16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
11 TEMMUZ 1986 KÜLTÜRYAŞAM CVMHURİYET/5 ALLAU, VJIN GI8I ME İ.HTI'yAOjABI OLABİLIB C u N I M ? ^ ^ ^ ^ BASIT MÜDÜPUAA ÖZ4L SİNEMA ATİLLA DORSAY HAYVANLAR ISMAIL GÜLGEÇ BAKI.yORUM BU SUMEEDE İŞÇİ SOBUNLABINA ILG1 C 8İEAZ EAUATLATI/OCUM Cahide Sonku'yu konu alan bir jîhnyapümah nu, yapdmamah nu? TRT'nin Cahide Sonku ile ilgili bir film yapma tasarısına karşı çıkan imzasız bir mektup, Sonku'nun acıklı sonundan yine kendisini sorumlu tutuyor. Bu sütunlarda, bir zamanlar yaptığım gibi okur mektuplarına pek yer veremiyorum, Sinemanın her zaman bir güncelliği var. Olaylar üst üste yığılıyor, haftada bir sayfayla tüm bir sinema aktualitesini izlemek ve duyurmak zor oluyor. Okurlarım beni bağışlasınlar, bunu ilk fırsatta yapacağım. Ancak bu aralarda aldığım bir mektuptan söz etmek istiyorum. Mektup, imzasız D.D. rümuzunu taşıyor. TRT'nin yapmayı tasarladığı Cahide Sonku ile ilgili filme karşı çıkıyor. Şunu önceden söyleyeyim: Bu görüşe katılmıyorum. Sonku ile ilgili bir film yapılmalıdır diyorum. Ayrıca benzer mektupların TRT'ye de gönderildiğini öğrendim. Demek ki birisi (mektup sahibi) kimi nedenlerle bu tasarıyı sabote ctmek istiyor. lerdir. (.) Cahide Sonku, bir Sarah Bernhardt değildir. Ki Fransızlar, Sarah Bernhardt'ın olağanüstü yaşamından bile bir film yapamamışlardır. Cahide Sonku, yaşadığı dönemin düşünce, edebiyat, resim, müzik dünyasıyla da ilgilenmemiştir. Nazım Hikmet, Necip Fazıl, Peyami Safa, Ahmet Hamdi, Abidin Dino, Çallı tbrahim, Reşal Nııri, Kemal Tahir, Cemal Reşil, Nurullah Ataç, Sait Faik, Bedri Rahmi, Orhan Veli, Cemal Nadir, Sedat Simavi, Nizamettin Nazif ve daha bir yığın isim, Sonku'nun yaşadığı yılların uç kişileridirler. Sonku'nun bu insanlarla hiçbir kültür ve aşk ilişkisi olmamıştır. Sonku, yaratıcısı Muhsin Ertugrul'u bile bir erkek ve yaratıcı olarak hiçbir zaman sevmemiştir. Yaşamımn sonlarına rastlayan aile, eş çocuk ilişkileri, ekonomik, toplumsal ve ruhsal koşulların etkisiyle, ne yazık ki hep miras ve para kavramlarıyla ilgilidir." İşte Sonku hakkında oldukça ağır bir mektuptan seçmeler... TRT'nin yine de böyle bir filmi yapması, ancak bunu yaparken aşırı bir nostalji bataklığına saplanmadan, mektuptaki kimi doğrıı saptamaları da dikkate alması gerekiı sanıyorum... KİM KİME DUM DUMA BEHiç AK Cahide Sonku'nun, döneminin sanat dünyasıyla bir ilgisinin olmadığını savunan imzasız mektuba karşın, sanatçıyı konu alan bir film yapılmalıdır. Buna karşın, mektubun bir bölümüne yer vermek istiyorum. önce, karşı da olsak, her lürlü görüşü duyurmak gereğine inandığım için.. Sonra Sonku hakkında çok araştırma yaptığı anlaşılan mektup sahibinin kimi görüşlerini ilginç bulduğum için.. Sonku'nun geniş bir biyografisini de içeren mektuptan işte bazı parçalar: "Cahide Sonku'nun ilginç, özgiin, olağanüstü sanatsal ve kişisel olaylarla dolu trajik ve dramatik bir yaşamı yoktur. Tiyatro ve sincmada ortalama bir sanat yaşamı sürdürmüş, özel yaşamındaysa sıradan bir çizgi izlemiştir: Sonku'nun yaşamında büyük, olağanüstü insan ilişkileri, sıradışı unutulmaz aşklar da yoktur. (...) Sonku'nun bu ortalama sanat ve kişi yaşamımn ve acıklı sonunun sorumlusu kimdir, nedir? Türk toplumu mu, yoksa kendisi mi? En acımasız ve taraflı toplum ve insanbilimci bile, biraz vicdanı varsa, elbette 'kendisi' der... (...) Sonku, tiyatro yaşamında tiyatro edebiyatının önemli ve unutulmaz tiplerini oynamamıştır. I.ady Macbeth, Medea, Jeanne d'Arc, Antigone, Phaedra, Lucrece Borgia, Kösem Sullnn, Miss Julie, Lysistnıta, Hekabe, Kassnndra, Electra, Cleopatra, Salome, vs. gibi... Sonku, tiyatroya gönül vermiş, tutkuyla bağlanmış bir kişi değildir. Ününün çok yaygın olduğu zamanlarda tiyatro açıp sanat aracılığıyla para kazanacağına, film şirketi kurup film yaparak para kazanmayı öngörmüştür. Sonku sinema sanatını seven ve sinemaya saygısı olan bir kişi de değildir. Sonku Film'in yaptığı tüm filmler, sanat yönü olmayan ticari film PİKNÎK PİYALE MADRA AFtŞLER SÖKÜLDÜ Dükkânlarını panolanyla birlikte sinemalann da afiş panolanm söken Beyoğlu Belediyesi, belli ölçülerde 'saçak' yaptlmasma izin vereceğini belirtmiş. Beyoğlu sinemalam zor dıırımıda kaldı Beyoğlu Belediyesi ekipleri bir sabah her şeyi, afişleri, panoları, saçakları alıp götürmüş. Yeşilçam Sokağı çirkin cephelerin ortaya çıkmasıyla harap, boş ve hüzün verici bir görünüme bürünmüş. Ülke çapında ünlü Yeşilçam sokağından geçtiniz mi son günlerde? Adı sinenıamızla özdeş olan ve caddeye yakın bölümünde Emek ve Sinepop sinemaları bulunan bu sokak, garip bir gorünüm arzediyor. Söz konusu sinemalann caddeye bakan büyük afiş panoları kaldırıhnış. (Böylece, kapanan Saray, Liiks ve Lale sinemalarıyla birlikte, cadde üstünde af'işi bulunmayan Allas, Diinya ve Fitaş sinemalarını.da bir yana koyarsanız, Beyoğlu, bir zamanların sinema mcrkczi Beyoğlu, tüm sinema •olayından sıyrılmış bir görününı aldı. Caddede yürürkcn yalnızca seks filmi gösteren Riiya ve Alkazar'ın panoları görülebiliyor. lstenen bu mu?) Evet, Emek ve Sinepop'un caddeden görünen afiş panoları kalkmış. Ama ayrıca sokak boyunca tüm dükkân ve kuruluşlurııı panoları, saçakları, tanıtım levhaları da kaldırılmış. Bir sabah gelmiş Beyoğlu belediyesi ekipleri ve her şeyi alıp götürmüşler. Sokak, şimdi çirkin cephelerin meydana çıkmasıyla harap, boş, hüzün verici bir görünüme bürünmüş. PekL, ama ne oluyor? Beyoğlu Belediyesi, Beyoğlu'nu 'kurtarmak' için önce sinemaları mı buradan 'sürmeye' kararh? Aslında durum öyle değil. Sokak sakinleri, belediyeye başvurarak adı tüm ülkede bilinen bu sokağın da, Beyoğlu'nun kimi sokaklarında yapıldığı gibi, onarılmasını, güzelleşıirilmesini istemişler. Belediye ise, onlara tam 10 milyonluk bir projeyle gelmiş. Zaten zor durumda bulunan esnaf, bu parayı nasıl öderiz diye ' kara kara düşünüyor. Bu konudaki temel öneri, Yeşilçam sokağının iki yanında hemen tüm sokağı kaplayan büyük mülkleri bulunan Erdoğan Demirören (Saray ve Lüks sinemaları blokıı) ve Emekli Sandıgı'ndan (Emek sineması ve eski Cercle d'Orienl binası sahibi) bu paranın lahsil edilmesi.. Bu konu tartışılırken, belediye bir sabah gelmiş ve tüm cepheleıde caddeye taşan ne varsa yıkıp gitmiş. Yeniden bir projc yapılacak ve dükkân ve sinemalara, belli çıkıntıda birer 'saçak' yapma imkânı verilecekmiş. Ama konuştuğumuz Emek sincmasının 'müsteriri' tsmet Kurtıılıış belediyenin ani uygulamasın BİR KAPI OUCAKTI... dan yakınıyor ve şöyle diyor: "Bizim saçağımız, zaten onların istediği ölçülerdeydi. Şimdi bize yeni baştan saçak masralı çıkardılar." Önümüzdeki mevsim için kalorifer tesisatı, yeni gümüş perde ve olasılıkla Dolby Streo sistemi yaptırmak telaşı içinde bulunan Emek sineması yöneticileri, haklı olarak kendilerine yüklcncn 't'uzuli' masraflardaıı yakınıyorlar. Sinema, hep biliniyor, zor bir dönem geçiriyor. Halkln yeniden rağbetini sağlamak için, iyi filnılerin yanı sıra, salonlann ciddi biçimde elden geçmesi gerekli. Sinemalann büyük yatırımda bulunması gereği, giderek zorunluluğu var. Böyle bir dönemde, sinemasız kalırsa, kuşkusuz kişiliğinden çok şey yitirecek olan Beyoğlu'nun yerel yöneticilerine de ayrı bir sorumluluk düşüyor. Sinemaların sorunlarıyla ciddi biçimde ilgilenmek, Yeşilçam sokağına buldozerle girmek yerine, haberli, anlaşmalı, karşılıklı görüş birliği içinde hareket etmek daha uygun olnıaz mı? Aslında belediyenin Yeşilçam için düşündüklcri, bize anlatılanlara göre olumlu. Biz, bu sokağın bir an önce elden geçirilmesini ve yeni mevsim başlamadan, Bcyoğlu'nda kalan sayılı ciddi salonlar arasında bulunan Emek vc Sinepop'la birlikte birçok film yazıhanesini de içeren Yeşilçam sokağının güzcl bir görünüme kavuşturulmasını diliyoruz. HIZLI GAZETECİ ISECDET ŞEN DE 4MA ıVi Kl GİTTİ ... BENDEN Bi 80K OtMAZ .. ÇİZGÎLİK KÂMİL MASARAC1 Berlin ve Cannes film festivalleri önümüzdeki yıl özel birer yıldönümü kuilayacaklar. Türk Sinemasının uluslararası arenadaki tanıtım fırsatlarından biri olan Berlin Festivali ve 'Yol' ile Altın Palmiye aldığımız Cannes, bu açıdan ayrı bir önem taşıyacaktır. Sinemanın başarılı filmler aracılığıyla nasıl ve ne büyük bir tanıtına aracı olduğunu ve bu araçtan, ilgili kurum ve kişilerin ilgisizliği nedeniyle bir türlü gereği gibi yararlanamadığımızı, geçen haftaki yazımda göstermeye çalışmıştım. Bu konuda Türk Sinemash, Berlin ve Cannes'da mutlaka temsil edihneH önemli bir noktayı da anımsatmadan geçmek doğıu olmayacak. Önümüzdeki yıl içinde, dünyanın en önemli ve saygın 2 sinema şenliği, özel birer yıldönümü kutlayacaklar. Şubaı 1987 içinde yapılacak olan Berlin şenliği, Berlin kenlinin kuruluşunun 750. yıldönümü nedeniyle tüm kentte yapılacak ve aylar siirecek olan büyük şenliklerin bir parçası gibi ele alınacak. Şenliğin her zamankinden daha gösterişli olacağı ve dünyadaki sineması gelişmiş tüm ülkelerin en iyi filmlcriyle katılmalarının sağlanacağı söyleniyor. Berlin, çeşitli nedcnlerden Türk sinemasının uluslararası arenadaki en büyük tanıtım fırsatlaıından biri, belki de b i r i n c i s i s olmuştur. Daha 1964'tcki "Susuz Yaz" olayından başlayarak siııemamıza hep ilgi göstermiş, zaman zaman ödüller vermiş bir şenliktir Berlin... Bu nedenle, ö/el birvanlam taşıyacak olan Berlin 87'de Türk Sinemasının da varlığını göstermesi mutlaka gerekir... Benzer biçimde, mayıs 1987'de yapılacak*olan Cannes şenliği de özel bir kutlama biçiminde geçecek. Çünkü Cannes şenliği, tam 40. yılını kutlayacak. Bu nedenle, şenliğin hazıılıklarına daha şimdidcn başlandığı ve 87 Cannes'ının öncekileri aşan bir büyük sinema bayranııııa dönüşeceği söyleniyor. "Yol" filmiyle sinemamızu biı AKın Palmiye hediye etnıiş olan bu şenlikte, önümüzdeki yıl Türk Sinemasının da mutlaka temsil edilmesi gerekme/ mi? Ne yapılabilir? Ne yazık ki, sahipsiz olan sinemamızda, bu işlerle ilgilenecek bir devlcı kuruluşu yok. Zaten böyle bir kuruluşun gerekliliği konusunda bile sinemacılar arasında 'mutubukal' sağlananıadı. Ama böyle bir kuruluş olmasa bile, bir Kültür Bakanlığı ve ona bağlı bir Sinema Dairesi Raşkanlığı yok mu? Bu birim, daha etkın bir hale getirilemcz, sinemamı/.ın sorunlarına ciddi ve yakın biçimde eğilnıesi sağlananıa/ mı? Yarnlaeak olan, elbette "Berlin veya Cannes için film yaptırmak" değildir. Bu gibi 'ısmarlama' işlerdcn genelde sonııç almamıyor. Ama içinde bıılunduğutnuz aylarda kimi ciddi tasarılar filme alınmaktadır veya alınma ha/ırlıkları yapılınaktadır. Uluslarası şenliklerde. de başaıı kazaıınıış ve kazanabilecek yönetmcnlerimiz (burada isim vermek istemiyorum) bellidir. Yarıresmi biçimde, bunların ilgilendikleri projeler üstüne bilgi alınnıası, uygun bulunanlara bu projelerin en iyi biçimde sonuçlandırılmusı ve daha başarılı birer filme dönüşınesi için gerekli kredi, yardım veya (belki TRT aracılığıyla) ortak yapım gibi kolaylıklar sağlanması yoluııa gidilemez mi? En azından ilginç bulunan projeleıe, filmlerin dış ülkelerde yıkanınası, basılması gibi hemen hemen kaçımlma? olan bir konuda kolaylıklar sağlananıa/. ını? Hcrhaldc ciddi biçimde düşünülse, daha birçok yardım ve destek yolu bulunabilir... Yeler ki dcvleı bunu istcsin, gerekliliğine inansın... Hvet, Herliıı 87 ve Cannes 87'de TürkSinenıasımn da lıa/ır bulunması geıeklıliğine iııanıyorıız. Bu önemli tamtma lırsatları heba edilirse, yazık olıır. Bi/den bir kez daha anımsatması... AĞAÇ YAŞKEN EĞtlİR KEMAL GÖKHAN 1 .1 TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAIS CUURCUILUN ÜEDESININ ZAFBRL t'l'i 1?O8 'DE 8U6ÜK!', UMLÛ İMGlLİZ KOKAUTANI JDHN CHURCHILL, OUDENAfiKOe SAVAŞI'NDA (8ELÇ1KÂ) VEHDOME 0U/CU LOUISJOSEPM EMRıNDEKt FRAUSI2 <UWETlERİMl YBfJpl. MAgLgOKOUGH PÜICÜ OLAkl JDHM CHuecHIU , GELECeGıN UAILÜ DEVLET ADAMI WMSTDM CHUR.CNIU'İM DBPELERiKJÖBN Bı&yPl. /NGİLİZ £M BÜyÜK ZOMUTANLARINDAN JOHN CHURCRILL, 2Â tajfATMA VE 5 SAVAŞ 6ÖeMÛŞy HEPStAJPEN DE BAŞARtYLA ÇIICMIÇT/. AS/££e.L£.R.ıMI £<££& SOKMAMU, ÜSTACA MAAJEI/eALAZlA PÜÇMAUINI AÇİK SAVAŞA 2OSLAMAS/YLA ÜAILÜYCKJ. &İPLOMAT OLARAK DA ÇAL/fAM CHURCH/LL gU PALPA PEK 8AÇAGILI OLAMAMIŞT/. Vendome ü 50 YIL ÖNCE CUMHURİYET KÖY ııu'htrblcri ıslulı Maurij V'ckaleıi önümüzdeki ders scnesinden iıibaren köy ınekıebli'rile şehirlere vakın bulunan mekteblerde esaslı ıslahai yapmağa kurar verıniştir. Üç sınıflı mekteblerin birçoğunda, sınıf adcdi heşe çıkunlacak vc mekteblere yeni nıuulliınlcr tayin edilecektir. Köy mekteblerinde ise tedhsaıın hedcfi degistirilecek ve yvnıden bir müj'reduı programı hazırlanacaktır. liıı prof>ratna göre köy çocukhın, köylerinin labi bulunduğu tabii, iktisadı, zırai şarılaru // Temmuz 1936 lioıv yerlefiirilecektır. Hayvanalıkla ışiıgul eden köyierin çocukları hayvanalık noktasındun. ziraatle isliucıl edc/ı köyler, çi/tçitik nokıasmdun, nakliyecilikk işliiial eden koyler nak/tytcıltn. ııoklusından yeıistirilecektir. Bıınun için tie bu ıııckiıbıure ntunzui w uu gayeleri 19361986 lahakkuka ınedar olınak üzere yeniden kitab hazırlanacaktır. Bahçesınde ALT1N PALMtYtLİ Cannes Film Festivali 'Yol' ile Türk Sinemasına Altın Palmiye hediye etmişti. Böyle bir festivalde, helt 40. yılında, Türk Sineması mutlaka temsil edilmeli. MELıKE CEMAL Rovusii başlamıştır. L
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle