Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/12 HABERLERİN DEVAMI 28 TEMMUZ 1986 Özal Moskova'ya Giderken... (Baftantfı I. sayfada) li bir dış dayanağının Sovyetler Biriiği olduğu tarihsel bir gerçektir. TürkSovyet ilişkileri, Atatürk ile Lenin arasında egemenliğe, toprak bütünlüğüne saygı, Içlşlerine kanşmama, her ulkenin kendi seçmiş olduğu düzen içinde gelişmesini sürdürmesi ve anlaşmazlıkların barışçı yollardan çözümlenmesi gibi geçerliğinl bugün de koruyan sağlam ve gerçekçi ilkeler üzerinde kurulmuştur. Tarih göstermiştir ki, bu ilkelere uyulduğu sürece iki komşu ülke arasındaki ilişkller gelişmiş, ancak Ikinci Dünya Savaşı'ndan sonra Sovyetler Birliği'nin ülkemize dönük toprak talepleriyle ciddi yaralar almıştır. Bu sırada DoğuBatı ilişkilerinde esen soğuk savaş rüzgârlarının da etkisiyle bu ilişkiler güç bir dönemden geçmiştir. 196O'lı yılların başlamasıyla birlikte uluslararası ilişkiler üzerine çöken sis kalkmış ve iki komşu ülke, ilişkilerini yeniden tanımlayarak yeni bir çerçeveye oturtmuşlardır. Sovyetler Birliği ile ilişkilerimize, "iyikomşuluk ve dostluk" ilişkileri diyoruz. Ismet Paşa'nın engin tecrübesi ve dış politikadaki kılı kırk yaran dikkatinin damgasını taşıyan bu politikanın özünde yatan düşünce şudur: Sovyetler Birliği Türkiye'ye karşı davranışlarında güven verdiği ölçüde, Türkiye de komşusu karşısında ve NATO içinde, karşılıklı güvenln gereklerine tere düşen davranışlardan kaçınacak ve taraflar, iyi komşuluk ilişkilerinin DoğuBatı ilişkilerindeki değişikliklerden etkllenmemesl içln özen göstereceklerdir. Geride bıraktığımız 20 yıl içinde TürkSovyet ilişkileri bazı iniş çıkışlara rağmen genel olarak bu perspektif içinde istikrarlı bir biçimde yürümüş ve gelişme seyri izlemiş4ir. Bu perspektif güçlü tutulduğu sürece, iliskilerdeki pürüzlerin giderilmesi de o ölçüde kolaylaşır. Sayın özal'ın Sovyetler Birliği ziyaretinin önemi de işte bu perspektifin güçlendirilmesi noktasında belirmekte ve ilişkilerdeki önemli siyasal aşamalardan birini oluşturmaktadır. iki ülkenin ayn ittitak sistemlerine üye oluşları, siyasal rejimleri arasındaki farklılıklar ve birçok alanda sahip oldukları değişik bakış açıları, dostluk ve iyi komşuluk ilişkilerinin geliştlrilmesine engel değildir. Başbakan Sayın özal'ın Sovyetler Birliği ziyaretinin başarılı geçmesini ve iki ülke arasında işbirliğinin gelişmesine katkıda bulunmasını dileriz. (Baştarafı I. Sayfada) diye konuştu. Ecevit, ara seçimlerde iktidarın yanı sıra muhalefet parlilerine de bir ders verilmesi gerektiğini söylcdi. DSP Genel Başkanı Rahşan Ecevit, eşinden önce yaptığı konuşmada, partisinin ara seçimlere girme kararını "ihanet sayanlan" kınayarak. SHP başta olmak üzere OYH ve ANAP'a çattı. Bülent Ecevit'in banda ve vıdeoya alınan konuşmasını Karabük Cumhuriyet Savcılıgı Siyasal Partiler Yasasının 119. maddesinin "c" fıkrasma göre değerlendirmeye aldı. Ecevit'in konuşmasında suç unsuru bulunursa hakkında KarabUk'te dava acılacak. Ecevitler dün sabah Ankara'dan bir konvoyla yola çıkarak, saal 13.00'te Karabük'e geldiler. Istasyon meydanında demiryollarım simgeleyen amblemin altında Türk bayrağı ve DSP bayrağı altında kurulmuş mütcvazı bir kürsüden halka hitap eden Ecevit'in konuşması sık sık "Halkçı Ecevil", "Ecevil yalnız degilsin" sloganları ile kesildi. Ecevît'ten hem ANAP'a Ecevit, SHP'yi kastederek, "sulandınlmış sosyal dcmokrat bir parÜye kaülması İçin basla alnna alındıfuu" söyledi ve bunlan önemseme CUMHURİYET'TEJV OKURLARA... OKAY GÖNENStN (Baştarafı 2. Sayfada) Meslek llkeleri tartışılırken Sayın Mehmet Barlas'ın 1983'te yazdığı iki yazıda yer alan görüşlerinin, hem basın özgürlüğü hem de gazetecinin gerçek sorumlulukları açısından temel alınmasını öneririz. Geçen hafta geliştirdiği "resmi gazetecilik" tezlerinin ise unutulması, Türk basını ve Türk demokrasisi için son derece yararlı olacaktır. • Bunaltıcı sıcakla birlikte gelen seçim heyecanı, bütün eski programları altüst ederken, tatil programları da karıştı ve arkadaşlanmızın birçoğu kendilerini seçim yapılacak illerde buluverdiler. Cüneyt Arcayürek, geniş deneyimi ve ustalığıyla ayak bastığı her yerin anatomisini okurlarımızın önüne sürerken, Cengiz Çandar, geliştirdiği "aykırı" üslupla seçim yazılarına yeni bir tat getirdi. Ege temsilcimiz Hikmet Çetinkaya ve ekibi, yağdırdıkları röportajlarla bölgelerine ne kadar egemen olduklarını bir kez daha kanıtladılar. Yeni hareketli döneme girerken, alelacele yeni bir dinlenme programını da uygulamaya başladık; Genel Yayın Müdürümüz Hasan Cemal, son yazısını bitirir bitirmez Kıbrıs'ın yolunu tutarken, Yalçın Doğan da Ayvalık'a ulaşmıştı. ilhan Selçuk ay başında kösesinde yerini alırken Uğur Mumcu dinlenmeye başlayacak ve nöbetler böylece sürüp gidecek, seçime zinde girmek ve yeni mevsim hazırhklarımızı daha sağlıklı tamamlayabilmek için... Sosyal demokraüarm (Haştarafı 1. Sayfada) Erdal Bey'in Ege gezisi nasıl geçti? • Eh, fena değil... Bülent ve Rahşan Ecevit'in Karabük 'te yapacakları konuşmayı dinlemeye gittiğimizi öğrenince de gülümseyerek, "Sayın Ecevit başımıza geçsln de bu iş kapansın deyiverdi. Dün Karabük'te Rahşan Ecevit 'in istasyon alanında yaptığı konuşmayı dinlerken, "bu işin kapanmasının olanaksız olduğunu" bir kez daha anladık. SHP Genel Başkanı Erdal tnönü, istediği kadar DSP'ye "barış elini" uzatsın, DSP Genel Başkanı Rahşan Ecevit ve eşi Bülent Ecevit ile "sosyal demokrathğm temel ilkeleri" gibi konularda aralarında büyük bir uçurum var; üstelik köprüler de çoktan atılmış. Rahşan Ecevit, 28 eylülde yapılacak ara seçim çalışmalarını dün Karabük'te başlattı. Bunu konuşmasında açık bir dille anlattı. Tabii bu arada aydınlara ve SHP'ye veryansın etti. Rahşan Ecevit, "Sayın Karabüklüler, Sayın Zonguldaklılar, ara seçim çalışmalarını Zonguldak 'ın Karabük üçesinde başlatıyoruz. Eşim Bülent Ecevit'le birlikte bundan sonra sizlerle bir olmanın mutluluğuna erişiyoruz" diye başlayan konuşmasını şöyle sürdürdü: "Ben size hemen şunu belirtmek istiyorum. DSP kurulduktan sonra çarçabuk Zonguldak örgütünü kurar, daha sonra tüm Türkiye'de örgütlenebilirdik. Hızlı örgütlenmenin sağlıklı olmayacağına inanıyoruz Türkiye'nin koşullan değişti. Bunun için sağhksız bir örgüt kurmak istemedik. Bazı hızlı solculara karşı önlem aldık. Bunun için kapıyı bacayı kapalı tuttuk. DSP'yi çatıdan kurmak yerlne halkın elleriyk temelden kurmak istiyorduk," Rahşan Ecevit, SHP Genel Başkanı Erdal înönü 'ye de çatarak şöyle dedi: "DSP bu seçime girmemeliymiş. Girerse ayıp, hatta hıyanet olurmuş. Sosyal demokrat oylar bölünmemeliymiş, SHP'nin oyu alınmamalıymış. SHP Genel Başkanı Sayın İnönü, DSP'nin kendilerinden sayıldığını sö'ylüyor. Soruyorum; kim kimin oyunu alıyor, kim kime hıyanet ediyor?" KARABUK'TE BİR PAZAR Biz Bolu'dan Gerede'ye vurup, Eskipazar üzerinden Karabük 'e geldik. Karabük 'e gelirken günlerden pazar olmasına karşın trafik hayli yoğundu. özel araçlar, taksiler, minibüsler DSP amblemli pankartları ön camlarına yapıştırmışlar, Ecevitler 'i karşılamaya gidiyorlardı. Karabük 'e girdiğimizde bu 90 bin nüfuslu, işçilerin yoğun olduğu şirin ilçede bir hareketlilik göze çarpıyordu. Gerede'den itibaren yol boyunca köylerde bile görülen canlılığın nedenıni aracımıza benzin alırken işçi çocuğa sorduk. Aldığımız yanıt şuydu: Karaoğlan geliyor... Biz "Menderes" Oteli'nin lobisine kaçtık sıcağa dayanamadığınıız için. İstasyon Meydanı ana baba günüydü. Çay ocağındaki SHP üyesi Hüseyin Öztürk, alandaki kalabalığın 1980 sonrası en görkemli topluluk olduğunu vurguluyor, şöyle diyordu: "Ama 1980 öncesi Bülent Ecevit'in miüngleri bunun en az on katıydı." Gazeteci arkadaşların, "Zonguldak 2. Bölge 'den Rahşan Hanım adaylığını koysa seçilebilîr mi?" sorusuna ise Hüseyin öztürk, açık bir yanıt vermiyor, şunları söylüyordu: "SHP'li Muzaffer Saraç 'ı bu bölgede tammazlar. " Dışarıda Gençlik Marşı, Harbiye Marşı ve İzmir Marşı duyuluyordu. Osman Akmanoğlu adlı bir yurttaş ağız mızıkası ile alandaki kalabalığı coşturmaya çalışıyordu. Ara sıra da kürsüdeki konuşmacı şöyle anons yapıyordu: "Sayın fahri genel başkanımız Bülent Ecevit ve eşi Rahşan Ecevit, yol boyunca halkımızın büyük sevgisiyle karşılaşıyorlar. Sayın Ecevitler, şimdi Eskipazar kavşağına geldiler." Saatler 13.30'u gösterirken, Zonguldak 'tan gelen polis, Hürriyet ve Sümer Caddelerini kesmişti. Atana giren yurttaşların güvenlik için üzerlerini arıyordu. Bülent Ecevit ve eşi Rahşan Ecevit 'in konuşacağı kürsü ise Devlet Demir Yolları 'nın çelikten yapılmış ambleminin altına kurulmuştu. Burada üç tane bayrak, yanında ise güvercinli DSPflaması bulunuyordu. Kürsüdeki konuşmacı ise şöyle anons yaptyordu: "Sayın vatandaşlar, bugün burada fahri genel başkanımız Sayın Bülent Ecevit'le eşi DSP Genel Başkanı Sayın Rahşan Ecevit konuşacaklardır. Bülent Ecevit demokrasi ve işçi haklarına değinecektir." CUNEYT ARCAYÜREK ManlsafJan vaz.yor (Baştarafı I. Sayfada) görkemli yalısına çekilmişti. İl başkam Kaya Yardımcı 'nın söylediğine göre, seçim kampanyası için müthiş planlar hazırlıyordu. Günler boyu Manisa 'yatepeden bakmıştı Pakdemirli. Kısa süreler için indiği kentte, hemen fterkese bir Manisalı olduğunu kanıtlamak için, Manisa'nın içinden çıktığını belgelemek için, İlkokulu ve liseyi burada okuduğunu iftiharla söylemişti. Ama nedense yolda karşılaştığı okul arkadaşlannı tanımamazlıktan gelmişti. Nasıl tamsındı? Pakdemirli, Türkiye'nin ekonomisine yön veriyor, örneğin okul arkadaşı DYP il başkam, satamadığı trakturler nedeniyle neredeyse iflasın eşiğine gelmiş bulunuyordu. Manisa'da üçyıl içinde 6 fabrikanın kapanması, yüzlerce kişinin işsizliğe mahkum olmaçimde ne ölçüde başarılı olabileceği, muhalefetin kısık sesine karşın, halkın hangi ölçütlerde öteki partilere kaydığı burada biçimlenecek. Hiç kuşku yok, iktidar, kırsal alandan sanayi çevrelerine, kent içine kadar bütün olanaklarını kullanmayı eylül ayına bırakacak. Seçimden kısa süre önce, tütünde taban fiyatlarını yüksek tutacağını pompalayarak işe girişecek. Buna karşılık muhalefet partilerinin elindeki tek silah, iktidar vurdumduymazlığından kaynaklanan hoşnutsuzluğu kışktrtmaktan öteye geçemeyecek. Henüz belli belirsiz uygulamalarla, Fak Fuk Fon 'un ilk işaretleri Manisa 'da seziliyor. Valinin başkanlığında kurulan komisyona Ankara'dan 16 milyon lira gönderilmiş. 400 milyar dolayınsı, üzüm üreticisinin seçim son daki bu fondan gönderilen 16 milyon lira, kuşku yok, devede rasıfiyat düşer diye elindeki makulak. Ne var ki, Fak Fuk Fon 'lını 28 eylüle kadar satmaktaki un ucunu halka gösterebilmek, telaşı, tütün üreticisinin seçim paranın oya dönüşebilmesi için sonrası başına neler gelebileceğiilk günler 16 milyonla işe başlani kara kara düşünmesi Pakdemak, iktidarın seçim stratejisi mirli'yi pek ilgilendirmiyordu. olabilir. Daha sonraki günler, Belki de ülkenin yüksek yararlan hele eylül ayında 400 milyardan söz konusu olunca, Manisa'daayrılacak daha büyük paralar ki bu durum ne umuruna. neden Manisa 'ya akmasın ? Her yoksul kişiye 300 bin, komisyon Partililer, Manisa'da adaylığa karar verirse aynı kişiye bir 300 soyunan Pakdemirli 'ye sormuşbin daha... lar: Milletvekili seçilir, bakan olursa odasının kapıları ManiDerviş Ali Camii'nde cuma sa'dan gelenlere kapanacak mıynamazında anahtarlıgını unuttudı?.. Sert, kişileri tersleyen tutuğu hopurlörlerle ilan edilen, mamunu Manisalılara da sürdürekam odasını sadece ANAProzecek miydi? Çünkü Manisalılar, tine açtığı söylenen, 13 yıldır geözellikle yöresel iktidar adamlalip giden her iktidara sürekli varı, başkente geldiklerinde hem illilik etmeyi başaran Vali Rafet lerine hem de kişilere hizmet veÜçelli'nin başkanlık ettiği Fak recek insanlar bulmayı yeğlerlerFuk Fon Komisyonu'yla daha di. Bu yöntem, bugünden değil, başarılı bir yöneticilik niçin sergeçmişten kaynaklanan bir Magilenmesin? Sonra, niçin daha nisa kuralı. Temiz dağ havastdün ANAP il başkanı Yardımnın, bol gıdanın, seçilme isteğicı'nın söylediği gibi, "500 oya nin verdiği inançla olacak, Pakkarşılık para isteyenlerin" parti demirli elbette Manisa 'ya hizmet kapısmı aşındırmasmdan sonra, vereceğini, çalışma odasının kaFak Fuk Fon yeni biçimiyle uypılarını ardına kadar açık tutagulamaya girmesin? cağını söyleyecekti. Ve başkentDoğrusu, Ege yöresinde iktiteki tutumunun tersine, aman dara yakın olanlar bile Fak Fuk efendim, o ne güleryüzlülüktür, Fon 'un seçimle ilgili uygulamaPakdemirli burada hemen herlar getireceğinden söz ediyor. kese gülücükler dağıtıyordu. örneğin Yeni Asır' da Güngör Mengü, "Çıkarlar çok dengeli dağıtılacakttr inşallah... Paralan devlet verecek, dualan vakıflar alacak, oyları da ANAP toplayacaktır" diyor, görünen köyün kıiavuz istemediğini alaylı bir dille yeriyordu. Manisa henüz durgun. Doğanın sıcağı Manisa'nın kanına yansımamış henüz. Ne var ki, sokakta, çarşıda, otelde karştlastığınız insanlardaki durgunluğa bir başka anlamda verilebilir. Seçim günu ne yapacağını bilen insanların kararlılığı olabilir bu durgunluk. Anonstan sonra hoparlörden 1980 öncesi CHP mitinglerinde çalınan, dizeleri Bülent Ecevit 'e ait olan "Uyum Marşı" çalınıyor, ardından ise bir hanım şarkıcının söylediği, "Karaoğlan" şarktsı alanda yankılanıyordu. Havanın hayli sıcak olmasına karşın, alan yavaş yavaş dolarken, Ecevitler, Karabük 'e yaklaşıyorlardı. Saat 13.00'te alanda bir dalgalanma oldu. Bülent ve Rahşan Ecevit üstü açık kırmtzı bir pikapla Hürriyet Caddesi 'nde göründüler. Yaklaşık 45 bin kişilik topluluk "Halkçı Ecevit" sloganı atmaya başladı. Aynı anda mikrofonda bir görevli, parti mensuplarının güvenliği sağlamalarını istiyor ve şöyle diyordu: "Halkçı Ecevit dışında slogan atanlar partimizin dışında olanlardır. " Oysa "Halkçı Ecevit", "En büyük Ecevit" dışında slogan atılmıyordu. Ecevitler, kalabalığın içinden omuza alınmasın uyanlanyla kürsüye geldiler. Kürsüye çıktıklarında Ecevitler'in boyunlarına sarı kasınıpatılarından oluşan bir çiçek halkası takıldı. Bülent Ecevit 'in üzerinde lacivert takıın elbise, mavi gönılek, lacivert kravat bulunuyordu. Rahşan Ecevit ise koyu mavi bir döpiyes giymişti. Biz kürsüye yaklaşık 50 metre kadar uzaklıktaydık. Ben Bülent Ecevit V 6yıldır ilk kez görüyordum. Kendilerine sevgi gösterisinde bulunan topluluğu selamlarken, tebessüm ediyordu. SHP Genel Başkam Erdal lnönü'nün son tzmir gezisi ile Bülent ve Rahşan Ecevit 'in dünkü Karabük gezisini karşılaştırırsak, değerlendirmenüz şöyle olur: Sosyal demokrat tabanı ne Erdal İnönü, ne de Rahşan Ecevit etkiler. İnönü, Ege'de organize olmamış deneyimli eski politikacılarla tabanın nabzınt yokladı. Rahşan Ecevit ise, eşi Bülent Ecevit sayesinde 90 bin nüfuslu işçi merkezi Karabük'te sosyal demokrat tabanı dalgalandırdı. Görülen o ki, sosyal demokratların doğal lideri Bülent Ecevit. Bülent Ecevit 'in Karabük konuşması bir konferans niteliğındeydi. Ecevit, demokrasi, sendikalar ve işçi hakları üzerine konuştu. 19651980 yıllarında Zonguldak 'tan milletvekili seçilen Ecevit, Batı A vrupa ülkelerindeki sosyalist ve sosyal demokrat başbakanlardan söz ederken şöyle diyordu: "Onların ellerinde de her türlü olanaklar vardı. Onlar da çocuklarına butik açar, araba alırlardı. Ama onların çocukları şoförlük yaptılar, başka işlerde çalıştılar. Çünkü o başbakanlar işçi kökenliydi..." Bülent Ecevit, yaklaşık 70 dakika süren konuşmasmdan sonra, "Halkçı Ecevit" gösterileri arasında kürsüden indi. dıgıni belirterek, "Birtakun gaıetclerde büyük pontolaria TC kırikatürlerie MedJkleri bMİuyı yapanlar" dedi. SHP'yi "seçldalerkulttbii", "her tarafa şirin gAznkmek için TÜStAD'a göz kırpan ve kapılannı MMyal demokrat obnayanlara açan ve eski hMfhfch yapıyı ayakta tntan" parti olarak niteledi. Bu nedenle kendisini yanlannda bulamayacalclanru söyledi. Ecevit, "Benlm yerim gerçek MMyal demokrat hareketten ve partMen yanadır" dedi. Bülent Ecevit hapishanede bulundugu sıraJarda ijcilerden, köylülerden binlerce mektup aldığını; bu mektuplarm kendisinin mücadele hırsıru körüklediğini ifade ederek, "Bazen Insan bir mttcaddeyl ıttrdnrnrken, o yttzden birtmkım «ıkınblan, tebükderi gdgttderken, 'acaba değer mi' diye dttfttnebOlr. lfte o mektnplar, bana bn baik için her jeye katlamnaya deger dedlrtti" şeklinde konuştu. Ecevit, demokrasinin en çok degerini bilenlerin çahşan halk kesimleri olduğuna dikkat cekerek, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Geçen gttn Ankara'da bir dnrnamam oldn. Adllyeye flmdiye kadar sanınm biçbir davada görttlmemls bnyttklttkte bülncU ve canlı loplnluk geldl. Ardından ban yuartar "Bu nalk şimdiye kadar neredeydi?" diye sordular. Bu halk hapishaneden her çıkMjunda, beni eşimle birlikte sokakU, çarpda gördttgttnde, yer yer kendUiğfnden bUlnçil ve cofknln bir mltlng topİDİugn olnıtnrnyordn. GeçmtftnM donemin dnrofmalan arasında halk henttz örgntlenmemisti, ve halkla lletifim knnümasına yardımıdaki Idmaderden aotabüe bazdan da, bn görevi yerine geürmekten özellikle kaçnıyor, hatta bunu engeUlyorlardı. 18 mayu ve 17 Temmuz 1986 gunleri Ue Ankara'da şu gervek görüldü: Türk halkı eger gücünü birleştirebilecegi ve sesini topluca duyurubilecegi bir örgütlenmeye kavuştırsa, hedefine dogru hiçbir engel lanımayan bir scl gibi akar. Şimdi DSP ile böyle bir örgütlenme Türkiye'de ilk kez halkın öncülüğünde oluçııyor." FakirFukara Fonu için öngörülen yakla$ık yanm trilyon liralık kaynağın, istenildiğinde işsizlik sigort&sı için iyi bir kaynak olabileceğini belirten Ecevit, iktidarın özel amaçla vakıflar yoluyla işletilecek fon uygulamasına gitmesini anlayamadığını söyledi. Ecevit daha sonra, özal'ın kendisinin fakirleştirdıg) kitleleri kendisine bagımlı ve minnetkflr kılmak amacında olduğunu belirterek, şöyle devam etti: "Çünkü Sayın Özal'ın istedigi, fakir fukaraya yardıma olmak degil, kendl faklrieştirdlti Idmteieri ve kitleleri bile kendhdne baftunh ve minnetkâr kılıııak. Onlunn hile kendisinden, özal iktidanndan medet ummasını saglamak. Daha var. Resml aaklamalardan ögreniyonız ki, bn FakirFukara Fonu'ndaki paralar yarariananlann onunı lncinmesin gerekçesiyle gizli kapaklı dagıtılacakmıs. Yani kimlerin bu fondan ne ölçüde yararlandıgı beül olmayacak. Dagıtdacak para Sayın özal'ın kendi paraa oba böyle bir gbdtUk yerinde oinrdu. Oysa dagıfılarak para Sayın Özal'ın degü, devletln paraa. Devkdn vergi yoluyla halktan topuMngı para. Ama Uk asamada yanm trllyonu bulan, yanl devletin bUtçesinln on beste birine eşit olan bu para devlet, millet adına denetlenmeksizin dagıtılacak." Ecevit, böyle bir uygulamanın anlarrurun, kendi scçme adamlannın eliyle yüz binlerce secmene, devlet kasaıından çıkan paralan kendi cebinden bahşi; dağıtırmış gibi dağıtmak olduğunu vurgulayarak, uygulamanın Haıulı dikıaıör Duvalierin uygulamalanna benzediğini söyledi. Gizli kapaklı yapılan dağıtım sırasında muhtaç olaiüann yanı sıra paranın bir bölümünün muhtaç durumda olmayan militanlara da verilebilecegini belirten Ecevit, "özal bu anlatüklanmı ahp, ylne fakir fnkan m dttıünmemizi istemiyorlar diye yakınmaya kallofabllir. Oyıa fakir fukarayı dofünmeyen kendUdir. Fakir fukarayı Utismara kalkısan kendiıidir. OrU dlrek diye diye Iktldara gelen Özal ortadiregi yıklı, simdi de fakir fukarayı aömtirmeye çauaıyor" dedi. veya kaçar mflyar Ura datıtılacat» Basbakan Özal'la Devlet Planlama Mttstefan özal'ın, yani iki kardesin takdlrue bagU. Böylece kendOerini bür teşebbnı diye tanıtmayı çok seven bazı özel girişimciler de Özal ikddannın kapıknlları dnrumnna dttsurniuyorlar. Şimdi bnradan bu isçi dlyanndan Onnanb aaltanatmm ozcntkU Saym özal'a söyle scslenmek isterim, bn ülke, onu kendl mülktt sayan Osmanhpadiaahlanııakalmaııuıda.ıize ml kalacakî Devlet ona kendl soymdım veren Osmanh snlâlesiııe kalmamif da size mi kalacakî Bn halk, Au^yeryttznndeUgolgeclgeçmen padtsaha koOuktan kendini knrtarabUmis de, dze ml köle olacak? Bunlar bos hayal." Ecevit, yapılacak ara seçimlerde iktidarın dejismeyecegini, ancak iktidara inecek bir şamarın "havalcilerin" akıllannı başlanna toplamalanna yardıma olacağını belirtti. Ecevit daha sonra muhalefet partilerine ve özellikle SHP'ye çatarak, söyle devam etti: "OnJann muhalefetlyle, bde ana muhalefet partisinin yaptığı mnhalefetle, özal bOe alay ediyor. Kırkpınar'ın slyasct bajpehllvanı, güresçl deyimlerl kullanarak, bn muhalefeti Medbte nasd Udde blr kttndeye getirdigini, gafil avladıgını, kendi urdından ınrakledlginl ogtinerek anlatıyor." Bülent Ecevit, Türkiye'nin "parsel parsd" satıldıgını belirterek, "Devlet Demir Yollan, PTT'slyle devlet Mblıyor. DevlefJ koruma ve koUama görevral artık baskaaına bırakmayacaksuıu. Cnmhuriyed siz koUayacaksuuz" dedi. Ecevit, siyasal mücadele olmadan sosyal haklann alınamayacagını, dünyada bunun bir Orneği olmadığını kaydederek, "Sonuna kadar dyasetle, iç politika De ugüeneceksiııiz. Kendlniz için, çocnklaruuz için, buna mecborsunuz" diyerek şöyle devam etti: "Askerin siyasetle Ugisi olacak, 0gilenme hakla olacak, isçinln olmayacak. Bttyük sermayedarlann olacak, taçhıin olmayacak. Böyle şey olmaz. Tabii ki büyük sermaye iç ve dıs poUdka Ue UgilenmeU. Ama İKİ dıs poUUka Ue Ugilenirse idamla yargılamyor." Ecevit, bir partiyi acıkça destekleyip desteklememe konusunun henüz yargıda olduğunu, Türkiye'nin artık böyle şeylerle ilgilendiğini de ifade ederek, "Eger ben destekleyemeyeceksem sizier benlm adıma destekleyin. Bunu kendlniz ve çocnklannız için yapın" diyerek 70 dakika süren konuşmasmı tamamladı. Bülent Ecevit'in konuşmasmdan önce söz alan DSP Genel Başkam Rahşan Ecevit ise, istedikleri takdirde partinin kurulduğu gün Zonguldak örgütlenmelerini tamamlayabileceklerini belirterek, "Fakat bu blze göre sagbklı bir örgütlenme olmazdı" dedi. Rahşan Ecevit eskiden da zararlanm gördükleri ve şimdi tamamen sakıncah hale gelen bazı alışkanlıkları, yeni kurulan yapıya da tasımak istemediklerinj bildirerek şöyle devam etti: "Kendl örgtttlenmderl, «nttndekl güçlttklerie mücaddeyi göze alamaran ban hnh solcııiar, sosyal demokrat çizglnin ötesindeki soknlar, bidm çanmu albnda geüfmek, bize ters dusen amaçlan ugrunda blzim partlmlzl kuDanmak IsteyebOlrierdi, nlteldm istryorUrdı. BöyMerinln sumalanna karsı kapınuzı bacamızı sımnkı kapalı tntmaya kararh idlk. Böylderlnln sızma gayretlerine karsı thJzHkle önlem ahrken, bir yandan da h«tn»hh etmemeye özen gösteriyorduk. Bazdan degişmis, blzim çizgimlze gelmiş olabUirdl. Fakat bu çizgiye gellp gelmediklerini anlamak zaman ahyordu'.' Rahşan Ecevit, seçkinler ve aydınlar denen ve etkinliği küçümsenmeyecek olan kesimlerin, ancak halkın beğeni sınavından gecmeyi kabul ettiklerinde sosyal demokrat sayılabileceklerini bildirerek, "Biz aydın ve seçkin diye, güçlü ve varhklı diye kimseyi itmiyornz. Yeter ki, aramıza gelenler ılc halkı ilmesinler, kendilerini halktan ayn ve ustttn görmesinler" dedi. Rahşan Ecevit, SHP Genel Başkanı Erdal lnönü'nün partisi için "DSP de bizden sayüır" sözlerini de eleştirerek şöyle konuştu: "Niye DSP sizden sayüsn? Biz ayn partlyiz. Bir yanda büyük sermayenln kaymak tabakasının kulttbtt TÜSİAD'a güvenct verirken, bir yandan da Afganbtan'daki kulüa rejimin temsilcisine alkıa InUnlan çatua altında banndıran blr partryle blzim ne ilgimiz olabinrT Bu anayasayla da demokrasi olur, birkaç deglsiklik yeter dlyenlerie blzim ne Uglmlz olabilir? Kendlleri de İktidara gdseler, özal'ın ekonomik modelinl nygıılaınaya (lcvuın rdecrklerini, anrak daha iyi uygulayacaklanıu söyleyenlerie blzim ne Ugimiz olablllr?." Kenan tvren, dün Tbpkapı Sarayı'nda Harem Dairesi ve Kara Mustafa Paşa Köşkünü gezdi, daha sonra Veliefendi Hipodromunda CumhurbaşkanUğı Kupası Koşusunu izledi. Saat 10.30'da kızlan Gülay Alpaslan, Mlray Göksu ve torunu Elif Can'la birlikte Tbpkapı Sarayınagelen Evren, restorasyon çahşmalan yürütülen Harem Dairesi'nde incelemelerde bukındu, Cumhurbaşkam, saraydan sonra Kara Mustafa Paşa Köşkü olarak bilinen Sofa Köşkü Vıü gezdi. Cumhurbaşkam, öğleden sonra Veliefendi Hipodromu lna giderek CumhurbaşkanUğı Kupası Koşusu'nu izledi. Üç ve daha yukan tngiliz atlannın katıldığı ve çtm pistte 2400 metre koşulan yanşı kazanan Hafız adlı atın sahibi Sadık Eliyeşil ile jokeyi Ekrem Kurt, yanştan sonra Cumhurbaşkam Evren tarafından kabul edilerek kendilerine kupa verildL (Fotoğraf: ENDER ERKEK) Bay Ecevit 70 Bayan (Baştarafı I. Sayfada) HP'nin vetolu kurucu üyeleri lurhan Timuçin, ilırgut Altınkaya, Şerafettin Uğur, Niyazi Aras, vetolu milletvekili adaylarından Mehmet Yüceler, Yüksel İçbilen, milletvekili adayı Mehmet Kuzu ile eski HP milletvekilleri SüUyman Koyuncugil ile aynı zamanda DSP Genel Sekreteri olan Nurt Korkmaz geldiler. Saat 09.15'te üzerinde lacivert kravat takılı mavi gömleği ile bir arabayla gelen Bülent Ecevit, arabasından inerek gazetecilerin tek tek elini sıktı ve "Seçim otobüsünü biz icat ettik, ama galiba tek otobüssüz DSP kaldu Kusura bakmayın, sizi rahat ettiremeyeceğiz " derken, Rahşan Ecevit'in kimseyle konuşmadan doğrudan Genel Sekreter Nuri Korkmaz'a yöneldiği görüldü. Bülent Ecevit, daha sonra bir gün önce DSP genel merkezinde hazırladığı konusma metnini basın mensuplarına dağıttı. Dağıtılan metinde, "Bülent Ecevit1 in bugün Karabük'te DSP'nin meydan toplantısında konuk konferansçı olarak yaptığı konuşmamn özeti" başlığı dikkat çekti. 3 'ü basın arabası olmak üzere sadece 8 araba ile yola çıkan DSP konvoyunu, Kızılcahamam'da 8 araba karşıladı. 30 kadar yurttaş "Halkçı Ecevit" diye tempo tuttular. Bülent Ecevit, 1975 yılında saldırıya uğradığı Gerede'de ise 2 taksiyeyerleşmiş DSP ilçe yöneticilerince karşılandı. Gerede'den sonra yol inşaatı devam eden karayolunda çalışan 7 işçi, Ecevit'in arabasımn önünü keserek Bülent Ecevit'esarıldılar. Rahşan Ecevit ise, işçilere DSP rozeti, bayrağı, DSP balonu ve Ecevit 'in kurultay konuşmasmı verdi. Bir işçi, "Rahşan abla, bizi kurtar bunlardan" derken, bir başka işçi de Bülent Ecevit'e, "Ağabey beni tanırnadın mı? Dışkapı ilçeden Mustafa" deyince Ecevit, "Gözüm ıstnyor" karşılığını verdi. Mütevazı DSP konvoyunu Eskipuzar ilçesi yakınlarında 50 kadar araba ve kalabaiık bir yurtaş topluluğu, "Halkçı Ecevit", Ecevit, yalnız degilsin" diye bağırdılar. Cumayanı köyünde de bir grup yurttaş, Bülent Ecevit'i beyaz güvercinlerle karşılayıp kurban kestiler. Konvoya katılan arabalann bazılarında Bülent Ecevit 'in afişleri göze çarparken, konvoyun volunu kesen yurttaşların DSP Genel Başkanı Rahşan Ecevit yerine Bülent Ecevit'e sartldıkları, elini öptükleri ve sevgi gösterisinde bulundukları dikkati çekti. 80 arauatık bir konvoyla miting atanına gelen Ecevit'leri beklendiği kadar olmasa bile canlı bir topluluk karşıladı. Rahşan Ecevit 16 sayfaltk metni 17 dakikada okudu. Kürsüde anons yapan bir partilinin "şimdi size Yasemin diye bir ktz şiir okuyacak " sözleri duyuldu. Bunun üzerine Bülent Ecevit mikmfondan müdahale ederek "Ben bunu 18 mayısta okumuştum. Olof Palme'nin cenaze töreninde okunmuştur" dedu Küçük kız kürsüden "konuş dudakların varken" diye başlayan kısa.şiiri okudu. Ardından Ecevit'in 70 dakika süren konuşması kalabalığı canlandırdığı görüldü. Konuşmasının önemli bölümünün özal hükümetinin icraatlarına ve özellikle Fakir Fukara Fonu'na ayıran Bülent Ecevit'in, Başbakan Özal'ı Haiti'nin diktatör başkanı Duvalier'e benzetmesi büyük alktş toplatı. DSP konvoyu Ankara'ya dönerken yolda Ankara'nın seçim bölgesi olan Çamlıdere ilçesine uğradı. Bülent Ecevit'in saal 14.55'te tamamlanan konuşmasıyla sona eren mitingden sonra, Bülent Ecevit, Karabük'teki Demir Otel'e gelerek üstünü değiştirdi ve çay içti. Ecevit kürsüden ayrılırken de, "Ben resmen politikacı sayılmam. Ama politikacıyım. Şimdi sizlerle çay bahçesinde oturup sohbet etmek istiyorum. Blr poüttkacıyı buldunuz mu onu konuşturmayın, slz konuşun" biçiminde uyarıda bulundu. Eşi Rahşan Ecevit, DSP yöneticileriyle yeni kurulan Karabük ilçe binasında seçim çalışmalarıyla ilgili çalışma yaparken, Bülent Ecevit de çay bahçesinde yurttaşlarla sohbet etti. Şaron'a (Baştarafı i. Sayfada) mamlayarak geldiği gibi gizlice Israil'e geri döndü. Türk makanılarınca güvenliği için Şaron'a özel koruma görevlilerinin de tahsis edildiği bildirilirken, Dışişleri Bakanlığı, dün lsrailli konuğun ziyaretinden önceden haberdar olduğunu gizlemedi. Dışişleri yetkilileri, "Sayın Saron özel bir ziyaret için Türkiye'ye gelmiş ve bir akrabasının dügününe katılmıştır. Gelişinden haberimizln olmaraası söz konusu değildir. Özel bir ziyaret oldugu için kendisine vize verilmiştir" şeklinde konustular. Aynı yetkililer, Ariel Şaron'un lstanbul da bulunduğu süre içinde herhangi bir resmi temasının söz konusu olmadığını belirttiler. Üst düzey bir yetkili, Şaron'un ziyaretinin Türkiye'nin lsrail karşısındaki mesafeli politikasında ' bir değişiklik anlamına gelip gelmediği yolundaki bir soruyu yanıtlarken"Hayır, İsrail politikamızda bir değişiklik teşkil etmez" dive konuştu. Pakdemirli'nin adaylığı güvenceye almasına karşın, ikinci ANAP adayı üzerinde hâlâ kuşkulu bulutlar dolaşıyor, Keçeciler'in buraya gelmekten çok Ankara'yı istemesi, Manisa ANAP'ı içinde açıktan şöylentnese de kuşkulu, eleştirisel tartışmaların yapılmasına neden oluyor. İl başkanı Yardıma bile, Keçeciler'in adaylığmdan söz ederken, konuşmasına pek inandırıcı vurgulamalar yapamıyordu. Elbette, ANAP iktidarımn o yavan, inandtrıcı olmaktan uzak propagandası burada da işliyor. 30 yılda yapılan hizrnetlerin üç buçuk yılda burada gerçekleştiği söyleniyor, neredeyse bütün yolların, elektrik şebekesinin A NA P tarafından Manisa 'ya getirildiği öne sürülüyor. Manisa'da ortaya çıkacak sonuç, ara seçimin bütün göstergelerini kapsayacak. Kırsal alandan sanayiye dek hemen her çevrpyiiçerdiği için, ANAP'ın iktidar nimetlerini kullanarak bu se Televizyonda (Baştarafı 1. Sayfada) de lartışabilirim. Bu TV'dc de olabilir" dedi. Rektörler Komitesi'nin hafta sonunda YÖK binasında yapacakları toplantıda da, kaldınlan rotasyon sisteminin başka bir biçimde yeniden gündeme getirileceği öğrenildi. BAŞSAĞLIĞI Derneğimiz ikinci başkanlarından yazar SADIK ŞENDİL'İ yitirmiş olmanın Uzüntüsü içindeyiz. Kendisine Tann'dan rahmet, kederli ailesine ve tüm dostlanna ba$saglığı dileriz. Cenazesi bugün öğle namazından sonra Şişli Camii'nden kaldınlarak Zincirlikuyu Mezarlığı'na defnedilecektir. TtYATRO YAZARLARI DERNECİ Kapatılan CHP'nin eski Genel Başkanı Ecevit konuşmasında, özal'ın Türk vatandaşlannı, Osmanlı padişahları gibi kendi "tebaa" sı dunımuna getirmek istedigini vurgulayarak, $u görüşlere yer verdi: "özal, vatandayı uyrukluktan kopanp, kendi kifillgine tabl kümak, haglı kılmak, bagıınlılaftınnak, emri altına sokmak İstiyor. Ozal'daki bu hevesin baska belirtlleri de var. önceUkle dar geUrU veya çaresiz durumdaki vatandaflara haklan olan, verilmesi gerekeni, nep sarth surtlu vermek, borç gibi vermek, böylece halBülent Ecevit daha sonra Ankarakı kendisine borçlu ve bagımlı kıldaki ara seçim yapılacak bolgeye gimak istlyor. ren Çamlıdere ilçesinde kalabaiık ve Geçen gttn özal, Urfa'nın bir yö canlı bir yurttaş topluluğunun alkışresinde ııyduruk bir tarım reform larıyla karşılandı. Bir kahvede saıı projesl açıkladı. Orada da, toprak dalyenin üzerine çıkarak kısa bir koaz köylülerden sadece birkaç binlne nıışma yapan BUlent Ecevil, demokbirer avuç toprak dagıtırken, lopra rasinin öncnıinı vurgulayarak, halkı gın tapusunu vermeyecek. Ya ne ya demokrasiye, cumhuriyete ve devlepacak? Çaresiz durumdakl köylüye, te sahip çıknıaya çagırdı. Çamlıdere"Hele bir göreyim, bu topragı nasıl de sıya.si olarak önemli bir ağırlığı oltsleteceksln, eger seni gözüm tuUr duğu bclirtilen eski CHP milletvekilsa Uerde belki bu lopragın tapusunu lerinden ve Camlıdere'nin eski beleda sana bagtşlanm" diyor. diye başkanlarından Mustafa Ycşil'i Aslında köylünün, o ödünç top cvinde ziyaret eden Ecevit, Yeşil'e geçragı nasd ifledJthıedetil, oyunu naal mış olsun dileklerini iletli. Ecevit, dakulianacagına bakacak. Nlteklm bu ha sonra eşi DSP üenel Başkanı açıkhunayia bhHkte, ANAP'a o yöre Kahşan Ecevit'le birlikte yeni açılan 1 küylüleriııdrıı binlt'rct /onıki iıvv vu ilçc örgütünü ziyaret etti. Ecevitler zınunın haberi de açıklandı. Yanl o beraberlerinde USP yönelicileri oldııödünç verilecek topragın siyasal be ğu halde ilçe başkanının evinde ycdeli, d^aba toprak dagıülmadan alı mck ycdikten sonra Ankara'ya nıyor. Böylece Gttoeydogu Anado döndüler. lu köylusünün, agalara bagunlüıgı yetmezmlf gibi, bir de iktidara ba ECEVİT'İN KONUŞMASI gımlı olması saglanmak isteniyor!' İNCEI.EMEDE Ecevit, özal'ın bu tür tuzaklanru BUlent Ecevit'in Karabük konuşbir tür "esir alma, rehln tutma ması banda ve videoya alındı. Karaoyunhui" olarak niteleyerek, 'Bu tür bük Cumhuriyet Savcı Yardımcısı uyguuunalar varhkh isadamlanna da t.Atilla Hekimoğlu, konuşmayı Siyauygobuuyor" dedi. Devlet bütçesinin sal Partiler Yasasının ilgili hükümleyansı kadar olan paranın sayıca yü rine göre incelemeye aldı. Savcı Hezü a$an yozla$mı$ fonlarda toplan kimoğlu, "Açık hava toplantısında dıjını bildiren Ecevit, fonlarda top yapılan konusmalan banda aldık. Şu lanan trilyonların nerelerde harcan anda banl cıizümleri surüyor. CHP dıftının TBMM'ce, Sayıijtay'ca vc haı eski Genel Başkanının 'siyasi parlita hükümet tarafından bile denetle lere destek saglamak' suçunu isleyip nemedigini ileri sürdü, Ecevit şoyle işlemedlgini araştırıvorıı/. llerhan^i devam etti: bir suvun vusal unsurlanna rasllanır"Bu fonlardan hangi işadamlan sa, ilgililer hakkında soruşlurma ucıp na, lı:uıı;ı •jirktllıre. holdiıı^lt'rt', ha görevli mahkemede dava açacagız" dedi. yali inracatçılara kaçar vttz milyon (Baştarafı 1. Sayfada) ne okuduktan sonra üniversileden ayrılmak zorunda kalıyor. Şimdi hiç olmazsa biz peşinen söyledigimiz için, çocuklar okumak isledigi alanda araştırma yapmak zorunda kalacak." Prof. Dr. Altan günalp, yeni sistemin sağlayacağı yararlan anlatırken de şunları söyledi: "İlk sınavda, belli bir puanın üzerinde alanların seçilmesi ve bu sonucun üç sene geçerli sayılması, adaylar üzerinde sınav stresini azaltacaktır. Aynca sınava katılanlann sayısı azalacagından sınavın ııygıılaması kolaylaşacak, sınavı gereginden fazla tekrarlamanın yarattığı kaynak israfı önlenmiş olacaktır. Halen ilk aşamaya yaklaşık 500 bin aday girmektedir. Yeni durumda her yıl 350 hin dolayında adayın sınava katılması beklenmektedir. Ayrıca adayların sınav ücreti ve sınav yerine K'd'P gelme harcamalarında da önemli bir azalma gerçekleşecektir." Günalp, yeni uygulama ile meslek liselerinden vıkışlı öğrencilerin ikinci aşama sınavında karşılaştıkları zorlukların da ortadan kalkacağına işaret ederek, "Bu adaylar iki yıllık meslek okulları ile dört yıllık öğretmenlik programlarına yerleştirilirken, ÖSS puanlan kullanılacak. Böylece bu ögrencilcr, kendikri için daha az uygun olan ÖSY'ye girme zorunlugundan kurtulacaktır" diye konuştu. Suıav Univereiteyi (Baştarafı 1. Sayfada) ÖSYM Başkanı Prof. Altan Günalp'in ÖSYM binasında yarın bir basın toplantısı ile açıklayacağı sınav sonuçlarının belli olmasıyla, ilk basamağına bu yıl yaklaşjk 500 bin adayın başvurduğu ÖSYS'nin klasik sistemi de tarihe karışacak. Bu yıl birinci basamak sınavını kazanan adaylar, 3 yıl süre ile ikinci basamak sınavına doğrudan girecekler. Ancak önümüzdeki yıldan itibaren sosyal bilimler programlannı tercih eden adaylar için ayn, i'en bilimlerini tercih eden adaylar içn ayn testler uygulanacak. 894 nolu aproıı terminal giriş kartımı kaybettim. Hükiimsüzdür. BEHÇET RECEP SARI