Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
: CÜMHÜRİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER terbiyesizlik olurdu. Fakat ÖSYS puanları, daha doğrusu fakültelere giriş puanları durumu hayli açık olarak ortaya koyuyor sanırım. Başlıca işlevi oğretmen yetiştirmek olan fakülte ve yüksek okullar en düşük puanla öğrenci alan kuıumlar arasındadırlar. Bunun nedeni ortadadır. Oğretmen maaşları o denli azdır ki, bu yüzden öğretmenlik o denli az çekici bir meslektir ki, düşük puanlı öğrenciler buralara girmektedirler. Burada söz konusu olan bilinçli bir tercih, bilinçli bir tutumdur. Hekimler, subaylar, yargıç ve savcılar, üniversite öğretim üyeleri, mühendisler baremin üstünde maaş alırken, alırlarken, öğrctmenler bunun dışında tutulmuştur.. Bu ayrıealıklı mesleklcrde bulunanları yctişlircnlcr öğretmenler olduğuna gore, bu siyasetin son derece yanlış olduğu ortadadır. Zayıf oğretmen genellikle zayıf öğrenci yetiştirir (aile, çevre etkenleri dışta tııtulursa). dınları baskı altında bir toplumda "birinci sınıf bilim adamlan" pek yetişemez. Çünkü dünyaya kapalı anaların 'müthiş' evlatları yetiştirmesi istisnai bir durumdur. Çağdaş düşünce dünyasınDERS KİTAPLARI da serbestçe at koşturamayan inIkincisi ders kitaplarıdır. sanlar arasından özgün bilim Okullardaki kitapların yazarları adamlan çıkması olasılığı da zagenellikle öğretmendirler. Bu yıftır. kârlı işin öğretmenlerden başkaÜçüncüsü, program ve yönsına verilmemesi "anlaşılabilir" temle ilgili bazı hususlardır. Bir bir durum olmakla birlikte, ül kez, test usulü ÖSYS çıkalı iyice ke yaramıa mıdır? Okul kitaplaarka piana itilmiş bulunan yazı rının, ülkemizde yazılabilecek en yazmaya yeniden önem vermek iyi kitaplar olması için, bu işin gerekir. Orta öğretimde bağımfiilen üniversite mensuplarına da sız kompozisyon derslerine önceaçık olması, ders kitabı seçen kulik verilmeli, öğrencilere ayda iki rullara üniversite öğretim üyeletane serbest konulu, iki tane de rinin katılması ve öğretmenlerle konusu öğretmence saptanmış eşit sayıda olmaları gerekir. Ders kompozisyon yazdırılmalıdır. kitaplarıyla ilgili bir husus daha Yaptırılacak araştırmalarda (ravar. Fen kitapları çağdaş düzeyi porlarda), tek kaynak yerine en az çok izlemeye çalıştıkları halaz 23 kaynaktan yararlanmak, dc, sosyal ve beşeri bilimlerde tırnak içinde gösterilecek tek tük böyle bir çaba sezilmemektedir. cümleler dışında, bu kaynaklarGenellikle 40 yıl önce okutulandan aynen alıntı yapılmaması, lar, eksik ve yanhşlıklarıyla buöğrencinin kendi cümlelerini gün de okutulmaktadır. Din oluşturması esas olmalıdır. NihaÇare olarak, en fazla lise öğ ahlak derslerine gitgide fazla yet, öğrencileri okumaya sevk etretmenlerinc verilmek üzere, oğ önem verilmesi, felsefe dersinin mek için komposizyon ya da retmen maaşları bugünkünden göstermelik duruma gelmesi, edebiyat derslerinde her dönemdaha yüksek, yeterli bir düzeye sosyoloji dersinin milliyetçilik ve de kitap raporları yazdırılmalı, çıkartılmalıdır. Bir ilk adını ol "manevi değerler" aşılamak için raporlar özet olmanın ötesinde mak üzere, hiç değilsc Galatasa bir vesileden, bir araçtan ibaret tahlil niteliği taşımahdır. ray, Anadolu liseleri gibi kalbu sayılması, bu tablonun öğeleri rüstu liselerde maaşlar orneğin arasındadır. Bu da bir görüşün, Hükümetlerimiz, TUrkiye'yi 23 kat arttırılmah, buralara oğ bir siyasetin sonucudur. Amaç gerçek anlamda 21. yüzyıla haretmenler yanşmalı sınavlarla tutııcu çevreleri hoşnut etmektir. zırlayacak olan, "fabrika, yol, alınmalıdır. ÖSYS puanı yüksek Bazı mühendisler bu tutumu zabaraj" formülü dışındaki böyle öğrencinin aydın olması ihtima rarsız görüyorlar. Onlara göre, bir atılıma girerler mi, girmezler lini yüksek sayarsak (ki sayabifabrika, yol, baraj yapıldı mıymi, bunu kestirmek zordur. Girliriz), yüksek nitclikli, birçoğu dı, ülke çağdaşlaşmış olur. Laikmedikleri takdirde, dar da olsa, aydın olan bir öğretmenler kitlcsi lik, kadın hakları, düşünce özbir tek açık kapı kalıyor. O kapı yarattığımız takdirde ülkemizin gürlüğü gibi "incelikler" istim özel okullardır. özel okullar, ayhavasının değişeceğini, basit bir arkadan gelsin örneği "arkadın yetiştirmeye yönelik böyle bir maaş yukseltme önleminin ade dan gelirler" (ya da kimilerince uygulamaya kendi olanakları elta devrimci sonuçlar verebilece"gelmeseler de olur", hattâ "gelverdiği ölçüde girebilirler. Niteğini düşünmek gerek. Aydın bir memelerinde hayır vardır"). Oykim II. Abdülhamit döneminde hekim, hastalarını; aydın bir mü sa bu yanlıştır. Fabrika, yol, baparalı ve uyanık ailelerin destehendis, usta ve işçilerini ne ka raj ile ortaçağ kafası bir arada ğiyle karanlık zihniyetli resmi dar 'aydınlatabilir'7 üysa aydın olursa (kı, pekâlâ bir arada olaokullardan farklı olmaya çababir öğretmenin öğrencilerine, do biliyor) o ülke çağdaşlaşmış olur layan, birkaçı hâlâ varhklarını layısıyla toplııma aydınlığını yan mu? Boyle bir çağdaşlaşma, sürdüren birtakım özel okullar sıtabilmesi nicel ve nitel bakımköksuz ve iğreti, geleceği olmakurulmuş, büyuk bir hizmet gördan bambaşka bir olaydır. Öğ yan, hattâ dengesiz ve hastalıklı müşlerdir. Umulur kigünümüzrctmcnliğin çekici bir meslek du bir çağdaşlaşmadır. Beşeri ve deki Ö7el okullar ve "paralı ve rumuna gelmesiyle, bunları yetiş sosyal bilimlerde yarıcahil, ka uyanık aileler" böyle bir şeye ititiren kurumların da niteliği yükbar etsinler. selecek, dolayısıyla temel bilimlerde daha nitelikli bilimsel araştırmalar yapılacaktır, ülkemizin genel bilimsel düzeyi ilerleyecektir. 23 TEMMUZ 1986 Okullarımızdan Aydın İnsan Yetişebilir mi?.. Okul kitaplannın ülkemizde yazılabilecek en iyi kitaplar olması için, bu işin fiilen üniversite mensuplarına da açık olması, ders kitabı seçen fkurullara üniversite öğretim üyelerinin katılması ve öğretmenlerle eşit \'Sayıda olmaları gerekir. Ders kitaplarıyla ilgili bir husus daha var. Fen \kitapları çağdaş düzeyi az çok izlemeye çalıştıkları halde, sosyal ve beşeri pilimlerde böyle bir çaba sezilmemektedir. Genellikle 40 yıl önce okutulanlar, eksik ve yanhşlıklarıyla bugün de okutulmaktadır. Dinahlak derslerine gitgide fazla önem verilmesi, felsefe dersinin göstermelik duruma gelmesi, sosyoloji dersinin milliyetçilik ve "manevi değerler" aşılamak için bir vesileden, bir araçtan ibaret sayılması, bu tablonun ,öğeleri arasındadır. [4C0AS «YINIAfil Nadir Nadi DOÇ. DR. SİNA AKŞİN Siyasal Bilgiler Fakültesi Bizde aydın denince genellik. le diploma sahibi insan anlaşıla^gelmiştir. 20'li, 30'lu yıllaıda ortaokul mezunlarını bile aydın saymak eğilimi varken, örgün eğitimin yayılmasıyla, pek çok lisenin açılmasiyle aydın sayılabilmek için lise mezunu olmak şart sayılmaya başlanmıştır. Bugün üniversitelerin ve mezunlarının ' sayısı bu denli artmış durumdayken artık pekâlâ biliyor ve somut olarak her yerde görüyoruz ki, 'üniversite diploması, hattâ yüksek lisans, doktora diploması dahi insanı gerçek anlamda aydın kılmaya yetmiyor. Ama belki çogunluğun gözünde bu insanlar kellifelli, kravatlı, kalıplı kıyafetli görünüşleriyle, sıra sıra diplomalarıyla aydın sayılıyorlar. Bizim bu yazıda aradığımız, bu görünüşte aydınlar değil "gerçek" aydınlar. sanatla az çok bir ilgisi olması gerekir. Resimden başka bir dünyası olmayan bir ressamı, tarihteıı başka bir şeye bakmayan tarihçiyi, felsefe dısında her şeyden habersiz bir felsefeciyi aydın sayabilir ıniyiz? Sanırım gerçek bir aydının ilgilendiği be>eri bilimler içinde edebiyatın özel bir yeri olmalıdır. Öte yandan "genişçe kültür, genişçe ilgi alanı" içine dünya olayları da biraz girmelidir. Aydının güncel olayları çok yakından izlemesi şart değildir (hattâ başka şeylere zaman bırakmaması açısından sakıncalıdır da), ama aııa olaylar hakkında bir fikir sahibi olmalıdır. Bir Türk aydınının Afganistan'da, Kıbrıs'ta, Nikaragııa'da, Iran'da, Güney Afrika'da, silahsızlanma konusunda olup bitenler hususunda asgari birtakım bilgileri olmalıdır. Belki de başta sayıl"Gerçek" aydın nasıl bir in ması gereken ikinci bir özellik ise aydının kendi mesleğinde iyi bir sandır acaba? Sanıyorum, aydın uzman olmasıdır. Hukukçuysa bir insanın genişçe bir kültürü, iyi bir hukukçu, hekimse iyi bir genişçe bir ilgi alanı olması gehekim, yazarsa iyi bir yazar olrekiyor. Bu kültürün ya da ilgi malıdır. Kendi alanındaki ycni alanının içinde mutlaka beşeri toilimler, yani sanat, edebiyat, ta gelişmeleri az çok izlemelidir. Söz konusu iki ozelliğin bir inrih, felsefe, psikoloji olmalıdır. sanda bulunabilmesi çok okuBir mühendisin aydın sayılabilmayı gerektirir. Bu alanlarda mesi için örneğin edebiyat ya da okuma yapmayan, az okuyan, okumaktan zevk almayan bir aydın herhalde pek "kabili tasavvur" değildir. Üçüncü bir özellik, aydın kişi düşüncelerini yazıya dökebilmelidir. Yazıyla anlatım yeteneğinin doğuştan gelen bir yönü olduğunu kabul etmeye hazırım. Ama yine de bir aydının düşüncelerini kâğıda dökebilmesi, edebi bir yönü olmasa da yazdıklarının dcrli toplu, anlaşılabilir olması gerekir sanıyorum. Pekiyi, okullarımızda bu özellikleri olan aydın insan yetiştirebiliyor muyuz? Türkiye'de aydınların yetiştiği muhakkak, ama bu yetişmeye okulların katkısı var mıdır? Yoksa aydınlarımız, aydın olmalarını okul dışı etkenlere, aileye, arkadaş çevrelerine mi borçludurlar? Yazık ki, okulların bu yöndeki katkısının, olabilecek katkının en alt düzeyinde olduğunu düşünüyorum. işin üç yönü vardır: Birincisi öğretmenlerdir. öğretmenlere düşen öğrenci sayısı çok yüksektir. Öğretmenlerin ders yükü de fazladır. Yani oğretmen sayısı azdır. Fakat çok daha öııemlisi, öğretmenlerin niteliği genellikle düşüktür. tyi bilmeden böyle bir şey söylemek Dostum Mozart Üç ayda 4 baskı yapan bu kitabı beğeniyle okuyacak Mozart müziğine daha yakın bir ilgi duyacaksınız. Çağdaş Yayınları, Türkocağı Cad. 39/41 CağaloğluIstanbul Ederi 880 lira (KDV içinde) ANMA BÜYÜK İŞÇİ ÖNDERİ KEMAL TÜRKLER' onur ve saygıyla anıyoruz. EŞt SEBAHAT TÜRKLER VE AİLESt EVET/HAYIR OKT&Y AKBAL OKURLARDAN Uluslararast Çini KongresVnin ardından kadar ilgiyle izledi. Bildiriler topluca yayımlanırsa, sanat tarihimiz açısından değerli bir kaynak oluşturacak. Kongrenin ilgi çeken başka yönleri de vardı. Kütahya müzesinde, Sadberk Hanım ve Rıfat Çini koleksiyonlarmdan derlenmiş eski çini örneklerinden olıışan ozel bir koşe hazırlannııstı. Kongre binasındu ise, iki ayrı salon yeni ustalara aynlmıştı. Salonlardan birisinde, kongre dolayısıyla düzenlenmis olan çini yarışmasma katılan birbirlnden güzel duvar panolan, vazolar, tabaklar sergilenmişti. Diğer salonda, yarısma tlısı sergilenen yine benzer güzellikteki yapıtlar yer alıyordu. Boyleee, beş gunde çininin birkaç yüzyılı yeniden yaşandı. Kütahya çiniciliğinin son birkaç yılını yakından izleyememiş olanlar, gördüklerine inanmakta güçlük çektiler. Geleneksel lacivert beyaz, yeni renkleri dc arasınu ularak zenginleşmişti. Alçakgönüllü Kütahya çinicisi hâlâ Iznik 'in o gorkemlı mercan kırmızısım bulamadıklarını söyleyedıırsun, çinilerde artık iki yıl öncesinin ktrmızı niyetine kullanılan kahverengisi değil, yepyeni ve çekici bir kırmızı vardı. Çizgilerde kıvraklık, desenlerde gelenekseli yansıtan, ama kopya etmeyen çağdaş ozgünluk vardı. Dahası, kullanılan çamurun temizliği, sırçanın parlaklığı vardı. F.h, doğal olarak fiyatlar almış başını gitmişti. liyatlar da çağdaştı. Kütahya çiniciliği artık çağa el uzatnuş. DOĞAN PAZARC1KLI / İSTANBUL Genel Müdür Muavini liekir Yucel ile Personel Daire Haşkanı Vecdı Çelik tarafından yapıldı. Imtihan şekli o kadar tuhaftı ki imtihandan önce kimlerin alınacağı sanki belirlenmişli. Bazı arkadaşlarımız daha imtihandan once ben falanca kişi ile göruştum", "ben falanca partiden falanca kişi ile görüştüm", "benim işirn tamam" diyebiliyorlardı ve dedikleri de çıktı. Maalesef belli bir partiye sırtını dayayanlar kazandınldı. Kazandırıldı diyoruz, çunku 'ımtihan sırasında genel mudur muavini "beyler ceplerim listelerle dolu " şeklinde bir ifade kullandı. Ayrıca imtihan kâğıdı olarak teksir kâğıdına ve cevaplar özellikle kurşun kalemle yazdırıldı. Ayrıca isimlerimizin yazılı olduğu kısım da kapattırılmadı. Yaııi isimlerimiz açık bıraktırıldı. Bu kotıuyu hemen ust mercilere birkaç arkadaş yazdık fakat bir netice ahnmadı. Saygılarımızla BtR GRUP IŞÇİ A DİN A M. HAKKI S1VACI 611 remmuz 1986 tarihleri arasında Kütahya'da "I. Milletlerarası Türk Çini ve Seramik Kongresi" adıyla bir kongre düzenlendi. Kongreye. "... Vbn/bir yönellş ülkemizde bir buçuk yüzyıllık geçmişı olan yirmi kadar yabancı olmak anayasacılık hareketinde, başlangıçtan bugüne uzanan gellşüzere, yüzü aşkın delege me sürecine temelde karşıt bir geriye gidiş yaratmıştır. 1982 Ana katıldı. Organizasyon yasası, işte bu geriye gidişin hukuk alanındaki en büyük ürümükemmeldi. Dunyanın çeşitli nüdür. Turklye'nin bugün yaşamsal önemde bir 'anayasa sorunu' ülkelerinden gelen delegeler, ile karşı karşıya bulunmasının nedeni de, işte bu anayasadır." ayrılık saati geldiginde, beş "Mülkiyeliler Birliği Dergisi"ri\r\ son sayısında Cem Eroğul : gün süreyle bir rüya âleminde un 'Anayasa Sorunu' başlıklı bir yazısı var. Anayasa sorunu gün yaşadıklarını söyledüer. Oysa, geçtikçe önem kazanıyor. 1924'ten bu yana hep ileriye, daha dönüş yolunda daha bir de Iznik V göreceklerdi. jyiye, daha uygar, daha özgür, daha çağdaş olana doğru yürüllöylesine geniş kapsamlı bir yüşümüz 82 Anayasası ile durdurulmuş, hatta bir geriye döuluslararast kongrenin bir fıüş bile başlatılmıştır. Dört yıl geçmeden bu anayasanın başAnadolu kentinde düzenlenip tan başa değiştirilmesi gerekliliği ortaya çıkmıştır. başarıyla sonuçlandırılması ' Eroğul, 1982 Anayasası'nın hazırlanması koşullarını belirtkadar, seçilen ilin çini ukten sonra 82 Anayasası'nı Atatürkçülük açısından; kişi hakmerkezimiz Kütahya olusu da ları açısından; toplumsal ve iktisadi haklar açısından; siyasal anlamlıydı. Kongreyi düşünüp haklar açısından; devlet yapısı açısından inceliyor. Atatürkçügerçeklestirenleri, ev sahipliği lük açısından 82 Anayasası'nı şu noktadan eleştirmektedir: görevini coşkuyla yerine "Atatürkçü düşüncenin temel direkleri bağımsızlık, demokragetiren Kütahya çinicilerini sl ve lalkliktir. Bunlar içinde de en önemllsi laikliktir. Çünkü laikkutlamak gerek. lik bağımsızlığı da, demokrasiyi de koruyacak ve geliştirecek Özellikle sanat tarihçilerî aydın kafalı insanı yaratmanın vazgeçilmez önkoşuludur. işte 82 açısından ilginçti. Amu pek Anayasası Atatürkçülüğün en temel direği olan bu laiklik ilkesiçok Kütahyalı çinici de ni yıkmıştır. Gerçekten de madde 24/4'te 'din kültürü', aslında kongreyi basından sonuna (Arkası 13. Say/ada) Yeni Bir Anayasaya Doğru... SAYIN İHRACATÇILARIMIZIN VE İTHALATÇILARIMIZIN DİKKATİNE Yurdumuz ihracatını teşvik, ithalatçılarımıza da iyi hizmet arzını arttırmak gayesiyle 1981 yıhndan bu yana aylık muntazam sefcrler halinde hizmet verdigimiz TUrkiye/Kızıldeniz, Arap Körfezi, Karachi, Bombay hattımıza 1986 yılında da seferlerimiz arttırüarak dcvam cdilecektir. Ağustos ayında M/V ARAS 3/86 (veya bir diğer) gemimiz aşagıdaki program ile sefere konacaktır. tstanbul 48/8 tzmir 511/8 Mersin 1320/8 Cidde 2426/8 Dubai 23/9 Karachi 69/9 Bombay 1115/9 Cidde, Oubaı, Karachi, Bombay mutad uğrak limanlanmu olup, Kuveyı ve rotasyonumuz üzerindeki diger limanlara yeterli yuk temini halinde uğrak yapılmaktadır. Bugüne kadar konvansiyonel yük kabul edilen bu hatta artık konteyner ile taşımacılık hizmetlerimiz 1 başlamış bulunmaktadır. Yük teklifleriniz ve dctayl bilgi için aşagıdaki telekslerimiz emrinizdedir. Damşıklt smav liizler Karabük Demir Çelik l'abrikalanmn şantiyelerinde mıtvakkat işçi olarak yıllarca çulışmış anaık şinuli çeşitli baskı ve sindirme yontemleri ile iş verilmeyen bir kitleyiz. Karabük Demir ve Çelik Fabrikası ile Divriği Madenlerl Muessese Mudıırlüğıi 'nun guvenlik gorevlisi ihtiyacı için boy uzunlukları uvgun bulunan takriben 1200 kişi 26 Ocak 1986 günü imtihana gırdik. lmtihanlar yazılı ve sözlü şekilde yapıldı. İmtlhan Istanbul/Merkez İzmir Mersin Tlx. 24125 Tlx. 52525 Tlx. 67278 Tel: 143 14 32 Tel: 21 74 17 Tel: 18762 21 73 97 145 75 39 18828 21 73 96 143 67 46 18829 D.B. DENİZ NAKLİYAT T.A.Ş. GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Basın: 24194 70.000 TL'ye kadar kiralık daire aranıyor. Tel: 512 05 05 (474) Keban Barajına ve Boğaz Köprüsüne Iktisat'ta ortak olun. Keban Barajı ve I. Boğaz Köprüsüne ait "B" tertibi Gelir Ortaklığı Senetlerini İktisat Bankası Menkul Değerler Merkezi ve tüm İktisat Şubelerinden temin edebilirsiniz. İktisat Bankası, tasarruflarınıza yeni kârlılık seçenekleri sunar. İKTİSAT BAINKASI İKTiSAT BARKASI MENKUL DEĞERLER MERKEZİ Leveıit Enkı Zulıha Duruız Gulurnser Çağlavan Hatıcp Koraltan Semra Akyurek Başak Sııkın Fılı; Tukel Osman Kflydor Tel 172 7000. 167 0710 Ikllul BcnKMl M«fc*z Şut» Celal özkurkçu Tel 1/2 0011 Ikllul Bankau B«hçtk«pı Şub**l Eray Emek Tel 512 0160 IktİMl B«nkw Karaköy ŞubMl Rana Aslan Tel 145 5005 Iktlut Bankası MccldlytkBy Şub«l Abdullah Anlar Tel 167 3436 Iktlut Bankuı Kadıköy ŞubMİ Necmı Ozgenç Tol 345 8681 Iktlut Bankuı Bıkırfcöy ŞutMti Faruk Turkmen Tel 570 1680 IkHut Bankm Ank.r» ŞubMİ Ender Kırkseki2o$lu Umıt Gundeş Tel 17 99 82 Ikllut Banka» Izmlr ŞubMl Hallme Aydın Tel 22 59 95 Ikllut Bankaaı Buru ŞubMl Şevket Cerılofllu Tel 12 537 Iktlut Bankau Adana ŞubMl Neval Ersan Tel 44 162 Iktlul Bankaaı M»™ln ŞubMİ Şelık Dılcıo^lu Tel 38 051 IkHul Bankatı Oazlanlap ŞubHİ Cengız Gurcan TBI ?4 718 IkMul Bankav DanUtll ŞubHİ Bulent Dıkıcı Tel 165 59 Iktlut Bankau lakandcnm Şubaıi Ahmet Sayan Tel 128 44 Iktlut Bankaaı Samaun ŞubMl Sabrı Çetınyuva Tel 178 75 Iktlut Bankaaı M«nkul D*A*rt*r M*rfcul