18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/8 HABERLERİN DEVAMI 25 MART 1986 Shııltz'un ziyareti ABD basınında l\lew York Times: Türklerin üsler anlaşmasını ücarete bağlaması Shultz'u hem şaşırttı, hem kızdırdı. Washington Post: Tiirk işadamları vura vura Shultz'u kum torbasına çevirdi. TANJU AKERSON WASHINGTON ABD Dış işleri Bakanı George Shultz'un Türkiye gezisini, New York Times gazetesi birinci sayfada manşetten "Türklerin, üsler anlaşmasını (icarete bağlaması Shultz'u şaşırttı" başlığı jlc verdi. Tepede Shultz ve eşini lstanbul'da mehter takımı dinlerken gösteren büyük bir fotoğrafla verilcn haberde diğer başlıklarda şu ifadeler kullanıldı: "Dışişleri Bakanı öfkelendi.. Ankara, tekstil dışalım kotasında büyük artış Istiyor. Buna karşılık ufak arlış önerlliyor." New York Times'm haberinde üsler anlaşmasının hızla yenilenmesi umudunun Türkiye'nin ABD'den büyük ticari ödünler istemesiyle suya düştüğü belirtildi. ABD yetkililerini savunmasız yakaladığı iddia edilen bu yeni bağlantının Shultz'u kızgın sözler sarfetmeye tahrik ettiği ve ABD Dışişleri Bakanı'nın Türklerin kendisini vura vura kum torbasına çevirdiklerinden yakındığı vc Türklcri bu konuda tepesine darbe indirmekle suçladığı bildirildi. New York Times haberinde, NATO üyesi iki Ulke arasında sert sözlere rağmen yetkililer müzakereler sırasında faaliyetlerini sürdürmesine izin verilen ABD üslerinin kaJdınlması için Türkiye'den talep gelmesi diye bir tehlikenin hiçbir biçimde söz konusu olmadığını kaydetti. Bu arada gazeteye göre ABD yetkilileri üsler anlaşması müzakerelerinin çabuk sona ermesi isteğinde olduklarını, Shultz'un gezisi sırasında bu konuda büyük bir ilerleme sağlanması umudunu taşıdıklarını belirtiyorlar. New York Times gazetesi, Türklerin üslere karşılık ticaretin arttırılması talebinin ABD için Ispanya, Portekiz, Filipinler gibi öteki ABD üslerinin bulunduğu ülkelerin de benzer talepler ileri sürmeleri halinde yeni sorunlar yaratacağını ifade etmekte.. Gazeteye göre ABD ve Türk yetkilileri Shultz'un Usler anlaşmasını imzalamadan Türkiyeden aynlacağı görüşünde birleşiyorlar. Ancak ABD yetkililerine göre önümüzdeki iki gün içinde hazırlanacak bir ilke birliği açıklaması, görüşmelere daha olumlu bir kimlik kazandıracak. Türk yetkililer ilişkilerde bir kriz olmadığı görüşünde. Bazı ABD yetkilileri ise Türklerin sert pazarlık pozisyonu almasında ABD'nin Yunanistan ile üsler anlaşmasını yenilemekte daha büyük güçlükler içinde oluşunu bilmesinin payı bulunduğu görüşünde. Amerikan tarafı, Shultz ve Halefoğlu arasında karşılıklı verilecek mektuplarla üsler anlaşmasınrn yenilenmesi yolunun açılacağı kanısında. Bu tür bir mektup değiş tokuşunun Papandreu üzerinde de bir baskı unsuru oluşturacağı yine Amerikan görüşü olarak vurgulanıyor. "WashinRton Post" gazetesi ise Shultz'un Türkiye gezisi haberini iç sayt'alarında dünya haberleri bölümünde vermeİde yetindi. "Türk ihracaCçıları Shultz'u, vura vura kum torbasına çevirdi. Dışişleri Bakanı, üsler anlaşmasını ticarete baglamaktan kaçınıyor" başlıklarını kullanan Washington Post, Shultz'un işadamlarıyla konuşmasına değindikten sonra bir ABD yetkilisinin görüşüne yer verdi. ABD yetkilisi, Türk tarafını, başta öne sürdükleri anlaşma talebinden, "Senalo bu anlasmaya Yunanistan'a askeri yardımın aynı düzeyde arttırılması maddesini dahil eder, aynı şekilde Krmeni soykırımı iddiası da eklenebilir" gcrekçesini öne sürerek vazgeçmeye ikna ettiklerini belirtti. VVashington Post'a göre ABD, Türk tarafına ticaret ile ilgili taahhütlerin yer alacağı ek mektuplar önermiş bulunmakta. RESMt GÖRÜŞMELER Türkiye ile ABD heyetleri arasındaki resmi görüşmeler dün Dışişleri Bakanları Halefoğlu ve Shultz başkanlığmdaki heyetler arasında yapıldı. (Fotoğraf: a.a.) YALÇIN DOGAN ABD'li Gazeteci İçin 'Haber' Ne? (Bastarafı 1. Sayfada) lar." Oysa özal, Amerika 'ya ne kadar da çok gilveniyor! "Ben sizin sanayictlerlnizln mesajmı aldım" diye söze başlayan ABD Dışişleri Bakanı Shultz, dünkü resmi görüşmelerde Türk tarafının düşüncelerine yatkın görünmedi. Bir gün önce tstanbul'da sanayicilerin "Slz blze yardım etmiyorsunuz, örneğtn tekstilde bize kısıtlama getlriyorsunuz"sözleri ve karşılıklı tartışmalardan sonra, ABD Dışişleri Bakanı, heyetler halindeki görüşmelerde konuyu yine bu noktaya getirdi: "Ben ekonomtstim, serbest ticarete inamyorum, bunu engelleyen girişimlere karşıyım, ama bugünkü sistem, ömeğin tekstilde kısıtlama koymak zonınluğunu da ben yaratmadım. Belki şunu yapabillriz. Sizin tekstil ihracatındaki payınızı yüzde 1 'den 1987yılında yüzde 2'ye çıkarablllriz." Shultz'un bu sözletinin altını çizmek gerek. "Sistemt ben yaratmadım" ne demek? Zaten tüm sorun bu noktada dönüyor. Dışişleri Bakanı olarak görevi işte tam bu sorunun çözümüyle ilgili. ' 'Ben yaratmadım'' diyerek sorundan sıyrılmak isteyen Shultz, bu yıl Türk tekstil ihracatma ancak ve ancak yetmiş milyon dolarhk ek bir kota tanınmasından yana. Türkiye "tekstil ihracatında bizim mallarımıza sınırlamayı kaldınn" derken, Amerika "Bu yıl ancak 120 milyon dolardan 190 milyon dolara çıkarabllirtz" karşılığını veriyor. Dolayısıyla Amerika ile imzalanacak olan savunma ve ekonomik işbirliği anlaşmasında iki ülke arasındaki "en temel nokta", yani "savunma tçtnyardım değil, fakat daha çok ticaret" isteği askıda kalmış bulunuyor. Türkiye'nin Amerika ile savunma işbirliği anlaşmasını imzalamak için getirdiği ön koşul askıda kalınca, Shultz'un ziyaretinden beklenen katkı da askıda kalmış oluyor. Yani iki ülke arasındaki görüşmeler, ziyaret öncesinde hangi noktada ise, ilk günkü resmi görüşmelerden sonra da aynı noktada bu* lunuyor. Bu durumda herhangi bir anlaşma imzalanması söz konusu olmuyor. Yine resmi görüşmelerde kullanılan deyişler dikkat çekiyor. ömeğin DışifJeh Bakanı Vahit Halefoğlu üstüne basa basa "savunma ve ekonomik işbirliği anlaşması" derken, Amerikan Dışişleri Bakanı sadece "savunma işbirliği anlaşması" deyişini kullanarak, yapılacak anlaşmanın "ekonomik içerikli ve özle bağlantılı olamayacağını" vurgulamak istiyor. Farklı kavramlardan yola çıkınca da, ziyaretten beklenen katkı ortadan kalkmış oluyor. Bir başka görüşfarkı, Amerika 'nın Türkiye ve Yunanistan 'a verdiği yardımın oranında kendini gösteriyor. Dünkü görüşmelerde Halefoğlu, "Türklye ve Yunanistan 'a yapılan yardımın 7/10 gibi bir orana bağlanması doğru değll" derken, Shultz "Yardımı Amerikan yönetimi bir orana bağlamış değil, ancak yapılan yardımın sonucunda ortaya böyle bir oran çıkıyorsa, bunu beltrleyen, yönetim olarak biz değiliz, Kongre'dlr" diyerek, yıllardır her Amerikalı bakanın ve yetkilinin diline pelesenk ettiği gerekçeye sığınıyor. Resmi görüşmelerde dün dikkati çeken bir başka olgu, göruşme konularının son derece sınırlı tutulmuş olması. Yani resmi görüşmelerde işin asıl siyasal yönünün ele alınmayışıydı. ömeğin, ne Kıbrıs sorunu, ne Amerika'nın Ortadoğu politikasi, ne Türk Yunan ilişkileri karşısında Amerika 'nın tavrı heyeller halindeki görüşmelerde masaya hiç gelmedi. Bu tür "duyarlı"konular "başbaşa" görüşmelerde ele alındı. Örneğin, tstanbul'da motorla Boğaziçi'nde tur atarken, ya da iki dışişleri bakanının dün yirmi dakikalık baş başa görüşmesinde ikili ve genel siyasal sorunlar tartışıldı. Ister heyetler halinde olsun, isterse baş başa görüşmelerde olsun, Shultz 'un resmi ziyaret inin ilk gününde taraflar kendi pozısyonlarını değiştirmediler. Bu da Shultz'un ziyaretini daha ilk gününde sonuçsuz bırakan bir gelişmeyle noktalandı. Aslında, Shultz'u izleyen Amerikalı gazeteciler de işın çoktan farkında. Bu geziyle Türk • ABD ilişkileri açısından herhangi bir gelişme olmayacağınt Amerikalı gazeteciler o kadar iyi biliyor ki, dün akşamustü bir ara onlarla sohbet ederken biri aynen şunu söyledi: "Biz Washington'un bu ziyarete önem vermediğini zaten billyoruz. Bizim buraya gelişlmizin altında şu yatıyor: Belki bizim bakan tutar, dünya politikasına ilişkin, örneğin Amerlka'nın Nikaragua politikasına ilişkin bir söz söyler de önem taşır bu söz. Bizim için de işte bu o zaman haber olur. " Amerikalı gazetecinin bu sözleri Wahıngıon'un bu ziyarete bakış açısını yeteri kadar göster miyor mu? ANKARA'dan MUSTAFA EKMEKÇt ANKARA NOTLARI Su Alan Geminin Çarkçıları Shultzldan tekstil için 4kıpırdanma' (Bastarafı 1. Sayfada) Shullz'un Yavuıturk ile goruşmrsindr ha/ır bulunan bir yetkili, ABD Dışişleri Bakanı'nın "Tiirki ye'ye askeri alanda her türlü yardımı yapmak için ellmlzdcn geleni yapacagız" dedigını aktardı. Yavu/lürk ile görüşmeyi Shullz'un Ba$bakan özal'ı ziyareti izlcdi. Başhakan O/al, dun öğle saaılcnnde Bağdat'tan Ankara'ya döndüktcn sonra Halefoğlıı'ndan görüşmelerin ılk hölumünUn sonuçları hakkında bilgi aldı ve kısa bir süre sonra da ayagının lo/uyla Shultz ile pazarlık masasına oturdu. Özal, akşam da Shultz için bir yemek vcrdı ve burada yaptığı konuşmada, Turk modelının Batılı ülkelerce desteklenmesiııi isteyerek. "Balının mütlefik iilkelcr bir larafa baıvn karşı kamplaki ülkelerr sagladıgı kolaylıkları Tiirki ye'ye göslermeye haar olmaması ne yazık kl, cesarollcndiriıt hir $ey dejjil" dedi. A(, IKI.IK KAZANMAYAN KONUI.AR Haldoglu ile Shult/'un dun sabah bas başa yaptıkları vc 20 dakika süren görüşmede ek alınan konıılar hakkında hiçbir açıklama yapılmadı. İki bakanın önceki gün Boğaz'da yaptıkları motor gezintisinde kap tan köşkunde yaplıklan uzun görüşınede de Ortadoğu sorununu ele aldıkları ortaya çıktı. Ancak Boga/'ın dalgalı suları Üzerinde gcrçeklesen motor diplomasisinin içyüztl de aynı şekilde açıklık kazanmadı. SHULTZ NE DEDİ? Tılrk tarafından sağlanan bilgilere göre, dun heyetler halinde yapılan görüşmelerde ise, üsler anlaşma sının içinde bulunduğu durunı ele alındı. Shultz, Halcfoğlu'na Türkiye'ye yapılan yardımların koşullarının iyıleştirildiğıni, ayrıca doğrudan askeri yardını dışında, kullamlmış silah ve askeri teçhizatın Türk ordusuna devri gibi konularda ba/ı ıne kanı/maları haıeketlendirecekleıini bildirdi. Shultz, ayrıca tekstil kotaları konusundaki >ikâyetlere de ya nıl vererek, sorıınıın OATT çerçevesinde im/alanan "çok elyaf" anlaşmasından kaynaklandığını bildirdi vc "Ben konımaalıga karjıyım. Ancak mevcut sislcın de bu. Runu bir gerVek ıılarak kabul elmemiz gerekiyor" diyerek, bu alanda yapabilecekleıı ııın sınırlı olacağını kaydetti. Shulı/.ynnetimin ABD'nin toplam tekstil ithalatı içinde TUrkiye'ııın payını ytlzde l'den, vüzde 2'yc yüksell meye hazır olduğunu kaydederek. "Bu da önemli bir aşamadır" şeklinde konuştu. SHULTZ YUMUŞUYÜR Sabah resmi goruşmelerde esneklik gösıermeye yanaşmayan Shultz'un akşam Başbakan O/al ile yaplıgı görüşınede, tekstil konusunda daha esnek biı tutunıa girmesi dikkat çekti. özal, görüşmedc Türkiye'nin ABD'ye ıhracatıınn Ortadoğu ve AHT ıllkelerine yaptığı ihracat büyüklüğüne çıkarmayı hedeflediğinı vurgulayarak, bunun için özellikle tekstil alanındaki sınırlamaların kaldınlması gereğini vurguladı ve korumucılığa karsı olduğunu açıklayan Amerikan yönetiminin getirdiği kısıtlamalarla kendi kendisi ile çcliştiğini anlattı. TEKSTİL HESAPLARINDA KARKI.ILIK Shultz'un sözünü etliği yu/de 2'lık oranı, laraHarın farklı hesapladıklan ortaya çıktı. Görüşmedc hazır bulunan Hazine ve Dıs Ticaret Musteiarı Ekrem Pakdemirli müdahale ederek, Amerikan yönetiminin öneıdiği 70 milyon dolarhk artışla Turki ye'nin ABD'nin toplanı ilhalatı içindeki payının yu/de 2'ye ulaşmayacağını, Amerikan taratının hcsaplamasıııa bazı kalemlerı katmayarak oranı yüksek göslerdiğuıi anlattı. Turk tarafı, ABD'nin tekstil ithalatını 18 milyar dolar, Amerikan tarafı ise 12 milyar dolar olarak gösterdi. Hesaplamaların birbirini tutmaması u/erine Shultz, "O /.aman heyeller yeniden bir araya gelsinler ve lekslil koıııısuıııı uorussıınler" seklinde konuştu. Shultz'un bu sözlerı ABD'nin tekstil kunusundukı mü/akere pozısyonunda "kıpırdanma" oldugu şeklınde yoıumlandı. ŞAKA YOLLU ÖNERİLER Ickstil konusundaki goıuşmeler u/arken özal, şaka yollu bir öneri ortaya attı ve Shultz'a "Tekstil ithalatınızdaki kota uygulamasını kaldırın. ABD pa/arıııa girmek isteyen herkes rekahel elsin. Kimin nc salacagı kolalarla degil, rekahel sonucıı belirlensin. Bi/ buna lıa/ırı/" dedi Shull/ da, pa/arda yer cdinmis ulkelerin bunu kabul ctmeyeceklerını belırterek, >uka yollu önerinın ımkâıısı/lığını vurguladı. Shultz, konuşmasında bir ara Özal'a espri ile karışık, "Beni lekstil mu/akerecisi yaplıııı/" dıye lakıldı. ÖZAL'DAN KIBRIS KONUSUNDA MESAJ Furk kaynaklara göre Kıbrıs soı ununu özal gundeme gelirdi. Özal, Kıbrıs Rum yönetiminin uluslaratası alanda mesru hukumet olarak laııındığını, butun yardımlardan yararlandığını, ckonomisinin ıyi durumda olduğunu, ki>ı haşıııa duşen nıilli gelirin 4 bin do'ara ulaştığını halıı lataıak, "Bu koşulların mevcudiyetlnde Rumlar vuzüm isleıniyorlar. Çunku buna ihtiyaç duymuyoriar" seklinde konuşıu. Ö/al, bu so/leri ile Kıbrıs'ta çözüm ıstenıyorsa ıkna edılmesı gereken laralııı Kum kesımı olduğunu, dolayısıyla Rumlar u/erinde baskı yapılması gerektığı rncsajını dıploımılık hır ifadc ile Shultz'a ılettı. Ö/al ayrıca KKTC ( umhurbaskaııı Deııktas'm (Kak 1985 /ırvesinde BM Gcncl Sekreıcrının gcıırdıgı bclgeye azamı esneklık gosleıeıi'k"l ı .vel" dedigını, ancak Rumların uzlaşmaya yanasmadıklarını anlattı ve bu sözlerı ile askeı çekilmesi konusunda Ankara'nın birinci belgede yer alan lormillden geri gitmeyc niyctlı olmadığını hisscıtirdı. Türk yetkililer, zıyarelin üçüncü gunu dolduğunda Amerikalıların Kıbrıs'tan asker çekilmesi ko nusunda Türk laral'ından yeni bir ödıın istemediklerini belirttilcr. Türk kaynakları ayrıca özal'm bu sö/lerı üzerinc Shult/'un BM Genel Sekrelerinin önümüzdeki günlerde açıklayacağı uçuncıı belgedcn so/ ederek, bu plana desıek ıstcdığını doğruladılar. Amerikan kaynakları ise, "Her iki taraf da (îenel Sekreterin girişimlerinin desteklenmesi konusunda göruş birligi içindeler" seklinde konuştulaı. IRAKİRAN İZLENİMLERİ Dünkü görüşmede Özal, Türkiye'nin Ortadoğu'daki konıımu üzerinde de duıdu ve Türkiye'nin güçlcndirilmcsinin bölgede ıstikrurı aıtlıra cağını, ayrıca Iran Irak savaşının çözümunü kolaylaştıracağını söyledı. Körfez lşbirliği Konseyi'nin geçen hafta Ankara'ya bir temsilci göndererek Türkiye'den agırlık koymasının istemesinin, Körfez Savaşı'mn cö/ümünde beklentılerın Turkıye u/erinde yoğunlaştığını gösterdiğini anlatan özal, Türkiye'nin savaşta kılıt bu ülke konumuna gelmekte olduğuna dikkat çekti.Ancak özal, Bağdat dönüşil savaşın sona ernıcsi için kısa döncmde ıımut ışığı gorme diğini kaydetti. özal, bu arada lran'daki Islam Cıımhuriyeti rejiminin kurumsallaştığına da dikkat çekerek uzun döncmde Iran'da biı çözulme beklemediğini hissettirdi. Amerikan kaynakları da, görüşmede Iranlrak savaşınııı clealındığını doğrulayaıak, "Ancak Türkiye Başbakanı Özal savaşın sona ermesi konusunda iyimser Közükmuyor" dediler. öz.al'la Shultz'un Sovyelleı Rirli ğı'nde Goıbaçov'la biılikte ortaya çıkan değişiklikler üzerinde de durdukları bildırıldı. Öte yandan, Shultz, dun HalefoJlu'nun verdiği öğle ycmcğinde yaptığı konuşmada, Boğaz Köprusü'ne beıı/ettığı I urkiye'nin Ortadoğu'daki larihi ve coğrafi bağlantılarımn Batı vc NATO içindeki rolünü artlırdığını sdyledi ve "Balının Islam dıınyası ile olan ilişkilerinizden ka/aııaca^ı çok şey vardır. Sizin Ortadoftu'ya ilişkin degerlendirmeleriniz bi/im açımı/dan ıınrm taşıyor" şcklinde konuştu. Istanbul'daki ziyareti sırasında Türkiye'nin şanlı gcçmışinı yakından görduğünu, Osmanlı Imparatorluğu'nun entelektuel ve kültUrel başarılan karşısında hayranlık duyduğunu anlatan Shultz, ünlü Bechtel nıütcahhıılık firnıasının eski yöneticisi olaıak Istanbul'daki Osmanlı mimarisinden etkilendiğinı de belirtti. Shultz, ] ürk toplumunun laiklik ve demokrasinin temellerini attıgını da vurgulayarak, "kacınılma/ bazı gerilemelerin ortaya (ikmasına karşılık Turk halkı her zaman derin baglılık dııyduKU demokrasiye yeniden donmesini bilmişlir" dedi. ÇEVİRİ OLAYI TATLIYA BACl ANDI öte yandan, önceki gun TUSİAD'ın verdiği yemekte sanayici Vehbi Koç'un Shultz'a "Siz bakanken biz ABD'ye gelsek de bizi dinlemezsiniz" şeklindekı sö/.lerinin yol açtığı lartışmalar dun de sürdü. Yaptıkları bir açıklama ile Dışişleri sözcüsü Yalım Hralp'm Koç'un sözlerıni yanlış çevirdiğini bildiren Amenkan delagasyonu dün Eralp'ten özür diledi. hralp de gazetecilere yaptığı açıklamada "Koç'un sözlerini aslına sadık kalarak çevirdiğini" hildirdı. SHULTZ BUGÜN ATİNA'YA (.İDİYOR Shult/ bugün TBMM Başkanı Necmettin Karaduman'ı ziyaret edip, ( umhurbaskaııı Kenan Evren tarafından kabul edildikten sonra Yunanistan'a geçecck. Kıbrıs Rum basını: Shultz Atina'ya Kıbrıs için geliyor İZZET RIZA YALIN LEFKOŞE Kıbrıs Rum gazeteleri Amerika Dışişleri Bakanı George Shultz'un, Ankara ve Atina ziyaretlerine dünkü sayılarında geniş yer ayırdılar. Bağımsız Fileleftheros gazetesi manseünde bugün Atina'ya gidecek olan Shultz'un Yunanistan Başbakanı Papandreu ile görüşmelerinin gündemindeki başlıca konuları, Kıbrıs sorununun, BM Genel Sekreteri'nin yeni planı çerçevesinde çözümlenmesi, TürkYunan ilişkilerinin düzeltilmesi, NATO'nun güneydoğu kanadı içinde bütünlüğün sağlanması, Yunanistan'daki Amerikan üslerinin 1988 yılından sonra da ülkede kalması ve terorizme karşı uluslararası işbirliğinin oluşturduğunu yazdı. Aynı gazete, Atina'da yayımlanan To Vima gazetesine dayanarak, üsler konusunun ivedilik taşımadığını, buna karşın Kıbrıs sorunu için durumun böyle olmadığını, Washington ile Londra'nın Cuellar'ın yeni belgesini kabul etmeleri için Atina ile Lefkoşe'ye ağır baskıda bulunduklarını kaydetti. Klerides yanlısı Slmerini gazetesi manşetinde, Shultz'un Atina'ya somut amaçlar ve önerilerle gideceğini, Atina görüşmeleri sırasında Kıbns, üsler, NATO ve TürkYunan diyaloğu üzerinde yeni görüşler ortaya koyacağını belirtti. Kipriyanu'nun gazetesi Eleftherotipia, Atina gazetelerinin, ABD'nin Kıbrıs sorununa karşı özel bir ilgi göstermekte oldüğunu ve ABD Dışişleri Bakanı Shultz'un Kıbrıs sorununu kapatmak kararlığı ile Atina'ya gideceğini bildirdiklerini yazdı. Halefoğlu sık sık (Bastarafı 1. Sayfada) rak t'senboga Havaalam 'nın şeref salonunda basm karştsum çıktılar. Burada Halefoğlu. Shultz'dan, "Büyük dost ve mültefik ülkenin Dışişleri Bakanı, yakın arkadaşım" diye söz etti, Shultz ise övgü dolu yanıtında, Halefoğlu 'nu neredeyse göklere çıkardı. Shultz. Türk Dışişleri Bakanı için "Dünyada Dışişleri Bakanlığı yapan Insanlar içindeki en akıllı, en tecrübell ve düşünce sahibi olanlardan biri" dedi. Shultz, bu kısa açıklamasmda tstanbul'daki temaslanndan da memnun gözüküyordu. "Istanbul'da bulunduğum süre içinde Türk halkının konukseverliği, tarih kültürü ve başarılan hakkında fikir sahtbi oldum" dedi. Shultz, anlaşılan önceki günkü Boğaz gezisinde yalmzca doğal güzelliklerden etkilenmemişti ki, "Boğazın stratejik önemini de gördüm" diye ekleme gereğini duydu. ABD Dışişleri Bakanı, "yeni Türkiye'nin başkenti" Ankara1 ya gelmekten duyduğu memnuniyeti ifade ederken de, küçük bir maddi hata yaparak "Duyduğum kadanyla, Tu'rkler Ankara'dan doğup yayılmışlar" seklinde konuştu ve Orta Asya'nın Türkler için taşıdtğı manevi önemden habersiz gözüktü. Havaalanından başkente Halefoğlu'nun makam otomobili ile gitmektense, Ankara'daki Büyükelçisi Robert StrauzsHupe iie birlikte gitmeyi yeğleyen Shultz, önce Amerikan heyetinin beş katını kapattığı Büyük Ankara Oteli'ne gitti. Burada kısa bir süre dinlendikten sonra da doğruca Anıtkabir'in yolunu tuttu. ATATÜRK VE ÖZGÜRLÜĞÜN ÖNEMİNİ B/LENLER Anıtkabir'de Aslanlı Yol'dan geçtikten sonra AtatUrk'Un manevi huzurunda saygı duruşunda bulunan ve mozoleye üzerinde "ABD Dışişleri Bakanı"yazı lı, glayör ve karanfillerden oluşan bir çelengi koyan Shultz, daha sonra da Atatürk Müzesi'ne giderek şeref defterine şunları yazdu "Kemal Atatürk'ün anısı önünde kendl ve Amerikan halkının saygılarını sunmaktan onur duyuyorum. Atatürk, Türk ulusunu modern ve demokratik bir topluma yöneltmiştir. özgürlüğün önemini bilenler ve b'zgür uluslar ittifakı kendilerini Atatürk'e borçlu hissetmektedtrler" HALEFOĞLU'NUN KONUŞMAS1 Shultz'un dünkü temaslarının en ilginç yönlerinden biri, Halefoğlu'nun öğleyin Ankara Pa las'ta verdiği yemekte yaptığı konuşma oldu. "Demokrasi"ye ağırlık verdiği bu konuşmasmda Halefoğlu, Türkiye'de geçiş döneminde atılan adımların Batı Avrupa'da yol açtığı eleştirileri hatırlattıktan sonra, , "Batı'nın bu hususu görmezlikten geldiğini" söyledi. Halefoğlu 'na göre. görmezlikten gelinen bu husus, "Türkiye'nin Birinci Dünya Savaşı 'ndan sonra Avrupa 'da en uzun süre demokrasi ile idare edilen birkaç ülkeden biri oldugu" idi. HALEFOĞLU NEDEM LAtKLtĞt VURGULADI?.. özal kabinesinin "laiklik" ilkesinde "hassas" kanadından olan Halefoğlu'nun konuşması sırasında "Türk halkının laikliğe bağhhğmı"sık sık vurgulamaya özen göstermesi dikkati çekti. "Laiklik ve milletin egemenliği tlkeleri Türk toplumunun kalbinde köklü bir şekilde yer etmiştir" diyen Halefoğlu, bu sözleriyle Türkiye'de laiklik ilkesinin zayıflığı, Islâmcı akımın giderek güçlendiği konusunda Batı 'da doğmaya başlayan soru işaretlerini gidermeyi amaçlıyordu. Halefoğlu, "Bu, asırlardan bu yana süren gelenekler üzerinde yapılan büyük bir değişltndir" dedi. "Aslında, Sayın Bakan" diye sözlerine devam eden Halefoğlu, mesajmı şöyle bağfadı: "Başka ulusların asırlar içinde gerçekleştirdiklerini blz altmış yılda yapmaya çalıştık. Bu, geçmişten kaynaklanan sıkıntılarımız ve başarısızlıklarımız sözünü ettiğim olgunun ışığında değerlendirilmelidir. Türk toplumunun kendisi için seçtiği bu genel doğrultu gözden kaçırılmamahdır " PAPANDREU'YA MESAJ Söz demokrasiden açılmışken, Halefoğlu Türkiye'deki insan haklarının durumunu eleştiri konusu yapan Papandreu hükümetine bir mesaj göndermekten kendisini alamadı. Shultz'a, "Bundan sonrakt durağınız Yunanistan. Türkiye'de insan haklarının durumu hakkında endlşe edecek birşey olmadığını Yunanlı dostlarımıza söyleyeceğinizl umarım" dedi. 1 Halefoğlu, bu konuda Shultz dan bir ricada daha bulundu: "Seçimlerde Yunan halkına Türkiye'ye AET'nin dışında tutmak gibi bir vaatte bulunmadıklarını da kendllerine hatırlatın lütfen" Ancak Halefoğlu'nun birsonraki cümlesi ricadan çok Atina1 ya dorıük bir uyarı niteliğindeydi: "Her fırsatta Türkiye'nin çıkarlannı baltalamak, iki ülke arasındaki sorunlarm çözümüne hlç ml hlç yardımcı değildtr" AMBARGOYU HATIRLATT1 Dışişleri Bakanı konuşmasmda Shultz'a ambargo olayını da hatırlattı: "Kongrenizin bir başka mütteflğin kışkırtmasına kapılarak Türk ordusunu size bütün samimiyetimle söyleyeylm ki, bu Türkiye'yi NATOnun yalmzca bir sınır bekçisi haline getirmeyi amaçlayan bir davranıştı. Türk ordusu, hâla bu olayın sonuçlarını yaşıyor". Halefoğlu'nun konuşmasınm son bölümü ise TürkAmerikan ilişkileri üzerinde son derece parlak ifadelerle ötülmüştü. Halefoğlu, ABD ile ilişkilerin Türk dışpolitikasının "temel taşı" olduğunu açıklayarak, "Btz, ülkenizi özgürlük şamplyonu olarak görüyoruz ve hükümetinizin ekonomik politikalarını izllyoruz" seklinde konuştu. Atina'da Shultz'u protesto hazırhğı STELYO BERBERAKİS ATİNA Ankara'dan Atina'ya bu akşam geçmesi beklenen ABD Dışişleri Bakanı George Shultz, burada gösterilerlc karşılanacak. Bu arada Yunan diplomasisi de ABD Dışişleri Bakanı'nın Ankara ziyaretini dakikası dakikasına izleyerek Kıbrıs ve TürkYunan ilişkileri konularında "hükümet çevreleri" kanalıyla çeşitli açıklamalarda bulunuyor. Bunlar içinde özellikle Kıbrıs sorunuyla ilgili olanlara ağırlık veriliyor. 1982 yıhnda dönemin Dışişleri Bakanı Alexander Haig'e yapıldığı gibi Shultz'a da Atina'da protesto gösterileri düzenlenecek. Ancak, bugün Ulusal Bağımsızlık Bayramı kutlaııdığj için gösteriler yarına ertelendi. Bunlardan cn büyüğü yarın 19.00'da parlamentonun önündeki Syndagma alamnda yapılacak. Buna 10 bin kişinin katılacağı belirtiliyor. Işçi, memur ve öğrencilerin katılacaklan bu gösteride ABD aleyhtarı sloganlar atılırken, uslerin Yunanistan'dan sökülmesi istenecek, bu arada NATO da çeşitli sloganlarla protesto edilecek. Bu arada Shultz'un Atina'ya gelmesine 48 saat kala Atina'daki Vassilios Konstantinu Caddesinde 3 metre boyundaki Harry Truman anıtına saatli bomba yerleştirildi. Bombanın gece yarısı patlamasıyla anıt parçalandı. Eyleıni "Hristos Kassimis Devrünci Örgütü" üstlendi. örgütün gazetelere dağıttığı bildirilerde ABD Dışişleri Bakanı'nın ziyareti ve "ABD emperyalizminin Yunanistan'daki varlıgı" kınandı. öte yandan, Shultz'un ziyareti öncesinde önceki akşam bir açıklama yapan Yunan hükümeti, Kıbrıs sorununun Yunanistan için "ulusal şüvenlik" anlamı taşıdığını bildırdi. Shultz'un Atina'ya getirmesi beklenen öneriler ne olursa olsun Yunanistanın "bütün işgal kuvvetlerinin adayı terk etmesi", Türkiye'nin kendi "müdahale amaçları için kullanamaması için garantörlük yönteminin düzenlenmesi" ve Türkiye'den Kıbrıs'a göç eden 40 binden fazla Turkun adadan çıkarılması koşullarından vazgeçmeyeceği bu açıklamada vurgulandı. Ancak Shultz'un Atina'yı ziyareti sırasında ele alacağı konular sadece Kıbrıs'la sınırlı kalmayacak. Yunanistan'daki 4 büyük ABD üssünün geleceği, IürkYıınan ilişkileri, NATO içindeki sorunları da cle alacak. KKTC heyeti New York'a gidiyor Haber Merkezi KKTC'den bir heyet BM Genel Sekreterliği çevreleriyle tcmaslarda bulunrnak ü/.ere bugün New York'a gidiyor. KKTC Danışmanlarından Ümit Süleyman Onan ile Prof. Turhan Feyzioğlu BM Genel Sekreteri Perez de Cuellar'ın arılaşma taslağını içeren pakei bdgeyi sunmadan önee yapacağı "görüş alma" için bu sabah lstanbul iuerinden ABD'yt hareket edeeekler. BM çevrelcrindcn sızan haberlcrc göre BM Genel Sekreterliği, KKTC temsilcilerine çözüm öne rilerine ilişkin paketbelge uzerinde bilgi verirken, goruş alacak. Bu gürüşlcrle Rum görüşleri arasında koşutluk sağlanması halinde Genel Sekreter son biçimini vereceği paket anlaşma taslağını taraflara sunacak. Ingiltere'de Dışişleri Bakaııı Sir Geofrey Howe'un Atina, ABD Dışişleri Bakanı George Shullz'un da Türkiye'de yılruttüğu temaslar konusunda adaya ulaşan bilgilcr dün KKTC'de yoğun bir biçimde değerlendirildi. özal iktidarının gitgide MHP'lileştiğini gösteren kanıtlar gün geçtikçe çoğalıyor Turgut Bey, toplayıp dağıtamayan büyücü çırağı örneği, artık istese de önleyemeyeceği bir bataklığa sürükleniyor giderek. Dört eğilimı topladığını söyleyen Turgut Bey: in elinde kala kala, eski MHP eğilimlilerle MSP eğilimliler ml kaldı? Turgut Bey'i çok kişi eski AP'li bilir, Süleyman Bey'in müsteşarlığını yaptığını düşünerek; oysa, kazın ayağı pek öyle değildir. AP'nin 1979 iktidarında, Başbakanlık Müsteşarlığına Süleyman Bey'in istegiyle değil, öğrendiğime göre, Necmeddln Erbakan'm Süleyman Bey'e baskısıyla geldi. AP'yi dışarıdan destekleyen Necmeddin Erbakan, bir müsteşarlıkla iktidara ayağını atmış olmaktaydı. Turgut Bey, MSP'nin 1977'de izmir'den liste başı adayı olmadı mı? MSP'nin kimi önde gelenleri, bu soylediklerimi doğrulamazlar, onlar da Süleyman Bey gibi benimsemezler Turgut Bey'l. Biri şöyle dedi: Evet, 197Tde, izmir'den liste başı adayımız oldu. Ancak Izmir, MSP'nin liste başı da olsa, adayının kazanamayacağı bir ildi. Turgut Bey'in kazanmasını istesek neden İzmir'den koyalım? MSP'nin kazandığı birçok II vardı, oralardan gösterirdik. Sözün kısası, Turgut Bey bizim adamımız değill O da böyle diyor. Turgut Bey de zaten pek oralı değll, o, iktidarını 1988'e dek sürdürebilmenin düşünde. Turgut Bey dört görüşü birleştirdiğini, öyle iktidar olduğunu söylese de, bunların tümü ANAP'ta birleşmiş değil; örneğin, eski CHP'lilerden oy verenler olmuştur; istanbul eski CHP milletvekillerinden Emin Sungur Turgut Bey'in akrabası mıydı iyiden iyiye desteklemiştir de söylentilere göre. Ancak, ANAP'a oy veren eski CHP'lilerin ne kadarı yeni bir seçimde Turgut Bey'in partisine oy verirler dersiniz? illerden, ilçelerden gelen haberler, kadrolaşmanın gittikçe hızlandığının örnekleriyle dolu. "Ben Milliyetçiyiml" diyenler köşebaşlarını tutmadılar. Biz bu filmi seyrettik oysa. Filmin nasıl koptuğunu da bilmeyen yok gibi. Bir çıkariarını kollayanlar, bunu kaçınlmaz fırsat sanıyorlar. Yazıkl Körler okullarına mescit zorlaması neyin nesi? Süryani öğrencilere Anadolu'da din dersi zorlaması ne oluyor? Tüm okullar faşolaştırılmak mı ısteniyor? Baskının böylesi hiçbir dönemde görülmedi mi? iktidarın erimekte olduğunu, alttan sandalyelerin çekildiğini Iktidarda olanlar da bilmekteler sanıyorum. Süleyman Bey'e yakın bir gazetede çalışan bir yazar, bir gün ANAP'tan Basın Danışmanlığı önerisi aldı. Yazaria görüsen, Bakanlardan biriydi. Yazar kendisine, "Ben Süleyman Bey'e yakın bir gazetede çalışıyorum, şimdi gelmem doğru olmaz!" demedi, sadece "Teşekkurederim, görevi alamayacağım" demekie ye\\r\d\. Bakan ise şöyle dedi: ANAP'ın gitmekte olduğunu göruyorsun da, onun için blze gelmiyorsun değil ml? Altı, biraz eski MSP, biraz eski MHP desteğine kalmış bir iktidar nasıl ayakta durabilir, seçimde aldığı çoğunluğu koruyabiiir? Menemen seçimleri, Gerze seçimleri bir şeyler anlatıyordur... Akdağmadeni ilçe Milli Eğitim Gençlik ve Spor Müdürü Ahmet Taşçı'nm, okul müdürlüklerine bir yazısı elime geçti. Yazı, öğretmenevlerine alınacak gazetelerle ilgiliydi. Bakın ne diyordu: ': Okulu Mudürlüğüne, ilçemiz öğretmenevinin istenllen düzeyde verimll çalışabllmesl ve personelin birlik ve beraberliğini sağlamada yeterince araç olabilmesi İçin öğretmenevinde sadece Türkiye genelinde tarafsızltğı, tirajının yüksekliği ve clddlyetl nedeniyle TERCÜMAN, HÜRRİYET ve MİLLİYET gazetelerine abone olunmasına musacte(sözcük böyle yazılmış) edilmiştir. Bu nedenle personelinizin beraberinde öğretmenlerevine geldlkierinde öğretmenlerevine gazete veya dergi getirmemelerini, yazımızın tüm personele imza karşılığı okutulmasını rlca ederim. Ahmet Taşçı İlçe Milli Eğitim Müdürü" Ahmet Taşçı'nın başa aldığı Tercüman, "Turklslam Sentezi"n\ yaza yaza bir kalmış bir gazete. Eski MHP'lilerin şimdi günlük yayın organları da yok. Tercüman bu eksigi gideriyor mu? Milliyet'le Hürriyet burada paravana olarak mı kullanıldı acaba? Amaç, "Cumhuriyet"\, diyelim dergi olarak da 'Noktet yı öğretmenevlerine sokmamak mı? Buyruk imza karşılığı öğretmenlere duyurulduğuna göre Cumhuriyet okuyanlar yandıl Yazısından, Ahmet Taşçı'nın eğilimini anladık diyelim; eğilimi ne olursa olsun bunu yansıtmaya, öğretmenlere baskı yapmaya ne hakkı var? Öğretmenevi babasının çiftliği mi? Bir başka belgeyi görünce, Akdağmadeni Milli Eğitim Müdürü'nün bunu bir başına yapmadığını anladım. Balık baştan kokar derler ya, işin başı Ankara'da olmalı diye düşündüm. ikinci belge, "Kültür ve Turlzm Bakanlığı Kütüphaneler ve Yayınlar Genel Müdürlüğü"r\ün Türkiye'deki 300 halk kütüphanesine yazdığı yazı ile ilgili. Bakan adına, Genel Müdür Hasan Duman'm imzasını taşıyan yazıda şöyle denilmekte: "Bakanlığımızca, Kltap ve Süreli Yayınları Seçme ve Değerlendirme Kurulu'nca 1986 yılında 'Hürriyet', 'Milliyef ve 'Tercüman' gazetelerlnden birlne kütüphaneniz adına abone olunmasına karar vehlmiştir Yukanda adı geçen gazetelerden okuyucular tarafından aranan bir tanesine kütüphanenize yakın bir bayiden abone olunması ve hangi gazeteye abone olunduğunun Bakanlığımıza blldirilmesi gerekmektedir. Okuyucuya daha iyi hizmet verebilmek ve kütüphaneyi daha iyi tanıtabilmek amacıyla abone olunan gazetenin kütüphanenin idare servislerinde tutulmaması ve devamlı olarak okuyucu salonunda hizmete sunulması yararlı olacaktır. Bilgilerinlzl ve gereğini rica ederim. Bakan adına Hasan Duman Genel Müdür" Genelgede ayrıca, gazete alımı için 15.000 lira yollanacağı da belirtiliyor. Hasan Duman, istanbul'da Beyazıt Kütüphanesl'nde çalışırken başarılı çalışmaları sonucu, Kültür Bakanlığında Genel Müdürlüğe yeni getirildi. O da elbette başarılarını sürdürecekl Frankfurter Allgemeine TürkYunan diyuloğu çabosuıda başansız "Frankfurter All|>emeine" gazetesi, Yunanistan'a resmi bir z\yarette bulunan lngiltere Dışişleri Bakanı Sir Geoffrey Howe'un temaslarını değerlendirdi. lngiltere Dışişleri Bakanı Howe'un da, Yunanistan Başbakanı Andreas Papandreu'yu, Türkiye ile diyaloğa razı edenıediğini kaydeden Frankfurter Allgemeine Zeitung, "Howe, Yunanistan'dan eli boş dönüyor" dedi. ABD ve lngiltere'nin, Kıbrıs'la ilgili olarak iki hal'ta sonra açıklanması beklenen Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Pere* dc Cuellar'ın planı üzerinde, Türkiye ve Yunauistan'ı ikna etnıeye çahştıklarını yazan gazete, Yunanistan Başbakanı Andreas Papandreu'nun uzlaşmaz tutumunda ısrar ettiğini kaydetti. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Cuellar'ın, Kjbrıs sorununa çözüm getirmeyi amaçlayan teklifinin, Papandreu ve çevre Almanya'da FRANKFURT, (a.a.) F. yayımlanan sindekiler tarafından, "kötü hazırlanmış bir öneri" seklinde değerlendirildiğini belirten gazete, Yunanistan Başbakanı Papandreu'nun bu konuda da, kötümser yaklaşımını gizlemediğini yazdı. Bu arada, ABD Dışişleri Bakanı Shultz'un Türkiye gezisine değinen Frankfurter Allgemeine Zeitung, Türkiye ile ABD arasında 18 Aralık 1985'de süresi dolan beş yıllık savunma ve ekonomik işbirliği anlaşmasının yenilenmesinin beklendiğini kaydetti. Ankara'daki temaslanndan sonra, Yunanistan'a gidecek olan ABD Dışişleri Bakanı Shultz'un, Yunan hükümet yetkilileriyle yapacağı görüşmelerin ağırlık noktasını, bu ülkedeki Amerikan üslerinin oluşturacağını belirten Alman gazetesi, bu arada, ABD'nin Yunaniytan'la üsler yüzünden bozulan ilişkilerinin Shultz'un çabalarıyla düzeltilmesine çalışılacağını kaydetti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle