21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26 HAZIRAN 1986 Ozetle DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 Jane's Dergisi: Libya lideri, güvenlik nedenleriyle karargâhını zırhlı bir otobüse nakletti yeni Sri Lanka'da bir katliam Paraguay'da muhalefet lideri dövüldü Sri Lanka %nıh kuzey sahülerinde 26 Tamil mültecismin kurşunlanmif cesedi bulundu. Kuzeydeki Mannar kasabasında bulunan cesetlerden 151nin başıboş kalnuş bir teknede, lltnin de sahile vurmuş halde bulunduğu beUrtildL Bu arada ülkenin kuzeyinde ve doğusunda dün meydana gelen bir dizi patlamada 16 kişiöldü, 50'denfazla kişideyaralandu (a.a.) Kaddafi otobüse taşındı Dış Haberier Servisi Libya'nın ikinci güçlü adamı Abdüsselam Callud'a geçen 15 yayısta suikast girişiminde bulunulduğu iddiasmın yanı sıra lider Muammer Kaddafi'nin Trablus'taki karargâhını özel olarak donatümış nrhh bir otobüse taşıdığı öne sürüldü. Her iki iddia da Federal Almanya'da yayımlanan "Stero" adlı haftahk derginin bugün çıkan sayısmda ortaya atıldı. Libya'yla ilgüi iddialann yer aldığı yaayı dergide yayımlanmadan önce elde eden AP Ajansı'nın haberine göre, Kaddafi 15 nisan günü ABD savaş uçaklannın düzenlediği saldından sonra başkent Trablus'taki evi ve karargâhını yeterince güvenli bulmayarak önlem almak gereği duydu. "Stern" dergisi, Libya liderinin komuta merkezi haline gelen otobüsün nrhla kaplı olduğunu, en modern iletişim aygıtlarıyla donatıldığuu ve aynca otobüste bir konferans salonu iie oturma ve yatak odaları bulunduğunu kaydediyor. Dergiye göre, Kaddafi, tekerleklî karargâhında bulunmadığı zaman eşinin doğup büyüdüğü Heyda kentinde vakit geçiriyor. "Stern" dergisi söz konusu otobüsün Mercedes marka otomobiller de üreten DaimlerBenz Cüney Amerika ülkelerinden Faraguay'da halkın yoğunlaşan tepkmne karşm iktidardaki Stroessner yönetimi, baskı politikasını sürdürüyor. Son olarak, 3.S yd önce sürgüne gönderilen muhalefet lideri Domingo Laino, başkent Asuncian havaalanuıda yurda giriş yapmaya çahşırken güvenlik görevlüerince dövüldü. Bu arada, sürgünde yaşadığı konışu L'ruguay'dan Asuncion'a dönüşünde Laino'ya eşlik eden ABD'nin eskiPüraguay büyükelçisi Robert fVhite'nin da güvenlik göreviilerinden dayak yediği bildirildt (ANKA) Muammer Kaddafi Tedugin. finnasının ürünü olduğunu yazıyor. Konuyla ilgili olarak APye bir açıklama yapan fırmanın basın sözcüsü, "Libya'nur bir DaimlerBenz otobüsü satın almış oiması çok mömkündör, ama onu biz özel olarak donatmıs değiüz" dedi. Yine "Stern" dergisinin ileri sürdüğü bir başka iddia da siyasal konumu hızla güçlenen Abdüsselam Callud'la ilgili. E>ergi, Kaddafi'nin bir kuzeni ile bir hısımının da aralarında olduğu 4 kişinin 15 mayısta Callud'a suikast düzenlediklerini, bir koruma polisi ile suikastçılardan bi Haftalık "Stern" dergisi, ABD saldırısından sonra iç ve dış nedenlerle güvenliğini tehlikede gören Kaddafı'nin zırhla kaplanmış ve modern iletişim aygıtlarıyla donatümış bir otobüsü, komuta merkezi haline getirdiğini ileri sürdü. Otobüste toplantı, oturma ve yatak odası da bulunuyor. Derginin, geçen ay Callud'a karşı başarısız bir suikast girişiminde bulunulduğu iddiası ise, Libya Haber Ajansı'nca yalanlandı. rinin karşıhkh ateş sırasında can verdiğini yazıyor, ancak dergide Callud'un yara almadan kurtulduğu suikast girişiminin uzantıları konusunda herhangi bir açıklama yapılmıyor. Bilindiği gibi, birkaç yıl öncesine kadar Callud Kaddafı'den sonra gelen adamdı ve basbakandı. Ama Devrim Muhafızlan'nm yükselişine paralel olarak geri plana itilmiş, fıilen başbakanhktan uzaklaştınlmıştı. Ne var ki Callud'un başbakaıüıktan aynlışından sonra Libya ekonomisinin düsen petrol fıyatlarının da etkisiyle büyük bir bunalıma girmesi, halk katında ve ordu içinde onun prestijini yükseltti. Hele ABD saldınsuıın ardından Kaddafi'nin çok yıpranması ve prestijinin yara alması, KaddafıCallud çekişmesini keskinleştirirken, Callud'u yeniden ön plana çıkarttı. Siyasal gözlemciler Devrim Muhafızlan'yla rekabet haündeki ordu kadernelerinde Callud'un desteklendiğini kaydediyorlar. Buna karşılık Libya resmi haber ajansı JANA, Callud'a karşı geçen ay başarısız bir suikast girişiminde bulunulduğu iddialann! reddetti. Suriye IsmU'e karşı suıırh bir savaşa hazırlanıyor LONDRA, (aj.) Suriye'nin Îsrail tarafından 1967 yüında işgal, 1981'de de ilhak edilen Golan Tepeleri'ni geri almak amaayla bu ülkeye karşı bu yıl içinde sınırlı bir savaş başlatmaya niyetlendiği öne süruldü. Askerlik konulannda uzman olarak tamnan tngiliz dergisi "JaneV'in bildirdiğine göre, Suriye hükümeti, aralannda Ürdün ve Libya'mn da bulunduğu birçok Arap ülkesine geçen haftalarda temsüciler göndererek Israil'e girişeceği saldın ile ilgili planlarını acıkladı. Ürdün'ün böyle bir savaşta tsrail'e karşı Batı Şeria'da şaşırtma hareketine girmeyi reddettiğini bildiren Jane's dergisi, buna karşılık diplomatik planda yardım vaadinde bulunduğunu belirtti. Dergiye göre, Suriye'nin savaş planı Golan Tepeleri'nde sürpriz saldın temeline dayanıyor. Şam yönetimi böylece Îsrail ordusunun genel seferberliğe girmesini önleyerek Golan Tepeleri'ndeki operasyonu 36 saatte tamamlamayı hesaplıyor. POUT1KADA SORUMAR ERGUNBAIX3 Kıbns ve Sovyetler Birliği Sovyetler Birliği açısından Kıbrıs'ın son derece önemli bir sorun olduğu açık. Moskova'nın en büyük kaygısı Kıbrıs'ın taksim editerek, büyük stratejik öneme sahip olan adada NATO ve ABD üslerinin kurulmasıdır. Bu açıdan Sovyetler Birliği bağımsız, bağlantısız, tüm yabancı üslerden arındırılmış bir Kıbns ister. Sovyetler'in bu görüşünün onaylanmayacak yanı yoktur. Sovyetler Birliği, bu yıl ocak ayında ortaya attığı ve basınımızda biraz abartılmış bir heyecan yaratan, aslında daha önceki önerilerinden pek fazla farklı olmayan planında da Kıbns için federal bir çözümü doğal karşıladığını belirtmişti. Nitekim Sovyet planının 2. maddesi şöyle idi: "Kıbns devletinin bir federasyon oluşturması olasılığı da dahil olmak üzere iç meseleleri, bizzat Kıbnslılar (Rumlar ve Türkler) tarafından herhangi bir dış müdahale veya çözüm empoze etme teşebbüsü olmadan banşçı, yapıcı görüşmeler yoluyla ve iki toplumun meşru hakları dikkate alınarak halledilmelidir." Yukarıdaki madde de görüleceği gibi Sovyetler Birliği, Kıbns için federal bir çözümü kabul edebiieceğin> belirtmektedir. Sovyetler Birliği'nin Kıbns konusunda bilinen iki önerisi daha var. Bunlar Kıbns konusunun uluslararası bir konferansta ele alınması ve Türkiye'nin garantisinin yanı sıra, BM Güvenlik Konseyi'nin de garantisi. Vani Kıbns için uluslararası garanti. Türkiye ve KKTC, Kıbns sorununun uluslararası bir konferansta ele alınmasının konuyu büsbütün çetrefil bir duruma sokacağı görüşündedir. Uluslararası garanti konusu ise Yunanistarh la Rumlara, sorunu yokuşa sürmek için yeni fırsatlar verebilecek, meselenin özünden sapılması tehlikesi doğabilecektir. Ayrıca Kıbns için BM'nin garantisinin pek bir yararı olacağı da söylenemez. Çünkü BM Anayasası'nda zaten tüm üyelerin bağımsızlığı ve toprak bütünlüğü garanti edilmiştir. Anayasanın 2. maddesinin 1. ve 4. paragrafları bu ilkeyi kapsar. Bu bakımdan, bu önerilerin Türkiye ve KKTC tarafından kabul edilmesi olanaksızdır. Ancak Sovyetler Birliği, Kıbrıs'ın Batının etki alanına girmesinden ve adada askeri üslerin kurulmasmdan kaygılandığından, uluslararası konferans ve garanti önerileri ile Batılılara, "ben de vanm" demek istemektedir. Türkiye tarafından kabul edilmesine olanak bulunmamakla birlikte Sovyetler'in bu önerilerinin gerisinde yatan kaygılarını aniamak mümkündür. Ama Sovyetler Birliği'nin Kıbns politikasının başka bir yönü var ki, onu anlamak kolay olmadığı gibi, bize çelişkili de gelmektedir. BM Genel Sekreteri Perez de Cuellar, Kıbns konusunda Yunanistan ve Rum tarafının reddettiği 3. belgeyi BM Güvenlik Konseyi'nin onayı ve desteği ile hazıriamıştır. De Cuellar'ın, Güvenlik Konseyi'nin beş daimi üyesine danışmadan ve onların yeşil ışığı olmadan 3. belgeyi hazırlayıp, damdan düşer gibi açıklaması düşünülemez. Bu beş daimi ülke arasmda Sovyetler Birliği de bulunmaktadır. Ancak Sovyetler Birliği, kendisinin de onayından herhalde geçmiş olan 3. belgenin Yunanistan ve Rumlar tarafından reddedilmesi karşısmda ses çıkarmamış, herhangi bir tepki göstermemiştir. Şöyle denebilir: "Moskova'nın, De Cuellar'ın hazırladığı belgeyi onayladığını ne biliyorsun? Sovyetler Birliği, De Cuellar'a' yeni bir belge hazıriama yetkisi vermiş olabilir. Ama belki de hazırlanan belgeyi Moskova da beğenmemiştir." Olabilir. O zaman Sovyetler Birliği'nin, bir açıklama yaparak, De Cuellar'ın belgesini onayiamadığını bildirmesi gerekmezmi? De Cuellar, bağımsız bir arabulucu değildir. BM Genel Sek' reteri'dir ve Güvenlik Konseyi'nden aldığı yetki ile Kıbns öne: rilerini ya da planını hazıriamıştır. Eğer Güvenlik Konseyi'nin' daimi üyeleri, De Cuellar'ın belgesine ses çıkarmazlarse, bu/ onayladıkları, en azından karşı çıkmadıkları anlamına gefir. Türkiye, BM'nin hazırladığı barış planını kabul etmiştir. Yu' nanistan ise reddetmiştir. ' Sovyetler Birtiği'nin bu noktada bir tepki göstermesi, belge^. yi kimin kabul edip, kimin etmediğini, "diplomatik bir lisanla"> vurgulaması gerekmez mi? '„ Moskova'nın bu konuda açık bir tavır ortaya koymadığını be: lirtmek gerekiyor. Çünkü açık tavır koyması Yunanistan'ı gücendirebilir. Oysa Yunanistan, Sovyetler Birliği'nin Kıbns içirr uluslararası konferans ve garanti tezlerini desteklemektedir. • • Böylece ortaya çelişkili bir durum çıkıyor. Moskova, bir yandan Kıbns için uluslararası konferans ve garanti görüşlerini savunuyor, öte yandan bu tezlere planında yer vermeyeceğini bildiği Perez de Cuellar'a, Güvenlik Konseyi'nin daimi üyesi olarak Kıbns için yeni bir belge hazıriama yetkisi veriyor ve belgeye itiraz etmiyor. Sonra da Yunanistan bu belgeyi reddedince bir tepki göstermiyor ve uluslararası garanti tezini yineleyerek ikili oynadığı izlenimini veriyor. Sovyetler Birliği'nin, Kıbns konusunda tutumunun açık ol' duğu söylenemez. Bu olgu ise, Yunanistan'ı yüreklendirmek1. te ve Kıbrıs sorununun çözümünü büsbütün zorlaştırmaktadır.. Nikaragua bir Sovyet üssü oluyor Gorbaçov, zirvenin 1986'da yapıhnasını istiyor Reagan, Sandinist yönetime yine nefret kustu: V ABD Başkanı, televizyondaki konuşmasında, Sovyet uçaklarınm Nikaragua'da keşif uçüşları yaptığım ve 4 Sovyet şilebinin geçen ay Nikaragua'ya silah getirdiğini öne sürdü. WASHINGTON, (a.a.) ABD Başkanı Ronald Reagan, Nikaragua politikası konusunda ABD halkına doğrudan hitap ederek destek istedi. Reagan, radyo ve televizyonda önceki gün yaptığı konuşmada, Amerikan Kongresi'ni Nikaragua'daki Sandinist yönetimine karşı savaşan Contralara yardım tasarısını onaylamaya çağırdı ve bu yardımla Sovyetler Birliği'nin Amerika kıtasmda bir üs sahibi olmasının engellenebileceğini söyledi. "Biz dunnaksmn görüşürken ve hiç bir hareket yapmazken, Nikaragua bir Sovyet üssü haline geliyor" diyerek konuşmasını sürdüren Başkan Reagan, "Amerikan tarihinde ülke sınırlannı tehlikeye sokan ilk parlamento rau olmak istiyonız? " sorusunu sorarak, Sovyet pilotlannın Nikaragua üzerinde keşif uçüşları yaptığım hatırlattı ve Sovyetler'in tarihte ilk kez Amerika kıtasında askeri operasyonlan doğrudan desteklediğini öne sürdü. Sovyetler Birliği'nin ayrıca ilk kez geçen aylarda 4 yük gemisini ülke limanlarından Nikaragua'ya göndererek silah indirdiğini bildiren Reagan, Sandinista yönetiminin bir yandan limanlarını Sovyet denizaltılannın yanaşabileceği şekilde düzenlemeyi, öte yandan da Sovyet bombardıman uçaklarmın inebilmesi için yeni bir havaalanı inşa etmeyi tasarladığını ileri sürdü. Konuşmasında daha sonra Sandinist yönetimine karşı tehditlerini yineleyen Başkan Reagan, Orta Amerika'da gerçek barış ve güvenliği sağlamanın tek yolunun, Nikaragua'ya demokrasi getirmekle sağlanabileceğini kaydetti ve Sandinistaları da, demokrasi konusunda görüşmelere yöneltmenin tek yolunun da onlara başka bir seçim şansı bırakmamak olduğunu bildirdi. Reagan, meclisteki Cumhuriyetçi üyelerin kontralara 100 milyon dolar yardım yapıhrken, Orta Amerika'da ABD'nin dostu olan diğer ülkelere de 300 milyon dolar yardım yapılması yolunda önerdikleri uzlaşma formülünü de benimsediğini kaydetti. Garcia cezaevinde katliaın yapıldığını kabul etti LtMA, (ANKA) Güney Amerika ülkelerinden Peru'da Devlet Başkanı Alan Garcia, geçen hafta başkent Lima'da üç cezaevinde isyan eden tutuklulardan 40 kadannın teslim olduktan sonra güvenlik kuvvetlerince vunılarak öldürüldüklerini doğruladı. Alan Garcia, bu konuda yaptığı açıklamada, öldürmelerden sorumlu olan güvenlik görevlilerinin mahkeme önüne çıkartılarak cinayet suçundan yargılanacaklarını söyledi. Bilindiği gibi, Lima'daki üç cezaevinde geçen hafta, çoğu yönetime karşı silahlı mücadele veren Maoist "Sendero Luminoso" (Aydsnlık Yol) örgütüne uye tutuklular, kendilerine "siyasi tutuklu" muamelesinin yapılması talebi ile gardiyan ve polisleri rehin almışlardı. Bunun üzerine güvenlik kuvvetleri ve ordu birliklerince düzenlenen operasyon sonucunda 250 kadar tutuklu yaşamını yitirmişti. Sovyetler Birliği lideri Mihaü Gorbaçov'un ABD Başkanı Ronald Reagan'a gönderdiği mektubunda, iki lider arasmda bir zirve toplantısının 1986 yılı içinde yapumasını istediği bildirildi. New York Times Gazetesi öncekigün Washington'a yeniatanan Sovyet Büyükelçisi Yuri Diubinin tarafından Reagan'a iletilen mektupta, Gorbaçov'un nükleer sUahlann kontrotü alanında "somut başanlar" kazanmadan zirvenin anlamsız olacağını ifade ettiğini büdirdl (aa.) Cinayet karışan Başkanı olaytna MOSSÂD istifa etti tsraü'de iki FtUstinlinin 1984te döviilerek öldürülmesi olayına adı karışan Israil Gizli Haberalma Servisi MOSSAD'ın Başkanı Avraham Şalom görevinden istifa ittl tki Filistinli geriUa, 1984 yüında bir îsrail yolcu otobüsünü kaçırmışlar, ancak Îsrail güvenlik güçlerince duzenlenen operasyon sonunda ele geçmişlerdL Avraham Şalom hakkmda aynca dava açılmasına gerek de olmadığı betirtildi. (a.a.) Contralar'a destek veren ve Sandinista yönetimini devirmek isteyen ABD karşısmda, Nikaragualı 11 yaşındaki çocuklara bile ülke savunmasında görev düşüyor. Aauino'ya destek îngiltere hükümeti ilk kez Afrika Ulusal Konseyi liderini kabul etti Ufoldheim'a karşı yeni bir suçlama Avusturya Cumhurbaşkanı Kurt mddheim'ın, 1943 yılında, Yunan hükümetini devirerek yerine Nazi yanhsı askeri bir yönetim kurmayı öngören gizli bir rapordan haberdar olduğu iddia edildL Dünya Yahudi Kongresinin (DYK) önceki gün yaptığı açıklamaya göre, NaziAlmanyasının sö'z konusu planı Yunanistan'ın önde gelen komünistlerinin öldürülmelerini de içeriyor Oliver Tambo Iııgiliz bakanla görüştü LONDRA, (a.a.) Irkçı Güney Afrika rejimine karşı savaşan "Afrika Ulusal Kongresi" (ANC) Başkanı Oliver Tambo, önceki gün ilk kez Îngiltere hükümetinin bir yetkilisi ile görüştü. Ingiltere'nin dışişleriyle görevli Devlet Bakanı Bayan Linda Chalker ile Oliver Tambo arasında Londra'da yapılan görüşmede değişik görüşler ortaya atıldı. Bayan Chalker, Margaret Thatcher hükümetinin, Pretoria'ya karşı ekonomik yaptırımlar uygulanmasına karşı çıktığını hatırlatarak, diyaloğun kurulması için en kısa zamanda her iki tarafın şiddete son vermesi gerektiğini vurguladı. Afrika Ulusal Kongresi Başkanı Tambo da ırkçı yönetime karşı yaptırımlar uygulanması çağnsım yineledi ve tngiliz hükümetinin hangi tarafta olduğunu mutlaka göstermesi gerektiğini söyledi. Tambo pazartesi günü Londra'ya gelişinden bu yana örgütünün şiddete başvurmaktan vazgeçemeyeceğini birkaç kez ifade etmiş ve "Savaşmaktan başka seçeneğimiz yok" demişıi. Bayan Chalker ile Oliver Tambo arasındaki göriişme, terorizme başvuran hareketlerin yetkilileriyle görüşmeyi şimdiye dek reddeden muhafazakâr hükümetin tavrında önemli bir değişiklik olarak yorumlanıyor. Oliver Tambo göruşme sonunda gazetecilere yaptığı açıklamada, "İngiltere hükıimelini inandırdıgımızı söyleyemem, ancak bu görüşmenin anlayış havası yarattıgına inanıyonım" dedi. Bayan Chalker da televizyonda yaptığı konuşmada görüşmenin bazı ayrılıklar dışmda "çok dıirüst ve açık biçimde" yapıldığını belirtti. ABD, Filipinler'e 250 müyon dolar verdi MANtLA, (AP) Uzakdoğu'daki bazı ülkelere resmi bir geziye çıkmış olan ABD Dışişleri Bakanı George Shultz Filipinler'deki temaslan sırasmda bu ülkeye 250 milyon dolar ekonomik yardım anlaşmasına imza attı. Filipinler Devlet Başkanı Corazon Aquino tarafından da kabul edilen Shultz'un Manila'daki temaslan sırasında binlerce gösterici ABD aleyhine sloganlar attı. Aquino ile görüşmesinden önce Filipinler Başkan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Salvador Laurel ile bir araya gelen Shultz, hükümetinin Filipinler'e hemen kullanılabilir 250 milyon dolar kredi açtığına ilişkin bir anlaşmayı imzaladı. Filipinler ekonomisini bunalımdan kurtarmayı amaçlayan bu para yardımı, ABD'nin vermeyi öngördüğü 505 milyon dolarhk bir pak^tin ilk bölümü oluyor. Perez de Cuellar HaitVye gitti Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Perez de Cuellar başkanhğmdaki delil toplama komisyonu, Haiti'de DevletBaşkanı Duvalie nin ülkeyi terk etmesiyle sonuçlanan iç savaş konusunda incelemelerde bulunmak üzere PortAu Prince'ye gitti. Perez de Cuellar'ın yanı ara siyasi işlerden sorumlu genel sekreter yardtmcıa AbdulRahin Ferah'm General Henry Hampy tarafından karşüanışı sırasında ziyareti izleyen Batılı gazetecilerle güvenlik güçleri arasmda sert tartışmalar oldu. (UBA) dlL IngUter^de radyasyona : karşı önlemler arttrnlıyor VVales ve güneybatı Cumbria bölgelerinden sonra tskoçya'mn bazı bölgelerinde de canlı \ koyun nakli ve kesimi yasaklandı. '. Gözlemciler, ülkede son altı gün içinde alınan önlemleri Batı Avrupa'nın "en ciddi önlemleri" ' olarak nitelendiriyorlar. LONDRA, (ajı.) Sovyetler Birliği'nin Çernobil Nükleer Santrah'nda 26 nisan günü meydana gelen patlamayı takiben Ingiltere'de kaydedilen radyoaktif serpinti üzerine, alınan önlemler arttınlarak surüyor. Dün Temsüciler Meclisi'nde yapılan bir açıklamada, geçen hafta sonu Wales ve güneybatı Cumbria'da alınan önlemlere ek olarak Iskoçya'nın bazı bölgelerinde de canü koyun nakli ve kesiminin bir süre için yasaklandığı bildirildi. Gözlemciler, son altı gün içinde artart önlemleri "Batı Avrupa'nın en ciddi önlemi" olarak nitelendirirken, kesim yasağımn en az üç hafta süre ile uygulanacağı belirtiliyor. lskoçya temsilcisi Malcolm Rifkind tarafından yapılan açıklamada, önlemlere rağmen halkın "ve parlamenterlerin" koyun eti yemesinde bir sakınca olmadığının bildirilmesi, muhalefette "sorumsuzluk" olarak nitelendirildi. İşçi Partisi temsilcisi Clare Short, açıklamayı "iirkütiicü" bulduğunu belirterek, ''hükümetin halkı doğru dürüst koruduğuna inanmadığım" kaydetti. Gözlemciler, geçen hafta iki bolgede uygulamaya konan benzer önlemler yüzünden koyun eti satışlannda yüzde 70*lik düşuş kaydedildiğini, ancak Iskoçvadaki yasagın 8.6 milyon baş hayvandan yalnız yüzde 17'sini ve mevcut çiftliklerin yüzde ll'ini etkileveceğini belirttilcr. Yasağın güneybatı Iskocya'da Dumfries, Galloway ve Arran Adası ile doğuda Easter Ross'da geçerli olduğunu belirten Rifkind, mayıs ayında yağmurla toprağa düsen radyoaktiviteden sonra canlı hayvanlarda yapılan ölçümlerin sonuçlanna göre davramldığmı söyledi. Buna rağmen, radyoaktivite oranırun insan sağhğına zarar vermeyecek kadar duşük olduğunu kaydetti. öte yandan Çernobil Nükleer Santrah'nda meydana gelen kazayla ilgüi olarak Viyana'da 25 ağustosta Sovyet uzmanlann da kntılarag^ bir toplanü yapüacak. Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı Genel Sekreteri Hans Blix Die Welt Gazetesi'ne verdiği demeçte, merkezi Viyana'da bulunan ajansın, hâlâ Çernobil kazasının nedenleri ve sonuçlarıyla ilfrili ayrmtılan bilmediğini söyledi. Hans Blix, Sovyet uzmanlardan kazadan kaç kişinin öldüğünü, kaç kişinin radyoaktiviteye maruz kaldığı konusunda aynntılı bilgi vennelerini beklediklerini, belirtti. Ingiliz yetkili, Bayan Lynda Chalker ile Oliver Tambo arasındaki görüşmenin, gerilimden uzak bir havada geçtiği belirtildi. Çinli romancu, Kültür Bakanı oldu Şiti işkence gemisi ABD'de Ozgürhlk Anıtı törenlerine katdacak WASHINGTON (a.a.) ŞUi'de işkence gemisi olarak kullanılan Esmeralda adlı tekne ABD Özgürlük Anıtı onanmıaın bitmesi dolayısıyla yapüacak törenlere katılmak üzere New York'a gidecek. Onanmı yapan firma, işkence gemisinin ABD'ye girişini engellemek için harekete gecti. Ancak yaptığı başvuru Temsüciler Meclisi'nde reddedüdi. Hakkında Uluslararası Af örgütü'ne pek çok suç duyumsu yapılan EsraeraJda, Marksist Başkan Salvador Allende devrildikten sonra, tutuklanan solculann getirilip işkence yapıldığı bir gemi. Buradan kurtulan mahkumlar Esraeralda'jı "yüzen bir toplama kampı" olarak niteliyorlar. Mahkumlar, tekneye gönderilen tutukluların, Esmeralda'dan çıkma şanslannın çok az olduğunu belirtirlerken, çok sayıda insana burada her gün elektrik verildiğini ve tecavüz edildiğini söylüyorlar. Mahkumlar gemide pek çok insanın da kurşuna dizilerek idam edildiğini ileri sürüyorlar. Walesa, sorguya çekiliyor DayanışmaSendikası'nın lideri, ABD'li bircasusla ilişki kurmakla suçlanıyor. VARSOVA, (a.a.) Polonya^ da kapatılan Dayanışma Sendikası'mn lideri Lech Walesa, Gdansk polisi tarafından casuslukla suçlanan ABD büyükelçilik görevlisi Stephan Mull ve Dayanışmanın gizli olarak faaliyet gösteren bir numaralı adamı r Zbignie\ Bujak'la flişkileri konusunda sorguya çekildi. Walesa, yaklaşık 3 saat süren sorgulamadan sonra yayımladığı bildiride, sonılann tümüne cevap vermeyi reddettiğini açıkladı ve sorgulamaları dayanışma yetkililerini gözden düşürmeye yönelik "karanlık düzenlemeler" olarak niteledi. Walesa'nın yann yeniden sorguya çekileceği bildirildi. Dayanışma liderinin danışmanlarından profesör Bornislavv Geremek de önceki gün Varşova'da Bujak'ın tutuklanmasından bu yana 12. kez sorguya çekildi. Yetkililer, ayrıca, Lech Walesa ile yakın dostu rahip Henryk Jankovski ve profesör Geremekin Amerikalı diplomatla "sürekli ilişki içinde olduğunu" öne sürüyorlar. 24 temmuz tarihleri arasmda Italya Dışişleri Bakanı Giulio Andreotti'nin çağnlısı olarak îtalya'ya banş kongresine katılmak için gitmeyi arzu ettiğini de bildiren Walesa, ''Orada Avrupah politikacılarla BM Genel Sekreterinin önunde ülkemi temsil etmek istiyorum" dedi. Lech Walesa'nın bu sözlerine rağmen, hükümet sözcüsü Jerzy Urban önceki gün düzenlediği basın toplantısında, Nobel Barış Ödülü sahibi Dayanışma liderinin 1981 yılmdan bu yana yaptığı ilk pasaport başvurusuna zamanında ce\rap almasının mümkün olmadığını bildirdi. Walesa'nın pasaport için başvuruyu çok geç yaptığım kaydeden sözcü, ayrıca surdürülen soruşturma için Polonya'da kahnası gerektiğini bildirdi. Atina terö'r konusunda sertleşti Hükümet sözcüsü, "Kurtuluş hareketlerinin kendi toprakları dışındaki eylemleri haksızdır" dedi. ATİNA/ROMA, (a.a.) Yunanıstan hükümeti, uluslararası terorizm konusundaki tavrına açıklık getirdi. Hükümet sözcüsü Miltiades Papaioannou, kurtuluş hareketleri tarafından kendi toprakları dışında girişilen eylemlerin haklı olmadığını söyledi. Papaioannou bu açıklamasını önceki gün "To Vima" gazetesinin, Başbakan Andreas Papandreu'nun aynı görüşü belirten bir mektubu ABD Dışişleri Bakanı George Shultz'a gönderdiğini haber vermesinden sonra yaptı. Papandreu geçen ay parlamentoda yaptığı bir konuşmada, FKÖ gibi gruplar tarafından gerçeklestirilen eylemlerin terorizm kapsamına girmediğini söylemişti. Yunan hükümet sözcüsü, uluslararası terorizm konusunda hükümetin görüşunde bir değişiklik olmadığını, Papandreu'nun o konuşmasında konuyu ayrıntılı olarak anlatmadığını iddia etti. Çinh roman yazan Hfmg Weng, dün Çin Halk Cumhuriyeti'nin yeni Kültür Bakanı olarak göreve basladu Yeni Çin Haber Ajansı Vıın haberine göre, 51 yaşındaki Wang\n atanması, Uhısal Halk Kongresi (parlamento) Daimi Komitesi tarafından da onaylandı. Boşanma yusağı Iriandalüar, bugün yaptlacak referandumla, ülke anayasasında yer alan boşanma yasağımn kaldunhp kaldınlmayacağına karar verecek. Referandum, Işçi PartiU Başbakan Garret Fitzgerald'in gbiştmi üzerine gerçekleştirittyor. Iriandaluann yüzde 90\nuı mensup olduklan Katolik Kilisesi boşanmanın yasaüaştırüması fikrine şiddetle karşı çıkıyor. Kilise, mensuplannı yasağm siirmesi lehinde oy kullanmaya çağırdu
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle