23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28 TEMMUZ 1986 HABERLER CUMHURÎYET/13 Kafkasya üzerinden 2. doğal gaz lıattı ANKARA, (Cumhuriyel Biirosu) Başbakan Turgul Özal, Sovyetler Birliği'ne henüz zihninde oluşma aşamasında olan TürkSovyet ilişkileri açısından yeni ve ilginç bir düşünceyle gidiyor: tkinci doğal gaz boru hattı... özal hükümetinin bir süredir üzerinde durduğu bu tasarı doğal gazın Trakya üzerinden gelen birinci boru hattından farkb bir güzergâh izleyerek Doğu Anadolu sınırından Türkiye'ye girmesini öngörüyor. tkinci doğal gaz boru hattı tasarısı, ilk olarak geçen yıl temmuz ayında Finlandiya'da Helsinki Nihai Senedi'nin imzalannıasının onuncu yıldönümü dolayısıyla yapılan Avrupa Güvenlik ve Işbirliği Konferansı toplantısı sırasında Dışişleri Bakanı Vahil Halefoglu tarafından Sovyet Dışişlcri Bakanı Eduard Şevardnadze'ye açılmıştı. Türk yetkililer, Kafkasya üzerinden Türkiye'ye girecek ikinci doğal gaz boru hattımn şimdilik yalnızca "fikir" aşamasında olduğunu belirtmekle birlikte bu yönde bir "niyef'in bulunduğunu saklamıyorlar. Bu konuda bilgi veren üst düzey bir yetkili, "Geleceğe döniik bir proje olarak üzerinde dtişünüyonız. Bu konuda aceleci değiliz. Çiinkii önce birincisini bitirmemiz gerekir" dedi. öte yandan, yapımı 1988 yazındaki genel seçimlerden önce tamamlanacak olan birinci doğal gaz boru hattının uygulama durumu da özal'ın ziyareti sırasmda gözden geçirilecek bir proje olarak görülüyor. Doğal gaz projesi, TürkSovyet ilişkilerinin bugüne kadar bilinen yapısını tümüyle değiştirecek ve bu ilişkilere "içerlk" kazandıracak. 2000 yılına doğru kajşılıklı olarak milyarlarca dolar tutarında bir ticaret hacmi getirecek olan bu proje, aynı zamanda siyasi ilişkilere istikrar kazandırılması açısından önemli bir işlev görecek. Bunun yanı sıra yalnızca Sovyet yatırımlarına dayalı yapı değişerek, yerine karşıhklı olarak ticaret yapan iki komşunun ilişkisi geçecek. Sovyetler Birliği Türkiye için en büyük ve sürekli pazarlardan biri haline gelirken, 1990 yılına kadar gerçekleşecek dört yıllık dönemde ticaret hacmi 6 milyar dolara yükselecek. Başbakan Turgut özal'ın Moskova'daki temasları sırasında alınacak doğal gazın karşılığında Sovyetler Birliği'ne satılacak Türk ihraç ürünlerine ilişkin ön çalışmaların sürdürülmesi bekleniyor. Varılan anlaşmaya göre Türkiye, 1987 yılında Sovyetler Birliği'nden 650 milyon dolar değerinde doğal gaz satın alacak. Anlaşma, yıllık satış bedelinin yüzde 70'inin Türk ihraç ürünleri ile karşılanmasını öngörüyor. Bu anlaşma, Türkiye'nin 1987 yıhnda Sovyetler Birliği'ne en az 450 milyon dolarlık bir ihracat yapmasını garanti altına alıyor. Söz konıısu 450 milyon dolarlık ihracatın hangi ürünlerden oluşacağı konusundaki ön anlaşma Sovyetler Birliği eski Başbakanı Tikonov'un 1984 yılında Türkiye'ye yaptığı ziyaret sırasında yapılmıştı. Doğu Bloku ile ithalat ve ihracat yapma yetkisine sahip büyük ticaret şirkctlcri, gelecek yıl 450 milyon dolardan başlayarak, ikinci aşamada 600 milyon dolara, daha sonra Özal'ın Moskova ziyaretinin ekonomik gündemi Ozal, Gorbaçov randevusu (Raştarafı 1. Sayfada) geliyor. TürkSovyet ilişkilerinin güçlendirilmesini amaçlayan bu ziyaret in en önemli yönlerinden biri, bu iki Uslubun karşılaşmasının ilişkilere ne gibi bir renk getireceği noktasında beliriyor. Yetkili Türk ve Sovyet makamlarından aldığımız bilgiler ışığında, Başbakan özal'ın Kremlin'de yapacağı görüşmelerin olası sonuçlarına ilişkin olarak şu tahmin ve gözlemleri ileri sürebiliriz: " 1 . Görüşmeler sırasında her iki tarafın da, iyi komşuluk ilişkilerinin 'güçlendirilmesi' ve 'geliştirilmesi' konusundaki iradelerini vurgulamaları bekleniyor. Bu bakımdan, görüşmelerin belki de en önemli sonucu, ilişkilerdeki gelecege dönük 'perspektifin' karşılıklı olarak uygulanması, 'güven' faktörünün teyit edilmesi olacak. tktidara geldikten sonra Türkiye'nin Ortadoğu'ya açılma sürecini pekişliren, Avrupa ile ilişkilerin normalleştirilmesinde önemli mesafe kaydeden Başbakan Turgut Özal, bu kez de Turk dış politikasının bir başka cephesinde Sovyetler Birliği ile ilişkileri rayına oturtmayı amaçlıyor. Görüşmeler, Sovyet dış politikasına yeni bir stil getiren Gorbaçov liderliğinin güneydeki komşusuna nasıl baklıgına ilişkin ilk ipuçlarını da verecek. "Ikilı ilişkiler" cephesinde gözüken olumlu havaya karşılık, Türkiye ile Sovyetler Birliği'nin birçok önemli uluslararası sonın üzerinde taban labana zıt görüşler taşıdıkları hatırlandığında, Özal'ın ziyareti bu goruş aynlıklannın bir kez daha sahnelenmesine zemin oluşturacak. Kampuçya, Afganistan'ın işgali, Kıbrıs sorunu, görüş ayrılıgı bulunan konular arasında sayılabilir. Ancak her iki tarafın da bu sorunları farklı çizgilerinin ilişkileri olumsuz yönde etkilemesini engelleyecek bir üslup içinde olacakları tahmin ediliyor. EN KRİTİK KONU: BULGARİSTANDAKİ BASKILAR 2. Kremlin'deki görüşmelerin en kritik bölümünü Bulgaristan'ın Müslüman Türk azınlığa yaptığı baskılar oluşturacak. Başbakan Özal'ın bu konuyu Kremlin'de ne şekilde gündeme getireceği, ziyaret öncesi yapılan hazırlıklar sırasında üzerinde en çok durulan konu oldu. Öğrenildiğine göre özal, Bulgaristan'ın tutumunu açıkça destek beklentisi ifade etmcksizin dikkalli bir üslup içinde açacak. Ankara, Sovyetler Birliği'nin, önemli bir müttefigi olan Bulgaristan'ı gözden çıkarma pahasına açıkça Türkiye'yi destekleyecek bir tutum takınmasına ihtimal vermiyor. Kapalı kapılar ardında yapılacak görüşmelerde, Sovyet yöneticilerinin Başbakan Özal'a verecekleri yanıta ilişkin başlıca iki olasılık söz konusu: liği'nin her iki görüşü birden belirtmesi. Sovyet yöneticiler dinleyip not almakla da yetinebilirler. Yapılan tahminler, "Sovyetler'in Bulgaristan'ı Türkiye ile diyaloğa girme konusunda ikna etme yönünde bir adım atsa bile, hıınu son derece gizli bir şekilde yapacağı" yolunda. Bir başka deyişle, ziyaret sırasında Sovyetler Birliği'nden bu konuda ne yapacağı konusunda somut bir yanıt alınması güç gözüküyor. Ayrıca, Başbakan özal bu konuda Sovyetler'in üzerine giderek, halen anlaşmazlıkta tarafsız kaldığı görüntüsünü veren Sovyetler'i Bulgaristan'ın yanına itmek istemiyor. Sovyetler ise, Özal'ın Bulgaristan'daki baskıları gündeme getirmesine karşı olmamakla birlikte, bu ziyareti Bulgaristan'a karşı bir seferberlik havasına sokması, Bulgaristan aleyhinde çıkışlar yapmasını arzulamıyorlar. Sovyet kaynaklarına göre, bu takdirde özal'a "enerjik" bir tepki gösterilecek. Aynı kaynaklara göre, bu konuda Türk tarafının dikkati çekildi. ÖZAL VE StLAHSIZLANMA 3. Görüşmeler sırasında, Sovyet tarafının, büyük önem ve öncelik verdiği süahsızlanma konularını aynntılı bir şekilde gündeme getireceği, bu çerçevede Komünist Partisi Birinci Sekreteri Mihail Gorbaçov'un yeryüzündeki tüm nükleer silahlann 2000 yılına kadar ortadan kaldınlması yolundaki önerilerini genel hatlarıyla Başbakan Özal'a lekrarlayacagı anlaşılıyor. Başbakan Turgut Özal ise, Türkiye'nin bu önerileri 'ilginç' ve 'olumlu yönde mütalaa edilip incelenmesi gereken öneriler' olarak değerlendireceğini anlatacak. Türkiye'nin bu konudaki çizgisi NATO ülkclerinin Gorbaçov'un önerileri karşısında takındıklan tutumla büyük benzerlik gösteriyor. Özal'ın ziyareti UoğuBatı ilişkilerinde belirgin bir düzelme havasının estiğf, süahsızlanma alanında ABD ile Sovyetler Birliği arasında Başkan Reagan'la Gorbaçov arasındaki son mektuplaşmalann da gösterdiği gibi 'özlü' bir 'kıpırdanma'nın bellrdiği bir döneme rastlıyor. Bu çerçevede özal, Sovyet liderliğinin ikinci zirve öncrisinde DoğuBatı ilişkilerinde beliren bu iyimser havaya nasıl baktıgı yolunda birinci ağızdan duyumlar alacak. ki yıllarda da 1 milyar doların üzerine çıkacak olan ihracat pastasından pay kapma yarışına başlamış bulunuyorlar. Bu çerçevede, bazı şirketlerin Sovyetler'e pazarlanacak ürünleri imal etmek amacıyla yeni fabrikalar kurmaya başladıkları da alınan bilgiler arasında. Sovyetler'in doğal gaz karşılığında ana anlaşma uyarınca nakit dövizle ithal etmek istedikleri ürünlerin başında toplu konut malzemeleri geliyor. Yılda ortalama 1 milyon yeni toplu konutu ihaleye sokan Sovyetler Birliği, bu çerçevede Türkiye'den mobilya ve elektrikli ev aletleri satın almayı düşünüyor. Sovyetler, bu alanda Türkiye'de ortak yatırıma gidilmesini de tasarlarken bazı büyük müteahhitlik firmaları da Sovyetler Birliği'nde ihalelere girmeve hfîzulanıyorlar. Sovyetler'in öncelik listesinde ikinci sırayı tekstil alıyor. Yılda 600 bin kadar tişort ve postal satın almak isteyen Sovyetler deri giyim eşyalarına da talipler. Bunların dışında Sovyetler'in ilgilendiği Türk ihraç ürünleri arasında fındık, pamıık ve kuru üzümkuru incir sayılıyor. özal'ın Moskova'daki temasları sırasında doğal gaz ithalatına karşılık yapılacak ihracat konusunda belirleyeci bir anlaşmaya gidilmesine fazla ihtimal verilmiyor. Ancak Sovyetler'le yapılacak görüşmelerin ardından Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı'nın Sovyetler'e ihracat yapacak şirketlere ilişkin bir düzenlemeye gitmesi v? T U rk şirketlerinin Sovyet puzarında fiyat rekabetine girmesini önüne geçecek önlemler alması bekleniyor. Hanife Cantkin özal'ın sözlu emri, Sandıkçı'nm yaztb rtauı üzertne elde ettiği arsa üzerine yaptığı bu gecekondu, bugün yerlt bir olacak. (Fotoğraf: ESAT PALA) ÖzaVın ve Sandıkçı'nın emriyle yapıldı, ama... Bu ev bugün yıkılacak gösterdiği yere yaptığı ve bir ay önce tamamladığı ev 28.7.1986 gunü yani bugün "kaçak gecekondu" olduğu gerekçesiyle Anakent Belediyesi'nce yıkılacak. Hanife Canik'le Etiler Büyük Armutlu Mahallesi 5. Geçici Sokak üzerinde bulunan 23 nıımaralı evinde göruştuk. Kendisinden başka evde inşaat bekçisi eşi Salih Canik ve üç çocuğu işte olduğu için, iki kızı, bir oğlu ve yaşlı bir babaanneleri var. O da ağır hasta. Kapının girişine yatırmışlar, bir yer yatağı üzerinde. Hanife Canik daha önceki evleri karayolları tarafından yıkıldıktan sonra aylarca tek göz bir odada dokuz kişi kar, soğuk içinde yaşadıklarını belirtiyor. "Turgut Ö/al'la göriişmeden önce bunalmıştım. Ya Özal'la görüşür ya da kendimi denize atarım diyordum" şeklinde konuşuyor. Başbakan Turgut özal'la Sarıyer'de yaptığı görüşmeden sonra olanları ise şöyle anlatıyor Canik. "Başbakandan bana yer göstereceklerine dair söz aldıktan sonra beni bir (aksiyle Sarıyer Belediyesi'ne gotıırduler. Üç saat sonra Ali Sandıkçı geldi, belediye başkanı. Yanına çağırarak derdimi dinledi. Yer gösterme konusunda yardımcı olacağını soyledi. Bana im/.alı iki kâğıl verip Anakenl Belediyesi ile Beşiktaş Belediyesi'ne gitmemi söyledi. Çünkü bizim mahalle Beşiktaş Belediyesi'ne baglıymış. Anakent Belediye Saruyı'nu iki üç kez gittim, kimseyle goruşturmediler. Ben de bu kez Beşiklaş Belediyesl'ne giderek Mümlaz Kola ile görüştüm. Kola "Levent'le bir zabıta mudurlügu var. Oraya git sana yer gustersinler" dedi. Mütürlüğe gittim. Uzun bir uğraştan sonra şu anda oturduğumuz yeri gösterdiler" derken araya kızları giriyor ve evi yapabilmek için ne güçlükler çektiklerini söylüyorlar. Hanife Canik sözlerine devam ederek "Yeminli büroya da başvurduk, tapu tahsis belgesi almak için" diyor ve ekliyor. "Ancak bin bir güçlükle bir ay önce bitirebildiğimiz evimizi Anakent Belediye memurları sürekli mahalleye gelerek yıkacaklarını »öylediler. Bizimkiyle beraber üç ev daha yıkılacak. En son dün geldiler. Pazartesi günü kesin olarak evlerimizi yıkacaklarına dair tebligat yaptılar. Çoluk çocuk korkudan artık uyuyamaz olduk. Eğer yıkarlarsa hep birlikte açlık grevine başlayacağız" diyor Hanife Canik. Son sözü ise şu oluyor. "Başbakan iürgut Özal, yer gösterilecek diye söz verdi, ancak Anakent Belediyesi kimseyi dinlemeden evimizi yıkıyor. Bu devirde Başbakanın sözü geçmezse kimin sozü geçer?" Bu sözleri söyledikten sonra Hanife Canik'in gözleri yaşlarla dolup ağlıyor. Söyleyecek başka bir sözü yok. Şimmdi dokuz kişi, çaresiz bir şekilde evleri yıkılınca sokakta ne yapacaklarını düşünüyor kara kara. tkinci Boğaz Köprüsü istimlakleri sırasında evsiz kalan Hanife Canik, şubat I986'da Başbakan özjal'a başvurmuş, onun verdiği emir üzerine sağladığı arsada bir gecekondu yapmıştı. Canik'in bir ay önce tamamladığı bu ev, 'kaçak gecekondu' olduğu gerekçesiyle, herhangi bir değişiklik olmazsa, bugün yıkılacak. İstanbul Haber Servisi Başbakan Turgut Özal 22 Şubat 1986 pazar günü Sarıyer'de gecekondu sakinlerine tapu dağıtırken yaptığı konuşmada şöyle diyordu: "Kimseyi kandırmıyoruz. Tapu dağıtıyoruz. Gelin gözünüzle görün. Bi/ vatandaşın en önemli meselesini başını sokabileceği bir konuta kavuşmak şeklinde görüyoruz. Gecekondu meselesini de kesin olarak çözmeye kararlıyız." özal konuşmasını bitirip tam kürsüden aşağıya inerken kalabalığı yaran 55 yaşlarında bir kadın Başbakanın kolunu sıkıca kavrayarak "Dokuz nüfusum. Sokakta kaldık. Evimiz yok" demişti. Bunun üzerine Turgut özal, çevresinde bulunan yetkililere dönerek "Başkamnıza söyleyin, bu kadına yardımcı olsun" deyince kadın tekrar özal'ın kolundan tııtarak "Enkazımla bir ev yapmak için elinizden kâğıt istcrim" dcdi. Başbakan Ilırgut Özal'ın verdiği yanıt ise şu oldu: "Kâğıda gerek yok ben emrettim nıi olur." ikinci Boğaz Köprusu'nun yapımı nedeniyle evi yıkıldığı için çoluk çocuk sokakta kaldıklarını, bu nedenle bir gecekondu yapmak amacıyla Özal'dan aldığı sözün de dinlenmediğini belirtiyor Hanife Canik. Çünkü Canik'in Beşiktaş Belediyesi'nin İki eski Moskova büyükelçisi, özaVın Moskova ziyaretini değerlendirdi ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) Türkiye'nin değişik dönemlerde Moskova Büyükelçiliği görevinde bulunmuş iki emekli diplomat, Hasan Esat Işık'la Namık Kemal Yolga, Başbakan Turgut Özal'ın yarın başlayacak olan Sovyetler Birliği ziyaretini değerlendirdiler. HASAN ESAT IŞIK: "Türkiye ve Sovyetler Birliği birbirine karşıt askeri ittifaklar içinde yer almış iki komşu devlettir. Yalnız, askeri ittifaklar gerçektcn sadece savunmaya yönelik kaldıkça bu durum iyi komşuluk için bir engel teşkil etmez. Kendini savunma azmiyle başkasına zarar 'Sorunlar açıkça iletilmelidir' verme tertipleri içinde olmak çok farklı şeylerdir. Türk ve Sovyet yöneticileri bu ayırımı ne kadar isabetli şekilde yapar ve birbirine zarar verici niyetler içinde olmadıkları güvenini verirlerse, TürkSovyet ilişkilerinin gelişmesi de o ölçüde kolaylaşmış olacaktır. Hiçbir devletten savunmasını ihmal etmesi istenemez. Hangi savunma düzenine başvurulacağını takdir de her devletin kendi kararına bağlıdır. Ama, buna karşılık, devletlerin biribirinden kendilerine zarar verici tutumlar içinde olmamalarını beklemek haklarıdır. lsmet tnönü Başbakan iken 1964 vılı Süleymanov 'un getişinden umut kesttdi ANKARA, (Cumhuriyet Bii rosu) TürkSovyet ilişkilerinde ciddi bir çıbanbaşı haline gelen Süleymanov sorununun Başbakan Turgut Özal'ın önümüzdeki hafta Sovyetler Birliği'ne yapacağı gezi sırasında da çözüme kavuşması beklenmiyor. Sağlanan bilgilere göre, bıından 15 ay önce Moskova'daki Türk büyükelçiliğine girerek sığınına hakkı isteyen, ancak Sovyet makamlurımn izin vermemeİeri sonucu bu süre içinde büyükelçilik binasından dışarı çıkamayan Turk asıllı Bulgar vatandaşı Mustafa Süleymanov'un durumunda bir değişiklik yok. özal'ın ziyareti dolayısıyla Süleymanov'un Türkiye'ye dönüşünün sağlanması amacıyla son gllnlerde ısrarlı bir şekilde sürdürülen girişimlcrin sonuçsuz kaldığı bildirildi. Sağlanan bilgilere göre, özal'ın ziyaretinin gündemini hazırlamak üzere hat'ta başında Moskova'da başlayan ve Türk tarafına Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Büyükelçi Necdet Tezel'in başkanlık ettiği ön görüşmeler sırasında da Sovyet tarafı, Süleymanov konusunda esneklik göstereceğine ilişkin hcrhangi bir işaret vermedi. Başbakan Türgut özal'ın ziyaretini gölgelememesi amacıyla Sovyetler Birliği'nin Süleymanov'un durumu konusunda bir jeM yapacağı beklentisi Ankarada yaygın bir şekilde ifade edilmckteydi. Ancak Sovyetler'in katı tutunıunu koruması sonııcu, bu umutların sonuçsuz kaldığı bildirildi. SOVYETLER NE DİYOR? Moskova'dan Ankara'ya ulaşan bilgilere göre, Sovyet makamları, Türk hükümetinin Su 15 ay önce Moskova'daki Türk Büyükelçiliği'ne sığınan Türk asıllı Bulgar vatandaşı Süleymanov'un Türkiye'ye dönüşünü sağlamak için yapılan girişimler sonuçsuz kaldı. leynıanov'a büyükelçilik binasında sığınma hakkı vermiş olmasını eleştiri konusu yapıyor ve "Bizim Ankara'daki büyükelciliğimize de 12 Eylül'den sonra birçok Türk vatandaşı sıgınmak istedl. Ancak hiçbirisine izin vermedik. Aynı titizligi Türkiye'den de beklemek hakkımızdır. Türk hükümeli, Sülcymanov'a büyükelçilik binasında konaklama izni vererek dogru bir davranışta bulunmadı" diyorlar. Sovyet makamları ayrıca, "Eğer her kapıyı çalana izin vcrilirsc, Viyana sozleşmesi uygulanamaz hale gelir ve büyükelvilikler loplama kamplarına doner" görüşünü getiriyorlur. Buıuınla birlikte, Sovyet nıakamlarımn Süleymanov'un Türkiye'ye gelişine izin vcrmemelerinde, Bulgaristan'ı karşısına almaktan çekinmesinin belirleyici rol oynadığı başkentte yapılan değerlendirmeler arasında. Oğrenildiğinc göre, geçmişte Moskova'daki Türk büyükelçiliğinde benzer iki sığınnıa olayı daha yaşandı. Bunlardan 1967 yılında meydana gelen ilkinde, büyükelçiliğe sığınan Turk asıllı bir ailc 7 ay kadar mülteci hayatı yaşadıktan sonra, Sovyet makamlarının verdikleri izin Uzcrine Türkiye'ye geldiler. Olay herhangi bir şekilde basına yansımadı. İkinci olay ise 1970 yılında meydana geldi. Bu kez yine Türk asıllı iki Sovyet vatandaşı büyükelçilik binasına gircrck sığınma hakkı istedıler. Ancak döncmin hıiküriîeti, olayın TürkSovyet ilişkilerini olurnsuz yönde etkilemesini önlemek için sığınma hakkı tanımadı ve iki muhalif büyükelçiliği terketmek zorunda kaldı. sonlannda, o dünemin başta gelen Sovyet yöneticilerinden Podgorni'ye bir gOrüşme sırasında söylediklerini anınısarım. Inönu, "Ben si/inle NATO ile ilişkilerimi görüşmeın. Fakat biliniz ki Sovyetler Birliği davranışları ile bize ne kadar güven verirse biz de o ölçüde Sovyetler Birliği ile ilişkilerimizi güvene dayalı bir nitelik veririz ve NATO çerçevesinde de size karşı güvene dayalı bir politika izlenmesiıtin teşvikçisi oluruz" demişti. Podgorni de bu sözlerden memnun olmuştu. Kanımca TürkSovyetler ilişkilerine bu zihniyet için de bir yaklaşım bugün de geçerli ve mümkündür. NAMIK KEMAL YOLGA: "TUrkSovyet dostluğuna katkıda bulunan her girişimi memnuniyetle karşılarım. Başbakan Sayın özal'ın /iyaretini de bu çerçevede görüyorum. TürkSovyet ilişkilerinin geçmişte hangi dönemlerden geçtiği malumdur. Ancak son 25 yıldır bütün Türk hükümetleri bu ilişkilerin istikrarlı bir şekilde yürütülmesine önem vermişlerdir. özal hükümetinin de aynı politikayı sürdürnıesini memnuniyetle karşılarım. Bu ziyaret Kıbrıs sorununda ve Bulgaristan'daki Türk azınlığa yapılan baskılar konusunda umarım faydalı temaslara vesilc oluşturur". Sevihnek, emekünin de hakkı Türkiye Işçi Emeklileri Cemiyeti Başkanı Ethem Ezgü, Türkiye'de emeklilerin 'posası çıktıktan sonra bir kenara atılan, çdcukları ve devlet tarafından sahip çıkılmayan bir kitle olmaya başladığım' söyledi. ANKARA (ANKA) Türkiye'de emeklilerin "posası çıktıktan sonra bir kenara atılan, çocuklurı vc devlet tarafından sahip çıkılmayan" bir kitle olmaya başladığı ileri surüldü. Türkiye Işçi Emeklileri Cemiyeti Başkanı Ethem Ezgü, Turk insamnın geleneksel yapısı olan aile dayanışmasının buyuk şehirlerde giderek yıprandığı ve yıkılmaya başladığım belirterek, emeklilerin ya gelini ya da damadı tarafından istenmediği için yalnızlığa itildiğini söyledi. Pop muzik dinleyemediği için gelinleri tarafından istenmeyen yaşlıların dahi bulunduğunu söyleyen Ezgıı, "Gerçekte zamanımı/da yaşlılar gençlere karşı çok anlayışlılar, gençlerin yanlarında sigara, hatta içki içmelerine bile Eğitimde (Başturafı 16. Sayfada) "Elbette çocukların yeteneklerinin ortaya çıkması için birçok koşulların bir arada gerçekleşmesi gerekmektedir. Ailenin ilgi, olanakları, devletin ilgi, olanak ve adaleti ile öğretmenin pedagujik bilgi vc becerisi. Yoksul öğrenciler büyük ölçüde birinciden yoksundur. tkinciden de yoksun olduklarında üçüncüden zaten yoksun oluyorlar." Bir kısım çocuğun özel okullarda ya da yurtdışında geniş olanaklarla okutulması karşısında kıskançlık duymadıklarını ve paralı eğitime karşı gelmediklerini vurgulayan Ekşi, bu okullarda okuyan çocukların sayısının bütünün yüzde ikisini geçmeyeceğini belirterek "Devletin öğrenim görmesi gereken çocuk ve gençlerin yüzde yüzünün eğitim ve öğrenimini hedeflemesi gerektiğini" savunuyor. Ekşi, "Şirkel ve banka kurtarma paraları ile resmi okulların büyük bir bölümünün düzeyi özel okulların düzeyine yükseltilebilir." diyor. İLAN KONKORDATO KOMİSERLİĞİ'NDEN Aııkara Necaubcy C'addesı No: 56/14'de lıbbı ıııal/enıolor ithalat licaıet ve hafrıyul ı^ı ile ıştıgul eden borçlu Halıt Kaıatal ve Kurulal Koll. Şti. vekilinin koııkordalo talebı Ankara 2. Icra Hâkimliği'nin 3.7.1986 tarıh ve 1986/708 esas 1986/612 sayılı kararıyla kabul edilerek borçluya ıkı avlık konkordato muhleti verilınış ve konmerlık görevı tarafıma tevdıı edilnıiştir. tş bu ilanın ga/etede ne>ır larihınden itibaren her alataklının 20 gıın ıçcrısınde belge asıllannı da eklcmck sureti ile komiserliğe muracaatı ile alacaklarını kayıl ettırmeleti toplantıya tckaddum eden 10 gunluk sure içeıisinde alacaklıların dosyayı tetkik edebıleceklen hılatına hareket edenlerin alacaklılar müzakeresine dahıl edilmeyeceklerını alacaklılar toplanlısının ise 20.8.1986 gunıı saat 18.00'de Ankara Icra Hâkimliği kaleminde yapılacağı ilan olımur. 22.7.1986 Basın: 24596 İLAN MENKUL TESLİMİNE VEYA GAYRİMENKUL TAHLİYE VE TESLİMİNE DAİR İCRA EMRİ 1986/34 Alacaklı ve vekılınuı adı soyadı: Ertuğrul Tanören vek. Av. Aylıan özer Cağaloglu, Babıali Cad. Birlık Han 20/9 İST. Borçlu: Kadir Gunel, Pnıırgan Boyacıköy Hekimata Cad. 39/1 Emirgan İST. llamı veren ınahkeme \e ılanıın tarıh numarası: Sarıyer Icra Tetkık Mercıi Hâkimlıği'nın 18.12.1985 larih 1985/251 esas 1985/291 sayılı kesinle^nıi^ lahlıye kararı. Borçlu, gösterilen adresten aranmı>, bııluııaınanu^, /abıta tahkıkatı yaptırılmii, adresı tespit edılememiş olup, ıcra emrinin gazete ile tebliğine karar verıldığmden; Borçlu yukarda ya?ılı gayrimenkulun işbu icta eınnııın ga/etede ilanı tarihinden itibaren 15 gun içinde tahliye ve leslını elıııeııız, bu müddet içinde tahlıyc ve teslim etmezsenız, Tctkık Mercii'ndeıı veya ait olduğu mahkemcden yalıut, Yargıtay'dan ıcrannı gerı bırakılmas>ına dair bir karar getirmezseniz, I.If.K.'nun 24 ve 26. ınaddelen gereğınce ılam hükmunün zorla icra olunacağının bilinmesi ilanen teblig olunııı. 18.7.1986 Basın: 8614 VE YILDIZ SAVAŞLARI ABD'nin kısaca "Yıldız Savaşlan" diye adlandırılan "stratejik savunma girişimi" projesi Kremlin'deki en hassas gundem maddelerinden birini oluşturuyor. Sovyet yöneticileri büyük bir olasılıkla, bu projeye neden karşı olduklarını aynntılı bir şekilde anlatarak, Türkiye'nin "iyi komşuluk ilişkilerinin gcreği olarak" bu projede yer almaması beklentisini diplomatik bir dille hissettirecekler. Ancak, Sovyetler Birliği'nin son dönema) Olay, Bulgaristan'ın iç de "Yıldız Savaşlan" programının laboratuvar aşamasına döişidir. b) Olay, Türkiye ile Bulgaris nük itirazlannın geri çcktiği, tan arasında bir konudur. Üçun karşı çıkışını yalnızca projenin cü bir olasılık ise Sovyetler Bir uzayda uygulanmasıyla sınırlı tuttuğu hatırlandığında, bu konunun TürkSovyet ilişkilerinde yaratacağı purüzlerin bir bölümü de kendiliğinden ortadan kalkmış oluyor. özal, Kremlin'de bu konuda ikili bir yaklaşım sergileyecek. Teknolojik gelişizin veriyorlar" dedi. Ezgu, ANEzgü Fürkiye'de devletin de menin dışında kalmamak düşünKA muhabirine yaptığı açıklayaşlılara sahip çıkmadığını, hu cesiyle projenin araştırma aşamada, gençlerin kendilerinin de zurevlerinin yetersiz kaldığını, masına yeşil ışık yaktığını gizleileride yaşlanacaklarmı düşunehuzurevlerine giıebilen yaşlıların meyecek. Özal'ın buna karşılık rek yaşlılara karşı iyi davranmada ceplerindeki paranın son ku projenin 78 yıl sonra gündeme ları gerektiğini kaydederek şöyruşuna kadar alındığını ileri gelecek olan silah sistemlerinden le konuştu: sürdü. uzaya yerleştirilmesi aşaması için şimdiden bağlayıcı bir tutum ta"Bugünkü gençlerin kendi çoAvrupa'daki emeklilerin ya kınmayacağı anlaşılıyor. cuklarına da bu konuda iyi orşamlarının en rahat yıllarının nek olmaları gerekir, çünkü onemeklilik dönemleri olduğunu lar da yaşlanınca çocuklarına vurgulayan Ezgu, "Avrupa'da 80 TÜRKİYENİN NÜKLEER muhtaç olacaklar. yaşındaki emekli karı koca 18 ya GÜCÜ Çocukları tarafından yalnızlı şındaki âşıklar gibi el ele dünya 4. Sovyetler Birliği, büyük bir ğa itilen emeklilerden çok sayıturuna çıkıyor, bizde emekliler olasılıkla son 6 yılda Türkda şikâyet mektupları alıyoruz. çocuklarına maddi katkıda bu Amerikan ilişkilerinde gözlenen Maalesef emekliler, evlal ihane lunabilmek için kendi masrafla yakınlaşmayı nasıl degcrlendirtinin ısdırabını en acı şekilde çck rından kısıntı yapmak zorunda diği konusundaki mesajlarını üskalıyorlar" dedi. mekledirler." tü kapalı bir şekilde iletecek. Sovyetler, özellikle Muş ve Batman'da ABD ile ortaklaşa inşa İLANEN TEBLİGAT edilen iki hava üssünden rahatsız oluyor. Ayrıca NATO'nun KARTAL 2. İCRA MEMURLUĞUNDAN Türkiye'deki E16'lann bir böDosya No: 1984/4997 lümünün nükleer başlık atabileAlacaklı: Ertan Akalın 12 Eylül Cad. No: 29 Pendık cek şekilde donatılması yolundaBorçlu: Necla Dülgeroğlu Dcniz Caddesi No: 8 Daire 5 Kaynarcaki onerisinden tedirginlik duyuPendik yor. Türkiye, bu oneriyi geri çeAlacaklı tarafından borçlu aleyhine yapılan icra takibı nedeni ile virerek, nükleer envanterini saborçlunun adıesinın nıeçhul olduğu anla&ıldığından, Borçlu aleyhivunma aınuçlanyla sınırlı ne yapılan takipten dolayı 1 10.1985 tarihııule yııkanda gösterilen adtuttuğunu göstermiş olsa da, resinden tahliye edılmiş olup tahliye edilen mallar yediemine teslim edilmiştir. Ayrıaı borçlunun borcundan dolayı 14.3.1985 tarihinde borSovyetler'in, beklentilerini tekcuna karşılık menkul malların lıaciz edildiği bu lıac/ın borçlunun yokrarlamalan şaşırtıcı olmayacak. luğunda yapıldığı anlaşıldığından: Türk tarafının bu takdirde nükl>bıı ilanın neşıırıden itibaren bir ay içinde haciz edilen mallar ü/eleer alanda savunma amacını rinde bir iddiası olup olnıadıgının 103 davet kağıdı venııc kaım olaşan düzenleınelere girmek niyemak uzere bıldirmesı, avııca 31 10.1985 tarıhınde tahlıyc edilen maltinde olmadıgmı belirterek, üsların yediemınlık Ucretıni ödeyip almadığı takdııde satılarak paraya tü kapalı bir güvence vermesi söz çevrileceği husıısu ilunen teblıj olunur. 24.7.1986 konusu olabilir. Basın: 8619 ÖZAL VE DIŞ TÜRKLER 5. Sovyetler Birliği yöneticilerinin ziyaret sırasında Başbakan Özal'ın son dönemde sarfettiği bazı sözlerden duydukları rahatsızlığı hissetlirip hissettirmeyeceklcri bilınmiyor. Sovyetler özal'ın, bundan bir süre önce sosyalist ülkeler için "insanların robot gibi yaşadıkları ülkeler" ifadesini kullanmıştı. Sovyetler'i rahatsız eden bir başka konu da özal'ın "Dış Türklcrle, Orta Asya'daki Türklerle de ilgiliyiz. Türkiye güçlendikçe bu ilgimiz artacak" şeklindeki sözleri olmııştu. özal'ın, Dışişleri Bakanlığı'nın geleneksel, dış Türkler konusundaki "mesafeli" politikasından ayrılan bu çizgisi Moskova tarafından yakından izleniyor. İLAN İSTANBUL 1. ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİNDEN 1985/461 Davacılar Selahattin Tok vekili tarafından davalılar Şahimerdan Akgül v.s. alcyhlerınc açılan tazminat davasında: Davalılar Şahımetdan Akgül, Sahtn t.rdan Akgul, Yusul AkgUl adlarına evvelce A/ı/ıye Mah. Gazanbar Sok. H.Blok, K.4 Erzurum adresine tebligat gönderilmij olup, bilatehlıg ladesi u/eııııe mahalli /abıtasına tezkere ya/ılarak adrcsının tahkıki istenmi^ olup, adresi meyhııle gittikleıı beyaıı edıldığınden ilanen tebliğine karar vcrilmeklc; Durusma gunu 18.9.1986 gunü saal 10 30'da duru^ınaya gelıneleri, aksı takdirde hakkınuda gıyap kararı çıkarulmadan duruimanın gıyabınızda devanıına karaı veııleceğı teblığ makanıına kaim olmak u^ere ilan olunuı. Basın: 8639 2 yüz bin (Baştarafı 1. Sayfada) dolgularla M.Ö. 40 bin yıllarına ait iskân örneklerine rastlandı. Dolgulardan birinin de günümu/den yaklaşık 2 yüz bin yıl oncesine ait olduğu belirlendi. Bu dolgunun insanın ilk alet kııllandığı dönemden kalma ve iyi korunnıuş ender rastlanan tabakalardan biri olduğu kaydedilcli.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle