21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26 HAZÎRAN 1986 KÜLTÜRYAŞAM CUMHURtYET/S YfflN DÜNYASEVPA İNCELEME ARAŞTIRMA YÖNETEN ŞAHİN ALPAY HAYVANLAR İSMAIL GÜLGEÇ 4RTIK CA XJ A BtpLA PEMBt ' 6 U DUNYA Atlaslı Büyük Uygarlıklar Ansiklopedisi Güzel ve dikkatli bir özet Francis Robinson, ÎSLAM DÜNYASI, Çev. Mete Tünçay, Atiash Büyük Uygarlıklar Ansiklopedisi, Cilt 1, Iletişim Yayınları, 1986, 240 s. İSMAİL KARA tirilemeyecek bilgiler verilirken önemli ve gerekli noktalar da atlanmıyor. Islam tarihi için yazann yoğunlaşürarak vermeye çahştığı çerçeve gerçekten emek mahsulü. özellikle Uzakdoğu ve Afrika Müslümanlan hakkında aktanlan bilgileri Türkçe başka kaynaklarda bulmak mümkün Bu genel konular bir yana Islam Dünyası'nda Islam kültürüyle yakından ilgilenen insanlann büe faydalanacaklan kısımlar var. Özellikle, "Islama karşı Batıh rntumiar" (s. 1216. Batılüann Islama bakışı "vahşei, tinsellik, yobazlık" gibi üç kelimeden daha güzel nasü özetlenebilir), "Tasavvuf" (s. 2734, 118124), "DüzeJtim ve canlanıs" (s. 114125), "20. yüzyılın ortalanna kadar Avrupa'nın yükselişi ve lslamın buna karşıhk vermesi" (s. 126153), "20. yüzyılın ikinci yansmda lslamın Bu /APZaiX4 7£2. CltcAfcPIN \ V NE wve AMIWC^K. 1 BAK&4NA ^ / "Son 14 yüzyıldır İslamiyetin ortaya çıkışı ve Müslümanlann yeryüzündeki öteU insanlaria etkfleşimi, dttnya tarihinin büyük öykülerinden biridir. tslamın koydufu varolus kalıbı, insanlann beffibaşlı yaşanuı yoDanndan biridir. lslamın geürdiği vaşama amacı, insanlann hayata bir antam vermelerinin başbca yollanndan biridir. Yahnzca bn olgubur bie tslamııı üstüne egümemizi gerektirir." F. Robinson "Onsöz"üne böyle başhyor. Hedef olarak aldığı üç şey var: 1. Islam tarihinin özellikle son 500 yılı için bir çerçeve sunmak, 2. tslam dünyasında yaşanan hayaü tespite yönelik bilgiler vermek, 3. Islam dünyası iıstüne geniş bir görüşe ulaşmak için bir temel sunmak." "Vnknfla ve revkle" hatlanyla Hz. Peygamber'in hayatımn olmayışı önemli bir eksiklik. "tnanç ve uygnlama" (s. 3639) başhğını taşıyan ve üıanç esaslan ile ibadetler üzerinde duran 3 sayfalık kısım çok yetersiz. Tasavvuf ve güzel sanatlar dışında Islam kültür birimleri üzerinde ayn olarak hemen hiç durulmamış vb. KİM KÎME DUM DUMA BEHÎÇ AK Cucekr, Dev. de 6İvycr muş I Çeviri sorunlan Kitabın tercümesinde önemsenmesi gereken yanlışlar var. Başka tercüme kitaplarda da yaygın olan bu yanlışlıklar Batı dillerindeki bazı kelimelerin tslam kültüründe (Arapçada) iki ayn keümeyle ifade edilmiş olması ve bu iki ayn kelimenin önemli farkhhklar taşımasından kaynaklanıyor. Birkaç örnek: Bilindiği gibi mudze peygamberler için keramet ermişler için kullamlır. Tercümede bu iki keüme yanlış veriliyor: "Ermişlerin (evİiya) mudze yapma güçterine" (s. 29/2. Ikinci rakam sütunu gösterir), "Ama onun (Abdulkadirin) gösterdigine inanılan pek çok sayıda mucize" (s. 33) vb. Aynı şekilde vahiy (peygamberler için) ve übam, (ermişler için) kelimelerinin yanhş ve ters kullamldığı yerler var (s. 28/2 vb). Bir tasavvuf terimi olan haKfe (şeyhin vekili) birçok yerde "ardıl" olarak tercüme edilmiş. Ardıl bir terim olarak halifeyi karşılamaz. Nitekim yazar (ve tabii mütercim) iki ayn yerde buna isaret etmektedir (18/1, 32/1. Ayrıca bk. 43, 122/1.). Yine tasavvufi bir terim olan seyh'in birçok yerde "usU" şeklinde karşılanması da doğru değil. Mütercim Kitabı Mukaddes'i "Kutsal Kitap" şekline dönüştürmekle de önemli bir yanhşa düşmüştür (s. 37/1). Türkçede Kutsal Kitap diğer kutsal kitaplar gibi Kur'an için de kullamhr, fakat Kitabı Mukaddes yalnız Tevrat ve tncil'i ifade eder, yani "Bible" karşılığıdır. Aynı sayfanın ikinci sütunundaki "fbrahim'in yazılan" "İbrahimin sayfalan" olmalıdır. Hz. Davud'a indirilen kutsal kitabı da Müslümanlar "Mezamir" olarak değil, Zebur adıyla bilirler (aynı sayfa). Düzeltmelerde bir okuma yanlışı var: "Muhammedün abduhi ve resulihi" değil, abduhu ve resuluhu olacak (s. 234/1). 27/2'de yer alan hadisin anlamı ise köşeli parantezle fahiş hatalı bir hale getirilmiştir. Hadiste takva sahibi bir insanın güzel ve erdemli genç bir kadının teklifıni "Ben AUah'tan korkanm" diye reddetmesi söz konusu edilirken tercümede kızla sevişmeden önce yukardaki sözün söylenmesi şekline dönuştürülmuştür. Tercümede Türkçe bakımından zaaflar ve ifade yanlışlıklan da var. Mesela "Kur'an şerhi" (s. 31/1, 176/2). Arapça ve Turkçede Kur'an için şerh kelimesi kullanılmaz, tefsir veya yorum denir. "Kur'an okulu" (s. 124/resim yazısı) değil Kur'an kursu. Ortodoksun karşılığı "doğruyolcu" (s. 59/1) değil Ebli sünnet veya Sünni olmalı. Kuı'an'daki sureler için "bölüm" demek (s. 22/2, 38), bir tasavvuf terimi olan setnâ'ı "dans" olarak aktarmak da doğru değil (s. 29/2, 32/1), 32/1'deki "şarkı söyleyerek, dans ederek", "Uâhi okuyarak, semfi yaparak" olmalıdır. İSLAM DÜNYASI "Baştan sona gözden geçirildiği zaman görüleceği gibi gerçekten büytik bir vukufla ve zevkle kaleme alınan bu kitapta daha yeterliözet hale getirilemeyecek bilgiler verilirken, önemli ve gerekli noktalar da atlanmıyor." kendini yeniden vurgulaması" (s. 154171) kısımlan sayılabilir. Yazann, ulema ve mutasavvıflann Islam kültürünün sonraki nesillere aktanlması konusundaki tutum ve davranışlannı vermeye çalışan görüşleri de ayn bir değere sahip. F. Robinson'un ihmal ettiği konular yok değil. Mesela ana Rjreler feftii YfiLNK. B/Ş£) L Fflrf ^yöfmtjş.. «e 6ahbo ınsanhnn coâv 0&i VftR. "tslam Dünyası"nda, yazannın mütevazı olarak belirttiği bu üç şeyden çok daha fazla bilgi, değerîendirme, döktim, malzeme var. Baştan sona gözden geçirildiği zaman görüleceğr gibi gerçekten büyük bir vukufla ve revkle (Yazar önsöz'ün sonunda "tsbun uygarük ve tarihinden benim gldığnn hazzı paylaşmanızı dflerim" diyor) kaleme alınan bu kitapta daha yeterliozet hale ge değil. Bütün Batılı yazarlar gibi Robinson da lslamın yayılışında tasavvuf ve tarikatlann rolüne öncelik ve ağırlık veriyor, buna bağlı kalarak tasavvuf üzerinde çok duruyor. Kullanılan görsel malzeme ve büyük bir titizlikle hazırlanan haritalar bütün bu güzel bilgilerin tamamlayıcısı gibi. PİKNİK PtYALE MADRA K1Z PENCE. VE ACTI yELMI BİE BU BI0NCILIGI ALAAViZSA , fc Mkrac Hikmet Çetinkaya ile "Sancılı Yıllar" üzerine Amacun bugilnkü gençtiğe geçmişin aynasuıı tutmak Ben 19651971 arasındaki \ öğrenci ve işçi hareketlerinin değerlendirmesini bu dönemi yazacak tarih bilimcilerine bırakıyorum. Benim amacım, geçmişe ayna tutmak, kıışaklann bilgi dağarcığım birbirine bağlamak. mesi salt öğrenci ve işçi kesiminde değil, ülke genelinde aydınların da desteği ile yeni dalgalanmalar oluşturuyordu. Tüm bunlar olurken ilerici güçler ve parlamentoda temsil edilen TIP'li üyeler, yine örgütlenmiş ve belirli çevrelerce yönetilen topluluklann saldınsına uğnıyorlardı. Elbistan olayı, Manisa'daki temizlik işçilerinin Ankara'ya yurüyüşleri, SünniAlevi çatışmalan, 1968 ve 69'lu yıUarda ABD 6. Filosunun Istanbul ve Izmir limanlanna gelişi sırasında başgös'eren olaylar, sağ güçlerin toplu namazlan sancılı yılların mozaiğini oluşturuyordu. O dönemde sağdaki örgütlenme ile soldaki örgütlenme arasında yöntem farkları vardı. Bu farklar nereden kaynaklanıyordu? ÇETtNKAYA Sağ güçler 1963 yıhnda Komunizmle Mücadele Derneği çatısı altında örgütlenmeye başladılar. özellikle geniş toprak sahiplerinden bazılannın parasal desteğini sağlayan bu derneğin genel merkezi Izmir'de kuruldu. Dernek yöneticileri bir gün Cemal Gürsel'i Karşıyaka'daki evüıde ziyaret ettiler ve bu derneğin fahri başkanlığını kendisine veraıek istediler. Ancak yoğunlaşan tepkiler ve Ismet tnönü uyarısı, Cemal Gürsel'in fahri başkanhğı kısa sürede bırakmasına neden oldu. 1965'te AP tek başına iktidar olunca fanatik sağ güçler bu dernek tarafından organize olup özelh'kle TÎP'in toplantılannı basıyorlardı. AP iktidan gençlik ye işçi örgütlerinin kendisiyasi görüşü çizgisindeki kişilerden oluşmasım istiyordu. AP bazı sendikalarda etkinlik gösteriyor, daha sonralan öğrenci derneklerine el atıyordu. TMTF'nin Sakarya kongresindeki olaylar bunun başlangıcıdır. Daha sonraki olaylarda sağ ve sol çatışmanın altındaki temel nedenleri gözleyebih'yoruz. örneğin, solcu gençler ABD Altma Filosu'nun Istanbul'a gelişini protesto ettiler. Opera Oteli önünde Türk kadınlanna sarkıntıhk eden sarhoş Amerikan denizcilerini dövdüler. Az sonra bir grup sağa, solcu gençlerin üzerine "Komünistler Moskova'ya" diye saldırdı. Soldaki örgütlenme bir siyasal iktidann denetiminde yönlendirilen bir olay değildi. Hakh istemlerinin yerine getirilmesi için başlayan boykotlar, işgaller, yürüyüşler 1971 başlannda şiddet eylemine dönüştu. Bu noktada sol güçler arasına sızan bazı ajan provokatörler Üzerinde dikkatle durmanız ve bunlan taribin karanhklanndan çıkanp bugünkü gençlere ornek olarak sergilemeniz bu nedenle bir uyan mı? ÇETtNKAYA Önce şunu behrtmek istiyorum. 196571 arasındaki öğrenci ve işçi hareketleri ajan provokatörlerin teşviki ile başlamış eylemler değildir. Bunlar masum öğrenci ve işçi hareketleridir. Onlann karşısında da parasal desteği sağlayan, sırtım siyasal iktidara dayamış sağ örgütler vardı. Her toplumsal harekette olduğu gibi solcu gençlik hareketinin içinde de çok sayıda ajan provokatör olabilir ve olacaktır. Ben bu olayın değerlendirmesini bu dönemi yazacak tarih büimcilerine bırakıyorum. Amacım geçmişe ayna tutmak, kusaklann bilgi dağarağını birbirine bağlamaktı. HIZLI GAZETECI NECDET ŞEN t>Z Cİ(Z l R BOMAİ?\ f f9 Dir hüriü ÖNCE B'R BOMAİ?\vv jj f ™ ÖOnra ' f 9' Ş ADAM O \ buldmayinca, chcykclı bâ/yozıa Kınyoröu'. \ b l d a n h k l /NEOEM gİLMPM ! Bu AUMKEMİ 6O(?ÜMCE O ROMAKH } B E H M FÜSUN ÖZBİLGEN Hikmet Çeünkaya'mn Tekin Yayınevi'nden çıkan "Sancılı Yıllar" kitabı, Türkiye'de 1971 öncesi öğrenci olaylarının gelişimini ve toplumsal dinamiğin yükselişini anlatıyor. Yakın tarihin canlı bir kesitini sergileyen kitabın yazan Hikmet Çetinkaya ile söyleştik. Gençlik olaylarının bir gazeteci olarak tanıgı olduğunuz kadar aynı yülann kuşağı bir genç olarak içinde yaşadığınız olaylan da çok canlı bir biçimde bngiin yeniden irdeliyorsuouz. O dönemin toplumsal dinamiklerini ve öğrenci olaylannın bu dinamiğin içindeki yerini bugün nasü degerlendiriyorsunuz? ÇETİNKAYA Ben bu kitabı zaten bugünku üniversite gençliğine ve işçilere geride bıraktığımız yıllan anımsatmak ve bilgi dağarcıklanna kannca karannca bir katkıda bulunmak için yazdım. Türkiye'de öğrenci ve işçi hareketleri 1960 sonrası başhyor. 1966 ve 67'li yülarda ise giderek yoğunlaşıyor. O yülann insanlan şimdilerde orta yaş kuşağını aştılar. Somut, haklı istemleri vardı hepsinin. önce örgütlüydüler bir kez. O nedenle seslerini, hatta soluk auşyerişlerinı kamuoyuna duyurabiliyorlardı. O yıllar salt Türkiye'de değil, diğer Avrupa ülkelerinde aynı tür öğrenci hareketleri sürüp gidiyordu. Istemlerinde hakhydılar. ÇİZGİLİK KÂMtL MASARACI Kısa... Kısa. Nilüfer Göle / MÜHENDİSLER ve tDEOLOJt, Çev. Eli Levi, tletişim Yayınları, Istanbul 1986, 150 s. Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyesi Dr. NDüfer Göle'nin kitabı "Türkiye'de devlet ile toplum arasında değisen ilişkiyi, oluşmakta olan yeni sosyal ve kültürel çelişki ve gerginlikleri ortaya çıkarma" amacım taşıyor. Demokrasinin karşılaştığı sorunların kaynağını "toplumsal aktörlerin bilinci, ideolojileri, sosyal hareketliliği" içinde anyor. Konuya sol hareket içinde mühendislerin eylem ve ideolojilerini inceleyerek ışık tutmayı demyor. Göle'nin bu ilginç çalışması üzerine bir değerlendirme >azısını önümüzdeki haftalarda yayımlayacağız. Mehmet Altan / SÜPERLER ve TÜRKtYE, AFA Yayınları, Mayıs 1986, 243 s. Mehmet Altan'ın "Türkiye'deki Amerikan ve Sovyet Yatınmlan" altbaşhğmı taşıyan doktora tez çalışması, başlangıçtan bu yana Türkiye Cumhuriyeti'nin iki süper devletle olan siyasal ve iktisadi ilişkilerini inceliyor. Iki süper devletle olan ilişkilerin ekonomi, dış politika ve yatınmlar açısından karşılaştırmasım yapan çahşmayla ilgili bir yazıyı ileride yayunlayacağız. Doğan Özlem / KÜLTÜR BlLİMLERİ ve KÜL TÜR FELSEFESl, Remzi Kitabevi, îstanbul 1986, 192 s. Ege Ü. oğretim uyesi Dr. Doğan Özlem, daha önce Yazko Felsefe Yazılan ve Seminer adlı felsefe dergilerinde yayunlanmış olan yazılanm bir kitapta topladı. Sosyal bilim felsefesinde tarihselci ve insancı geleneğin, egemen pozitivist gelenekle tartışma içinde gelişimini konu alan yazılar, pozitivist yaklaşımın eleştirisini kapsıyor. Kitap, Dilthey ve Cassirer'den birer çeviriyi de içeriyor. S.P. Huntington J.I. Dominguez / SİYASAL CELİŞME, Çev. Ergun özbudun, Türk Siyasillimler Derneği Yayını, Ankara 1986, 142 s. F.l. Greenstein \e N.W. Polsby'nin 1975'te yayımlanan Handbook of Political Science (Siyaset Bilimi El Kitabı) başhklj kapsamlı derlemelerinin üçuncü cildinden seçümiş bölümleri kapsayan bu çeviri, siyaset bilimi öğrencileri açısından çok yararlı bir başvuru kaynağı. Kitapta, Amerikalı tanınmış siyaset bilimciler Huntingtou ve Dominguez siyasal gelişme, siyasal kültür, siyasal katılnıa, siyasal kurumlar ve siyasal bütünleşme gibi siyaset biüminin bazı temel kavramlannı irdeliyorlar. Kemali Saybaşıh / DEVLETİN EKONOMİYE MÜDAHALESl: 19631985, Birey ve Toplum Yay., Şubat 1986, 149 s. Kemali Saybaşıh'nın doçentlik tez çalışmasının geliştirilmiş şekli olan kitapta, Türkiye'de planlı ekonomik kalkınma döneminde devletin ekonomiye müdahalesi konusu ınceleniyor. Teorik bölümü izleyen kesimde Türkiye'deki devlet müdahaleleri, kamu harcamalan, kamu iktisadi kuruluşları ve sermaye birikimi konuları çerçevesinde irdeleniyor. Son kesimde de 19631980 ve 19801985 dönemlerinde devlet müdahalelelerinin boyut ve sonuçlan karşılaştırıhyor. AĞAÇ YAŞKEN EĞİLİR KEMAL GÖKHAN Sancılı yülann mozaigi İstemleri neydi, neden hakbyddar? ÇETİNKAYA O yıUarda öğrenciler fakülte yönetimlerinde söz sahibi olmak istiyorlardı. Ders kitaplannın daha ucuza satümasını talep ediyorlardı. Işçiler ise toplusözleşme, sendikal hak ve özgürlüklerinde bir dayanışma örneği veriyorlardı. Tüm bunlar olup biterken AP iktidannın Temel Hak ve Özgurlükler Yasa Tasarısını gündeme getir TARIHTE BUGUN MÜMTAZ AFUKA* 26 Hazirari 1928'OE 8UGUN, LATIN ALFABESİNİN TURK &LINS UYGULANMASI İÇİN ÖM ÇAUŞMALAR YAPMAK.UZEfüEfAHKA<?A'pA S//? BİUMKURULU OUIpVeULtHJ' "DİL ENCÜMEMI " • SAZİ MUSTAFA KÇMAL'İN, ÖTEDSN gERİ DÜŞÜNDÜĞÜ BU YA2I DEĞlÇKLlĞI, ÖMCELSGI SN ARASIMOA SlLB, İIS T^SAKI GıSı u £ . TUM ZO&UJKLAGA KAÜÇlN, YAZI PE6fÇtt££tGI, KISA Sü/Se IÇINPE lUSI TOPUYACAKrMlLLETMEK7SPL££İ'NIN KUfSULMASl AMACrYlA ÇALIÇMALAG BAÇLATILACAZTI. SA21, "TTJRK MlLLETlNE <OLAY SlR OICUMA~YA2frM ANAHTARt VE£tLM£Sl "A/£>aV yONAYPI VE &UNUM İÇİN NE SA YAPILACAKTI YAZ/ DEm/MİNİN BAŞLANGICI CUMHURİYET KÎTAP KULÜBÜ'NDEN HABERLER AYEV EN ÇOK SATAN KİTAPLARI DENEMEBELGEAMİNCELEME 29.5.198625.6.1986 Sn 1 2 3 6 7 8 9 10 Ko* 152 350 117.053 038 029 ntabm Mıftazan: Taak Ststyit UyaMtfc/Hasaı C « a l Mi iasaalMİ ItoTaaık/EfM KDV dahll Ry3tı: 2.5309902 7509908808808802 0002.750. 50 YIL ÖNCE CUMHURİYET Silahlanma yarışı LONDRA 25 (a.a.J Morning gazetesi bugünkü nushasında Almanyamn yeniden silahlanmak için sarfettiği paraya dair "şimdiye kadar bu hususta asla neşredilmemiş ilk hakiki tafsilat" kaydile bazı malumat ve rakamlar neşretmiştir. Bu gazeteye göre 1935 yılı içinde ordu, donanma ve hava kuvvetleri için masarifi daıme olarak 240 milyon ve tekrar silahlanma için de 400 ile 500 milyon îngiliz lirası sarfolunmuştur. Bu yıl için daimi masarifi 500 milyon tngiliz lirası tutacağı ve yeniden silahlanma masarifınin 1935 yılı masarifi 26 Haziran 1936 kadar olacağı tahmin edilmektedir. Böylece Almanya 1936 yılı içinde takriben 900 milyon îngiliz lirası sarfetmiş olacaktır. 19361986 etmiştir. Bu mektebde ders verecek muallimler yüksek muallim mektebi mezunları arasından seçilerek A vrupaya gönderilip tahsil ettirilecektir. Tahsillerini bitiren gençler hastabakıcılar mektebinde 8 sene muallimlik etmek meeburiyetinde tutulacaklardır. 4 5 027 034 M f M p n a ftytop» Varaft/İlhM Stlçıık 117.188 Kaitşçtl YazteJAI Shaea 102.066 Yfcyflm «HÇ«|ITCUHraszJStmr T; 027.060 152.362 027 052 MU'İttMkl 027.059 •BrtlBİ|Hi>l>M Stç* Ankarada hastabakıcı mektebi tstanbulda olduğu gibi Ankarada da bir hastabakıcı mektebi açılması takarrur 1.375
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle