19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
''CUMHURfYET/12 HABERLER 1 MA YIS 1986 Facianın dersleri ŞAHİN ALPAY Geçen hafta sonlarına doğru îsveç'teki ölçüm istasyonlan havadaki radyoaktivite miktanmn normalin 45 katına doğru yükseldiğini saptamaya başladılar. Yetkililer, durumun önce ülkenin güneyindeki Forsmark Nükleer Santralı 'nda meydana gelmiş bir anzadan kaynaklanabileceğinden kuşkulandılar. Santralın tümüyte boşaltılması dahil çeşitli önlemler alındı. Ancak belirtiler, radyoakitvite artışınm iilke dışındaki bir kaynağm neden olduğuna işaret ediyordu. tsveç'te esenrüzgârlar, Sovyetler Birliği üzerinden geliyordu. Isveç makamları pazartesi günü Sovyet yetkililerine başvurarak, Sovyetler'de olağandışı bir durum olup olmadığını sordular. BBC'nin haberine göre, Isveç'in resmi başvurusundan yaklaşık altı saat sonn, TA SS Haber Ajansı, pazartesi akşamı yaptığı kısa bir açıklama ile tam yerini, zamamnı ve boyutlarını belirtmeksızin, ülkede bir nükleer santral kazası olduğunu, ilgililerin yardımına koşulduğunu açıkladı. Söz konusu santralın yerinin Batılı gazetecilerin gayretiyle Kiev'in kuzeyindeki Çernobil olduğu öğrenildi. Başta îskandinavya ülkeleri olmak üzere, bütün çevre ülkelerde alarma geçildi. Kaza, bin küometreden uzak mesafelerde radyoaktivite artışına yol açacak kadar vahimdi. Moskova radyosu nihayet salı günü yapttğı kısa bir yonunda, Çernobil Nükleer Santralı 'nda bir "fada" meydana getdiğini, bu kazanın ve Batıda meydana gelen diğer kazalann, "Nükleer enerjintn banşçı kuUantmmm dahi ne denli tehlikeü olabileceğini" gösterdiğini söyledi. Kazada kaç kişinin öldüğu ya da yaralandığı, alınan önlemler konusunda ise Moskova susmaya devam ediyordu. Ne var ki, alı Enerji ve Politika Nükleer enerji santralları kurma konusundaki kararı, devlet görevlileri dahil, 'devlete karşı çıkma' endişesinden masun olarak herkesin görüşünü açıkça söylediği geniş bir tartışma sonunda vermeliyiz. nan bilgiler ışığında Batılı gözlemciler, Sovyetler'de nükleer enerji proframlarmm "korkulu riiyası "anın, yani bir reaktör erimesi olayının meydana geldiğini saptıyorlardı. Denetimden çıkan reaktör, radyoaktif dumanlar neşrederek yamyordu. Sovyet makamlan nükleer yangınla nasıl başedilebileceği konusunda Isveç ve Batı Almanya'dan yardım talep ediyordu. Sovyetler Birliği, geiişmiş teknolojisi ve yetişkm insan gücüne rağmen, nükleer kaza ile başedemiyordu. Çernobil Santralı 'ndaki reaktör erimesi olayının nükleer teknolojinin kırk yılı aşan tarihinde bilinen en büyük kaza olduğu açıklık kazanmış bulunuyor. Bu kazanın bir benzeri 1979'da ABD'nin Three MUe Island Nükleer Enerji Santralı 'nda yaşanmış; uranyum atomlannın parçalandığı nükleer reaksiyonlann yer aldığı reaktör kalbi kısmen erımişti. Kaza büyümeden denetim altına alınabilmiş; radyoaktivitenin büyük kısmı santralın koruyucu kabuğu içinde tutulabilmişti. ABD makamları, 1979'dan bu yana bu kısmi kazanın radyoaktif kalmtısını temizlemeye çalışıyorlar ve bunun için harcadıklan para milyar doları çoktan aştı. Şimdi Çemobil'dekı nükleer santral, ABD'nin uzaydan çektiği fotoğraflara göre, cayır cayıryanmakta ve tam bir reaktör erimesi olayı söz konusu. Olayın meydana geldiği sırada, kaç kişinin öldüğü ya da yaralandığı bilinmiyor. Sovyetler, son gelen haberlere göreyüz kişinin ölmüş olabileceğini kabul ederken, Batılı kaynaklar binlerden söz ediyor. Santral çevresinde bulunan halkın sağhğının yayılan radyoaktiviteden kısa veya uzun vadede ciddi bir şekilde etkileneceğine kuşku bulunmuyor. Yanan reaktörün neşrettiği dumanlar, radyoak tifbulut haline dönüşerek, rüzgânn esmt yönüne bağlı olarak, şimdiden Sovyetler'e komşu ülkeleri tehdit etmeye başladı. Beklenen ikinci bir gelişme, radyoaktivitenin santralı soğutma için yararlanılan Dinyeper nehrinin sulanna ve yeraltı sulanna karışarak, bu suların ulaştığı yerlere kadar radyoaktif kirlenmeyi yayması. Çernobil kazasıhın doğrudan yol açtığı öltim ve yaralanma olaylan sona ermişse bile, radyoaktif kirlenmenin vereceği zararlann boyutlarımn kestirilemeyecek kadar büyük olacağına kuşku yok. Sovyetler'e komşu bir ülke olarak, radyoaktivitesini yıllarca yitirmeyecek olan radyoaktif bulutlartn, rüzgâra bağlı olarak ülkemiz hava sahasına bulaşması; Dinyeper aracılığıyla Karadeniz'e inmesi olası radyoaktivitenin kuzey kıyılanmızı tehdit etmesi küçümsenmeyecek tehlikeler olarak karşımızda duruyor. Henüz sonuçlanmamış, nedenleri, boyutlan ve niteliği tam olarak aydınlanmamış Çernobil faciasından ne gibi sonuçlar çıkanlabilir? Çernobil faciası, nükleer enerji santraUannın fevkalade tehlikeli olduğunu bir kez daha kanıtlıyor. Nükleer enerji programlan santrallann işleyisi, tüketilmiş yakttların taşınması, yeniden işlenmesi, "ebediyen" depolanması dahil her aşamada insan sağlığı için büyük tehlikeler arzediyor. Bu programlara bu gerçeklerle karşı çıkanlann haklı olduklan bir kez daha görüldü. Nükleer enerji programlannın gerektiği insanüstü bir dikkatle uygulanacak şaşmaz denetim mekanizmalannı kurmak olanaksızdır. Santrallann normal çalışmalan sırasında çevreye yaydıklan radyoaktivite kabul edilebilir sayılsa bile; çok ender meydana gelen ciddi nükleer kazalann arzettiği riskler kabul edilebilir değildir. Çernobilfaciası bunu açıkca gösteriyor. Prof. Ozemre: Radyoaktif serpıntı lurkıyeye gelse büe etkili ohnaz Olaydan sonra gereken tüm önlemlerin alınarak etkilerinin izlendiğini belirten Prof Ahmet Yüksel özemre, radyoaktif bulutun etkisine girilmesi durumunda alınacak önlemleri şöyle sıraladu Serpinti böigesi boşaltılmah, Süt veren hayvanlar bölgeden uzaklaşttrılmalı, su kaynakları kontrol edilmeli. tstanbul Haber Servtsi Türkiye Atom Enerjisi Kurum Başkanı Prof. Dr. Ahmet Yüksel Özemre, Kiev'deki Çernobil Nükleer Reaktörü'nde meydana gelen kazadan sonra, Kuzey Avrupa ülkelerini etkileyen radyoaktif serpinti bulutunun Türkiye*ye gelse bile, etkili olamayacağını söyledi. Sovyetler Birliğf nin Kiev kentindeki Çernobil Nükleer Reaktöründe meydana gelen kaza vç Türkiye'nin durumu ile ilgüi olarak Küçükçekmece Nükleer Araştırma ve Eğitim Merkezi'nde bir basm toplantısı düzenleyen Prof. Dr. pzemre, şimdiye kadar meydana gelen en büyük nükleer kazanın 1966 yıünda Windscak'de görüldOğUnü ve 300 kilometrekarelik bir alanı etküediğini söyledi. Basm toplantısını, "Kiev, Çernobfl'de 4 reaktör vardır. Kaza, bu reaktörierden birinde meydana gelmiştir" sözleriyle açan Prof. Dr. özemre şöyle konuştu: "Santral 950 megawmtt ekktrik gücündedir. 1978 yüında devreye sokulmuştur. Reaktörde elektronlann hızlannın kontrol edilmesinde grafit kullanılmaktadır. Bu nedenle kazaya ya hata nedeniyle grafit totaşmast, ya da uranyum yakıünın erimesi yol açmışür. Oiay çok mevziidir. Böyle bir kaza, Turk kamuoyunn panige sürnklcmemelidir. Kiev bizden 800900 Idlometre uzakudır. Kazayı ögrenir ögrenmez ilk işimiz, tedbirieri beliriemek olmuştnr. Dün (önceki gun) radyoaktif serpinti bulutu için Istranca'dan Botaz'a kadar olan bölgede ölçümler vapacak kompetan bir ekibi göndermek olmuştur. Aynca bngnn (dun) bir ekip Anadolu yakasından Kefken'e kadar olan ölçümler için^nkara'dan çıkan bir başka ekip de Kefken'den Sinop'a kadarkl ölçnmleri yapmak üzere heraen cıkanldL Bunlara ek olarak Ankara Nükleer Araştırma ve Egitün Merkezi'nin ve Küçükçekmece Nükleer Araşürma ve Egitim Merkezi'nin birer sabit ekibi do| a l radyoaktivite seviyesini devamlı kontrol ahında tntmaktadır. Herhangi bir nedenle serpintJnin gelmesi halinde bile, dogal radyoaktivite artışı insan vttcudu için kabul edilen maksimum müsaade edliebflir dozun üstüoe çıkması muhtemel degil. Kamıoynnun heyecana ve aşın bassasiyete kantbna» doğru değildir." Türkiye Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Prof. Dr. Ahmet Yüksel Ozemre, şu ana kadar Kiev'deki kazanın Türkiye'ye yansımadığını bildirdi. Ekipler tarafından yapılan ölçümlerin bundan önceki son 15 günün ölçümleriyle karşılaştınldığını belirten özemre, önceki gün saat 09.00'dan dün saat 16.00'ya kadar hiçbir artış saptanmad:ğını açıkladı. Çalışmalarını Küvenlik, sağlık ve meteoroloji Kuruluşları ile sıkı işbirliği yaparak sürdürdüklerini belirten Ozemre, daha sonra gazetecilerin sorulanm yanıtladı. Rüzgânn degişmesi halinde radyoaktif serpinti bulutunun ülkemize gelebilecegi söykniyor. Ne kadar bir zaman içinde böyle bir şey gerçekleşebüir? Ne kadar süre içinde gelebileceğini bilemeyız, ama biz ilk planımıza göre İS gün sürekli olarak ölçüm yapacağız. Son günkü dunıma ve meteorolojinin tahminlerine göre, daha sonra ölçümlerimizi gerektiği kadar uzatacağız. Radyoaküf bulutun etkisi altında kalınak ahnması gereken önlemler nelerdir? En iyi önlem, radyoaktif serpintiyi geçirmeyecek ekranlann arkasına saklanmaktır. Alınacak genel önlemleri şöyle sıralayabiliriz. 1 Serpinti saptanan bölgenin boşaltılması, 2 Süt veren hayvanlann bölgeden uzaklaştınlması, 3 Su kaynaklannın kontrolü. Avrnpa nlkelerinden bügi aldınız mı? Kazadan sonra Ankara'daki SSCB Elçisi, Dışişleri'ne davet edildi. Viyana'daki Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'na teleks çekilerek ellerindeki doneleri istedik. Aynca SSCB, Polonya, Çekoslovakya, Macaristan, Romanya, Isviçre ve Yugoslavya'dan aynı şekilde yardım istedik. Prof. Dr. Ahmet Yüksel özemre, Kiev'deki Çernobil nükleer reaktörunün modası geçmiş bir teknikle yapıldığını belirterek bugün hiçbir Ulkenin grafitli nükleer reaktör yapmadığını söyledi. özemre, Akkuyu Nükleer Santralı'nda da grafıtin hiç düşünülmediğini söyledi. Atom Enerjisi Kurumu Başkanı basın toplantısı yaptı ÇERNOBtLt TANJTTI Prof. özemre, dünkü basm topianttstnda Çemobüin dnsi ve yapısı konusunda aynntıh bügi vererek, kazanın arttmdan oluşan radyoaktif yayümayt ankaa. Batı Avrupa Bakanları toplandı Ölkemizde de nükleer enerji santrallanm kalkınmanın ve modernleşmenin vazgeçilmez birşartı sayan; bunlann kurulmasını adeta bir "müli gurur" vesilesi addeden; nükleer reaktörleri "dünyanm en temiz ve güvenüir" enerji kaynağı olduğu görüşünü yayarak, kamuoyunu düpedüz aldatan (aralannda kımi sözde uzmanların da bulunduğu) çevrelerın Çernobil olayı üzerine şapkalannı önlerine koyup, bir kez daha düşünmeleri gerekir. Nükleer enerji programlanm enine boyuna tartışmadan benımsemenin ne denli sakıncalı olduğu da Çernobil faciasıyla ortaya çıkmıştır. Nükleer reaktörlerin hiç tartışılmazsızın kurulduğu, nükleer tesislerinin çoğu uluslararası denetime kapalı Sovyetler Birliği, bugüne kadar ülkesinde meydana gelen nükleer arıza ve kazalan halkından ve dünyadan gizledi. Mümkün olsaydı, bufaciayı da gızlemek niyetinde olduğu anlaşıldı. öteyanda, nükleer enerji sorununu enine boyuna tarttşan ve halkoylaması yaparak, güvenilir olmadığı gerekçesiyle yeni reaktörlerin yapımını yasaklayan Isveç tarafından olay meydana çıkanlmasa, Sovyetler'in sessizliği korumayı tercih edecekleri görüldü. Meselelerini konuşan, tartışan, demokratik yöntemlerle karar bağlayan toplumlann üstünlüğü bir kez daha kanıtlandı. Nükleer enerji reaktörlerini yurdumuzda da kurmaya girişmeden, bu konuyu bir kez daha düşünmeliyiz. Akkuyu'da kurulmak istenen nükleer, santralın fînansman sağlanamaması nedeniyle, bugüne kadar yapılmamış, olması, gerçekten bir şanstır. Bu konuda alınacak karar politikacılara ve uzmanlara bırakılamayacak kadar önemlidir. Nükleer enerji santralları kuracak mıyız, kurmayacak mıyız? Bu kararı devlet görevlileri dahil, "devlete ktufi çıkma" endişesinden masun olarak herkesin görüşünü açıkca söylediği geniş bir tartışma sonunda, bir halkoylamasıyla vermeliyiz. Çernobil faciası, bundan önceki Three Mile Island kazası gibi, en geiişmiş teknolojilere sahip ve teknik kultürü gelışkin ülkelerde bile nükleer santrallann güvenle işletilmediğini göstermiştir. Bizim gibi teknolojik baktmdan gelişmekte olan, teknik insangücü yetersız, üstelik temiz enerji kaynakları zengin bir ülkede nükleer santrallar kurmanın gereğı yoktur. Genscher: Sovyetler tüm nükleer reaktörleri kapatsın Dı$ Haberler Stmsi Batı \\man Dışışlen Bakanı Hans Dietriciı Genscber dün yapüğı bir açıklamayla Sovyetler Birliği'ni kazaya uğrayan Çernobil reaktöri) türündeki bulün nükleer santrallanm kapatmaya çagırdı. Genscher, aynca, Moskova'dan facianın nedenlen hakkında bılgi vermesini ve merkezi Vıyana'da bulunan Uluslararası Atom Enerjisi Ajansının ÇernobiPde incelemeler yapmasına izin vermesinı istedi. Genscher bu açıklamayı Batı Avrupa dışişleri ve savunma bakanlarının iki gun süren toplantısı sonunda >apiı. Toplantıdan sonra İngiltere Dışişleri Bakanı Geoffrey Ho*e de, toplantıda "Sovyetler'in kazayı zamanında haber vermemiş olmalanndan duyulan kaygısını" dile getirdiğini söyledi. halyan Dışişleri Bakanı Gıulio Andreotti de, "Sovyetler'in nükleer kaza>!a ilgüi bilgileri gizleme>« hakkı olmadığını" bu konuda devleılerin milli egemenliğınin söz konusu olamayacağını, ?ira nükleer radyasyonun sımrları olmadığını bıldırdı. Finlandiya'nın en büyuk günluk gazetesi Helsingin Sanomat, radyasyonun Kuzey Avrupa'ya yayılmasaydı, Sovyetlerin, Çernobil kazasını belki de hiç acıklamayacaklan yorumunda bulundu. Fın hukumetınin olay hakkında Isveç yetkililerince yapılan açıklamalardan sonra duyurmasını eleştiren gazete, "Hukumetin gösterdığı sogukkanhlığın, tehlike karsısında hazırlıksızlığın bir belirtısi olmadığını umarız" dedi. Isvıçre hukümetı, Sovyet hukumetinin Çernobil'deki nükleer facıa>ı dünyaya olaydan dört gun sonra duyurmasını sert bir şekilde eleştirdi Bu arada İsviçre'de de havadaki radyasyon duzeyinde artış görüldü. Ancak, önlem alınmasını gerektirecek bir durum gorulmediği bıldırildi. Bern'dekı Sovyet elçısı, Isviçre Dışişleri Bakanlığı yetkililerıyle göruşme talep ettı. Elçi Ivan Ippolitov kazanın 25 nisan cuma gunu meydana geldiğini ve durumun henuz denetim altına ahnamadığım bildırdiği açıklandı. REAGAN'DAN MESAJ ABD Başkanı Reagan, Sovyetler Birliği lideri Mihail Gorbaçot'a nükleer kazadan duyduğu "lizunlıiyu" ilettı. Washington'daki Sovyet Maslahatguzarı aracılığı ile gönderilen mesajda, Başkan Reagan'm "can kaybı ve mal hasannın asgari olmasım ümit eltigi"nı belırttığı açıklandı. Beyaz Saray'dan yapılan açıklamada Reagan'ın kazanın Amerikalılar için şımdilık bir tehlike arzetmedığıne inandığı da behrtıldi. Sözcu Larry Speakes, ABD'nin Moskova'ya yardım teklif ettiğıni hatırlatarak. "Dunyada kimsetiin bu tür bir dunımla başa çıkabilecek deneyimi yoktur" dedı. KAZA TOKYO ZİRVESİNDE Ote yandan, Tokyo'da yapılacak ekonomık zırvede, toplantıya katılacak devleı ve hukumet başkanlannın, kazayı da görüşeceklerı bıldırildi Japonya Dışişleri Bakanlığı, SSCB'nin henuz kendılerinden bir yardım istemınde bulunmadığını bildirdi. Japonya'da, ınşası devam edenlerle birlikte 46 nükleer santral bulunuyor. ÇİN'DEN tLK YORUM Kazadan sonra Çın Halk Cumhunyetı'nden yapılan ilk yorumda da bu olayın Sovyet enerji programını onemli olçude aksatacağı one suruldu. Başbakanlık Çevre Geael Mttdttriı Evirgea: Dünyanm normal dönüşü açısından Türkiye şanslı bir konumda. Türkiye'yi etkileyecek düzeyde herhangi bir tehlike yok. Haber Merkezi SSCB'deki Çernobil Nükleer Santralı'nda meydana geien kazanın yol açtığı nükleer yayılmanın, Türkiye için şu aşamada bir tehlike oluşturmadığı bilim adamlannca kaydediliyor. Ancak konuyla ilgili olarak görüşüne başvurulan uzmanlar, yine de kazanın meydana geldiği nokta ve olayın boyutu konusunda kesin bilgilere sahip olunmadan tahmin yapmanın guçluğunü hatırlatıyorlar. İstanbul'daki Tıp Fakültelerinin Nükleer Tıp Merkezleri öğretim üyeleri, söz konusu santraldan sızacak radyoaktif artıkların, Türkiye'ye ulaşma olasılığının çok zayıf oldugu konusunda birleştiler. İstanbul Tıp Fakültesi ile Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Nükleer Tıp Merkezi öğretim uyeleri, her şeyden önce santralın gücunu ve sızıntırun miktanra bilmeden sonuçlar] konusunda bir yorum yapmanın doğru olmayacağını söylediler. Ayrıca Ukrayna ile Türkiye arasındakı uzaklığa dikkat çeken ve radyasyon bulutlarının Türkiye'ye ulaşıncaya kadar yolda tutulacağını kaydeden TMMOB Başkanı: Bu kaza nükleer santralları savunanlara ders olmalı öğretim uyeleri, çok az miktarda da olsa, Türkiye'ye ulaşması halinde radyasyonun insanlar uzerinde uzun ve kısa vadeli etkileri olabileceğini belirttiler. Bilim adamlarının verdikleri bilgiye göre, bu etkilerin belli başlıları çeşitli deri hastalıklan, lokositlerin düşmesi, kansızlık, vücut direncinin azalması, çeşitli enfeksiyon hastalıklarının artışı olarak sıralanıyor. TMMOB Başkanı Teoman Alptürk, UBA ajansına yaptığı açıklamada, "Sovyetler Birliği, nükleer santral teknolojisine sahip birkaç uikeden biridir. Eğer bu ülkede böyie bir kaza oluyorsa, Türkiye gibi bir ülkede böyle bir kazayı duşunmek korkunçtnr. Bu olay, nükleer santralı savunanlara bir ders olmalıdır" dedi. TEK eski Genel Müdurlerinden Gültekin Türkoglu, nükleer santrallardaki emniyet önlemlerinin gerçek anlamda alınamadığını belirterek, "Zaten bu tür santrallarda ne tür emniyet tedbiri alırsanız alın, ber zaman güvenlik açısından tehlikeler söz konusudur" dedi. Başbakanlık Çevre Genel Müdüru Muzaffer Evirgen, ANKA muhabirine şu andaki verilerin Turkiye'de bir radyasyon artışı gostermediğini belirterek, "Karadeniz böigesi, İstanbul, hatta Ankara'da bile radyasyon ölçümlerini surdürüyonız. Türkiye'yi etkileyecek düzeyde herhangi bir tehlike yok" dedi. Radyasyonun Türkiye'yi etkileyecek düzeye cıkması halinde evden dışarıya çıkılmaması ve panik yaratılmaması gerektiğini ifade eden Evirgen, "Dünyanm normal dönüşü açısından Türki ye, şanslı bir konumda bulunuyor. Zaten çeşitli kaynaklar da hava akımlannın kuzey ve doguya, Kafkaslara kaymakta olduğunu bildiriyorlar" şeklinde konuştu. Türkiye Atom Enerjisi Kurumu Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Hasbi Yavuz, Ankara'da Cumhuriyet muhabirine, Sovyetler'deki kazanın Türkiye için bir radyasyon tehlikesi oluşturmadığını bildirdi. Doç. Yavuz, radyasyon tespit edilen ülkelerde bile bir tehlike bulunmadığını bildirerek, "Benim eşim, dort çocugum İstanbul'dalar ve ben burada en ufak bir korku, endişe duvmuyorum onlar için" dedi. Moskova (Baştarafı 1. Sayfada) Edinilen bilgileregore, Sovyetler Birliği'nin bu konudaki gitişimı Ankara'daki Buyukelçileri Yladimir Lavrov tarafından yapıldı. Lavrov'un Dışişleri Siyasi işlerden sorumlu Musteşar Yardımcısı Buvukelçi Ecmel Barutçu'yıı ziyaret ederek, Çernobil nükleer reaktöründe meydana gelen kaza ve radyasyon sızıntısı nedeniyle ortaya çıkan tehlike hakkında bilgi verdi. Sovyet Buyukelçisinin Çernobil kentinin bir bölümünün tahliye edildiğini bildirdiği oğrenildi. Dışişleri çevrelerinden edinilen bilgilere gore, Buyukelçi Lavrov, radyasyonun yayılma olasılığı karsısında Türkiye'nin Karadeniz sahillerinde radyasyon ölçumu yapmasınt ve alınan sonucun kendilerine iietılmesinı de istedi. Turk tarafı yanıtında, yapılacak ölçumün sonucunun ivedilikle iletileceğini bildirdi. Turk tarafının a y n c a kaza nedeniyle "iuüntülerini" de Sovyet Buyükelçisine aktardığı haber verildi. Dışişleri yetkilileri, "Başbakan Sa>ın Ozal'ın talimatı uzerine ilgili kuruluşlar tarafından zaten radyasyon olçumlerine başianmış bulunmaktadır. Bu ölçümlerin sonuçları da istekleri üzerine Sovyet makamlarına ulaştınlacaktır" şeklınde konuştular. TEHLİKE YOK Ote yandan, Sovyeıler Birliği Buyukelçihği, radyasyon sızıntısı nedeniyle Turkıye açısından tehlikeli bir durumun soz konusu olmadığını bildirdi. Bir Sovyet diplomatı, bu konuda Cumhuriyet'e.şunlan söyledi: "Buyukelçimiz dun(bugürı) Dışişleri Bakanlığı'nı ziyaret ederek olay hakkında bilgi vermiş. kazanın etkisinin tehlike oluşturacak nildikte olmadığını. durumun tumüyle kontrol altına alındığını bildirmiştir. Getirdiği mesajın içerigi bundan ibarettir." Uzman görıişü Ürpertici bir kaza Prof. Dr. TOLGA YARMAN Nükieer Miihendisi Sovyetler Birliği 'nin Çernobil santralında meydana gelen nükleer reaktör kazası, edinılebilen ilk haberlere göre, bugüne kadar benzeri yaşanmamış şiddette bir nükleer reaktör kazası olmaktadır. Edinilebilen haberler nükleer reaktörü barındıran bina kubbesinın dahi kazaya bağlı • olarak hasar görduğunü, hatta açıldığınt işaret etmektedir.. Nükleer yakıt elemanlan reaktör kalbinde ayrı ayrı zırkonyum zarflar içindedir. Atom çekirdeklerimn parçalanması uzantısında oluşan radyoaktif ürünler böylelikle, bırakmız daha uzaklara taşmmayı, adeta kımıldatılmadan korunma • altında bulundumlmaya özen gösterilmektedir. Zarflar içindekı korunmalı nükleer yakıt elemanlan bir arada reaktör kalbini meydana getirirler. Reaktör kalbi, ayrıca çok yüksek basınca dayanıklı, dışarıya hiçbir surette sızmtı vermemek üzere tasarlanıp imal edilmiş bir kap içerisindedir. Bu kabın etrafıfazla olarak bir kaç meıre kalınlıkla ozel bir betonla ztrhlanmıştır. Sayılagelen unsurlar en nihayet iç ve dış kaza etkenlerine çok dayanıklı olarak tasarlanmış ve imal edilmiş olacak nükleer reaktör "dış güvenlik kabuğu" içerisindedir. Reaktör kalbinde oluşmuş bulunan radyoaktif ürünlerin kısaca anlatılan butün ara engellerı aşmak suretıyle reaktörün dışına kadar ulaşması, reaktör kalbinde gerçekten çok ürpertici ve hiç beklenmedik bırtakım olayiarm meydanageidiğıni duşundurmektedir. Anlaşıldığı kadarıyla kaza sonucu açılan reaktör dış güvenlik kabuğunun tepesinden dışarıya radyoaktif bulutlar kazadan birkaç gun sonrasında hâlö daha yükselebilmektedir. İçerde yangın devam eımektedir. Olayın ne suretle meydana geldiğini kestirmek bu aşamada imkânsız göninse bile, oluştuğu ifade olunan hasardan, kazanın şiddet derecesi hakkmda tüyler ürpertecek bir izlenım çıkıyor. Bu çerçevede, reaktör kalbinin bir şekilde susuz kaldığı, buna bağlı olarak yükselen sıcak/ıkla ergıdiği, "tehlike durumu kalp soğutma sistemi" ile otekı gıivenlik araçlannın, bir biçimde, an/ ya da yetersız kaldığı, oluşan basınca, kalbın ıçtnde bulunduğu "basınç kabırnn" dayanamayıp çatladığı, reaktör güvenlik kabı içensinde de radyoaktif gazların oiriktiği, buradaki basınan, guvenlık kabuğunun dayanma noktasının ötesine geçerek, bu kabuğu çaılattığı akla gelmektedir. sıyla da "tekrar tekrar giivenli" bir nıtelikte olmamaktadır. Bunlar, kımi Batılı uzman çevrelerın Sovyet reaktörlerıne ılişkm eleştirilerindendir. Sovyet nükleer reaktörlerine ılişkin eleştiriler, söz konusu kaza açısından ne kadar geçerlıdir, bılinmez... Ancak nükleer reaktör güvenlik ve ışletme sorunsalınm boyle bir kaza ışığında yeniden değerlendiriimek gerektıği bundan önceki benzer ornekler uzantısında olduğu gibi yadsınamayacaktır. O açıdan Sov yetler'in kaza sonrası nükleer reaktörlerini durdurdukları haberi çok çarpıcı bulunabilecektır. Radyasyon şiddetı kaynaktan uzaklaştıkça hâkim ruzgâr yönlenne bağlı olarak kabaca mesafenın karesıyle ters orantılı azalmaktadır. Kaza mevkıinden bin kilometre uzakıa yapılan ölçmeler radyasyonun olağanm 510 katı ust bir duzeye tırmandığmı işaret etmekteyse, fagv'di açığa çıkan radyasyon şıddetının Oluştuğu ifade olunan ne derece kaygüandırıa olduhasardan, kazanın şiddet ğu gorulebitir. Reaktörün yaderecesi hakkında tüyler kın çevresının hayli yoğun radürpertecek bir izlenim y'oaktivıteye maruz kaldığı ve çıkıyor. Belirtilere göre, bura sakınlennın ıstenmeyecek miktarlarda radyoaktif doz alböyle bir kaza, bir nükleer güç reaktöründe dıklan anlaşılmaktadır. Kaza Isveç'ten algılandığına ilk defa meydana gore, Karademz sahtllerimize gelmektedir. de etkilı ruzgârlara bağlı olarak bazı ısaretler getirmış ya da Emareler nibarıyla böyle bir getirecek olsa gerektir. kaza, bir nükleer guç reaktöÖte yandan kaza sonuç unründe ilk defa meydana gel surlarının bir biçimde kuzeyimektedir. mızdekı denıze karışmasıyla bu Sovyet reaktörleri, ABD, denızdeki sahıllerımızle \1arA vrupa ve Japonya 'da olduğu mara Denızı 'nden de bağıl bakadar çok ve yoğun bir lisans zı ışareüenn ahnması bekleneve denetim prosedürune tabı bilecekıır. Ancak bu işaretlerin bulunmamaktadır. Guvenlık kanımızca bızım açımızdan sistemleri dolayısıyla, Batı re herhangı bir şekilde tehlike aktorleri güvenlik sıstemlen yansumayacağı da kaydolunkadar "tekrarlamalı" dolayı malıdır. • • KARADENİZ TARANDI Şile fenerinin karşısmdaki tepede Karadeniz'den gelen kuzey rüzgânna karşı yerUştirüen "hava giriş monitörü" ile radyasyon miktannın ölçümü yanm saat sürdü. Hava giriş monitörünün önündeki kâğıt fütrtde toplanan partiküller, laboratuvarda incelenertk hangi maddeUrtn yoğun oldugu anlaşılacak. (Fotoğraf: UĞUR GÜNYÜZ) Karadeniz'de ilk ölçüm (Baştarafı 1. Sayfada) Şile'ye vanldığında gezıcı laboratuvardaki iki adet normal radyasyon olçeği, Şile fenerinin onlerindeki tepe uzerine kuruldu. Burada radyasyon ölçen radyasyon monitörü, Karadeniz \onune doğru kuruldu. Monitörün kuzeyden esen ruzgâra karşı çe\rilen kâğıt filtresinin,ozel pompalar aracılığıyla yanm saat sureyle havadakı partikulleri toplaması beklendi. Radyasyon monitörünün filtresi Uzerindeki partiküllerin ve alınan deniz suyunun bu sabah Çekmece laboratuvarlarında inceleneceğini belirten yetkililer, daha sonra Şile'den 80 kilometre uzaklıktaki Kefken'e kadar giderek ölçümlerini burada sürdürduler. Şile'de havayı emen filtre uzerindeki partikulierle denizden alınan örnek su içindeki radyoaktif maddelerin cinsinin bugun belirleneceği ve boylece hangi maddelerin miktannın fazla olduğunun ancak Kuçükçekmece'deki laboratuvarlarda yapılan analizler sonucunda anlaşılabileceği belirtildı. T.C. İSTANBUL BÜYÜK ŞEHİR BELEDİYESİ ÎSKİ DANIŞMA MERKEZİ İSTANBUL SU VE KANALİZASYONIDARESİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜNDEN DUYURU İDAREMİZ İHTİYACI 5000 KG. BEYAZ SABUN (200 gr.'LIK KALIPLAR HALİNDE KAPALI TEKLÎF USULÜ İLE SATIN ALINACAKTIR İngiltere nin önde gelen 10 okulunun Turkçe broşurlertnden uçak rezervasyonlanna kadar tum hızmetler . t Bir hafta kurs 81 £'den ırjbarert (okul, konaklama. yemekier dahil) ı Londra gıdişdörtüş uçak 235.'D00 TL tSKİ NO: V1512 7.5.1986 Çarşamba günu yapılacak olan ihalenin tahmini tutarı 2.612.500. TL. geçici teminat 78.375. TL.dir. Ihaleye ait teklif şarîname ve özel şartname ücreti karşüığında Idaremiz Veznesinden temin edilebilir. Ihaleye iştirak edecek firmaların teklif zarflarını en geç 7.5.1986 Çarşamba günü saat 11.00'e kadar Aksaray, lnkılap Caddesi No: 34'de Idaremiz Genel Evrak Müdürlüğüne vereceklerdir. Basın: 18026 tursem Cumhuriyet Caö 173'1 EİTiadağlsia'ibul Tö 14839 771187943 iHltor Oieiina
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle