16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
\ CUMHURİYET/10 HABERLER 14 NİSAN 1986 'Neden karşı çıkıldh> antayamachm Ortağı olduğu şirketin satın aldığı topraklarda uyuşturucu işiyle uğraştığı iddiasını yalanlayan Suriyeli Mustafa Halep Hammut, "Ben iki • yıldiT tavukçuluk yapıyorum" dedL SHP Hatay ll 2. Başkanı Avukat Güvenç , Esmer, özel idareye devrediler. bir malın işletme hakkımn ancak ihale yoluyla bir firmaya verilebileceğini, söz konusu şirketin mallannın, özel idareye devrinden sonra, yine aynı şirkete kiralanmasının yasalara aykrn olduğunu söyledi. SEMtR YALÇIN ANTAKYA Hatay bağımsız milletvekıli Abdurrahman Demirtaş'ın Mecliste yaptığı ko> nuşma ile ortaya attığı Suriyeli I "paravan şirket olayı" Antakya . yöresinde günün konusu haline geldi. t "Suriyeliye mülk satışı" olaymın kahramanı Mustafa Halep Hammut: Yabancıların Türkiye'de mülk edinmelerini sağlayacak yasanın henüz cıkmamış olmasına karşın SuriyeÜrdünTürk ortakhğı olarak kurulan "El Hasan Yem ve Tavukçuluk Sanayi" şirkett adır na Altınözu ilçesi yolu üzerinde ' ve Antakya'ya 14 kilometre ( uzaklıktaki 1600 dekar arazinin ' bu fırma tarafından satın alın' ması yörede önceleri sessizlikle * karşılanırken, bağımsız milletve kili Demirtaş'ın açıklamalan ( üzerine bir anda boyut kazandı. Dün şirket merkezinde Suriyeli şirketin kurucusu Mustafa Halef Hammut, Şirket Genel Mudürü Oguz Uygur ve Hukuk Müşaviri Şahin Akbay'ın katıldığı ortak bir basın toplantısı yapıldı. Milletvekili Abdurrahman Demirtaş'ın gazetelerde yer alan sözlerini reddeden Hammut, şöyle diyor : "1984 yılından beri Türkiye'deyim. Vem sanayi kurdum ve caİışünyonım. tki yıldır kimse sesini çıkarmıyordu, tavukçuluğa başlayınca neden sesleri yiikselmeye başladı anlayamadım. Türkiye, komşu ve Musluman bir iilke oldugu için tercıh ettim. Ülkem Suriye, sosyalist bir ülkedir ve komiinizm rejimi vardır. KesJnlikle özel teşebbüsün gelLşmesine izin verilmemektedir. Cezaevinde siroza yakalandı İZMİR (Cumhuriyet Ege Burosu) Yasadışı DevYol örgütüne üye olmak suçundan yaşam '.boyu hapis cezasına çarptırılan ' Muammer Özdemir, karaciğer sirozu tanısıyla yatmakta olduğu Çanakkale E Tipi Cezaevi'n den Jzmir Devlet Hastanesi'ne ,kaldırıldı. 6 ay önce yaptığı açlık grevinden sonra rahatsızlandığı belirlenen özdemir'in avu. katının "hayati tehlike" nede. niyle yaptığı tahliye istemi reddedildi. İzmir Devlet Hastanesi 1. DaMiye Servisi'nde tedayi altına alınan 28 yaşındaki Özdemir hakkında hazırlanan raporda, şikâyetinin kannda şişme, halsizlik ve iştahsızlık biçiminde başladığı belirtilerek " 6 ay öncesi ' açlık grevi yaptıgını ifade eden " hastada daha sonraları yemek' lerden sonra gelen hazımsızlık, mide ekşimesi gibi şikâyetler olmuş, bir a> önce de kannda şişlik başlamış " deniidi. Konulan tanı uzerine îzmir Askeri Mahkemesi'ne başvuran hükümfünün avukatı Fehmi Çam, müvekkilinin tahliyesini istedi. 1 Numaralı Askeri Mahkeme'de savcı, kesinleşen bir cezarun infazı ile ilgili işlemlerin infaz yeri savcılığınca yapılacağı, konusunda göruş bildirdi. Mahkeme kararında, infaz yerinin Çanakkale olması nedeniyle, bu konuda yetkili olmadığını bildirdi. Bu nedenle davayı nakkale Ağır Ceza Mahkemesine başvurulacağını belirtti. Karar üzerine Çanakkale Ağır Ceza Mahkemesi'ne başvuracağını bildiren hükümlünun avukatı Çam Ceza Tevkif Işleri Genel Müdurluğü'ne başvurarak müvekilinin İzmir Bölge Cezaevi'ne naklini istedi. Özel teşebbiis biraz sivrilecek olsa hemen devlet el koyuyor. Bu yiizden Türkiye'de tesis kunnaya karar verdim. Sonra Türkiye1 de devletin sagladığı giivenli ortam mevcut. Ben cebimde para ile New York'ta, VVashingtonda gezemem, ama Türkiye'de dolaşıyonım. Arabamın kapısını kesinlikle kapamam. Soylendiği gibi uyuşturucu ile ilgilenseydim, daha temkinli oltnara gerekirdi. 1984 yılından beri yakalanmaz mıydım? Eğer ber önune gelen rahalca uyuşturucu işi yapsaydı o zaman Türkiye yol geçen hanına dönmez miydi?" Şirket Genel Mudürü Oğuz Uygur da şirketin kuruluşu ve çalışmalanna ilişkin bilgi verirken, yatırımın tümüyle dışsatıma yöneük olduğunu söyledi Şu anda tesislerde 220 bin tavuk bulunduğunu belirten Uygur, bu kapasitenin 500 bine çıkarılacağını ve 400 kişinin istihdam edileceğini söyledi. Öte yandan, özel idareye devredilen bir malın işletme hakkımn ancak ihale yoluyla bir firmaya verilebileceğini, mevcut uygulamanın hukuki açıdan da yanlış olduğunu belirten SHP tl 2. Başkanı Av. Giıvenç Esmer şunlan söyledi: "Konunun tartışdmaya açılmasından sonra, kendisine ait olmayan ve kanuna karşı >apılan hile sonucunda kendi adına tescilli olan 1600 dönümlük araziyi El Hasan firmasının hanım muhasebecisi Falma Budak'ın aniden özel idareye bagışlaması ve akabinde özel idarenin bu taşınman ihakye çıkarmadan, Qan yapmadan, emrivaki De 49 >ıl sure ile yabancı uyruklu El Hasan firmasına kiraya vermesi yasaianmıza aykın ve duşundürücüdür. Çalınan minareye hazırianan kılıflır. Tüm bu işlemier kuşkusuz kılıftır. Suriye uyruklu El Hasan firmasına birkaç gün önce genel müdur olarak getirikn emekli albay ve 12 Eylül sonrası Antakya Belediye Başkanı ve 24.3.1983 belediye seçimlerinde DYP'nin belediye başkan adayı olan Sayın Oguz Lygur'un bu mizansenin hazırlanmasındaki rolü mü önemlidir, \oksa bundan sonraki firma işlemJerinin yürutülmesindeki rolü mü önemlidir? Merak konusudur. Yakında her şey açıklık kazanacaktır kuşkusuz." 9 MEHMED KEMAL Halkı Sevmek Uğruna... POLTITKA VE OTESI Gözaitına alınan Şenal ve Zeki Sarıhan'ların kurtulduklannı 'Öğretmen Dünyası' dergisinde okudum. İki öğretmenin birer baş fotoğrafı ile verilen haberde şöyle yazıyordu: "Dergimiz eski yazı kurulu üyesi ve Öğretmen Yayınları yöneticisi Zeki Sarıhan ile eşi öğretmen avukat Şenal Sarıhan, 27 Şubat 1986 günü Ankara Emniyet Müdühüğü'nce gözaltına alındılar. Sanhan'ları, Ordu Emniyet Müdür/üğü'nden gelen bir ekip 1 mart günü Ordu'ya götürdü. 9 mart günü ise tutuklanarak Efirli Cezaevi'ne koydular. Şenal ve Zeki Sanhan 'ın 6 yaşındaki ilkokul birinci sınıfa giden oğullan Emre ile 11 aylık oğulları Işık, Ankara'da anneannelerinin yanmdaydı. Ordu Emniyeti'nde kardeş' Ayhan Sarıhan 'la görüşebilen Zeki Sanhan 'ın Emniyet soruş turması süresince kendilehne kötü bir işlemde bulunulmadıgı öğrenildi." "Emniyet soruşturması süresince kötü bir işlemde bulunulmadıgı öğrenildi" deniyor, şundan: Daha önce Zeki Sarıhan'ın kardeşi Ayhan Sarıhan, emniyet soruşturması için alınmış, epeyce işkence görmüştü. Gördüğünü de bundan bir süre önce biz bu sütunlarda yazmıştık. (22 Mart 1986) Bütün bunlar bilindiği için titizlık ediliyor. Bir süre sonra Zeki ve Ayhan Sarthan'ın ablaları emekli ebe Sayın Fatma Türkmen'den bir mektup aldım. Şenal ve Zeki Sarıhan'lar daha tutukluydu, avukat Emin Değer haklarını anvordu. Bayan Türkmen, benim ve Cumhurivet Gazetesi'nde yazılan haberlerde 'Zeki ile Ayhan'ı, öğretmen Dünyası ile öğretmen Yayınları'ru birbirine karıştırtığımızı yazıyor ki, karıştırmadık sanıyorum. Ad benzerliğinden yayınlar birbirine kanşır gibi oluyor. Kurtuluş Savaşı Günlüğü gibi üçü çıkmış, dört ciltlik kitaplan bir akademi yerine tek başına yazmış bir insanın başına gelenlerin üstünde durmak gerektiği kanısındayım Çünkü bir yazar ödüllendirilecek yerde tutuklanıyor. Hani suç da olsa zaten müruru zamanazaman asımına" uğramış. Zeki için ablası emekli ebe Sayın Fatma Türkmen'in mektubundan alıntılar yapacağım: "... Zeto, Akpınar llköğretmen Okulu'nu bitirdikten sonra üç yıl köy öğretmenliği, ardından da askerliğini yaptı. Abisi köy öğretmenliğinı sürdürürken Ayhan da aynı okulu bitirdi. Akpınar'da üç yıllık beraberlikleri var. Gazi Eğitim Enstitüsü sınavlarına birlikte girdiler. Türkçe bölümünü yanılmıyorsam Zeki birincilikle Ayhan da dördüncülükle bitirdi. Zeki, Muğla ilçelerinde bir okula, Ayhan Hatay liselerinden birine atandılar. Bir ders yılını bile bitiremeden 12 Mart gelip çattı. Birçok aydınımız ve meslektaşları gibi ikisi de tutuklandılar. Birçok aşamalardan sonra Mamak Cezaevinde aynıkoğuşta birrastlantı olarakyattılar. Ayhan bir buçuk yıl sonra çıktı. Mahkeme sürüyordu. Zeki, 1974'te Anayasa Mahkemesi'ne yapılan başvurudan sonra çıkabildi. Yasalann tanıdığı haklarla görevlerine dönebildiler. Cezaevlerinde yatan, ayn kaderi paylaşan birer meslektaşla evlendiler. Şenal (Zeki'nin eşi), hukuk fakültesini bitirip avukat o/du. Zeki ile Ayhan, Orta Doğu Amme Idaresi Enstitüsü sınavlarına girdiler ve kazandılar. Yatılı okulda okumaktan başka çareleri yoktu. Babam biz küçükken ölmüştü. 1954 yılına kadar köyümüzde ilkokul olmadığından Zeki, birinci ve ikinci sınrfı Fatsa'da akrabamızın yanında okudu. (...) Sıkıyönetim Yasası ile iki ya da üç yıl önce yeniden açığa aldılar. O zaman gene ikisi de başkentteki ortadereceli okullardaydı. Ev bark, çoluk çocuk Ankara'da oldugundan orada iş aradılar. İşsiz kaldılar, zor günler yaşadılar. Ama hiç yılmadılar, yakınmadılar. Ayhan o zaman 'Oğretmen Dünyası'nda çalıştı. Zeki, kitap pazarlamacılığı yaptı. Bir buçuk yıl önce Zeki bir yayınevi Kurmak istedığini söyledi. Parası yoktu. Ayhan, geçen yıl gözaltına alındı. Zeki ile Fatsa 'dan gelen abimiz, günlerce, haftalarca koşturdular. Ayhan'ın yüzünü göremediler. 'Hiç değilse ihtiyaçlarını alalım' demişler. Gelmişler, 'tavuk istiyor' demişler. Alıp vermişler. Ayhan gözaltından çıkınca merak edip sormuşlar, Tavuk yedin mi?' O da, 'Ben yemedim, ama onların canı tavuk ıstiyormuş, onlar yemişlerdir.' (...) Yapılan işkenceyiilgiliyerlere duyurmasını, mahkemeye vermesini çok istedik... Ama kimi kime şikâyet edeceksin!.. (...) Zeki'nin Kurtuluş Savaşı Günlüğü ile ilgili çalışmaları 197174 arasında demirparmaklıklar ardında başladı. Çıktıktan sonra da alabildiğine sürdü. Bu yapıta, ortaokullardan birinde çalışırken hafta sonu tatillerinde trenle lstanbul'a gelirdi. Her hafta ge/emezdi. Araştırma yaptığı kitaplıkları kapalı bulduğu olurdu. Çalışma saati dışında da içeri almazlardı. Çalışma yapamadan döndüğü çok olmuştur. Geçmişimizi araştıran, inceleyen, gün ışığına çıkaran yazar ve araştırmacılarımıza devlet kitaplıklan niçin açık tutulmaz? Nisan başında üç aylık emekli maaşımı alıp Ordu'da EfirliCezaevi'ne Şenal ve Zeki'yigörmeye gideceğim. Bu mektubu niye yazdım? Cumhuriyet okuru olarak bir Cumhuriyet yazan ile tek yanlı da olsa söyleşide bulunmak istedim, o kadar. Selam ve saygılar.'' Mektup burada bitiyor. Halkını sevmekten, onun mutluluğunu istemekten başka uğraşı olmayan üç öğretmenin başına gelenleri anlatmak istedim. Emekli ebe Sayın Fatma Türkmen'in gitmesine de artık gerek kalmadı, Şenal ve Zeki Sarıhan, nisandan önce çıktılar. Hepsine güzel günler ve mutlu yaşamlar dileyelim. ŞtRKET ORTAKLARI Hatay BağunsK MUIetvekili Dantrtaf'ın gündeme getirmesiyle birlikte tartışmalara yol açan "El Hasan" şirketinin üç önde geleni, genel mudur Oğuz Uyptr, Suriyeli kurucu Halef Hammut ve şirketin adına tesdl edildiği sekreter Fatma Budak. (Fotoğraf: CUMHURİYET) Odtil mü, ceza mı? Laikliğe aykın davranmaktan hakkında sonışturma açılan Gazi Lisesi öğretmeni, Anadolu lisesine atandu öğretmen Mustafa Bağcı hakkında tanık ifadesi veren bazı öğretmenler ise Ankara'nm çeşitli ilçelerinde görevlendirildiler. ÜMtT ASLANBAY ANKARA Karatahtaya Arapça harflerle yazarak ders anlaian, Atatürk'ün öğretime açtığı Ankara Gazi Lisesi öğretmeni Mustafa Bagcı, "Ataliirk devrimlerine ve laikliğe aykın davrandığı" gerekçesiyle hakkında verilen şikâyet dilekçelerinden sonra, Ankara Anadolu Lisesine atandı. Mustafa Bağcı hakkında tanık ifadesi veren öğretmenler ise, Ankara'nın çeşitli ilçelerinde görevlendirildiler. Din bilgisi öğretmeni hakkında ifade veren öğrencilerin imzalı yazılı anlatımına gore, Mustafa Bağcı'nın üzerinde durduğu konular şöyle: "Kız ve erkeklerin karma egitimi, gençleri yozlaştırmak, din yolundan saptırmaktır, okuyan kızlar koca avcısı. çalışan kadınlar fahişedir. Osmanlı dönemi hep güzel geçmiştir, çunku Osmanlı hukumdarlan, medreselerde okumuş Musluman kişilerdir. TC, hicbir zaman böyle güzel günler yaşaınanııstrr, medreseleri kapatmak, bircok kişiyi dinsizlige itmiştir. Bugiin kadınlann kötü yola düşmesinin tek bir nedeni vardır: Bir erkeğin birden fazla kadınla evlenme hakkımn olmaması; çunku kadın nüfusu erkeklerden fazladır. Gelmiş gecmiş en büyuk yonetici Abdulhamil'tir." ŞERİAT KANLNLARI Mustafa Bağcı, Gazi Lisesi din bilgisi öğretmeniyken hakkında şikâyet dilekçesi veren Yılmaz Kayapınar adlı öğrencinin ifadesinden bir bolum şöyle: "Osmanlı devletinin din sayesinde ayakta kaldıgını ve halkı bir tutmada biiyiik etken olduğunu savunduğu, tekke ve şerial kanunlannın kendi tabiri ile 'densiz bir herif tarafından ortadan kaldınlması ile ulkenin dini inançlannın kavbedildiğini savunuyordu. Kadınlara verilen haklardan her zaman söz eder, namuslarının ortaya döküldüğünden bahsederdL Derslerde erkek ve kız arkadaşlanmızın aynı sırada oturmalanna karşı çıktığı gibi, aynı sınıfta ders görmelerinin yanlış oldugundan bahsederdi. Ayrıca bu konuda sınıfımızda konuşurken, 'Kızlar okula koca avlamak, kadınlar da işe fahişelik için gider' demiştir. Ayrıca, gelmiş geçmiş en biiyiik yöneticinin Abdülhamit Han olduğu göruşündeydi.." Mustafa Bağcı'yı öğrencilerle birlikte şikâyet eden Hunl Karv lı adlı öğretmen, okul mudurluğünce yapılan soruşturmanın ardından Ankara'nın Delice ilçesinin Büyükyağcı Lisesi'ne atanırken, tanık ifadesi veren öğretmenler, Mehmet İ'naldı, tbrahim Tokyurek, Ismail Oğuz Ayyıldız ise, Ankara'nın diğer ilçe liselerine atandılar. Şikâyet edilen din bilgisi öğretmeninin akibetini ise, Gazi Lisesi Müdürü Hasan Duran, Cumhuriyet muhabirine şöyle anlattı: "Yapılan sonışturma sonunda Mustafa Bagcı Ankara Anadolu Lisesi'ne din bilgisi öğretmeni olarak atanmıştır." ÇANAKKALE SERAMİK FABRİKALARI A.Ş. ELEKTRİK BAŞ MÛHENDİSLİĞİNE ElekMk Muhendcsı HAM MADDE MÜDÜRLÜĞÜNE ÇANAKKALE SERAMİK FABRİKALARI A.Ş. Maden Topogr»! 5 yı! t dısı |S yit ncrubeiı. lyı \ngiiizce sektorunde cafcşm« FAYANS GRUP MÜHENOİSUĞİNE g veys Aimanc« txien] kulu M«/unu Teksi>' bohjmu Tie^uno Hngıi'ice v MENKUL DEĞERLER A.Ş. Sermayesi. 200.000.000 TL. Merkez:Büyükdere Cad. 52/17 Mecidiyeköy/İstanbul Tel: 1660144/1725581/1671915 SERAMİK BOLUMUNE Kımya Yuksek Muh*ndr$ı Endustrt Muhendısı SERAMİK SANAYİ A.Ş. Çan'da kurulu fabrıkalarında istihdam edilmek uzere askerliğini yapmış KALEBODUR BİLGİ İŞLEM MERKEZİNE flt>gısav«r Proflramcısı 'ıvı derecede ingıluce btten ODTU ıTb B U BORSA BANKERLtGt BELGESİ A l t j y /Icttkul Oc^erLer A . Ş . 'nin 24*9 savJı Sermaye Piyasaii Kaounu'nîın II ve 12 nci maddHeri çerçe\esiode, 1 3 lâ»6 Urihindca itibarca aracüjk faaliyetinde huluamatuu Izln veri)ml$Ur. Bu brlge s»hibı aracı kunımuD, aracıbk > UklenimJeri (L ndeıKriüng) doUynıyl» fetlcnefaUeccgi mali •orunıluluğun u a m i uuın, odvnmif sermay«iylr yedek akçeleri topUmından. varsa zararların ındirilmesinâea «onr» kalaııraiktarutltkattdır. SATINALMA VE MALZEME AMBARI MÜDÜRLÜĞÜNE Ann bar sorurniuiuğunu ustlenetMİece* kap*»tede b»r kı$ı Amba r Mufı«sebesı ve Bılgi tytm sorumiuluğunu vunienebflecett kapasttede bir toşj ELEMANLAR ARAMAKTADIR. ARGE MÜDÜRLÜĞÜNE Kımyı Mu*>en<]ı*ı Jeotojı M'jhendts* (Harnmadde elu<J ışı gorevlendırıtmek u2ere OÖTU ITU vçy« IU rr>ezuf>u bcy v Sfrramdt uz«nn« ıah$ıl yapmif serarhık lekno(OfiST>de bıiçıst o genei araştırrnj konularında çal>ylır^scak erkek eiernan ılngıl<; Atmanca t 7 3 lSat, ÇALIŞANLARIN SORULAR1/SORUNLARI YHJVIAZ ŞİPAL YARDIMCI İŞLETMELER MÜDÜRLÜĞÜNE ¥ iik&ek Makme Muh«ndısı {Irtgıtnce Tekn* Oö'etmin To^na Tesvtye "Mevzuata Uygun" Soru: Pr. lımjıl Türk YARDIMCI İMALATLAR MÜDÜRLÜĞÜNE Makına Muhcndısı veya erkek Tckn.lt Ogretmen Okulu M Kımya Mur>endiSt veya Tekmk Oğretm«n Okulu M«zunu Vuksek Kımya Muhenâ>s< DESEN FİLM MERKEZİNE Bayan Grsfıker MÜDÜRLÜĞÜNE E'ebtnk Muhendısı Kımya Muhendısı JZOLATÖR VE REFRAKTÖR (29.6.1982 tarihli BORSA BANKERLİGİ BELGESİ VERİLMESİNE İLİŞKİN YÖNETMELİK" uyannca yayınlanmaktadır.) Muracaatların: Çanakkale Seramtk Fab A Ş Personel Mudurlugu T ersane Caddesı Hedtye Sokak No 6 KarakoylstanbuJ adresme yapılrndsı nca o'unur KALEBODUR SERAMİK SANAYİ A.Ş. Kımyf Muhendıs> Mckıne Muhendı» Gençler! ALKOL ve SİGARA gibi dostunuz varsa, başka düşmana lüzum yoktur. YEŞİLAY İSTANBUL ERKEK LİSELİLER EĞİTİM VAKFI İSTANBUL ERKEK LlSESt'NİN GELENEKSEL AŞURE GÜNU 4 MAYIS 1986 PAZAR GÜNÜ SAAT: 10.00'DA OKULDA YAP1LACAKTIR. TÜM MEZUN VE MENSUPLARlNflZl BİR ARADA GÖRMEKTEN KIVANÇ DUYACAĞ1Z. tSTANBL'L ERKEK LİSELİLER EĞİTİM VAKFI 13 Şubat 1986 günü köşenizde yayımlanan BagKur mevzuatı ile ilgili yanıtınızda daba önce başka bir sosyal güvenlik kurumuna baglı işlerde çalışanlann BagKur'a gecerken istedigi basamağı secemeyeceklerini ve BagKur'un 266 sayüı genelgeslne göre işlem yapüactgını belirtmiştiniz. Oysa ben ve benim dunımumda olan ve 6 aydan az SSK'ya prim ödeyenlerin (benim 28 gün) 2. basamaktan yaprian inübaklan 6 ay sonra 8. basamaga çıkanlmıştır. Bu durumda 6 ayın altında hizmeti olan sigortaülar için 1. basamaga intibaklan yapüır hukmü gecersiz olmakladır. Daha önce SSK'ya 28 gün prim ödemiş birisinin 8. basamaga çıkartılmasını hangi manuk açıkiayabilir? S.T. ANKARA FEN BİLİMLERİ MERKEZİ Getecek Ögretim Yılına İLAN BAKIRKÖY 2. ASLtYE HUKUK HAKİMLİĞİNDEN Dosya No: 1984/154 Davacı Mehraet Rıfat Dülek tarafından da\alı tstanbul Muhakemat Mudürlüğü lstanbul Belediye Başkanhğı aleyhine açılan tescil davasında: Davacı Mehmet Rıfat Dülek vekili tarafından dava konusu Bakırköy, Güngören köyu, Köyiçi mevkiinde kain 21 pafta, 2173 parsel sayüı 453 m ! miktarlı arsanaı tescili için nıahkenıeraize dava açıîmış olup, bu yerin ölü Nuri Ağa'run malık olduğu ve Nuri Ağa'nın 15 sene önce olduğu anlaşılmış olmakla, Nuri Ağa mirasçıları yönünden ilan yaptırılmasına karar verilmiş olmakla, herhangi bir itirazı olan varsa ilan tarihinden itibaren uç ay içinde mahkememize mıiracaat etmesi gerektiği hususu lebliğ yerine kaim olmak üzere ilan olunur. 31.3.1986 Basın: 4336 MECİTOZÜ TAPULAMA MAHKEMESFNDEN BİLDİRİLMİŞTİR Dosya No: 1982/178 Davalı: Halil Yıldırmaz, Rıza oğlu, 1950 doğumlu, Karacuma Köyü MECİTOZÜ. MecitözU Emirbağ KOvü'nden davacılar Ismail Uçar ve arkadajları tarafından davalılar Rıza Yıldırmaz ve arkadaslan aleyhine Mecitözü Asliye Hukuk Mahkemesi'nde açılan Mecitözü Çaykdvü Çukur mevkiinde kaım, Doğusu; Batısı: Yol, Kuzeyi: Recep oğlu Mustafa, Güneyi: Sanogİu Abidin tarlalan ile çevrili Lasınmaza Müdahalenin men'i davasında Asliye Hukuk Mahkemesi'nce 4.3.1980 tarih, 1957/280 esas, 1980/31 karar sayılı ilamı ile Görevsizlik karan verilerek, dosya Tapulama Mahkemesine devredilmiş, adresiruz bulunamadığından karann ilanen tebliğine karar verilmiş olup, Tapulama Mahkemesine dosya 1982/178 esas sayılı ve duruşması 29.5.1986 günu saat 09.00'a bırakılmıstır. Belirtilen günde delıUerinizle birlikte bizzat hazır bulunmanız veya bir vekille kendinızi temsil ettırmeniz, 7201 sayılı kanunun 28. maddesi gereğince görevsizlik karan ve durusma günü ilanen tebliğ olunur. 31.3.1986 Basın: 16387 YANIT: BağKur Yasası'nın uygulanmasına başlandığı 1 Ekim 1972'den bu yana birçok kez değişikliğe ugramış, ancak bazı hükümlerde getirilen değişiklikler uygulama alanında çelişkileri de birlikte getirmiştir. Bunlardan biri de "basamak intibakı"na ilişkindir. Bir başka sosyaJ güvenlik kurumundan BağKur kapsamına geçenler için basamak seçiminin değişik tarihlerde değişik basamaklar üzerinden yapılması kuşkusuz "mevzuata uygun" ancak mantığa ters düştüğü görüşündeyiz. Biz bu tersliğin kanıtını 266 sayılı genelgeye bırakahm. Sosyal Sigortalar Kunımu'na asgari ücret üzerinden prim ödeyenlerden BağKur'a geçenlerin, geçiş tarihlerine göre girmeleri zorunlu basamaklar: BaiKıır'a jlriç tarihi Beşiktaş Çırağan Caddesi No:71 Tel: 1586868 4.5.1979 28. 2.1981 1.3.1981 31. 3.1981 1.3.1981 31. 3.1982 1.2 1982 19. 4.1982 20.4.1982 31.12.1982 1.1.1983 31 12.1983 1.1.1984 31.12.1984 1.4.1984 31 12.1984 1.1.1985 21. 3.1985 8. 2. 7. 8. 6. 9. 6. 11. 8. 1 Şubat 1985'te Sosyal Sigortalar Kurumu'na 28 gün prim ödemiş bir sigortalı olarak BağKur'a gecmeniz nedeniyle "mevzuat gereği" olarak 8. basamağı seçmiş sayılırsınız.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle