16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/4 KÜLTÜRYAŞAM ULUSLARARASI ÎSTANBUL FESTtVALTNDE MÜZtK 13 HAZİRAN Ozetle 1986 TELEVİZYON Programın bu bulümünde, Türkçe karşdığırj gelecek zaman diye verebildiğimiz "The Fature Tense" ele alımyor. Smıfıa öğretmen ve öğrenciler aracılıgıyla, gelecek zaman cümle kalıplan söz konusu olduğunda kullanıtan "H'ıll" ve "Shall" yardımcı fiıllerine çeşıtlı örnekler veriliyor. Aynca, İngiliz yapımı olan On We Go adiı fllmde, pansıyonerlerin başmdan geçenler anlatıhyor. 07.00 Açılış 07.01 Dil Oğrenelim 09.00 Kapanış 16.14 Açılış 16.15 Eğitim Önlisans Programı 17.00 Açık Oğretim. Vj/Jof. Dr. Tahir Akıan, "Türkıye'nin tdarî Yaptsı", Yrd. Doç. Dr. ,\'üviı Cerek "tş ve Sosyal Güvenlik Hukuku" ve Prof. Dr. Aykut Henekmen "Turk Vergi Mevzuatı" derslerıni veriyorlar Yurtdışındaki Türk sanatçılar festivalde Güher ve Süher Pekinel Kardeşler, piyanist Deniz Arman Gelenbe ve Meral Günayman, viyolonselci Selma Gökçen ve soprano Leyla Gencer yurtdışından festivale katılacak Türk sanatçılar. Piyanist îdil Biret ve flütçü Gülşen Tatu da festivalin solistleri arasında. USTUN DURUEL 14. Uluslararası İstanbul Festivali gelecek hafta başhyor. Öncekilere göre bir hafta daha uzun olan festival süresince müzikten tiyatroya, opera ve baleden geleneksel sanatlara dopdolu gunler yaşanacak. Çeşitli ülkeleri temsilen gelecek ünlü topluluk ve solistlerin yanı sıra bizclen de on iki sanatçı, bir oda müziği topluluğu, İstanbul Devlet Opera ve Balesi katılacak festivale. 20 haziran cuma akşamı yapılacak açılışa uluslararası üne sahip iki sanatçımız, GüherSüher Pekinel piyano ikilisi solist olarak katılacak. Pekinel Kardeşler, JeanFrançois Paillard Oda Orkestrası eşliğinde Mozart'ın İki Piyano İçin Mi Bemol Majör Konçertosu'nu yorumlayacaklar. Aynca JeanPierre Paillard Oda Orkestrası'nı İstanbul Devlet Opera Orkestrası nefesli çalgılar grubundan bazı sanatçılar takviye edecek. ile Dvorak ve Brahms'ın piyanolu beşlilerini seslendirecek. Konçertosu'nu dinleyeceğiz. 14. Uluslararası İstanbul Festivali, bize yaşamıru ABD'de sürdüren piyanist Meral Günayman'ı bir kez daha dinleme olanağı sağlarken, çalışmalannı yine ABD'de sürdüren Michigan doğumlu bir sanatçımızla, viyolonselci Selma Gökçen'le tanıştıracak. Piyanist Hülya larcan ve ülkemizin tek uzun ömürlü oda müziği topluluğu olan Yücelen Dörtlüsü, küçük ama görkemli Yıldız Saray Tiyatrosu'na konuk olacaklar. Klavsenist Leyla Pınar eşliğinde bas Ayhan Baran'ın güçlü sesini ve akıl almaz tekniği ile soprano Leyla Gencer'i Aya İrini'de dinlemek festivale hiç kuşkusuz ayrı bir canlılık ve renk katacak. İstanbul Devlet Opera ve Balesi de gelenek haline getirdiği ve her festivalde sahnelediği Mozart'ın "Saraydan Kız Kaçırma" operasını Topkapı Sarayı Müzesi'nde tekrar oynayacak. Folklor Kongresi 18.30 Dünya Kupası: (Özet Yayın) 19.00 Haberler 19.15 Çiçek Kız i Angel ve arkadaşları, Almanya içlerine doğru yedi renkli çiçeği aramaya ; ederler. devam Gözde flütçü Tatu Salzburg Mozart Solistleri'nin Aya İrini'de vereceği iki konseri devlet sanatçısı Hikmet Şimşek yönetecek. 18 sanatçıdan oluşan topluluk, adıru taşıdığı Mozart'ın yapıtlannın yanı sıra çağdaş bestecilerimizden Dhan L'smanbaş'ın Küçük Gece Müziği'ni yorumlayacak. Salzburg Mozart Solistleri'nin ikinci konserine, geçen yıl Japonya'da kazandığı birincilikten sonra yurtdışında kendisinden sıkça söz edilen sanatçımız flütist Gülşen Tatu solist olarak katılacak. Gülşen Tatu'dan Mozart'ın Re Majör Flüt Kültür ve Thrizm Bakanlığı Milli Folklor Arastırma Dairesi Başkanlığı'nca 5 yılda bir düıenlenen Uluslararası Türk Folklor Kongrelerinin üçüncüsü 2328 haziran günleri arasında lzmir Atatürk Kültür Merkezi'nde yapılacak. lzmir Kültür ve Tiırizm Müdür Vekili Şeref Ünal, kongreye Kuzey Kıbns Türk CumhuriyetVnin yanı sıra 10 yabana ülkeden iki yüzu aşkm bilim adamı ve uzmanm katılacağını açıkladu Kongre süresince lzmir Atatürk Kültür Merkezi'nde "Anadolu Motifleri", "Türk Folklor Kitapları'ndan Örnekler", "Manisa Yöresi El Halılan " sergileri açılacak; "Karagöz ve Kukla" gösterisi ile Türk halk müziği konseri sunulacak. (a.a.) i 19.40 Gençlik , Yurldtfindan ülkemize kesin dönü} yapan gençlerimizin uyum sorununun ele < atmdığı programda, ro'portajlara ve dört üniversiıeli gencin kattldığı bir söyleşıye ! yer veriliyor. Milli Eğitim ve Gençlik Spor Bakanlığı Ona Öğrelim Genel Müduriı I Abdülkadir Türkmen'in açıklamalarımn yer aldığı programın müzik bölümune. ' Grup Çağrışım iki parça iie ve Ankara Amerikan Lisesı kız ögrencileri bir dons j göstensi ile katıhyorlar. TÜRKÇEDE İKİ ROMANI VAR Latin Amerika edebiyatınm seçkin yazan Mario Vargas Llosa, iUkemix.de Türkçeye çevrüen "Kent ve Köpekler" ve "YeşU £ v " adh romanlanyla tanmıyor. \ 20.30 Haberler ve Hava Durumu 20.55 F. Almanya Danimarka Dünya Kupası Karşılaşması (Naklen) . (Ayrıntılı bilgi Spor'dal Peru'nun son çeyrek yüzyıhnın portresi Kültiir Servisi "Kent ve Köpekler" ve "Yeşil Ev" adh romanlan Türkçeye de çevrilen Perulu yazar Mario Vargas Llosa, yeni romanı "Mayta'nın Öyküsü"nde, ülkesinin son çeyrek yüzyıllık dönemini anlatıyor. 1958 yılında bir giin, Paris'te otururken, "Le Monde" gazetesinde okuduğu bir haberden yola çıkıyor yazar, Peru'da bir devrim girişiminin başansızhğı. Vargas Llosa, yıllar sonra, o dönemdeki sonuçsuz girişimi betimlemeye çalışırken, yer yer tanıklıklara başvurarak, yer yer "anlatıcı" lığı kendisi üstlenerek, Pertfnun son yirmi beş yılını gözler önüne seriyor. Mario Vargas Llosa'nın yeni romanı "Mayta'nın Öyküsü" 23.00 Türk Halk Müziği: Abdurrahman Kızılay 23.30 Louisiana (Son) Savaşum sonra çifllikle ifler bozulmuşlur Virginıe ekonomık sıkıntı içindedir. Oğlunun bankadan aldığı borcu Odeyemediğinden çi/lliği yilirme Uhlikesiyle karşı karşıya kalır. Bu arada çiftliği saltn almak ısıeyen bir miişteri çıkar. Bu, kocası Charles de Vıgar'ı dolandıran adamdan başkası defitdir. Virginie evlenme onerısıni geri çevirir ve çiftliğin satışı sırasında Os*ald'a iyi bir oyun oynar. Vargas Llosa, son romanmda, 1958'de Paris'te "Le Monde" gazetesinde okuduğu bir haberden yola çıkıyor. BasarısızlMa sonuçlanan bir devrim girişiminden hareket eden iinlü yazar, ülkesi Peru 'nun son çeyrek yüzyılını betimliyor. çocuğuyla yaşamaktadır. Artık hiçbir zaman gideremeyeceği bir düşkınkhğıyla. Öüş ürünü Mayta ile gerçek Mayta arasında gidip gelen, okuru, yazann anlatısı ile tanıkların anlatısı arasında dolaştıran "Mayta'nın Öyküsü", kimilerine göre Peru'nun son çeyrek yüzyılının başarılı bir belgelenişi. Yazarına bakılırsa, "Mayta'nın Öyküsü", "yazgısı bile bunalmış" bir insanın öyküsü. Kimileri, yakın geçmişe umutsuz bir bakış olarak görüyor romanı. Bazı eleştirmenler ise, Peru'da son yirmi beş yıl içinde yaşanan kargaşa, çalkantı ve dehşet ortamı içinde Vargas Llosa'nın insan öğesini yakaladığı ve derinleştirdiği kamsında. Geçen hafta ülkemizde bulunan Japon Heyeti Başkanı Mimura, İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı Yönetim Kuruhı Başkanı Dr. Nejat F. Eczacıbaşı'na, vak/ın kültür ve sanata olan hizmetlerinden ötürü Japon hükümetinin takdir duygulannı ifade etmek amaayla 50 milyon yenlik bir teknik yardımda bulunmayı kararlaştırdıklannı açıkladu Yapılacak olan teknik yardım, İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı'nca düzenlenen Uluslararası İstanbul Festivali'ndeki ısıklandırma ve ses düzenleri için kullanılacak. Kültür Vakfı'na 50 milyon yen 00.20 Haberler 00.25 Kapanış Biret ve Gelenbe Ünlü piyanistimiz tdil Biret, Spor ve Sergi Sarayı'nda Hamburg Senfoni Orkestrası eşliğinde Johannes Brahms'ın Re Minör 1 Nolu Piyano Konçertosunu seslendirecek. Festivale katılacak bir başka piyanistimiz Deniz Arman Gelenbe. Juilliard Müzik Okulu'nu bitirdikten sonra Avrupa ve ABD'de konserler veren ve bir yıldan bu yana Paris Uluslararası Oda Müziği Yarışması jüri üyesi olan Gelenbe, Enesco Dörtlüsü RADYO T R T I 05.00 Açılış, program ve kısa haberler. 05.05 Ezgt lcervam. 05J0 Şarkılar ve oyun havalan. 06.00 Köye haberler. 06.10 Bolgesel yayın. 0 6J 0 Cuma sabahı. 07.20 Özel tanıtıcı reklam programı. 07.30 Haberler. 07.40 Günun içinden. 09.40 Arkası yarın 10.00 Kısa haberler 10.05 feklamlar. 11.00 Kısa haberler. 11.05 Şarkılar geçidı 1130 Çeşilli müzik. 12.00 Kısa haberler. 12.05 Reklamlar. 12.10 Türküler geçidi. 12.30 Türk sanaı mıiziği özel programı. 12.55 Reklamlar ve radyo programlan. 13.00 Haberler. 13.15 Müzik. 13.30 Bölgesel >avın ve reklamlar. 14.45Türküler. 15.00 Kısa haberler. 15.05 ÖJIeden sonra 16.00 Kısa haberler. 16.05 Türküler ve oyun havalan. 1630 Hafif mü7İk 17.00 Kısa haberler. 17.05 Köyümüz koylümuz. 17.25 Hicaz faslı. 17.55 Hafif müzik. 18.00 Çocuk bahçesi 18.15 Çocuklarla başbaşa. 19.00 Haberler v e olayların içinden 20.00 Ankara Radyosu Çoksesli Korosu. 20.15 Mısradan nagmeye şiirlerimiz ' şarkılanmız. 20.45 Türkçe sözlu hafif müzik. 21.00 Kısa haberler. 21.05 Türküler geçı\ di. 21.30 Beraber ve solo şarkılar. 22.00 Beraber ve solo türküler. 22.30 Çagdaş Turk sanaı müziği. 23.00 Haberler. 23.15 Gecenin içinden. 00.55 Gunun haberierirden ozet. ler. 01.00 Program ve kapanış. Ol.OS05.00 Gece yayını. T R T I I 07.00 Açılış ve program. 07.02 Solistlerden seçmeler. 0 7 J 0 Haberler 07.40 Türküler ve oyun havalan. 08.00 İki solistten şarkılar. 0 8 J 0 Sabah konseri. 09.00 Türküler. 09.15 Çocuk bahçesi. 09J0 Çeşitli müzik. 10.00 Şarkılar.10.20 Dünden bugune oyunlarımız turkülerimiz. 10.40 Türk dünyasından. 11.00 Yurıtan sesler kadınlar top\ luluğu 1130 İki solistıen şarkılar. 12.00 Çeşitli müzik. 12.30 Yuman sesle: erkekler lopluluğu. 13.00 Haberler. 13.15 Hafif müzik. 13.30 Küçük koro. 14.00 Türküler ve oyun havalan. 14.30 Vabancı dil dersi. 15.15 Şarkılar. 15J0 Çeşitlı sololar. 16.00 Türkçe sözlü hafif müzik. 16.20 Arkası yarın. 16.40 Başlangıcmdan bugune Türk musikisi formları 17.00 Caz dünyası. 1730 Mahalli sanalçılanmız. 18.00 Ses ve saz dünyamızdan. 1830 Hafif müzik 18.45 Türküler. 19.00 Haberler ve olaylann içinden 20.00 Şarkılar. 20.15 Hafıf müzik 2030 Yabançı dil dersi. 21.15 Şarkılar 21.30 Yurıtan sesler kadınlar lopluluğu 22.00 Gece konseri. 2230 Bir roman.'Bir yazardan hikâyeler. 22.45 Turkuler. 23.00 Haberler. 23.15 Beraber ve solo şarkılar. 23.40 Hafif müzik. 23.55 Cuma konseri. 00.55 Program ve kapanış. T R T I I I 07.00 Açılış ve program. 07.02"Hafif müzik. 07.30 Sabah konseri. 08.00 Sabah içın müzik. 09.00 Haberler. 09.12 Müzikli dakikalar. 10.00 Türk yorumculan. 1030 Muzik rüzgârı. ll.OOOğleye doğru. 12.00 Haberler. 12.12 Günün konseri. 13.00 Solistlerden seçmeler. 1330 Türk halk müziği toplu programı. 14.00 Konser saati. 15.00 TRT çocuk korolan. 15.25 Caz ve hafif müzik dünyasından. 15.55 Haftanın çocuk sarkısı. 16.00 Türk sanaı müziği toplu programı. 1630 Türküler geçidi. 17.00 Haberler. 17.12 Sizler için. 18.00 Studyo FM. 19.00 Haberler. 19.12 Müzıkte etkileşim. 20.00 Popcaz. 21.00 Müzik ekspresi. 22.00 Haberler. 22.12 Gecenin getirdıkleri. 23.00 Cuma konseri. 24.00 Müzikallerden bir yıldız. 0030 Hafif müzik. 01.00 Program ve kapanış. Soruşturma gibi Vargas Llosa, romanın odak noktası olarak Mayta'nm yaşamını alıyor. Nerdeyse bir soruşturma yütülüyormuşçasına yavaş yavaş okurun gözünde belirginleşiyor Mavta'nın kişiliği. İlkin on iki yaşında, şişko bir çocuk olarak tanıyoruz Mayta'yı. Mayta, annesinin deyişiyle, "ihtiyar dogmuş, dini bütün bir çocuk". Nerdeyse bir ermiş. Bütün aile, Mayta'nın ileride rahip olacağından emin. Ama imanı Mayta'yı terk eder. Daha dogrusu, farklı biçimlere bürunür. Önce komünist olur Mayta. Ardından, Stalin düşmanlığı nedeniyle komünizme ters diişer. Sonunda Troçkist olur. Ve hapiste yatmadığı zamanlar saklanan, yoksulluk içinde yaşayan bir adam olur çıkar yirmi yıl süreyle. Ashnda Mayta, hep eylem düşleyen bir kuramcıdır. Kendi kendisine Fransızca öğrenir. Bazı siyasal yazıları İspanyolcadan Fransızcaya çevirir. Oysa Peru yerlilerinin bildiği tek dil, "Quechua" dilidir. PEKtSEULERLEAÇILACAK İstanbul Festivali, Güher ve Süher Pekinel Kardeşler'in yorumlayacağı bir Mozart konçertosuyla açılacak. Pekinel'lere JeanFrançois Paillard Oda Orkestrası eşlik edecek. YUNUS NADİ ARMAĞANI MİZAH ÖYKÜSÜ YARIŞMASI 198586 Ev MLZAFFER ABAYHAN/.Vo. 384 dirdi çevresine. Gözünün iliştiği her şey onu alıp yıllar öncesine götürüyordu. Annesinin kullandığı ocaklı sobayı görünce, kış gecelerinin patlamış mısır kokuları geldi burnuna. Şule'nin üç tekerlekli bisîkleti sobanın yanındaydt. Biricils kızlarını öğretmenlik yapmak uzere, o deniz kasabasına yolcu ettikleri günü anımsadı. Ne çok ağlamıştı Makbule! Bunca yıl geçti o günün üzerinden, Şule hâlâ bekâr! Şöyle namuslu bir gençle evlendiğini görebilseydi ölmeden! Varsıl olmasa da olurdu. Şule'nin maaşı adamın maaşına eklenince, yaşayıp giderlerdi. Hem Makbule'nin de, kendisinin de birer ayakları çukurda sayılırdı. Bu ev de Şule'ye kalacaktı sonunda. Eski, tek katlı bir ev ama, olsun! i k i saat kaldıktan sonra çatıdan indisinde, Suphi Beyin gözleri kızarmış, yanakları ıslaktı. Tozlu bir kâğıt tomarı vardı elinde. Makbule Hanım kocasının yüzündeki derin üzüntüyü hemen ayrımsadı; İyi misin Suphi? Bir şeyin yok ya? dedi telaşla. Suphi Bey elindeki tomarı gösterdi karısına; Bunlar şiir Makbule! dedi. Bunlar benim şiirlerim. Yazmayı sürdürseydim, belki de büyük bir ozan olacaktım ben Makbule. Sonra içini çekip ekledi: Ola ola bir küçük memur emeklisi oldum! Makbule Hanım, ne diyeceğini bilemedi. Kocasının aklını kaçırmış olabileceğinden kuşkulandı. Birkaç gün sonra Makbule Hanımın hiç kuşkusu kalmadı ve bir komşusuyla birlikte yollara düşüp, öteden beri övgüsünü duyduğu Konyalı Hocayı buldu. Konyalı Hocanın muskası yan etki göstermiş olmalı ki, Suphi Bey sonraki günlerde iyice azdı. Sabahtan akşama dek yazıp, yazdığını yırtıyor. arada "İlham gelmiyor Makbule!" diye bağınyor, yağmurlu havalarda sokağa fırlıyor, dahası, sütçünün beygiriyle, Nermin Hanımın tavuklarıyla konuşuyordu. Makbule Hanım, kocasını çatıya çıkardığı güne kargışlar yağdırıyordu. Ilkyaz gelince de "Evi satacağım! Bu evde bana ilham gelmiyor!" diye tutturdu Suphi Bey. Kocasının deliliğine adı gibi inanmış olan Makbule Hanım, başlangıçta bu öneriye karşı çıktıysa da, sonradan, biricik kızları Şule'nin görevli olduğu deniz kasabasında hep birlikte yaşamak düşüncesi onun da aklına yattı. Aradan yıllar geçtikten sonra bile, o günleri anarken Makbule Hanım hep, "Evi bedavaya verdik!" diyecekti. Suphi Bey ise hiç öyle düşünmemişti. Koca bir yaşam boş yere geçip gitmişken, yazııı tarihine girebilmek için Suphi Beyin ancak birkaç yılı kalmışken üç beş kuruşun ne önemi olabilirdi? Şule'nin öğretmenlik yaptığı kasaba, masmavi bir koyu çevreleyen yemyeşil dağların eteklerinde kuruluydu. Ulaşım zorluğu turist akınına olanak vermemiş, bu nedenle kasaba çoğu Rumlardan kalma beyaz badanalı, küçük, şirin evleriyle, o aydınlık görünümünü koruyabilmişti. Ve yine aynı nedenle, bu şirin evlerin ederleri oldukça ucuzdu. Öyle ki, Suphi Bey satılık birkaç evin içinden dilediğini seçme şansını buldu. Seçtiği e\ de e\di doğrusu. Evin batıya bakan pencereleri silme denizdi. Akşama doğru ufukta yanan renkler, evin içine doluyordu. Suphi Bey. burada bir süre yaşadıktan sonra Makbule Hanımın da şiir yazmaya başlayacağına inanıyordu. E v e taşmmalannın üçüncü gününde ve Makbule Hanım, şiir yazmaya daha hiç istekli görünmezken, Suphi Bey siftah etmek üzere bahçeye çıktı. Birkaç dakika denizi süzdükten sonra; Ey ozanlar gibi dertli deniz! diye ilk dizesini haykırdı. İşte o anda inanılmayacak bir şey oldu, deniz dile gelip, "Aah!" diye inleyerek, Suphi Beye karşıhk verdi. Yaşh ozan kulaklanna inanamadı. Emin olmak için; Ah diyen sen miydin ey deniz? biçiminde bir dize haykırdı. Denizin yanıtı bu kez "Vay anaaam!" şeklinde oldu. Evet, deniz dertliydi ve Suphi Beyle dertleşmek istiyordu. "Derdin nedir ey deniz?" "Ayağının altını öpeyim, vurma ağabeey!" Denizin vanıtı biraz anlamsız olmuştu bu kez. Biraz da dışarılardan gelir gibiydi sesi. Sonra denizin sesine başka bir ses karıştı; "Hani bu yollar kesikti ulan? Hani bırakmıştın bu zıkkımı? Erkek sözü vermiştin bir de! Erkek misin ulan sen?" Suphi Bey evin arkasındaki karakolu o sırada anımsadı. Bahçenin yanındaki merdivenleri çıkıp, karakolun önünde toplanmış kasabalılarla konuşunca da, Balıkç\ Rafet'in esrar içerken yakalandığını öğrendi, O günü kara kara düşünerek geçiren Suphi Bey, akşam olduğunda, evinin hiç de güzel bir ev olmadığına karar vermişti. Sonraki günlerde, karakoldan taşan her çığlık, onun kararını doğruladı. Birkaç hafta sonra da. kasabalılar kaçık yabancının daha yeni aldığı evini satılığa çıkardığını duyup şaştılar. Çığhkları her duyuşunda ellerini ısırmayı huy edinen Şule de babasının yanında yer almış, Makbule Hanıma söyleyecek pek bir şey kalmamıştı. Evi, kasabadan evlenmiş olan kaymakamın kayınpederine sattılar. K.endileri dc koyun obür yanında bir ev alıp taşındı lar. Yeni e\den gun baıımını izlemek olas, değildi, ama Suphi Bey öteden beri aradığı esin kaynağını bu evin küçücük bahçesinde bulmuş. sayfalar dolusu şiir yazar olmuştu, Üstelik, bir sure sonra yazdıklarını kasabanın on be> günde bir çıkan gazetesinde yayımiuımaya da başlamıstı. tsveçli yönetmen İngmar Bergman'ın hemen herfUminde irili ufaklı roller alan tsveçli tiyatro ve sinema oyuncusu Gunnar Björnstrand, Stockholm'de 77 yaşında öldü. Öğrenimini Kraliyet Tiyatro Okulu'nda gören Björnstrand, çok sayıda oyunda ve 110'dan fazla fllmde oynadı. Inançh bir Katolik ve sosyalist olan sanatçı, 19481982 arasında Bergman 'm bütün fiimlerinde rol aldı ve son alarak "Fanny ile Alexander"da oynadı. Björnstrand'in en sevdiği rolü, "Yedinci Mühür"deki rolüydü. Ama eleştirmenler onu en çok "Kış işığı" adh fllmdeki rahip rolünde beğendiler. Björnstrand, aynca 1940'larda "Arne Mattssonun fiimlerinde ve 1960'larda Mai Zetterling, Vügot Sjöman ve Jan Troell'ün yapıtlannda da oynadı. İngmar Bergman'ın oyuncusu öldü BULMACA SOLDAN SACA: 1/ Yol yapımında dökülen çakıllan ve kumları bastınp sıkıştırmak için kullanılan ağır silindirli araç. 2/ Bayağı, sıradan... Çanakkalenin bir ilçesi. 3/ Baryumun simgesi... Vrücut ısısı. 4' Saniyede bir jullük iş yapan bir motorun güç birimi... Hintlran dil grubuna verılen ad. 5/ Hedefi vurma... Halk dilinde köpek. 6/ Haşarı. 7/ Yazj .. Kanşık renkli. 8/ Hındısıanda yaşayan büyük bir maymun... Karı kocadan her biri. 9/ Aristo'ya göre, her varlığın erişmeye yöneldiği yetkinlik durumu. YUKARIDAN AŞAĞIVA: 1/ Üsıü açılabilen bınek oıomobili. 2 Yeniçeri kışlası... Pamuk ipliğinden yapılan kalınca kilim. 3/ Bir noıa... Tuccar tarafından bir malın umumi mağazaya leslimi uzerine kendisine verilen rehin senedi. 4' Bir larım aracı... Germanyum elementinin simgesi. 5. Bir nota... Hindisıan'da yeıişen, ıırmanıo bir tür biber ağacı. 6/ Sıkıntı verme, üzme... L'zaklık anlatmakta kullanılan bir soz. . Renyum elementinin simgesi. 7/ Hinı ınanışında Tanrı Rama'nın karısı... Guney Afrika Cumhuriyetinin plaka işareti. 8/ Teklif... Romanya'nın para birimi. 9/ Tanzimat Dönemi'nin ünlu sadrazamı. Erotizm öğesi Vargas Llosa'nın romanındaki yeni bir öğe de, erotizm. Mayta'nın içinde bulunduğu konumu aynntılamak için, ondan bir eşcinsel yaratıyor. Bütün bir kargaşa içinde giderek olayların insani boyutlarını sorguluyor. Ancak, romanında geçen kimi kişilerin ya da yerlerin adlarını değiştirdiğini, kimi zaman da onlan kendisinin kurguladığını saklamıyor. Dahası kimi tarihleri değiştirdiğini de, Ama Vargas Llosa, bunun, Peru açmazının, terorizmin ve dış etkenlerin de birer düş olduğu anlamına gelmediğini vurguluyor. Peru'nun başkenti Lima'nın bir çöplüğü andıran görünümü de bir düş ürünü olarak alınmamah, diyor. Romanda belki de düş ürünü sayılmaması gerekenlerden biri de, yazann kitabın son bölümünde bir barda garsonluk yapan altmış beş yaşındaki Mavta ile karşılaşması. Mayta, yaşamının üçte birini geçirdiği hapishanenin bitişinde bir kulübede, karısı ve dört Hanım, oturma odasındaki divanın ortasının iyice çökmüş olduğunu aynmsadığı gün, kocasının yüzüne korkuyla bakmış: Yata yata küp gibi şiştin Suphi! demişü. Küt diye kalpten gidiverirsin, Allah korusun! O günden sonra Suphi Bey, divanın bir gün bir ucuna, öbür gün öbür ucuna otuımayt alışkanlık haline getirdi, ama karısının o uğursuz önbiliyi ikide bir yinelemesine engel olamadı. "Küt diye gidiverirsin Suphi!" Artık, emekliliğinin ilk aylarında olduğu gibi gazete okuyup bulmaca çözerek, uyuklayarak geçiremeyecekıi günlerini Suphi Bey. Kocasının küt diye gidivereceğine i\ iden iyiye inanan Makbule Hanım, onu sabahtan akşama dek üzerine tünediği divandan koparabilmek için tüm kurnazlığını kullanır olmuştu. Önce, Bakkal Osman Efendi'nin heladan çıktıktan sonra ellerini yıkamadan p>eynir tarttığını diline doladı. Sonra, içkici bir manavdan alınan domatesin bereketi olmayacağını öğrendi cami hocasından. Suphi Bey günlük alışverişi yapmak için birkaç sokak öteye yürümek zorunda kaldı. Hemen ardından bir düş görme hastalığına tutuldu Makbule Hanım. Bir sabah uyandığında: Hayırdır inşallah Suphi! dedi. Hani Şükriye vardı ya? Onu ölmüş babasıyla dolma sararken gördüm düşümde. Kadıncağız hasta filan olmasın? Bugün gidip biraz oturalım. Aynı hafta Necmiye Hanım, yeşil kanatlı bir ata binip uçtu, Perihan Hanım da damadının kafasını saksıya dikip suladı. Makbule Hanımla Suphi Bey onlan da ziyaret ettiler. Birkaç hafta sonra gidilecek yer kalmadı ve Makbule Hanımın düşleri seyrekleşerek normale döndü. Suphi Bey, tam bir oh diyecekti ki, bu kez de çatı sorununu buldu çıkardı Makbule Hanım. Çatıda her şey birbiri üzerine yığılı idi. Bir giren olsa, çıkış yolunu bulamayıp çatıda kaybolabilirdi. Atılacak varsa atılmalı, satılacak varsa satılmah, çatı bir düzer.e sokulmalıydı. Yataktan dinç kalktığı bir sabah, Suphi Bey soluğu çatıda aldı. Gerçekten de çatı birileri tarafından iş olsun diye karıştırılmış gibiydi. Suphi Bey, bu karışıklığın ortasında durup şöyle bir göz gez Telden Dile, Dilden Gönüle Radyo ses ve saz sanatçılanndan Süleyman Yıldız yarın saat 21.00'de İstanbul Kartal Delediye Sineması'nda "Telden Dile, Dilden Gönüle" adh bir halk müziği resitali verecek. Michael Jackson Moskova yolcusu Amerikalı ünlü şarkıcı Michael Jackson, S temmuzda Moskova2 da düzenlenen tyi Niyet Oyunları'run açılış törenlerine davet edildL Jackson, bir süre önce Çernobil nükleer felaketinin kurbanlanna yardım amaayla Moskova'da düzenlenen konserlere öncülük eden Sovyet şarkıcı Alla Pugaçova ile birlikte sahneye çıkacak. Moskova'daki tyiSiyet Oyunlan 20 temmuza kadar sürecek. HAVA DURUMU AMUUU InUMH tZMhl «OUâ VaOımırlu Yajrmjrlu Yajrmırlu YaOmurlu tr \r ir ir ir ir AMSTERDAM . BUIUDL 23° zr 2T a* zr M* M* 2T mın BDMMM THAEOtl MVtU OtnMMM DİMK SAM$W MMBA KUI KMItt Buiutiu Buiutiu Yajmunu Buiutlu Buiutlu Ysjmuriu Yatmt,riu VaQmLr'u Yajmurı, YaQrrtur!u «r tr ir ir »• M* 24* W Zf 10» ır ir r ir ATİNA : Apk BAĞDAJ : Apk BEU3RAD : Yagmunu BERLİN : Yajmuriu BONM : YaOmurib BRÜK&EL : YaOmuriu CUieVRE : YaOmuriu CtoOE : *çık FMNKFURT : Yajmurlu G/AME : Buluthı KAHİHE : Açık KÖLN : Vsjmurlu LDNDRA : Buiutlu HIADRİD : Açık UOSKOVA : Açık MÜNİH : VaOmurlu N£W YORK : YaOmuriu OSIÛ : Butullu PARİS : Yajmurtu RİYAD : Açık ROMA : Buiutlu SOFVA : Yajmurlu SAM : Acık TEL AVİV : Açık 7OKYO : yajmurkj TRABLUSGARP: Açık ZÜRİH : Yağmurıu 26° 35° 25° 22° 20° 19° 19° 39° 22° 28° 36° 20° f° 2<° 23° 17° 22° 16° 23a 32° 25° 18° 35° 32° 20° 29° 19° Bernard Shaw'un güncesi deşifre edildi Kttltür Servisi İrlandalı ünlü yazar George Bernard Shawun kısa ve belirsiz notlar halinde tuttuğu günce deşifre edilerek yayımlandı. Bernard Shaw'un yeni yeni ünlenmeye başladığı dönemde tuttuğu günceyi ABD'nin Pennsylvania Üniversitesi Sanat ve Beşeri İncelemeler Bölümü Başkanı Stanley \Veintraub çözdü ve yayına hazırladı. İki cilt tutan günce, "Bernard Shaw: Giinceler 18851897" adıyla yayımlandı. Kitabın editörü VVeintraub, üzerinde yedi yıl çalıştığı yapıtla ilgili olarak, "Bu günce, anlatısal ya da edebi bir nitelik taşımıyor. Daha çok, bize, Shavv'un sanat, müzik ve ti>'atro eleştinnenliği yaptığı çıraklık döneminden bir oyun yazan olarak ünlendiği döneme kadarki >v;amının dokusunu ve tadını iktiyor" dedi. "Dost Merhaba" adlı yeni kaseti çıkan Selda Bağcan 1820 temmuz tarihleri arasında tngilterenin Bristol kentinde yapılacak Womad Festivali'ne çağnldu Afrika'daki açlar ve İngütere'deyapılacak yoksullar okulu yararına düzenlenen festival kapsamında yayımlanacak plakta Selda Bağcan'ın da iki yapıtı yer alacak. Festival komitesi plak için Selda'nm "Türk Köylüsü" ve "Beri Gel Halo" adlı yapıtlarını seçti. Selda Bağcan Womad FestivalVnde Yazı ve oyun yurışmaları Kültür ve Turizm Bakanlığı "Gençliğin Boş Zamanlanmn Değerlendirilmesinde Kitap ve Kuıüphanelerin Rolü" konulu bir yazı yanşması ve bir gençlik oyunu yanşması düzenledi. Son katılma tarihi 15 Eylül 1986 olan yazı yarışmasında birinciye 200 bin lira. ikinciye 150 bin lira, üçüncüye 100 bin lira ödül verilecek. Mansiyona değer bulunan üç kişi de SOşer bin lira alacak. Son katılma tarihi 1 Ekim 1986 olarak belirlenen gençlik oyunu yarışmasımn birincilik ödülü 1 milyon lira, ikincilik ödülü 500 bin lira, üçüncülük ödülü 400 bin lira olarak saptandı. Yarışmada üç kişiye de 250'şer bin liralık mansiyon verilecek. (a.a.) fVf•t*on>to/l G*fw( Müdüriüğundtn tlıntn bHçly gort. bütün DölgtUr ytfrflı WC*k HAVA SICAKLIĞI: önmll bir atğlflkllk olmtytcti RÛZGÂR: Gtinf ve tmtı fönl»nl»n ortt kunrttt* <»csk Dtnızlenjt yıldız « guntttısınOtn 35 saâtte 1021 B«nİ2 mllı hııl» »t«c«k DENİZ Butun d»nıı/.nmı2 ysğısiı geç«c»k D«niı mutadil daigalı olup goruş uz»klığı 10 k/n yçış tnıntt» 35 km doltyındt buluracmk. Vn gölündı hm ytğiflı j»ç»c»k Ruzgtr guney ve tntı yönterden orıa kumttm •••c**. Go/ küçük dttgmlı olup gonjf uukiıgı 510 km doltyındt bulunscMk. Dr. ERDAL ATABEK Hastalannı kabule başlamıştır. Bahariye Cad. 96/3 Kadıköy Tel.: 358 23 22336 04 49
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle