15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET/7 Özal: 12 Eylül öncesi 10 yıl kayıp devredir Başbakan özal: Iddia ediyoruz, 10 yıl sonra 1992'de Türkiye'yi tahmin edilemeyecek bir noktaya götüriirüz. Ama 10 sene sürekli bir iktidar lazım. ANKARA (Cumhuıiyet Biirosu) ANAP'ta ara seçimler için izinler kaldırıldı. Başbakan TUrgut özal, 12 Eylül öncesi 10 yılhk dönemle ilgili olarak "Bu koalisyonlar döneminde yanlış işler yapılmışbr. O dönemi kayıp bir devre olarak görüyorum" dedi. özal, ANAP'a katılmalar nedeniyle düzenlenen törende bir konuşma yaparak 10 yerde yapılacak ara seçimleri "çok önemli olmayan seçimler" olarak niteledi. 1970'li yıllarda ülkenin istikrarsız bir dönem geçirdiğini belirten özal şöyle konuştu: "Bu istikrarsızlığın sonucunda biz 12 Eylül'e geldlk. 12 Kylül sonrasında yeni bir anayasa ve ANAP'ın iktidara gelmesinin de 3 seneye yaklaşan bir devrede hakikaten memjekette huzur ve giiven vardır. Ülkenin dış itibarı artmıştır. Bazen gelip gidenden başka işlerle ugraşmaya zaman bulamıyoruz. İddia ediyoruz 10 yıl sonra 1992'de Türkiye'yi tahmin edilemeyecek bir noklaya gotüruruz, ama 10 sene surekli bir iktidar lazımdır. İyi bir iktidarın bu şekilde devamlılıgı şarttır. ANAP bunu yapacak bir parti olarak göziiküyor." 12 Eylül öncesini de eleştiren koalisyonlar döneminde yanlış işler yapıldığını, anarşinin tırmandığını, o dönemi "kayıp bir devre" olarak gördüğünü de anlatan Özal, ANAP iktidarı döneminde yarım kalmış yatırımların tamamlandığını ve birçok meseleye el atıldığını sözlerine ekledi. Gelecek ara seçimler konusunda Başbakan şunları söylcdi: "Önümüzde çok önemli olmayan 11 yerde seçim vardır. Ancak bir bakımdan önemlidir. Memleketimiz uzun yıllar bilhassa 70'li yıllarda istikrarsız bir dönem geçirdi. Bu istikrarsulıgın sonucunda biz 12 Eylul'e geldik. 12 Kylül sonrasında yeni bir anayasa, yeni bir düzen ve ANAP'ın iktidara gelmesiyle son 3 seneye yaklaşan bir devrede hakikaten huzur ve güven vardır. Tabii huzur ve güven olan yerde gelişme, kalkınma olur. Bütün dünya size itibar eder. Nitekim dikkat ederseniz, gelen giden başka meselelerle ugraşmaya ben vakit bulamıyorum. Onun için diyorum ki, istikrara sahip oldugunuz zaman bu seçimlerin önemi buradadır. En ufak bir leke düşmesini ben şahsen istemem." Niğde Aksaray Belediye Meclisi üyelerinin de bulunduğu 17 kişinin ANAP'a katılması nedeniyle düzenlenen törenden sonra Başbakan Turgut özal'ın ba$kanlığında toplanan Başkanlık Divanı toplantısı 6 saat sürdü. Ara seçim hazırlıklarının gözden geçirildiği toplantıda Başkanlık Divanı üyeleri arasında görev böluşümü yapıldığı bildirildi. Buna göre Devlet Bakanı Ahmct Karaevli seçim dönemi süresince parti ile hükümet ilişkilerini düzenleyecek. Başkanlık Divanı ara seçim dönemi süresince genel merkezdeki bütUn izinlerin kaldırılmasına karar verdi. Böylece ANAP Genel Merkezi 24 saat açık tutulacak ve genel merkez yöneticilerinden en az biri partide hazır bulunacak. ANAP Genel Sekreteri Mustafa Taşar toplantıdan sonra yaptığı açıklamada, ara seçim için parti politikasını açıklayıcı ve adayları tanıtıcı video kasetleri hazırlanacağını ve bu kasetlerin seçim bölgelerine gönderileceğini bildirdi. Taşar hukukçu milletvekillerinin de seçim bölgelerinde düzenlenecek seminerlerde seçim sistemine ilişkin bilgi vereceklerini söyledi. Başkanlık Divanı, ara seçim yapılacak yerlerin milletvekilleri, il başkanları, belediye başkanları ve ilçe başkanlarını 23 temmuzda toplantıya çağırdı. özal toplantıda ara seçimlerle ilgili genel bir değerlendirme yaparak seçim nedeniyle özel yatırımlara girişilmemesini istedi. özal seçimlerin Meclis aritmetiğinde büyük bir değişikliğe yol açmayacağını, ülkenin seçim atmosferine sokulmasının yanlış olduğunu belirtti. Tüpgaz fiyatlanndaki indirimin 20 gün önce alınmış bir karar olduğunu sözlerine ekleyen özal, "Maalesef muhalefetin seçim yatırımı olarak nitelendirdikleri bir döneme rastgeldi" diye konuştu. ANAP MKYK, adaylan belirlemek üzere 14 ağustos tarihleri arasında toplanacak. DUYDUK/GÖRDİK YALÇIH PEKŞE\ "Cahillik" Üzerine Son günlerde içiniz dışınız "Jaguar" oldu biliyorum ama ne yazık ki, bu iş biraz daha süreceğe benziyor. Her kafadan bir ses çıktıktan sonra, sonunda, Başbakan özal da konuştu ve olayın nedenini "cahillik" veya "tedbirsizlik" olarak tanımladı.. ı yerinde buluyoruz. Patoıların gürültüsünü susturup, sorularımızı u görüyorsunuz, toprağa yatırdığımız parayı bile zor çıkanyoruz. V ye yardımı yok" ırıaşırı yükseldi şıyoruz. Hepsi de tyor. lsmail Dünr* inü ilan ediyorlar. ylüyorlar. Ancak ırla uygulama biririm yok." nı zamanda SHP 'sicilerin sorunlaettik. Etin kilosu W n yiiz lira. Buğ dayın da kilosu yetmiş lira. Ondan çıkan kepeğin de... Et flyatlannm yükselmesini blı de istemiyoruz, ama yem fiyatları da yukselmesin" dıye yakımyor. Besicilik yapan Belediye Meclis tiyesi Mehmet Ülkü de üreticilerin sorunlarmı, "Geçen yıl arpa 57, buğday 70, süt de 75 liraydı. O zaman doların Türk Lirası olarak değeri 350 liraydı. Bugün dolar 700 llrayı geçtl, buğday yine 70 lira. Süt de 85 lira. Bir litre sudan daha ucuza satılıyor süt" tümcesiyle somutluyor. Sorumuz Uzerine şöyle bir soluklandıktan sonra "O ortamda (elevizyona çıkan liderlerl dinledim, ben sizin vekilinizim, dedi. Ama olmadı. Atatürk'ün bir sözii var. 'Ben vatandaştan istedigiml alabilirim, ama verebilecegini isterim.' özal bizden veremeyecegimiıi istiyor. Biz de onun sözlerine inanıp oyumuzu verdik" diye anlatıyor Mustafa Demir. özal'a oy verenlerden Süleyman Uysal, akşam televizyon izlemiş. Hayli kızgın: "Şimdi Özal'a vermeyeceğim. Genel Başkanı Aydın Giiven Giirkan olsaydı SHP'ye verirdim. Çok güzel konuşuyor. Ama şimdi adaylara hakacagım. Hem neydi o seçim yasası öyle? Biri çıkıyor, radyotelevizyon konuşması yasak, diyor. Sonra cayıyor, Yüksek Seçim Kurulu karar versin, diyerek tükürdügünü yalıyor." Yanımıza Ali Rıza Dogan geliyor. O da Yassıgüme Köyü'nden. Doğan'a göre Başbakan çiftçiyi sevmiyor. ABD'den caz müziği programı geldi mi, saatlerce gösteren televizyon Türkiye Ziraat Odaları Birliği Başkanı Osman özbek'in konuşmasını iki dakika bile göstermiyor. Doğan, kazanması halinde Başbakan özal'ın yeni zamlar yapacağına inanıyor. l'a oy vermişiim. raimiz dar olduğu yecegim. Onun dılen istedigini verm, vergi dedi vergl igimi vermedi." ermiştin?" Ecevit'in yaı^ılanması TRT bülteninde yer alacak ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) DSP Kurucular Kurulu'nda yaptığı konusmasından ötürü hakkında dava açılan kapatılan CHP'nin eski Genel Başkanı ve eski Başbakanlardan Bülent Ecevit'in yargılanmasına Ankara 5. Asliye Ceza Mahkemesi'nde yarın başlanıyor. TRT Haber Dairesi'nin yarınki haber izleme gündemine aldığı duruşma, televizyon ve radyoda haber olarak verilecek. Böylece altı yıldan beri ilk kez TRT'de haber olarak ele alınacak olan Ecevit 20 temmuzda yayımlanacak olan Kıbrıs Barış Harekâtı nedeniyle hazırlanan belgeselde de yer alması kesinleşince, 3 gün arayla 2 kez televizyona çıkmış olacak. Ecevit'in 13 yıl hapis istemiyle yargılanmasına neden olan DSP Kurucular Kurulu'ndaki konuşması, DSP yayınlarından "Demokrasinin Gerekleıi" adıyla kitap olarak yayımlandı. Bülent Ecevit hakkında 18 Mayıs 1986 tarihinde yapılan DSP Kurucular Kurulu'ndaki konusmasından ötürü Ankara Basın Savcısı Hayri Taylan tarafından soruşturma başlatılmıştı. Ecevit altı yıllık bir aradan sonra yaptığı konuşmasında "Yasaklara karşı, konuşup yazmak hakkım, düşüncelerimi açıklamak hakkım. Bu hak elimden alındıgında da kullandım ve kullanınm. Çünkü bence bu, devleti yönetenlerin kısabilecegi siyasal bir hak dcgildir. Bu, kimsenin dokunamayacağı bir insanlık hakkıdır" demişti. Konuşmanın ertesi günü Ecevit'in bu konuşmasını incelemeye alan Ankara Basın Savcısı Hayri Taylan, soruşturmaya gerekçe olarak Siyasal Partiler Yasası'nın geçici 1 vc 119. maddeleriyle anayasanın geçici 3. maddesini göstermişti. Daha sonra Bülent Ecevit'in konuşmasıyla ilgili olarak bir saat süreyle ifadesine başvuran Basın Savcılığı 4 Haziran 1986'da Ecevit hakkında, Siyasal Partiler Yasası'nın "özel yasaklarla ilgili cezaları" düzenleyen 119. nıaddesinin gönderme yaptığı geçici 1. maddesi uyarınca 13 yıl hapis istemiyle dava açtı. Geçici 1. madde, 1 Ocak 1980 ve daha sonraki tarihlerde siyasal partiIerde bazı görevlerde bulunanların, yeni kurulan siyasal partilerde görev alamayacakları ve bunlara fahri olarak bile yardımc bulunamayacakları hükmünü getiriyor. Ankara Asliye Ceza Mahkemesi'nde yargılanması istemiyle hakkında dava açılan Bülent Ecevit'in yargıç karşısına çıkacağı mahkeme ve tarih, 18 Haziran 1986'da Nöbetçi Asliye Ceza Mahkemesi tarafından saptandı. Buna göre, Ecevit, 5. Asliye Ceza Mahkemesi'nde yarın saat 14.00'te Ağır Ceza Mahkemesi salonlarından birinde yapılmasının gerekçesini yetkililer, "duruşma çok sayıda dinleyici ve gazeteci tarafından izleneceği için böyle bir karar alındıgı" biçiminde açıkladılar. BUlent Ecevit'in duruşması TRT Haber Dairesi'nin yarınki gündeminde yer aldı. Duruşmayı muhabir ve kamerayla izleyecek olan TRT'nin Haber Dairesi Başkanı Cafer Demiral, duruşmadaki gelişmelerin haber değeri taşıması durumunda radyo ve televizyon haber bültenlerinde haber olarak yayımlanacağını söyledi. sanlar da değil, Türkiye Başbakanı'nın kızı ve damadıdırlar. Ayıptır söylemesi "küçük" armağanlara da alışıktırlar. Yine de "Aaa öyle mi Zeki abi.. Çok teşekkür ederiz ama zahmet etmeseydin.. Ne lüzum vardı?" falan demişler, daha sonra kontak anahtarını evirip çevirmeye başlamışlardır Bu ne Zeki Abi? Hiç canım.. Küçük bir anahtar.. Görüyorsunuz işte.. Anahtar olduğunu anladık ama, neyin anahtarı acaba? Aman çocuklar ne kadar cahilsiniz.. Kontak anahtarı işJaguar olayı ortaya çıkalı be te.. Hiç kontak anahtarı görmeri, bu iki sözcük olayın tüm diniz mi? kahramanlarının ağzında.. Gördük de Zeki abi.. Zoynep özal kendisine 49.000 Hangi arabanın anahtarı oldusterlinlik (yaklaşık 50 milyon ğunu anlayamadık. CahilliğiTL.) otoyu armağan eden Ze mizin kusuruna bakma.. kl Küçükberber için "Bizim Tabii.. Tabıı.. Daha gençcahılhğımizden yararlandı" desiniz.. İlerdeöğreneceksiniz.. di.. Asım Ekren de buna beningilizler Jaguar diye bir arazer sözler söyledi.. Kısacası ba yapıyorlar. Onun anahtarı.. olayda kimsenin suçu yokmuş Sorması ayıp.. bu anahgibi bir hava yaratıldı. Bütün suç ZeynepAsım çiftinin tar ne olacak Zeki abi? Kapıda duran arabayı ça"cahilliği" ve "tedbirsizliğinlıştıracak... de".. Sahi mi? Bak Zeynep, Bu konuda söylenenleri görüyor musun.. Ne entereokuduktan ve dinledikten son san.. Bu anahtar kapıdaki arara kendi kendime düşündüm.. bayı çalıştırıyormuş... Böylesi bir olayda cahillik naAsımZeynep Ekren çifti apısıl olabilir diye.. Bazı varsayımşıp kalmışlardır. Çünkü "cahillarda bulundum. Sonunda oladirler". Kendilerıne 50 milyonyı bir kurgu öykü haline getirluk arabanın armağan edilmedim. sinin nedenini bir türlü anlayaZeki Küçükberber bir gün mamışlardır. Biraz sonra ZeEkren'lerin kapısını çalmıştır.. ki Küçükberber, iki genci kafaKendilerini birkaç yıldır birlik larında bir sürü soru işareti ile te geçirdikleri Uludağ tatillerin bırakıp gitmiş, baş başa kalan den tanımaktadır. Aralarında çift aralarında konuşmaya başbir akrabalık veya iş ilişkisi lamışlardır yoktur. Ya ne vardır? Uludağ : ZEYNEP EKREN Asımda birkaç akşam yemeği bucığım.. Bu ne demek böyle Alluşması, ikiüç kadeh içki ve lah aşkına? Adam bize bir Jablraz sohbet... guar armağan etti, gitti. Biliişte bu Küçükberber kapıyı yorsun ben bir ev kızıyım. Gerçalmış ve elinde bir kontak çi babam Başbakan olduktan anahtarı ile içeri girmiştir.. sonra Kadıköy Beledıyesi'nde "Çocuklar, demiştir, size kü Kültür Danışmanlığı yaptım, şimdi de Kadıköy gazetesınde çük bir armağanım var." ZeynepAsım çifti yeni evli başyazarlık yapıyorum ama sayılırlar. Üstelik rastgele in vallahi yine de anlayamadım. Sen yıllarca bateri çaldın.. ' Benden daha tecrübeli sayılırsın. Sen anlayabildin mi? ASIM EKREN Valla Zey , nepçiğim.. Ne desem bilmem ki.. Evet ben bateri çaldım.. ' Daha sonra ticarete atıldım ve " senınle evlenmeden önce ce , bimde beş kuruşum olmadığı halde, şimde Bağdat Caddesi'nde 150 milyonluk mağa • zam var. işlerim de iyi.. Şağol, sunlar belediyede, hükümette işi olanlar gelip birkaç parça. mal alıyorlar, geçinip gidiyoruz • ama doğrusu ben de anlaya. madım.. Yoksa adam bize rüşvet vermeye mi kalktı dersin? ZEYNEP EKREN Asımcığım.. cahilliğimin kusuruna bakma.. Rüşvet ne demek? ' ASIM EKREN Pek bilmiyorum ama galiba ortada fol yok, yumurta yokken birine bir şey verdin mi rüşvet oluyor. ZEYNEP EKREN Hay Allah gördün mü. Ikimiz de ne kadar cahiliz.. Adamın niyetinı bir türlü anlayamadık. ASIM EKREN Canım biz bu adamla her kış Uludağ'da beraber kayak yapmıyor muyuz? ZEYNEP EKREN Yapıyoruz.. ASIM EKREN Anlasana işte.. Birlikte kayak yapıyoruz diye vermiştir belki de.. ZEYNEP EKREN Öyle mi dersin? Kayak yapanlar bir' birine otomobil mi verirler? ASIM EKREN Demek ki veriyorlarmış.. Biz bu konuda çok cahiliz şekerim.. Zeki beyden daha iyi bilecek değilız ya.. Benim kanımca Jaguar olayında "cahillik" böyle olmustur. ANKARA TASI İşçi emeklisinden Kalemli'ye şiir Işçl Emeklileri Genel Kurulu'nda kürsüye çıkan işçi emeklisi ve Ozan Necati Çağırıcı toplantı için hazırladığı 24 dizeden oluşan uzun şiirinde işçi emeklilerinin içinde bulunduğu durumu anlattı: "Emekllllkten öncekl dönemlerden, Hırpaladı ağacın meyvealnl derenler, PoMmızı çıkardı sıkarak Işvorenler. Lafa gellnce blzler kıymetliydik doğrusu, Yurdu kalkındırandı endüstri ordusu..." Bundan sonraki dizelerde ise çalışırken çektikleri sıkıntıları anlatan Çağırıcı, emeklilik gününün gelip çattığı anı şöyle anlatıyordu: "Bunca zorluktan sonra emekli olacaktık, Rahatı ve huzuru o zaman bulacaktık. Ne kadar kısa geçtl bu işln llkbaharı, T*z günde b«lll oldu emekllnln zararı, Plyasaya durmadan hâkim oldukça zamlar, Yüklendlkçe yüklendi sırtlarımıza gamlar, Bugün nasıl mutsuzsak, umutsuzuz yarından, Usandık beklemekten banka kapılarında, Milyonluk makineler hep bizlere tesllmdi, Mübaşlr bila bizden fazla alıyor slmdi. Garlp Işçl emekllm yaraların sar şimdi, Memur Işçl ayrımı, çukur dttğll yar slmdi, Yakıt zammı bin bes yüz emeklller elemll, Fark gltgide büyüyor Sayın Bakan Kalemll." Sık sık işçi emeklilerin alkışlarıyla kesilen şıır bu bölümde Kalemli'nm alkışlarıyla kesıldi Çağırıcı'yı yerine otururken kutlayan ve "sağol hemşerim" diyen Kalemli, kürsüye çıktığında şiirden etkilenmiş olacak ki, bugüne kadar bakanlığının onlar için yaptıklarını anlattı, şiirdeki birçok yakınmanın bugün sona erdığini söyledi. Orneğın artık işçi emeklileri banka kapılarında sabahın erken saatlerinde gidip sıra beklemek zorunda kalmıyorlardı. Kuyruklar banka sayıları artırılmasına karşın yine vardı, ama bakana göre bunun nedeni işçılerin maaşlarını almasındaki zorluk değıldı. Kuyrukta bekleyen emeklilerle konuştuğunu söyleyen Kalemli, sabahın erken saatlerinde kuyruğa gıren emeklilerin kendisine söylediklerinı salondaki emeklilere de iletti: "Artık emekliler banka önünde beklemeden aylıklarını alablllyorlar. Ben sordum, 'Dedıkodu yapmak, ne var ne yok' haber alabllmek için erkenden geliyorlarmış." \t\ci liyor %ün felç rlu partı ıl baskancı somnlanna farklı ı baktyor. ANAP11 Saıl Ekınci'ye göre rin durumu iyı. Burdur'un telefonkalmayacak, bu yıl Çiftçl Süleyman Uysal: Halkın 2 köye elektrik gö. Köye bu kadar nabzına bakarsak özal kaybeder. \el gitmesinin yanı Çünkü istikrar havası bozuk. Vatandaş ona verilen 675 lira enayi değil. Şu gördüğun buğdaya 15 denıyle ürelıcilcr bin liradan fazla masraf yaptık. Bu edlyor." ı ulan, ancak şu an parayı bile zor alacağız. Baraj hk yapan DYP ll inşaatlan durdu. Pancarlar Mustaja Çiloğlu sasulanamadı. muşuyor: Çlftçi Mustafa Demir: Ben 'te muzot 85 kuruş, bir liraydı. Slmdi seçimlerde özal'a oy vermiştim. Ama '0 liradan alınıp saartık ayrılıyoruz. Geçimimiz dar V yıldır buğday fi•80 lira arasında do olduğu için bu sefer özal'a oy vermeyeceğim. Ben istedigini verdim Mazot 156 lira oldu 'öylünün elinde paözal'a, ama o benim istediğimi lu II düzeyinde buvermedi. l sirkulasyonu felç urdur'un yü'zde 707 Köylu yemeden Harman yerinden ayrılır ayrılmaz, patozlar 'Imez." tozu dumana katarak çahşmaya başlıyor yine. l Başkanı tbrahim Kozluca'daki kahvede söyleştiğimiz üreticiler de sül ureticilerinin so1 dertli ama, ANAP'tan pek caymış görünmüdeğinıyor: •I kuruluşundan sül yorlar. Yöre sanatçısı Rıza Yajıı üretici sorunlanna ilişkin soruları yanıtlamaktan kaçınarak, I uç aydır paralan•or. SEK süt alma "Ben halk (ürküleri derliyorum, dügünlerc gi•ticileri Pınar Süt 'e diyorum. Hem sagcıların, hem de solcuların lya mecbur bırakıdügününe gitligim için politik işlerle pek ilgi•tnun dışında Et Ra lenmiyorum. Ama halkın uyamadığı, alışkın olnu keslm için haymadıgı, yadırgadıgı şeyler oluyor" diye koi besiciye uzun sünuşuyor. 'ne yapMıyor. BesiSHP'li Belediye Başkanı ANAP'a girmiş götlarını güçlükle alılet sorununun çözümlenmesi için. Ama hâlâ gölet sorunu çözumlenmemiş. Belediye karşısındaki kahvede üreticiler bir Hülya Avşar filmi ızliyor videodan. Kozlucahlar ekinlerini harmanlamış. 11 yıl Almanya'da kaldıktan sonra Türkiye'ye dönen Mehmet Çelin seçimlere ilişkin gözlemlerini şöyle aktarıyor: "Buğday fiyatları 84 lira olarak açıklanmış. Üreticiye 70 liradan fa/la para verilmiyor. Çiftçl ileri gideceğine geri kalmış. Ama bu ortamda da ANAP'a oy verecekler." Üretici Bekir Altıok, "seçim politikası"nı "Ne yana aklımız tuttu o yana veririz elbet" dıye açıklarken, Mahmut Koç köylünün durumunu şöyle yansıtıyor: "Mazot alacak paramız yok. Durumumuz hiç de iyi degil. Bu memmuniyetsizligin yanı sıra, bir de ANAP'ın oylarını Refah Partisi ve DYP bolecek. Hükümet bu durumu iyi dcgerlendirmeli." Mehmet Aydogdu da, "Devletin biraz çiftçiye el uzatması gerekiyor. Ama yine de vatandaş halinden memnun" diyor. Ara seçim tarihi yaklaştıkça Burdur'da buğday ureticilerinin, süt ureticilerinin sorunları daha ağırlıklı olarak gundeme geliyor. Patozlar kehribar rengi saplardan tane dolu başaksme'de dün gece ları ayırdıktan sonra üreticiler bir dahaki yılın ieri fabrikası taürününün hazırlıklarına başlarken, gerek iktiı'nda saat 22.00 dar partisinden, gerekse de muhalefet partileiddelerin de alev rinden milletvekili adayları "oy" için köy yolkalarına sıçradı. larına düşecekler. Bir seçimlik daha artacak %en zarar gördü. üreticilerin "itibarı". PartUere radyoda 90, televizyonda 60 saniyv Seçime kaiılmayacağı belli olan partiler, 6 ağustostan itibaren TRT'deki haber olanağından yararlanamayacak. TRTpartilerin haber metinlerini kısaltamayacak. ANKARA, (Cumhurivel Bürosu) Yüksek Seçim Kurulu 22 temmu7dan 27 eylül akşanuna kadar siyasi partilerin haber metinlerinin radyoda 90 saniye, televizyonda 60 saniyelik süre içinde yayınılanmasını kararlaştırdı. Buna göre seçime katılan her siyasi parti televizyondan 1 saat 7 dakikada 6 bin 700 kelime ile "propaganda"sını yapacak. Radyoda ise bu süre 1 saat 40 dakika 30 ianiye olacak. Seçime katılmayacağı belli olan partiler, 6 ağustostan itibaren bu haktan yararlanamayacaklar. TRT, partilerin haber metinlerini kısaltamayacak, düzeltemeyecek ve değiştiremeyecek. Yüksek Seçim Kurulu'nun önceki günkü toplantısında oybirliği ile aldığı kararda, 3309 sayılı Ara Seçim Yasası'nın ilgili maddesinde kurulun eşirlik esas ları içinde belirleyeceği süre ve kclitne sayısı sınırları içinde kalmak koşuluyla seçime katılan tüm siyasi partilerden verilecek metinlerin radyo ve TV'den yayımlanacağı kuralımn getirıldiği anımsatılarak şöyle dcnildi: "Madde yer alan (melinler yayımlanır) hüknıü karsısında TRT kurumunun partiler tarafından verilecck melinler iızerinde kısallma, düzeltıne, degiştirme ve düzenleme biçiminde bir yetkisinln söz konusu olmayacagı açıklır. Ancak bu metinlerin yayınılanabilmesi için, karann sonuv boiümUnde saptanan siire ve kelime «ayısına, bunlarla yakından ilgili olan veya bunlann uygulanma esaslannı belirten dlgtr kuşullara da uyulması gerekmektedir" Yüksek Seçim Kurulu, "Kurulca Uimleri kamuoyuna duyurulan 11 siyasi partiııin seçim çalışmalanyla ilgili olarak vereceklcri metinltrln TRT larafından radyonun 19.00, TV'nin 20.30 haber bultenlerinin ilgili böliımünde yayımlanmasının kararlaştınldıgını" açıkladı. Siyasi partilerce verilen metinler radyo için 90 saniye 150 kelime, TV için 60 saniye 100 kelime ile sımrlandırılacak. Yüksek Seçim Kurulu'nun kararı Kim dost, kim düşman? Çocuk Esirgeme Kurumu1 nun mülkiyetinde bulunan bir sinemada seks filmleri oynatıldığı yolunda gazetemizde çıkan haber kurum başkanı ve Küçükleri Muzır Neşrıyattan Koruma Kurulu üyesi emekli general Nlhat llhan'ı oldukça sinirlendirdi. Haberin gazetede yer almasından sonra gazetemizi telefonla arayan ve haberin son paragrafında kurumdan bir yetkilinin seks filmleri oynatılan sinemaya giderek, orada oynayan filmleri kamerayla filme çekmesine özellikle sinirlendiğini belirten Nihat ilhan ile aramızda geçen görüşme şöyle oldu: Benim kurumumdan hiçbir kimse gidip orada kamera ile film falan çekemez. Çünkü her şeyden önce benim kurumuma ait bir kamera yok. Bu kişinin kendisine aıt bir kamerası olamaz mı? Olabilir, ama benim kurumuma ait sinemaya giderek film çekemez. Çekerse ben de onu dava ederim. Lütfen bu kişinin ismıni açıklayın. Haber kaynaklarının isimleri açıklanmaz, bu gazeteciliğin genel kuralıdır. O zaman ben de dava açarım, orada gelip ismini açıklamak zorunda kalırsınız. Yargı yolları her zaman açıktır. Sen dava açtığım zaman ne yapacaksın? Mecburen gelip mahkemede ismini açıklayacaksın. Peki neden dolayı siz haberden değil de, haberin son paragrafında yer alan filme çekme olayından bu kadar etkilendiniz? Nihat ilhan'ın neden dolayı kendi kurumuna ait bir sinemada oynayan seks filmlerinden değil de, kurumdan bir yetkilinin bu sinemaya giderek oynayan filmleri filme çekmesınden rahatsız olduğuna getirdiği açıklama ise oldukça ilginçti: "Benim kurumumda böyle kişiler çalışamaz da ondan. Her şeyden önce kim dost kim düşman onu anlayalım, sorunumuzu ona göre çözümleyelim." MUSTAFA AKSOY Fransız Le Point dergisinin yorumu Aşırı dinciler, OzaFın AET'ye katılma azmini kıramayacak görünümünu çizdikten sonra ülkesinı AET'nin 13. üyesi yapma arzusunda olan Başbakan Ozalın, kendi partisi içinde bile sayıları giderek artmakta olan aşırı dinci unsurların etkisini göz önünde bulundurmak zorunda olduğunu vurguladı. Bu unsurların, Anadolu'nun ücra köylerinden tstanbul'daki Kapalıçarşı'ya kadar her yerde görülmeye başladığını kaydeden "Le Point", 1982'den bu yana okullarda din derslerinin zorunlu hale getirildiğini de hatırlattı. AET ÜYELİĞİNDE KARŞILAŞILAN GÜÇLİJKLER AET'ye katılmak isteyen Türkiye'nin karşısında başlıca iki engel bulunduğuna dikkati çeken Fransız dergisi, bunlardan birinin Türkiye'nin ezeli düşmanı Yunanistan, ötekinin ise Türk ekonomisinin henüz yeterli düzeye erişmemiş olduğunu öne süren bir kısım topluluk ülkeleri olduğunu belirtti. Dergide yayımlanan "Avrupa Rüyası" başlıkh yazıda, özal'ın kendi partisi içinde bile sayıları gittikçe artmakta olan aşırı dinci unsurların etkisini göz önilnde bulundurmak zorunda olduğu vurgulandı. PARİS (a.a.) Fransa'da yayımlanan "Le Point" dergisi, Türkiye'de son zamanlarda giderck daha bariz hale gelen aşırı dinci akımlann, Başbakan Turgut özal'ın Türkiye'yi AET'ye taııı üyelik azmini kıramayacağını belirtti. Son sayısında yer alan Turkiye'den söz ettiği "Avrupa Rüyası" başlıkh yazıda dergi, Türkiye'nin Rünümüzdeki genel TABELAYIASMIŞ BİLE Ortak Pazar'a girelim mi, girmeyelim mı tartışmalarından kıme ne? Mustafa Aksoy girmiş, tabelasını asmış bile. (Fotoftraf: RIZA EZER)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle