Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
27 HAZİRAN 1986 Ozetle DIŞ HABERLER CUMHURtYET/3 Gromika, Lübnan MecUs Başkanı ile görüştü Sovyetler Birliği Devlet Başkanı Andrei Gromiko, dün Lübnan Parlamento Başkanı Hüseyin Hüseyni'yi kabul ederek, ülkedeki iç savaşa son verilmesinin yollarinı görüştü. Sovyet resmi haber ajansı T4SS, Moskova'da , bulunan Lübnan pariamento heyetinin, Gromiko'yta yapdan görüşmede, Israilln Güney Lübnan'dan geri çekilmesini ele aldığırıı bildirdi. Ajans, Hüseyni Ue Gromiko'nun Ortadoğu'daki gergin durumun sorumlulanntn, ABD ve Israil olduğu konusunda görüş birliği içinde buhınduklannı da beürttL (a.a.) Reagarfın Kongrelde zaferi Somoza'nın muhafızları Nikaragua'da 19 Temmuz 1979 yılında diktatöriük rejimini devirerek iktidara gelen Sandinist yönetimi devirmeye çalışan karşıdevrimciler (Contralar), eski diktatör Anastasio Somoza'nın muhafızlanndan oluşuyor. Contra örgütlerinden Nikaragua Demokratik Güçleri, Nikaragua'nın kuzeyinde faaliyet gösteriyor. Geçen ay Sandinist yönetime karşı savaşmaktan vazgeçerek Kosta Rika'ya stğınan Eden Pastora ise ülkenin güneyinde faaliyet gösteren Contra örgutünün lideriydi. Pastora'ya, Sandinistlerin safında Somoza diktatörlüğOnün devrilmesinde oynadığı büyük rol nedeniyle Sandinistler tarafından "Komutan Sıfır" unvam verilmiştL Pastora, daha sonra karşıdevrimci otmuştu. tik yardım tasansımn mecliste kabul edilmesini sağladılar. Tasan, 100 milyon dolarlık Amerikan yardırrunın 40 milyon dolarlık bölümünün hemen Contralar'a verilmesini öngörüyor. Bu 40 milyon dolarlık yardım miktanna askeri malzemeler de dahil. Geri kalan yardımın 20 milyon doları önümüzdeki 1 ekimde, 40 milyon dolan ise 1987 şubatında verilecek. Ekim ve şubattaki yardım dilimleri için Temsilciler Meclisi'nde yeniden oylamaya gidilecek. Ancak Temsilciler Meclisi'nin bu yardımlan onaylamaması durumunda Reagan vetosunu kullanabilecek. Temsilciler Meclisi'nin bu vetoyu aşabilmesi için üçte iki çoğunluğu sağlaması gerektiğinden, Contralar'a yardımın ikinci ve üçüncü bölümlerinin meclisten geçmemesi olanaksız görülüyor. Temsilciler Meclisi'nin dunkü genel kurul toplantısında, Demokrat Partili temsilci Lee Hamilton tarafından verilen ve sadece komşu ülkelere sığınan Nikaragualı mültecilere 27 milyon dolarlık yardım yapılmasını öngören değişiklik önergesi reddedildi. Yine Demokrat Partili Temsilcilerden Michael Barnes ve Leon Panetta tarafından yapılan ve Contralar'a daha önce verilen 27 milyon dolarlık yardım aklanıncaya kadar hiçbir yardım yapılmaması önerisi de Temsilciler Meclisi'nde benimsenmedi. Genel Kurul sadece, Demokrat Temsilci Robert Mrazek'in ABD askeri ve sivil personelinin Nikaragua sınırma en az 20 kilometre uzaklıktaki bölgede karşıdevrimcileri eğitmesi ve istihbarat sağlaması yolundaki değişiklik önerisini kabul etti. Nikaragua'nın Sandinist Devlet Başkanı Daniel Ortega oylaNikaragua'da 1979 yılında iktidara gelen Sandinist yönetimi devirmeye çalışan karşıdevrimciler, eski diktatör Somoza 'nm muhafızlanndan oluşuyor. Karşıdevrimciler, Honduras ve Kosta Rika'da Amerikalı subaylar tarafından eğitiliyor. ABD Contralar a istihbarat da sağlıyor. Karşıdevrimci liderlerden çoğu Washington ve Miami'de yaşıyor. Temsilciler Meclisi, Nikaragualı karşıdevrimcilere askeri yardımı onayladı Madrid'de ElAl bürosunda patlama MADRİD, (AP) Ispanya'nın başkenti Madrid'deki Barajas Havaalam'ndaki Israil El Al Havayollan bürosunda dün akşam şiddetli bir patlama oldu. En az Uç kişinin yaralandığı patlama ile ilgili olarak iki kişinin gözaltına alındığı bildiriliyor. Barajas Uluslararası Havaalanı sözcüsü tarafından yapılan açıklamaya göre, şiddetli patlamaya El Al Havayollan Bürosu'na yerleştirilmiş bir bomba yol açtı. Yaralananlar arasmda yolcuların bulunmadığı, havaalanında görevli üç kişinin yaralandığı haber verildi. Patlama srrasında havaalanından MadridTel Aviv seferini yapan bir uçağın havalanmak üzere olduğu öğrenildi. Havaalanı yetkilileri, patlama ile ilgili olarak tutuklanan iki kişinin Arap olduklarını, ancak milliyetlerinin henüz belirlenmediğini açıkladılar. Roma ve Viyana havaalanlanndaki El Al bürolarına karşı geçen yıl aynı gün düzenlenen saldırılar, çok sayıda kişinin ölmesine ve yaralanmasma yol açmıştı. DtJNYADA BUGÜN ALt SİRMEN Bir Mektup... önceki gün İzmir dönüşü masamın üzerinde birikmiş mektuplar arasında şu asağıdaki mektubu buldum. içeriği dolayv sıyla mektubu yayımlamayı, gereklinin de ötesinde görev olarak kabul ettim. Şimdi Manisa Turgutlu'dan atılan mektuba birlikte gözatalım: "Sayın Ali Sirmen, 13.6.1986 günkü Cumhuriyet gazetesindeki yazınızı okurken benim yaşadıklanmı da bilmenizi istedim. Belki okurlannıza da yansrtırsınız. Eski bir öğretmenim, 1402 ile görevden atılanlardan. 19 eylül 80 2 aralık 80 gözattı olmak üzere, 23 ay tutuklu kaldım. 20 ayım Diyarbakır Askeri Cezaevi'nde geçti. Size yaşadıklarımın çok küçük bir bölümünü aktanyorum, anlattıManm bu döneme aittir. Biz cezaevinde hiç açık görüş yapmadık. Normal gorüşmelerimizin çoğunda ise yerlerde sürünerek, dayak yiyerek gidip geldik. Ek olarak da kurt kopeğinin eşliginde gider gelirdik. Biz görüşme anında dayak, küfür yerdik, coplanırdık. Bizim görüşler bir dakika veya daha az sürerdi. "Nasılsıntz?" başlar, "Sizler nasılsınız?"la biterdi. Bizim dışardan temiz torbalarımız gelmezdi. Gelebildiği ilk dönemlerde de yağmalanır, artıkları gelirdi. Bana gönderilen bir çift botu göremedım bile. Tutukluya verilen giysiler de parçalanıp verilirdi. Biz avluya çıkıp volta atamazdık. Ya topluca dayak yemeğe, ya çınlçıptak soyulup aranmaya ya da eğitim iskencesi görmeye çıkardık. Biz televizyon izleyemez, radyo dinleyemez ve gazete okuyamazdık. Biz eve haber gonderemez, tel çekemez, dilekçe veremez, mektup yazamaz, telefon ettiremezdik. Hatta mahkemeye bile ne dilekçe verebilir ne de yaztlı savunma yapabilirdik. (Pişrnanlık belgeleri hariç.) Biz mahkeme salonlarında bile duruşmaya gelenlerle bakışamaz, selamlaşamazdık. Biz elleri arkadan kelepçeli, hepimiz birbirine zincirle bağlı olarak, dayak yiye yiye mahkemeye gider gelirdik. Biz banyo yapamazdık, doyasrya yemek yiyemez, su icemezdik. On kişi bir permatikle traş olurduk. Biz sevincimizi veya üzüntümüzü açıkça belli edemez, ağlayamaz veya gülemezdik. Biz eğitimde, adımımızı yanlış attığımız, kolumuzu az salladığımız veya ayağımızı çok şiddetli yere vuramadığımız için, falakaya yatınlır, bok çukuruna sokulurduk. Sırtımızda sopa parçalanır, lağım suyu içirilir, yemeğimiz verilmez, kantinimiz kesilirdi. Biz bir günde, bir çuval dolusu sarmısağı (elli kişi kadardık), altmış kile sivri biberi yemek zorunda kalırdık. Karpuz ve kavunu kabuğuyla, üzümü çöpüyle yemek zorundaydık. Bize gelen paranın bir kısmını boya, tiner, fırça, karton, kalem bayrak.... vs. vermek zorundaydık. Haftada iki bin TL.'den fazla paramız gelmezdi. Gelen paranın kimden geldiğini bilmek zorundaydık. Teyzemiz, dayımız, halamız, yeğenlerimiz, soyadı bizimle aynı olmayan hiç kimse görüşümüze gelemezdi. Hücre denilen yerde lağım suyu içine atılır, bazen bir kişilik hücreye, kırk elli kişi tıkılırdık, Arama yapıyoruz diye, tüm eşyalarımız parçalanır, çakmak, dolmakalem saz vs. aletlerimizin tümü, gaspedilirdi, yağmalanırdı. Bu işlem en az haftada bir yapılırdı. "İstirahat et" "sigara serbest" demeden sigara içen iyice benzetilirdi. Sık sık tüm sigaralara el koyma cezası uygulanırdı. Bazen de, koğuşun kapı ve tüm pencereleri kapatılır, her tutuklu beş sigarayı aynı anda içmeye zorlanırdı. iki yüz elli sigara dumanı, aynı anda otuz metrekaretik koğuşu dotdurur, soluk alamaz hale gelirdik. Her gardiyan aynı zamanda savcıydı, yargıçtı. Bize gelen her türlü yazı, tebliğ ya da iddianame, önce onlar tarafından okunurdu. Ardından sorgumuz başlardı. Dayaklı, küfürlü, falakalı. İddianamede ağır suçlamalar varsa, her gün her an sorgumuz sürer giderdi. Ek olarak bacaklarınızdan asılırdınız. Bu işlem tecrit denilen hücrelerde, dışardan gelen büyüklerce de geceleri uygulanırdı. Her sabah, her akşam sayılırdınız. Sayım sırasında sayınızı yanlış söyledinizse, veya duraksadıysanız iyi bir meydan dayağı yerdiniz. Bazen bu sayım gece geç saatlerde ekstra olarak tekrarlanırdı. Günde en az dört defa İstiklal Marşı, "Gençliğe Hitabe" ve 'Türküm doğruyum" topluca okutulurdu. Avluda 912 veya 1417 saatleri arasında acemi er eğitimi her gün yaptınlırdı. Bu eğitim sırasında dayak yemeden koğuşa dönen enderdi. Koğusa dönünce ya Kenan Evren'in yazdığı "Atatürk ilke ve İnkilaplan" veya "Nutuk" bir kişi tarafından cümle cümle okunur, tüm tutuklular tarafından tekrarlanırdı. Sizden bu kitapların cümle cümle ezbere bilinmesi istenirdi. Her gün en az beş saat bu iş yapılırdı. Ses tonunuz (koğuşun) beğenilmezse en ağır cezaya çarptırılırdınız. Ayrıca yazılı ve sözlü sınav yapatiardı. Sonuç beğenilmezse, falaka devri başlardı. Her işi her olay işkence yapmak için bir fırsattı gardiyanlara. Biz "vatan haini" idik, acemi askerdik, köleydik. Ama biz sıkıyönetim komutanlığının, bağımsız askeri mahkemenin teminatı altındaydık. Ama biz iç guvenlik amiri Yüzbaşı Oktay Yıldıran'ın zevklerini tatmin ettiği araçlardık. Bunlar çektiğim, çektiğimiz acıların çok küçük bir bölümü. Cop sokulanlar, öldürülenler, sakat bırakılanlardan söz etmedim. isterseniz gazetede yayımlayabilirşiniz. Onlan da size yazmak gerekirse gelip anlatmak isterim. İsmim ve adresim sizde kalsın gerekirse açıklayın..." Yazanınm adı ve adresi açıkça belirtilmiş olan bu mektubu yayımlamayı bir görev bildim. Ben hapishane ile ilgili olarak, içinde uzun süre yaşadığımız Sağmalcılar hapıshanesinin bulunduğum koğuşlarındaki yaşamı anlattım. Orada bize nasıl davranıldıysa onları soyledim. Bunu yaparken de, içinde bulunduğumuz koşulların çok özel olduğunu, adeta bir "güleryüzlü hapishanecilik" uygulamasına uğradığımızı, ancak buradan genellemeye gidilmesinin yanlış olduğunu, örneğin Metris'te tutuklu bulunan Sayın Reha İsvan'ın çok değişik koşullar altında olduğunu özellikle vurguladım. Ne iyi ki, Reha İsvan'ın yaşadıkları, Zeynep Oral : ın kaleminden "Bir Ses" adıyla yapıtlaştınldı. Erbil Tuşalp'in "Bin İnsan" ve "Bin Tanık"ı ile birlikte, yarınlara yürekler parçalayıcı uygulamaların, en güç koşullarda onurunu ve benliğini yitirmeyen insanlarımızın tanıklığı olarak kalacak bu katemin yüreğin kanına batırılarak yazıldığı kitaplar. öğretmen arkadaşımızın yukarıdaki mektubunda yazılan davranışlarla karşılaşmış birçok kişi ile hapishane içinde ve dışında konuştum. Metris Askeri Ceza ve Tutukevi'nde kaldığımız 35 günlük süre içinde, bu davranışlardan bir bölümüyle kişisel olarak karşılaştım veya bir bölümüne tanık oldum. Bunların hepsinin doğru olduğuna inanıyorum. Yaşadıklarım, gördüklerim, duyduklarım bunların doğruluğu konusunda kesin yargıya varmama neden oldu. Türkiye bu dönemin utancını üstünden atmak ve bir daha benzeri olayları yaşamamak istiyorsa, bu ıddialann üzerine göstermelik olarak değil, gerçekten içtenlikle ve ciddiyetle gitmek zorundadır. "Bunlar ülkemizi küçük düşürmeye yönelik yalanlardır" yollu nafile teselliler hiçbir ise yaramadığı gibi, uygulamaların sürmesi sonucunu doiğurur. Hiçbir yurttaş kendi ülkesini küçük düşürmek istemez. Hapishanede 35 günlük süre dışında kötü davranışla karşılaşmamış olan bizler, nasıl doğruyu söylüyorsak, kötü davranışla karşılaşanlar da doğruyu söyluyorlar. Bu mektup binlercenin arasından yalnızca biridir. Yetkili ve de etKililerin kıllarını bile kıpırdatmayacaklarını bilsem de yine de bu mektubu yayımlamanın bir görev olduğuna inanıyorum. Çünkü kamuoyunun tepkisipnlan da harekete geçirecek gücü bağrında barındırmaktadır! Güney Afrika'da 5 öliİ daha Irkçı Güney Afrika'da, son 24 saat içinde meydana gelen "kanşıkhklarda" 5 kişinin daha öldüğü bildirildi. Hükümet Enformasyon Bürosu tarafından yapdan açıklamaya göre, ülkede 12 haziranda olağanüstü durum ilan edümesinden bu yana, ölenlerin sayısı 66'ya yükseldi. Enformasyon bürosunun açıklamasında, Johannesbourg'ta iki kişinin polisle, iki kişinin de yine aynı kentteki örgüt elemanlan arasmda çıkan çatışmalarda öldüğü kaydedildi. TANJU AKERSON VVASHINGTON ABD Başkanı Ronald Reagan'ın Nikaragua'daki Sandinist yönetimi devirmeye çalışan karşıdevrimcilere (contra) 100 milyon dolarlık yardım yapılması planı önceki gün Temsilciler Meclisi 'nde 209'a karşı 221 oyla kabul edildi. Kongre'ye karşı büyük bir zafer kazanan Başkan Reagan, Santa Barbara'daki çiftliğinden dün yaptığı açıklamada, davalannın "özgüriuk davası" olduğunu ve bu "haklı davanın zafere ulaşacagını" söyledi. Başkan Reagan'ın bizzat yaptığı lobi çalışması sırasında Demokrat Partililerin çoğunlukta olduğu Temsilciler Meclisi'ndeki 51 Demokrat temsilci, Cumhuriyetçilere katılarak Reagan'ın desteklediği 70 milyon dolarlık askeri, 30 milyon dolarlık lojis Kipriyanu Fransa'ya gidecek Kıbns Rum yönetimi lideri Spiros Kipriyanu'nun 3 temmuzda Fransa'ya gideceği bildirildi. Kipriyanu, flarisie Fransa Cumhurbaşkanı François Mitterrand ve Başbakan Jacgues Chirac Ue de görüşecek. Görüşmelerde özellikle Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Perez de Cueüarhn son girişimi ışığında, Kıbns sorununun çözümüyle ilgili son gelişmeler ele altnacak. (a.a.) madan sonra Nikaragua televizyonunda yaptığı konuşmada, "Tasannın Temsilciler Medisi'nde onaylanması, ABD'yi Nikaragua yı işgalin eşiğine getiren savaşçı politikasının bir kanıüdır" dedi. Daniel Ortega, Başkan Reagan'ı "Nikaragua'ya karşı, Hitler'inkinden daha faşist ve terörist bir politika gütmekle" suçladı. Temsilciler Meclisi'nde kabul edilen askeri ve lojistik yardım tasansının Cumhuriyetçilerin çoğunlukta bulunduğu Senato'da da onaylanması kesinlik taşıyor. Böylece ABD yönetimi ilk kez karşıdevrimcilere açıkça askeri destek vermiş olacak. Amerikan Merkezi Haberalma örgütü C1A ise karşıdevrimcilere daha önce de gizli askeri yardım yapıyordu. CIA'nın 19811984 arası Sandinist yönetime karşı sürdürdüğü gizli savaş, "ABD'nin kirli savaşı" olarak niteleniyordu. ABDİngiliz ortak nükleer denemesi îsviçre'de Türk mescidi yakıldı îsviçre'nin St. Gatten kantonunda, Türklerin yoğun olarak butiınduklan Basenheit kentindeki Fatih Mescidi dün sabaha karşt meçhul kişiler tarafından yakıldı. Fatih mescidi bundan 6 ay önce de kundaklanmış ve meydana gelen hasar 35 bin frank (yaklaşık 12 milyon TL.) harcanarak tamir edttmişti. Mescit yöneticisi Mevlut Kaya, bu defaki hasarın daha da büyük olduğunu bildirdi. Mescidi geçen defa yakanlar yakalanamamıştı. Poüs, olayın aydınhğa çtkması için tüm gücüyle çahşüğmı bildirdi. Yugoslavya Komünist PartisVnin 13. Kongresi başladı Tito'iııuı eşi toplantıya alınmadı Dış Haberler Servisi Yugoslavya Komünist Partisi'nin 13. Ulusal Kongresi önceki gün çalışmalanna başladı. Gözlemciler gündemdeki en önemJi konunun ülkenin içinde bulunduğu ekonomik bunalım olduğunu ve toplantıda bu bunalımdan kurtulma yollarınm tartışılacağıru belirtiyorlar. 23 üyeden oluşan Parti Prezidiyumu Başkanı Vidoje Zarkovic, ülkede giderek ağırlaşan ekonomik sorunların çözümü için radikal önlemler ahnması gerektiğini söyledi. Ancak gözlemciler, tartışılmakta olan ekonomik önlemlerin, geçmişteki ekonomik politikadan pek farklı olmadığını belirtiyorlar. Yugoslavya'nın eski Devlet Başkanı Mareşal Josip Broz Tito'nun dul eşi Jovanka Broz'un toplantıya alınmaması ise herkesin dikkatini çeken ilginç bir gelişmeyi oluşturdu. Görgü taruklarının belirttiğine Yugoslavya'da enflasyon % 8 0 23 milyon nüfusiu Yugoslavya'nın devlet şeklı federasyon. Altı cumhuriyet ve iki özerk bölgeden oluşuyor. Cumhuriyetler, Sırbistan, Makedonya, Bosna Hersek, Hırvatistan, Slovenya ve Karadağ, özerk bölgeler ise Kosova ve Voyvodina. 1970'lerde hızlı bir büyüme güsteren Yugoslav ekonomisi, son yülarda büyük bir bunalıma girmiş durumda. 1985 sonunda ülkenin dış borçlan 18.5 milyar dolara ulaşmış durumda idi. Yöneticileri en fazla kaygüandıran sonın ise enflasyon. Ülkede enflasyon oranı halen %80 oramnda seyrediyor. Yuksek enflasyon nedeni ile Yugoslav matlan dış piyasalarda rekabet yeteneğini kaybettiğinden dışsatım istenilen oranda gerçekleşemiyor. Ekonomik bunalım, . cumhuriyetler arasındaki itişkileri de olumsuz yönde etküeyerek, ülkenin hassas sosyal dokusunu tehlikeye duşürüyor. Hırvatistan ve Slovenya gibi zengin cumhuriyetler, sömürüldüklerini ileri sürüyorlar. göre, Bayan Jovanko oncekı gun otomobili ile toplantı binasının önune gelerek, içeri girmek istedi. Bayan Jovenka ile kapıdaki görevliler arasında kısa bir konuşma oldu ve görevliler Bayan Jovenka'yı içeri almayarak otomobiline kadar refakat ettıler. Görgu tanıkları Bayan Jovenka'nın toplantı binasına giriş kartını taşımadığını belirttiler. Mareşal Tito, 1980 yılında oldukten sonra dul eşi ile Belgrad hükümeti arasındaki ilişkiler ger ginleşmişti. Bayan Tito, şubat ayında yaptığı açıklamada, Tito 1 nun ölümunden sonra Belgradın lüks semtinde yaşamakta olduğu villadan çıkartıldığını ve yanına ancak kişisel eşyalannı almasına izin verildiğini bildirmişti. Yugoslavya Komünist Partisi, yöneticilerin etkinliğini azaltıp merkez komitesinin yetkilerini arttıran önlemler alıyor. Yugoslav Komünist Partisi toplantısında getlrilen tüzük değişikliği onergeleri, federe cumhuriyetlerdeki parti yonetimlerinin federal parti ruhundan uzaklaşmaları durumunda, merkez komitesinin "özel kongre" toplamasını ongoruyor. Önergeler partinin yerel merkez komite üyelerinin seçim şeklinde de değişiklik getiriyor. Yetkililer, tuzuk değişikliklerinin, cumhuriyetlerdeki parti organizasyonlarının özerkliğine dokunmayacağını söyluyorlar. Cenevre görüşmeleri sona erdi ABD ve Sovyetler Birliği arasmda Cenevre'de yapılan silahsızlanma görüşmelerinin 5. turu, dün ABD 'nin Birleşmiş Miletler Temsüciüği'nde yapılan toplantıyla sona erdi. Sovyet Deîegasyonu Başkanı Viktor Karpov, toplantıdan sonra 8 mayıs tarihinde başlayan görüşmelerde, Uerleme sağlanıp sağlanmadığı konusunda kendisine yöneltilen birsoruyu, "Ben fark etmedim'" şeklinde cevaplandvdı. 6. turgörüşmelerin 18 eylülde başlaması bekleniyor. (a.a.) ABD, tsraiTle Suriye'nin çatışacağına inanmıyor WASHINGTON, (a.a.) ABD ve Ingiltere, Nevada Çölü'nde ortak bir yeraltı nükleer denemesi gercekleştirdiler. Amerikan Enerji Bakanlığı "Danvin" adı verilen yeraltı nükleer denemesinin gücünün 20 ile 150 kiloton (20 bin ile 150 bin ton TNT) arasmda değiştiğini açıkladı. Enerji Bakanlığı'nın açıklamasında, bu denemenin, atom enerjisinin karşılıklı savunma amaayla kuüanılması için iki ülke arasmda 1958 yılında imzalanan anlaşma çerçevesinde îngiltere'nin isteği üzerine yapıldığı belirtildi. Söz konusu deneme, Sovyetler Birliği'nin ağustos 1985'te tek taraflı olarak ilan ettiği moratoryumdan bu yana açıklanan altına deneme oluyor. ABD, aym dönemde resmen açıklanmayanlarla birlikte 13 nükleer deneme gerçekleştirdi. ABD, 1963 yılında atmosferde nükleer deneme yapılmasını yasaklayan anlaşmayı imzalamasından bu yana nükleer denemelerini hep yeraltında gerçekleştiriyor ve patlamaların gücü 150 kilotonla sınırlı kalıyor. Ingiliz Işçi Partisi, Ingiliz hükümetinin nükleer deneme gerçekleştirmesini şiddetle protesto etti. Peru'da trene bombak scddırı Avrupalı ve Amerikalı turistlerle dolu trende patlayan bomba 7 kişinin ölümüne, 28 kişinin yaralanmasma yol açtı. CUZCO, (AP) Peru'da And Dağlan eteklerindeki bir yolcu trenine önceki gün yapılan bombalı saldında 7 kişi öldü, 28 kişi yaralandı. Maocu Aydınlık Yol gerillalarının gerçekleştirdiği sanılan saldında ölenlerin Avrupalı turistlerden ve iki Amerikalıdan oluştuğu bildiriliyor. Başkent Lima'daki yetkililerin bildirdiğine göre bombalı saldınnm sorumluluğu henüz hiçbir örgüt tarafından ustlenilmedi. Polisin olayla ilgili olarak 6 kişiyi tutukladığı bildiriliyor. Yetkililer, Peru'da son zamanlarda teror eylemlerinde meydana gelen artış nedeniyle sosyal demokrat hükumetin sert onlemlere başvurabileceğini belirtiyorlar. Bu arada Peru'da kısa sure once uç cezaevinde meydana gelen isyanın askerler tarafından kanlı şekilde bastınlması ile ilgili olarak 95 polis ve subayın tutuklandığı bildiriyor. Peru Devlet Başkanı Alan Garcia radyo ve televizyondan yaptığı konuşmada, guvenlik yetkililerinin isyandan sonra ellenni kaldırarak teslim wıaıı t u ila ıaK IC31UI1 olan 40 lld Belçika'da uçak kazası: 3 ölü Belçika'da Mirage 5 tipi bir askeri uçakla Morane tipi özel bir uçağın BelçikaAlmanya sının yakınlarmda çarpışması sonucu 3 kişinin öldüğü bildiriliyor. Belçikalı askeri yetküüer tarafından yapılan açıklamada, ölen 3 kişinin özel uçağın yokulan olduklan, askeri uçağın pilotunun ise otomatik koltukla atlayarak kurtulduğu kaydedildi. 50 mahkumu öldürduklerinin saptandığını belirterek, "Karşısında sessiz kalamayacağım bir suç işlenmiştir" dedi. Peru'daki üç buyuk cezaevinde bulunan Avdınlık Yol gerılla örgutune bağh tutuklular geçen hafta isyar. etmişti. Alan Garcia, isyanın bastınlması için orduya emir vermişti. Garcia önceki gun yaptığı konuşmada, "ordu birliklerine, isyana yasal sınırlar içinde müdahale etmelerini emrettigini" söyledi. Peru'daki şiddet olayları, bu ülkedeki Sosyalist Enternasyonal toplantısı ile aynı ^ajjıaııa rastlıyor. ııl zamana l a a ı ı ı j u ı . ı VVASHINGTON, (a.a.) Amerikan hükümeti, Suriye ile Israil arasında silahlı bir çatışma çıkacağına ilişkin hiçbir belirti bulunmadığını bildirdi. Amerika Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Charles Redman, "Bizim de bir süre önceki değerlendirmemiz aynı yöndeydi. Ancak, bir tarafın diğerine saldırma niyeti taşıdığına dair belirti yok" dedi. İngiltere'de yayımlanan haftalık "Jane's Defense Weekl> ", "Surije'nin Golan Tepeleri'ni tekrar ele geçirebilmek için bu yıl İsrail'e karşı sınırlı bir savaş başlatma niyetinde olduğunu" yazmıştı. Dergi, Suriye"nin 36 saatle sınırlı sürpriz bir saldınya geçeceğini ve daha sonra BM gözetiminde ateşkes ilan edilmesıne çalışacağını öne ciırmüctlî sürmüştü. Newsweek,tanınmış Sovyet yazar Andrei Voznzenski ile görüştü BÜYÜK VE TANINMIŞ BİR HOLDİNGE BAĞLI DIŞ TİCÂRET ŞİRKETİ • Tercihan kambiyo, verqi hukuku ile ithalat ve ihracat muamelelerinde deneyimli, • Dispositif Hukukta etkin, • İyi derecede İngilizce bilen, • Seyahate mani hali olmayan, • FullTimeçalışabilecek, • 45 yaşını geçmemiş. Gorbaçov ohmıhı yolda "Bu yıl daha önce yayımlanması mümkün olmayan birçok şiirim ve yazım çıktı." Dış Haberier Servisi Ülkesının ekonomik politikasında belli bir reform hareketi başlatan Sovyet lideri Mihail Gorbaçov'un yazarlar ve sanatçılarla ilgili tutumu pek açık değil. Sovyet Yazarlar Birliği'nin gelecek hafta düzenlenecek kongresi bu konuda belki biraz daha fazla fikir verebilecek. Ülkesinde saygın bir yazar olan Andrei Voznazensld, Moskova'da Newsweek dergisi muhabirinin sorularını yanıtlarken, Gorbaçov döneminin bugüne değinki kültür politikasına ışık tuttu. Aşağıda bu konuşmanın geniş bir özetini veriyoruz. Bugüniin Sovyetler Birliği'nde egemen olan sanatsal havayı anlatır mısınız? VOZNEZENSKt Geçenlerde ülkemde olup biten birçok korkunç şeyle ilgili çok sert bir yazı yazdım. iki >ıl önce bunun yayımlanabileceğini düşünmek bile imkânsızdı. Şimdi ise yayımlanabileceğini düşünüyorum. Bu yıl, bir yıl önce olsa yayımlanması mümkün olmayan birçok şiirim ve iki yazım çıktı. Ülkemiz şimdi tek renkli bir toplum değil. Yüksek düzeyde pek çok kişinin düşünüş tarzlannı değiştirmiş olduğuna eminim. Gorbaçov iyidir. Yeni bir şeyler yapmak istiyor. Neden söz konusu yapıtlaruuz geçen yıl sansiır edilmişti? VOZNEZENSKİ Yolsuzluklar, bürokrasi ve taze fıkirlere karşı tutuculuk konusunda çok sert sözcükler kuüanmıştım. Peki şimdi eleştirel yazılar yayımlanmasuun pratik bir etkisi oluyor mu? VOZNEZENSKİ Bizde gazete ve dergiler çok önem taşır. Okurlardan yazolanmın olumlu etkisinin olduğunu bildiren pek çok mektup aldım. Sizce yönetim neden bu tür yazılara artık izin veriyor? VOZNEZENSKİ Çünku yönetim artık geçmişteki tutucu düşünme biçiminin ekonomiyi durma noktasına getirmiş olduğunu ve tutuculuğa bir son vermedikçe ilerleme kaydedilemeyeceğinin bilincine vardı. Güçlti bir ekonominin sanat üzerindeki etkisi ne olmalı? VOZNEZENSKt Eğer ekonomi ilerici ise sanatedebiyat dünyasının gerici kalması imkânsızdır. Ben şairim. Ekonomiden fazla anlamam. Benim halkıma yapabileceğim, yeni bir bakış açısı sunabilmektir. sonuç olarak temelde ülkenin sanatsal yaşamında siyasal bavanın ağırlıgı var diyorsunuz. VOZNEZENSKİ Evet kesinlikle. HUKUKÇU (AVUKAT) İlgılenenlerin fotoğraflı ozgeçmışlerını en geç 3 Temmuz 1986 tarıhıne kadar, Reklam Ajansının Şehit Muhtar Caddesi No: 70/6 Taksim adresine göndermelerı rıcaolunur. Uyuşturucu maddelere ahşmanın ilk adımı ALKOL'dür. YEŞİLAY