18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
15 MAYIS 1986 Ozetle DIŞ HABERLER CUMHURÎYET/3 SSCB'nin Atina Elçisi, "Ya Yunanistan'daki nükleer silahlar kazaya uğrarsa ne Yaklasık 6 bin SOOAmerikaU bilim adamı, Başkan Ronald Reagan'ın uzay savunma projesi SDI'yi boykot edeceklerini açıkladı. Clkenin önde gelen 110 üniversitesinde görevli ve aralarında 15 .\obel ödülü sahibinin de bulunduğu bilim adamları, "Yıldız Savasları" araştırmasınırt üniversitelerinde yapılacak bölümüne katılmayacaklarım açıkladılar. Söz konusu 110 üniversite, ABD Savunma Bakanlığıyla UlusalBilim Vakfı'nın en çok araştırma fonu ayırdıkları okuUar arasında yer alıyor. (a.a.) Yüdız Savaşlarını boykot Sovyet elçisi çam devirdi Viktor Stukalin'in Yunanistan'ın ÇernobU kazasım abarttığım söylemesi ve ülkedeki nükleer silahlardan söz etmesi, Dışişleri Bakanlığı'nda "soğuk duş" etkisi yaptı. Yunan hükümet sözcüsü, Sovyet elçisinin dışişleri bakanlığına çağnlarak kendisinden "izahat" isteneceğini bildirdi. STELYO BERBERAKİS ATtNA Sovyetler Birliği'nin Atina Büyükelçisi Victor Stakslin'in, To Vima gazetesine verdiği demeçte Yunan halkının et, süt ve sebze yemekten çekinmesinin ve olayın "bu denli abartılmasının" nedenini anlayamadığını söyleyerek "Bir düşiinön, Yunanistan'daki askeri üslerde bulunan nükleer sflahlarda bir kaza meydana gelirse ne olur?" demesi, Atina'yı kanştırdı. Stukalin, ayrıca Çernobil'den sızan radyasyonun Batüılann üeri sürdükleri gibi tehlikeli boyutta olmadığını da belirterek Batı dünyasını "antiSovyet propaganda" yapmakla suçladı. Sovyet elçisinin özellikle Yunanistan'daki nükleer silahlann kazaya uğraması olasıbgma ilişkin sözleri, Yunan Dışişleri Bakanlığı'nda "soguk doş" etkisi yaptı. Yetkililer bu sözlerden çok tedirgin olduklannı saklamıyorlar. Stukalin "To Vlma"ya verdiği demeçte şu ifadeyi kullandı: "Ynnanistaıı'da radyasyon onmında arOş optanmasından sonra Yunan halkının özeUikk yiyecek maddetcri almaktaki tedtrginHgtnl tşm buluyonım. Son zamaniarda taze yiyecektere, özcOikk söt vt sebzeye karşı gösterilen çekingenligi, bnna kmrşı koıuerveye yönelinmesini bir türiü anlayamryoruz. Bir düsünün, Yunanistan1 dald askeri üsierde bulunan nükleer sttahlarda bir kaza olursa neler olur?" Sovyet elçisinin bu son cümlesi dışişleri bakanlığı yetkililerini harekete geçirdi. Şimdilik resmi bir girişimde bulunulmamakla birlikte Stukalin'in önümüzdeki olacak?"dedi POLinKADA SORUNLAR ERGUN BALd "Balkan Kasabı'na öliım cezası ' 'Balkan Kasabı'' olarak adlandırılan Nazi savaş suçlusu Andrija Artukoviç, Yugoslavya'nm Zagreb mahkemesinde bir ay süren yargılanmast sonucu ölüm cezasına çarpnnldı. 86 yaştndaki Artukoviç'in hükmü, hiçbir tepki göstermeden dinlediği görüldü. 1941 yılında Nazi işgal kuvvetleri tarafmdan oluşturulan kukla "Hvvatistan CumhuriyetVnde önce içişleri, daha sonra da adalet bakanlığı yapan Artukoviç, binierce tutukhıyu ve bölgedeki köyierin halkını kadın çocuk ayırt etmeksizin öldürtmek suçundan hüküm giydi. günJerde dışişJerine çağnlması ve 'izataat" vermesinin istenmesi bekleniyor. Yunan hükümet sözcüsü de gazetecilerin sorulan üzerine, "Stukalin'in demecinde geçen bazı sözler şiipbeaz baa sorunlar yaratmaktadır. Eger bu sözler gazetede yaohş Mçimde yer almadıysa Sovyet elçisi yakında izataat vermek üzere bakanlıga çagnlacakür" dedi. SozcU daha sonra Yunanistan'daki askeri üslerde nükleer silah bulunmadığını belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: "Yunanistan'daki nükleer silahlar ABD üslerinde degil, yeralbnda başka yerlerde gömttlü olarak giraıılikli bir biçimde saklanmaktadır. Gömülü olarak «aktynan bu süahlann tehlike yaratmalan diye bir sey söz konuso olamaz." PANtK SÜRÜYOR öte yandan Yunan radyo ve televizyonu, "Demokritos" nükleer araştırma merkezinin günü gününe verdiği radyasyon oranlannı haber programlannda yayımlanıyor. Son günlerde yağan yağmur ile atmosferin radyasyondan "temizlendiği" bildirildi. Ancak bu kez toprakta radyasyonun artmasıyla halk yine panik içinde bulunuyor. Yunanistanda keçi ve koyun sütünün satışı yasaklandı. Sebze ve meyvelerde görülen yoğun radyasyondan dolayı bunlann ya yenmemesi ya da "çok iyi yıkandıktan" sonra yenmesi tavsiye ediliyor. Süpermarket ve bakkallarda konserve yiyecekler büyuk rağbet göriiyor. Konserve sütler ise hâlâ kapış kapış satıhyor. Atina halkı, yöre hastanelerinde kuyruklar halinde "tiroit" bezlerini muayene ettirmek için saatlerce bekliyor. Bu ölçümlerden alinan ortalama sonuçlara göre Atinalılarda 110 milirem duzeyinde radyasyon bulundu. Oysa ÇernobU kazası ndan önce bu düzey 50 miliremdi. Yunanlı nükleer fizikçi ve doktorlara göre Yunanistan'da yasayanlar her yıl ortalama 1240 milirem radyasyon alıyor (Normal şartlar altında). Bu durumda insan vücudunun 1500 miliremlik radyasyona dayanıkh olduğu belirtiliyor. Çemobil'in Düşündürdükleri... Çernobil kazası, iki haftadır dünyaya korkulu günler yaşatmasının yanı sıra siyasal sahnede de iki blok arasında yeni bir çeklşme ve sürtüşme konusu oldu. Biz bu gelişmeyi çok düşkırıcı buluyoruz. Çernobil olayı, nükleer çağımızda, iki blokun aralanndaki sistem ve ideolojifarklanna rağmen, bazı konuiarda işbiritği yapmasının nxfenli zorunlu olduğunu gostermiştir.Aynı biçimde, Doğu ile Batı arasında asgari güven ortamının kurulmasının şart okjuğu, iki blokun birbirine daha fazla anlayış gostermesi gerektiğini ortaya çıkarmıştır. Çünkü radyasyon bulutu, gökierde dolaşırken sosyalistkapitaJist ayrımı yapmıyor. Yağmur okıp yere indtğinde de, zehiriediği toprağın sosyaltst ülkeye mi, yoksa kapitalist ülkeye mi art olduğuna önem vermiyor. İdeoloji ve sistem ayrımı yapmayan bu canavara karşı mücadele ise, ancak değişik ideoloji ve sistemlerin aralanndaki rekabeti geri plana iterek ortak düşmana karşı işbiritği yapması ile mümkündür. Sözün kısası , Doğu ile Batı arasında daha fazla güven ve isbiriiği ortamtnın kurulması, sorunlara daha fazla anlayışla yaklaşılması sarttır. Çernobil kazasından çıkarılacak en önemli derslorden biri bu olmalıydı. Ama ne yazık ki tam tersi oldu. İki haftadır Sovyetler Birliği ile Batı arasında, karşılıkh suçlama kampanyasına tanık ofmaktadır dünyamız. Batı, Sövyetler'i kazayı ilk günlerde saklamak ve yetersiz bilgi vermekle, Sovyetler Birliği ise Batıyı, Çernobil olayını siyasal istismar konusu yapmak ve abartmakla suçluyor. Aslında iki taraf da haklı. Batı basınında Çernobil kazasına ilişkin haberierin abartıldığı ve kazanın yol açtığı hasar konusunda Sovyetler Birliğinin verdiği haberierin gerçeği daha fazla yansrttığı gün gectikçe açığa çıkmaktadır. Binlerce kişinin öldügü ya da su kaynaklarının zehiriendiği yolundaki aşırı karamsar tahminlerin doğru olmadığı anlaşılmıştır. Ukrayna'daki ürünün büyuk zarar gördüğü gerçek. Ama bu zararın bazı Batılı çevrelerin ileri sürdüğü gibi Sovyetler Birliği için bir "ekonomikfe/atef"otuşturacak kadar geniş boyuttu olup olmadığını zaman gösterecek. Moskova'nın Çernobil kazasım üç gün sonra, o da isvec'in ısrarı üzerine dünyaya duyurması ve ilk günlerde son derece yetersiz haber vermesi ise bağıslanamaz. Batıda Sovyetler Birliği'ne bu konuda yonettilen eleştiriler haktıdır. Çernobil olayı kapalı rejimlerin sakıncalarmı bir kez daha gözler önüne sermiştir. Ancak bu konu sürekli vurgulanırken, bazı noktalann üzerinde yeterince durulmamaktadır. Örneğin Moskova son zamanlarda tutumunu değiştirmiş ve kaza hakkında sık sık ayrıntılı bilgi vermeye başlamıştır. Aynca, reaktordeki yangına karşı mücadele eden Sovyet görevlileri büyük bir özveri ile çalışmışlar ve hayatlarını tehlikeye atmışlardır. Yani sistem, geç de olsa, hatasını anlamıştır. Insanlar hayatlarını tehlikeye atarak gorevlerini yapmaktadıriar. Bu noktalann daha fazla vurgulanması havayı yumuşatabilir, Moskova'nın Batıya karşı duyduğu geleneksel kuşkunun hafiflemesine yol açabilirdi. Moskova'nın kazayı ilk günlerde saklamasına neden olan bu geleneksel kuşkunun oluşmasında, kabul etmeli ki Batı da önemli roloynamıştır. Ekim Devrimi'nden hemen sonra Sovyetler Birliği ablukaya alınmış, ülkeye müdahale edilmiş ve kanlı bir iç savaş çıkartılmıştır, Ikinci Dünya Savaşı'nda Nazi Almanyası'nın saldınsı 20 milyon insanın ölümüne ve sanayinin mahvolmasına yol açmıstı. Savaştan sonra ise Sovyetler Biriiği ABD'nin atom şantajı ile karşı karşıya kalmıştı. Battdan baskı geldikçe, sistem içine kapanmış, isbiriiği y«rine gizliliği tercih etmiş, bu arada Batıya karşı duyulan kuşku ise bir saplantı haline gelmiştir. Batının tek amacı Sovyetler Birtiği'ni küçük düşürmek, zayıflıklannı istismar etmektir. öyleyse? Öyleyse, Sovyetler Birliği, en ufak bir zayıflığını bile Batıya gostermemeli, Batıdan gelecek en ufak bir tehdidi en sert biçimde karşılamalıdır. Bu kuşku ve güvensızlik ortamında, 1983 yılında Güney Kore uçağı düşürülmüş ve Moskova, olayı ancak altı gün sonra kabul etmiştir. Çernobil'deki kaza ise üç gün sonra duyurulmuştur dünyaya. Çernobil kazası, sistem çekişmesinin dışında kalması ve siyasal istismar konusu yapılmaması gereken evrensel boyutlu ciddi bir olaydı. Bu oiaydan iki blok arasındaki güvensiziik ve kuşkunun ne denli tehlikeli sonuçlara yol açabileceği dersi çıkarılabilseydi insanlık için çok yarariı olurdu. Ama ne yazık ki boyle olmamış ve kısır döngüden kurtulunamamıştır. Batı, "işte ben demedim mi, Sovyet sistemi boyle kötüdür" diye bağınrken, Sovyetler Birliği de "Ben demedim mi, Batıbenim zaytftıklanmı istismar etmek., beni küçük düşürmek için fırsat kollar" diye yakınmıştır. Çernobil kazası, ülkelere korkulu günler geçirtmiş, ama gorüldüğü kadarı ile siyasal olgunluklannm artmasına bir katkıda bulunmamıştır. ABDHi ataşe Moskova^dan atıldı Amerika Birleşik Devletleri'nin Moskova Büyükelçiliği'ndeki Askeri Ataşe'si Erik Sites, "casusluk yaptığı gerekçesiyie" sınır dışı edildi. Sovyetler Birliği resmi haber ajanst TASS, Sites'in ABD haberalma örgütleri ile iş yaptığı saptanan bir Sovyet vatandaşı ile gizli olarak görüsürken yakalandığım duyurdu. Ajans, 7 mayıs günü tutuklanan Sites'in "Haber toplama faaliyetlerinde bulunduğunun kesin kamtı olan belgelere" el konduğunu da belirtti. A BD Büyukel çiliği sözcüsü olaXi doğruladı. Atina'da sah günü yapüan nükleer aUyhtan gösteriye yaklaşık 10 bin kişi katüdı. Göstericiler, nükleer süahlarla reaktörleri kınarken, Sovyetler Birliği'ni de ÇernobU kazası hakkmda yetersiz bilgi vermekle suçladüar. Mitterrand, Atina'yı yüreklendirdi Fransa Cumhurbaşkanı, Hristos Sarzetakis onuruna verdiği yemekte, Türkiye'nin Kıbrıs politikasını ''oldubitti'' şeklinde nitelendirdi. SABETAY VAROL PARİS Üç günlük resmi bir ziyaret için Paris'te bulunan Yunanistan Cumhurbaşkanı Hristos Sarzetakis onuruna Elysee Sarayı'nda verilen yemekte konuşan François Mitterrand, Kıbrıs anlaşmazlığı konusuna değinerek, "Fransa oldubittilerin hukuk kurallarına kaynaklık etmesine alısık degildir" dedi. 1985 yılında göreve seçildiğinden beri ilk kez bir yabancı ülkeyi ziyaret eden Sarzetakis'in akşam yemeğinden önce Mitterrand ile yaptığı görüşme sırasında Türk Yunan ilişkilerinin konu edildiği belirtildi. Geçen nisan ayında Başbakan Turgut Özal'ın OECD Bakanlar Konseyi toplantısı nedeniyle Paris'te bulunduğu sırada Fransa Başbakanı Chirac'la görüşmesinden sonra çok sözü edilen Türk Yunan yakınlaşması ile ilgili olarak Mitterrand'ın bu sözlerinin Yunanistan'a güvence amacını taşıdığı belirtiliyor. Mitterrand, Kıbrıs konusunda Türkiye'nin izlediği politikayı "oldubitti" şeklinde değerlendird\ği konuşmasında "Bizi bu kadar ilgilendiren Kıbns konusunda sorunlann görüşmeler yoluyla çözümlenmesi gerektiğini düşünüyonız. Bu konuda ve diğer konularda biitün çözümler, toplumlararası uzlaşmalardan ve diyalogdan olduğu kadar bazı temel ilkelere saygıdan da geçer. Bu ilkeler bağımsızlık. hükümranlık ve toprak bütunliiğüdür" dedi. Mitterrand, sözlerine devamla "Bunun aksi nasıl düsünülebilir. Fransa oldubittilerin hukuk kurallarına kaynaklık etmesine alışık değildir" dedi. Uzlaştıncı bir ton taşımasına ra^men, Mitterrand'ın sözleri Fransa'nın Kıbrıs konusunda başından beri izlediği Atina yanlısı tutumunu sürdürdüğünü vurgulama amacını tasıyor. Konu>mada yer alan bu noktanın iki devlet başkanı arasında bir saatten fazla süren görüşmelerden sonra belirtilmiş olması da ayrıca dikkatleri çekti. Geçen cumartesi yayımlanan Le Monde gazetesi, JacquesChirac hükümetinin son zamanlarda Türkiye ile giriştiği yakınlaşma çabalarının Mitterrand ta'rafından da onaylandığını Elysee Sarayı'na yakın kaynaklara dayanarak yazmıştı. Bu kaynaklar 1984 yazında emekli büyükelçi Etienne Manacb'ın Mitterrand tarafından Ankara'ya gönderildiğini anımsatarak Türkiye'ye karşı izlenen politikada cumhurbaşkanı ile başbakan arasında herhangi bir çelişki olmadığını söylüyorlar. 'Uzatılan zeytin dalı gerçekçi değil' Sudan V/a 17 yıl sonra sivil hükümet Sudan'da 17 yıllık askeri yönetimden sonra, ilk kez önceki gün bir sivil hükümet kuruldu. Basbakan Sadık Al Mahdi, 18 bakandan oluşan kabineyi parlamento baskanının isteği üzerine bugün açıklayacağım bildirdi. Koalisyon hükümetinde, Al MahaVnin ümmit Partisi'nin 7, Demokratik Birlikçi Parti'nin (DUP) 6, küçük partilerin de 4 bakanlık aldıklan açıklandı. (••a.) Papandreu: Özal, diyalog konıılarını açıklasın STELYO BERBERAKİS ATJNA ^unanısten Ba^bakanı Andreas Papandreu. sınır kenli Dedeağaç'ın CHmanlı yoneıinıınden çıkışının 68. \ı!dönumıi nedeniyle du/enlenen lörende yapıığı konuşmada. "Türkişe'nin u/atlığı zeytin dahnın gerçekçi olmadığını" one sürdu. •Sayın Özal sık sık Vunanislan'a zeytin dalı uzalı\or. diyalog kurmak istiyor" diyen Papandreu "Sayın O/al. açıkça >e soruınlu bir >ekilde bizimle hangi konuiarda di>alog kurmak Utedigini açıklasın" djdı KonuşmaMnda ozellikle Çernobil kazası üzerirde duran \e dunya barışı konularına ağırhk \eren Papandreu, "Hiç kimsede goziımüz yoktur" ^loganmın Turkiye laralmdan bans mesa.iı olarak algılanmasını isıedi. Ote yandan. 3 gunlük resmi ^iyareıinı duıı lamamlayan NATO Gene! Sekreten Lord Carringlon dun Atiaa'dan Bruk^el^: geçli, Carringlon hareketiııden önce NATO"nun TurkYunan anlajmazlıklanna bir v'O/um bulunma>ı için yeni bir formul hazırlayıp ha/ırlamadıâını açıklanıakıan kacındı. >unan gazeıeleri Carringıon"un Atina zıyaretini dtğerienclırırkei!."( arrin^lon'un Yunan görüşlerini" anlayışla karşı'.adığım. ancak NATO içinde duğumlcııen TurkVunan anlaima^lığına bir çozıim bulmakıa zorluk çekeceğini bclırltiler. ABD ve Japon elçiliklerine roket saldırısı ABD ile Japonya 'nın Cakarta '• daki büyükelçüiklerine karşı dün el yapısı iki roket ateslendi. Roket saldınsında can kaybı ve hasar meydana gelmedi. Büyükelçiliklere roket saldmsı düzenlendiği antarda büyükelçiliklerin yakınlannda bulunan üç otomobil de infîlak etti. Polis, roket saldınsı ile otomobillerin patlaması arasında ilişki bulunup bulunmadığının bilinmediğini açıkladı. (a.a.) Telefonlan Degîsiyor Kral Hüseyin aniden BagdaVa gitti Ürdün Kralı Hüseyin, Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin 'te görüşmek üzere anidenBağdat 'a gitti. AP Ajansı'nın Ürdün sarayına yakın kaynaklara dayanarak verdiği haberde, Bağdat ziyareti sırasında Kral Hüseyin 'in geçen haftalarda Suriye Devlet Başkanı Hafız Esad ve Mısır Devlet Başkanı Mübarek 'le yaptığı temaslar konusunda Saddam Hüseyin 'e bilgi vermesinin beklendiği kaydedildi. (AP) Genel Müdürlük 17 Mayıs'tan itibaren Genel Müdürlüğümüzün, 143 47 00 (8 Hat) 143 14 80 (5 Hat) 145 43 76 144 21 34 149 18 77 149 29 40 149 48 20 149 58 15 149 70 88 olan numaralan değişiyor... Garanti Bankası Gorbaçov, kazadan sonra ilk kez konuştu AET'de Yunan Haarruzu' HADİ LLLENGİN Çernobil olayına politbüro el koydu Patlama sırasında 2, daha sonra da 7 kişinin öldüğünü açıklayan Sovyet lider, 299 kişinin tedavi altında olduğunu söyledi. MOSkOYA. (AP) Sovyetler Birliği Komünist Partisi Genel Sekreteri Vtihail Gorbaçn\. Çernobil nükleer santralmda meydana gelen kazadan sonra Sovyet halkına yönelik yaptığı ilk konuşmada. kazaya. Çernobil nükleer santralındaki bakım valışmaları sırasında santralda meydana gelen ani bir patlamanın neden olduğunu söyledi. Sovyet lider. kazanın verdiği zarar konusunda kesin konuşmak için henüz eıken olduğunu da belirtti. Gorbaçov onceden kayıt edildiği one sürülen 25 dakikalık televi/yon konuşmasında. kazada toplam 9 kiiinin öldüğıınıı \e 299 kişinin de ledau altına alındıklannı söyledi. Ölenlerden ikisinin patlama nedeniyle olay sırasında hayatlarını kaybettiklerini belirten Sovyet lideri. kazadan zarar görenlerin aileleri. yakınları ve iş arkadaşlannın oiaydan derin üzüntü duyduğunu bilmelerini istedi. Sovyetler Birliği lideri. politbüronun reaktör ve çe% resinin tenıizlenmesi için gereken bütün çahşmalan üstlendiğini ve kaza sonrası çalışmaları yürütmek amacıyla Başbakan Nikolay Riznikov denetiminde özel bir komite oluşturulduğunu söyledi. Gorbaçov, konuşmasında, NATO ülkelerinin ve özellikle ABD'nin politikacılar ve basmı kullanarak "So\yet karşıtı" propaganda yapmak amacıyla Çernobil olayını büyuttüklerini vurguladı. Televizyon konuşmasında ABD Başkanı Ronald Reagan'ı nükleer deneme yasağını fazla geciktirmeden görüsmek üzere Avrupa'daki bir başkentte ya da Hiroşima'da buluşmaya çağıran Gorbaçov, nükleer denemelerin durdurulması konusundaki tek taratiı morotoryumu 6 ağustosa kadar uzattığını açıkladı. Nükleer enerjilerin kontrolü için yeni bıı uluslararası isbiriiği öneren Sovyet lideri kazalarla ilgili bir erken uyarı sistemi kurulması gerektiğini vıırgııladı. Pan Am terörle mücadele gücü oluşturdu Amerikan havayolu şirketi Pan Am, terörist eylemleri basarısızlığa uğratarak hava tasımacıhğı güvenüğini sağlayacak seçkin bir terörle mücadele gücü kurduğunu açıkladı. "Alert" adlı bu kuvveti olusturan kisilerin uçaklara binip binmeyecekleri ise belirtilmedi. Miami'deki Pan Am genel kurulunda yapılan açıklamaya göre, terörle mücadele gücü bu yönde sözlesme yapmak isteyen öteki Amerikan veyayabancı havayolu şirketlerine de hizmet verebilecek. Yeni numaramızı Lütfen not alınız: 151 34 34 (20 Hat) GARANTİ BANKASI STRASBOLRG Avrupa Parlamenıosii'nun dün Sıraı>bourg'da yapılan üturumunda Vunanlı milleı\ekilleri AET Dönem Ba>kanı \e Hollanda Dışişleri Bakam Hans Van Den Broeck'u Turkiye konusunda yeniden "sigaya" çekıiler. Bu "sorgulama" e^a^ olarak üv" konu uzerinde yoğunlaştı. Birincisini. Türkiye'de insan hakları. ikinci>ini Vunan asıllı Rumların mal varlıklarına getinlen ıran^fer yasağı. ü<;uncüsiinu de 1982"de Ankara'nın İncil'i yasaklaması oluşturdu. AET Dönem Başkanı Broeck loplanlıda Yunanlı Sosyal HırİMİyan milletvekili T>unis'm in»an hakları ile ilgili sorıısuna yanıl \erirkeıı. "Topluluk Turkiye'deki durumu incelemekledir. Hrr st'\ nıukımnul olmuva bile ulkede dvmokra>i yoluııda pek çok üdımlar alılmışlır" Jcüı "luııaııl •»oiyalisı paı Umenıeı Bulo> da Turkiye'deki Vunan aMİlı Rum mal \arlıklarının ıranslerine ııygıılaüığı yasağı gıınUeme genrdi. liı\ieı.'k. bu soruya \erdiğı yanıııa komınun arasiırıldığını. Ankara'daki Hollandu Büyukelçisi'nin soruna ili^kın iemaslaı yapııgını söyledı. Tıırk hükümetinin 1982 yılında çıkaıdığı bir kararnanıeyle İııcili yasaklaması ise Vunanlı milleuekillenrsin "son taarru/unu" olusturdı:. Viııe Tsunıs "'Rum Orlodoks kilisesi'nin İslanbul'da hııluııduğunu. Türkiye'dt' 2(N) bin Hırisii>an oldugunıı U' İncil'in yasakiaıımusının ıhn >c «icdan o/uurluğuni1 aykırı oldugunıı" öne süıdu. HolUında Dı>i>kn Bakanı bunun u/enııe clıc, deki bılgilere uörc st>/ konusu yasağııı 20 Marı 19S6 larihindc kaldınldığını duyurdu. 1 Nadir Nadi Dostum Mozart 3 ayda 3 basısı da lukencn bu kılabın; 4 basısı çıktı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle