15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 NtSAN 1986 KÜLTÜRYAŞAM CUMHURİYET/5 SEVEMA ATİLLA DORSAY HAYVANLAR tSMAtL GÜTJGEÇ Sinema Şöleni yaklaşırken (2) Sinema Günleri 86'nm en zengin bölümü "Diinya Şenliklerinden" adlı olanı. Bu bölümde, uluslararası şenliklerde ödül almış, adı çok duyulmuş fılmler yer ilıyor. "Resmi Tarih", 'Albay Redl", "Gel ve Gör", "Aşk Irmaklan", "Elveda Bonapart", 1 "Narayama Türküsü'/ , "Ayin Bitti" bunlarm başhcalan. Sinema Günleri 86'nın en ilginç bölümlerinden birini, belki de birincisini, "Dünya Şenliklerinden" bölümü oluştunıyor. Bu bölümde, çeşitli uluslararası şenliklerde ödüller almış, adı duyulmuş 12 film var. Bu bölümde, değişik ülkeler var yine... örneğin günümüzün en ilgi çekici sinemalanndan biri haline gelen Arjantin sinemasından 2 örnek var. Lots Puenzo'nun "Resmi Tarih"i son günlerde en iyi yabancı film Oscar'ı alarak kendinden söz ettirdi. Bu ülkedeki devrik diktatörlüğün suçlanna alçak perdeden, ama son derece etkili bir biçimde değiniyor film.. Evlat • edindiği çocuğun gerçek ana babasının kimliğini araştınrken ülkesinin pek ilgilenmediği kimi siyasal gerçekleriyle de karşı karşıya gelen ve mutsuzluğu pahasına gereği araştıran kadın tipi, sanıyo,um ki özellikle kadın seyircimizi yürekten sarsacak... Alejaıtdro Doria'nın "Anlamak" yapıtı ise, yine günümüz Arjantin'inde bir arayış ve bilinçlenme sorununu işleyen bir film... Şenüklerden seçîlmiş 12 film KIM KJME DUM DUMA BEHİÇ AK bir melcdının fftnıinı RESMİ TARİH ArjantinU Luis Puenzo 'nun "Resmi Tarih "i, evlat edindiği çocuğun armesiyle babasım ararken, ülkesinin siyasal gerçekleriyle karşılasan bir kadının öyküsünü anlatıyor. seviyorsanız, lcaçırmayın.. Fransız Mısır ortak yapımı Yusuf Şahinin "Elveda BonaparTı, Şahin'e özgü coşkulu, lirik bir film, Napolyon'un Mısır seferinin tarihsel anlamını kişisel bir biçimde yorumlama denemesi. Bizce, yine kaçınlmaması gerekli fılmler arasında.. Fransa Tunus ortak yapımı "Çöl tşaretçileri" ise genç Tlınuslu yönetmen Naeer Khemir'in egzotik çağnşımlarla zenginleştirilmiş, gizem dolu çöl dunyasını tanıtma denemesi.. Bu bölümde yer alan bir başyapıt ise, bu kez Japon sinemasından gelen "Narayama Tiirküsii". Shoei Imamura'nın Cannes galibi ünlü filmi üstüne sanırım fazla söz etmek gereksiz. Bu filmin şenlik sonrasında ticarı sinemalarda da gösterime çıkacağını anımsatalım yalnızca.. Sinema günlerinde ilk kez bu yıl bir 'Sinema ve Gençlik' bölümü kondu ve genellikle genç yönetmenlerin gençlığe, gençlik sorunlarına bakışını içeren 12 filmlik bir gösteri hazırlandı. Bu bölümün ilgi çeken filmleri arasında, öncelikle şunlar var: Jim Jarmusch'un ilk filmi olarak büyük ilgi çeken ve ödüller alan "Cennetten de Garip Stranger than Paradise", Macar kökenli Amerikalıların dünyasında geçen ve oldukça 'marjinal' bir kesime yepyeni bir bakış getiren önemli bir Amerikan filmi. Bir diğer ABD filmi, Francis Ford Coppola'nın gençlik üstüne ünlü siyah beyaz denemesi, "Siyam Balıgı" Rumble Fish" (Bu da satın alınmış, daha sonra ticari gösterime sunulacak filmlerden). Unlü Ispanyol sinema ustası Carios Sanra, "Haydi Koş Deprisa, Deprisa" adlı Altın Ayı ödüllu filminde, önceki filmlerinden farklı, gerçekçi bir tavırla günümüz Ispanyasınm "asi gençleri'ne yaklaşıyor.. Bu bölümde, İspanya'dan iyice ustalaşmış bir yönetmenin, Victor Erice'nin 2 filmi var. "An Kovanının Ruhn" ve "Giiney." özellikle lspanyol sinemasının 1970'lerde yeniden doğuşunu başlatan filmlerden olan "An Kovanının Ruhu"nu izlemek sanırım ilginç olabilir. eleştirisini içeriyor. Ödüller almış, ilgi görmüş bir film... Sovyet filmlerinden Elem Klimov'un "Gd ve Gör"ü, Sovyetler'in gözde konularmdan olan tkinci Dünya Savaşını bir kez daha perdeye getiriyor. Ama gerçekten etkileyici, savaşm tüm korkunçluğunu, dehşetini ve yaşanmışlığım duyuran trajik bir fîlmle.. Bu bölümdeki ikinci Sovyet filmi "Masallar Masalı", "Alsino ve Kondor" filminin önünde sunulacak olan yarım saatlik bir canlandırma sineması örneği.. Kendi türünde bir başyapıt sayılan bu film, umanz ki TRT yöneticilerinin de dikkatini çeker.. Üçünfilmi "Ve Yaşam, Ve Sosyalist sinemalardan.. cü Sovyet ve Aşk", şenliğin ikinGözyaşlan ci haftasında konuk olarak araSosyalist ülkelerden bu bölummızda bulunacak Nikolay Gabendeki ilgiye değer filmlerin başında, ko'nun ilginç bir filmi... 1917 devMacar sinema ustası tstvan Szarimi sırasında bir yaşlılar yurdunbo'nun bir MacarAlman ortak yadaki yaşlı, hasta insanlarla onlaıa pımı olan "Albay RedF'i var. bir parça umut vermeye çalışan bir "Mephisto"nun uııutulmaz yönetkadın doktorun insancıl hikâyesi... meni, gerçek bir kişilikten yola çıBatı blokundan, bir Amenkan karak yaptığı filmde, yoksulluktan filmi var önce.. John CassavetesAvusturya Macaristan imparatorin Altın Ayı ödüllu "Aşk Irmakluğunun en gözde subaylarından lan", yönetmene özgü bir sevgi, biri olmaya yükselen bir genç adadüşkınklığı, arayış öyküsünün son mın serüvenini anlatırken, önemli siyasal saptamalarda bulunuyor;. derece olgun, dozunda bir biçinısellikle anlatıldığı, bence görülmesi tUm bir imparatorluğun, giderek gerekli, önemli bir film.. Italya'dan tüm bir çağın çöküş nedenlerini gelen "Ayin Bitti", son Berlin şenaraştırıyor. Büyük oyuncu Klaus liğinin bu ödüllu filmi, bize yazar Marta Brandaoer'i de bu filmiyle yönetmen oyuncu, ttalyan Woiyice tanıyacağız.. Bir diğer Macar ody Allen'i Nanni Moretti'nin kenfilmi, "Vera'nın Eğitimi Angi Vedine özgü dunyasını tanıtacak. Küra", ilk gençliğini yaşayan kuçük çük şeylerden, aynntılardan, ironik bir kızın gözünden Stalin dönemi gözlemlerden oluşan bir sinemayı Macar yönetıminin ağır biçimde PIKNIK PtYALE MADRA ÇOK \ GÛZEL B I B yiLDEDII?, ] i MLJSUKJ? / BEK1IM y i L D T Z l M N j DUEUMDCSUSI HEMEN D Ö N y/LDlZINA ME TUTUyOR SENI Sosyalist ülkelerin gençligi üstüne... Bu bölümde sosyalist ülkelerden de ilginç fılmler var. Macar sinemasından 3 film: Peter Gothar'ın 1950'lerin Rus işgaline uğramış Macaristan'ından bir kesit verdiği önemli filmi "Zaman Duruyor", Pal Erdöss'un günümüz Macaristan'ında büyük kente uyum saglamaya çalışan kırsal kökenli bir genç kızın öyküsünü anlattıgı "Prenses" ve t.GyöngyössyB. Kabay ikilisinin savaş sırasmdaki Yahudi kıyımına insancıl bir öykü çerçevesinde yeniden yaklaştığı "Job'un Isyam." Üçü de günümüzün gözde sinemalanndan olan Macar sinemasının ilginç yapıtlan, ancak sanırım ki en önemlisi "Zaman Duruyor" olacak. Bir dönemin başarılı Çek sinemasından Jaromir Borek'in "20 Kuronluk Delikanlı"sını izleyeceğiz. Günümüz Çek gençliği üstüne bir film bu.. Taa Güney Amerika'dan gelme bir film, "Alsino ve Kondor.." Şilili Miguel Littin, bir Küba Meksika Nikaragua ortak yapımı olan filminde, küçük bir Nikaragualı çocuğun bilinçlenme serüvenini anlatıyor. Sineması yok olmuş sanılan bir ülkeden, Iran'dan gelen "Koşucu", günümüz Tahran1 ından bir görünüm verirken, yaralı bir ulkede gençljgin sorunlarına değinen yurekli, ilgiye layık bir film.. Bu bölümü bir Cezayir yapımı tamamlıyor: tbrahim Saki'nin "Bir Karşılaşmanın Öyküsü", Cezayir fonu üstunde biri yerli, diğeri Amerikalı 2 sağır dilsizin karşılaşıp bir *aşk hikâyesi' yasamalannı anlatan duygulu bir film.. Sinema ve Gençlik bölümune komsu olarak, bir de Çocuklar İçin bölumu var. Bu bölümde yalnızca dört film, düzeyli bir çocuk sinemasının ne olduğu üstüne küçük bir fıkir verecek ve bölüm ilgi gorürse, sanırım gelecek yıllarda daha geniş tutulabilecek. Fransız Michel Deville'in alabildiğine esprili, hafif filmi "Çocuklar Çetesi", tipik bir Anadolu masalını yine Anadolu dekorlan önunde anlatan Danimarka masal filmi "Pyort'lu Hoca", yine klasik bir masalı anlatan Çek filmi "Yigit Nalbant" ve de Hintli sinema ustası Satyajit Ray'ın bu kez çocuklara adadığı muzikli fantezisi "Mücevherier Knülıgı" bu bölümü tamamlıyor. fflZLI GAZETECI >ECDET şE Rokat atışı durulur gibi okırtca brz.i haşıyan halikoptor "ıki tümsızğin arasından sıvıştı... Karnı yartz öağcrcosina 5uz.ülarck s t a ş hathının garisine kondu .. Fılıp, Anbonyonı, Kosta, bfr dc bcn savaçı yarlnia. \z\amaya gldiyorduk TV üzerine birkaç eleştiri TRT'nin "medarı iftihan" olan seslendirme olayı gitgide kötülüyor. Reklamlar sınır tammaksızm uzayıp gidiyor. Dizilerin ve filmlerin orta yerine reklam koyma ise en beceriksiz biçimde yapıhyor ve oyuncuların konuşması yarıda kesiliyor. TV'nin programlarında son haftalarda görillen aksakhklar, ciddi bir TV yayımcılığıyla bağdaşmayan, seyircinin sürekli sinirleriyle oynayan, ayrıntılara değgin gibi gözükse de temelde TRT yayımcılığırun az gelişmişliğini vurgulayan nokialardır. Bunlara kısaca değinmek istiyonım. 1 Bir dönemde 'TRT'nin medar iftihan' olan seslendirme olayı, gitgide kötülemektedir. En son "Kristof Kolomb" dizisinde inanılmaz seslendirme yanlışhklan yapıldığı gibi, adı program bültenlerinde yönetmenden önce ya' zılan 'seslendirme yönetmenleri'nin en önemli filmlerde bile 'efekt' sorununu bu denli ihmal etmeleri, çalan bir telefonu, kapanan bir kapıyı ısrarla duymazdan gelmeleri, bilmem nasıl açıklanabilir? 2 Reklamlar, özellikle uzun programlarla dolu gecelerde, en sabırlı seyirciyi bile neredeyse deli edecek düzeye yaklaşmışür. En son, "Arka Peocert" filminden önce, araya konan 'Dikkat programıyla birlikte, tam 25 dakika reklam gösterilmis, 21.50'de anons edilen film, 22.25'te başlayabiimiştir. TRT, bu dozu giderek artan reklamlar konusunda acaba ne duşünüyor? 3 Dizilerin, filmlerin orta yerine reklam koyma, en beceriksiz biçimde yapılmakta, yine en son "Arka Pencere" filminde olduğu gibi, bazen konuşan bir oyuncunun cümlesi yanda kesilerek araya reklam sokulmaktadır. Böylece o cümle veya olay güme gitmektedir. Oysa biraz dikkatle, iki sekans arasında uygun bir yere konabilir aynı reklam... Dizilerde ise zaten reklam konacak yerler özellikle vardır, düşünülmüstür. Ama TRT, tüm bunlan dikkate almadan, akhna gelen yerde filmi kesip araya reklam koymayı marifet sayıyor, böylece filmin akışına (bazen ciddi biçimde) verdiği zararı görmüyor. 4 Filmlerin sonundaki jencrikler, eskiden hemen kesilirdi. Son aylarda TRT, bir kenar semt sineması olmadığının farkına vardı, merâ*klılannca ilgiyle izlenen ve kimi zaman ilginç bilgiler içeren bu jenerikleri kesmeden yayımlamaya giristi. Ancak bu, kesin, kararlı, düzenli bir uygulama degil. Kimi zaman, herhalde o aksamki nöbetçi arkadaşm keyfine bağlı olarak, jenerikler yine kesilebiliyor. Bu konuda kesin bir ilke getirilemez mi? TRT ilgililerinin, iyi niyetle vc üzerinde oldukça düşunerek yapümıs bu eleştirileri dikkate almalarıru dileriz. ÇİZGİLİK KÂMİL MASAR.4CJ AGAÇ YAŞKEN EGILIR KEMAL GÖKILL\ İngili sineması ız Gunümuzde (yeniden) ilgi toplayan bir sinema haline gelen İngiliz sineması için 6 filmlik bir bolum ayrılmış. Bu sinemanın değişik kuşaklardan gelme 6 yönetmeninın oldukça farklı özellikler taşıyan filmleri... Emektar David Lean'in ünlü "Hindistan'a YolculukA Passage to tndia"sı genış perdede seyir zevki artan görkemli bir klasik sinema örneği.. James tvory'nin artık klasikleşmiş sinemasından "Sıcak ve TozHeat and Dust" da bizce önemli bir film.. 'Özgör sinema'ın ilginç adı Lindsay Anderson'ın son yıllardaki tek filmi olan "Britanya Hastanesi" oldukça ilginç bir kara guldürü örneği. Gençlerden Bill Forsyth'ın "Yerel KahramanLocal Hero"su çevre sorunlan ustüne ozgün bir yaklaşım içeren değişik bir film.. Mike NeweU'in "Bir Yabancıyla Dans"ı gerçek bir olaydan, sevgilisini öldurmekten idam edilen bir kadının öyküsünden yola çıkan ilginç bir 'lulku filmi.' Ve nihayet Edward Bennett'in ilk filmi, Berlin'de Altın Ayı alan "Belfast 1920", 1920'lerde lrlanda olaylannın kökenini irdelerken ön plana da alışılmamış bir aşk oykusu yerleştiren önemli bir siyasal sinema örneği. TARIHTE BUGUN MÜMTAZ ARIKA* 132O 'PE SuGütJ, ILK YcJnürseç RİSTS SATtŞA ClfCAHILOI.8iHBil3.suÇUK YAŞ BEBEKL€fÎJ IÇ,AJ YAPtLMIŞ OLAU ALEV/ RDIMLA&IUt ATAHK£N D6AJGE SAĞUYOÜPU. ÜÇ TEKee.LEtU.1 YÜRÛTGEÇ, EMAJİYET KSMEGUYPİ VE İKİ KİLO AĞlRLIĞlMDAYPt. 8EgEfO.Ee/A/ TEHLltCESiZ.CE t/E fODLAYCA YÛfZÛMEYİ 6Ğ/ZEA/MELEJS.İ İÇİAJ ÇOK FAYDALt OLAN 8ü Al£TİM BÜYÜK. ILGİ Göe/MESİ 8EKLENİYOZDU. 4 Sisan İLK ADIMIAR /C/M. On sanat edebiyat SİNEMA GÜNLERİ 86yı YLE İZLEYİN Özel Bölum'de bütün filmler söyleşi ve inceleme yazılarıyla tanıtılıyor Lütfi Tokatlıoğlu, Madrit'te Manuel G.Aragon'la Hürriyet Gösteri için görüştü. İbrahim Altınsay, Berlin'de Ayin Bitti'nin yönetmerii Nanni Moretti'yle Hürriyet Gösteri adına konuştu. Sungu Çapan, Emir Kusturica özel bölümü hazırladı. Atilla Dorsay, İngiliz Sineması'nı değerlendirdi. Hürriyet Gösteri, "Sinema Günleri'86 Kılavuzu" eki veriyor. SaycLa, Ljürüfejeçirı bö/ı^yı lerini Lir resivn görüfjyor. 4 Msan 1936 "Y* harfi bıçımmdeki iekerfck. b 19361986 SahibıııiB besı ba|mugjnnıyesı 50 YIL Oı\CE Cumhurivet Soy adı almakta acele ediniz Soy adı kanunu işinin suratle intacile nihayet 2 temmuzda bu işe nihayet verilmiş bulunması vilayetlere tebliğ edildiğinden polis vasıtasile evlere müracaat edilerek soy adı almamış ve kaydtnt yaptırmamış olanlarm suratle müracaatleri luzumu bildirilmistir. Bu sebeble son günlerde soy adı kaydı için şubelere mümcaat edenlerin adedi çoğalmış, hatta bazı şubelerde izdiham nasıl olmuştur. Hükümet bu işi sıkı olarak takip etmektedir. Bir aya kadar müracaat ederek soy adı almıyanlar olursa bu gibiler hükümet devairinin hangi şubesine müracaat ederlerse etsinler işlerıne bakılmayacak NisanSayısıÇıktı! ve soy adı almalan için nüfus şubelerine sevkedileceklerdir, Tarihi bazı isimleri taşıyan soy adlarının yeniden tetkik ve tescili lazımdır. Hıristiyanlar evvelce almış oldukları soy adlarını nüfus şubelerine müracaatla kaydetürmek mecburiyetindedirler. Kilise, cemaat ve sairedeki kayidleri kafı değildir. FİKRİYE Hanım PANORAMA batıçrsır ıi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle