25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
. 23 MAYIS Ozetle 1986 DIŞ HABERLER CUMHURtYET/3 Milisler sivil yerleşim bölgelerini karşılıklı top ateşine tuttu: 35 ölü Thatcher, İsraiVi ziyaret eden ilk ' İngiliz Başbakan İsrail'e cumartesi günü gidecek olan tngiltere Başbakanı Margaret Thatcher, bu ülkeyi resmi ziyaret eden ilk tngitiz Başbakanı olacak. Margaret Thatcher'm ziyareti sırasında, Araptsraü ,ba' nş süreci ile ilgili olarak yeni bir girişimde bulunmayacağı sanıhyor. Gözlemdler, Bayan Thatcherhn Araphrail banş süreci ile ilgili yeni önerüer goturmemesini, geçen ekim aymda, bir FKOÜrdün ortak heyeti ile tngiltere Dışifleri Bakant Sir Ceo/frey Howe arasmdaki gorüşmelerin olumsuz sonuçlanmasına bağlıyorlar. (a.a.) Beyrut'ta sivil katliamı Mar Nasrallah Butros Sfeyr'in Müslüman Batı Beyrut'u ziyaretinin hemen öncesine rasthyor. Batı Beyrut 1975 yılmdan bu yana ilk kez bir Maruni Hıristiyan patrik tarafından ziyaret ediliyor. Lubnan'da aynı yıl başlayan iç savaşta 100 bini aşkın insan yaşamını yitirdi. Lubnan'ın güneyinde tsrail askerleri ile Şii EMEL örgütü militanlan arasında önceki gün çıkan çatışmalarda iki gerilla iie bir Israilli askerin ölduğu bildiriliyor. Çarpışmalann tsrail güvenlik kuşağının 16 kilometre kuzeyindeki bölgelerde meydana geldiği haber veriliyor. tsrail askeri yetkilileri taraftndan yapdan açıklamada, guvenlik kuşağında görevli tsrail askerlerinin geçen hafta lsrail topraklanna yapılan roket saldırıları ile ilgili olarak Lubnan'ın güneyinde arama operasyonları yaptıklan, bu sırada Şii gerillalarla çatışmaların başladığı belirtildi. Israilli askerlerle Şiiler arasındaki çatışmalann Lübnan'ın guneyindeki Nabatiye kasabası yakınlannda meydana geldiği açıklandı. Lubnan'ın güneyinden lsrail topraklanna geçen hafta çok sayıda roket ateşlenmişti. Roket saldınlannda üç Israilli yaralanmıştı. Olaydan sonra guvenlik kuşağındaki lsrail askerleri Lubnan'ın güneyinde operasyona başlamışlardı. DUNYADA BUGUN ALt SİRMEN Bir Yıldönümü Kaç gündür Limni düşünüp, Limni konuşuyoruz. Gazeteci takımı güncelin içinde yoğrulduğuna göre bunda şaşacak bir yan yok. Hele Limni olayının adanın boyutlarını aşan, Ege'yi kapsayan, hatta onun da dışına taşan önemi düşünülürse... Bugün yazıya oturup Limni'yi bir de ben kâğıda dökmeyi düşünüyordum. Notları çıkarmış, gazete ve kitaplarda önemli gördüğüm yetierin altını çizmiştim. Sabah sabah masanın başına geçmeden, son gelen gazetelerdeki yazıları bir kez daha didıkledikten sonra Limni ile ilgili yorum ve açıklamalardan gözümü kurtarıp, Cumhuriyet'in öbür bölümlerine kaydırdığımda, gazetenın 9. sayfasındaki küçük, küçücük bir habere takılıp kaldım. Ve 18 sözcüklük o küçücük haber beni birden alıp, yıllar öncesine götürüverdi. • 1972 yılının sonbahannda yine karanlık günleri yaşıyor, bir geçiş donemini geçirmeye çalışıyorduk. Daha dört ayını Mamak, iki ayını da Davutpasa'da geçirdiğimız altı aylık hapishane maceramızın üstünden bir yıl bile geçmemişti ve ben yedeksubay olarak vatani görevimi yapmaktaydım. Derken bir akşamüstü telefon çaldı. Karşımda, o dönemin bütün çilelerini enine boyuna yaşamış Handan Selçuk vardı. İlhan'ı götürdüler, dedi. Yahu biz bu filmi daha önce görmemiş miydik? İlhan Selçuk'u Maçka'daki evınden daha önce de alıp götürmemişler miydi? Birlikte yargılandığımız ve Madanoğlu davası diye bilinen davayı açacak savcı bile bulamadıklarından, incir çekirdeğini doldurmaz ıddıalarda aylarca hapıs yatırdıklan bizleri, sonunda ıstemeyerek de olsa, serbest bırakmak zorunda kalmamışlar mıydı? Ama o dönemler, daha sonra gelen benzer dönemler gibi öyleydi işte. Aynı ipe sapa gelmez iddialar: ısıtıp ısıtıp yeniden önümüze sürüyorlar, aynı filmi bir kaç kez gösterime sokuyorlardı. Gergin bir bekleyiş başladı. Şimdi ne olacaktı? Sonunda ış anlaşıldı. Ankara'da ve daha sonra istanbul'da Maaanoglu davası dıye anılan soruşturmayla ılgili ıpe sapa gelir hiçbır delil bulunamaması karşısında, o devrin İstanbul egemeni Faik Türün bir de Ziverbey'deki yeni sorgulama yöntemini bu davanın önde gelen sıvıl kişıleri ile görece düşük rütbeli askerleri üzerinde sınayarak yeni ipuçlan elde etmeyi deniyordu. Olayın sonrasını, İlhan Selçuk yıllar sonra, olaytarın zorlaması üzerine zorunlu bir açıklama olarak, geçenlerde yazdı. Bütün Cumhuriyet okurları da, kâh dehşet, kâh utanç, kah ince ve kıvrak bir zeka ile onuHu bır direnme gücü karşısında hayranlıkla okudular, bu bazı suratsızların suratında şamar gibi patlayan "anı dizisını". Olayın, özle ilgili olmadığı için olsa gerek, anlatılmamış bazı yönleri de var ki, bunlardan birine sonradan hep biriikte yıllar boyu gülduk durduk. Efendim İlhan Selçuk, "ikinci alınışından" bir gece önce, bazı işadamları ve gazeteciler ile birlikte yemekteymiş, o zamanlar kendisiyle aynı gazetede çalışan birgenç yazar arkadaşı da, uzun uzun Sunay fıkraları anlatmış. İlhan Selçuk da "dur yahu, şunları biraraya toplayalım" diye düşünmüş ve bir kâğıda fıkralann başlıklannı yazmış... "Çayırda buldum seni, çıvit, yüzük, bari iki tane ver, imdat, trombon vs..." Sonra da kâğıdı buruşturup, ceketinin üst cebine koymuş. O gün görevliler kendisini almaya geldiklerinde ceketını giydikten sonra anımsamış ki, cebinde ustünde Sunay'ın da adı yazılı olan garıp başlıklar bulunan bir kâğıt var. Bunu gıttiğı yere götürse, sorgucular kimbilir ne sanacaklar, işin içinden sıynlmak olanaksızlaşacak, bunların basıt fıkralar olduğunu kımseye anlatmak olanağı bulunmayacak. Bunun üzerine, kâğıdı yavasça Handan Selçuk'a vermiş. Kendisini görmeye gittığımizde üzgün Handan Selçuk, birden kâğıdı getirip gösterdi ve olayı anlattı, anlatırken de gülmeye başladı. Konu bu kez kâğıttaki fıkralara da odaklandı. Handan Selçuk soruyordu. Şu ilk fıkra, hani Inci Çayırlı konserı değıl mi? Evet Handan hanım. Peki "trombon"u biliyor musunuz? Hayır. Anlatayım, İran'ın 2500. yıldönümü törenlennde.. Sonra sıkıntılı, acılı, gergin evın tavanında patlıyordu kahkahalar. Görüntü kara güldürünün ta kendisiydi. İlhan Selçuk, Cevdet Sunay'ın telkinleri ve baskısıyla actırılıp sürdürülen bir soruşturma için bilinmeyen bir yere götürulmüştü. Handan Selçuk ve bızler onun evinde, başlıkları onun tarafından kâğıda aktarılmış Sunay ile ilgili fıkralara gözümüz yaşararak gülüyorduk. O zamanlar, Sunay fıkraları kulaklan kulağa dolaşırdı. Pek modaydılar. Ama bunların içinde hiç de uydurma olmayıp, yaşanmış olan biri vardı ki, onu hiç unutamam. 27 Mayıstan sonra genış tastıyeler yapılırken, Cevdet Sunay'ın da bunlar arasında yer almasını Cemal Madanoğlu son anda önlemişti. Daha sonra da Sunay, Madanoglu'nu hapse attırarak, beraatıyle sonuçlanacak bır davanın açılmasına neden olacak saçma, ıpe sapa gelmez ıddıalarla karşı karşıya bıraktırarak ödeyecektir bu vefa borcunu. Bu olaylann tümü yaşandıktan sonra, bir gün bir toplantıda biri Cemal Madanoğlu'na. Ama Paşam, kabahat bıraz da sızde. öyle ya, onu koruyup görevınde kalmasını sağlamasaydınız bu işler gelmez, hapse de gırmezdıniz, demıştı. Madanoğlu acı acı gülmüş ve; Sen bunlan bılmezsin, demıştı, onlar kendılenne gerekli adamı bulurlar, Sunay olmazsa bir Munay oluştururlar. Evet gazetenin 9. sayfasında okuduğum haber, Cevdet Sunay ile ilgiliydi. Sunay ölümünün 4. yılında Cebeci'deki mezarı başında anılacaktı. Doğrusu ben Sunay'a pek sempati duymazdım. Bu ülkenın aydını, yazarı, çizeri, sanatçısı, düşünürü, ılericisı arasında fazla sempati duyan olduğunu da sanmam. Ama aradan geçen bunca zamandan sonra, düşünüyorum düşünüyorum da kendi kendime: "Bize o zamanlar birileri Ooo! Daha neler yaşarsınız neler, o zaman Sunay'a rahmet okursunuz, deselerdi acaba inanır mıydık? Belki inanmazdık. Ama bugün oldu işte. öyle olaylar yaşadık ki Sunay'a rahmet okuttu. Bugün Lımni'den söz edecektim Küçücük bır haber benı nereden alıp nerelere gotürdü. Oysa Ufuk Güldemır'ın Kanat Operasyonu adlı kıtabının ikinci baskısı Önümde açık beni ıçıne çağırır btçimde duruyordu. Baktım bazı bolüm başlıklannı da işaretlemişim: 'Atatürk Faktörü" (s.75 ve devamı) "Kanat Operasyonu" (s. 81 ve devamı) "Limni'de Durum" (s. 107 ve devamı). Lımni'den söz edemedik. Anılar zamanın gerı dönülmez tünelinden alıp bır yolculuğa çıkardı bızi, Limni de kaldı mı yarına? Arjantin Güney Afrika ile diplomatik ilişkilerini kesti Arjantin, Guney Afrika Cumhuriyeti ile diplomatik ilişkilerini resmen kesti. Arjantin Dışişleri Bakanı Dante Caputo, Guney Afrika Cumhuriyeti Maslahatgüzan Pieter Hölvaardt ile kısa bir gorüşme yaptı. Caputo yaptığı açıklamada, "hükumetinin soz konusu kararı, Guney Afrika Cumhuriyeti'nin uç komşusu Botswana, Zambiya ve Zimbabweye gerçekleştirdiği saldırılar nedeniyle aldığmı" bildirdi. iMbnan'ın başkentinde Yeşil Hat üzehnde çarpışan Müslüman ve Hıristiyan milisler birbirlerinin sivil yerleşim merkezlerine saldırdılar. Ölen 35 kişinin tümü sivil. Lübnan'ın güneyinde Şii EMEL Örgütü militanları ile Israil askerleri arasında çarpışmalar meydana geldi. Ikisi Şii gerilla, biri Israilli asker olmak üzere üç kişi öldü. BEYRUT, (AP) Lubnan^ ın başkenti Beyrut'ta ve ulkenin güneyinde ülkedeki çeşitli milis gruplan ve lsrail askerleri arasında şiddetli çarpışmalar meydana geliyor. Israil askerleri Lubnan'ın guneyindeki bdlgelerde Şii EMEL örgutu gerülalan ile çarpışırken, Beyrut'taki Yeşil Hat ATEŞE DEVAM Lubnan'da yine herkes herkesle savaşıyor. Son iki gunlük çarpışmalann bilançosu 38 ölü, 200'e yakın yarah. Ateşkes girişimleri sonuç vermedL üzerinde Müslüman ve Hıristiyan milisler arasındaki çatışraalarda 35 kişi öldu, 160 kişi yaralandı. Başkentin Hıristiyan ve Muslüman kesimlerini ayıran Yeşil Hat üzerinde çarpışan milislerin, Beyrut'taki sivil yerleşim merkezlerini top ve roket ateşine tuttukları bildiriliyor. Salı günu başlayan ve son 4 ayın en şiddetli çarpışmalan olan çatışmalarla birİikte ramazan nedeniyle ilan edilen 2 haftalık ateşkes bozulmuş oldu. Yeşil Hat'taki çarpışmalarda ölenlerin tümunün sivillerden oluştuğu bildiriliyor. Top ateşi nedeniyle Beynıt'taki Hıristiyan ve Müslüman halk evlerini terk etmeye başladı. Başkentteki sivil yerleşim merkezlerine dakikada 30 top mermisi duştüğu haber veriliyor. İki taraf da çatışmaların başlamasından birbirini sorumlu tutuyor. Çatışmalar, Lubnan'ın yeni seçilen Hıristiyan Maruni Patrik . Solomon Adalan'nda siklon Avustralya'nm kuzey batısındaki Solomon Adalan'nı etkisi al' tına alan "Namu" siklonu yuZiinden ölenlerin sayısı 68'eyukseldl Yetkililer, açlık tehlikesi olduğunu bildirdiler ve "durum son derece endişe verici" dediler. Aynı kaynaklar "binlerce kişinin evsiz kaldığmı ve ölit sayısının artmasmdan korkulduğunu" kaydettiler. Geçen hafta adalar üzerinden geçen siklon, buyük maddi hasara ve can kaybına yol açtı. Yetkililer "kurtarma çalışmalannın Avustralya ve Yeni Zelanda'nın da katılmasıyla sürdurulduğunu" açıkladılar. Şililde hukukçular devrede SANTIAGO (AP) Şili'de 12 yıllık askeri diktatörlüğe uluslararası basküar artıyor. Avrupalı ve Latin Amerikalı hukukçulardan oluşan 62 kişilik bir heyet önceki gün başkent Santiago'ya gelerek Allende döneminin milletvekili ve senatörleri ile göruştüler. 12 ulkeden hukukçulann yer aldığı heyetin önceki gun Santiago'da gözlemlerde bulunarak başkentin tum sokaklarının ve caddelerinin ordu birlikleri tarafından tutulmuş olduğuna tanık oldukları haber veriliyor. Hukukçular daha sonra General Aueusto Pinochel'nin askerı darbesi sırasında oldurülen eski devlet başkanı Salvador Allende döneminde görev yapmış 140 milletvekili ve hukukçu ile göruştüler. Hukukçulardan oluşan heyet, Pinochet yonetımi ile göruşmeler yoluyla sivil yönetıme geçilmesinden yana olan Şilili muhalefet gruplarını desteklediğini açıkladı. Heyet, Şili halkına sos Belgrad Atina Yugoslav Devlet Başkanlığı Konseyi Yunanistan'ın Makedonya tutumunun iki ülke arasındaki dostluğu zedeleyici olduğunu açıkladı. ATİNA, (Cumhurhet) Yugoslavya, Yunanistan'ın Makedonya konusunda ızledığı polıtıkayı kınayarak, bu ulkevi ıcışlerine kanşmakla suçladı. Yugosiavya Devlet Başkanlığı Konseyi dun yaptığı ozel toplantıda, Yunanistan"ın Makedonya sorunu ile ilgili tutumunu goruştukten sonra yaptığı açıklamada, Yunanistan'ın tutumunun iki ulke arasındaki dostluk ve ıyi kom>uluk ilişkilerini zedeleyici nıtelikte olduğu bildirildi. Yugosiavya, daha once de bir açıklama yaparak Kuzey Yunanistan'da yaşayan Makedon azınlığa asımılasyon ve baskı politikası uygulandığını açıklamıştı Papandreu geçen ay parlamentoda bır konuşma yaparak. Balkanlarda Makedonlar dıye bır devletın olmadığını ve Makedonların Slav dilını konuşan Yunanlılar olduğunu iddia etmiştı. Pencap'ta çatışma: 9 ölü Hindistan'm Pencap eyaletinin kutsal Amritsar kentinde, radi kal Sihlerin onceki gece bir supermarketin onunde bulunan kalabahğa ateş açmalan sonucu dokuz kişi öldü, beş kişi de yaralandu Gö'rgü tanıkları, silahlı kişüerin yü'zlerine maske taktıklannı vesüpermarketin onüne bir jiple gelerek, Hindu ve Sih dü'kkân sahiplerinin kavgalannın ardmdan kalabalığa ateş açtıklanm beürttiler. (a.a.) Şiti'nin başkenti Santiago'nun tüm caddeleri salı günü meydana gelen olaylardan sonra askeri birlikler tarafından tutuldu. (Fotoğraf: AP) yal seferberlik çağnsı da yaparak "Latin Amerika'daki son demokrasiye geçiş örnekleri, seferberlik olmadan göruşmeler yapmanın teslim olmak, göruşme olmadan sosjal seferfoeriigin de intihar anlamına geldiğini gösterdi" şeklinde bir bıldın vayımladı. Şili'de ılımlı gruplardan oluşan muhalefet, diktatörluğun muhalefetle yönetim arasındaki göruşmeler yoluyla kaldırılmasını isüyor. Komunist muhalefet ise askeri diktatörluğun bir darbe ile devrilebileceği gonışünde. Latin Amerıka'da son yıllarda bırçok ulkede demokrasiye geçiş yaşandı. Şili, Paraguay ile birlikte, Latin Amerika'da halen diktatörlerin egemen olduğu son ülke. General Augusto Pinochet, ABD'nin desteğı ile 1973 yüında seçımle iktidara gelen Devlet Başkanı Allende'yi kanlı bir darbe ile devirmişti. Nükleer kazalar için ortak girişim VÎYANA, (aaL) Uluslararası Atom Enerji Ajansf nın (IAEA) 35 ülkeden oluşan ve aralannda Sovyetler Birliği temsilcisinin de bulunduğu yönetim kurulu üyelerinin, nükleer kazalann zamarunda bildirilmesi ve kaza sonrası ortak yardım girişimleri ile ilgili baglayıcı anlaşmalar belirlenmesi için oy birliği ile karara vardıklan bildirildi. IAEA Yönetim Kurulu Sovyetler Birliği'nde meydana gelen Çernobil nükleer santral kazasını ve ileride atılacak adımlan görüşmek üzere önceki gün Viyana'da toplanmıştı. Toplantıdan sonra yapılan açıklamada, alınan karann nükleer kazalarla ilgii anlaşmalar için atılan ilk adım olduğu ve söz konusu anlaşmalann taslaklanrun eylüle kadar hazırlanacağı belirtildi. Bazı diplomatlar nükleer santrallar konusunda uluslararası düzeyde baglayıcı guvenlik standartlann uygulanmasının zorluğunu işaret ettiler. ö t e yandan Amerika Birleşik Devletleri Temsilciler Meclisi'nin nükleer enerji konulan ile ilgilenen bir alt komitesi, nükleer santrallarda meydana gelecek kazalardan sonra ödenecek tazminat tavanının 6.5 milyar dolara yükseltilmesini öngören ve her santralın 200 milyon dolara sigortalanmasını isteyen bir karar tasansını kabul etti. Tasan bundan sonra Temsilciler Meclisi'nin ilgili komitelerinde ele alınacak. ö t e yandan Çernobil Nükleer Santrah'ndakı kazadan sonra evlerini boşaltmak zorunda kalan birçok Ukraynalının yavaş yavaş geri dönmeye başladığı bildirildi. Ukrayna Komunist Partisi Gençlik Kolu (Komsomol) yetkililerinden Aleksander Kokhlenkov bir Moskova gazetesine verdiği demeçte, yöredeki durumun normale dönmeye başladığını, ancak şimdi karşılaşılan sorunun "halk arasında kazarun etkileri konusunda dolaşan söylentiler" olduğunu söyledi.SovyetlerBirliği ile Doğu Avrupa ülkeleri arasında bulunan ve dünyanın en uzun petrol boru hatlanndan biri olan Drujba'dan önemli miktarda sızıntı olduğu açıklandı. "Sovietsluü Latvia" gazetesinin bildirdiğine göre sızmü, "Drujba'nın" Sovyetler Birliği ile Macaristan, Demokratik Almanya, Çekoslovakya ve Polonya'yı bağlayan 5.000 Km'lik kolu üzerinde, Baltık bölgesindeki Letonya Cumhuriyeti'nde meydana geldi. Kontrol aygıtlannın ani ve şiddetli bir basınç düşmesi göstermesi üzerine borudaki petrol akışının durdurulduğunu bildiren gazete, olayın hattaki bonılardan birinin kopmasından ileri geldiğini ve açılan 1 m'lik boşluktan petrolün tuzla çevreye yayıldığını kaydetti. Uluslararası Atom Enerji Ajansının kararı Körfez savaşı tran'ın Birleşmiş Milletler Temsikisi Recai Horosani, .\ew York polisince bir büyuk mağazadan parasım ödemeden pardösu almakla suçlanıyor. Pölisin açıklamasına göre, mağazanm güvenlik görevlilerinden biri, Horosani'yi erkek giyimi reyonunda deDış Haberler Servisi Nıkanemek üzere aldığt bir pardösü ragua'da Sandınıst yonetime karnün etiketini kopanp mağazadan şı silahlı mucadele veren ABD çıkmaya çalışırken yakaladı. desteğindeki kontralann liderleSözcü, 7 mayısta meydana gelen ri, Orta Amenka'daki savaş cepolayuı saklanmak isıendiği, an hesinden kilometrelerce uzakta cak bir Amerikan televizyon şir Mıami'de rahat koşullarda kenketinin yayını üzerine açıklamak di ıçlerinde bır iktidar mucadezorunda kaldıklanm belirtti.. lesı verıyorlar. lran Birleşmiş Milletler TemsiiMiami'de bahçe içinde guzel dlği sözcüsu de olayın ya bir evlerde oturan kontralann önde yanlış anlamanın ya da Federal gelen hderleri, bu kentte nufusun Soruşturma Burosu FBI'hin kur büyuk çoğunluğunu oluşturan duğu komplonun sonucu oldutspanyolca konuşan Latin Ameğunu öne sürdü. rikalı multecilerle haşır neşir va İranhn BM temsilcisi, pardösü çalmakla suçlanıyor Irak kuzeyde ilerliyor BACDAT, (AP) Irak, dün sabah birliklerinin cephenin kuzey kesimindeki Iran topraklarında ilerlemeyi surdürerek Iran'a ait Kardamand tepesi çevresindeki lran bırliklerine ağır kayıplar verdirildiğini belirtti. Bağdat radyosundan yayımlanan Irak askeri bildirisinde, kuzeydeki Irak birliklerinin stratejik oneme sahip Kardamand tepesı çevresindeki saldınsında iki lran taburuna ağır kayıplar verdırdiğini ve bu iki taburdan sadece 100 kişinin sağ kaldığını öne sürdü. Irak'ın geçen hafta ele geçirdiği Kardamand tepesi, Irak topraklannda ve tran'ın elinde bulunan Hac Umran bolgesine bakıyor. Öte yandan İran, cephenin orta kesimlerindeki Mebran kentı yakınlannda Ir?k topçusu ve zırhlı birliklerini dün sabah bombardımana tuttuğunu açıkladı. lran, ginştiği hava saldınsında Irak'a ağır kayıplar verdirdiğini belirtti. MiaıııiYle Nikaragua için çekişme şıyorlar. Nikaragua'da halkm buyuk bır bolumu tarafından hiç hoş görulmemelerine karşın, bu kişilerin Miami'de ozellikle Kubalı multeciler arasında vaygın bir populanteleri var. Florida e>aletinın Mıami kentinde yaşayan kontralarca önde gelen isimlerinden Nikaragua Demokratik Gucu FDN liderı Adolfo Calero, Newsweek dergisine yaptığı açıklamada, "Biz Miami'ye geldik, çiınku burası deneyimlerin sesi" şeklinde konuşuyor. Calero ıçın Miamı gerçekten de ılgınç bır denevimdi. Çunku uzun suredır su altında devam eden kontralar arasındaki iktidar mucadelesı geçen hafta artık su yuzune çıktı. FDN liderı Adolfo Calero ile Nıkaragua Birleşik Muhalefetı UNO liderı Alfonso Robelo arasındaki surtuşme geçen hafta \Vashıngton yonetıminı rahatsız edecek boyutlara ulaştı. Calero ile Robelo arasındaki iktidar mucadelesi surerken, Nikaragua'daki Sandinist yonetime karşı kontralardan bağımsız olarak mucadele veren Eden Pastora Gomez'in, Costa Rıca'ya sığınması Washington'u daha da şaşırttı. Bu söylentilere karşın, Miami'deki Kubalı multecilerin Nıkaragualı kontralara karşı hoşgorulu tavrında herhangı bir değışıklik meydana gelmediğı gozleniyor. Nevvsvveek muhabıri Liz Balmaseda, tüm belirtilerin kontralann Miami'dekı konukluğunun uzun sureli olacağı konusunda olduğunu bildımor. 7 Elektroteknik Sanayii ve Urunleri Fuarı • • •• • • ^n Hergun 11.00 18.30 arası açıktır. İSTANBUL SANAYI ODASI 2127 Mayıs Istiklal Cad. 286. Beyoğlu Tel: 151 46 3137 İstanbul
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle