26 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
11 MA YIS 1986 EKONÜMJ Geçen hafta CUMHURÎYET/11 EKONOMİDE DÎYALOG 1940'ta doğdu. Robert Kolej Lisesi'ni bitiren Ali Nail Kubalı, 1964 yüında Istanbul Üniversitesi Iktisat Fakültesi'nden mezun oldu. Iktisat doktorasım ABD'de St. Louis Üniversitesi'nde tamamlayan Kubalı, gene ABD'de bazı üniversitelerde öğretim üyeliği yaptı, özel bir sevk ve idare müşavirliği fîrmasında çalıştı. Türkiye'ye dönüşünde Yaşar Holding bünyesine katılan ve çeşitli görevler ustlenen Kubalı halen Yaşar Holding tdare Mecl'ısi Başkan Vekili. Ali Nail Kubalı bir dönem TÜSİAD Yönetim Kurulu üyeliği de yaptu ALİNAİL KUBALI denizle farzedelim. Diyelim ki uluslararası ticarette gelişmiş ülkelerin sübvansiyonlan kalktı, efendim, uluslararası ticarette koymuş olduklan engeller kalktı. Ben öyle zannediyorum ki, Türkiye boyle bir ortamda artık iki ayağının üzerinde durabiJir. Yani ağırlıklı olarak kendi öz kaynaklanna dayanan sanayi dallannı kurmuştur, başlatmıştır Türkiye ve bu sanayi daiları kendi ayaklan üzerinde durabi.lir, iyi bir şekilde rekabet edebilir. Ancak, siz de tabii çok iyi biliyorsunuz, uluslararası ticaret böyle ideal sübvansiyonsuz, desteksiz bir ortamda yapılmıyor. Sanayileşmiş ulkeler bizimle çok kıran kırana rekabet etmektedirler. Bu ülkelerin önemli oranda tanm ürünu fazlalan vardır. Ve bu tarım ürünü fazlalannı satmak için birbirleriyle de, bizimle de ciddi bir şekilde rekabet etmektedirler. Yanlış hatırlamıyorsam, bendeki rakamlara göre, gene uluslararası ticaretin yüzde 60'ının üzerinde bir bölümü herhangi bir şekilde serbest rekabet dışında teşekkül eden fiyatlarla yapılan ticaretlir. Bunun içinde sübvansiyonlu ticaret var, gumrük duvarlanyla engellenmiş ticaret var. Bunun içinde karteller, tröstler var. Bütün bunlar uluslararası ticaretin bir parçası. Yani uluslararası ticaret katiyen serbest rekabet piyasasında oluşan bir ticaret değildir. Işte böyle bir ortamda Dolarda trajik düşüş Dolar geçen hafta dış borsalarda rekor düşüşler yaşarken, Merkez Bankası ABD para biriminin döviz ahş kurunu cuma günü 18 lira 60 kuruş birden yükseltti. Özellikle Japon Yeni karşısında iki gün üst üste rekor düşüşlerle karşı karşıya kalan dolar, haftanın son günü 162.85 yene kadar gerileyerek bu para birimi karşısında İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana en düşük değerine indi. Haftaya "Zirve heyecenı" ile girilen dış borsalarda, ilk gün yatınmcılar özellikle dolar alışverişinden kaçınırken, ertesi gün yayımlanacak "ekonomik kararlar"ı bekliyordu. Ancak, ekonomik kararlar arasında "etkili para birimlerinde istikran saglamak için bcrsalara müdahale" maddesinin bulunması bile dolan kurtaramadı ve borsaların haftayı kapattıklan saatlerde 2.17 mark ve 162.85 yene kadar geriledi. Bu arada haftanın ikinci ve üçüncü günleri Japon ve Merkez Bankalarının borsalara "müdahale" edeceği söylentileri tüm borsalarda fısıldanınca, dolar iki gün 166.02 yen ve 2.21 marka kadar yükselerek bu düzeyde kaldı. Ancak bunun hemen ardından Japon Merkez Bankası Başkanı Satoshi Sumita'nın "Yapabilecegimiz kadar yaptık" şeklinde bir açıklama yapması, borsalarda, yeni müdahalelerin olmayacağı şeklinde yorumlandı ve trajik düşüş yeniden başladı. Geçen hafta özel sektörün ve Türk sanayiinin tabanında yeni teknoloji geliştirecek bir insan gücü potansiyeli var. tşadamı ve sanayici de artık bunun önemini kavrıyor. Ancak devletin bu alanda örgütleyici ve destekleyici rolü üstlenmesi lazım. Türkiye'nin de şunu diyememesi gerekir; Biz ihracat hamlemizi bu sübvansiyonlarla başlattık. Artık bu sübvansiyonları çekelim. Bizim sanayimiz kendi ayaklan üzerinde dursun. Çünkü bu, şu demektir: Rakip ülkelerin kendi savaşçılannı her türlü zırhla, silahla donattıkları bir ortamda, biz kendi sanayicimizi mayoyla bu kavgaya çıkaralım. Bu yanlış olur. Onun için benim inancım, dünyada hükümetlerin veya kartellerin ticarete müdahale edip normal rekabet şartları altında fiyatları saptırdıkları oranda Türkiye de o fiyatları telafi edici önlemlerie kendi ihracatını ve ithalatını duzenlemelidir.. Bunu şöyle genelleştirebilir miyiz: Türkiye'nin uluslararası piyasada rekabet şansını koruması ve yapbğı iş hacmini arttırması, ihracatını arttırabilmesi için, dünyadaki ticaret oyununun hangi kurallara gore oynandıgını çok iyi belirleyip, o oyuna uygun stratejiler geliştirerek. yol alması gerekir. Buradaki sofistikasyonu. işin inceliklerini artık kavraması lazım... KUBALI Evet. Yüzde yüz ben de buna inanıyorum. Yani, uluslararası forumlarda sanayileşmiş büyük ülkelerin işte tam rekabet sıstemi diye, işte mukayeseli UstünlUk diye bizlere önerdikleri sübvansiyonsuz sistem bence, tatbikatta pratikte kendi uyguladıklan sistem değil. Bizim ithalatımızı tam libere etmemizi isterler ama kendi ithalatlarını libere etmezler, edemezler de. Buna olanak yoktur. Bunu şeye benzetiyorum: Dünyayı atom silahlarından anndırma gibi bir şey. Hiç kimse birbirine güvenmediği için, herkesin birlikte hareket etmesi gerektiği için, hiç kimse bunda öncülük yapmaz. Türkiye de yapamaz. Çok küçüğüz bunu yapmak için. Şimdi biz bu uluslararası ticaret alanında oyunun karallannı iyi kavrayıp ona göre kendi ihracat teşviklerimizi ve daha genelde dış ticaret rejimimizi ayarlayıp. sanayimizi bugun >e gelecekte de rekabet edebilir bir seviyede tutmayı amaçlayan önlemleri bir yandan alırken. bir yandan da acaba sanayimizin yapısının, yani teknolojik seviyesinin. mevcut tesis yapısı itibanyla gelecegin rekabetine ayak uydurması için neier yapmalıyız? KUBALI Çok üzerinde durulması gereken bir şe>r sordunuz bana. Şunun için çok üzerinde durulması gereken diyorum: Biz son seneîerde Türkiye'de ihracat dediğimiz zaman biraz önce benim de yaptığım gibi işte subvansiyonlardan, desteklerden, engellerden, ihraç teşviklerinden, kur politikalarından söz ediyoruz. Ama gerçek ihracatın teşviki, gerçek ihracatın amiii olan unsurdan çok az söz ediyoruz. O da prodüktivite, yani verimliliktir. Hiç bir ülke prodüktivitesini arttırmaz, birtakım teknolojik Ustünlükler sağlayamazsa bu yapay tedbirlerle, önlemlerie ihracatını devamlı kılamaz. Buna inanıyomm ben. Türkiye 196O'lı yıllardan bu yana, bu yönde bir aşamayı geçirmiştir, bu aşama, teknoloji transferi aşamasıdır. Bence, gerekli, yerinde bir aşamaydı. Devam etmesi de gereken bir aşama. Ama Türkiye teknoloji transferi asamasından, teknoloji yaratma aşamasına adım atamazsa, bu aşamaya geçemezse bence, bizim ihracat hamlemiz devamlı olamaz. Ben incelediğim zaman, şunu görüyorum ekonomide, ticarette büyük hamleler yapan ulkeler o süreç içinde büyük teknolojik hamleler de yapmışlardır, ve teknoloji transferinden teknoloji yaratma aşamasına geçmişlerdir. Türkiye de bunu yapmak zorundadır. Ve ben bu yarışta çok gerilerde olmadığımız inancındayım.. Bu inanca nasıl vanyorsunuz? KUBALI Ben biliyorsunuz bir süre önce EUROKA projesiyle ilgili bir toplantıya katıldım ve orada gördüm ki biz bu teknoloji yarışında, teknoloji maratonunda en öndeki grupta, F.Almanya'nın, İngiltere'nin, belki İsveç'in olduğu grupta değil ama ikinci grupta, ltalya, Ispanya, Portekiz, Yunanistan gibi ülkelerin bulunduğu grupta pekâlâ kosabiliriz, ve bu gruptan kopmamak için çaba göstermeliyiz. Bu arada EUROKA'ya teklif edilen projelerin içinde Türkiye1 Dolar (döviz ahş) ri ya, 2.18 mark, 1.54 sterlin, 165.80 yen, 1.82 Isviçre Frangı ve 6.97 pariteleriyle giren dolar, 2.17 mark, 1.53 sterlin, 162.85 yen, 1.81 tsviçre Frangı ve 6.94 Fransız Frangı ile kapattı. Dolar, içerde ise şanslı bir hafta yaşadı. Haftaya Merkez Bankası'nın 658.15 liralık döviz alış kuruyla başlayan ABD Dolan, Tokyo Zirvesi'nin sona erdiği salı günü 655.50 liraya düştü. Ancak hemen ertesi gün 663.40 liraya kadar yükseldi ve arada yaşadığı iki gunluk gerilemeden sonra, Merkez Bankası cuma günü döviz alış kurunu 18 lira 60 kuruş birden yükseltince 675.05 liraya tırmandı. Ulagay sordu, Kubalı yanıtladı: Teknolojide atılım yapamazsak üıracat arbşını da sürdüremeyiz gün bir noktaya geldik de acaba bundan sonra sanayi üriinleri ihracatımızı daha ileri hedeflere götürmek için ne gibi teşvik politikaları uygulamalıyız? Acaba dış pazarlarda rekabet edebilecek üriinleri üretecek kapasitelere, tesislere sahip miyiz? Yatınm alanında bundan sonra neler yapmamız lazım? KUBALI Sayın Ulagay, buna cevap verirken ilk önce şunu söylemek iStiyonım: Türkiye'nin ihracatında sanayi ürünlerinin ağırlık kazandığı doğrudur. Artıa bu istatistik bizi birçok zaman yanıltıyor. Çünkü bu sanayii ürünlerinin iç yapısını dikkatlice incelemiyoruz. Bu iç yapıyı dikkatlice inceledigimiz zaman da sanayi ürün ihracatımızın >tüzde 60 küsurunun tarım ürünlerini işleyen sanayinin ürünleri olduğunu, yani tanma dayalı sanayi ürünleri olduğunu unutu Sayın Kubalı, biz 1980'den bu yana sanayimize dışa açılma hedefini verdik. Dünya pazariannda rekabet edebilir sanayi haline gelmek bedefini göstererek, bu yönde yapı degtşikligine adeta zoriadık Türk sanayiini. Şiradi bu 56 yülık süre sonucunda bugüoe gelinen noktada acaba Türk sanayii dışa açılma konusunda hangi noktaya gelmiş bulunuyor. Önce kısaca bunn özetkyebilir misiaiz? KUBALI Tttrlriye dışa açılma açısından fevkalâde iyi performans gösterdi. Türkiye zannediyorum ki, ekonomi tarihine geçecek şekilde bir suratle hem ihracatını, hem de ithalatını arttırdı. Türkiye'nin dışa açıiması bence, tabii bir ihtiyaçtı. Hükümet bu yöne eğilmemiş olsaydı dahi olacaktı bu. Yani ekonominin doğasmdan kaynaklanan bir olay oldu. O olay da şuydu: Türkiye'de döviz olraadığı için, dövize dayalı sanayilcr durduğu için, Türkiye'nin kendi öz kaynaklarını kullanan, dolayısıyla mukayeseli üstünlüğe sahip olan sanayi daiları çalışmaya devam etti. Ben kendi şirketimizde bunu çok yakından yaşadım. Tanma dayalı yaanmlanmız fevkalâde iyi bir şekilde çaüşıyordu, istihdam yaratıyordu ve döviz yaratmaya başlamış Âltın fiyatları yükseldi Altın fiyatları geçen hafta hem dış borsalarda hem de Kapalıçarşı'da yükseldi. Hafta başında Londra borsasında 342.50 dolardan işlem gören 1 ons altın, aynı borsada cuma günü kapanış saatlerinde 344.80 dolara yükseldi. Altın aynı saatlerde Zürih'te 346 dolra ulaştı. Cumhuriyet altını ise, pazartesi günü 52 bin 200 liradan satılırken, dün 52 bin 900 liraya yükseldi. 24 ayar külçe altın da hafta boyunca gram başına 110 lira kazanarak, 7 bin 620 liradan 7 bin 730 liraya kadar çıktı. Önceki hafta Sovyetler Birliği'nin Çeraobil ntıkleer santralında meydana gelen kazadan sonra, bu ülkenin altın satışına başlayacağı beklentisine giren altın borsaları, geçen hafta hareketli günler yaşadı. Yalnız haftanın ikinci günu gerileme göstererek 341.55 dolara inen 1 ons altın, sonraki günler kararlı bir şekilde yükselerek, önce 343 ve 344.10 dolara yükseldi. Yatırımcıların, 1999'den sonra kendi öz kaynaklanna dayalı, tanma dayalı sanayilere daha büyük Onem veren Türkiye, dünya ticaretinde çarpıtıcı uygulamalar olmasa kendi ayaklan üzerinde durabilecek ve dış pazarlarda rekabet edecek noktaya gelmiştir. lardı. Dolayısıyla, yaşaraımıza devam ediyorduk. Bu görüldü Türkiye'de. Yani öz kaynağa dayalı, ihracata dayalı sektörlerin desteklenmesiyle Türkiye'nin bu döviz darboğazını aşabileceği görüldü. Dolayısıyla, Türkiye 1980'lerden sonra ve tabii peşpeşe alınan tedbirlerin de etkisiyle, yeni bir sanayileşme hamlesine girdi. Ve bence, bu sanayileşme hamlesi içinde döviz yaratan yatınmlarda bir sıçrama oldu. Bu da tanma dayalı sanayi vatırımlarıydı, turizm yatınmlanydı. Bence, bu açıdan Tttrk sanayii, Türk özel sektörü başanh bir imtihan verdi.. Şimdi. burada ben şöyie bir şey sonnak istiyorom. 1980'den bu yana, sizin de belirttiginiz gibi, şiddelli döviz çıkmazı nedeniyle buralan Türkiye kur poiitikasından teşvik politikasına kadar çeşitli araçlar kullanarak ihracatı bir nayli yiıksek dozda teşvik etti. Aynı zamanda da kendi iç pazannı kısan tedbirier aldı. Boylece, birçok sanayi firması içerde satamadıgı üriioleri dışa satmak ibüyacını adeta duymak zorunda kaldı. Ve bu önlemlerie özellikle sanayi urunleri ihracatında büyük bir sıçrama da meydana geldi. Bu önlemlerie bu Rakip ülkelerin kendi ticaret savaşçılannı her türlü zırhla, silahla donattıkları bir ortamda biz kendi sanayicimizi mayoyla kavgaya çıkartırsak bu yanlış olur. Dünyada hükümetler ve karteller ticarete müdahale edip fıyatları saptınrken Türkiye bu sapmaları telafı edici Önlemlerie kendi sanayicisini yaşatmalıdır. yoruz. Dolayısıyla, tarım ürünleri işleyen sanayi ürünlerini işlenmemiş olarak ihraç edilen tarım ürünlerine ilave edersek, bu ikisi birlikte hâlâ, ihracatımızın yüzde 60'lannı da biraz aşan bir payını oluşturmaktadır.. Yani ihracatımızın yüzde 6O'ı tarım bazlı bir ihracat.. KUBALI Evet. Dogrudan doğruya tarım urünü ve tarım ürünlerinden üretilmiş işlenmiş ürünler. Bu gelişme Türkiye'ye uygun ve beklenilen bir gelişmeydi. Tabii, bunun yanında diğer sanayi ürünlerinin ihracatının da artması önemli. Şimdi gayet iyi ifade ettiğiniz gibi bu hamlenin başlaması için bu çarkın dönmeye başlaması için tabii ki, bir ivme, bir itme lazımdı. Türkiye bu ivmeyi, bu itmeyi başlattı. Şimdi ideal bir uluslararası ticaret ortamını bir an için müsaa Cumhuriyet I Altını | S b * 7" hatta sonunda ellerinde altın tutmayı yeğlemesi üzerine, cuma günü de yükselişini sürdüren altın fiyatları Londra borsasında 344.80, Zürih'te ise 346 dolara kadar çıktı. İç piyasada da Cumhuriyet altını cuma gunü dışında her gün değer kazanırken, 24 ayar külçe altın da kesintisiz bir şekilde yükselerek 7 bin 730 liraya ulaştı. NELER OLDU? Canevi: ABD'nin bütçe açığı az gelişmiş ülkelere yüklenemez GtRNE, (Cumhuriyet) Merkez Bankası Başkanı Yavuz Canevi, petrol fıyatlanndakı duşüşlerden daha çok sanayileşmiş ülkelerin yararlandığını hatırlatarak, "ABD'nin 200 milyar dotar dolayındaki bütçe acıgı az gelişmiş ülkelere yüklenemez. Bu ytikü yine sanayileşmiş ulkeler üstlenmeli" dedi. AET'nin Türkiye'nin üyeliğini kabul etmek zorunda olduğunu da öne süren Canevi, üyelik konusunda Türk hükümetinden yıl sonuna kadar bir girişım beklendiğini ifade etti. Istanbul Üniversitesi Avrupa ve Ortadoğu Araşarmalan Merkezi ile Garanti Bankası'nın Kıbns'ın Girne kentinde düzenlediği "Dışa Açık Politikalar ve Yeni Sanayileşen Ülkelerdeki Uygulamalan" konulu uluslararası konferansta konuşan Merkez Bankası Başkanı Yavuz Canevi, şöyle konuştu: "Dışa açılma poUtikasında bugüne dek önetnli adımlar atan Türkiye'nin bu başansını sürdürrnesi için, yabancı yatınmcılan bu politikalann sarekliligine inandınnası ve yabancı yatınm sermayesini çekebilmesi büyük önem taşımaktadır." Petrol fiyatlarındaki düşüşün avamajını daha çok sanayileşmiş ülkelerin kullandığını hatırlatan Canevi, uluslararası döviz piyasalannın istikrara kavuşturulması gerektiğini de belirterek, şunları söyledi: "ABD'nin 200 milyar dolayındaki bütçe açığı yükü, azgelişmiş ulkeler yerine sanayileşmiş ülkelere yansıtılmalıdır. Bu çerçevede dünya ticaretinin mümkun oldugunca korumacıJık önlemJerioden arındırılması gerekir." Irlandalı bir gazetecinin "Kişi başına düşen milli geliri en az 3 bin dolar olan ulkeler AET'ye girraeye layık gorülmektedir. Türkiye'nin ise kişi başına düşen müli geliri g giderek aynima g Bu noktada Türkiye'nin AET'ye girmesi çok zor değil mi?" şek1 lindeki sorusunu "AET Türkiye nin üyeliğini kabul etmek zorundadır" şeklinde yanıtlayan Caaevi, "Bu yolda Türk hükümetinden yı) sonuna kadar bir girişim bekleyebilirsiniz" dedi. TİFORUK MATBAACILIK SANAYİİ A.Ş.'nin 31.12.1985 TARİHİNDEKİ BİLANÇOSU (1.000.) TL. AKT* DÛNEN VAMJKUM. A HO> O«+»flf tv K M » M N AlacaMar. 1 kk Mdd* va mm JYan aıamul *• MMylHl vay* «M 4 Ok>f DUMM VAMJKLAA A Uwtı V « M Atac. «• .M.741 ...JJ71M4 J4Î1M H1.M7 11.11) «1 1İ.MI ...MI.M7 AM1H0 .2JM.M7 7.011 «•' ».4M.44» 1J.4M.M» PAMtr 1. KISA VAOELI VABANCI KAVNAKUUL (113.04 A Ulun V K M I Oorç lakaM M. t *M IbnUKrMM 227S.7O» C D4w Ulun Va« Yab.lUvn 1 010.M2 H ORTA VE UZUN VAOCÜ YAaANCI KAVMAK 121.S77 A Dtfr ont v* uı.v«d.r*.fc«.. 121.(77 ... m ÖZ ICAYMAtOJkfl 77» «7t A CıkanhKf «•»• »öumlt M C M0JM0 B VadMı AkçtMt 70.7M O YMIUOT 0*(. Oft tf () i 1 0«n«n Zmnn.. PASİF TOHjm NAZW HESAPLM PASİF OEMCL TOMJUM 7»11.4»1 « 4M.4M 11.420.M* An* toau.. DİE: Toptan eşya fiyatları nisanda yüzde 2 arttı HJH tiretimde verimliliği artırmayan, kendine özgü birtakım teknolojik ustünlükler sağlayamayan hiçbir ülke, sadece kur politikaları ve ihracatın desteklenmesi gibi tedbirlerle ihracat artışım devamlı kılamaz. Teknoloji transferi aşamasını geçen Türkiye, şimdi teknoloji yaratma aşamasına geçmek zorundadır. nin katılıp katkı yapabileceği ve sonuçlanndan yararlanabileceği pek çok proje var. Biz bu konuyu ihmal etmemeli, tersine üstüne gitmeliyiz bence.. Özel sektör sadece kendi inisiyatifiyie bu atılımı gerçekleştirebilir mi? Yoksa devletin örgütleyici bir rol oynayarak bu konuya el atması gerekir mi? KUBALI Bence bizim gibi kalkınmakta olan ülkelerde bu konuda devletin oynayacağı bir rol vardır. Bu nasıl bir roldür? Bu devletin ihracat hamlesini desteklerken oynadığı role benzeyen bir roldür ama bunu ihracattakinden daha dikkatli ve itinalı yapmak gerekir. Bunun ötesinde özel sektorümüzün bünyesinde boyle bir potansiyel mevcuttur. Ben zannediyorum ki Türkiye'de ozel sektörde bir anket yapılsa ve yalmzca üst yöneticilere, genel müdurlere değil, teknik elemanlara da sorulsa ve dense ki para sorunu söz konusu r olmasa, bu orta> a koyacağınız proje finanse edilecek olsa, hangi teknolojik yenilik duşıinceleriniz var; çahşmalarınız, fikirleriniz var? Ben Türkiye'de genç teknik insanlanmızdan, genç mühendislerimizden, hatta genç iktisatçılarımızdan, işleımecilerimizden çok parlak, ayaklan yere basan, akılcı, Türkiye'ye rekabet üstünlüğü sağlayacak projeler çıkabileceğine inanıyorum. Ve bu projeler bilimsel bir biçunde elemeden geçirilebilse, içlerirıde değerb olanlar devletin de katkısıyla desteklenebilse, bence, Türkiye işte bu teknoloji yaratma aşamasına geçebilir. Tabii burada TÜBİTAK'ın oynarnası gereken bir rol vardır. Özel sektörün TÜBİTAK'a daha geniş bir şekilde iştirak etmesinin rolü vardır. Ben o toplantıda bir uluslararası teknoloji yatırımlan sigortası, nasıl ülkelerde bir ihracat sigortası var, ona benzer bir teknoloji projeleri riskini sigorta eden bir sigorta fikrini ortaya atmıştım. Bu tür desteklerle ve yatırımlara imkân sağlayacak bir ortamın sağlanmasıyla, ama ortaya çıkan sonuçlardan devletin de yararlanmasını sağlayacak bir düzenlemeyle, bence Türkiye'yi teknoloji transferi çağından, teknolojiyi varatma cağına geçirebiliriz. Yani ben Turk teknologlara çok güveniyorum. Bu tabii ümit verici bir tablo. Yani tabanda bu potansiyelin olduğunu söylemeniz çok önemli de, acaba, Türk özel sektörü, Türk sanayicisi bunun önemini idrak edebilmiş durumda rru? Yoksa hâlâ geçici teşvikleri elde edip, bir süre daha işini götürmek esprisi mi hâkim? KUBALI Tabii şunu çok iyi bilmemiz lazım; Türkiye'de de dünyada da, sanayici, işadamı, tabii ki kâr motifiyle hareket eder. Bunu inkâr etmek saçmalık olur. Tabii ki, bu da kolay olan yöne doğru akar, bunu da kabullenmek lazım. Türkiye'de de, dünyada da sanayiciden böyle zararlar ederek birtakım şeyler yapmasını beklemek doğru değil. Ama bunun önemini idrak etti mi? Benim buna cevabım, evet. Bunun, yani teknolojik gelişmenin Türkiye için önemli olduğunu idrak etmiştir. Peki bu idrakın arkasına ne kadar para koyuyor? Ben büyük sanayi kunıluşlarının yavaş yavaş araştırma departmanları kurduğunu görüyorum. Biz kendi bünyemizde araştırma departmanları kuruyoruz. Belki bu departmanlar henüz büyük çapta, yeni teknolojiyi geliştirmeye yönelik değil. Ama kabul edelim ki, yeni teknoloji konusunda Avrupa'da da kendileriyle ilgili ciddi sıkıntılan olduğunu yeterince pratiğe yönelik, uygulamaya yönelik teknolojiler geliştiremediklerini, bunun bir finansman meselesi, risk auna meselesi olduğunu ifade ediyorlar. Eğer Türkiye'de teknolojik gelişmenin normal yatınmların üzerinde olan riski bir şekilde karşılanabilse, ben Türk sanayicisinin bu konuya yatınm yapmaya hazır olduğunu düşünüyorum. Tabii, bütün dünyada olduğu gibi yeni teknolojinin desteklerle desteklenmesi lazım. Devlet İstatistik Enstitüsü Başkanlığı, nisan ayı toptan eşya fiyatlanndaki artışın yüzde 2 olarak gerçekleştiğini açıkladı. Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı'ndan 2 gün önce yapılan açıklamada, nisan ayında toptan eşya fiyatlanmn yüzde 1 oranında arttığı duyurulmuştu. Devlet İstatistik Enstitüsü Başkan * uğYndan bugün yapılan yazılı açıklamaya göre, 1986'nın ilk dört ayhk döneminde toptan eşya fiyatlanndaki artış yüzde 10.2 oldu. Toptan eşya fiyatlanndaki artış 1985'in nisan ayı ile 1986'nın nisan ayı arasındaki dönemi kapsayan 12 ayük süre içinde yüzde 28.7 olarak belirlendi. Nisan ayında, mart ayına göre toptan eşya fiyatlanndaki en büyük artış yüzde 2.6 ile imalat sanayii sektöründe görüldü. Nisan ayında madencilik sektOrOnde ise fiyatlar binde 3 oramnda geriledi. Piyasadaki kâğıt para miktan emisyon tarihinde ilk kez 1.5 trilyon lirayı aştı. Merkez Bankası'nın haftalık vcrilerine göre 25 nisan 2 mayıs tarihleri arasında piyasaya 98 milyar 440.9 milyon lira sürüldü. Piyasaya çıkartılan 98.4 milyar lira ile emisyon hacmi 1 trilyon 529 milyar 671 milyon 408.3 bin lira düzeyine ulaşü. Kâğıt para miktan, 25 nisanda 1 trilyon 431.2 milyar lira idi. Geniş anlamdaki para arzı da 8.2 trilyon liraya ulaştı. Aynı hafta içinde Hazine'nin Merkez Bankası kaynaklanndan kuilandığı kısa vadeli avans miktan da 1 trilyon lirayı ikinci kez aştı. »KTİF TOPLAMI NAZIM HESAPLAR AKTtf OENEL TOPUUH Emisyonda rekor: 1.5 trilyon TİFDRUK MATBAACILIK SANAYİİ A.Ş.'nin (1/1/198531/12/1985 DÖNEMI GELİR TABLOSU) (1 OOO.TL) BHUT İATIŞ HASILATI 1 Yurt M Hamul SM«Un MnM NET SATIŞ KASILATI SATILAN MAL VEYA HİZM HAtlYETI BfHJT SATIŞ KÂR VEYA ZADARI GENCt Y0NETIM GİOEHLEAI IŞLETME KAfi VEYA ZARAM IŞL£T»E CH»l HAB VEYA ZARAR 1 t0lktUU»T lUr Pıy 2 i«Maıw Dı Dtt*r Kllim i 1 TadnuMaU Taho« Fau 2 D^t FkMiMlMn GM. VERG1OEN ÖNCEKI KAR VEYA ZAfUA ÛOEMECEK VEBOILER VE ' DtĞ VAS YUKUM DÛNEM KÂR VEYA ZARAIH (•) <•) <•> (•) (1 3 0M.U5 1f.0»5 3.114.tM 1M1.144 133.44* 73.0M M.2M 1 34t 147 Sümerbank'a 83 milyon dolar harcandı «0.N2 47M4 (•) (•) 306.7» 1 042 317 fl H 1.230.0M 1.230.0S* DENETÇILER RAPORU TİFDRUK MATBAACILIK SANAYİİ A.Ş. GENEL KURULU'NA Merkra Scrnuyatt Fuİ4y«l Konuuı D*n*tçıl*rın Adı v« Soyadı Gorav SuralMi Orlak otıap olmaAtı U U ı l u n YlMMlMn Kurulu Toplanteı OfUk h*Mpun. MIMr v« MlgcMn u noM yıpıl«i •ncclMMnın U D U K I I nangı ıtnMtt h c M n u yapıM<4< M T T K W « I Kanununun 353 uncu maOĞMtnm 1 ıncı (•kravmn 3 NUMArak Mratı gw*4mc* $wk*ı v u n r a m t ü l n f i u y n ı r» aonuçljn T.lüruk Maıuacılık Sanayii A S («tanlMJl »40 000.000 TL MMbMCıMr Şukru Kaya Afctarı Tamal Onat t yıl (27 2 1915 <Mn ıtıbaran) Oruk Ua*! Butıifi toplanMa. $irket haupiarı datlaf va bal^alafHun yu « u m d l n yıl sonunâa »nc*l«nm*sı sonucunda Mnludı gartfctıran b*r huaiM* rasttanmamışlM Mart 1M5 HaAran 19*5 Eykll IStS v» ArUık 1M5 ayuuıMla yapuan u u ufıımmu nmklt mavcudunun kayıllardalu mkunara uygun oMuju gonıUnutlur. Sümerbank, önümüzdeki yüa teknolojinin en gelişmiş olanaklanyla donatılan modern tesislerle girecek. Sumerbank'ın çeşitli illerdeki 18 pamuklu fabrikasının modemizasyonu için 83 milyon dolar harcandı. Edinilen bilgiye göre, Sümerbank tarafından 1981 yılı sonlarında başlatılan reorganizasyon ve modernizasyon projesi çerçevesinde, 18 pamuklu fabrikasuıda yürütülen çahşmalar bu yıl sonunda tamamlanacak. Sümerbank yetkilileri, fabrikalardaki çalışmalann büyük ölçüde bitirildiğini, yurt dışından gelecek bazı makine ve parcalann montaj işinin kaldığını bildirdiler. Yetkililer reorganizasyon ve modernizasyon çalışmalan için harcanan 83 milyon dolann Dünya Bankası kaynaklan ile bir özel kredi kunıluşundan karşılandığını belirttiler. (BJL) Uzan: Fındık yerine eşek eti ihraç ediliyor Fmdık Ihracatçılan Birliği Başkanı Hakkı Uzan, Karadenizde üretilen fındıklann, usulsuz işlerin yapılmasına musait bir konuma getirilen Malatya Gümrüğü'nden çıkanldığıru, bunun için Gümrükler Genel Müdürti ile Sanayi ve Ticaret Bakanı Cahit Aral'a başvurmalanna karşın halen bir araştırma ve incelemede bulunulmadığını belirtti. Fındıktan vergi iadesi alınmadığı için, çoğu kez gümrüklerden "fındık" diyerek salyangoz, at eti, eşek eti, fasulye ve mercimek" çıkanJdığını öne süren Uzan, "Ben bunlan söylüyorum diye tehdit ediliyonım. Ben mali polis değilim. Devlet bunlann üstüne gitmeli, gumrüklerde beyana dayalı denetimler bırakılmaiıdır" dedi. Uzan, fmdık ihracatında, şekerli fındıktan vergi iadesi almmadıgıru, sekersiz fındıktan ise alındığını, bu nedenle de, gumrüklerde, sekersiz fmdık diyerek şekerli fmdık çıkanldığım ileri sürdü. (UBA) T Tıcar*l Kanununun 35] uncu I IUu«a««n 4 numaratı bandı g«n lanhMHi va aonuclan Inbuı K » n ı ı u n ı vc yoiauzlutUf »• bunlar nakkırKU yapdan ı«l«ml«r TMOnık UalMKılık Sanaylı A Ş nm 1 1 I H S . 31 12 1MS dan*mt h*«ap v« tat*ml*f ınl Turk Ttcaıat Kanunu, aırlıaun aaa» to? iaamaaı «a diftaı mavzual lla panal >aoul gormul nıuhaaaba * • va alandanıanna qo<* ıncalamtş bulunmahlayı^ uOfuşumuza QOfa *çart^*nl bantmaaoJt^ınUı aklı 3ı 12 1MS tarllu lllbaıı U« dutanlanmlf Wl*nço alrkatln anılan Mtmt Oana.ç, Tamal Onaf H>r ay yapalan ınc«kHn«w raftut vaya Mmnal v*yMıut uklanmak u n f l «naoal otarak l<*km (dllnuı kıymtlı »«ak olfna<l*gı çofuimuftur Inlikal ad«n ylkay»! vt yolauıluiı yofclur ma*ı durumuiHJ I 1 iM53f 12 IM5 don*ftwn« ait kaV «a zattf laöloau amlan don*ma an oarcak faauyat aonucianm yanattmakia yatatara va $lrkat **at »6zta«fna«lna uygun bulunmajıtadır Briançonun va kar va larar carvaMfun onaylanmaaıfu va VonaUm Kurulu nun aMaruiujaını oylannua arz ad«ru Tarım ürünleri ihracatı yüzde 4.2 arttı Suknı «••• AkUrı DM>MÇI Tanm ve hayvancıhk ürünleri ihracatı yılın ilk iki ayında 341.8 milyon dolar oldu ve geçen yılın aynı dönemindeki 328 milyon dolarlık miktara göre yüzde 4.2 arttı. Bu kapsamdaki bitkisel ürün ihracatı 2%.3 milyon dolardan 292.1 milyon dolara geriledi. Hayvan ve hayvancıhk ürünleri ihracatı ise 27.9 milyondan 41 milyon dolara yükseldi. Edinilen bilgiye göre, geçen yılın ilk iki ayında 18.1 milyon dolar olan madencilik ve taşocakcüığı ihracatı yüzde 84'lük artışla 33.3 milyon dolara yükseldi. Sanayi kesimi ihracatı iki ayda 876.4 milyon dolar olarak gerçekleşti ve geçen yılın aynı dönemindeki 817.3 milyon dolarlık miktara göre yüzde 7.2 oramnda arttı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle