23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
30 MART 1986 CUMHURİYET/13 Tııhaftır ıııart sonu gripleri Hastalığa ilişkin teoriler, şu anda Belçika'da çok güncel. Klasik ekol hekimleri, ancak gerekli bilgilerin hastaya verilebileceğini ve bütün hastaları en son raddeye kadar yaşatmak zorunda olduklarım savunuyor. "Genç Kurtlar" ise hastanın bilgilenmek ve "ölümü seçmek" hakkına sahip olduğunu ileri sürüyor. Mart sonu griplerinde böyle hastalanmak istekleri meşrudur. Ne var ki, istekler subjektif talepler, gripler de objektif hastabklar olduğundan, ben mart sonu griplerine yakalandığımda umduğumu değil bulduğumu yaşanm. Yani, dunyanın merkezi olmak bir yana, burnu sümüklu, çok ölüm korkulu, yalnız ve sipsivri, dunyanın bir virgülu olurum. Hastalığa ilişkin teoriler şu anda Belçika'da çok güncel. Bunlar esas olarak değişik tedavi yöntemlerini, hastadoktormekân ilişkisinin, hastalığm seyri ve hastanın salaha kavuşması üzerindeki etkilerini, hastanın birey olarak özgürluğunu ve "müşteri hastayı" kapsıyor. Yetmişli yılların başından itibaren Batı'da da partizanlar edinen, geleneksel Çin tebabetinin, akupunktur, hipnotizma, bitkilerle tedavi, homeostasi gibi hiç de yabana atıbnayacak, ancak hâlâ marjinal olan yöntemlerine ilişkin tartışmaları bir kenara bırakırsak, diğer münakaşalar esas olarak mevcut uygulamalar üzerinde odaklaşıyor. Birinci konu, hastanın özgürlüğüne ilişkin. "Klasik ekol" olarak adlandırabileceğimiz hekimler, doktorlann ancak yeterb gördükleri şeyleri hastaya söyleyebileceğini ve hipokrat yeminine uygun biçimde bütün hastalan en son raddeye kadar yaşatmakla yükümlü olduklarım belirtiyorlar. Bu "muhafazakârlar", Katolik Louvain Tıp Fakültesi'nde ana mihrakı oluşturuyorlar. Buna karşılık, Brüksel Tıp Fakültesi'ndeki bir grup profesörün basım çektiği "genç kurtlar", hastanın son tahlilde özgür bir insan olduğunu, kendi durumu hakkında bilgi sahibi olması gerektiğini ve tıbben kurtulması imkânsız ve çok acı çeken hastanın "ölamii seçme hürriyetine" de sahip olduğunu vurguluyorlar. Nitekim, bu teoriyi pratiğe uygulayan ve ailesinin talebi üzerine, bitkisel hayat yaşayan bir hastanın, sondalarını devre dışı bırakan hemşire ile, kanserin had seviyesindeki hastalann başucuna üç morfin hapı koyarak "bir tanesini alırsanız üç saat uyursunuz, iki tmt*dwâ alırsanız beş saat uyursunuz, üçunii de alırsanız hiç uyanmazsınız" diyen iki doktor, Brüksel Ağır Ceza Mahkemesi'nde "ölüme sebebiyet vennekten" yargılanıyorlar. Diğer bir taraşma, hastanelerde tedaviye ilişkin. Hen» "muhafazakar" doktorlar, hem "genç kurtlar" her has>tanm illa hastanede tedavi olması gerekmediğini ve "t»bii ortamlarda" tedavinin çoğu defa daha iyi sonuçlar verdiğini söylüyorlar. Buradaki muhalefet ise sosyal sigorta kurumlanndan kaynaklanıyor. Merkez sağ hükttmetin "devlet ana"yı, "üvey ana"ya çevirmek için vesile aradığını vurgulayan sosyal teşekküller, hastanelerdeki yatak sayısının azalması durumunda hükumetin 1 kredileri keseceğini belirtiyor ve "tabii ortamda tedayi ' yöntemine şiddetle karşı çıkıyorlar. '. Hayatı severiz ve hastalık ve ölümden korkanz. N$ hastanede ne de tabii ortamlarda tedavi edilmek iste* riz. Ne oramıza buramıza sokubnuş sondalarla yaşatılmak isteriz, ne de başucumuza üç morfin hapı bırakılmasını isteriz. tstediğirniz, sevgilimizin parmaklannı saçlanmızın arasında gezdirmesi, "Seni çok seviyorum" demesi ve dağdan Çerkes kızı kaçırmaktır. Istediğimiz, mart sonu griplerinden salaha kavuşarak ve nisan yağmurlarımn kokusunu duymaktır. Hayatı severiz ve olsa olsa, belki, ölümün yasak olduğu griplerde dunyanın merkezi olmak isteriz. BrükseVden ABD 6. FBosuna bağb gemOerin, Ubya'run kendtiçsulan saydtğı Sirte Körfezi'negirerek tatbikatyap HADİ ULUENGİN masıyia başlayan çaüjma, birkaç gün boyunea Akdeniz'e korku ve tedirginlik yaşattı. BRÜKSEL Ben, mart sonu griplerine yakalandığunda çok şey isterim. Şımartılmak ve nazlanmak isterim. Annemin, tentürdiyotla sırtımda kafes çizmesini, sevgilimin, içine rom kanşünlmış nane limon kaynatmasını, sonra elini alnımda ve parmaklanm saçlanmın arasında gezdirmesini, bir de, "Seni çok seviyonun" demesini isterim. Dede Efendi'den suzinak ağır semai dinlemek, huzünlenmek, hayallere daimak, sonra bıkmak, neşeli bir Kafkas türkusüne geçmek, fırsattan istifade derecesini yükseltmek için iki Yaklaşık yüz yıldır yayımlanan ve bir milyon sahtekânn şaraba metanol kat dağdan Çerkes kızı kaçırmak isterim. "B« venleyte şu tirajı olan ünlü spor gazetesi "La Gazetta Della ması ve 8 kişinin ölümü üzerine mosibet rigarayı bırakacagıına" dair yemin vermeye zorSport" çarşamba günü Maradona ve Platini'yi Avrupa ülekeleri ttalya'dan şa lanmak, telefonla New York'u arayıp bir saat dedikorap ithalatını bir süre için dur du yapmak isterim. Akşam haberlerinde, televizyonun manşetten indirdi. Çünkü bir gün önce karşı karşısına perhiz yemeklerimin getiribnesini, "ilacım aldurdular ve ltalyan şarabını özel kıyıda, ABD ve Libya birbirlerine girmişlerdi. laboratuvarlarda analize gön dın mı?" diye tekrar tekrar sorubnasını isterim. Dunyanın merkezi olmak isterim. Bu nedenledir ki, Gazetta'nın manşeti, "Savaş derdiler. Korkusu" oldu. Butün bunlar yetmiyormuş gikum edilen ve serbest bırakılmak bi hafta başında, tam Sicilya'nın NtLGÜN CERRAHOĞLU için siyasi çevrelerden gelebilecek karşısındaki Sirte Körfezi'nde ROMA ltalyanlar son yıl tüm yardımlardan ümidini kesen Reagan ve Kaddafi arasındaki larda yaşadıklan en kötü hafta Sindona'nın "konuşabilme" çatışma patlak verdi. Nocl'i Rolardan birini geride bıraktılar. olasılığını ortadan kaldırmak ma havaalanı katliamı ile yaşaönce Sindona skandalı patlak için yok edildiği idi. Böylece si yan ltalyanlar, Paskalya'ya da verdi. On yıl öncesine dek "lire yaset kadrolan ve mafya arasm Sirte Körfezi'ndeki mini savaş tin kurtancısı" olarak onurlan daki ilişkileri en ince aynntılan atmosferinde girdiler. Bu çatışdınlan mafyanın bankeri Micbe na kadar bilen bir adam daha madan Italyanlar'ın duyduğu lc Sindona'nın Italya'nın en sı sırlanru mezanna götürüyordu. dehşeti, Başbakan Bettino Crakı hapishanelerinden birinde ltalyanlar tam bu şoku üzer xi, parlamentoda yaptığı konuş"zehirienmesi' ülkede gerçek lerinden atmaya çalışırken; içi mada, "Evimizin kapısı öniindc bir şok yarattı. Yaygın kanı, ne metanol kanştırılmış bir şişe savaş istemiyoruz." dıverek kıömürboyu hapis cezasına mah 8 kişiyi öldurdu. lçkinin alkol saca dile getiriyordu. Gerçekten de Italya'da savaşın kokusu öylesine yakından hissedildi ki.yaklaşık yüzyıldır yayımlanan bir milyon trajlı spor gazetesi; "La Gazzetta Della Sport" çarşamba gunkü manşetini Maradona ya da Platini'ye değil, Sirte Körfez'ine ayırSABETAY VAROL mıştı. "Savaş Korkusu" başlığı altında, "La Gazzetta Della PARİS Cetvelle çizilmişcesine duz, Paris ölçülerine göSport", siyasi olaylan ele alı re dar bir sokak. Orta yerde borsa meydam ve grekoromen yordu. tapınaklardan esinlenrrüş Paris Borsası. Tam karşısında AgenBtR ZAMANLAR BEYOĞLU tstiklâl Caddesi'nin tramvayh, Lebon'lu, Markiı'ügünlerin« FrancePress: AP ve Renter'le biriikte dunyanın üç bültalyan Yanmadası'ndaki tüm den kabna bir aru. SevgiUUrin tnci Pastanesi'nde buluşup bir köşeyt sıkışarak profiterolyediği, yük ajansından biri. askeri radarlar güneye çevrilirçtktp karpdaki A tlas stnemasına ginttği günler geride kauh. tnci pastanesi yine orada, profiterolSokak, yüzünüzü Doğuya dönerseniz Reaumor Sokftg) adıken, kışlalardaki ordu her an bir lerin tadt da defişmedi, ama o eskl Beyoğbt, dolaymyia o eski sevgiüler artık yok. oı abyor. Fizikte kullanılan uç sıcakhk ölçeğmden en az bilisaldırıya karşı hazır bekletineni olan "Reaumur olçegT'nı ortaya atan Fransız fiak biliyordu.Bugelişmelerin ltalyanlimcisinin anısını yaşatmak için, sokağa bu isim verilmiş. 11lar üzerindeki etkisini araştıran ginç bir raslantı, sokagın başladığı yerde karsı karşıya du"Coniera Della Sera"nın yaran, mimarı tarzJan birbirine zıt iki bına, yani borsa binayımladığı bir araştırmamn sosıyJa AFP binası Fransız toplumunun, kısmen de dünyanuı nuçlan ilginçti. Bu araştırmamn iki termometresi gibi. AFP olup bicenleri haber verirken, borsonuçlanna göre, savaşuı solusa, kulaklarını dünyaya açmış, olan bitenden kendine göre ğunu yakından hisseden ttalvansonuçlar çıkarmaya çahşıyor. lar, Reagan'ın ltalyan hükurnetine danışmadan Kaddafi'ye deleri 1970'li yıllardan başfayârak acılrfıış. TrâBirkaç aydan ben tarihte görülmemiş bir sağnğa kavuşan %HMET ARPAD karşı harekete geçmiş olmasını fik araçlarının giremediği bu caddelerde Pans Borsası, son hükümet değişikliğiyle biriikte kantarın toSTUTTGAJM Karlar eridi. Haftalarca tepkiyle karşıhyorlardı. Corrieinsanlar, ekzoz gazlannı ciğerlerine çekmeden puzunu iyice kaçırdı. Taşınır dejerlerin fîyatları yıl başından suren soğuklar geride kaldı. Stuttgart'ta havara'nın yayımladığı kamuoyu geziniyor, kaldırım kahvelerinde oturuyor, maberi yüzde 35 oranında yükseldi. Şimdı herkes 1982'de kalar ısınıyor. insanlar ilkbaharı bekliyor. yaklamasına göre, ltalyanlann ğazalardan rahatça alışveriş ediyor. Bugün Aimulaştınlan banka ve sanayi kuruluşlannm yeruden ozel seközlemle. yüzde 67'si Kaddafî'nin Sirte manya'nın irili ufaklı birçok şehrinde töre devrinı konuşuyor Paris'te. Yülardır kıthgj duyulan paKörfezi sulan Üzerindeki iddiaŞehrin ünlü gezinti caddesi "Königstrasse" belediyelerin trafîğe kapattığı önemli caddeleracıklar yavaş yavaş piyasaya çıkıveriyor. Sermaye yerinde larını haksız buluyorlardı. Ande kahvelerin önüne iskemle ve masalar çıktı. rin ve o caddelerdeki mağazalann değeri büduramaz oldu. Yeni ihale söylentileri, hükumetin liberalleşcak öte yandan, araştırmaya kaGüneşli günlerde kaldırım kahvelerini, sıcağa me vaatleri, petrol fiyatlanndaki hızh duşüş, bütün bunlar yük. Gezinti caddeleri şehir merkezlerine tılan ltalyanlar'ın yüzde 58'i de hasret insanlar dolduruyor. Çocuklannın ebnkazanç iştahasını inanılmaz ölçulerde kabartıyor. değişik bir hava veriyor. Otomobilsiz insanla6. Filo'nun bu sularda giriştiği den tutmuş anneler geziniyor, Amerikan kan şehire çekip, onları rahat ettiriyor. Rizikoya gırmeyi sevmenıekle tarunan Fransızlar, köylü ve eylemi haksız buluyordu. feteryasının girişinde gençler sohbet ediyor. Bir süredir Beyoğlu tstiklâl Caddesi'nin de bürokrat geleneğiyle ünlü bu ulke, saatin ibresini günün koYeşermeye haarlanan ağaçlann altmda oturan trafiğe kapatüması plânlanmakta. tstanbul'un şullanna ayar etmeye niyet etmiş göziiküyor. Geçen perşemBazı ttalyan gazetelerinde niyaşblar, önlerinden gebp geçenleri seyrediyor. bu ünlu ve ilk Avrupai caddesinden otomobil be borsanın bilgisayan bu şoka dayanamayıp durdu. Babatelendirildiği gibi Reagan'ın oyGezinti caddesinın buyük Saray Alanı'na açüve otobuslerin kalkması ile insanlar rahatça gedan kaJma kara tahtatebeşir yöntemine dönülürken imdada nadığı "Rambo"culuk, NATO' dığı köşede gençten biri, elindeki renkli tebezinme olanağı bulacak, dükkânlara daha çok Paskalya taıili yetişü. nun en sadık müttefiklerinden şirlerle yere bir tablo çiziyor. " M o u Iisa" abcı gelecek. AFP'nin biigisayan borsanınkine oranla çok daha dayabiri olan İtalya gibi bir ülkede ortaya cıkacak gibi. Ancak şunu da unutmamak gerekir kı, Benıklı. 1975 yıhndan itibaren ileri teknolojinin olanaklannı kuldahi.ABD ve NATO'ya karşı Buradan şehrin guzel parkına geçiliyor. lanmaya karar veren ajans, 6 dilde, günde milyonlarca sözyoğlu o kendine özgu sakinlerini son yirmi yıl tepki yaratmıştı. Stuttgart'ın "yeşil ciğeri" denen Saray Parkı, cüğü merkezi hafızaya sokup çıkarmaya devam ediyor. içinde çeşitli nedenlerle yitirdi. Kötü şehirleş"ABD hükümeti tarafından büyük alandan başlayıp, Neckar Nehri'ne ka1953'te StaHn'ın ölümünü Amerikan ajanslarından iki dakimenin en çarpıa ömeklerinin görulduğu Istanolaydan haberdar edilmedik... dar birkaç kilometre uzamyor. Gezinti caddeka önce dunyaya duyurmasıyla öğünen Fransız basın ajansı, bul'daki toplumsal yapı, butün semtlerde Ojsa Akdeniz'de biz de varu ve sinden parka gelen insanlar, içinde beyaz o günden bu gune inanılmaz aşamalardan geçmiş. olduğu gibi, Beyoğlu'nda da değişti. Şehrin bu ABD'den bir daha bo tip girikuğulann dolaşüğı küçük göllerin kıyılanna ve güzel semtinde yıllar boyu yaşamış insanlar Reaumur Sokağı'nın iki yanında toplumsal termometreyi şimleri tekrarlamamasıaı yaşlı kocaman ağaçlann altına şehir belediyebaşka yerlere gitmek zorunda kaldılar. lstankendine özgü kurallarla ölçen iki termometre, birbirlerinden istedflc" diyen ltalyan Başbakanı sinin koyduğu beyaz koltuklara oturmuş dinhabersiz gibi duruyorlar. Ajansta çalışan gazeteciyle borsa bul'un kültür merkezi sayılan Beyoğlu'nun ünCraxi, ltalyanlann büyük çoleniyor, yeni ısınmaya başlayan temiz ilkbahar simsan aynı lokantalarda birbirini tanımadan öğle yemeği ğunluğunun hislerine tercüman lü tiyatro ve sinemaları kapılannı kapattı. havasını ciğerlerine çekiyor. Abşveriş yorgunyiyor. ohnuştu. Bütün bunlara bakıldığında, bir ust düzey luğunu cıkaranlar kuğulara yem aüyor. Büyük yetkilisinin "Beyoglu'nu eski Beyoglu gezinti caddesi üzerindeki mağaza ve bürolaryapacagız" sözunün gerçekleşmesi oldukça da çalışanlar, ellerinde sandviç, göl kıyısında zor. Çünkü şehirlere ve bu şehirlerin caddeledolaşıp, öğle tatülerini geciriyor. rine hayat veren, ona özellik katan, oralarda yaşayan insanlar. Avrupa'nın büyük şehirlerinde gezinti cad Spor basınında Rambo Roma'dan Londra'dan Coğmfi aşklar Tecrübeyle sabittir ki, kentleri kadmlardan daha çok sevmenin sayısız yararı vardır. Kentin ayağı suya değsin değmesin, sen tayfa ol ya da bozkır treninin kondüktörü, kentlerle insanlar arasındaki göbekbağını, Büyük îskender gelse koparamaz. RAGIP DURAN LONDRA Tayfa nıhlulann gönül bağlantılan tarifesiz seferler gibidir. Tayfabk hürriyetse, limanlar, sevgili mapushane. Halatiar kopmaz bir türlü ve dövmeyle işlenmiş isimler sibnmez, kabr, çoğabr. Ama açık deniz ki seyrüsefer müsaadesini dişilerden yalnız yuzerlere verirhep davetkâr. Iyot kokulu kentlerin kadınları daha bir Jane Birkin. Beton ve çelik konstruksiyonu mebzul başkentlerinkiyse biraz Mata Hari. Kravatla ve genel mudür çantasıyla karşı cinse neden bu özenme? Berber ve kozmetikçılere eyvallah ki, modacılarla biriikte çıpiak tendeki cevheri bir güzel sererler gözler önüne. Biraz dolaşalım mı? Barselonalı, Isabelle'le ne zaman karşılaşsa bir matador gururu. tsabelle'in kırmızıya duşkünluğu yok ama ne bu boğa azgınhğı? Yanıtın ilk bölumü Akdeniz. Ikinci unsur Selahaddin Eyyübi. Judith, bunca yıl sonra yine de All You Need is Love' şarkısını gözleriyle söyler. Beatles'm kentinde, gri vinçli doklarda, Liverpoollu genç kadın, denizin köpükleri arasından çıkacak prensi beklemiş yıllarca. Prens, soyuna ihanet edip madene inmiş ve Scargill'in sendikasında en hızlı militan. Bu kadar çok Korsikalı bir arada bulunursa tabii ki kavga bitmez. tnce uzun bardaklardan gırtlağa dökulen pastisler bıçakları öyle bir biler ki ayyy... Josette'in fahişe olup olmadığını hâlâ tam olarak anlayamadı. 4 yaşındaki oğlunun her erkeğe "Baba" demesinden işkillendi, ama 'Belki de gerçek babasıaa benziyorumdur' diyerek aynldı Marsilya'dan. Tesellide tereddflt var. Yumuşak dostluğa kurek çekti ve Kuranı Kerim'ini gızleyip Bizanslı hainelere Selçuklu ııçbeylerinın aşk öykülerini anlattı. Yalancıdolma ve tarama salata edebiyatıyla şirin göründü Kıistina'ya. Pire'deki tavernada Çengelköylü Aleko garsonluk etti onlara. Ama şeytanın bacağı demir gibi Yunanistan üımu» larında. Birtakım kent ve limanlann isimlerini bile anmak günah. Tecrubeyle sabittir ki, kentleri kadmlardan fazla sevmekte sayısız gönul yararı vardır. Kentin ayağı suya deysin deymesin, sen tayfa ol ya da bozkır treninin kondüktörü, kentlerle insanlar arasındaki göbek bağını Büyük tskender bile koparamaz. Tabii eğer 'Olmazsa olmaz' sıfatlı bir kentiniz varsa... Bir kez tayfalıkta karar kıhndı mı, coğrafyayı altust etmenin mümkünatı olmadığjndan, sarma sigaranın içindeki tütün gibi yumuşakça ve güzelce özen göstereceksin maviliğe. Tutunü dumanlaştınp kul haline getirsen ve sonunda izmariti başparmağınla ezsen de... Faristen Reaıımıırlde iki zıt yapı Stuttgarftan Beyoğhı Königstrasse olıır mu? JİNEKOLOG OPERATÖR Dr. ŞEMSETTİN ATEŞ yeni muayenehanesinde hastalannı kabule başlamıştır. Adres: Incirli Cad. Ceylan Apt. No: 9 Daire: 3 (özel Çavuşoğlu Lisesi bitişiği) BAK1RKÖYİST. Tel.: 570 06 20 561 21 61 fVashington'dan Yorumsuz Japon bahkları Geçenlerde bir akşam yemeğinde Reagan, Kerim Ağa Han'ın eşine sordtu Japon balıklan nasıl? "Müthiş şeyler" diye yamtladı Ağa Han'ın eşt "Otuz yavru birden yumurtluyorlar." Reagan'ın, Kerim Ağa Han'lann kendisine emanet edip de ihmal sonucu öldürdüğü balıkların yerine verdiği balıklardı bunlar. TANJU AKERSON WASHINGTON Washington'un öteki Amerikan kentlerinden farkı şöyle vurgulanıyor: Bazı kentler petrol, Iastik, çelik; bazı kentler pamuk ya da tütün üretirken Washington bol bol sözcük üretir... Gerçekten de Washington'da basın toplantılannın, demeçlerin, soylevlerin, brifinglerin, yüksek duzeyden alt düzey'e kadar göruşmelerin, açık oturumlann, panellerin, kapalı kapılar arkasında yurütulen temaslann haddi hesabı yok... Iş bununla bitmiyor... Televizyonda, gazetelerde, dergilerde, kitaplarda tüm bu olup bıtenler uzenne yorumlar, analizler yapıhyor... Burada dikkati çeken nokta, yetkilisınden uzmanına kadar çok az kişinin herhangi bir konuda sonılan soruya "bilmiyorum'' yamtuıı vermesi... "Bilmivonım" denmıyor ama sık sık "yorum yok" deyimi kullanılıyor... Ve "yorum yok" deyiminin bazen çok şeyler anlattığı belirtiliyor... Can abcı noktalarda bu "yorum yok" sözü olumlu ya da olumsuz karşı tarafın beklediği yanıtı sağlayabılmekte.. Washmgton çevresinde yaşayan ve CIA'da istihbarat gorevlisi olarak çalışan Uilliam Parker 27 yıl once kaybettiği yuzuğünu yenıden buldu... Parker, 1959'da West Point Askeri Akademisi'nden mezun olduktan sonra yine Washington çevresinde bir eve yerleşmişti. Kopeğıni >akındaki bir ağaçlıkta gezdirirken birden parmağındaki altın mezuniyet yüzüğünün yerinde yeller estiğini fark etmişti... Ağaçlar arasında dört dönmüş, ancak yuzü ğu bir turlu buiamamıştı... öaşvuruuğu özel dedektifler yıllar boyu suren araştırmalarından bir sonuç elde edememişlerdi... Geçenlerde Parker'e aradığı yuzuğun Florida'da bir tefeci dükkânında bulunduğu bildirildi. Bulan dedektif, tefeci dukkânında yuzukleri incelerken birinin ıçinde Parker adının kazılı olduğunu görünce hemen West Point Akeri Akademisi'nin öğrenci kayıtlarına bakmış, yüzüğun asıl sahibıni ortaya çıkarmıştı... Dukkân sahibi ise yıllar sonra bulunması şerefine piyasa değeri 450 dolar olan yüzüğu Parker'a yalnızca 80 dolara geri satmayı kabul etmişti... Parker'in kansı yüzüğun bulunmasıyla ilgili olarak, "Tam bir şok oldu bizim için. Biz ona artık kaybolmuş göziiyle bakıyorduk" diyordu. Yüzüğün nasıl olup da bunca zaman sonra Florida'da ortaya çıkmış olduğunun esrarı ise bir turlu çözülemiyordu... Ne tefeci ne dedektif ne de yüzüğun sahibi bu konuda ipucu verecek bir şey söylüyorlardı... Ağızlardan çıkan tek soz "yorum yok" idi. Geçenlerde bir akşam yemeğinde Başkan Reagao, Kerim Aga Han'ın eşine Japon baJıklarının ne olduğunu sordu... Çunku Reagan kasım ayında Gorbaçov ile yaptığı doruk toplantısı sırasında Kerim Ağa Han ailesinin Japon balıklannı bakamayarak öldurmüştu.. Reagan o günlerde Cenevre'de Kerim Ağa Han'ın villasında kalırken ev sahipleri Isviçre'den ayrılmışlar ve Japon balıklannı ABD Başkamna emanet etmişlerdi. Reagan da hiç merak etmemelerini söylemişti... Babklar olünce Reagan, Kerim Ağa Han ailesine verdigi sözü tutamadığı için çok üzülmuş, Cenevre'den döner dönmez ölen Japon babklarının yerine hemen yenilerini göndermişti... Merakla, gönderdiği Japon balıklarının ne olduğunu sorduğunda Reagan şu yanıtı alıyordu: "Müthiş şeyler... Çok saglıklı olmalarının yanı sıra otuz yavru birden yumurtlu>orlar..." Olayı izleyenler Reagan'ın, Kerim Ağa Han'ın eşinin bu sözleri üzerine bayağı bir vicdan rahatlaması geçirerek çok sevindiğini söylüyorlardı... Ama Reagan'ın once nasıl Cenevre'de Japon babklarının olümüne neden olduğu, sonra nasıl 30 yavru birden yumurtlayabilen bahklar bulabildiği konusunda ise yalnızca "yorum yok" diyorlardı. HER GEÇEN GUN SAÇLARINIZI ALIP GOTURMEMEU! Foltene I^JUL ' 1ÜİİL SAÇLARIN SAÇLARIBESLE ^'s •*• • B a Saç dokuimesı ve saç Zdyınıyı gunümuzde yalnızCd erkeklenn değil kadnlann da buyuk br çoğunhjğunun karşriaşbğı a d d sorunlardan bmdr Saç dokuimesı, yetersz beslenme, zayıflama rejmm, dolâşn bozukluğu sert fırça kıüanma ya da saçfen ypfalcı ışlemlerden ien geteblr Eğer saç tellennc kolayca kınlatıılen, zayıf, kuvvetsc br hale gelmışse mutiaka etkılı br bakım gerekmekledır Foltene® bu bakım ıçm en buyuk yardımanc. en etkın sdahmız olacaktır Başansı tum dunyada kamtlanmış dan Foltene* aktıf maddesı Tnchosacchande" ıte saçlanrnzı guçtendırr, dokulmelennı onler Canlı ve gur saçlara kavuşmamzı sağlar • •M f~r*~*****'i^r* ribltene; Crros tarahndan yapdmaKtadr CRINOS COMOITALYA Foltön^ Cnnos INT. S p A lısansj ile Turkrye'de Padeko baç «e Kimya San. A.Ş. tarafından Crınos standartianna göre üretılmekte ve tüm eczanelerde sablmaktadır % fteggıereti Trademark
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle