Durumu 21.15 Strauss Ailesi Şam unnesimn ilırazlarma rağmen Heıtt 'yle evlentr Hetli Şani 'nin iflerıni duzene sokmaya çalifir ve onun saraya almmasım saglar. Orkeslranm yOneümi Edı 've kalır. Anna'mn Olümünu Josef'in haslalığı izler. Şani'mn Marı Geisllnger'le tamşması hayatlanm değıştırir. 14. Uluslararası Istanbul Festivali'nde John McLaughlin'le birlikte çalan bas gitarcı Hellsborg, Buda'nın dediklerine inanıyor, ama dine inanmıyor. MEHMET AKtF Konserin ikinci yarısında, o ana kadar dikkat çeken saçları da olmasa fark edilmeyecek bir bas gitarcı çıktı sahneye. Çift kollu ilginç gitarından başlayan Doğunun mistisizmini de taşıyan mclodi, gittikçe sert bir rıtm buldu. Sahnedeki gözleri kapalı, kendinden geçmiş, parmakları gitarın tellcrindc koşuşturan adatn, John McLaughlin'in 27 yaşındaki bas gitarcısı Jonas Hellsborg'du. 12 yaşından beri bas gitar çalan Isveçli Hellsborg, önce küçük, sonra daha biiyuk orkestralarda çalıştıktan sonra Montreux Caz Festivali'nde McLaughlln ile tanışmıştı. 2 yıl sonra da bir çağrı almıstı, "Gelip f>rubumda çalabilir mlsin?" Jonas Hellsborg, 3 yıldır McLaughlin ile birlikte çalıyor. Mahavishnu orkestrası, yanılmıyorsam adıyla birlikte bir dusünüsü de içinde laşıyor. HF.MSBORG Yooo, hayır. Mahavishnu, John'un ismidir. Hindıstan'da bir dönem Sri Chlnmoy ile çalısmış. Bu isim de o günlerden kalmış. Saçlannızın, ortadaki uzun bir tııtum lıariç, geri kalan bolumunbn sıfırlanmış halini, başınızı Dogu felsefesine sokmak için n<l düşündünüz? HELLSBORG Sadece bana güzel geldiği için öyle kestirdim. Komik mi duruyor? Kıbrıslı tiyatrocular tstanburdaydı 22.05 Güldürü Pahalılık üzerıne kurulan parodide, Zeki Alasya ve Mei'm Akpmar paylaşmakta lar. rollen 22.15 Ormanlarımız "Orman Berekellir" adlı bu bOlumde, Turk ormanasınm köprıller kuş bakışı sergılemrken yaz ve kış birleşmesmde çalifmaları ekrana geliriliyor. açlığı yollar, yapııgı ormanlarıımzdakı tiretun "Uyuşturueuyla çalınmaz" Bunun için müzik dışında kimyasal bazı tıçurucular da kullanıyor musunuz? HELLSBORG Kesinlikle hayır. Cazın en iyisini yapanlar arasında uyuşturucu kullanılmaz. Eğer kullanırsanız yeterince çalamazsınız. Bu maddelerin doğaçlamalar için köprü olduğu düşünülse bile, denetim köprülerini yıktığı unutulmamah. Spor ve Sergi Sarayı'ndaki konser sıresında bozuk ses düzeninin de elkisiyle o siddelli müziginiz kolonlann onünde oturan izleyicileri çok rahalsız elli. Kulaklannız bu ses şiddetinden zarar görmüyor mu? HELLSBORG Açıkça söylemek gerekirse, bize öyle gelmiyor. Hissetmiyoruz bile... Gerçekten de öyle mi? Müzikçiler sesin yüksekliği ya da alçaklığı Uzerinde etkili değildir. Mikserdcki adamın işidir. İki kollu bir bas gitar kullandıgınız dikkatimizl çekti. Bunun vararlan ne oluyor? HELLSBORG Kolların birinde perdeler vardır, diğerinde yok. Ferdcsiz olan ile bir kemanmışçasma sesler arasında oynayabilir, yenilerini yakalayabilirsiniz. 8 bakanlık değiştirdller "Bugün hâlâ KKTC ile Turkiye arasında bir kültür protokolü imzalanamadı. Bu nedenle maalesel Türkiye'yle karsılıklı ve dönıişümlü olarak gerek etkinlik, gerek sanatçı açısından bir alışverişte bulunamıyoruz. Türkiye Devlet Tiyatrolan zaman zaman tiyatromuza eser temininde, yönetmen yardımcılıgında katkıda bulunuyor, ama bu yeterli ve düzenli olamıyor. Öte yandan tiyatromuz hâlâ bir kunılıış yasasına sahip degil. Bu nedenle, örnegin sanalçdarımızla 4 yıldan fazla surcli sözleşme imzalayamıyoruz. Ayrıca KKTC'de sanat ve sanatçı hiçbir zaman birinci plana çıkamadı. Sanat anlayışı, siyasi istikrarsızlık sonucu, yetkili kişilerin beceri, anlayış ve yaklaşımlarına göre meteorolojik iniş çıkışlar yapıyor. Bugüne kadar 8 ayrı bakanlıga baglandığımız düşünülürse, bu söyledigimin önemi anlaşılır." Hilmi Özen, konuşmamızın sonunda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Devlet Tiyatrosu sanatçılarının bir isteğini dile getirmek istiyor: "Yıllardır tstanbul Festivali'ne kalılmayı arzuluyoruz. Sözlü istemde de bulunmamıza karşın, bugüne kadar festivalde yer alamadık. Oysa bugün KKTC'nin tanınma ve tanıtma konusunda yogun ve onemli ealışmalar sürerken, uluslararası etkinliklerde yer almamız sadece tiyatromuz için degil, KKTC için de çok önemlidir." Daphne. taşıdığı çocuğun Harı 'den olmasını ümıt eder ve bebegı dogururken Oltir Bebek Lady Manners 'm yanma gönderilır ve çocuga bakar. Susan Luyion 'un nişanlıst Teddie, Miral 'a göndenlmiştır. Bu arada polıslekı gurevınden ıstıfu eden Merrıck de haher alma subayı olurak aynı yi'rv gelır ve Teddte'yle aynı odavı paylaşmaya başlarlar. 22.45 Tacın Incisi 23.30 Haberler 23.40 Kapanış RADYO 1 K I I 05.0(1 Açilıj, program ve kısa haberler 05.05 fc/gı kervanı 05.30 Şarkılar ve oyun havalan. 06.00 Kflye lıaherler. 06.10 (iılnuydın 07.30 Haberler 07.40 GUnün ıçınden. 09.40 Arkası yarın. 10.00 Kısa haberler 10.05 Reklamlar 11.00 Kısa haberler 11.05 Sohstler jseçıdı. 11.30 (,'eşılli mUzık. 12.00 Kısa haberler. 12.05 Keklamlar 12.10 Türküler geçidı. 12.30 TUrk sanat mUziği toplu programı. 12.55 Reklamlar vc radyo programları. 13.00 Haberler. 13.15 MUzik. 13.30 Bölgesel yayın vc reklamlar. 14.30 Geçen halla. 14.4S özürlUler ve Hıplum (2). 15.00 Kısa haberler. 15.05 ögledcn sonra. 16.00 Kısa haherler. 16.05 Şarkılar gecıdı 16.30 I'Urkçc sö/lll halıf mUzik 17.00 Kısa haberler. 17.05 Iş ve işçı dünyası. 17.25 Bölgesel yayın ve reklamlar 18.00 Çocıık bahçesı 18.15 Haltamn çocuk şarkısı. 18.20 Muhayyer faslı. 18.50 Hafif mü/ık ve reklamlar 19.00 Haberler ve olayların ıçınden. 20.00 Beraber ve solo lürküler 20.30 Melodıler geçıdi. 21.00 Kısa haberler. 21.05 TUrk sanat müzıgı dınleyıcı ısleklen 21.30 TUrk halk mUziği. 22.00 Çeşitli sololar. 22.25 TUrküler. 22.40 Şarkılar. 23.00 Haberler. 23.15 ü e cenin içindcn. 00.55 GUnUn haberlerinden özeller. 01.00 Program ve kapanış. T R T I I 07.00 Açılış ve program. 07.02 Solistlerdcn seçmcler. 07.30 I laberlcr. 07.40 I UrkUler ve oyun havalan. 08.00 Ikı solistlen şarkılar 08.30 Sabah komeri. 09.00 TUrküler. 09.15 Çocıık bahçci. 09.30 {.esıllı mılzık 10.00 Solistler geçidi 10.30 Tarihten sayfalaı. 11.00 Yurllan sesler. 11.30 Aııkara rudyosu çokseslı korosu 11.45 tkı solistten şaıkılar 12.15 Halıl müzık 12.30 Beraber ve solo lllrklller. 13.00 Haberler 13.15 Hatıl mUzık. 13.30 Kadınlar topluluğu. 14.00 TUrkUlerden bır demel 14.30 Yabancı dil dersı. 15.30 (,'eşıllı sololar. 16.00 (,a,H\ı müzik. 16.20 Arkası yarın. 16.40 1'ürkUler gcçıdı. 17.00 Küçük koro. 17.30 lürkve sözlU halıl mü/ık 17.45 TUrkUlcr ve oyun havaları. 18.15 Edebıyatımızdan seçmeler. 19.00 Haberler ve olayların ıçındm 20.00 Beraber ve solo şarkılar. 20.30 Yabancı dil dersı. 21.30 Halıl mU/ık 21.45 Şarkılar. 22.00 Türklller 22.15 Hafif müzik 22.30 Bir roman/bir yazardan hikâyeler. 22.45 Oyun havaları. 23.00 Haberler. 23.15 Beraber ve solo şarkılar. 23.40 Hafıf muzık. 23.55 Sevılen eserler. 00.55 Program ve kapanış. T R T I I I 07.00 Açılış ve program. 07.02 Halıl' muzık. 07.30 Sabah konsen. 08.00 Sabah için müzik. 09.00 Haberler. 09.12 MUziklı dakikalar. 10.00 Dıskotegimı/dcn. 11.00 ögleycdoğrıı 12.00 Haberler. 12.12 GUnün konseri. 13.00 Klasik TUrk MUzifj Korosu. 13.30 Türk halk mü/iği loplıı programı. 14.00 Konser saati. 15.00 "I RT çocuk koroları 15.25 Caz mUzigı 15.55 Haftamn çocuk şarkısı. 16.00 l'ürk halk muziğı toplu programı 16.30 Ikı solislten şarkılar. 17.00 Haberler 17.12 Si/ler için. 18.00 StUdyo FM. 19.00 Haberler 19.12 (.eşıtlı sololar 20.00 MUzik kervanı 21.00 MU/ik dcmctı 22.00 Haberler. 22.10 Haflf mürik. 22.30 Pazartesi konseri. 23.30 Yüların ötesinden. 24.00 Gece vc mUzik. 01.00 Program ve kapanış. DOĞU FELSEFESt DEĞİL Jonas Hellsborg saç biçtmlnl Doğu felsefesine uygun olmast için değil, yalnııca kendislne güıcl geldiği için öyle kestirdiğint söylüyor. (Fotoğrctf: MEHMET AKtF) Patronıınıı/ıın yolunu izleyip Dogu felsefesi ve miizigi ile ilgilenmeyl düsündünüz mu? HELLSBORG Evel, ilgilendim. Ama ben Hindııi/mden çok, Budi/m ile ugraştım. Budlst misini/? HELLSBORG Evet. Ama durun... Açıkça söylemek gerekirse, ben din konusuna pek inanan bır kısi değilim. Dine inanmayan bir dindar... Acıklayabilecek misiniz? HELLSBORG Budizm nedir? Buda'nın dedikleridir. Bir dini din olarak değerlendirirseniz, ona ters düşersinİ7. Buda'nın dediklerine inanıyor ve yapıyorum. Tannsallığı düjüncenin dışında tutuyorum. Oluyor. Aslında bütün dinler de aynı değil midir? l9»0'lı yillann sonlanna dogru Dogu dinlerinc ilgi, Kalmanduya akın başladı. Hippilerin yanı sıra müzikçiler de katıldılar bu seyyahlara. Beatles başta... Sonra, yaslan kırkı gev'li bu gençlerin ve yaşamın dişlilerinde kravallanyla yer aldılar. Böylesi bir moda içinde kendinizi nasıl görüyorsunuz? HELLSBORG öyle düşünmüyoruııı. Moda olaıak görmuyorum. Olay, başta farklı bir kültüre açılıştı. Böyle başladı. Hem yalnızca Hindıstan'a değil, Alrıka, Japonya gibi farklı kültürlere de açılışlar oldu. Her şey, bugün, geçmiş ve gelecek bir butündür. Edinilcnlcr, kışilcrin içlcrinde yerlerini almıştır. Ve kesilen hiçbir şey yoklur. Müziginiz bu açılıştan nasıl etkilendi? "John benim ilahım" Bir Dogu inanışına göre, lanrı iyi kullannı saclannın o lulamından çekerek cennete alırmış. BULMACA SOLDAN SAĞA: 1/ Değerlendirme, dcğer biçme. 2/ Bir şeyin niteliklerini övme... Mihıak. 3/ Bir çeşit Polonya dansı. 4/ Bir yarışın belirli uzaklığı kapsayan bölümlerinden hcr biri... Bir renk. 5/ Serytımun simgesi... Bir tür hafif vc kaba ayakkabı. 6/ Gönderıııe... Eski Mısırda erkeklik vc üreme tanrısı. 7/ Islamlrktan önce Kâbe'de duran üç puttan biri... Kas. 8/ Bir dokuma maddesi... Enli, geniş. 9/ Eskiden eczacılıkta kullanılan kırmızı reııkli bir kil. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Bir şeyi başkalanııdan önce yapma eylemi; inisiyalif. 2/ Bır nota... fedavi. 3/ Bir tarım aracı... Üzerindc yazıt bulunan dikilitaş. 4/ Gerçekle^tirilmesi olanaksı/ tasar ya da düşünce... Bir harfimizin okunuşu. 5/ Bir göz rengi. 6/ Tallı bir yiyecek... iskambilde kıza verilen bir bajka ad. 7/ Davranış, tavır... Belirti. 8/ Su. . Yapay boyaların üretiminde kullanılan vc çivit bitkisinden ya da taşkömuründen elde cdilen*bir sıvı. 9/ Başkalaıının hareketleı iııi lıeınen ve aynen taklit etme has>tahğı. HELLSBORG Kestirirken hiç aklıma gelmemışti. John McLaughlin gibi bir bııyiik ustanın ardında çalmak bir onur olarak ele alınabilir. Ama ardında olmak da /anırlı degil mi? HELLSBORG Kesinlikle hayır. Halk John'u izlemek için geliyor, benı dc izliyor. Belki John olnıasa gclmezdi böylesi bir kalabalık. Üstelik John, bi/im için aynı /amanda bır okuldur. Ve size söyleyeyim, küçüklüğümdcn bugünc, rüyalarımdan gcrçeğe, John benim ilahımdı. Bu yüzden olsa gerek, kendimi topluluk içinde ona en yakın kijı olarak görüyorum. Fark kalitede Daha klasik diyebilecegimiz, moderne yönelik akımlar ıırelmekte cazın, yaygın pop müzik karşısındaki yerfni, dünya gençliginin buna bakışını nasıl degerlendiriyorsunuz? HELLSBORG Doğal olarak pop, cazdan daha fazla tutuluyor. Ama disko ya da pop kadar olmasa da gençler dinliyorlar. Aslında insanlar iyi olan mUziği dinlerlcr. h'arkın büyüğU turde değil, kalitededir. Kültür Servisi Kumelıhısan'nda "Kim Bu Adam?" adlı güldürüyü sahneleyen Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Devlet Tiyatrosu'nun MüdürU Hilmi özen, Istanbul Fçstivali'ne katılmak istediklerini söylüyor. KKTC Devlet Tiyatrosu'nun, 22 ve 23 temmuzda Istanbul'da önce protokole, ardından ücretsiz olarak halka sunduğu oyunu Özdem Selenge yazdı. Tiyatronun mudüru Hilmi Özen'in yöncttiği, Ayhatun Ateşin, Çetin Özen, Zalihe Susuzlu, Nevzat Şehilcan, Gülden Karabina, tbrahim Andaş, Meriç Süeda, Sezgin tsmail ve Tahsin Akcan'ın rol aldıkları oyun, Kıbrıs ağzıyla oynandı. KKTC Devlet Tiyatrosu'nun ilk tohumları, aralannda Hilmi Özen'in dc bulunduğu üç gcncin 1963'te Ankara Devlet Konservatuvan'ndan mezun olup Kıbrıs'a dönmeleriyle atılıyor. "İlk Sahne" adıyla dıızenli etkinliklerde bulunan 34 kişilik topluluk, 1965'te o zamanki adıyla Cemaat Meclisi'nin kararıyla bir bütçeye kavuşuyor ve "Kıbrıs Türk Tiyatrolan" adını alıyor. 1974'teki Kıbrıs Barış Harekâtının ardından 1975'te "Kıbrıs Türk Devlel Tiyalroları" adını alıyor ve kadrosunu genişleterek profesyonel oluyor. Hilmi Ozen, KKTC Devlet Tiyatrosu'nun geçmişini böylece özetledikten sonra, "Bira/ da sonınlanmızdan söz edelim" diyor ve anlatıyor: 25 yabancı, 45 Türk delege bildiH sıuıchı GÜNGÖR GÜNER Türkiye'de ilk kez düzenlenen Birinci Uluslararası Çini ve Seramik Kongresi'nin Kütahya ilinde gerçekleştirilmi^ olmasının bir anlamı vardır... Kutahya, 14. yüzyıldan itibaıen Anadolu'nun onemli çini urelim merkezlerinden biri olarak, yaşamını büyuk çıkışlar ve inişlere karşın, kesintisiz olarak sürdürebilmiş ender sanat merkezlerimizden biridiı. Aynı tarihlerde gene bir Osmanlı çini sanaiı merkezi olan, 16. yüzyılda sanatının doruğuna ulaşan tznik çiniciliği, 18. yüzyıl başlarında tamamcn kaybolur. Bu açığı Kütahya kapatmaya çahşır ve Kutahya'ya özgiı biçem ozellikle bu devirde oluşur. (1) Birinci Uluslararası Türk Çini ve Seramik Kongresi'nde, yirmi beş yabancı, kırk beş kadar da Türk delege bildiri sunmuşlardır. Bıldirilerde agırlık 1519. yüzyılda lznik ve Kütahya'da gerçeklestirilen çini üretımindeki yüzeysel görunumlerin irdeleıımesi biçiminde olmuştur. Diğer bildiriler, aynı uretimin uçuncu boyutuna (teknolojisine), kullanım alanlarınm yaygınlığına ve bugün bu yapıtların dünya müzelerindeki varlıklarına değinmiştir. Bildirisinde çininin üçüncü boyutuna değinen Rebii Gorbon, konuşmasında seramik ve çini sozcuklerinin tanımını yaparak özetle şunları söyledi: "Seramik sözcüğii, aleşe dayanıklı taş ve toprağın (metal oksitlerin) biçimlendirilip, pisirilmesi sonucu oluşan lüm iiriinleri kapsar. Bu ürünliT )>enelde ikiye ayrılır: 1. Batının porseien, Slein/eug, Gre China diye adlandırdığı hamuru gözencksi/, kısmen camlaşmış su eınmeyen iirünler. 2. Batının fayans, Steingul diye adlandırdığı hamuru gözenekli, su emen iirünler. Bu iki grup ayrıca kendi içinde de pek çok gruba ayrılır. Tiirk çini hamıırları yapısında bol miktarda silis (kum) içerir, dulayısıyla da l'ürk çinileri silisli layanslar grubuna girer. Bugün çini dediğiıniz iiretime "kaşi" denildiği "kaşiane", "ka>ikar" sozcuklerinin varlıkları, Osmanlı arşivlerinde Ranıtlanubilmekledir. Bu, yortıma açık bir konudur." Evet, Rebii Gorbon, duyarlı bir noktaya değinmiştir. Ancak çini sözcuğü de rtylesine yerleşmiş ki, sanıyorum "çini" dendiğindc tek anlasılan; gelenek.sel Türk motinerıyle bczcnmiş duvar ya da kap kacak turündcn uç boyutlu seramiklerdir. Ancak, Çin porsclenlerinin İznik çinileri üzerindeki etkilerini "eski bir problem olarak" New York Metropolitan Sanat Mu/esi temsilcisi Marit Lukens, yinc yoruma açık olarak bir bildiriyle gundeme getirnıiştir. Uç yıl sureyle Turk çinisi uretmiş Ftansız asıllı seramikçi Thedora Deck, 1887 yılında yayımladığı kitapta Türk çinilerini söyle tanımlar: Buyuk bir yuzdesi silis (kum) çok az miklarda bağlayıcı kil ve camlaştırıcı hammaddelerden oluşan zemin hamuru uzerine yine içinde camlaştırıcı hammadde bulunan astar sürülerek fırınlanır. Üzerine f'ırça bezemeleri yapılarak saydam bir sırla sırlanır ve tekrar fırınlanır. öyle ki, bezemeler iki sır arasındadır. Bu da, Türk çinilerinin yuzeydeki pırıltısının ve derinliğinin sırrıdır... lsin bu kadar basit gibi görülmesine, ve Kütahya'da pek çok atölyenin bunu bugun boyle uygulamasına karşın; sonuç o sonuç değildir. Fransa'daki Sevre kuruluşunun müdürlerinden Ch. Kiet'er, 15 Ekim 1955 yılında Turk çinilcriyle ilgilı olarak vcrdiği raporda: Selçukluların ve Osmanlıların Anadolu'da kendilerinden önceki varlığı bilinen seramik tekniklcrini kullanmadıklarını; hiçbir yerde, hıçbir devirde lznik çinileri, eşdeğer kalitesinc ulaşılamadığını bildirmiştir. Napoli Üniversıtesi'nden Maria Vitloria Fontana, sunduğu bildirisinde, 19. yuzyıl sonlarında Napoli'de bir atölyenin 1618. yüzyıl üsınanlı çinilerinin kopyalarını ürettığini bclirtti. Burada ilginç olan; o tarihte Napoli Endüstri Sanatlan Müzesi'ndeo kopyalara kaynak olabilecek zengin bir I/nik çini koleksiyonunun oluşmuş olmasıdır. Belgrad Cniversitesi'nden Anrej K. Anrejeviç bildirisinde; 15651666 yılları arasında Türkiye'den seramik cşya ithal edildiğinin Dııbıovnik aışivlerindc kayıtlı bulunduğunu değindi. Bu çinilcrin scçkin tabaka tarafından kullanılmasının yanında, rahipler tarafından Athos manastır binalarının cephelerinde de bu kap kacak tüıunden lznik çinilerinin mimariyi tamamlayıcı öğeler olarak kullanımış olduğunu belirtti. ü devirde, çini kap kacağın dış cephelerde kullanıldığı bizde pek söz konusıı değilken; bu kez Venedik Üniveısitesi'nden Çiovanni Curolola bildirisinde: halya'da II. yüzyılda bu geleneğin oldukça yaygın olduğuna değindi. Bu kullanıın bıçcmının Yunanistanın Zugora köyünde 12. yüzyıldan kalma Kiriaki Kilisesi'nin cephesinde de 3040 kadaı lznik çinısi kap kacakla uygulandığını belirtti. Sunulan pek çok değerli bildirinin aracılığıyla kongreye katılan lunı ulkelerin muzelerinde Selçuk ve Osmanlı çini koleksiyonunun bulunduğunu, ancak bunların en zengininin Portekiz1 dc bulunan Gülbcnkyan Muzesi'nde olduğunu öğre'niyoruz. (1) (Külahya, kutahya Seramik Sanatı. Prof. Oktay Arslanapa s. 6974) Türk Çini ve Seramik Kongresi'nin ardından 1'inci ANADOLU REKLAMCILIKİLANCILIK EĞİTİM SEMİNERİ 1112AĞUSTOS1986 Günaydın GazetesiVeb Ofset llan Servısi'nın katkılarıyla Reklamcılık llancılık konusunda yetışerek bu alanda ış kurmak ısteyenlere dönuk bır semıner duzenlenmlştir. Bu alanda çalışmakta olanlar da semınerl Izleyerek bılgılerını gehştırebileceklerdır. Semlner. Istanbul'da Gazeticıler Cemlyetı'nln Cağaloğlu'ndakl Burhan Felek Konferans Salonu'nda yapılacaktır. Seminer sonunda katılanlara Reklamcılık Diploması verilecektir. Katılma şarlları aşağıdadır. Isteyenlerln, aşağıdakı kuponu doldurararak iki fotoğrafla birlikte 4 Ağustos 1986 Pazartesi akşamı Organızasyon Komıtesı'nın elıne geçecek şekilde, ReklamcılıkEğitlm Samineri P.K. 6 Slrkecl 34432İSTANBUL adresıne postalamaları yeterlldlr. KATILAAA ŞARTLARI •18 yaşıru bitirmiş olmak •En az Ortaokul mezunu olmak •10.000.TL. kayıt ücretini yatzrmak (Ücret, katzlacaklardan neminerin ilk günü ahnacaktır.) HAVA DURUMU Yıflmurkı Bulutkı Aç,k Açık AMSTtRDAM MTİNA BAODÂT Bulutu Açık Açık BCU3MD BERÜN BONN Bulutlu BHÛKSCL CENEVHE C/ODC FRANKFUm Yaflmurtu Yajmurtu Açık Açık Açık YıOmurlu Açık Bulutlu Açık ir almu ır tr KAHİRE KÖLM LONDRA MÂDRİD MOSKOtM MÛNİH PÂRİS RİYÂD MMM OSVO Bulutlu Bulutlu Bulutlu Bulutlu Açık Yıflmurtu Açık Açık 2S° 32» 37° 28» 24» KATILAAA KUPONU ADI SOYADI: DOCUM YERl TARtHİ: EN SON BtTİRDİCil OKUL: İKAMET ADRESİ 23° 24° 27° 41» 22» 33° 40» 23° 20° 21° 26° 25° 28° 20° 26° SEMİNERE KATILMAK İSTİYORUM Tarih (IkıFntojJrafF.klnyinızl Inıza YıOmurlu Bulutlu Açık Bulutlu Bulutlu YıOmurlu Açık Bulutlu Açık tr tr SOPfA ŞAM TO.MVİV TOKYO TMBIVSOARP IÛHİH Bulutlu Açık Açık Açık Bulutlu Bulutlu Bulutlu 40° 28° 24° 3S° 37» 27° 34° 24° T.C. İSTANBUL BÜYÜK ŞEHİR BELEDİYESİ İSTANBUL SU VE KANALIZASYONIDARESI GENEL MÜDÜRLUĞUNDEN fVlataorato/t Q»r»l lUdurtuğu'nömn mlınmn bltgly göm, yurdun kuxf Iflmfri pmrçmlı bulutlu, Umrmvm'nm doğutu, Doğu K*radwı«t, Iç Antöolunun kutfl II» Doğu Anmdolu'nun «nıntri yr yr tağanak ftğtflı. öfkl jmf*r i bulutlu tçık yçtotk. HAVA SICAKUĞI: Yuıdun kutmf kmJmkulnd» blrmz mtalaemk. Dlğtr y*tİMd» dmğkfntfctk. RÛZOAR: Kınmf m doğu yOnktrdmn hmftf mrm um ortm kumttm a m t . Vktfif • * • « rw«wıto m w m n ı kuvntu mc»k. Owılztonta plda rm gundoğutundmn 3», ı n m »OÎJ dwıb m/H halm NtMk. OEN/Z: K n d M f t ya(M>> <U0 dtnbltrlmlz tçık gtçtctk. Dtılz mufdll dmlomlı olup, oOruş uakhğl W km, pğıf mnındt 35 km dolmymdm otecak. Vhn O«/D'nd« htvm ymğtşlı o»o»e*k. flutgmr kutmy v doğu ftnludtn haW, ı n *"» ortm kuvnttm ' O * çvpmah olup, gİıOş uaklığı 10 km, fğif mnınö» 3S km dolfind» İSKİ DUYURU İLAN ESKİŞEHİR 2. SULH HUKUK HÂKİMLtĞİNDEN Dosya No: 1984/1062 1986/783 Davacı Ziya Çahşır vekıli tarafındaıı davalı Mehnıet kızı Ayişe aleyhine açılan İzalei Şuyu davasının yapılan duruşması sonunda: Mahkememizin 8.7.1986 larıh 1984/10621986/783 sayılı kararı ıle Eskişehir Cuhudiye Mh. 61 pafta 129 ada 4 parsel sayısında kayıllı gayrimenkıılıın taksimi mumkun btılunmadığından satılarak sııyu un izalesine karar verildiği, davalılar Mehmet kızı Ayişe ve Masan Kızı Emine Sarilı'niıı adreslerı bütün aramalara rağmen bulunamaınış oldugundan adı geçenlere ilanen karar (ebliğine karaı verilmıs olup H.U.M.KÎnun gcreğince karar yerine kaim olmak ü/ere ilanen tebliğ olunur. Basın: 24426 tDAREMİZ İHTİYACI OLAN AŞAĞIDA CİNS VE MİKTARLARI YAZILI MALZEMELER KAPALI TEKLİF USULÜ tLE SATIN ALINACAKTIR İSKİ NO \1895 V2150 I 2ll«(ı \ 1^6 CİNSt MİKTARI Pıofil köşebent Çe^ıtlı ^ murlak. demır 3/4 gaUanı/ 14 000 ad nıpd Kaımoıid lamır kasası sapıını Yeraln kablosu 2 adct Çesıllı MLHAMMt.N GKÇİCİ BEDELt TEMİNATI 4 800.000 144000 4.522.000 8 000 000 * 3.5OOOOO İHALE IARİHİ 5.8.1986 6.8.1986 7 8 19K6 8 8 1986 GÜN Salı Çarşamba Perşcmbc Cuma 135.660 240.000 105 «XI SERAMİK VE ÇİNİ ÜZERİNE Türkiye'de ilk kez düzenlenen Uluslararası Çini ve Seramik Kongresi b'zellikle çini üretimi merkezi Kütahya 'da gerçekleştirildi. Ihalelere aıt teklıf, teknık şartnameler, teknik resimler ile malzeme lısielcrı ücrctı karşılıjında idaremiz veznesınden temin edilebilir Ihalelere ıslırak edecek fırmalar, teklif /arHarını en geç yukarıda hızalannda belırtılen tarihlerde saat 11.00'e kadar Aksaray, Inkılap Caddebi N o 34'ıe İdaremiz Genel Evrak MudurlağU'ne vereceklerdır. Basın: 23785