16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13 HAZİRAN 1986 Ozetle DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 Albay Muammer Kaddafk ABD'ye ateş püskürdü: ABD Akdeniz'de sürekli olarak iki uçak gemisi bulunduracak ABD 'nin bölgedeki askeri gücünü korumak için Akdeniz 'de sürekli olarak iki uçak gemisi bulundurmayı kararlaştırdığı açıklandı. Pentagon 'a yakın kaynaklann bildirdiğine göre, geçen hafta alınan bu kararla Amerikan donanmasmdaki gemilerin sefer programı değiştirilecek. 1980 yihna kadar Akdeniz 'de sürekli olarak iki uçak gemisi buhınduran ABD, daha sonra bu uygulamayı kaldırmıştı. Pentagon 'a yakın kaynaklar, Amerikan yönetiminin Akdeniz'deki iki uçak gemisinden biri olan "Enterprise"ın Hint Okyanusu 'na açılmak amacıyla Süveyş kanahndan geçmesi için Mısır hükümeti ile görüşmelere başladığını biUUnyoriar. (a.a.) SSCB ile ittifaka giriyoruz Kaddafi, Amerikan Wheelus üssünün boşaltıîmasının 16. yıldönümü nedeniyle yaptığı konuşmada, yeni bir Amerikan saldırısı halinde büyük bir savaş çıkacağını söyledi. Libya lideri önümüzdeki yıllarda Libya'nın gelişmesi için planlanan 36 milyar dolarlık projelerı öncelikle Sovyetler Birliği'ne vereceklerini söyledi. n tüm kentleri silahlandırmaya çağırdı ve 1 milyon Libya vatandaşını da silahlandırmak için gerekli olan 100 milyon dinan (300 milyon dolar) toplamak için her Libyalıdan 200 dinar bağış yapmasını istedi. Kıyılarda savunma hatları inşa edilmesini öneren Libya lideri, bundan sonraki Amerikan saldınsının 1805 yılında Amerikalılann ve Libyalılar arasmda bir deniz savaşına sahne olan Derne Limaru'na yöneltileceğini öne sürdii. 15 nisandaki Amerikan saldınsında Ingiltere'den havalanan Amerikan bombardıman uçaklanna hava sahasmı kapattığı için Fransa'ya teşekkür etmeye niyetleri olmadığını söyleyen Kaddafı, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Fransa'nın saldından haberi vardı. Güvenlik Konseyi'nin daimi üyesi olarak barışı korumak için bu saldından Konseyi haberdar etmesi ve ABD'ye engel olması gerekirdi. Oysa, alçakça davranarak susmayı tercih etti. Şimdi bu ahlaksızca tntumunun nedenini açıklamalı, bizden de teşekkür beklememelidir." ÖNCELÎK SOVYETLER'DE Konuşmasında daha sonra ltalya'yı da eleştiren Libya lideri Kaddafı, ABD, Batı Avrupa ve Japonya'nın bundan böyle Libya pazarını unutmalarını istedi ve önümüzdeki yıllaıda Libyanın gelişmesi için planlanan 36 milyar dolarlık yatırımlan öncelikle Sovyetler Birliği'ne vereceklerini bildirdi. Kaddafi, "Dlğer Dogu Bloku ülkeleri. Çin ve Avusturya, Yugoslavya ve Yunanistan'a pazarlanmızı acacagız. Digerteri de böylece çıkarlanrun nerede olduğunu görecekler ve betki de politikalannı degiştirecekler." Konuşmasının son bölümünü Arap dünyasının sonmlanna ayıran Libya lideri Kaddafi, Arap Birliği'nin anlaşma ile olmazsa silahla sağlanması gerektiği görüşünü savundu ve tüm Arap vatandaşlarına şöyle seslendi: "Gizüce örgüdenin ve 1982de tsrail'in Beynıt'u işgal etmesinden bu yana utanca gömiilen ve ABD'nin Libya'ya saldınsından sonra bir araya geiemeyen Arap yetkililerinin yerini alın." ÜRDÜN VE MISIR Özellikle Ürdün ve Mısır'ı şiddetle eleştiren Kaddafı, Urdün Kralı Hüseyin'in, "Isnüllilerin kudunnuş köpegi" olarak nitelediği Başkan Reagan'ın peşinden koştuğunu, Mısır'ın da Libya'ya yönelik Amerikan saldınIarını kolaylaştırmak için ülkesine sürekli olarak casus soktuğunu öne sürdü ve "Mısır çizmeyi aşıyor" şeklinde konuştu. DÜNYADA BUGUN AIİSİRMEN TRABLUS, («JL) Libya lideri Muammer Kaddafı, Sovyetler Birliği ile ciddi bir ittifak içine girmekte olduklannı ve yeni bir Amerikan saldınsı halinde büyük bir savaş çıkacağını söyledi. Kaddafi, ABD'nin Wheelus üssünü boşaltmasının 16. yıldönümü dolayısıyla yaptığı konuşmada, Amerikan saldırısına uğradıklan zaman bağlantısızlar hareketinin kendilerine pek yararlı olmadığmı gördüklerini, bu nedenle Sovyetlerle ittifaka girdiklerini bildirdi. Kaddafi şöyle konuştu: "Trablus ve Bingazi'ye yaptıklan saJdınmn bir benzeri yinetendigi takdirde, yıüarca siirecek bir savaş çıkacaktır. Amerikan donanması ve Avrupa'daki Amerikan üsleri tahrip edilecektir. ABD atom bombası kollansa bile savaştan vazgeçmeyecegiz. Elimizde yeterli imkân olsaydı, A B D saldınsından sonra Londra ve Ne» York'u bombalamaktan çekinmezdik." Muammer Kaddafı, Libyaüla Açık Görüş... Daha bayramdan birkaç gün önce başlardı telaşı açık gorüşün. Haberler daha can kulağıyla dinlenir, gazeteler daha bir özenle incelenir, koğuş temsilcisi aracılığıyla idareye başvurulur, açık görüş olup olmadığı ve varsa hangi gün yapılacağı sorulurdu. Alınan bilgiye göre evlere haber gönderme uğraşı başlardı. Üstüne paraların iğnelendiği telgraf kâğıtları akşam sayımına gelen gardiyanlara verilir, açık görüş günü eve tellenirdi. Gardiyanlar arasında forsu olanlar ya da "sakal"a kıyanlar telefon da ettirebilirlerdi. Açık görüş az buz şey degildi. Ancak onbeş günde bir, o da ortasında demir parmaklıkların bulunduğu ve de bir türlü temizlenemeyen pis iki kat camın ardından loş görüş kabininde karşınızdakini hayal meyal seçebildiğiniz, sesinizi duyurabilmek için tepedeki delikli bölüme bağırdığınız, otuz beş kişinin aynı anda görüştüğü ve binbir uğultunun ortasında, arada kirli torbaların gidip, didik didik edilmiş temiz çamaşır torbalarının geldiği bir hengâme içinde görüşten çok savaşa benzeyen ve ziyaret edeni de edileni de nerdeyse yatağa düşüren ziyaretlerde görebildiğiniz ananız, babanız, kannız, çocuğunuz, kardeşiniz, yegeniniz. yakınınızı arada bir engel olmadan masanın karşısında görmek, onlaria kucaklaşıp, koklaşmak demekti açık görüş. Görüş gününün öncesi, gece helaların yanındaki bölümün suntalarla kapatılmasıyla oluşturulan banyo geç saatlere kadar boşalmazdı. Sabah ise koğuş bambaşka bir heyecanla uyanırdı. Sakal tıraşını geceden olmayanlar uzun kuyruklar oluştururlardı. Musluğun önünde ziyaretle ilgili konuşmalar olurdu: Sana kimler gelecek abi? Annem, hanım ve çocuklar. Bizimkilere de vaktinde haber ulaşmışsa bir de bakarsın kalkıp gelirler Malatya'dan diye hazırlıklı olalım dedim. Hiç ziyaretçisi olmayanlar ya da yakınları uzakta oturup da yol masrafını göze alamayanlar boş gözlerte izlerterdi bu heyecanlı hazıritğı; yıkanmış.özenle tıraş olmuş, cezaevinin o berbat, rengi atmış mavi elbisesinin içinde elden geldiğince giyinmiş olanlar, kimilerinin reçeteyle getirttikleri tıraş losyonlannı sürünürlerüzerterine adlarını ve koğuş numaralarını yazdıkları kâğıtlar yapıştırmış oldukları torbaları bir kez daha denetledikten sonra, avluda volta atarak beklemeye çıkarlardı. İçerde bu heyecanlı bekleyiş sürerken, kentin ya da yurdun ta bir ucundan saatlerce ya da günlerce yol teperek gelmiş olanlar cezaevinin kapısında saatler süren, itiş kakışlı bekleyişlerine başlamış olurlardı çoktan. Kucaklarında süt çocuklarıyia genç kadınlar, başları örtülü yaşlı hanımlar, yaşlı emekli öğretmenler, küçük afacanlar, analar, babalar, kardeşler, çocuklar ve yakınlardan oluşan kalabalık, güneşin altında itişe kakışa ceza evinin ana girişindeki küçük turnikeden içeri süzülmeye çabalarlardı. Arada ağız dalaşları olur, kavgalar çıkar, araya girenlerin "ayıptır yahu yapmayın, etmeyin" yollu uyarılanyla durum biraz yatışır gibi olur, ama itiş kakış sürer ve özellikle "hacı hüsrev"li ziyaretçiler cazgırlıklarıyla sıvrilirlerdi. Bu arada kimi görevlilerin pek erkekliğe yakışmayan, onurlu insana yaraşmayan davranışlarıyla karşılaşan tazeler de bu durumu içerdeki kocalarına duyurmamaya özen gösterırierdi. Kapıdan içeri girmeyı başaranlar kantine uğrayıp içerdekilere alacaklarını alırtar, normal zamanlarda avukat görüş mahalli olarak kullanılan salonun yanındaki bekleme yerine ulaşırlardı. Normal zamanlarda avukat görüşlerinin yapıldığı oda ise o gün masanın her iki yanında yer almış jandarma eri ve gardiyanlarla dolardı. Ziyaretçiler bu görevliler kalabalığının ortasında salona girerler, masalar dizisinin pencereye bakan yanında yerlerini alırlardı. Kadınlar, genç. kızlar, detikanlılar, yaşlı analar babalar, daha yürüme yaşına gelmemiş kucakta süt çocuklarının doluştuğu salonda uğultu bir anda kesıiir, kapı açılır on beş, yirmi kişilik gruplar halinde ve gardiyan refakatinde "içerdekiler" girerler içeriye. Işte o anda gürültüler bağırışlar artar, kimi güler, kimi ağlar, herkes yakınını görmeye çalışır, herkes öne geçip kucaklaşmak için itişir kakışır, çocuklar babalarıyla, analar evlatlarıyla, kocalar karılarıyla kucaklaşır. Kesik kesik tümcelerle bir şeyler konuşulur. Zaman zaman yıllardır görmediği babasını yabansıyan bir çocuk ağlar ve içerdeki koca bıyıklı adamın yüreğini dağlar, kimi zaman babalar kantinden aldıkları kırmızı ambalajlı "Ülker" çukulatasını küçük çocuklarına verirler, kanlar utana çekine kocalarının boynuna sanlır ellerini tutarlardı. Bütün bu olup bitenler hepsi hepsi üç, bilemediniz beş dakika içinde olur; gözyaşları, gülücükler, kucaklaşmalar öpüşmeler birden tiz bir düdük sesiyle kesiiir. jandarma erleri, ellerınde copları ve ayaklarında koca postallarıyla masaların üstüne fırlar, nereye bastıklarına bakmadan taraflar arasında bir duvar oluştururlar, "tamam tamam" diye bağtrarak tutuklu ye mahkumları çekiştirerek, ziyaretçileri iteleyerek görüşmenin bittiğıni söylerlerdi. Bu arada iki yandakiler iki söz daha söylemeye, bir kez daha kucaklaşmağa çalışırlardı. Olayı gazetelerine yansıtacak olan gazeteciler bu itiş kakış arasında görev yaparken zaman zaman tanıdıkları çahşma arkadaşlarıyla karşılaşııiardı .Yıllarca yanında çalıştığı ve çok sevdiği Niyazi Ağabeyini içerde açık görüşte görünce bir yandan ağlayıp bir yandan fotoğraf çeken çilli bir gazeteci kızı hâlâ unutmamışlardır sanırım. O resimler, özellikle siyasi tutuklulann resimleri, bizim Sağmalcılar gardıyanları gazetelerde ve yabancı basında yayınlanırdı. Bilmem ki o resimleri görünce kimlerin göğsü neden kabarırdı? Sonra ziyaret biter ve görüşenler koğuşlarına dönerlerdi birer birer. Daha koğuş kapısından girince heyecan biraz dinince acıyla ayrımına varırlardı ki, konuşmaların yarisı unutulmuş bile, sevdiğinin yüzü nasılmış, üstüne ne giymişmiş onları anımsamak olanaksızlaşmış hani neredeyse. O yoğun heyecan dakikalarından geriye sisler ardında, uçuk, soluk, hayal meyal görüntüler kalmış. Sonra akşam olur, koğuş olağan yaşamını buiurdu. Gece televizyon programı da bıttıkten sonra yavaş yavaş el ayak çekilir, herkes bir hapishaneci için çok yoğun olan günün sonunda yatağa serilirdi. Sonra gecenin ortasında, Sağmalcılar Hapishanesi'nin bilmem hangi koğuşunda bir tutuklu uyanırdı düşlerinden bıçakla kesilmişçesine ve sanki kolu kopmuşçasına somut duyumsayarak yalnızlığını. Ve aynı anda kentin bir başka köşesinde yanm kalmış bir ortak düşten acıyla uyanırdı bir taze, yarisı boş bir yatakta aynı yalnızlığı paylaşarak... * Bu bayram açık görüş yapmadım... Son birkaç yıldır yineleyerek yaşadığım olayı bu kez yaşamadım. Bu bayram ülkemizin güneyinde henüz temizliğini ve lacivertliğini koruyan Akdeniz'in sularını kulaçladım eşimle, dostumla, sevdiklerimle. Ama hiçbir bayram.nerede olursam olayım o açık görüş günlerini unutmam olası değil. Aradan yıllar da geçse, oralarda bir yerlerde açık görüş için bekleyen, sonra üç dakikalık itiş kakışla yetinen insanlar olduğunu unutmayacağım. O insanları hepimizin anımsaması gerektiği için yazdım bu satırian da. O insantarı anımsayalım ki, bazı hapishanelerimizde hâlâ devam etmekte olan demokrasi ve insan onuruyla bağdaşmayan baskılar, davranışlar ve uygulamalara karşı bir kamuoyu oluşturulabilsin. Amasya Cezaevinde açlık grevine girmiş olanların yakınlarının yakarışlannın ne denli ilgisiz bakışlarla karşılandıgı ve ne denli az yankı uyandırdığını görünce doğrusu insan hiç de bu alanda fazla bir yol aldtğımızı söyleyemiyor. Reagariın stratejik silahların indirimi konusundaki açıklamasu Duvalier: Devletin parasım yemek normaldir Haiti'nin devrik devlet başkanı Jean Claude Duvalier ile eşi Michele, bir Amerikan televizyon şirkett'ne yaptıklan açıklamada, özel amaçlan için devletin savunma bütçesine el attıklannı kabul ederek, bunun ülkede "bir gelenek", "olağan bir şey" olduğunu savundular. Fransa'da zorunlu sürgün hayatı yaşayan Duvaaer'ler, Amerikan ABC televizyonuna yaptıklan açıklamada, Haiti halkı için de para harcadıklaruu öne sürdüler. Yönetimi sırasında devlet bütçesini kendi amaçlan için kuüanmak ve insan haklannı ihlal etmekle suçlanan Duvalier, yaptıklanndan hiçbir suçluluk duymadığını kaydederken, eşi ile ülkesini ' 'Feodal ağalar'' gibi yönettiğini söyledi. (a.a.) SSCB, yeni bir öneri yaptı SALT2 NEDÎR? Dtş Haberler Servisi 1979 yıhnda Başkan Carter'le, Sovyet lideri Leonid Brejnev arasında imzalanan SAL T2 anlaşması (Stratejik Silahların Sınırlandınlması Anlaşmasıf ABD ile Sovyetler Birliği'nin elindeki stratejik nukleer silahlarla stratejik (uzun menzilli) bombardıman uçaklanna bir tavan getiriyor. Cerçi anlaşma Amerikan Kongresi tarafmdan onaylanmadı. Ancak iki süper güç de şimdiye dek kendilerini anlaşma ile bağlı kabul ediyorlardı. Başkan Reagan 'ın mayıs ayının sonunda, gelecekte SALT2'ye bağlı kalmak istemediklerini açıklaması, diplomatik çevrelerde ateşli bir tartışmanın doğmasına yol açtı. SSCB, ABD'nin karannı sert btçimde kınarken, IVashington 'un NATO müttefikleri de kurardan duyduklan hoşnutsuzluğu dile getirdiler. Moskova'ya göre, ABD'nin çok yakında hizmete sokacağı 24 yeni "Trident" denizaltısı ile SALT2'nin tavanı delinmiş olacak.ABD ise Sovyetler'in SS2* ve SS25 füze/erini geliştirerek SALT2'yi çiğnediğini öne sürüyor. ABD Başkanı Ronald Reagan, Sovyetler Birliği'nin Avrupa'daki NA TO ve Varşova Paktı birliklerinde ve stratejik silahlarda indirimi öngören yeni önerisinin dürüst ve dengeli bir indirim getirip getiremeyeceğini inceieyeceklerini söyledi. SSCB'nin, BM'ye uzayın barışçı amaçlarla kullanılması amacıyla 3 aşamalı bir "Yıldızlar Barışı"planı sunduğu bildirildi. WASHINGTON, (AP) ABD Başkanı Ronald Reagan, Sovyetler Birliği'nin, ülkesine, stratejik silahlann ve Avrupa'daki NATO ve Varşova Paktı askeri güçlerinin azaltılması konusunda yeni bir öneri sunduğunu doğrulayarak önerinin dikkatle inceleneceğini açıkladı. Reagan önceki gün düzenlediği basın toplantısında, ABD yönetiminin SALT2 anlaşmasını terk etme karanrun kesin olduğunu vurgulayarak, nukleer silahlann kontrolü konusunda yeni bir anlaşmaya gerek olduğunu söyledi. SSCB'DEN "YILDIZLAR BARIŞI" ÖNERİSİ ABD Başkanı Ronald Reagan'ın uygulamaya koydurduğu "Yıldız Savaşlan" projesine karşı Sovyetler Birliği'nin de uzayın barış içinde fethedilmesini hedef alan 3 aşamalı bir "Yd A BD Başkanı Ronald Reagan, Hashington 'un geçen ay terk etüit SALT2 anlaşmastnın yerine yeni bir silahlarm kontrolü anlaşması için görüşmelerin vaktinin geldiğini söyledL Pentagon geçen ay BS2 bombardıman uçaklanna nukleer başhklı Cruise füzeleri yerleştirileceğini açıklamışn. dızlar Banşı" planı geliştirerek BM Genel Sekreteri Perez de Cuellar'a sunduğu öğrenildi. Sovyet Resmi TASS Ajansı tarafından yapılan açıklamaya göre, "Yıldızlar Barışı" planında en geç 1990 yılına kadar uzay konusunda uluslararası bir konferans toplanması, ya da BM Genel Kurulu'nda bu konuda özel oturum yapılması öngörülüyor. Nikolai Rijkov, BM Genel Sekreteri Cuellar'a gönderdiği mektupta, son olarak ülkesinin başka devletlere ya da uluslararası kuruluşlara ait uydulan uzaya taşımaya hazır olduğunu bildirdi. Ronald Reagan Beyaz Saray'da düzenlediği basın toplantısında, Cenevre silahsızlanma görüşmelerinde SALT2'nin yerine yeni bir silahlann kontrolü anlaşması için temaslara geçmenin zamanının geldiğini söyledi. Reagan, ABD'nin hedefınin iki tarafın sahip olduğu nükleer silahlarda hiçbir tarafa avantaj sağlamadan indirim öngören bir anlaşma yapmak olduğunu söyledi. Reagan, SALT2 anlaşmasınm bu çerçevede bir anlaşma olmadığını ve Sovyetler Birliği'nin SALT2'yi sürekli ihlal ettiği suçlamasını yineledi. Başkan Reagan, "Sovyetler'le hâlâ köşe kapmaca oynuyonız. Bizim nükleer silahlan yok ettigimiz bölgede hemen onlar bitiveriyor" dedi. Sovyetler Birliği'nin, stratejik silahlann ve iki bloğun Avrupa'daki birliklerinin sayısının azaltılması konusunda yeni bir plan önerdiğini doğrulayan ABD Başkanı, bu önerinin ayrıntılarını iki ulke arasındaki karşılıklı guven anlaşması nedeniyie açıklayamayacağını belirtti. Reagan, bu önerinin dürüst ve dengeli bir indirim öngörüp öngörmediğini inceieyeceklerini söyledi. Ronald Reagan, Sovyetler Birliği'nin stratejik füzelerinin saldırı amacına yönelik olarak mevzilendirildiğini, ABD'nin stratejik silahlannın ise daha çok çaydırma amacına yönelik olduğunu öne sürdü. Reagan, Beyaz Saray'daki basın toplantısında, silahlanmanın daha da hızlanmasına yol açan silahsızlanma anlasmaları nedeniyle yorgun düştüklerini söyledi. Stern: Dazlaklar tüm Avrupa'ya yayıhyor Yüksek tirajlı Alman dergilerinden Stem, ırkçı dazlakların A vnıpa .ülkelerinde yayılarak örgütlenmeye başladıklanm öne sürdü. Federal Almanya'nın Hamburg kentmde 1985 yüı içinde iki Türkü döverek öldüren dazlakların, Avrupa'nın giderek yoğunlaşan şiddet eylemlerine değinen dergi, "Avrupa kan kokuyor. Sınır tanımayan bu şiddet eylemlerine göz yumuluyor'' dedi. Yabancı düşmanı dazlaklann Yunanistan dan Irlanda 'ya kadar tüm Avrupa ülkelerine yayüdıklannı ve ciddi bir şekilde örgütlendiklerini kaydeden Alman dergisi, dazlakların sürdürdükleri kanlı eylemlerle ulmslararası terör örgütü haline geldiklerini yazdı. (a.a.) Şamhn terörle ilgisi ABD yetkililerinin, Suriye'nin son terör olaylarına kanştığma ilişkin somut kanıtlar bulunmadığı sonucuna ulaştıklan bildirildL International Herald Tribune gazetesinin, YVashington kaynakU haberine göre, Beyaz Saray, Suriye'nin terorizm konusunda Libya'dan "Daha öldürücü ve pro/esyonel bir rol oynamış olabileceğini" ancak Şam'm son terör olaylanna kanştığma ilişkin yeterli kanıt bulunmadığını belirttiler. Yunanistan'da piloüar hükümete meydan okuyor STELYO BERBERAKİS ATİNA Yunanistan'da "Olimpik" Havayolları pilot ve teknik elemanlarımn başlattıklan greve karşı Ulaştırma Bakanı Yeorgios Papadimitriu Yunan hukümetinin onayıyla sivil seferberlik ilan etti ve pilotlann grev hakkını askıya aldı. Olimpik Havayolları pilotlan, maaşlanna istedikleri zam havayolları yönetimi tarafından reddedilince süresiz greve gideceklerini açıkladılar. Yunanistan'ın en buyük gelir kaynaklanndan biri olan turizm sezonunun başladığı bu dönemde Ulaştırma Bakanı pilotlann istemlerini, "ülkenin ekonomik siyasetine aykırı olduğu" gerekçesiyle geri çevirdi ve işbaşı yapmaları için uyanda bulundu. Ancak püotlar önceden kararlaştınlan tarihte greve başlayınca Ulaştırma Bakanı hükümetin onayını alarak adlî duzeyde sivil seferberlik ilan etti. Pilotlar sivil seferberlik ilanına uymayınca Olimpik Havayollan'nın çarşamba günkü iç ve dış toplam 70 seferinden ancak beşi gerçekleşti. Havaalanında bekletilen yerli ve yabancı yolcular ise ne yapacaklannı şaşırdı. Sivil seferberliğe uymadıklan için yalnız çarşamba günku seferlerini gerçekleştirmeyen 7 pilot ve bir hava mühendisi, savcı nezaretinde polis karakoluna götürüldü ve Olimpik'in kayıtlarından silindi. Pilotlann bağlı olduğu sendika, ilan edilen sivil seferberliğin "mübaJagalı bir önlem" olduğunu açıklayarak grevlerini sürdureceklerini bildirdi. Bakanhk yetkilileri ise Olimpik uçak filosunu havalandırmak amacıyla hafta sonuna kadar 100 yabancı pilotun geçici olarak işe alınacağını söylediler. 1 Şirketimiz tarafından ıhraç edilen 1 tenıp tahvülerimizın 6 No'lu kupon lcarşıhgı faizı ile ıtfa>a ugrayan tahvillerin ana para ödemeleri aşajıda numaralan gösıerılen tahvılltr karşıhiında 30 Hazıran 1986 tanhsnden iıibaren PAMUKBANK T.A.Ş. ŞİŞLI ŞUBESİNDEN >apılacaktır. Aynca Pamukbank TA.Ş.'nin dijer büıün şubeleri uhvil ve kupon bedellerinı (ahsıle almak suretıyle ödeme yapacaklardır. 2 Tahvil faizlerı: a) Gerçek kışılere mevzuata uygun gelir vCTgisi stopajı yapılarak ödenecektır. b) Tuzel kişiler 18.7.86 gunü çahşma saati sonuna kadar stopaj yapılmamasını belirten yaçyı banka şubesine verdiklennde faiz bedelı sıopaj yapılmadan ödenecektir 100.000^ TL. KUPÜR 41474158 12 adet 41604179 2Oadet 41814182 2 adet 41844193 10 adel 41954200 6 adet 50 ıdel 50.000^ TL. KUPÜR 398139834002 40044034 40364044 40474050 25.000, TL. KUPÜR 36943726 37313753 37553757 37593762 37673773 3775 37813783 3785 37883800 38023807 38123816 38183823 38263837 3839 3841 38433853 10.000. TL. KUPUR 26902699 27032736 27532793 28522949 29522999 30033013 30333149 31513200 32023300 33023349 33523400 3402Î461 5.000^ TL. KL'Pl'R 10911178 12011203 12071350 13571361 13631450 14561467 1.000. TL. KL'PLR 02950369 03760450 1 adet 20 adet 31 adet 9 adet 4 adet 65 adet 33 adet 23 adeı 3 adet 4 adet 7 adet 1 adet 3 adet 1 adeı 13 adet 6 adet 5 adet 6 adet 12 adeı 1 adet 11 adet ÇUKUROVA ZİRAAT ENDÜSTRİ VE TİCARET A.Ş. I. TERTİP TAHVİL SAHİPLERİNE DUYURU Güney Afrika'da devlet terörü Dı? Haberier Servisi Guney Afrika Cumhuriyeti'nde ırkçı beyaz aztnbk yönetimi, önceki geceyansı ulke çapında suresiz olağanustu hal ilan etti. Bu uyguiamayla birlikte rejim karşıtı siyahlara karşı büyük bir harekât başlatılarak çok sayıda kişi gözaltma alındı. Ülkede olağanüstu hal ve tutuklamalar, ABD ve Sov>etler Birliği'nin de aralannda bulunduğu çeşitli ülkeler tarafından tepkiyle karşılandı. Önceki gün başlayan polis baskmlannın dün de surdüğu, aralannda bir rahip ile iki siyah liderin de bulunduğu kışılerin evlerinden alınarak götürüldukleri bildiriliyor. Çeşitli siyasal gözlemciler, geçen mart ayında yedi aydan beri yürürlükteki kısmi olağanüstü hal uygulamasının kaldınlmış olduğunu anımsatarak yeniden ve ülke çapında ilan edilen olağanüstü halin bu kez daha etkili olmasının beklenmesi gerektiğini belirtiyorlar. Son 22 ayda 1600 kişinin ölumüne yol açan şiddet olaylarında pek etkili olamayan beyaz yönetimin olağanüstü durumu, 1976 yılındaki siyah ayaklanmasının 10. yıldönümünde çıkması olası olaylara karşı ilan ettiği ileri sürulüyor. Bilindiği gibi 1976 ayaklanmasında çoğu siyah 575 kişi ölmüştü. Pretoria yönetimi de bu yıl düzenlenmesi öngörillen anma törenlerini >asaklam;ştı. ABD, Guney Afrika Cumhuriyeti'nde olağanüstü hal ilan edilmesini şiddetle kınayarak, karan uzuntüyle karşüadığını bildirdi. Beyaz Saray sözcüsü Larr> Speakes, Guney Afrika Cumhunyeti'nin baskı yönetimiyle aldıgı tedbirlerin büyük bir hata olduğunu belirterek "Böyle önlemler, taükümetin ülkedeki sorunlann ve şiddet ola>lannın seb«plerini anlamadıgını goslermektedir'" dedi. Güney Afrika Devlet Başkanı Botha, olağanüstü hal uygulamasının dış dunvanın eleştirilerine, hatta sert önlemler almasına yol acacağını bildiklerini söyledi. Botha, parlamentoda yaptığı konuşmada, "Vietnam ve Angola'da neler olduğunu gordük" diyerek "300 yıllık tarihi miraslannın kaos ve yozlaşmaya" kurban edilmesine izin vermeyeceklerini ifade etti. Sovyetler Birliği resmi haber ajansı TASS, ABD desteğindeki ırkçı yönetimin terör politikası uyguladığını, amacın ırkçılık aleyhtarı hareketleri basurmak için yönetime hareket serbestliği vermek olduğunu bildirdi. Kanada hükümeti, Güney Afrika Cumhunyetı'ne karşı yeni müeyyideler uygulamayı kararlaştırdığmı açıkladı. Kanada Dışişleri Bakanı Joe Clark, Kanada'da akredite olan r ABD'deki dört Güne> Afrikalı diplomatın bundan böyle görevlerini yürutemeyeceklerini bildirdi. Pretoria hükümeti, ülkede olağanüstü hal ilan etti 1 adeı 1J0 «d«t 10 34 41 98 adet adet adet adet adet adet adet adeı adet adet adeı UMTT ERDOĞAN'I ANMA Aramızdan apansız aynüjının birinci yılında geride bıraktığın o korkunç boşluga alışamadık. Yoklugun içimizde kanayan bir yara. lçimiz yanarak, özlemle anyoruz seni, sevgili yavrumuz, can varhğıraız UMİT'imiz. İsmiL, Şü EMEL Orgütü'ne işbirliği önerdi KUDÜS/TUNUS, (AP) Beyrut'un güneyindeki Filistin mülteci kamplarında Filistinli gerillalarla Şii EMEL Örgütü militanlan arasındaki çarpışmalar tüm şiddetiyle devam ederken, tsrail Savunma Bakanı lzak Rabin, Şii EMEL Örgütü'nün lsrailLübnan sınırında güvenliği sağlaması durumunda Lübnan'ın güneyinden tamamen çekilmeye hazır olduklannı söyledi. 11 117 50 99 48 49 60 48 adeı 665 »del 88 3 144 5 88 12 340 adeı adet adet adet adet adet adet Ne yazık! Daha yolun yarısına da gelmeden Dr. SELÇUK TOSUNER Bizleri bırakıp gitti. 15.11.196513.6.1985 AİLEN 150 »drt 75 adet 75 adet LEMANNECATİ TOSUNER
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle