23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
15 MA YIS 1986 * * * • HABERLERİN DEVAMI CUMHURÎYET/11 Imparatoriçe Theresa'nın Yatak Odası... (Baftarafi 1. Sayfada) bir doğruiup saate aynadan bakarmış. Onun için saat ters yaptlrnış, Maria Theressfnm alıskanltğı için olacak." Gülüşuyoruz. Hofburg Sarayi'nda hiçbır imparator ya da imparatorıçe, selefının odasını kullanmazmış, bu nedenle de tç tçe odalar, salonlar, kondorlar boyunca yıllara paralel uzayıp gitmtş. Habsburg hanedanı 1918'de sona erip cumhunyei ılan edılınce bu gelenek de sona ermiş tabıı kı... Anjsturya Cumhurbaşkanı, duvara gizlerv miş bır kapıyı bızlere muzıp bır bakış fırtatarak açıyor ve çalışma odasına aJıyor bizi. Ayak üstü sohbetimızde kendisine Uluslararası Basın Enstitüsü'nün genel kurulunda yaptığı konuşmayia ılgılı sorular yönettiyonjz. Sayın Kirchschlaeger konuşmasında basının sorumluluğunun demokrası açısından önemıne değinmiş ve basına karşı hayiı eleştirel bir üslup kullanmıştı. İkı ay sonra görev suresı sona erecek oJan Curnhurbaşkanı'na 'totusturya basını galiba sızı bir hayli üzmüş, konuşmanızdan öyle anlaştkyor" deyince başı ile onayiar gıbı yaptı ve şöyle karşılık verdi: "Bır de onlar yönetici, ben gazeteci olsam ne iyi olurdu..." Avusturya Cumhurbaşkanı da bir bakıma her sıyasal ıkttdar sahıbinin özlemini dile getırmışiı. Ama aynı cumhurbaşkanı, Uluslararası Basın Enstitüsü'nün genel kurulunu açış konuşmasında basın ozgürlüğünü "hayatın birçok etiğer ihtiyactndan daha önemli" oiarak nrtelemiş ve şunları soytemişti: "Siyaset adamlan ıle basın arasında bolli bkgenlimı yaşıyor olsak da onur duyduğumuz ortak bir platforma sahıbız. Bu ortak platform, anlatm ve duşünce özgüriüğünün kesin oiarak vazgeçilmezhğıdır. Bu özgürlük, bızı bütun diğer toplumsal sistemlerden ayırmaktadır" Bu sözlen basına ne denlı eteştirel açıdan baksa da bır deviet başkanının ağzından duyabilmek bız gazetecılerı kuşkusuz sevındirmişti. Basın özgüriüğünün örtemıni vurgulayan bir başka konuşmacı da Rahıp Desmond Tutu oldu Güney Afnka'dakı ırkçı rejime karşı vermekte oJduğu savaşım nedenıyie 1984 ytlında Nobel Banş udülünü almış olan Tutu... 1814 Vıyana Kongresı'nın toplandığı salonda Basın Enstıtüsü üyelerıne hrtap eden Rahip Tutu, ülkesinde, Güney Afrıka'da gazetecilığin "mayın taıiasında yürumekle" eşanlamlı olduğunu, bütün özgürlükler gıbı basın özgüriüğünün de ayakJar attına alındığını soyledi. Güney Afrika'daki "beyaz basırf'm bir iki küçük ıstisna dışında "ruhunu malı çıkaıiar içirf satmış olduğunu, gerçekleri sürekli sakladığını anlatan Rahıp Tutu, şöyle dedi: •'Güney Afrtka basını tam 100 adet yasanın basfosı attındadır. Bütün bu yasalaha ve yasaklaria dünyayı kendimize güldürüyoruz, ne yazıfd" Dünyayı kendine gükJürmek... Irk aynmına karşı banşcı yoJlarla mücadelenin bayraktaritğını yapan bu siyah din adamının bu sözJerinı dinlerken, ülkemizi düşündük. Hiç kuşkusuz basın örgüriüğü açısından Türkiye'yi Güney Afnka ıle karşılaştırmak olanaksızdır. Ülkemız bu konuda Güney Afnka'dan çok daha rahat ve ılerı bir durumdadır. Ama Avusturya Cumhurbaşkanı'nın altını çızdıği gibı siyaset adamları ve bız gazeteciler anlatım ve düşünce özgurluğünden oluşan ve demokrası bakımından vazgeçılemeyecek nrtelıkteki ortak platforma sahıp mıyiz? Biriikto onur duyabıleceğımız böyle bir ortak bır platform kurabıldık mı bugüne kadar'? Uluslararası Basın Enstitüsü Dırektörünün Genel Kurula sunduğu raporunun Türkıye bölümünde basın özgüriüğü açısından genel oiarak bır lyiye gıdış kaydedılıyordu, ama son aylarda açılan davalar, bu arada "muzır yasa ve kurula" da raporda dıkkat çekılıyordu .. 41 ülkeden gelen gazetecıler, "muzır yasa" kulaklanna çalındığında neler düşündüler. Onu da sızlerın takdırınıze bırakalım .. Ve tekrarlayalım Inşallah gün gelır, Türkıye'de de siyaset adamlan ıle bız gazetecıler arasında anlatım ve düşünce özgüriüğü alanında sahip olmaktan onur duyacağımız ortak bır platform olustururuz... Ttirk savunması vahim derecede (Baştarafi 1. Sayfada) sevkıne elvenşlı bulunmadığı, Turkıye'den gen çekılmış olan Hawk ve NikeHercules fuzelennın yerının ıse henuz doldurulmadığı açıklandı Kuzey Atlantık Asamblesı'ne sunulmak uzere sıyası komıs>on raportoru Fransız parlamenter Lois Bouvard tarafından hazırlanan bır raporda, TurkYunan ılışkılennın çıkmazda bulunduğuna dıkkat çekıldıkten sonw. NATO'nun guneydoğu kanadının en ıyı konınan bolgelennın lstanbul ve Çanakkale boğazları ıle Atına olduğu kaydedıldı. Bölgede radar kontrolunun yetersiz kaldığını kaydeden raportor, 15 AVVACS erken uvarı uçağına ıhtıyaç varken, sadece altı uçağın gorev vaptığına ışaret ettı Raporda Turk \e Yunan hava kuv\etlerının vahım bıçımde yetersız olduklarına dıkkat çekıldıkten sonra "Guneydoğu bolgesinin guçlendirilmesı geçmişte çok koousuldu, ancak bunlar temenniden oteye geçmedi" denıyor NATO'nun gunevdoğu bolgesı uzerındekı Sov\et tehdıdının çok buyuk olduğu rakamlarla açıklanan raporda, Varşova Paktı'nın Trakya bolgesınde 34 mekanıze tumen bulundurduğu, bu bırlıklerın elınde 6 bın 570 tank ve 6 bın 400 top olduğu belırtılıyor, buna karşılık bolgedekı Turk ve Yunan pıyade tumenlerının sayısının 25'ı geçmedığı, ustelık bu bırlıklerın Ege'ye kadar olan çok da»bır bolge>ı savunmak ıçın " a p r bir gorevle" yukümlu olduklarına ışaret edılıyor. Turkıye'nın dogu sınırlanna ytğılan Sovyet tumenlerının savısınm 20 olarak açıklandığı raporda, bu bırlıklerın 4 bın 300 tank ve 4 bın 800 ağır topla takvıye edildıklerı, buna karşılık Turkıye'nın bu bolgede sadece 8 tumenı bulunduğu belırtıldı Turkıye ve Yunanıstan'ın elınde 4 bın tank ve 4 bın 600 ağır top bulunduğu \e bu sayının Varşova Paktı bırlıklerının ellerındekının yarısından az olduğu da raporda yer aldı. Guney bolgesındekı havaalanlarının Ikıncı Dun>a Savaşı'ndan kaldığı, lımanların ve petrol boru hatlarının yanı sıra savaş stoklarının da asgari duzevde ve >etersız bulundukları belırtılen "guney bolgesi alt komisyon raporunda" bolgedekı guçlerın ancak çok kısa bır sure savaşabıleceklerı ıfade edılıyor Guney bolgesının en ıvı korunan keaimlerının Italya'nın kuzeyı, lstanbul ve Çanakkale boğazlan ıle Atına olduğu vurgulanan raporda, bır sure once gen çekılen Havvk ve Nıke Hercules fuzelerının yerıne, yerden havaya yenı fuzeler yerleştırılmedığı ve yenı fuze yerleştırılmesının bırkaç yıldan once gerçekleşme>eceğının anlaşıldığı belırtıldı NATO ıle Varşova Paktı kuvvetlerı arasında bır çatışma vukuunda Turk ve Yunan Hava Kuvvetlerı desteğının sağlanacağının "kâğıt uzerinde" varsayıldığı belırtılen raporda, gerçekte bu kuvvetlerın "vahim şekilde yetersiz" olduklan açıklandı Gunev bolgesının NATO altyapı yatınmiannın yaklaşık yuzde 30'unu aldığı belırtılen raporda, bu oranın antınlmasının duşunulmesı ıstendı ve "Guney bolgesinin savunması mutlaka guçlendirilmelıdir" denıldı. Raporun sıyası durumla ılgılı bolumunde Turk Yunan ılışkılennın çıkmazda bulunduğu vurgulandıktan sonra şu goruşlere ver verıldı "TurkYunan iiişkilerinin içine girmiş olduğu çıkmaz devam elmektedır. Bu durum NATO'nun guney bolgesının savunması açısından son derece vahim sonuçlar doğurmakladır. tki ulke arasında Kıbns hava sahası, kıta sahanlığı ve Limni konusundaki anlaşmazlıklar çozumlenme yolunda değildir. Bu hususta NATO veya herhangi bir ulkenin arabuluculuk yapması imkânlan kısıtlıysa da, Yunanistan'la ABD arasındakj ilişkilerin genelde duzelmesi, Yunanistan'ın oteki NATO muttefikleriyle daha esnek ilişkiler kuracağı umudunu uyandırmaktadır." Raporun Turkıye bolumunde, henuz yenılenmemış olan Turkı>e ABD Savunma ve Ekonomık İşbırlığı Anlaşması'na (SEIA) da değınıldı ve "tki ulke arasındaki muzakerelerden, Turkiye'nin anlaşmanın yenilenmesi için \BD'den bazı ticari tavizler istedıgı anlaşılmaktadır" denıldı Turkı>e'nın 700 mılyon dolarlık tıcaret açığını kapatabılmek ıçın, Amerıkan tekstıl pazarına gırmeyi arzuladığı kaydedılen raporda, Amerıkan yardımının da 750 mılyon dolardan 1.2 mılyar dolara çıkarılmasının talep edıldığa kaydedıldı Raporda Amerıkan yetkıhlerının (SE1A) konusunda anlaşmava varılacağı goruşunde o l d u k l a n da one suruldu Turkıve'den "Sovjet tehdidine karşı NATO'nun ilai kalesi" olarak soz edılen raporda, bu ulkeye sadece ABD tarafından değil otekı Avrupalı muttefıkler tarafından da daha buyuk çapta askerı ve ekonomık yardım sağlanmasının zorunlu olduğu vurgulandı. ANAP bir aldı, bir kaptırdı (Baştarafi 1. Sayfada) ANAP'tan aynlarak DYP'ye gıreceğmı açıklaması konusunda,"Partisi fesholan milletvekili serbest durumdadır. Resuloğlu'nun durumu buna tabii uygun değildir" dedı ANAP'ta grup dışı çıkışlan ıle tanınan ve 2969 sayılı, "eski siyasilere konuşma yasağı getiren" yasanın tumuyle kaldırılmasına ılışkın bır yasa önerısı verdığj ıçın ANAP'tan bır yıl ıhraç edılen Abdullah Nejat Resuloğlu, sonunda, gonlunde yatan aslan DYP'ye katılmak ıçın ılk adımı attı Resuloğlu dun DYP Genel Başkanı Husamettin Cindoruk'un Meclıste yaptığı toplantıya katıldı ve bır ara bu toplantıdan çıkarak ıstıfasını TBMM BaşkanlığVna ve ANAP Genel Başkanhğı'na gonderdı Resuloğlu'nun ANAP'a gonderdığı ıstıfa mektubu tek cumleden oluştu "Partinizin uyeliginden istifa efıigimi bilgiıtize sunarım " Resuloğlu, venıden toplantıya katıhrken gazetecılerın sorusu uzenne, "Şimdi bağımsızım, bağımsız olarak toplantıya katılıyomm" dedı Resuloğlu'nun ıstıfasından sonra, ANAP'tan ıstıfa eden mılletvekılı sayısıVuralTurkân Ankan kardeşler ve Ismail Ozdağlar ıle bırhkte 4'e vukseldı Abdullah Nejat Resuloğlu'nun ANAP'tan ıstıfa ederek DYP'ye gıreceğını açıklamasından sonra anayasanın 84 maddesı açısından mılletvekılı transferlerı yenı bır boyut kazandı Meclıste şu anda ResuioğJu dışında feshedılmemış bır partıden ıstıfa ederek başka partıve geçmiş bır başka rrulletvekılı bulunmuyor. Basbakan Turgut Özal, lmren Aykut'un ANAP'a katılışı sırasında Resuloğlu'nun durumunun 84 maddeye gırıp gırmedığı yolundakı bır soru uzenne şunları sovledı "Partisi feshoian milletvekilleri serbest durumdadır. Partisi şekil degiştiren mılletvekillerinin durumlannın da anavasanın 84. maddesine uymadığı şeklınde bır kanaatımiz vardır. Resuloğlu'nun durumu tabii buna uygun değildir. Uymamasına rağmen, arkadaşlanmızla goruşelim bakalım, serbest bırakır mıyız, bırakmaz mıyız? O zaman belli olur. Tabii bağımsız kalırsa, diyecek bir şeyimiz yok. Ama bir başka partiye geçerse, o zaman mesele gundeme gelecektır. Çunku 84. maddeye uvmama konusu partisi feshedilenler içındir. Bir de HP'de olduğu gibı partisi şekil degıştırenler ıçindır. Çunku bu milletvekillerinin ilk başladıklan partiyle alakası olmayan yeni partiler meydana gelmiştir kongreler sonunda. 31 mayısa kadar kongreleri tamanılanacak. Bu durumda milletvekillerinin bir secim hakkı olacak. 84. madde Resuloğlu için bu durumda isleyebilir. Ancak 201 çıkar mı çıkmaz mı? Ama tabii arkadaşlanmız ne karar verir bilemem. Belki de serbest bırakılır " AYKUT ANAP'LILAŞTI Munfesıh MDP'lı bağımsız lstanbul Mılletvekılı lmren Avkut ^un Basbakan Turgut Ozal'ın da katıldığı bır torenle ANAP'a gırdı Onceki gun başbakanlık konutunda Semra Özal ıle de bır goruşme vaptığı oğrenılen İmren Aykut dun saat 12 30 sıralarında Başbakanlık Konutu'na gırdı Turgut Ozal ıle uzun bır goruşme yapan İmren Aykut, saat 14 OO'te konuttan ANAP mıUetvekıh olarak aynldı. lmren Aykut'un ANAP'a gınş törenınde konuşan özal, tmren Aykut'u Danışma Meclısı donemınden tanıdığını belırterek, 6 Kasım seçımlerı öncesı lmren Aykut'un ANAP kurucusu olacakken, bır rastlantı sonucu başka bır partıden parlamentoya gırdığını anlattı Ozal, Aykut'un başarılı çalışmalannı ANAP'ta da devam ettıreceğıne ınandığını kaydettı. ANAP'a gırış törenınde çok huzursuz ve sıkıntılı olduğu gözlenen fmren Aykut, daha once bellı ılkeler doğnıltusunda parlamentoda gorev yaptığını belırterek, aynı ılkeler cerçevesınde çalışmaya devam edeceğını soyledı Resuloğlu'nun ANAP'tan ayrılışı, lmren Aykut'un da ANAP'a katümasıyla parlamento aritmetığı değışmedı ANAP'ın sandalye sayısı 226, bağımsızların sayısı da 52'de kaldı BARAN SAROL ANAP'A GtRDİ HDP kurucularından Mukerrem Sarol'un oğlu Baran Sarol dun ANAP'a uye oldu ANAP Genel Saymanı Doğan Can Akyurek DP'nın ıktıdara gelış tarıhı olan 14 mayısta ANAP'a bır uye daha kazandıklarını soylerken, Baran Sarol,"Ben babamın HDP kurucusu olduğunu gazetelerden oğrendim. Babam da benim ANAP'a uye olduğumu gazetelerden oğrenecek" dedı Ote yandan HP'den ayrılan Selçuk Akına'nın da ANAP'a geçme duşuncesınde olduğu ve bunun ıçın ANAP yonetıcılerıyle göruştuğu öğrenıldı CÜNEYT ARCAYÜREK yaz.yor (Baştarafi 1. Sayfada) da DYP'nın HDP'yefark atması olasılığmdan urkuyordu Anlaşılan Mehmet Yazar, bır zamanların "tek basına grup" halıne gelen Osman Bolukbaşı 'sı gıbı, hem ıktıdara çatacak, hem de "hasmı biamanı" durumuna gelmekte olan DYP'ye karşı savaşım açacaktı Bu kadar genış cephede bır partımn, hele sıyasal bırıkımı Odalar Bırlığı Başkanlığından öteye gıtmeyen yenı yetme bır sıyasetçının Demırel hımayestndekı gruplaşmış bır DYP ıle nasıl başa çıkacağı merak konusuydu Daha şımdıden kulıs, DYP'nın gruplaşmasmdan sonra Yazar'ın berabennde surukledığı mılletvekıllermden fıre verebıleceğı hesabına gırmıştı Zaten Turgut Ozal da, yenı oluşan sıyasal gruplardakı dalgalanmaların durup dınmeyeceğını hesaba kattığı ıçındır kı, partılerarası mılletvekılı alışverışme gözyumma surecını Meclıs tatılının sonuna dek uzatma gereğını duymuştu Basbakan, 'anayasa benım' dıyen tutumuyia transferlere yırmi gun goz yumacağını TtePdfTbuyu'rmuş, ne hik'metse, bırdenbıre bu yargısmı değıştırıp alışverış surecını yaz sonuna dek uzatarak dışmdakı partılere sıyasal bağışta bulunmuş tu. Hıç kuşku yok özal, kendı dışmdakı partılerde alışverışm durup dınmeyeceğını, bugun gruplaşan bır partımn ıktıdann çabalanyla belkı de yarın grup olmaktan çıkacağını hesaplamıştı. Kulıste Saym Ozal'ın transferlerle grubunu İOO'e çıkarmavı amaçlayan soylentıler dolaşıyordu. \edense Sayın Ozal, mılletvekılı sayısının Meclıste yukselmesıyle Turkıye genelındekı vakınmalarm azalmayacağı hesabım pek yapmıyordu Bu nedenlerle Savın Ozal'ın DYP'nın gruplaşmasmdan kaygı duymadığmı soylemesıne pek fazla ıtıbar etrAemek gerekıyor du Fakat Ozal'ın, daha orgutu bıle kurulamamışHDP'yı pek onemsemedığı ortadaydı Bu göruntuler sergılenırken, 16 mılletvekılı ıle bır odaya kapanan DYP CenelBaşkanı Husamettm Cındoruk, bır bakıma sıyasal gunah çıkarıyor, "daha onceki gunlerde bugunku parlamentoya, devletin oteki güçlerine karşı vaziyet alan" tutumunun artık değışeceğnı vurgulu yordu 12 Eylul parlamentosuyla ılgılı sözJerinı "gunun koşuüarı" gereğı sovledığını vurgulayan Cındoruk'a göre, artık bugun "vaziyet değişmişti..." DYP'nın, ozellıkle kışı olarak kendısının orduya, Cumhurbaşkanlığı makamına karşı ters \azıyet alan bır göruşu yoktu. Yapılagelmekte olan "mucadele", demokratık kurallann butun oğelerıyle ışlemesıne yonelıktı Demokratık haklarda elbette DYP savaşımını surdurecektı, ama "devletin etken guçlerine, itdak noktalanna karşı çoğu kesimde kaygı uyandıran kavgacı tutumun "yenı oluşmada yerı olmayacaktı Kuşku yok, Cındoruk 'un bu sozlerı DYP'ye katılmaya karar veren mılletvekıllerının bır bölumunun yureğıne serın sular serptı Örneğın emeklı bır korgeneral olan Musa Öğun 'un bekledığı açıklama da buydu. 12 Eylul sonrası kurulan partılere, Meclıse, haıta halkoyiamasıyla gelen Cumhurbaşkanma karşı en amansız savaşımı tek basına yuruten DYP'de demek kı, onemlı bır sıyasal değışım başhyordu Meclıs dışındavken yuruttuğu bu polıtıkaları, Meclıse gırdıkten sonra bırakacağı anlaşıhyordu Bovlece DYP, genel siyasette ' 'sertlik'' yerıne ' 'yumuşamaya'' doğru açılıyordu Kıncı ve sert olmak yerıne olanakları zorlavarak demokratık haklann gen gelmesme çalısmayı polıtıkasında on plana alıyordu Sonuçta DYP, 6Kasım seçımlerıyle gelen mılletvekülerını bunyesme alarak, doğrudan davranışla 6 Kasım seçımlermı "ibra" ediyordu Cumhurbaşkanı E\ren 'ın tek soz sahıbı olduğu dönemde bakanlık yapmış Cafer Tayyar Sadıklar'ı bunyesme alaıak o donemı, o donemın onde gıdenlerını bır bakıma7 onaylamış olmuyor muydu MDP gıbı buyrukla kurulmuş bır partımn mıllenekıllerım sınesınde toplayarak, o gunun sıyasal koşullarına evet demıyor muydu7 Bu gostergeler, DYP lıderı Cındoruk 'un partısıne gelen mılleıvekıllerıyle yaptığı bu ozdekı konuşmadan çıkan sonuç, elbette Turkıye 'de bu parlamenıonun gayrı meşruluğu, zorla, buvrukla kurdurulduğu gıbı sureklı ırdelenen sorunlarm artık rafa kaldırılacağı ızlenımmı \enyordu DYP lıderı Cındoruk, konuştuğu mıtletvekıllerıne partı polıtıkasını' 'birlikte'' saptayacakları vaadınıduyuru\or, hattapartı polıtıkasını genelde Meclıs grubunun duzenleyeceğını sovluvordu Bu tutum, elbette mılletvekıllennde belırgın bıçımde goru len grup genel merkez ıkılemı kaygısını kaldırmaya voneltktı DYP, gruplaşmasını tamamlarsa, yakın gunlerde Meclıste ASAP'la baştayan HDP \e DYP ıle suregıdecek olan \enı bır sıyasat yelpaze oluşacak DYP'ye gıren dort mılletvekılının yaptığı açıklamada da gorulduğu gıbı, hıç değılse artık parlamento dışı partıler de umı kalkıyor, heınen hemen her ses Meclıs çatıst altına gırıvordu Bu yenı duzenıemenın zenel seçııne dek nereve varatağmt gorrnek ıçın zamanın akıp gtıme sını bekletnek gerekıyo . Ama koprulerm alundan daha pek çok *uvun akacağı anlu şılıyor UĞUR MUMCU (Baştarafi 1. Sayfada) GOZLEM Ifemekhane reğını duyan Bicer'in, daha önce ANAP'ı konuşmalan ıle nasıl biçtiğini çok kımse anımsamıyordu. Kendısı de unutmuş olabflır; ben anımsatayım: ' Hılmı Bıçer, Ozdağlar olayı nedenıyie Ûzal'a şoyle çatıyor: Saym Basbakan.. TBMM birteşik toptantsı içtvzuğünun hükümlerinı bır okumalı, eğer okumayı bılmiyorsa muşavirienne, danışmanlanna sormalı ıdı (ANAP sıralanndan gurültüler "yuh" sesleri) Mustafa Taşar Ne biçım konuşuyorsun be? (TBMM a 52. 10.1.1985, O: 1, S: 211) Şimdi, ANAP Grubu, Bıçer'ı bağnna basıyor ve alkışlıyor. Bunlar hep vatan uğrunadır! Biçer, aynı konuşmasında, "TOrkfye'de herkes bu hükümetm içerisinde hotdingfenn temsıl ediktiğını" de soyluyor. özdağlar olayı nedenıyie Biçer, 17 Ocak 1985 günü yine kürsüdedir: Bu hükümetin kurulmasından it'baren 1 seneyı askın bir süre geçmıştır. Bu sure ıçinde, üzülerek ıfade etmek isterim ki, pek çok rüşvet ve suıistimal dedıkodusu yapılmışbr. Bu kadar kısa bir süre ıçinde geçmış hiçbır hükümetin dönemınde böyle ıthamlara rastlanmamıştır. Bunlann hepskıin yalan olduğunu, iftsra olduğunu soyteyemezsiniz. Mustafa Tasar Dedikodulara aJdırmayın... Hilmi Biçer (devamla) Memleketimizdeki bütün güçlerm iktidan destektediğl ve özelHkJe basmımıztn Iktidar yanında yer aldtğı düsünülürse, bır anda Iktidar karsısına geçmelerinin bir sebebi olsa gerek. Ateş otmayan yerde duman tutmez arkadaşlar. (TBMM, B 55 17.1.1985. B: 1, S: 341) Bu konuşmayı yapan Biçer, bugün ANAP'a geçmişse, demokrasınin yerteşmesı ıçındır Başka bir nedenı yoktur. Bıçer, aynı konuşmasında bakın ne diyor Okuyalım: Kaynak oluşumunda fon kullanmayı ılke olarak benimsemış sayın iktsdanma, bu gıdişle bır suiistmal fonu kurarakortadbeğe verilen zararian önlemesını tavsıye edryorum... Dün ANAP hükümetını yolsuzluk savları ıle suçlayan ve hükümetin "suiistmal fonu" kurmasını şaka yollu saiık veren Biçer, şımdı ANAP'taysa ve bunlar, hep vatan ıçın ve bu azız mıllet ıçındir... Bir başka nedenı yoktur. Biçer'ın ANAP'ı bıçen başka konuşmalan da var Tarih 12.21985,59'uncu bırieşımi, 1. oturum, tutanaksayfa 463. Okuyalım bakalım, Bıçer beyefendınin "hayali ihracat" konusundakı düşünceleri nelermiş? Eski devinerde de görülen, o zamanın hükümetl&nnce amansız takıp edHen bu tür yolsuzluklar ANAP iktidan zamanında neden astronomik seviyelere çıkb suali cevap aramaktadır. (...) Işbitiria hukümet, mevzuatı bineştireyim derken, uçuruma düşmuş ve hırsızlığa kapı açmıştır. Bundan sonra ihracat değil vurgun pesıne düşulmüştur..(...) Şimdi herbirimiz tatilden geliyonjz ve her uğradığımız yerde büyük dedikodulana karşılaşıyoruz. Arkadaşlar, bunlan önlemek zorundayız. Vatandaslar demektedırler kı, "Hükümet 1 senedfr kasıtlı olarak bu olayin üzenne gıtmemektedir. Zira duyduğu her olayı gece yansı karakola ıntkal etbnyor. Netıcesı olarak adamlanna dayanır ve belki de bıraz uzatarak onlan çıkanlacak bır af ile kurtarma peşindedirierf' Bunu diyoriar, buna manı olmak mümkün değil. Beğendinız değil mı? Hilmi Biçer, bu sözleri söyledikten sonra ANAP'a "vatanın ve mılletin selametı için" girmıştır Başka bır nedenı olamaz. Konuşması bu kadar da değil. Şoyle sürdürüyor sözlerıni: Bankerler olayı halkı soyup soğana çevmviş, hayali bankalar kurulmuş, devletın mılyarlan bırtakım sahıslann ceplerine gıtmış ve güya onlar hakkında tedbır alınmış. Adamlar Amenka'nın bilmem ne eyaletıne şatoiar kurmuşlar. Bizim mahkemeler ya da idan makamlar tedbir almışlar. Hayali ıhracatçılar çıkmış, işte mesele bellı Hayali nakliyecıler çıkmış, onlann meselesı henüz gündemımızde. Bir de gümrükçüler çıkmış; herkes soyuyor da ben soyamaz mıyım demiş. Bir sebekB daha çıkmış, o da gümrükten soymaya baslamış. Bunlar da hesap veriyoriar. Bu kadar soyulan ve dolandınlan devtet de çıkmış ortaya, ben de vatandaşı soyacağım demiş, o da ağır vergilen yüklemeye baslamış. Alİah yardımomız olsun. Köprüyü satsak da, barajları satsak da, bunun kapanacağını tahmın etmıyorum. Hayali variıklanmızı da lütfen satmaya gayret edeiim. Arkadaşlar, çok kaba bir soz ama yeri gelmışken söyleyeyım Burada herkesın kafasınaa oır ıstıfham var, nalk aeyımldir; sankı "devlet malı denız, yemeyen domuz" dıyor bırbkine herkas. insan ıster ıstemez bu devıre, hânı yağma devn diyeceği geüyor. Bundan 100 sene evvel Tevfik Fıkret de herhalde böyle bir sıkıntının içinde olsa gerek, "Hânı Vağma" şiirini yazmış... Efendim hayırlı ve uğurlu olsun Öpüşüp, koklaşın, Bıçer kürsüye çıktı mı çılgınca alkışlayın Dılersenız Bıçer'e kürsüde bır de "Hânı yağma" şıırını okutun. Vatan mıllet ve şu liberal ekonomi ıçın katlanmayacağınız özveri yoktur. Yasa Bravol (Baştarafi 1. Sayfada) luğune başvurduk. S yurdun kantini a>nı gun açıldı. Akşam uzeri kantine giden bazı ogrenciler, burada ça> içmekte olan arkadaşlanmıza, "Dağılın buradan Burada yemek yıyemezsınız" diyerek tehdit etliler. Bunun uzerine yıırt kantini de kapatıldı. Dun de biz yemekhaneye giderken 5 yurdun onundeki parkta yaklaşık olarak 50 kişi oturuyordu. Saal 12.30'da yemekhaneye girerek yemeğimizi yemeye başladık. Bu arada, kaşeli yemek kaıtı gostermeyen oğrenciler, nasıl ıçen gırdiler bilemiyoruz. Az sonra yemekhanede bize saldırdilar. Ogrenciler arasında çıkan kavgada 4 arkadaşımız yaralandı. Can guvenligimizin olmadıgı Ataturk Universitesi'nde olaylardan davacı da olanuyoruz. Da\acı olsak p o lisler hocalannuza kimliklerimizi veriyoriar. Oruç tutmayan oğrencilere karşı olan hocalarımız da bizleri verdikleri notlarla cezalandınyorlar." ö t e yandan unıversıte yetkılılerı, olayı doğrularken, ancak oruç tutma veya >emek yeme meselesınden değil, kız yuzunden olabıleceğını sovledıler TBMM Başkanlık Divanı transferleri görüşüyor ANKARA, (Cumhuriyet Burosu) TBMM'dekı son transferler ve >enı partı olusumlan anayasanın 84. maddesı açısından bugun Meclıs Başkanlık Dıvanı1 nda görüşülecek. TBMM Başkanı Necmettin Karaduman, transferler konusunda ıktidar partisi ANAP'tan gelen resmı >an ıle bazı mılletvekıllennın kurucu olmaJarı nedenıyie Içışlen Bakanlığı'ndan gelen resmı yazıları hemen ışleme koydu Konu bugun saat 10 00'da toplanacak olan Başkanlık Dıvanı'nda tartışılacak Dıvan son gunlerdekı gelışmelenn yanında bugune değın tum partı değıştırmelerle ılgılı durumları da ele alacak Dipten (Baştarafi 12. Sayfada) Aytelun'ın a\ukatları ıse bu karara ıtıraz ederek, musadere karannın duruşmalı oiarak Agır Ceza Mahkeme sı"nde verılebıleceğını one surduler lstanbul 5 Aslıve Ceza Mahkemesı, yetkı vönunden avukatların mrazını kabul ederek iulh ceza mahkemesının "musadere" kararını kaldırdı B\K.\NLlGl> YAZIL1 EMRİ lstanbul Cumhurı\el Savcılıgı, ^slı>e Ceza Mahkemesı'nın bu kararına karşı vazılı emır \oluna başvur du Adalet Bakanlığı'nın vazılı emrı sonucu Cumhun>eı Başsavcılığı 1 ^ralık 1983 gunlu teblığname ıle Yar gıtav a ıhbar >aptı Dosva, Yargnay 9 Ceza Daıresı'ne geldı Yargııa> 9 Ceza Daıresı, musade re>ı kaldıran 5 Aslıve Ceza Mahkemesı"nın kararını bozarak musade re kararı \eren sulh ceza mahkeme smın vetkısını kabul etu Bu karara uyelerden M.Lygun ve S.Tuzun karşı oy vererek muhalıf kaldı Yargıtav Cumhumet Başsavcılığı, 9 Ceza Daıresı'nın karannın kaldınlması ı^ın ıtıraz voluna başvurdu Dosva bu defa Yargıtav Ceza Genel Kurulu'na gıttı Yargıiav Ceza Genel Kurulu, ov bırlığıvle Yargıtav 9 Ceza Daıresı' nın karannı kaldırdı \e 5 Aslıve Ceza Marfl^emesı'nın kararını onavarak ağır ceza rnahkemesının >etkısını ka bul ettı Dos>a, bu karar gereğınce "rausadere" ıstemıvle lstanbul 2 Ağır Ceza Mahkerr.esı'ne gondenldı lstanbul 2 ^ğır Ceza Mahkemesı duruşma açmaksızın ve savunma almakbizın 28 Şubat 1985 tanhınde kıtabın musaderesıne karar verdı •\ncak avukatlar karara ıtıraz edın ce, dos>a >enıden Yargıtav a gıttı Yargıtav 9 Ceza Daıresı, av ukatların ıtırazını verınde bularak Ağır Ceza Mahkemesf nın kararını bozdu Dos va >enıden lstanbul 2 Ağır Ceza Mahkemesi'ne geidı ve mahkeme, Yargıtav ın bozma kararına uvarak duruşma n,m gun sapıadı Dipten Gelen Dalga'nın sonu Istanbul 2 Ağır Ceza Mahkemesf nde 30 majıs gunu vapılacak vargılamada bellı ola>.ak Şımdılık, kııabı mu sadere etme>e >etkılı mahkeme belırlendı Bundan sonra "musadere edılsin mı, edılmesın mı?" goruşu gun demegelecek Aradan ıkı bu<,uk vıldan cok bır sure geı^tıkten sonra (Baştarafi 1. Sayfada) tandaş Ank~ara Savcılığf na îh'' barda bulundu Ihbar başvurusunda "Hollvvvood Kadınlan" adlı dızıyle, "Haram" adlı fılmm mustehcen olduğu ıddıa edılıyor ve gereğının >apılması ıstenıyordu Ankara Savcılıgı, ımza ve adres belırtılerek >apılan bu başvuruyu ıncelemeye aldı, ote vandan da konuvla ılgılı olarak Muzır Kurulu'nun goruşune baş\ uruda bilundu Muzır Yayın Kurulu soz konusu dızı ve tılm hakkında vaptığı ıncelemede bunlann mustehcen olmadığına karar verdı ve durumu Ankara Savclığı'na bıldırdı Bu goruş uzerine Ankara Savcılıgı takıpsızlık kararı verdı Muzır tstanbul9un üfürükçüleri (Baştarafi 1. Sayfada) rın okuyup ufleverek çozum buIubıleceklerını sovledıklerı sorunların başında "Karıkoca geçimsizlikleri" gelıyor Ikıncı sırada hastahklannın ıyıleşmesını ıste>enler muşterı olarak yer alırken daha sonra "kaybın bulunması için ufurukçulere gidenler". "kısmet açmak, erkeği veya kızı kendine baglamak isteyenler". "ruhsal bunalımları olanlar", "rızkın açılması. işlerinin iyi gitmesi ve başarı isteyenler" sıralamaya gırıyor Ufurukçulukle ılgılı olarak polıs dosyalarında rastlayabıldığımız bılgfler arasında ufurukçulerın yontemlerınden bazıları şovle sıralanıvor "Vıldıznamelere bakmak, su faJına bakmak, istihareye (uykuya) yatmak, tutsu yapmak, cinleri konuşturmak (tel çevirme yonlemi)." ARAPÇA BİLMİYORLAR Nefesı denn ufurukçulerden bırçoğunun muska yazdıkları halde Arapçavı bılmedıklen, bu dılde okuvup yazamadıkları belırtılıyor Emnıyet gorevlıterınden ornek ıstedığımızde bırçok dosva çıkarılıvor arşıvden İşte bu dosyalardan seçtığımız ıkı tanesınde verilen ıtadeler: Turgut Zorzaman: "Ben Kuran okumasını bılmem, vanı eski Turkçe olarak okuvamam, ama Turkçe vazılmış Kuran'ı okurum 45 yıl once Allah tarafından verılen bır ruyada bu îşı yapacağımın gozukmesı uzenne, vanı hastalara bakacağım hıssının doğmasi uzenne bu ı>ı vaptım " Ali Vavaşcan: "Ben Kuran kursuna gıtmedım, Arapça okumasını bilmem "\alniz yazılı bır duavı bakarak avnenvazarım Evımde bulunan muska kıtapları bana Ismail Ak>ol hocadan kaldı Ben ondan valnız ruh duasını oğrendım Kendısı şımdı oluduı Başka ılgınç kışılıkler de var ulurukçuluk nedenıvle gozaltına alınan " h o c a " l a r arasında ö r neğın Sarıverlı Cemal Çakmak yıllarca Karadenız kentlerınde ımamlık vapmış Daha sonra tanrısal konuları bırakıp 1520 bın lııa karşılığında uturukçuluğe başladı dıye gozaltına alınmış ve Sarıyer Cumhuriyet Savcılığı'nın 21 1.1986986/19 sorgu sayılı kararıyla tutuklanmış Cemal Çakmak, "kitaba bakarak", "dua okuyarak", para kazandığını soylemesıne karşın Kuranı Kerım'e karşı bıraz ılgısız kalmış herhalde Çunku bu yılın Ocak ayında Çakmak'ı gozaltına almak ıs'eyen polısler hocanın evınde kurtlanmış, kuflenmış bır Kuran bulmuşlar. Bır başkası, kemal Can, bu ışe defınecılığe merak sarması sonunda baslamış Guvenlık Şubesı'nde alınan ıfadesınde Kemal Can, yıllar once Kuran kursuna gıttığı ıçın dualar oğrendığını, daha sonra defıne aramak ıçın ruhsat aldığını ve ustlerıne ayetler yazdığı ıkı çubukla yeraltındakı tonlarca altının yerını bulmayaçalıştığınıanlatmış Kemal Can'ın bu yeteneklerını goren yakınlan da "Sen bu işlerden anlıyorsun. Hastalara da şifa versene" demışler lstanbul Emnıyet Mudurluğu Guvenlık Şubesı yetkılılen, "sahtekir" olarak nıtelendırdıklerı ufurukçulenn muşterılen arasında sınema ve sahne dunyasının unlu bırçok uyesının de bulunduğunu soyleyerek, ucretlerın genellıkle 15 bın lıra ıle 200 bın lıra arasında değıştığını belırtıvorlar Bu ışın nasıl çozumlenebıleceğı konusunda ıse sarhoşken yakalanan Beykozlu Salih Varlı'nın sözlerını bıze aktarıvorlar Beykoz Aslıve Ceza Mahkemesı tarafından 677 sayılı vasaya aykırıhktan tutuklanan Salih Varlı, Emnıyet Mudurluğu'nde kendısını sorgulayan polıslere şunları soylemış " N e İstanbul'un ahmağı biter, ne de bızim gelir kaynaklarımız." , Çunku 677 sayılı yasaya aykırılığın cezası en çok 6 ay hapıs. lstanbul polısı, bugune kadar mahkemeye gönderdıklerı ufurukçulerden en çok ceza alanın 3 ay hukum gıydığını belırtıyor. Bu ceza ıse paraya çevrılıyor ve 2530 bın lıra odenınce bu ış bıtıyor. Yanı >aklaşık bır vızıte ucretıne. AHMET BEY'ıN KOLTUGUYLA MEXICOCITY ARASINDA 2.5 METRE VAR. Ahmet Bey kurulacak kolruğuna, 2 5 rnetre otede 1 Meaco Aztek stadı O'nun televızyonu ITT SchaubLorenz' Maçları sankı Meksıka'da, sahanın ıçındevmış gıbı gerçek renklen, güçlü sesıvle ızlevecek MıJyonlarca ITT SchaubLorenz sahıbıvle bırhkte Sız de, ITT SchaubLorenz sahıplerı arasına katılmak ıçın 1 acele edın SATILIK 1985 kartal 18 000 km Tel: 575 46 49 ITf
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle