16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
.CUMHURİYET/8 HABERLERİN DEVAMI 27 HAZİRAN 1986 Çağdışı ve aııtidemokratik taslak ANKARA, (Gunhuriyet Bitrora) Türk Ceza Yasan'nda yapılması düşünülen değişüdikleri belirleven komisyonun hazuiadıgı taslak siyasi partilerin tepkilerine yol actj. Siyasi suçlara daha ajıı ceza uygulanma&ını öngöfen taslaga ifcskin oiatak SHP Gend Sefaeter Yardım. pa Bmr Ekşi, "S«ç bfle ofcktaa crirantara pnknı ndk « « " H " uak likaijetiata yuamasdır" dedi. DYP Gend Baskan Yardımcısı Baki TkJ, TtoiatH bı kattyte aridmokmtik okhtf*»»" beUrtirken. HDP MKYK Oyesi b n f l Mtftüoita, iıBdite tckadatm edecek bir hanrt* k u n tetalfi a ç m d u dofr» MMMkUana" bOdirdL DSP Oend Sekreteri Nııi taAr •at taslagı "ç*t**" biçiminde niteleyerek, "b« tadatı Ttrk teikmn kotar kola; kaiml cdenejıccethıe" diklcati çekti. TASLAK ANTİDEMOKRATtK DYP Gend Baskan Yarthmcısı Baki Tug, Ttrk Ceza Yaaaa tmriatnm *• hatyfc aatidcnokratik oMagana" bdirterek, "146. maddedeU detMklDder Yaaaada höıtotalııU nean hale setirttneıi deacktir" biçiminde konustu. Baki Tüğ, taslaga Uişlrin olarak partisinin görüslerini toyle açıkladı: "Metta apk detB. THrk Cea Kaaan'au 146. aad1 Ceza Yasası taslağına siyasi partüerden tepki yağıyor MUŞERREF HEKİMOĞLU ANKARA...ANKA otecakts. Ba 4*rttm f d d çok teUtaödk. T**YİM ı kİBotatayaBbJrolajihr.BiıtadöşftnctjekBmfademokıteaıbı Mtfln kwnm ve kmrallanyU . Ş« aada *et«|faniz mttcadete dc badnr. Ba •aMerie Camfcmiyet Gtfctcrinde çıkan »ddtyte ba mettae e»et denek •ttmkün degMir. Şn haHyte artdenoknıtik bojBjonun" EYLEME DÖNÜŞMESİNE KARŞIYIZ HDP MKYK üyesi, eski Adalet Bakanlanndan IsmaU Maftaotta, Tndrierüı eyteme dönüsmesiBe ula Unftar otamartz" dedi. Müftüoglu, "la&liic tekaddöm edecek Hr haariı|ı k u n a tekni^ »çw<t«ıı dofnı bnteaAktarnı" vuifulatb. MOftOoğlu şOyle dedi: "Mfflctia M ı U yt bertberflttni bozKa fHl vc cylemlcri dalCTİd MMricfta ^Mateşmaoadaa Bemmoıı olnr u . Aacak, hanrtıaytk ye«l < t yt hftrTtretieri tebdit auhiy yaaa da detUz. A M J U U U tanun ll B ^ J dMMk 1961 yıkad* verflea m U e fedrteesi denekttr. Aynca o tarihlerfe tm ko••4a mpor m ı « a aakakn profesöricrtaüz imnhr. O prohaörieria mporian d« mefrm teaiae otvtataak bteatyor. 146. maââe konsudakl förflt n dtşteceariz b«. D»Jer kraalarda da şa aMİa açddık yoktar. Metal Adalet Bakaahtı'aduteadaetfp leUdk ettiktn w ı n geaif fdcUe beyaada bahmmak btbonz. Amak, a n htt ort hattyte b k n u yatalaatna, TarUyttte 1960ta olb« k dafa (ibl mflU InuieTİ ber z a a u Tarplanak Miatktia " ö a ü bikttocti taımfn ata ı yeıri Tttrk cef yaaayaıı bölttBİeriııdea edint lrfenlm, öyte t6rt«iyor U, trnten büyttk ölcttdc danlotauf oiaa demokrasi ve djMet, ceza yaaalarrjia iy»ce matakenı kale fetMbaek Mennektedlr. Ceza yrnsalan n u nitdik ttibanyta ber şeyden önc« çaga, «iymsal rejinae, ba iilkcaiıı dzgfirttk aalansuı*, ceza sijmsetİBe ve tekneklcriııe aygun btr nitdik tasunas gereldr. Oyta, Törldye'de baz kaboi edflen ntyasal rejim zatea Türk halkua bir anlamda zorla giydiraıııif bir rejimdir. Baana üstane btau ediyonaau ceza yasalitnnı, arük ba filkede o zaaıaa ne demokrasL, ae si^ktet, De öıgttrMkta eter kateMKr. O*M, ceza hnkakmnu kaideleftede zanam, yer ve fahıs çok «•enüdir. 20. asnn son dönemleriııde kökla demokrasi tOemefiat nbip »e ono oe kadar dararör«a darmhsu keadi gScirie atata savaşı veren Törk haJkuta, onun demokrasi anlayısuıa bn kadar çm{u gerisiade bir yfcifi1« ceza yapbnmlanm icerea bir ceza faMhfı btkttL,fiUr,bvuç »e vicdaa hiırijFctiertee idud tasmnsuı cuuroran Id Tnrk balla kotay koiay kabol edemeyecektlr" dtaü cdccck btr haari^ kaaon tdcaiti açuudaB dojru b«baH9U. Aynca 21. Mnt flıflen Mr dmcdcfiUr,inaaç DSP Gend Sekreteri, anayasada bile yer almayan bir»e kanat birrijctktU bada tttiam atauktaa jta» otan takım kansıklıklan da beraberinde getirecek hükümlebk kaaua bof kvfdaBum da mimkta dejfldlr. Fare taslaku yer verildiğiııi vurgulayarak şöyle devam etti: kat, ffldr fauuc ve kaaaadertaı ejierne döaisnesİM de "Bag&ne kadar ça|a nvgaıı Mçürtde diiımlmme ve deariattnrftarotmayn. Nelke otank, Tttık milettaiıı b8 ttstirilıiM verue, gHtikce çafı lentaıe çevirmek gibi bir ttdilÜBa, MttuaeıUtiai, denokratiyi, bftrriyetdliti, n**ykınıhMa 9Üreldi vapdrun ıımldrterini ajbifaftmB ceza Atattrk Uciertal mtBÜ w •*MTİ dcterieri KMyal adale vasa detiaikiüüeri maalesef ba rejim esas kabal edfleti boncn blçbb k m ı a yaauda oiaıııajnz" rek veai bastan de aiumtş ve tamamen kojra bir rejimia ÇAGDIŞI vBBOnm kaMderi haÜBe dönâştaralmeye cabsdmakUDSP Gend Sekreteri Nuri Korkmaz, "çmtM lerbtodt dır. Elbettdd avrmöianıu DSP otank b i t t o boymianyla mcdeyip aoHHİuİMİıJ daha apk »ekMe beltHecetiı. Aablr r* kl ^™' h cca jkptmadamn tçere» bir cna tasancak Mrlesue ozgirW|8 ve sivaseti ortadan katdıraa bir m Tlrk b d k n u kotay kotay kabol edemeyecetüü" beyasamn Tmrk halkma hiç yakif madıtıııı özdükle beUrtlirtti. Korkmaz, n»«ı»gin basına yansıyan maddderinin mek tarroraar. içeriğine bakıldıgında, hep olağanüstü dönemi yasataSHP: SİYASİ SUÇA AÛIR CEZA cak agırlaştıno maddeler bulunduğuna dikkat çckti. Korkmaz, taslakla ilgüi gOrü$lerini şöyle açıkiadı: SHP Gend Sekreter Yarduncısı Hızır Ekşi, Ceza Ya sası çahsmalannı değerlendihrken, ortaya pkan taslağın, sağ iktidarların ve özellikie ANAP iktidannın denıokrasiyi içine sindiremenıiş olmasııun bugune dek görulen çok sayıda örneklerinden biri olduğunu söyledi. "ANAP ikbdan ve destekdsi çevrder siyasi n ç a daha agr ceza maBd{ıyla halkı stvasetten nzak tntnp, keadi fctidarlanm pddşHrme ç a b a düsmaşleıJh" diyen Ekşi, şöyle konustu: ^ ^ Kanm ve ıaşM RIMICSB ısseıermı tasıyan ceza •asamıa daha da afuiastınaak Ttrk haUaaa karsı saypaahkUnıı en büyttttdtir. Ceza YaaM^au bagaakü doruaııyia bir rahatuhk kayuafı oiaftardııta tardsümaz bir terçektlr. Çtakü, Tttriıttktdd yasada cezabu tfınfar. DüsöDce snç sayüıp cezaiandırrimaktadır. tasaa dertet Idn bir araç sayMmaktadır. KORKU YARATMAK Korka yaratarak demokrasiyi sercddestirmek, geretbMİea ttır cezalar getirecek duzealemder yapmak, sosyal bansa ve toplamsal hnzara Uçbb zamaa yararh olanuausbr. AJır cezalar yoluyta haDa sivasettea soyntlamak, siyasal kanlun hakkua ten dastttftt, 6zgttrmkçtt demokrasi Dkderl l e ba«datmad4ı gibi, boyte bir çahsmanu Türk halkna beaimsettlmesi de mttmktn oiamayacaktır. SHP Uke olarak ceza y««mmıı ontördttgtt cezaUna haflfletfljuejiadea yastadB1. ve demokrasbıia temd Ukdeıi dognltn defisürOmesini btemdrtedir. Ba nedenle findiki çahsnatan kaygjjrta karsıkyoraz. Komı çagmııza nygmı bir gorftf ve anroiaru ceza hoknkn nznaıılanua tardsmaiaıua ve gorüş bBdiriBeiertaM obunk tfi«t^hr Kapsamh bir 6n hazırhktaa sonra TBMM'de gorflsmdere samdnıabdır. SHP Insanal ve demokratjk bir ceza yasası ida ber torl i cabayı töstermek karanadadır". GOZIML VĞVR MUMCU (Baştarafı 1. Sayfada) Adi suçlara ceza indirimi la kadar hapis. Bugünkü yasa bu suçu "10 yüdan aşagı obnamak" Uzere agır hapis cezası olarak sapuyor. Yeni yasa, Bakanlar Kurulu'nca "erofaı, kokain, morfla ve bn niteükte oldugu Bakanlar Kanüa'oca tesph ve D*« edflea" maddeleri satmak, almak ve bulundurmak eyiemlerini cezanın arturüması nedeni sayıyor. Madde, bu biçimi ile eroin, kokain, morfin gibi uyuşturucu maddeler dışında kalan uyuşturucu madde kacakçüığı için indirim getiriyor. Aynca, Bakanlar Kurulu'na, bu suçlann ortadan kaldınlması yetkisi de veriyor. öngörülen maddede, uyuşturucu madde kacakçüıgı suçlanru "mesiek, sanat ve geçim vastası haUne getlreatere" hükmolunan cezanın "iiçte biri" oranında arttınlacagı beürtiliyor. Bugünkü yasada, bu gibi sanıklar için ceza "yan nJspetinde" antınlıyor; eroin, kokain, morfin, baz morfin ve esrar kaçakçüıgını "meslek haline getirenlen" ölüm cezası veriliyor. Yeni yasa, bu bakımdan da uyuşturucu madde kaçakçıügı suçlan için lehte hükümler getiriyor. Uyuşturucu madde kacakçüıgı için ölüm cezası yerine başka ceza verildiği hallerde samgın bütün taşımr ve ' l y n n T mallanna elkonulması hükmü de, yeni yasaya alınmadı. Bu nedenle, taşımr ve taşınmaz mallanna mahkeme karan ile el konulan kaçakcı bu mallannı, yasamn yürürlüğe sokulması ile birlikte geri alacak. Uyuşturucu maddeyi "ihraç" edenler, bugünkü yasa ile "10 yıidan asagı olmımak üzere" mahkum olurken, yeni yasamn vürürlüğe girmesi ile birlikte bu suçun alt sının 6 yüa indiriliyor, üst sınır olarak da 10 yıllık ceza veriliyor. Uyuşturucu madde "ihraç" edenler de bu yasadan yararlanıyor. Uyuşturucu maddeyi kullananlar için bugünkü yasadaki " 3 yüdan 5 yüa kadar hapis" cezası da hafifletilerek, " 1 yıidan 2 yıla kadar" düşürülüyor. Uyuşturucu madde ticaretinde cezayı arttıran özel hallerdeki cezalar da yeni yasa ile indiriliyor. SAHTECİLİK SUÇLARI Ceza Yasası tasarı taslağında, paralan taklit eden ve bozarak değişürenlerin cezalannda da indirim saglanıyor. Bu suçlar için bugünkü yasamn 316. maddesinde öngörülen " 3 yüdan 12 yüa kadar" ceza, yeni yasa ile " 3 yıidan 10 yüa kadar" denilerek, cezanın üst sınırında indirim getiriliyor. Sahte madem ve kâğıt paralan "itbal eden", alan, bulunduran veya kullananlann cezalan bugünkü yasa ile " 3 yüdan 12 yüa kadar" hapis iken, bu ceza yeni yasa ile "1 yıidan 3 yüa kadar hapfa" olarak bdirieniyor. Yasamn yürürlüğe girmesi ile birlikte bu suç nedeniyle 3 yıidan fazla mahkümiyet alanlar, cezalarda yapüan bu indirimler nedeniyle sauverilecekler. Paraurda yapüan sahtedliğin kolaylıkla anlaşılması halinde bugünkü yasadaki "iiçte bire kadar" indirim; yeni yasada "üçte lki"ye yükseltiliyor ve böylece bu suçu işleyenlere yeni bir indirim de saglanmış oluyor. Cumhurbaşkanlığı, TBMM ve Başbakanlık mühürlerini taklit etmenin cezası da " 3 yüdan 10 yüa kadar" hapis iken, bu cezada indirim yapılıyor ve yeni ceza " 2 yıidan 8 ymı kadar" olarak saptanıyor. Diğer resmi mühürleri taklit etmenin ve kullanmanın cezasında da indirim yapılıyor. Bugünkü yasada bu suçlar için öngörülen ceza " 1 yıidan 5 yüa kadar" iken, yeni yasa, cezanın alt ve üst sımrlannı " 1 yd ve 5 yıl" olarak belirliyor. Bugünkü yasada " 3 yüdan 10 yüa kadar" olan "evrakta sahtektrhk" suçu yeni yasa ile " 3 yüdan 8 yüa kadar hapse" indiriliyor. Evrakta sahtecilik suçu nedeniyle mahkum olatüar da bu indirimden yararlanıyor. Yeni yasada memur olmayanlann bu suçu işlemeleri halinde bu ceza " 2 yüdan S yüa kadar" olarak saptanıyor. Bugünkü yasada bu ceza, " 2 yüdan 8 yda" kadar. Sahtecilik üe ilgili öteki suçlar da da belli oranlarda indirimler yapılıyor. Sahte nüfus kâgıdı, pasaport ve diploma düzenleyenlerin cezalan da bugünkü yasada " 1 yüdan 3 yıla kadar" hapis iken, bu ceza yeni yasa ile " 6 aydan 1 yda kadar" indiriliyor. MÜSTEHCEN YAYTNLAR Yeni Türk Ceza Yasası tasan taslağında, cinsel suçlar ve "müstebcen ve hayasızca yayuüar" Ue ilgili cezalarda da indirimler getiriliyor. Yeni yasada "miistebcenlik" başlığı ile getirilen yeni maddede, bugünkü yasamn 426. maddesı iki degişiklik Ue oldugu gibi yer alıyor. Birinci değişiklik, "flkri, sosyal, ilmi ve bedii deger taşıyan eseriertaı" yasada yer alan "halkın ar ve hiyâ daygiüannı indtmek" kavramı dışında tutulması. ikinci değişiklik de, basın yolu Ue bu suçlann işlen (Baftara/ı 1. Sayfada) Siyasal nrielikli suçlar ile ilgili yaptırımlar artırılırken bu tür suçlar için bir çeşit "af' özelliği de taşıyan bir yasa hazırlanması, herhaide, düşündürücüdur. ANAP hükümetinin ikiidara gelir gelmez "akçeli suçlar" ile ilgili cezaları kaldırması ile bu son tasarı taslağı ite sağlanmak istenen sonuçlan yan yana getirirseniz oldukça ilginç yorumlara varabilirsiniz. Ceza yasamızın eskidiği; bu yasa yerine çağdaş ceza hukuku anlaytşı ile yeni bir yasa hazırtamak elbette yaratiı ve elbette zorunludur. Hazırlanan yeni yasamn pek de "çağdaş" olduğusöylenemez.. Söylenemez çünkü, çağımızda, çoğulcu demokrasiyi benimseyen ülkelerde "düşünce suçu" diye bir suç türüne yer verilmez. Hazırlanan tasarı taslağı, ikinci Dünya Savaşı'ndan önce faşist italyan devtetinin siyasal düşüncesini yansrtan suç türlerini koruyarak ceza hukuku alanmda yeniden geri dönüşü vurgulamaktadır. Hazırlanan tasarı taslağında 'kanunsuz suç ve ceza olmaz" ilkesi birçok maddede yeniden gormezlikten gelinmektedir. Suçlann ceza yasasında apaçık tanımlanmasına karşı olan iki ceza sistemi vardtr: Bunlardan birincisi, "nasyonel sosyalisf hukuk anlayışıdır. öteki uygulama ise ne ilginç rastlantı Marksist hukuk sistemlerındedir. biyasal düşunceierin suç sayıiamayacağı, suçun ancak "şiddet' kullanıldığı anda oluşması gerektiği yolundaki çağdaş anlayış, ne yazık ki, yeni tasarı taslağına etkili olamamıştır. Buna karşılık, terörün ardında uyuşturucu madde kaçakçılığının bulunduğunun anlaşıldığı bir dönemde, uyuşturucu madde kaçakçılığının cezasında indirim sağlayıcı değişiklikler yapmanın ne anlama geleceği de henüz anlaşılamamıştır. Hele hele bu kadar gürültüsü koparılan "muzır neşıiyat" ile ilgüi yaptırımlann bu yasa taslağı ile geri alınması doğrusu bu ya pek düşündürücü olmuştur. Bir dergi kapağı için bu kadar gürültü ile önlem getirenlerin, cinsel suçlann cezalannı bu yasa ile azaltmalanna, bilmem ki, ne demeli? Va sahte kimlik ve pasaport yapanlara bu yasa ile getirilecek indirimlere ne dersiniz? Bir yandan da yakınırlar: Teröristler sahte pasaport yaparak yurtdışına kaçıyorlar... İyi ya öyleyse bu suçlar için caydmcı önlem alın.. Hayır; tam tersini yapıp; bu suçları işleyenlerin cezalannı indiriyorlar; işleyecek olanlara da şimdikinden daha az ceza veriyorlar. "5u ne perhiz bu ne lahana turşusu" demezler mi? Derler ama kim aldırır ki? Bu yasa "gizli bir af' getiriyor. Bu gizli af, uyuşturucu madde kaçakçılanna, cinsel suç işleyenlere, ırza geçenlere, sahtecilere, zimmetlerine para geçirenlere geliyor. "Siyasal suç" mu? Böyle suç işleyenler bin yıl hapis yatsınlar. ANAP'lı pek liberal alaturka demokrasimiz bunu gerektiriyor. Ne yapahm? Siyasal suça yaptırım, uyuşturucu madde kaçakçılığına ve sahteciliğe indirim! Yeni "ceza siyasetimiz" budur. Beğendiniz mi? Ermeni raporu reddedildi (Baştarafi 1. Sayfada) Konunun gundeme gelmesiyle söz alan İtalyan liberal milletvekili BetÜza, sorunun çok karmaşık tarihi aynntılara dayandığını, Avrupa Parlamemosu'nun bir tarih kurumu olmadığını ve bu yüzden de Vandemeulebroucke tarafından hazırlanan raporun "oytanmaması" gerektiğinı bildirdi. İtalyan milletvekilinin bu önergesine başta Yunanlı üyeler olmak uzere "Ermeni lobisinin" sözcttlerinden Fransu milletvekili Saby, karşı çıktı ve raporun oylanmaması için bir önerge verilemeyeceğiıu belirtti. Ancak oturumu yöneten İtalyan Sosyalist Hıristiyanlanndan Siyasi Komisyon Başkanı Formigoni, yapüan müdahaleleri reddetti ve önergenin oya sunulacağını bildirdi. Bunun üzerine geıçekleştirilen oylamada 19 üye önergenin reddedilmesi, 20 üye de benimsenmesi lehinde el kaldırdılar. Böylelikle "Ermeni rapornnun" Avnıpa Parlamentosu Siyasi Komisyonu'nda oya sunulma sansı ortadan kalktı ve "VaademeukbroDcke »00111" fiilen reddedilmiş oldu. Oylama sırasında, bütün siyasi kanatlara mensup Yunanlı milletvekilleri, komünjst ve Fransız sos>'alistleri aleyhte tutum aldı. Buna karşıhk, liberal, sosyal Hıristiyan ve muhafazakâr gruplar, destek oyu kullandılar. Siyasi Komisyon'daki 53 üyeden yalnız 39'unun oylamada hazır bulunması ve özellikle, Hollanda ve Federal Alman sosyalist milletvekillerinin "ortalarda gözükmemesi" çesitli yorumlara yol açtı. Bu yorumtann en başucasını ise, TUrkiye'ye karşı nispeten esnek ve olumlu bir tavır alan Alman ve Hoilandalı sosyalistlerin Ankara'yı "gocnııdnracmk'* bir karara evet demek zorunda kalmak istememeleri olusturdu. Oylamanın bu tür bir sonuçla noktalanmasıyla birlikte Avnıpa Parlamentosu Siyasi Komisyonu'nun toplantısı kanştı. "Ermeni lobisini" oluşturan milletvekilleri, Sosyal Hıristiyan Grup Başknnı Klepscn'in üstüne yurüyerek sonucu "bariz bir haksızlık" olarak nitelediler. Metnin hazırlayıcısı Vandemeulebroucke ise, "Madem raporum oylanmayacaktı, niye beni sekiz ay çahsnrdınız" diyerek Siyasi Komisyon Başkanuu suçladı ve oylamanın geçersiz sayılması amacıyla Usul Komisyonuna basvuruda bulunacağmı bildirdi. Ancak Siyasi Komisyon Başkanlığı, sonucun kesin ve değişmez olduğunu duyurdu. Gözlemcilere göre, oylamanın iptaü için >3pılacak herhangi bir başvurunun kabul edilme şansı mevcut degü. Brüksel'deki siyasi gözlemciler, dün Avrupa Parlamentosu Siyasi Komisyonu'nda ahnmış olan karan "Törkiye açısından çok bayttk bir başan" olarak nitelemekte birleştiler. Gözlemciler, artık sonınun yeniden Avrupa Parlamentosu'nun gündemine gelmesinin "pek çok zor" olduğunu vurgulayarak, "hafifletici" degisiklik önergeleriyle bile raporun Siyasi Komisyon'dan geçmesinin "hiç de pariak olmayan sonoçlar" verebileceğini ifade ettiler. Yine aym gözlemciler, "Ermeni raporunun" Avrupa Parlamentosu'ndan "donmesiniıı" bu organın Ankara'ya karşı yumusamaya başladığının bir işareti olarak algılanabileceğini belirttiler ve özellikle Alman ve Hoilandalı sosyalisllerin oylamaya katılmayarak bir "iyi •iyet hjaıeti" vermiş olduklannı kaydettiler. mesi halinde yaym organının tiraj bedelinin S ile 1S katı tutanndaki para cezalannın kaldınlması. "Kiçnkleri Mnzır Nesriyattan Konuna Yasası" Ue değiştirilen 426. madde Ue "muzır nesriyat" yaptığı saptanan yayın organlanna, ürajlannın 5 üe 15 katı arasında değişen para cezalan veriliyordu. CİNSEL SUÇLAR Yeni yasada, 18 yaşını doldurmuş olan kimseleri kandırarak "fuhnşa teşvik" edenler veya bunun yolunu kolaylaşuranlar içın"6 aydan 1 yüa kadar" hapis cezası öpgörülüyor. 1518 yaş arasındaki küçükleri fuhuşa teşvik etmenin cezası " 9 ay20 ay"; İS yaşını doldurmamış küçOkleri fuhuşa teşvik ise " 2 yüdan 4 yüa" kadar hapis. Bugünkü yasada bu suçlar, 15 yaşını doldunnayan küçükleri fuhuşa teşvik suçu için cezanın alt sının 2 yıl; üst sının ise yok. 1521 yaş arasındaki kimseleri fuhuşa teşvikin cezası ise " 6 aydan 2 yüa kadar" hapis. 16 yaşındaki bir genç kişiyi fuhuşa teşvik edenler 6 aydan 2 yüa kadar hapis cezalanna carptınlırken; bu ceza, yeni yasa ile en fazla 20 ay olarak öngörülüyor. Yeni yasa "hıhnşa teşvik" suçlannda böylece indirimler saglıyor. Tasan taslagında, 3 yüdan 10 yüa kadar olan "kadın kacuna ve abkoyma" suçunda da indirim yapılıyor ve bu suçlar için " 3 yıidan 6 yda kadar" hapis cezası öngörülüyor. 18 yaşını doldunnayan bir kıa kaçırmanın cezası, bugünkü yasada " 5 yüdan 10 yüa" kadarken, yeni Ceza Yasası'nda bu cezalar "5 yıidan 8 yda kadar" hapis olarak saptanıyor ve cezanın Ust sımnnda iki yülık indirim yapüıyor. Kadın kaçınna eyleminde, kaçırüan kimse ölürse, sanığa ölüm cezası verilmesi öngörülmüşken, bu ceza, yeni yasa Ue yaşam boyu hapis olarak belirleniyor. ZtNA SUÇUNDA İNDİRİM Taslak Ue zina suçunun cezasına da indirim getiriliyor. Bugünkü yasada "Zina eden kadın" için 6 aydan 3 yüa kadar hapis cezası öngörulürken, yeni yasada "Zina eden e s " için " 6 aydan 2 yüa kadar" hapis cezası getiriliyor. Zina suçunda kadınerkek eşitsizüği de kaldınlıyor. NESEP CÜRÜMLERt Yetkfli yerlere gerekü bilgüeri venneyerek ya da yanlıs bUgiler vererek bir çocuğu saklamak veya bir başka çocukla degiştinnenin cezası 1 yüdan 5 yüa kadar hapisken, bu cezanın üst sının yeni yasa ile 3 yü olarak saptanıyor. IRZA GEÇME SUÇU Yeni yasaya göre, cebir ve şiddet yolu ile veya akü ve beden hastalığı veya kendi eyleminden başka bir nedenden ya da kullandığı dolayu araçlardan dolayı karşı koyamayacak halde bulunan bir kimsenin ırzına geçen kimse için " 5 yüdan 8 yüa kadar bapis" cezası öngörülüyor. Bu suçun cezasının, bugünkü yasada "10 yüdan asagı" olmayacaga da belirtiliyor. Bugünkü yasada, 15 yaşını bitinneyen kücüklerin ırzlanna geçme suçu yukanda sayüan yollarla yapüırsa, ceza 10 yüdan aşagı olmamak uzere veriliyor. Hazırlanan tasan taslağında ise, 15 yaşından kücüklerin ırzına geçme suçunun cezası "10 yddan 15 yüa kadar" hapis olarak belirlendi. Yeni yasa, bu cezanın üst sınınnı da sapuyor. Bugünkü yasa, ırza geçme suçlannda magdur için "15 yasun bttarnfcr" ve "UÜrmeyener" diye bir aynm yapmışken, tasan taslağında bu ayınm, "1518" yaş ve "15 yaşını doidurmamıs köçükler" olarak yapüıyor. Bugünkü yasaya göre 16 yaşındaki bir genç luzm ırzına gecen kimseye, söz gelişi; 11 yü ceza verilebüirken, yeni yasaya göre, bu sanığa " 6 aydan 3 yria kadar" hapis cezası verilecek. "Irza tasad*" suclannın " 3 yddan 5 yda kadar" olan cezası yeni yasa Ue " 1 yüdan 3 yüa" indiriliyor. 15 yaş Ue 18 yaş arasındaki kızlann "ırzına tasaddi edenlere (naatosanu bozmayt girismek)" bu tasan taslağı Ue öngörülen ceza 1 yüdan 3 yüa kadar hapis. Bugünkü yasada bu suç " 3 yıidan 5 yüa kadar" hapis ile cezalandırüıyor. SÖZLE SARJUNTILIK Yeni Ceza Yasas'nda kadınlara ve genç erkeklere sözle sarkıntüık yapmanın cezası " 3 aydan 6 aya kadar hapis" olarak saptanıyor. Bu ceza, bugünkü yasa Ue " 3 aydan 1 yüa kadar" hapis. Elle sarluntüıgm 6 aydan 2 yüa kadar olan cezası bu yasada da korunuyor. ZtMMETSUÇU Zimmet suçu için yürürlükte olan Ceza Yasası, " 5 yüdan 10 yüa" kadar hapis cezası öngörüyor. Hazırlanan yeni Ceza Yasası tasan taslağında bu ceza " 3 yddan 8 yüa" kadar. BUDAPEŞTE'den YM.ÇIH P06AM (Baştarafı 1. Sayfada) rinden surukleyerek " çekiyor. Akü alacak gibi değil. Dört kadın birbirlerine iplerle bağlı. Aym zamanda boyunlanndan dafesli adamın elindeki bir başka ipe bağlı. Ay yıldızlı ve fesli adam ipi çekiyor. Dört kadın, aym anda boyunlannı öne doğru uzatıyor. tplcrini çeke çeke, fesli adam, kadınlan bir "Aganin"Onüne getiriyor. Ipkr burada çözülüyor, kadınlar bir süre "göbek atıyor", herkesin pür dikkat izlediği "göbek havast" sona erince, kadınlar yine ipe dizilip sahneden aynlıyor. Herkes "fov"u alkışlarken, siz "Avrupa 'daki Türk imajı'' ile baş başa kalıp derin düşüncelere dalıyorsunuz. Ne var ki, sokaktaki bu imaj "Klimler Akademisi"nde tümüyle değifiyor. Budapeşte'de dün Cumhurbaşkam Evren, "Macar BUimler Akademisi"ni ziyaret ederken, kendisine bir bilgi aktanldı. Macar bilim adamlanmn aktardıklan aynen şöyle: "Avrupa'da bir yargı vardtr. Osmanlüar, Avrupa'da ne bulduysa kendi ülkelerine götürdü, denir. Oysa, bunun gerçekle hiçbir ilgisi yok. Bizim araftırmalannuza göre, bulduğunu götürmek bir yana, Mısır'dan aldığt vergileri bile Macar topraklannda harcamış Osmanular." Bilimsel açıdan "tarihin araştvılmasında" Macar BUimler Akademisi ile Atatürk K.ültür Dil Tarih Yüksek Kurulu, samnm bundan sonra işbirliğine gidecek. Ancak ortaya çtkacak bulgular, Budapeşte'nin birgecekulübündeki "jov"u ne zaman ve nasıl etkileyecek? Dün sabah Cumhurbaşkam ile birlikte Tuna Nehri üzerinde motor gezisi yaparken, akltnuz bunlara takıldı. Gözlerimiz ise, ortaçağ vesonrasımn mimarisini yudumladı. Osmanlı değil, ama "gotik mimari tarzınm" muhteşem yapılan, Tuna Nehri'ni Budapeşte'de iyiden iyiye donatıyorlar. Macar kültürü kendisini elbette sadece yapılarda göstermiyor. Kültür, Macar politikasına da yansıyor. tki buçuk gün süren resmi,gezi sırasında, Türk larafı ne zaman "TürkBulgar" sorununu masaya getirse, Macarlar, bir yandan "Sizi anhyoruz" derken, diğer yandan kendi benzer sorunlannı ortaya koydular. Macarlarla Romanya arasında da Türkiye ile Bulgaristan arasındaki gibi benzer bir sorun var. Macarlaragöre, "Ronumya'da2müyon Macar yasadığı halde, RumenUr bunu kabul etmiyor." Macar yetkilileri "Varfova Paka içindeki ciddisorunlardan biri" olarak bunu öne silriiyor. Konuyu anlatıyor, ardından "ı\e yapabm, size bu durumda nasıl yardım edelim" der gibilerinden tavır gösteriyorlar. Dış politikada Macarların Türkiye'ye göre, önemli bir farkı var. Silahsızlanma konulannı Türkiye'ye göre daha çok gundeme getiriyor, uluslararası alanda "sUahsızUmmayı" daha çok konuşuyorlar. Bunun nedeni ikili. Önce Varşova Paktı içinde "Orta Avrupa" nedeniyle herhangi bir.uzlaşmada en çok yarar sağlayacak ülkelerden biri Macaristan. tkincisi de Macarların öyle bir kolektif kültüni var ki, müzik dünyası, sinema dünyası ile öyle çağdaş boyutlara uzamyorlar ki "silahsızlanma' 'nın bu yaşam biçimi içinde yeri yok. Budapeşle'den sonra izmir havasını teneffüs eder etmez Macaristan gezisi bir anda gerilerde kaldı. Bir gün içinde eskidi sanki. Konular bir anda değişti ve Ege bölgesinde başlayan "tlk HedefSö Tatbikatı" konuşulmaya başlandı. "Atina 'ya bu tatbikatın haber verilmesine gerek yok. Kendi karasulanmızda ve uluslararası sularda yapacağımız latbikat için tehlike bölgeleri çok önceden ilgili uluslararası kurumlara bildirüdi" diyen çok üst düzeyde bir yelkili, sözlerini şöyle noktaladı: "Tatbikat sırasında, ortaya çıkabilecek herhangi bir risk Yunanulara aittir." Budapeşte 'nin sokaklara taşan müziği?.. Sahi, c Macaristan'da kaldı, kulaklarda bir anı olarak... Uzakta, sanki olduğundan da uzakta... Bu köşede yayımlanan yazılara değisik tepkiler gelir her zaman. Bu tepkilerde toplumdaki birikimleri, beklentileri, duyarlılığı, duyarsızlığı hissederim. Kimi zaman sevinir, kimi zaman üzülürüm. Ama asıl güzel bir diyaioğun itici gücünü yaşarım. Bayram günlerinde eniştemin, babamın, eğitimci Öymen çiftinin mezarı başında duyduklarımı ne çok kişi payiaştı bilseniz! Mektuplar, telefonlar, sokakta yolumu keserek konuşanlar beni çok düşündürdü. Kimi mektupları okurken ürperdim. Örneğin Gürün'den bir sesleniş tehlike çanlarına aldırmayanlar için çok acı bir uyarı niteliginde, birlikte okuyalım: "Bugün Gürun'de ortaöğretim, bir imam hatip gibi öğretim yapıyor. Lise öğretmenleri cuma gunleri camilerde halka vaaz veriyor. Eskinin faşolan öğretmen olarak ortaöğretimi ellerine geçirdiler. Sonumuz nereye gidecek? Atatürkçulük deyince hiç kimseye meydan bırakmayan bugünkü sorumlular bir gün bu durumun kendilerinden sorulacağını hiç akıllarından geçirmiyortar mı? 19 Mayıs bayramında lise müdürü konuşmasmda, vaten haini Vahdettin'i methederek, Atatürk'e 40 bin altın vererek Anado/u'ya gitmesini ve Kurtuluş Savaşı'nı başlatmasını emrettiğini tüm idareciler ve halkın önünde hoparlörden anons ederken şaşırdım. Ne oluyor diye kendimi yokladım. Acaba başka bir ülkede miyiz, yoksa az da olsa biz mi tarihten yanlış okumuştuk? Evet, siz Atatürk devrimcisi yazarlar daha çok ve daha açık mücadele vermelisiniz ki, bir nebze olsun bizler, az kalan yasanth mrzda belki bu davamıza bir gün sahip çıkılacağı ümidiyle teselli olalım. Ortaöğretimde mescit açılarak camiler gibi çalıştınlmakta. Küçük ilkokul çocuklan başında takke, camileri ve meşcitteri doldurmakta. LJse ve ortaokul müdür ve öğretmenleri birbirinden ayrılrken "selamın aleyküm" demekte,. Ysni sakalı biten gençler sakal bıraktınp yeşil takke ve beyaz sank sardırarak namazlara toplu halde iştirak ettirilmektedir. Nereye gidiyoruz, hani laiklik ilkesi? Savcı, niçin bunlar için bir kıyafet soruşturması açmıyor? Kendi kendime hayıflanıyorum. Süleymancılar gençleri yedirip yatırmak için buyük bir bina yaptırıyor, ilgililer devamlı bunun için halktan para topluyorlar..." Manisa'dan bir veteriner hekim de "koskoca devrimler cehalete yenilmek üzere" diye başlıyor söze. "Falih Rtfkı Atay, CHP, imam hatip okullannı açmakla medresenin kapısını araladı diyor. DP, ezanı Arapçaya çevirmekle ve daha sonraki davranışlarıyla aralanan kaptyı çıkanp attı. Erbakan'ın gelip geçtiği kapısız alan bu değil mi? 27 Mayıs ve 12 Eylül'de silahlar konuşunca birçok saf yürekli aydın ezan tekrar Türkçe okunur, irticaya karşı çıkılır diye bekleyip durdu. 1950 seçimlerinde CHP'nin 67 milletvekili vardı. Ezan için çtkan kanunu neden protesto edip Meclisi terketmediler diye sormak gerekmez mi? Şimdi oyun açık oynanıyor. Her şey gözler önünde. Sanki bir Mustafa Kemal gelip geçmemiş gibi..." Kadıköy'den bir okurumuz okullarda mescit açılmasını laikliğe aykırı bulmuyor. Öğrenci oraya gitmeye zorlanırsa, laikliğe aykırı davranılacağını savunuyor. Öğrenci gider ya da gitmez, onun bileceği bir şey diyor. Ancak Gürun'de ya da başka ilçelerde, hatta Kadıköy'de Suadiye'de, Ankara'da Keçiören'de yaşanan olaylar laikliğe hayli ters bir uygulamayı sergilemiyor mu? Bugüne birden gelmedik kuşkusuz. Bu çok düşündürücü ortam yıllardan bu yana verilen ödünlerle oluştu. Politika sahnesinde din sömürüsü yapanlaria.. ödünleri verenler bugün ne düşünüyor acaba? Cumhuriyetimizin temel ilkelerini ödünlerle aşındırmanın sorumluluğunu hissediyortar mı? Doğru yorumlara varabiliyorlar mı? Gecen akşam Dedeman Oteli'nde Doğru Yol Partisi'nin kuruluş yıldönümünü kutlayan eski politikacılara bunları sormak geldi icimden. Sayın Demirel eskimeye hiç niyetli görünmüyordu. "Üçüncü Dedeman olayını" yaratmanın sevinciyle gözleri parlıyordu. Çevresindeki kalabalığı aşıp selamlamak olanağını güç buldum. Kalabalıkta uzun yıllardır görmediğim eski bakanlar, milletvekilleri, senatörler vardı. Kimi beni dostça selamladı, demokratik gelişme için sol kanadın da güçlenmesini savundu gülümseyerek. Ben degülümsedim, "Günaydın" dedim içimden.. Vaktiyle bu tür konuşmalar duyamazdık. Soldan söz edince komünistlikle, dinsizlikle suçlanırdık. Altı yılda belli bir aşamaya varılmış demek! Bu yaklaşım bir deney birikimi diye düşünülebilir mi? Belki de düşünulemez. Çünkü kimileri hâlâ dünü yaşıyor acıyla, öfkeyle, kinle konuşuyorlar. Yasaklardan söz ediyorlar, ama hangi yasaklardan, TV ekranının delinmesiyle yetinmiyor, anayasanın da delinmesini istiyorlar, ama hangi maddelerinin? Örneğin 24'üncü maddeyi delmek isterler mi? • • • Kimi kişilerin dünyaya bakış açısı nasıl dar diye düşünürken Jülide Gülizar ile karşılaştık kalabalıkta. Reha isvan kitabını yolladı, yann iletirjm" dedi. Eski politikacılann ağarmış saçları, gergin çizgileri arasında Reha İsvan'ın hayali canlandı birden. 1986 yılının ilk gününde yayımlanan birfotoğrafı anımsadım. Dedeman Oteli'nin kalabahğında parlayan flaşları geride bıraktım. O fotoğrafı düşünerek yürüdüm yollarda. Başkent akşamları çok güzel şimdi. Yağmur yağıyor durmadan, ağaçlar yıkanıyor, yollar yıkanıyor, gökie ay, yıldızlar daha güzel parlıyor, havada taze toprak kokusu, yaprak kokusuyla insanın içinde de bir şeyler yeşeriyor. Reha Isvan'ı da bir yaz yağmurunda düşünüyorum ben. Onca hapis, onca üzüntü, her şey bir yaz yağmuru türü gelmiş geçmiş gibi, yüzü, gözleri pırıl pırıl, küskün değil, kırgın değil, öfkeyle değil, sevgıyle, özlemle bakıyor dünyaya. Barış özlemiyle... Onunla karşı karşıya gelmedik henüz, oysa uzun bir söyieşiyi çok özlüyorum. Yazmak için değil, yaşamak için. Bir Ses'i Ören tatilinde okuyacağım. Ruhi Su ile Reha isvan'a dönük söyleşilerimizi anımsayarak, Zeynep Oral kitabına "Bir Ses" adını vermiş, ama ben "Bir Soluk" diye düşünüyorum Reha İsvan'ı. Karanlığı delen, dünyamızı güzelleştiren, soluğumuzu genişleten kocamaaaan bir soluk!... Birkaç Mektup ve Bir Soluk ANMA İzmir Eczacı Odası eski genel sekreteri, CHP Manisa Kadın Kolları eski başkanı, barış ve demokrasi davasının yılmaz savunucusu Eczacı S* MOOASİNEMASI * 337 01 2a AMb Dsnsy'si SsçHUtri 4. Hafta Y0U» • tLÛM PtRAMM Seanslar; 1200150019 0021 15 Rlmlerin Seanslan Oönüşumludur NEŞE GÜLERSOY'u İZMİR ECZACI ODASI YÖNETİM KURULU Askeri kimliğimi kaybettim. Hükümsüzdür. AHMET ÇALIŞKAN ölümünün 7. yılında saygıyla anıyoruz Dr. ERDAL ATABEK Hastalannı kabule başlamıştır. Bahariye Cad. 96/3 Kadıköy Td.: 358 23 22336 04 49 (Bastarafı 1. Sayfada) deole protesto edecektir" dedi. Sözcü daha sonra, Türk savaş uçaklannın, 24 haziranda "17 kez Atina FIR hattana tecavüz ettiklerini, a>nca 11 kez de Yunan ulusal hava sahasııu ihlal ettiklerini, 25 haziranda da 7 kez Atina FIR hattma tecavüz ve 3 kez hava sahasını ihlal ettiklerini" belirtti. Ancak sözcü, söz konusu "ihlal" olaylarının, 10 mil mi yoksa 6 mil içinde mi olduğunu açıklamadı. Yunanistan. bilindiği gibi, Ege'deki adalann ulusal hava sahasını 10 mil olarak kabul ediyor ve bu sahanın 1931'den bu yana geçerli olduğunu savunuyor. Oysa Türkiye, söz konusu adalann 6 millik hava sahası olduğu görüşünu savunuyor. Dolayısıyla, Türk savaş uçaklan 610 mil arasında uçarken, Yunanistan bunu "ihlal" olarak kabul ediyor. Bu durumda, Yunanistan'ın Ankara'ya Uettiği protestolar, "ihlal" olarak kabul edilmediği için reddedilerek geri çevriliyor. öte yandan, İlk Heder86 tatbikatları son aşamasına girerken, Yunan Silahlı Kuvvetleri de "Zeus86" adlı ulusal tatbikatlanru sürdürüyor. Yunan gazeteleri, Cumhurbaşkanı Kenan Evren, Basbakan Turgut Özal ve Savunma Bakanı Zeki Yavuztürk'ün "Ük Heder86" tatbikatlarımn sahici mermilerle yapılacak son bölümünü izleyeceklerini duyurdular. Aynı şekilde, Yunan Silahlı Kuvvetleri'ni denetleyen Yunan Savunma Bakanı ve Basbakan Yardımcısı Yannis Haralambopulos'un, "Zeus'86" tatbikatlarımn Ege'de gelişecek ve cumartesi günü sona erecek son aşamasım izleyeceği açıklandı. öte yandan, a.a!nın haberine göre Atina hükümetinin yaygarasma, Atina^nın iddiası Yunan basını da kaüldı ve gazeteler iki Türk destroyerinin Istanköy ve Kılımlı adaları arasmda Yunan bölgesine gırdıklerinı yazdı. Konuya ilişkin haberlerde, Türk savaş gemilerinin Yunan adalanna çok yaklastıklan, bir sivil feribotla karşılaştıklan ve feribot yolculannın "çok korktoklannı" öne sünildü. Yunan Deniz Kuvvetleri yetkilileri ise, basının tahriklerine kapılmadılar ve adalarda bir ihlalin söz konusu olmadığını, Türk gemilerinin "zararsız geciş" yapuğuıı açıkladılar. (Bastarafı 14. Sayfada) ler düzenleyip, yazılar yazmaktalar, özgürlüklerin bunca kısılmış oldugu dururnda, bu alanlarda anlamh gelişmeler sağlamak çoz zordur. Ama ellerinden geleni yapıyorlar ve çabalarını onlar da rejime karşı birleştirmiş durumdalar. Bu birlik, halka direniş gücü vermektedir. Gençligin dunımu, gelecek için diişünceleri... LAGOS Bütün halkın ortak sorunu bu rejimden kurtulmak, onun için gençlerde de durum aynı, daha ileriyi düşünmelerine imkân yok. Herkesin en önemli sorunu bir an önce bu rejimi çalışmaz hale getirmek daha sağlıklı bir rejime geçmek. Fakir bölgelerde yapılan istatistiklere göre 30 yaşın altında çalışmak isteyenlerin yüzde 6O'ı işsiz. Böyle bir gençliğin ileriye iyimser şekilde bakmasına imkân yok. ABD
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle