Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
DYP Meclis kapısında ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) DYP Genel Başkanı Hiisamettin Cindoruk, partisine bugün katılacak milletvekilleri ile Mecliste grup kuracaklannı açıkladı. Cindoruk, dün Meclise gelerek 16 milletvekili ile toplantı yaptı. DYP'ye kaülacak milletvekillerinden imza ahndığı ve Ankara dışındaki 4 milletvekilinin başkente dönüşü ile bugün DYP'ye 20 milletvekilinin katılacağı öğrenildi. Cindoruk, DYP'ye katılacak milletvekili sayısının önümüzdeki günlerde daha da artacağını söyledi ve "Bundan sonra Mecliste muhalefet göreceksiniz" dedi. DYP Genel Başkanı, partisine katılacak milletvekilleri ile yaptığı toplaniıdan sonra DYP'nin parlamentoya, Cumhurbaşkanlığı'na ve Türk Silahl: Kuvvetleri'ne saygıh olduğunu söyledi. Aralarında dün ANAP'tan istifa eden Abdullah Nejat Resuloğiu'nun da bulunduğu milletvekillerinin partiye üye olduktan sonra bu akşam DYP yöneticilerinin vereceği ve Süleyman Demirel'in de gelmesi beklenen iftar yemeğine katılaçaklan bildirildi. DYP Genel Başkanı Cindoruk, dün sabah Genel Başkan Yardımcılan Mehmet Gölhan, Baki Tuğ, Mehmet Dülger ve İsmail HeraJ ile birlikte TBMM'ye geldi. DYP'lileri Meclise gelişleri sırasmda eski HP'den ihraç edilen bağımsız milletvekili Sabit Batumlu karşıladı ve DYP'ye katılacak millervekilleri ile toplantının yapılacağı salona kadar geldi. Buradaki milletvekilleri ile de tek tek öpüşen Batumlu, daha sonra telefon edeceğini söyleyerek ortadan kayboldu. TBMM'nin ikinci katında bağımsız milletvekilleri. Sağlık ve Sosyal îşler Komisyonu salonunda toplandılar. Saat 11.00'de başlayan toplantıya 16 milletvekili katıldı. Toplantı sırasında ANAP milletvekili Resuloğlu dışarı çıkarak ANAP'tan istifa ettiğine ilişkin dilekçeyi TBMM Başkanhğı'na verdi. DYP'lilerle bağımsız milletvekilleri arasındaki görüşmeler sürerken, bu kez Doğan Kasaroğlu, Musa Öğiin ve Namık Kemal Şentürk dışan çıktılar ve Memduh Yaşa'nın da imzaladığı bir ortak bildiri yayımladılar. "Dörtler"in ortak bildirisinde, "Biiyük valandaş killelerinin teveccühüne ragmen parlamentoda temsil edilemeyen DYP'nin TBMM'de oluşttıracağı grupta g^rev almaya karar vermiş bulunuyoruz" denildi. Resuloğlu. Kasaroğlu, Şentiirk. Öğün ve Yaşa'nın yanı sıra, Meclisteki toplantıya Mustafa Çorapçıoğlu, Iskender Cenap Ege, Turgut Tirali, Ahmet Sarp, Necla Tekinel, Mazhar Haznedar. Ali Ayhan Çetin, Abdürrezzak Ceylan, Cafer Tayyar Sadıklar, Süleyman Çelebi, Mahmut Altunakar katıldı. DYP'ye katılmak üzere imza verdikleri bildirilen, ancak toplantıya katılamayan bağımsız milletvekilleri Fehmi Memişoğlu'nun hasta olduğu, Feyzullah Yıldınr ile Murat Sökmenoglu'nun Hatay'da, Turgut Gülez'in de ABD'de bulunduğu öğrenildi. Cindoruk, önümuzdeki gunlerde DYP'ye katılmaların süreceğini belirtirken. Işılay Saygın, Sabahattin Özbek ve Sabit Ba tumlu ile görüşmelerin devam ettiğini söyledi ve bu üç milletvekili için, "dunım"un bugün netleşeceğini açıkladı. DYP ve ANAP'hlarla görüşen Işılay Saygın, tercihini ANAP tarafında yaptı. DYP yöneticileri de Saygın'ın ANAP'a geçeceğini doğruladılar. Bağımsız milletvekilleri ile toplantıya girmeden önce, "Onemli olan şu anda DYP'nin Mecliste grup kurmasıdır. Grubu kuruyoruz, bunu açıklıyonım" şeklinde konuşan Hüsamettin Cindoruk, toplantıdan sonra, "Allah'ın izniyle gnıbumuz kurulmuştur" dedi. Ankara dışındaki milletvekillerini bekledikJeri için partiye katılmaların bugün yapılacağını söyleyen Cindoruk, çok küçük bir ihtimalle katılma töreninin yarına kalabileceğini de belirtti. DYP'nin "milli uzlaşma" siyaseti güttüğünü ve hiçbir parti ile kavgası bulunmadığmı söyleyen Cindoruk, sevgi ve bağlılıkla dolu bir şekilde parlamentoya, Cumhurbaşkanlığı'na ve Türk Silahlı Kuvvetleri'ne saygıh olduklarını bildirdi. Cindoruk şöyle dedi: "DYP milli uzlaşma isteyen bir siyaset gütmektedir. TBMM bir milli uzlaşmanın yasal ve demokratik zeminidir. Bu zeminde DYP'nin yer alması partimiz için hem bir amaç. hem de bir şereftir. DYP demokratik düzenin ve cumhuriyetin sağlanması ve yaşaması için siyaset yapıyor. Biz Türkiye'de devletin ve milletin bölünmezligini ve bütünliiğiinii savunuyoruz. 40 yıldan beri bu gorüşleri saMinan bir siyasi birikimin günümiizdeki temsilcisiyiz. DYP demokrasinin sürekli olmasını istemektedir. Sayın Cumhurbaşkanımızın da 23 Nisan konuşmalannda sürekli demokrasiden söz açmalan hepimiz için sevinç kaynağı olmuştur. DYP, cumhuriyetin temel kunımlanna saygılıdır. Parlamentoya saygılıyız. Cumhurbaşkanlığına saygılıyız, Türk Silahlı Kuvvetleri'ne saygılıyız. Bu saygımız aynı zamanda sevgi ile ve bağlılıkla doludur. Cumhuriyetin, milletimizin, layık bir noktaya gelmesi için verdiğimiz siyasi mücadele bundan sonra parlamentomuzda da arkadaşlarımız tarafından şerefle ve tam bir liyakâtle yürütülecektir". DYP'ye katılacak milletvekillerinin isimlerini açıklamaktan kaçınan Cindoruk, yanında bulunan Cafer Tayyar Sadıklar'ın "Bazı sürpriz isimler olacak" demesi üzerine, "Turgul Özal dışında herkes olabilir" diyerek konuşmasını tamamladt. CUMHURİYET/8 HABERLER 75 MA YIS 1986 Adıyamanlda çatışma: Bir polis şehit oldu, 2 bölücti ölü ele geçti ADIYAMAN (Cumhuriyet) Adıyaman'ın Kahta ilçesi su deposu mevkiinde dün üç teröristle polisler arasında çıkan silahlı çatışmada bir polis memuru şehit oldu iki terörist ölü, bir terörist de yaralı olarak ele geçirildi. Dün sabah saatlerinde yurttaşların emniyet amirliğine başvurarak su deposu yakınlarında bir grup şüpheli kişi gördüklerini biidirmeleri üzerine jandarmadan da takviye alan polisler olay yerine gittiklerinde ekili buğday tarlası içinde yemek yiyen 3 kişi ile karşılaştılar. Güvenlik güçlerini gören ve teslim ol çağrısına uymayan silahlı teröristler, ateşle karşılık verince çatışma çıktı. 2.5 saat süren silahlı çatışmada 13 yıllık 3 çocuk babası, polis memuru Osman Türkucu şehit oldu. Teröristlerden ikisi ölü, biri de yaralı olarak ele geçirüdi. Adıyaman \alisi Kemal Esensoy, silahlı çatışmaya giren teröristlerin 17 mart günü Adıyaman'ın dağlık kesiminde devriye gezen 4 jandarma erini şehit eden teröristler olduklarının saptandığını söyledi. Teröristlerin üzerinde 2 adet Gl, bir adet tam otomatik tüfek, bir 14'lü tabanca ve 8 el bombası ele geçirildiği de bildirildi. Silahlardan bazılarının 17 martta şehit edilen jandarmalara ait olduğu saptandı. AKKARA NOTLARI MUST4FA EKMEKÇİ Guıtetçi Çocuklar... önceki gün çıkan "Boğa ile Kedi.." başlıklı "Ankara NoHan"nm giriş bölümünde geçen "erken seçtnf ile "ara seçinf konulan çok önemliydi. Daha üzerinde durulmaya değer konu. Anlaşılan "mebus pazan" kızıştıkça, seçimden uzaklaşryoruz. Son çıkarılan seçim yasasındaki değişiklikler, Anayasa Mahkemesi'nde. Önceleri seçim yasalannda değişiklik yapılacağı zaman, hükümetter, Yüksek Seçim Kurulu'nun görüşünü sorarlardı. Bu kez sorulmadı. Yüksek Seçim Kurulu'nun kendiliğinden haariayıp yolladtğı yasa taslağına da, gereken önem verilmedi. Bir, birinci maddeyie geçici madde alındı taslaktan. Asıl, seçmen kutüklerinin düzenlenmesine ilişkin madde alınmadı. Yuvariak rakamla yirmi beş mityon seçmen, bir günde oy kullanacak, seksenbeş bin sandık, dokuzyüz bin seçim gorevtisi, aynı gun yanlışstz çalısacak. ^ n i yasada bir de gümrük kaptsı olayı var; dışandan gelenler 70 gün süreyte oy verecekler. Her gün 24 saat, üç vardiya, sandık kurullan görev yapacak. • * • Doku'da, Hatnza /nanç'ın resim sergtsini gördüm. Hamza İnanç, halen Hollanda'da öğretmenlik yapıyor, oradaki Türk çocuklanna. 1948'de Ladik Akpınar Kuy Enstitüsü'nü bitirmiş, aynı yıl Gazi Eğitim Enstitüsü Resimİş Bölümü'ne girmiş, 1962'de deviet sınavını kazanarak Paris Güzel Sanatlar Akademisi'nde Prof. R.LBgueuKun öğrencisi olmuş. Sergide, on yıl önce yaptığı bir "muzsf resim de vardı. Resimler, çokduk yurt dzleminin izlerini taştyor. "Yurt özlemi Üzerine Düş", "Gurbetçsi ÇoaJdarf özlemin yansıması. "Gurbetçi ÇocuWaa"nda, iki kardeş var; yedisekiz yaşlannda olanının boynu bükük. Daha küçük olan, daha bir şeyin aynmında değil, gözieri pınl pınl. Hüzünden, tasadan bir iz yok! Martın ilk haftasında, Ankara'ya Isveçten, Isveç Radyosu'nda çalışan, yirmı yıkjır İsveçte oturan Aslan Menguç gelmisti. Bunu, "Ankara Nottan"rvia anlatmtştm. Oradaki TürkJerin, göçmenlen'n, sığınmış olanlann yaşamı ile ilgili izlenimlerini, gözfemterini bana anlatmasını rica etmiştim. Ben isveç Radyosu'na konustum, o da "Ankara rVoöan"na. Bu, bir iki yazı çıktı. "El /Cap^teATydı birinin adı da. Yazılann çıkmasından sonra, isveç'te yaşayan, isveç'e sığınma zorunda kalan okurlardan tepkiler getmeye başladı. Konuşmak için niçin Aslan Mengöç'ü sectgim soruluyor, etestrilryor, kjnanıyordum. Bu yokJa birkaç mektup geldi. Son mektubo yayımlamak ıstiyorum. Bayan Latife Fegan şöyle diyor: "Sayın Ekmekçi, 8 mart tarihli Cumhuriyet gazetosinde, biz 'isveçte yaşayan Türkler'ı" anlatan, aslında bizleri son demce üzen, şaşırtan, dahası epey düşündüren bir makaleniz yayımlandı. Aradan zaman geçmlş olsa da, yazınızın etkUeri hâlâ çoğumuzun yureğinde ve kafasında. Ben isveç"teki Türkiye'li kadm örgütünün başkanı olarak, kaç toplanbmtzda defalarca gündeme geien yazınıza bir ses de bizden göndermeyi kaçınılmaz görev büdim. Siz bizim anılanmızda 12 Mart faşizmine karşı direnen tek kalenV diniz Sayın Ekmekçi. Ezilmek istenen ama yılmayan, gün gün bilinçlenenlerle kıyımcılann, her gün biraz daha tükenenlerin serüvenini' yazardınız. 'Gün Ola Harman Ola'lar, yurt dışında tüm zortuklara ve olanaksızlıklara rağmen her evde kurvlmuş kitapk/darda muttaka bulunan kitaptardandtr. Arada neler olduğunu, bmierce kilometm uzaklardan izlemek kolay değil. Ama köprulerin altmdan çok sular geçHğme inanmak istemiyoruz. Aslan Menguçfün, isveçf te yaşayan yurttaşlarımızı' boyiesine hafife almasının nedenleri otebüir, dryertm. Ama ytUarm gazetecisi size ne oldu Ekmekçi? Sizin, kafmt Turkiy^ntan ekmek parasınıyurt dışında aramaya gönderümiş, işkence ve hapishane attBmatifinden kaçarak yurt dışında yaşamaya zorianmış insanlannı, bu denli kolayca harcamanızı, en azından kendinize nasıl izah etttğiniri bitmek istBrdik. Sutununuzda A. Mengüç'e verd/ğiniz yeri bizim de kuHanma şansımız var mı bUmlyorum ama, en azından size söyieyecek birkaç sözümüz var. Yurtdışı koşullan zordu. Babnm önyargılanna Doğu insanmm verdiği insanhk onunı kavgası zorlu bir kavgadır. TükeOm toplumlannın ve cinsel ve daha bir süru 'özgüriüklari'n/n tuzaklan da bir gerçekHktir. Valnız, buralara bu tvzaklara düşmeye gelmedik biz, bilesiniz. Ülkedeki kavgaya. yurt dışındaki çalışmalanyla kablan, binlerce küometre uzaktan, yurtta atan her nabzı heyecanla izleyen insanlar çoğuntuktadır. Yurt dtsmda yaşıyor olmanm, kafesı ve gönlü memleketiyte doluyken, uzaklarda yasıyor olmanm zoriuklan, en azından sizin sutununuzda bu denli kolaya alınmamalıydı... Bu kavgayı, Batının o başdöndürücü cinsel özguriukierine, tüketm topiumu tuzaklanna bu denli kolay harcayacaksak, çektiğiniz Sh kıntslar nedendi diye sormanız gerekmez miydi? Ekmek kınnbsı adh na 'lokantalarda çalışmayı yeğleyen' insanlanmıza, bulaşıkçıtık ve temizliktan beşka iş verüip venimechğini araşOrmanız gerekmez miycS? Geri ülke baskılanndan kaçanlara, Bat demokrasOerinin kolayca kucak açması nedensiz midir sanıyorsunuz? Baskryta ezemediğini, potasında eritmeye çaiısması, uluslmarası finanskapitalin işbötümü mant/ğı değil de nedir? Işte o potays karşı direnenlenn ve 'gön gün bilinçlenmeyi' sürdürenlerin size se'amı var! Saygılar sunanrn". Latife Hanım'ın mektubu burada briyor Mektupta, Aslan Meoguç'ü ağır biçimde suçlayan kimi tümceleri vermedim. Aslan Mengüç'le konuşan benim. Ayrıntılı bilgiler verdiği için ona teşekkür borçluyum. İnsanlan da, "Şununla konuşulur, bununla konuşulmazf' diye ayırmayı, özgüriüklere bir saidırı niteliginde görürüm. O durumda, dünyada konuşacak pek az kimse kalırdı. Dünya kuslükler dünyası değikjir. O zaman o cenderede hiç yaşanmaz. Isveç Radyosu'ndan Aslan Mengüç'ün bandına da ben konustum; "Yurt dısına kaçma durumunda kalanlar'Uam' değMerdt: \teanctoşk& yitrmişierdk, o kadar. Yurda döndüklerinde, yitrdikleri vatandashğı yeniden kazarunar" dedim. Konuşmamı orada yayımlayıp, yayımlamadığını bilmiyorum. Türkiye'de çok kaldığı için belki yayımlayamayacağını, bir anı olarak saklayacağını söyledi. Yazdıkiarıma tepkilerin gelmesini de her zaman doğal karşıladım. Yoksa, özgüriük anlayışıma ters düşmüş olurdum. Yazdıklanmın hiçbirini, bir kişinin ya da bir kesimın hoşuna grtsin diye yazmadım. Eksik olabilir, yanlış olabilir, ancak doğru biidiklerirni, öyle sandıldanmı yazdım. Kimseyi üzmek için kaleme sanlmadım. Ama, kimileyin bir gülmece tümcesi bile insanları kızdırabiliyor! Aslan Mengüç'ün anlattığı, İsveç'e ilk gidenlerin kimilerinin orada bulaşıkçılıkla ise başlamalannı anlatması, güzel, insancıl bir olaydı. Ben de olsam, herhalde bulaşıkçılıkla başlardım. Biı kez karnım doyardı! Bunun aytplanacak nesi var? Guneş Karabuda He Barbro Karabuda, orada ekmekçilik yapryortarmış. Ne güzel! Ekmekçilik ayıp mı? Cumhuriyet okuru insaflıdır. Biraz hoşgörü gerekli değil mi? Açıköğretimcilere kapılar kapamyor ASİYE LYSAL Eskişehir Anadolu Ünıversitesi Açıköğretim Faküllesi, kuruluşundan sonra ilk mezunlarmı bu yıl veriyor. Ama şimdiden bu fakültenin öğrencüerini büyük bir "korkn" kaplamış durumda: tş bulamama. bu fakülteden alacakları Jıplomalaıla herhangi bir işe girememe.. Soz konusu fakültenin yıl sonu bitirme sınavlarına bir bucuk aydan az bir süre kaldı. TV, radyo ve çcşitli yayınlar aracılığı ile ağırlıklı olarak uzaktan öğreıim yapılan "açıkögretimin" son sınıf öğrencileri, bir yandan 2122 haziran tarihlerinde yapılacak bitirme sınavlarına hazırlanırlarken, bir yandan da "acaba Açıköğretim Fakültesi diplomasıyla iş bulabilecek miyiz?" endişesini taşıyorlar. Çünkü, kendi deyişleriyle, fakültelerinin verdiği bilgiler, yuz yiize öğretim yapan benzer branştaki fakültelerin verdiği bilgilerden farklı değil. Ama, diplomalarında "Açıköğretim Fakullesi" yazılı olacak. Asıl sorun bu. Nitekim, öğrencilerin kafasında sorular yaratan söz konusu "ad"a ilk lavır, Türkiye İş Bankası'ndan gelmiş durumda. Bu banka, açtığı sınav için başvuran Açıköğretim Fakültesi öğrencilerini geri çeviriyor. Bir süre önce Türkiye Iş Bankası. müfettiş yardımcısı almak için dört yıllık iktisat ve iş ıdaresı eğitimi görenlere sınav açıı. Duyuru üzerine Açıköğretim Faküllesi'nin iktisat \e ij idaresi bölümlerinin son sınıflarında okuyan öğrenciler de başvuruda bulundular. Ancak açıköğretim öğrencilerinin başvurulan, salt "açıköğretim ögrencüeri" oiduklanndan, gerekçesiz ^eri çevrildi. Söz konusu öğrennlerden Muslafa Hiicumoglu'na. Türkiye tş Bankası A.Ş. Genel Mudürlüğü'nden şu yanıt verildi: "22.4.1986 günlü ada< formunuda ilgilidir. Bankanuz müffettiş yardımcılıgı giriş sınavına Açıköğretim Fakültesi'nin son sınıf öğrencilerinin veya mezunlarının kabul edilmcdigini üzülerek bildirir. çaltşmalanmzda başanlar dileriz. Saygılarımızla.' •• • Aynı yanıtlan alan aviköğretim öirencileri, "Sınav önccsi kabul edilmeyerek, ön yargıyla dışlanmamız, aca*?• nereden kaytıaklanıyor? Sınavlann amacı bilgi düzeyini ölçerek prodüklif olanın istihdam edilmesi değil mi?" diyorlar. Açıköğretim öğrencilerinin kafasını kurcalayan bir başka sorun da. Türkiye İş Bankası'nın tavrının zincirleme olarak öteki kuruluşlar tarafından da benimsenmesi.. Öğrenciler "eger sonuç boyle otacaksa öğrenciler niçin oyalanıyor? l slelik açıkögretim ögrencilerinin (ogunlukla çalışan öğrenciler oidugu iddiası da ger7ege uygun degıl" diyorlar. Musıala Hücumoğlu (23). şu an için is aramadığını. çünkü hem iş hem okulun birlikte yurümediğini söylüyor. Aysun Omurtag (23), sürekli bir işe giremediğini belirtiyor ve "Sınavlar \it. V izeler, bitirme, büliinleme sınavian. Hazırlanmamız jjerekiyor" diyor. Seçkin Çolak (23). niçin iş aramadığını "Ögleden sonra İslanbul ve Marmara üniversitelerinde yiizyüze verilen açıköğretim derslerini dinliyoruz. Gece saat 21.00'e kadar süniyor" bi;iminde açıklıyor. Onur Alkaya (25) "Ders programianndan çok yararlandık, ama diploma Açıköğretim Fakültesi'nin olduğundan yararsz" şeklinde konuşuyor. Nevin Özcan "Muhasebecilik ynpıyorum. Açıkögrelim dersleri bana hiçbir şe> kazandırmıyor. Etikel için okuyordum. ama etiket dahi kazandırmayacagı anlaşılıyor." diye ekliyor. Bir başka açıköğrelim öğrencisi Seçkin Yiiksel (23) ise şunları söylüyor: "Açıköğretim Fakültesi imzasını kaldirmak için mezun olduktan sonra başka üni\ersitede yüksek lisans vapacağım..' Öğrencisini hastaneUk etti Samsun'un Başalan kasabası Çamalan ilkokulunda öğretmen Sırrı Yıldız. sınıfta konuşan iki öğrencisinden birisini hastanelik etti. Aluıan bilgiye göre, iki ay önce 5. sınıf ta Türkçe dersi islenirken öğretmen Sırn Yıldız, ders sırasmda konuşan Memnune Çelik ile ı\uran Çavusoğlu adlı öğrencileri kafalannı birbirine çarparak cezalandırdı. Oiaydan sonra doktora gösterilmeden ehliyetsiz sağlıkçılar larafmdan ilkel yollarla tedavi ettirilmtk istenen Memnune Çelik, ağırlasınca kaldınldığı hastanede, beyin cerrahisinde ameliyat edildi. Kİrierin (Baştarafı 1. Sayfada) yalnızca 8'i katıldı. Başbakan Yardımcısı Kaya Erdem ile DPT Müsteşarı Yusuf Özal'ın tasarı hakkında bilgi verdiği komisyon görüşmelerini, ana muhalefet partisi SHP'den yalnızca Diyarbakır Milletvekili Hayrettin Ozansoy izledi. Komisyona HDP'den ve bağımsız milletvekillerinden kimse katılmadı. KİT'lerin özelleştirilmesini öngören yasa tasarısı ile Merkez Bankası, Bankalar Yasası ile diğer bazı yasalarda değişiklikler yapılması öngörülüyor. Tasarıya göre, KİT'ler Bakanlar Kurulu kararıyla. müessese, bağlı ortaklık; işletme birimleri ise Toplu Konut ve Kamu Ortaklığı Kurulu karanyla özeUeştirilecekler. Özelleştirilmesine karar verilen kuruluşlar, hiçbir işleme gerek kalmaksızın bağlı bulunduğu bakanlıkla ilişkileri kesilerek, Başbakan lığa bağlanmış sayılacak. Özelleştirme ile ilgili işlemler. her türlü vergi, resim ve harçtan muaf olacak. Özelleştirilmesine karar verilen kuruluşların devlete ait hisselerinin tamamı bedel alınmadan Toplu Konut ve Kamu Ortaklığı İdaresi'ne devredilmiş sayılacak ve bunlar hakkında Türk Ticaret Yasası, Sermaye Piyasası Yasası ve ilgili diğer yasalardaki koşullar aranmaksızın anonim ortaklığa dönüşmüş olacaklar. Tasarı ile Merkez Bankası'nın temel yetkileri arasında bulunan parakredi konularında karar alma yetkisi sınırlı olmaktan çıkarılıyor, Merkez Bankası'na, yapmış olduğu düzenlemelere bankalannuyup uymadıklarını denetleme yetkisi veriliyor. Bankalara tahvil karşılığı avans olarak verilmekte olan miktara ilişkin sınırlama genişletiliyer. Merkez Bankası'na para piyasının işleyişiyle ilgili düzenleyici önlemier alabilme yetkisi tanıyan tasarı ile piyasa geliştikçe ortaya çıkabilecek ihtiyaçları gecikmeden karşılayabflme olanağı yaratılıyor. Banka, her nevi de\let iç borçlanma senetlerinin tanzim alış ve satışını yapabiiecek. Anadolu Uselerinde kaüte kontml opemsyonu düzenlendi ÜMİT ASLANBAV ANKARA Eğitim \e öğretimin niıeliğinin büyük ölcüde duşıüğu Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı raporlarıyla da belirlenen Anadolu liseleri için " k u r t a r m a operasyonu" başlatıldı. Bakanlık, sayıları 72'ye ulaşan Anadolu liselerinin AO bin öğrencisi, oğretmeni ve yoneticisi üzerindeanket uygulayarak, durum saptaması yapmaya çahşıyor. Anket sonuçlarına göre, var olan Anadolu liselerinin ıslah edilmesi yoluna gidilecek. Anket sonuçları ile yeni Anadolu lisesi açılıp açılmayacağına karar verilecek. Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı Araştırma, Planlama, Koordinasyon Kurulu Başkanlığı'nca yapılan çaışmalar. öğrenciler ve yöneticiler üzerinde iki ayrı bölünı halinde yürutüluyor. "Anadolu liseleri öğrencilerinin »osyoekonomik" du'umlarını saptama amacıyla dağıtılan anket formlannı her öğrenci zorunlu olarak dolduruycı. Ankette öğrencinin sosyal ve ekonomik koşullarını saplamaya yönelik sorulann \am sıra "dans partilerine katılıp kalılmadığını, okuldaki eğitim, ogrelimden memnun olup olmadığını" içeren sorular da bulunuyor. Konuya ilişkin Cumhuriyet muhabirinin sorusunu yanıtlayan bir bakanlık yeıkilisı. "Savılannın artmasıyla birlikte kalitesinin düştuğü ortaya çıkan Anadolu liselerini eğitim, öğretim yönunden. dolayısıyla araç gereç yonünden rantabl hale getirmek amacımız" diye konuştu. Aynı yetkili, halen yurutülen anket çalışması ile ilgili olarak da şöyle konuştu: "Anadolu liseleri yabancı dille egilim \eren. elit okullardı. Ancak zamanla bu niteliğini kaybetmeye başladı. Şu anda >oneticiler ve öğrenciler üzerinde iki ayrı ankel çalışması Unîversiteye girerken (Baştarafı 1. Sayfada) İkinci aşamadan sonra, üniversiteye yazılma hakkını kazanacak olanların büyük bir çoğunluğunun, yaşamlarının her yeni döneminde maddi sıkınıılar dışında kendilerini bekleyen önemli sorunlardan haberlen olmadığı düşünülürse, bu sorunlardan bazılarını ortaya koymak yararlı olacaktır. Üniversiteye giren öğrenci, seçme dizisindeki fakültelerden birine yazılır. Fakülte, Laıince "facio yapıyorum" kökeninden gelir. "Facilis" ise "yapılmış", yani "kolay", "facultas" ise ' kabiliyet", "yapılırhk"demekıir (*). Oysa bugunku sıstem içinde bir öğnencinin "kabiliyet" ine uygun bir "fakülte"ye yazılma şansı çok azdtr. 1946'da üniversitelere özerklik veren yasanın çıkarıldığı sevinçli gunlerde yeni bir çağın genç asistanlanndan biri Oıarak girdiğim meslek hayatımın 41. yılında, yükseköğretim konusundaki tartışmaların hâlâ süregelmekte olduğunu görmek umut kırıcı bir olaydır. Üstelik, bu konuda yap.lan tartışmalarda temel öğe olan insan ilişkilerine, daha özel bir çerçeve içinde ' 'hocaöğrenci'' ikilemine pek dokunulmadığım görmek, umutsuzluğu daha da arttırmaktadır. 1933 yılından bu yana yükseköğretimoe çeşitli model değişiklikleri yapılmış ve hiçbir modelin "ıstıfa selection naturelle" kurallarına uygun bir biçimde kendi kendini duzeltmesine otanak sağlanamamıştır. Bu yüzden de Malche 'ın (1932) raporu doğrultusundaki ilk kuruluş ytllarında olduğu gibi, 1946 reformunda da, daha sonraki yapısal değişikliklerde de, haksızlıklar süregelmiş, "doğru"ların kötü muamele ile karşılaşmaları doğal sayılmaya başianmıştır. Bunun nedeni, değer kristalizasyonuna olanak tammayan kısa süreliyönetim değişiklikteridir. Çeşitliyönleh eleştirilen Yüksek öğrenim Kurumu (YÖK) Yasası'nın bize göre en büyük eksiği, uygulamaların ortaya çıkardığı "üniversite öğretim üyesi" ve "üniversite öğrencisi" kişiliklerinde yapılan, daha doğ rusu vapılmak istenen model değişikliklehdir. Bu model değişikliği tamamen gerçekleştirilememişıir, ama zamanla "human aspect" denilen insan ^eğeri ve öğesinin önemini git gide yitireceği de anlaşılmaktadır. Türkiye'de büyük orandaki nüfus artışına paralel olarak yürütülen eğitim yaygınlaşmasının ortaya çıkardığt bir başka sorun da ortaokullardan başlayarak, kaliteli öğretmen yetiştirilememesi nedeni ile tüm ortaöğretimin bilgi ortalamasının çok aiı düzeylere düşmesıdir. Üstelik bu sayı kabarıklığı, çalışkan ve bilgili çocuğa bile istediği dalda öğrenim yapma fırsatını vermemekte ve eğitim, bir "rastlantı zinciri" haline dönüşmektedir. ' 'Hoca'' ile ' 'öğrenci'' arasmdaki ilişkileri yakından etkileyerek, üniversite öğretimine hem bir düzey düşüklüğü getiren, hem de araştırma olanaklannı kısıtlayan uygulamalardan bazıları şunlardır: Bütün dünyadaki üniversiteler, ülkelerin sosyal ve ekonomik yapılarına göre kurulmuştur. Türk üniversiteleri ise, kuruluşlarından bu yana "hoca" ile "öğrenci", hatta "hoca" ile ' 'yardımcılan'' arasmda ' 'usta çırak" yakınhğı ile, bunların karşılıklı sevgi ve saygısma dayanan bir çalışma niteliği kazanmıştı. Bugün bu tlişkiler, hafıa sekiz gün dokuz sınav yapan, sınav kâğıdı okuyan öğretim üyeleri ile her çun bir sınavdan ötekine koşan, her gece güç koşullar içinde geç saaılere kadar ders çalışan, ayrmtıh noı hesapları ile şaşktna dönen öğrencilerin kurşılıkli iki' 'yorgun grup'' oluşıurmalarından ibaret kalmışiır. Öğretim üyelerinin büyük çoğunluğunun, ÖSYMsınavlarmda 18. sıraya yazmış olduğu yere girerek karşılarına gelen öğrenciye bile "zoraki meslek "ini sevdirmek için, candan ilgi gösterdikleri bir dönemde, bu öğrenciyi de sislemin acımasız çarkları arasına atmak zorunaa kalmalan, gerçekten de uzucü bir durum ortaya çıkarmaktadır. (*) Suaı Yakıp Baydur "Dil ve KultUr" Türk Dil Kurumu dergisi. Anadolu liseleri soruları inceleniyor ANKARA. (Cumhuriyet Bürosu) Anadolu liseleri özel Türkyabancı okullar sınavmda yöneltilen ioruların bazılarının yanlış olduğu yolundaki iddıalar, Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından inceleniyor. Konuya ilişkin bilgi veren bir bakanlık yetkilisi. "Yanlış olduğu öne sürülen sorular uzmanlara inceletiliyor, eger bir yanlışlık olduğu tespit edilirse, öğrencilerin mağdur olmaları önlenecek" dedi. Anadolu liseleri sınavında adaylara yöneltilen sorular üzerindeki tartışmalar da sürüyor. Tesı uzmanları ve eğitimciler sorularda yanlışhklar olduğunu, öğrencilerin düzeşlerine uygun olmadığını ve öğrencilerin konuyu bilip biimediğini kontrcl eden sorulann da "ömekleyici" olmadığını öne sürduler. Lzmanların ıncelenmesi gerektiğini öne sürdükleri sorular şu nokıalarda toplanıyor: "• 1. bölümdeki sorular örnekkyici değil. TUrkçe vedilbilgisi konularını temsil elmiyor. Örneğin sozcüklerin yapısal y<>nüyle ilğili 6 soru (7,13,15,22,26.29. sorular) deyimlerle ilğili. 2 sorııdl ve 14. sorular) atasözleriyle ilgili. Dilbilgisinin en agırlıklı konusu olan fiillerden hiç soru «orulmamış. tamlamalara. Mfallara, adlara ve ad durumlanna uvgun agırlıkta yer verilmemiş. • ~ soru iki vanıllıdır Sö/cukle\ rın >apısına gore yanıı "vatanda>lık' çünku iki yapını cki alınışi». anlaııılarına göre ^o/luk'ıur. • 22. soruda eklırin vo/lıık sırjsrnın buiunınası isleni>or. Iurkçedc Cindoruk, daha sonra berabeyapıyoruz. Yöneticilere eğitim ve öğrinde bağımsızlar olduğu halde retimin kalitesini nasıl bulduklarını. Gülhane Askeri Hastanesi'ne gilaboraluvarın yenilenip yenilenmederek burada tedavi gören Turmesi gerekligini. araç te gereçlerin gut Sunalp'i ziyaret etti. durumunu ve eksikliklerin ncler olduğunu, neler yapılması gerekligini Sunalp, Cumhuriyet muhabisoruyoruz. Öğrencilerin ise sosyorinin sorusunu yanıtlarken Cinekonomik durumlarını saplıyoruz. doruk'un geçmiş olsun Bu anket çalışmasını öğreıim yılı >o . dileklerini iletmek için ziyaretinuna kadar lamamlayanik. sonuçlane geldiğini bildirdi ve DYP'nin rını önümuzdeki öğretim yılına hagrup kurması konusunda şöyle zır hale getirmeyi amaçlıyoruz. Alıdedi: nan sonuçlara göre Anadolu lisele"Benim baştan beri söyledirinin durumlannın düzeltilmesi yoğim bir söz vardı. Meclis dısı luna gideceğiz". muhalefel, Meclis dışı iktidarı Sağlanan bilgilere göre, 72 Anadomeşru kılar. Dışarda iktidar lu lisesindeki çalışmalar sonuvlandıklan sonra. "durum tespiline" gidıleoluşması, fevkalade tehlikelidir. rek, oncelikle bunlann düzeltilmesi. Dışardakilerin son geiişmeler kaliteli hale getirilmesi yoluna gidikarşısında Meclise girme imkâlecek. Bu süre içerisinde de yeni Ananı doğdu. Bu gelişme, Meclis dışı dolu lisesi prensip olarak açılmuhalefeti ve dtşarıda bir iktidar mayacak. oluşması tehlikesini ortadan kalHalen Anadolu liseleri, bakanlık dırır." saptamalarına göre. araç gereç sıkıntısı yanında kaliteli öğretmen sıkınSunalp. kendisinin son geiiştısını da yaşıvor. Bakanlığm saptamameler karşısında nasıl davranalarına gore, Anadolu liselerindc dil cağına ilişkin bir soruya da bilen öğretmen açığı yanında. normaJ "Ben. büyük ihtimalle bağımsız öğretmen açığı da kuçümsenmeyecek kalacağım. kendime yakışanı boyutlarda. Milli Eğitim Gençlik \e yapanm bana jakışacak bir geSpor Bakanı Meliıı Emiroglu. bu lişme olursa. ona göre tavır okullardaki öğretmen açığını kapaalırım" yanıtını verdi. mak amacıyla yurtdısından öğretnıen getirileceğini açıklamış, ancak bunSunalp, özellikle sağ bacağınlann yeni öğretim yılında göre\e başda, diz kapağından yukarısında layacaklannı belirtmişti. duyduğu ve yürümesini güçleştiren ağrı nedeniyle hastaneye yatıığını bildirdi. "Sizi MDP'İiler mi hasta etti" iorusunu yanıtlarken şöyle dedi: "Ah, ah.. Orhan Veli'nin "Süleyman Efendi'sine döndum. Hiçbir şeyden çekmedim, MDP'den çektigim kadar." Sunalp. moralinin yüksek, neşesinin yerinde olduğunu bildirdi. "Moralim olmasa ben de birçokları gibi beli bükük, çekilmez bir emekli olurıım" dedi. DYP'ye katılacak millelvekilleri, dün akşam genel merkezde partililerle tanıştırıldı. Sabahki toplantıya gelemeyen Murat Sökmenoglu iie Kehmi Memişoğlu da katıldılar. Tanişiırma sırasında ANAP'tan ayrılan Abdullah Nejat Resuloğlu,uzıın alkışlar aldı. Başbakan Turgul Özal, DYP'nin grup kurmasına ilişkin görüşünü soran gazetecilere. "Bundan ancak memnuniyet duyarız" dedi. Özal, DYP yoneticilerinin daha önce Meclisteki milletvekilleri için "devrim muhafızlan" dediklerini de hatırlatarak, "Demek ki bu görüşlerinden vazgeçmişler" şeklinde konuştu. Sonuçlar sözcükler eklere ğöre degil, köklerine göre sözlukle yer alır. Eklerin sözlük sırası mantıklı görünmüyor. • Testte seçilen şiir 11 yaş çocuğu için soyuttur. Çocuğun okuma ve okuduğunu anlama gücünü ölçmede yetersizdir. • 32. soru. "dunyanın basık küre biçıminde olduğunu ilk bulan Müsluman Türk bilginini' sormaktadır ki, bu diizeyin üzerinde bir sorudur. • Sosyal bilgiler soruları öz bilgiden çok ayrıntılara yönelik. Örneğin 2. bölumun 50. sorusu paranıez i;i bir bilgidir. Çünkü refleks harekeı merkezi omuriliktir. Burada sorulan gözle ilgili refleksin beyinle ilgili olması özel bir durumdu'r. • Bazı sözcüklerin altlannın gereksiz yere çizilmesi lesl leknigi açısından dogru degildir. CHumsuz anlamlara dikkat çekilmesi gerekirken 2. bölüır.ün 37. sorusunda olduğu gibi 'doğrudur' sözcüğünün allı ci/ilmiştir. • Sınavda doğrusu seçtirme yerıne. yanlışı seçtirmeyeağırlık verilmıştir. Bu da test teknıği açısından zorunlu durumlarda başvurulan bir yoldur. • 2. bölümdeki 41. soru daha çok muhendislik sorusuna benzemekledir. • 32. sorudakı şekiller anlaıılnıak ısıenen olaylan anlaınıakta veiefi/ kaliyoı. Vanılııcı bir ^cııudur ve geçersi/. suyılmusı gerekir. • 45. sorudaki maddclerin <>/ kullelerinin vtrilnu'>isı sorunun geçerlii için yeleni bir nedendir" (Baştarafı I. Sayfada) puanlan ile ÖSS bakımından yüzdelik sırası. ÖYS'ye çağrılıp çağrılmadığı! Sayısal ve sözel ham puanlarının her ikisi de 0.5'ten küçük olan adaylar için ÖSS puanı hesaplanmayacak, bu durumdaki adaylara gönderilecek sonuç belgelerinde sadece doğru ve yanlış yanıt sayısı belirtilecek. Üniversite kontenjanları bu yıl rekor sayıdaki başvuruya karşı tıp, hukuk, sosyal bilimler. iktisadi idari bilimler, diş hekimliği, veterinerlik. fen ve muhendislik programlarının büyuk bir bölürpünde daraltıldı. Geçen yıl Açıköğretim dahil üniversitelere alınan öğrenci sayısı 156 bine ulaşırken bu yılki 140 bin rakamının hiç bir biçimde artmayacağı YÖK Başkanı Prof. Dr. İhsan Doğramacı taratından açıklandı. Bu yıl Mesleki Eğitim ve Meslek Yüksek Okulu proğramlarında kontenjan artışına gidildi. ÇAUŞANLARIN SORULARI/SORUNLARI YILMAZ §İPAL Borçlanma ve başlangıç SORU: BagKur sigortaüsı olarak odeme yapmakuyım. Askerlik süresini de borçlanarak ödedim. Ödedigim bu sttre kadar sigortaya başlangıç tarihj geriye götöriiJür mii? Buna göre iki yıl erken emekli olabilirmiyim? Ş.A. KİLİS YANIT 22 Mart 1985te yürürlüğe giren 3165 sayıh yasa ile BağKur sigortalılarına "askeriikte er olarak geçen hizmet süreleri ile yedek sobay okuluoda geçen sürelerinin tamamuu" borçlanabilme hakkı tanınmıştır. Aynca sigortalının "ölümü halinde stgortalı olanlann hak sahipleri de" borçlanma isteğinde bulunabilecektir. Borçlandırılan sürenin karşıJj|ı sigortahnın prim ödeme süresine katılmasının yanı sıra "sigortalılıgın başlangıç tarihinden önceki süreler için borçlandınlma halinde sigortalılıgın başlangıç tarihi borçiandınlan süre kadar geriye götüriilür." Yasanın uygulamasına ilişkin BağKur Genel Müdürlüğü'nün 266 sayıh genelgesinde bu konuya değinilmekte ve; "Askeriik borçlanma talepleri geçerii sayılan sigorüüılann bu süreleri sigortalılık başlangıç tarihi, borçlanılan süre kadar geriye götürulerek geçerii hizmet söresi olarak sayılacakür" denilmektedir. Genelgede konuya ilişkin örnekler de verilmiştir. Örnek: 1) "Sigortalılığı 1.10.1972 tarihinde başlayan ve 1.4.1985 tarihinde borçlanma talebinde bulunan 1.1.1964 1.1.1966 tarihleri arasında 24 ay er olarak askeriik görevini ifa eden ve askerlik borçlanması geçerii sayılan sigortalının, borçlanmasına istinaden 1.10.1972 tarihinden 2 yıl geriye gidilerek, sigortalılık başlangıç tarihi 1.10.1970 olarak esas alınacaktır. Yasanın ve genelgenin açık hükümlerine göre borçlandığınız askeriik süresi kadar (iki yıl) erken emekli olabiiirsiniz. İMZA GÜNU TARIK DURSUN K. 15 mayıs perşembe günü (bugün) saat 1619 arası AKADEMİ KİTABEVİ'nde "tyi Gecder Dünya " yapıtını imzalıyor.