18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18 MART 1986 HABERLER CUMHURİYET/U 8 ev yandı, 100 kişi açıkta Eyüp Ayvansaray'daki Moda Yün Iplik Fabrikası'nda çıkan yangında da, 50 milyon liralık zarar meydana geldi. tsUnbul Haber Servisi Fatih Cibali'de dttn meydana gelen bir yangında 8 ev tamamen yanarken, Eyüp Ayvansaray'daki bir iplik fabrikasında çıkan yangın da büyük maddi hasar meydana geldi. Fatih GbaÜ Sokak 35 numaralı evde dün saat 15.30 sıralannda başlayan yangın, rlizgârın da etkisiyle kısa surede çevre binalara sıçradı. Yangın yerine ulaşan yollann darlığı ve bir üst sokakta pazar laırulu olması, itfaiye araçlannın hızla yetişmesini engelledi. Yangmın yayılması üzerine çevre evlerin sakinleri, evlerindeki taşınabilir tüm eşyayı sokağa boşaltarak kurtarmaya çahştüar. Bir süre sonra it faiye araçlannın yetişmesi ve diğer evlerin de boşaltılması daha fazla kaybı önledi. Ancak bu arada 8 ev tamamen yanarak kül yığını haline geldi. tstanbul Anakent Belediyesi ve Fatih itfaiye ekiplerinin yoğun çabalan sonucu yangın, saat 16.40 sıralannda kontrol altına alındı, evsiz kalan 100 kadar kişi akraba ve yakınlannın yanlarına sığınmak zorunda kaldı. YÜN FABRİKASI YANGINI Ayvansaray Caddesi'nde bulunan Moda Yün İplik Fabrikası'ndaki yangın ise üçüncü kattan başladı. Sentetik ipliklerin parlamasıyla bütün kata yayılan yangında 50 milyon lirahk zarar meydana geldiği bildirildi. Hacı Osman Tiryaki ve Muammer Tîryaki'ye ait fabrika yeni bir binaya taşınmaya hazırlanıyordu. SORUŞTURMA Mahmutpaşa'da triko mağazalannın yoğun olduğu bölgede cumartesi günü çıkan yangınla ilgili soruşturma stlrüyor. ıçinde 169 triko mağazası bulunan pasajda 20 dükkânın tamamen yandığ] 100 dukkânda da hafıf hasar meydana geldiği saptandı. Pasajın teknik ve statik incelemenin tamamlanmasından sonra yeniden açılacağj belirtilirken zarann 500 milyon lira civannda olduğu sanılıyor. Cibali'de yangın Şükrü Balcı'yu ağır suçlama Ruşvet iddiasıyla yargılanan eski lstanbul Emniyet Müdurü Şükrü Balcı ile sanıklar Fahrettin Aslan ve Hüseyin Cevahiroğlu, duruşmalardan vareste tutuldular. lstanbul Haber Servisi Rüşvet davasında yargılanan eski lstanbul Emniyet Müdurü Şükrü Bakı ile Dündar Kılıç, Fahrettin Aslan ve Hüseyin Cevahiroğlu'nun duruşmasında, aralannda Musevi asıllı işadamlannın da bulunduğu 12 kişi tanık olarak dinlendi. lstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi, saat 14.00'te başlayıp 6 saat süren yargılama sonunda, duruşmada hazır bulunan Balcı, Aslan ve Cevahiroğlu'nun duruşmalardan vareste tutuhnasına ve Aslan ile Cevahiroğlu'nun 300'er bin liralık kefalet paralanmn geri verilmesine karar verdi. Sanıkların Musevi asılh işadamlanndan şantaj yoluyla para topladıklan, ban kumarhanelerden her ay rüşvet aldıkları ve Şükru Balcı'ya zırhlı araba alınması için yine işadamlarından para topladıklan öne sürülüyor. Sanayici Raif Dinçkök, taürnatla verdiği ifadesinde, "Fahrettin Aslan'ın kendisine gelerek, tsviçre'de bulunan Albert Şamaş adlı şahsın elinde yabancı bankalara ait dekontlann bulundugunu ve istedikkri paranın verilmemesi halinde bazı işadamlannın stkıyönethne ihbar edüecegini ve olayın basına ransıtılacagını" söyleyerek 100 milyon liradan fazla para istediğini belirtti. Işadamı Nesim Moreno, 25 yıldır tanıdığı Fahrettin Aslan'ın getirdiği listedeki işadamlannın, aralannda 70 milyon lira toplayarak "başhuındaki belayı defetmek" maksadıyla verdiklerini belirterek, "Bu isadamlannın yurt dışına döviz kaçırdıgına ilişkin dekontlar göstermişlerdi. Para ödendikten sonra bu dekontlar Fahrettin Aslan ile Raif Dinçkök tarafından imha edldi" diye konuştu. Tanık Ishak Lodrik, "Listede benim de adım olmasına rağmen januja boyun egmeyip istedikleri parayı vennedim" dedi. Raif v Dinçkök'ün iş ortağı olan fabrikatör Lodrik, 12 Eylül'den önce Fahrettin Aslan'ın "Bana da fabrikandan mal ver de, ben de yolumu bulayım'' dediğini, malı vermeyince de "Ynrt dışına 100150 milyon kaçırdıgını biliyorum, bana koltuk çıkmazsan seni ihbar ederim" diye şantaj yaptığını, daha sonra da Büyük Kulüp'te ayağının yanma silah attığını söyledi. Her ay Şükrü Balcı'ya 1 milyon lira rüşvet verildiği öne sürülen Maçka Kadınlar Kulübü'nün Yönetim Kurulu Başkanı Zeynel Füsun tnal, Fahrettin Aslan'ın kulübe gelenleri, gazinosunda yedirip içirdiğini ve bu masraflan daha sonra kulüpten "Güneş" koduyla geri aldığını söyledi. Yargıç Hüseyin Yücel'in "Kulüp neden ödüyordu bu paralan" sorusuna tanık tnal "Biz sosyal bir kulüprük" diye yanıt verince bu defa Yargıç Yücel, "Çok iyi sosyalmişsiniz. Bu kadar parayı nereden buluyordunuz?" diye çıkıştı. Tanık Inal'ın "VaUa bu zaten kocamın zamanında olan işler. Gtzino masraflan yttz, iki yüz, beş yuz bin lira olurdn. Bunlar toplanıp aylık ödeme yapılırdı. Paralan kumar oyunlanndan elde ediyorduk" demesi üzerine Yargıç Yücel, "O zaman anarşistlere hak vermek lazım. Çünkü anarşistler o kadar soymaz" diye konuştu. Albert Şamas'ın akrabası olduğu ve uyuştunıcu madde kaçakçıhğından Mısır'da ıdam cezasına çarptınldığını anlatan tanık Ezra Boz, "Piyasada Şükrü Bala için 1 milyar liraya yakın para toplandtgını duymuştum" dedi. Anter Firmalan'nın sahipleri Nesim, tlyaho ve Rıfat Anter ise " O günkü şartlarda mecbur kaldıgımız için 25 milyon lirayı vermek zonında kaldık. Parayı bizden Abud Hayat aldı. Fahrettin Aslan'a vereceğini söylemişti. Verip vermedigini bilmiyornz" dediler. Işadamı Danyal Susar ise, Nesim Moreno aracıhğıyla 2,5 milyon lira parayı "başbelasından kurtulmak" için verdiğini ve Nesim Moreno'nun kendisine parayı verirken "Üzümü ye bağını sorma" diyerek parayı kimin istediğini söylemediğini anlattı. Daha sonra Erol Karaçay, Sami Şalom, Talat Tankoglu ve Semih Sadioglu adb tanıklar dinlendi. Mahkeme dünkü duruşmaya gelmeyen tanıklar Ester Boz, işadamı Mehmet Rüştü Çolakoğlu ve bir süre önce Dündar Kıhç'ın adamı olduğu öne sürülen Zekeriya Ülkücü tarafindan gazinoda ağır yaralanan Tank Umit ile 12 kamu tanığının dinlenmesine karar vererek duruşmayı 21 nisan saat 14.00'e erteledi. Rüşvet davası 6 saat sürdü, 12 tanık dinlendi EŞYA ALDILAR Oturulmaz hale gelen binadan efyasmı almak isteyenlere sırayia izin verildi. ÎTÜ öğretim üyeleri, Ataköy yangınını inceledi ian sonra önlem manıymış, bdki o daireier için PTT idaresi de bazı imkânlar saglar" şeklinde konuştu. Patlamanın etkisiyle 7. kata kadar olan katlarda baca boşluğu yakınındaki duvarlarda yıkılma ve catlamalar görülen binada oturan aileler, dün sabah saeşyaları almak istediklerini belirttiler. Bunun üzerine bütün katlara sıra ile boşaltma izni verildi. Birçok daireye camlar takıldı ve bazı giriş kapılanndaki zararlann giderilmesinden sonra bina yeniden boşaltıldı. Enkaz temızleme çalışmalannın 2 gün içinde tamamlanacağı açıklandı. Mustafa Karatepe adlı PTT odacısının cesedinin de yıkıntı at 10.00 sıralannda bina önüne toplanarak, dairelerinden bazı altında olduğu öne sürüldü. tstanbul Haber Servisi 4 kişinin ölilmü. 1 kişinin de ağır yaralanmasıyla sonuçlanan Ataköy' deki Emlak Kredi bloklanndaki patlamadan sonra yıkıntılann altında bir ceset daha olduğu öne sürüldü. önceki gece evine dönmeyen Mustafa Karatepe (46) adlı PTT odacısının akrabalon dun olay yerine gelerek, işçinin bina yönetim odasında bıraktığı parka ve ceketi tanıdılar. Bakırköy Savcısı Nabi Köker ve Savcı Yardımcısı Oktay Öge de, Mnstafa Karatepe hakkında kendilerine ihbarda bulunulduğunu belimiler, ancak enkaz temizleme çalışmalan tamamlanmadan kesin bir şey söylemenin olanaksız olduğunu söylediler. Dün öğleden sonra 15.30'da patlamanın olduğu yere gelen Bakırköy Savcısı Nabi Köker, Bakırköy Kaymakam Vekili Nizamettin Güven'le birlikte İTÜ Isı Tekniği Ana Bilim Dalı öğretim üyelerinden oluşturulan 5 kişilik bir kurul, kazan dairesinde inceleme yaptılar. Olayın nedeninin ve nasıl geliştiğinin anlaşılabilmesinin şu anda olanaksız olduğunu belirten kurul yetkilileri, yıkıntılann kaldırılmasından sonra birçok konuya açıklık kazandırabileceklerini vurguladılar. Bunun üzerine Bakırköy Kaymakam Vekili Nizamettin Güven, Bakırköy Belediyesi Merkez Şube Müdurü §aban Çakır'dan, yıkıntımn temizlenmesini istedi ve enkaz kaldırma çalışmalanna başlandı. Bakırköy Savcısı Nabi Köker, gazetecilere şunları söyledi: "Önce enkaz temizlenecek, sonra teknik kurulumuz tekrar gelerek incelemderini yapacak. Aynca binanın kolon ve putrellerini kontrol edecekler ve ailelerin binaya alınıp alınamayacağına karar verecekler. Eğer bir tehlike gorurierse. kolonların desteklenmesini isteyebilirler. Aynca binaaıo ne kanalizasyon, ne su, ne de etektrik tesisau kulbuıüabUir durumda. Bütün bunlann tamamlanması da, herbalde 23 ay alır. Bu yüzden 92 ailenin dairelerine hemen girebilmesi mümkün degil." Nabi Köker, uzman teknik kurulun ilk saptamalanna göre, binada en iyimser tahminle 50 milyon liralık zarann meydana geldiğini belirtti. Olayla ilgili olarak kimsenin gözaltına alınmadığını açıklayan Bakırköy Cumhuriyet Sava Yardımcısı Oktay öge ise, kalorifer kazanının kömürlüye çevrilmesinin teknik sorumluluğunu Prof. Dr. Doğan Özgür'ün aldığını, Mum Brulor Kazan Sanayii adlı firma ile apartman yönetiminin henüz saptayamadıklan bir nedenden dolayı mahkemelik olduklannı bildirdi. Bakırköy Belediyesi Merkez Şube Müdurü Şaban Çakır da, binada yaşayan 92 aileden dün akşama kadar hiç kimsenin kalacak yeni bir yer için kendilerine başvurmadığını, başvuru olursa çözum yoluna gidebileceklerini söylerken, Nabi Köker, "Bazı daireier PTT loj YOLLAR DAR, ÜST SOKAKTA PAZAR VAR Itfaiyenin yangın yerine ulaşması ıor oldu. Itfaiyenin yetismesi ile çevre evler önlem olarak boşattüdı. (Fotoğraf: CUMHURÎYET) TEP davasında karar beklenîyor tSTANBUL,(a.a.) lstanbul Sıkıyönetim Askeri Mahkemesi'nde görülen, kapatılan Türkiye Emek Partisi (TEP) davasında karann bugün acıklanması bekleniyor. TEP'in kurucu ve yöneticilerinden oluşan 36 sanığın yargılandığı davada, tutuklu sanık bulunmuyor. Şimdiye dek duruşmalara katılmayan, kapatılan TEP'in Genel Başkanı Mihri Belli'nin de aralannda bulunduğu 36 samk, TCK'mn (141/14) maddesi uyannca, bir yıldan 15 yıla kadar ağır hapis cezası isteğiyle yargılanıyorlar. 36 sanıklı TEP davasma 21 Nisan 1976 tarihinde, lstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde başlanmıştı. DGM'nin kapatılmasından sonra lstanbul Üçüncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde süren dava sıkıyönetim ilanı üzerine tstanbul Askeri Sıkıyönetim Mahkemesi'ne devrediimişti. 1975 yıhnda kurulan TEP. kurucuları ve yöneticileri hakkında dava sürerken, 5 Ağustos 1980 tarihinde Anayasa Mahkemesi'nce kapatılmıştı. BARIŞ 2 Aynı mahkemede görülen 48 sanıklı Barış Derneği 2 davasına da bugün devam edilecek. Selimiye'de yapılacak duruşmada, sanık avukatlan, bir süre önce askeri savcımn Barış Derneği 2 davasının, Barış Derneği 1 davasıyla birleştirilmesi yolundaki istem hakkında görüş bildirecekler. Banş Derneği 2 davasında, iki sanık hakkuıda gıyabi tutuklama karan bulunuyor. öteki sanıklar ise, tutuksuz olarak yargılanıyorlar. Bütün mikroplar Marmara ve Boj îaz'a SEMRA SOMERSAN BEHİÇAK Yeni kanalizasyon sisteminin kurulmasıyla tstanbul'un bütün kirli suları 11 değişik noktadan Boğaz ve Mannara'ya verilecek. Bedrettin Dalan, "Daha önce 13 olarak açıklanan deşarj noktası sayısuu tSKt'den sorumlu kişilerie birlikte, bizzat üzerinde çahşarak 7'ye indirdim ve birkaç deşarj noktasının yerini degiştirdim" dedi. (Adalar'daki deşarj noktalan da eklenince sayı l l ' e çıkıyor.) 1960'lardan bu yana surekli olarak değişen projenin son şekline göre kirli sular şu noktalardan denize verilecek: Küçükçekmece, Ahırkapı, BaJtalimanı, Tuzla, Mühürdar, Üsküdar, Beykoz ve Adalar. Baltalimanı'ndaki deşarjın geçici olarak yapılacağım vurgulayan Dalan, ileride döşenecek borularla buradaki kirli suyun Sanyer'e taşınacagını ve çok uzun bir tünelle Kilyos'un acıklannda bir yerde denize verileceğini belirtti. Bu, tstanbul'un sağlıkh biçimde denize girilebilen tek plajı Kilyos'u da tehlikeye atabilecek. Ancak Bedrettin Dalan, bizzat projeyi değiştirerek Karadeniz'e vermeyi öngördüğü bu deşarj noktası konusunda da iyimserliğini koruyor ve "Kirier oraya gelmeyecek. Hiç alakası yok. Kilyos açıklanndaki deşarjın, Kilyos plajına en ufak bir tesiri olmayacak" diyor. ESKİHALt DAHA MI lYİYDt? öte yandan su kirliliği üzerinde çalışmış kişiler bugün Istanbul'un pek çok yerinde yaygm olarak denize akan kirli suların, yeni kurulacak 11 deşarj noktasından daha az tehlikeli olduğunu ileri sürüyorlar. tsminin açıklanmasını istemeyen bir uzman göruşünu şöyle özetliyor: "Mevcut sistemle atık sular yayüarak ve seyrelerek denize ulaştıklanodan çok daha az zarar vennektedirler. Oysa Büyök İstanbul Kanalizasyon Projesi kirii sutann beüi ooktalardan, yiiksek miktar ve konsantrasyonlarda denize verUmesini öngörmektedîr. Bu, atık suların içindeki zararlı maddelerin denize geçmesini kobylaştıracak, denizin daha çok kirlenmesine yol sçacaktır." Bedrettin Dalan ise bu konudaki görüşünü şöyle ifade ediyor: "Ben de size ne dedim? Kirli sulan 'şar' diye bir noktadan denize vermemek lazım. Herhalde bilimadamlarının diişündükleri bazı şeyieri biz de yerine jcetiririz. Yalnız bflimin gerekkrini yerine getiriyoruz diye hiçbir iş yapmamak da son derece hatalı olur. Bilimadamı yiizde sıfır hata ister. Uygulayıa ise, belli ölçülerin altında hatayi kabul eden insandır. Ben bilimadamı degilim, lstanbul da laboratuvar degil." SULAR KtRLENDtKÇE DENtZ DOLDURULACAK tSKl'nin kanalizasyon şebekesi deşarj yönetmeliği, fabrikaların, atık sulannı kanalizasyon sistemine vermeden önce belli ölçulerde temizlemelerini öngörüyor. Bedrettin Dalan bütün endüstrinin bu açıdan çok sıkı denetleneceği, yönetmeliğe uymayanlara büyük para cezalan verileceği konusunda güvence veriyor. Ancak zehir ve mikropla yoğun atık suların gerekli oraiüarda temizlenebilmesi için bu kimyasal antma yeterli olmuyor. Denize asgari zarar vermek için, kirli sulann denize verüdiğı noktalarda biyolojik antma gerekiyor. Oysa, bugün Anakent Belediyesi'nin ana hatlanyla uygulamaya koyduğu kanalizasyon projesi (DAMOC adlı uluslararası bir konsorsiyumun yaptığı proje), deşarj noktalannda sadece bir ön antma yapılmasını öngörüyor. Bedrettin Dalan, "ön antmayı" Cumhuriyet'e şöyle tanımladı: "atık sulann içindeki zararh kimyasal ve biyolojik maddelerin yok edilmesi degil, kaba parçacıklann ahnması." Su kirliliği üzerine ABD'de ihtisas yapmış Prof. Dr. Nevzat Kor ve lstanbul Üniversitesi'nden Prof. Dr. Fikret Baykut, mikroplan öldürecek biyolojik antma tesisleri yapılmadan, suların denize deşarj edilmesine karşı çıkıyorlar. Baykut bu konuya ilişkin görüşlerini şöyle özetledi: "Ön antma bir ızgara sistemi olmaktan öteye gitmiyor. Yani çapı 100 mUimetreden büyük olan parçalann denize gitmesini engelleyen bir elek, sadece mekanik bir antma sistemi. Sudaki çok daha zebirli ve mikroplu maddelerin denize ulaşmasına mani olmuyor. Dolayısıyla yeni kurulacak kanalizasyon sistemi denizi had safhada kirletecek." Bedrettin Dalan ise biyolojik antma için "Bu dünyada en zengin ülkelerin bile pat diye uyguladıgı bir sistem degil. Mecbur it«imm»ıt«n biyolojik antma yapılamaz. Çünkü her güzelligin bir maliyeti vardır" görüşünü ileri sürdü. Ancak Anakent Belediyesi Başkaru da gelecekte ön antmanın yetersiz olacagı, denizin kirleneceği savlarını tamamen yadsımıyor. Bunlara yanıt olarak da "tleride biyolojik antma yapılabOmesi için denizi doiduruyorum. Dolayısıyla gelecek kuşaklar isterlerse kirli sulannı denize vermeden çok daha fazla antabilecekler" dedi. Isminin açıklanmasını istemeyen bir öğretim üyesi ise, bu çözüm için şunları söyledi: "Denizin doldurulması bauklann yok olması, akıntılann degişmesi, canhcansız tüm dogal hayaün etkilenmesidir. Madem bunun bir zaran yok, o zaman herkes denizi doldursun. Hatta Bogaz'ı da kapatalım. Böylece lstanbul büyumüş olur." DALAN BtR BAROAK MARMARA lÇEBtLECEK Ml? özal hükümeti, önümüzdeki on yıh kanalizasyon dönemi ilan ederken, Bedrettin Dalan gazetemizle yaptığı göruşmede lstanbul kanalizasyon projesinin güvenirliğini vurgulamak için "Kanalizasyon projesi bittiktec sonra Msumara Denizi'ndeiı bir bardak icecegim" dedi. Uzmanlık dalı su kirliliği olan Boğaziçi Üniversitesi'nden Doç. Dr. Kriton Curi ise, konunun tartışılmasında iknadan çok sonucun önemli olduğunu belirtti. Curi, "Ben kirii sulann denize deşarj sistemine yandaş ya da karşıt göriişlerden herhangi birini alır, sonuna kadar savunnr, yan bilgilendirilmiş bir kisiyi de biri veya öbiirüne kesinUkle ikna edebilirim" diyor, "Ancak yıllarca sn kiriiligiyie uğraşnuş bir kişi olarak kendimi, bunun Bogaz ve Marmara acısından zararh ohnayacagına ikna edemiyorum." tstanbul Üniversitesi'nden Prof. Baykut ise, bu konuda daha karamsar. Baykut, "Botaz ve Mannara'ya değişik noktaUrdan deşarj edilecek Idrfi sotar denizi kullanılmaz hale geürecektir" göriişünü ileri sürüyor. Sorumlu kişilerin büyük bir umutla sanldıklan proje, büyük ölçüde bu kişilerin önerilen sisteme inançlarına dayanıyor. Bedrettin Dalan Cumhuriyet'le yaptığı göruşmede bu inana şöyle dile getirdi: "Ben o kadar pesimist dtgilim. Mühendisim ve teknolojiye güveniyonım." Boğaz ve Marmara üzerinde sınırlı da olsa mevcut araşurmalan yapmış bilimadamları ise, ellerındeki verilerden hareketle kanalizasyon projesinin bitmesinden sonra tstanbul'u çevreleyen denizleri acı sürprizlerin beklediğini ısrarla söylüyorlar. Belediye Başkanı'nın bu uzun vadeli karamsar tahminlere yanıtı ise şu: "Uzun vadede güneş de soguyacak. Ne yapalun yani?" DtSK DAVASI Baiştürk: Eğitimyapmak 8 sendikacının ynrgılanmasına degil, yapmamak suçtur başlandı IjS*ndikı Scnisi DİSK davası yargılamasında same yoluoda yogun bir propaganda yapmaktadır. Kısavunmasını surduren DİSK Genel Ba$kam Abdullah Baş cau ba^ta işçiler olmak uzere emekfi killeler >ogun bir lurk, DtSK egııımlerine yönelık suçlamaları yanıtlarken, ideolojik saldın allındadırlar" dedi. Turkiye'de her gun "IddialanU onc suruidugu gibi etiüm ympmak d*tü, **• en az 5 sigorıalı ışçinın i$ kazasında öldüğunü, bu kaıalim )mpmamak suçtur" dedi ların nedenınin işverenlere göre "dikkatsizlik" olarak Başıurk, iddıaların, sendıkaiarm ışcılere sınıf bilıncı açıklandıgını belınti. Ijverenlerın bu ıdeolojık açıklamaveniKİeniK karşı olduğunu vurgulayarak, özctle şâyle desına karşı, iş kazalarının yeterince güvenlik önlemi almvam etti: maması nedeni ile meydana geldığinin söylenmesi gerektiğinı bildirdi. "SeadikaJar Kanaryi Sevcnler Dcmeti gibi kunıluşlar degildir. Sendikalar sınıf orguludur. Onlann rfitimi Başıürk iddıanamelerde suçlama konusu yapılan d» elbe«le bu »nlamda sıaıfsaJ nilelikli otacaklır. Kaldı DlSK'ın organ toplamılanmn tumunün yasal gereklerı ki sınıfsal bilioçlcn d« korknumak gerckir. yerine getirilerek, kamuya açık ve pdıs denetıminden geçSana\ilc>ıneııin vc scndikacüıgın tarihini birazcik bimiş olduğunu, ayrımıları ile açıkladıktan sonra, "Dunlenkr bilc çok iyi aniamışiardır ki, kpultfc sefalete kar>ı yanın hiçbir yerinde lopUaUUnnı boyietine yapaa, ü)idnyduklan kini makiac lurmskla çozmcyc çaJışan işçileri. ddcgeleri ve yoneticUeri böylesioe kavıüı bir ihtiUI ler, aocak anıf bilinci itr bu ilkri yakiaşımı umışlar vt orgulu, gidi örgdl yoktur. Bu nedenic DİSK için giıll, çagılaf micadelt yonıemlerini ögrcıımisicnUr. Isciİcr anillegal, ihtilaki orgiıt tanifnlaması yapmak olsa olsa tacak suuf bttoci ye ana^tzm. aoarfcoseodikalbB gibi saprihin bir istihzaadır" şeklinde devam etıı. kınlıklan a>abilmi$lcrdir. Baştürk.DlSK'in çok yönlu uluslararası sendikal ilişÖtt yandan, genel olarak drnokrasiain, ozei olarak kilerıne, agırlıklı Baıı Avrupa sendikaları ile olan ılişkida scndJka detnokrasisinin i$l«mesindc sendikal egitim leri görmezlıkten gelinerek, lek yarüı örnekler alınarak jon derece ontmlidir". suçlama yapılabüdığini uzun açıklamalar ve olay örnekr Başıurk iddianamelerde DİSK kendini Milü Egitim Ba ' leri ile anlaıtı. Şöyle dedi: kanlıjı yerine koyuyormuş., Millı Eğııim Temel Ya*ası'Vukandaıı beri skılarak >«ntigJmu örnekler suç oJnşnı uyguluyormuş gıbı suçlama getırildıgıne, sendikal egılunnazkcn, DtSK'in çok yonlu ıü»>laranuı sendikal ilia>lımin ışçilerc gerekli bir ozel eğitim olduğuna ışareüe şun kileri tçinde bir bölumu olaşturan Sov>eı sendikalanyları söyledi: la iüşküerin wctaıwwwnı bokukeo ve manuken aniamak **Sendikalar Yasası, smıf çıkarian gfrtgl. İKİ ve i$vtmumkun dctitdir. E|er totyllst ülke tendikalanyla ittfki ıca seadikatanun ajn ayn karuloslar halinde örgutleııkurmak, sosyalist ölkeiere gldervk iendikal knraluşlan tstanbul Haber Servisi DlSK'e bağlı 6 sendikanm 8 yöneticisi ve Devrimci Öğretmenler Birliği yöneticisi 1 kişi hakkında ek iddianame ile açılan davaya tstanbul 2 Numaralı Askeri Mahkeme'de başlandı. 1415 Kasım 1985 tarihli ek iddianamelerle DlSK'e bağlı sendikalardan Dev Maden Sen'in yöneticilerinden tsmail Aksüt, Bektaş Dinçer, Hüseyin Gülücü, Devrimci ..Topraktş yöneticilerinden Ömer Demircioglu, BankSen yöneticilerinden Ahmet Erol Aksoy, Basıntş yöneticilerinden tsa Savda, Keramiktş yöneticilerinden Bayar Giirbüz, Madentş yöneticilerinden Tuncer Özer hakkında yasal olarak kurulan sendikayı yasa dışı örgüte dönüştürdükleri savıyla dava açılmıştı. Ek iddianame ile aynca Kurtuluş davası nedeniyle halen Metris Askeri Ceza ve Tutukevi'nde bulunan Irfan Cüre hakkında da, Devrimci öğrenciler Birliği yönetim kurulu üyesi olarak "Demokraıik Platfonrji 'a katılmak ve konuşma yapmak savıyla dava açılmıştı. Ek iddianamelerle haklannda dava açılan 9 sanık için TCY'nin 141/15. maddeleri uyaruıca 5 ile 20 yıl arasında ağır hapis cezası isteniyor. Dünkü oturuma katılan sanıklar Ahmet Erol Aksoy, tsa Savda, Tuncer Özel sendikalar hakkındaki ana iddianameler ile ek iddianamelerin kendilerinde bulunmadığını, bu nedenle de sorguya hazır olmadıklannı belirttiler. Mahkeme sanıklara iddianameleri verdikten sonra duruşmayı sorgu için 29 Mart 1986 tarihine erteledi. Rum Bakan: Türkiye'de bulunmaktan muthıyum İSTANBUL, (aA) Birleşmiş Milletler Gıda ve Tanm Örgütü (FAO)'nun Yalundoğu Bölge Toplanusı'na katılmak üzere Istanbul'a gelen Kıbrıs Rum yönetiminin Tanm ve Doğal Kaynaklar Bakanı Andeas Papasolomonlos, "Tnrkiye'de bulunmaktan mutluluk duydngunu" söyledi. Andreas Papasolomonlos, aa. muhabirinin sorulanm cevaplandınrken, uluslararası bir toplantı için Türkiye'ye geldiğini hatırlattı ve kıtayla ilgili ortak sorunlann tartışıldığı bir toplantıya katıldığını biklirerek, Kıbns sorunu konusunda görüş açıklamak istemediğini kaydetti. Diğer Rum bakanlannın da benzeri vesilelerle Türkiye'ye gelmekten memnun olacaklarını, aynı şekilde Türk bakanlannın da Kıbns Rum kesimine gelebileceklerini ifade etti. DİSK Genel Başkanı, "Ücretemeksermaye ilişkilerini, gelir dağılımını, sömürüyü, yani artı değeri öğretmek sendikalar için suç değil, yükümlülüktür" dedi. Abdullah Baştürk: Eğer sosyalist ülkelere giderek sendikal kuruluşlar, ziyarel etmek ihtilalcilik ise DİSK bu konuda yalnız degildir. DtSK dışındaki sendikal kuruluşlar ve çok sayıda T.C. Cumhurbaşkam, Başbakam, Genelkurmay Başkanı, Bakanlar, Sovyetler Birliği'ne gitmiştir. Büyükelçilikte işadamlarımız Ekim Devrimi için kadeh kaldınrken, bir sendikal kuruluş heyetinin sosyalist ülkelere gitmesi hiçbir şeyin ölçüsü degildir. zorunlu kılmiftır. Bu nedenle ucretemekserauye iu>kilerini, gelir dagıluaıaı, soroüni)u, yaai arü dcgeri Ogrelmek sendikalar için bir saç degil. y ı a l bir yakümMİüktur. Scadikal egitimtfe tt*Uere otaylan keadi acdamıdan yoraodaauuan ve keadi çıkartanna göre çözum yoflan öarrmekrl komılanndm bttgi veriarfcnı, seadfkalaıın kide karataşa oMaldan, hertiyasigoriisteki kisimu varhgı grrçegi Mr aa bile gozden u a k lulatenu". Baştürk DİSK'in bütün egjtim seminerlerinin, işçilere iş yerlerinden izin alınarak, işverenler ve diğer işçıler urafından izlenecek şekilde açık yapıldığını da vurguladı. Eğıtım semınerlennde TCK'mn 142 maddesi kapsamında degerlendırilebilecek bir çalışma olmadığını da vurguladı. "2960 yaşton arasıadaki insanUnn ymldafik en fazia 18 ttal kadar türen 3 ginlik egiüm semioerierindc bejainin yıkanması' >e MarksiitLeainisl yapdması' mumkttn degildir. Insuoglu benuı bö>lesiae •urifMU Mr makine icat edebflmif degildir. Kaldı ki bö)1cti Mr amacımu olmanuşlır" şeklinde konuştu. Baştürk sendıkalann ayelerinı eğitmek. Uyelerıni ışverenlerin ideolojik saldınlannı gögUsleyebilecek bılgi duzeyine ulaşıırmak, orüarı bilimsel bilgılerle donaımakla yükümlü olduklarım söyledi. Egemen çevrelerın. teknik olanaklann çok gelişüği dünyamızda emekçı kıtlelere yönelık yogun saptıncı propaganda içinde olduklannı, kendi dünya goruşlerim. eraekçilere bemmsetmek ısıediklerinı belinerek. u B«yıik sennayc kendishün öıet çıkartaı lopiamun l i m çıkMtanynı oıde* otdugaaa fosterziyareı eımek ihtüaldlik ise. DİSK bu konuda akiye de yalnız defiMir. DİSK dışıııdaki seadikal kuruluşlar da yıOardır bemzer ilişkHer icİMİedirler. Bagane kadar çok tayıda TX. Caoüıurbafkanı. Basbmkaan, GeMİkurany Baskanı, Bakaaiar Sovyetler Birligi'ae giiaüştir. Büvikriçilikle EkJm Devrimrni kutlan a loptanCılanada hjmlaiihırtnm Ekim Devrimi'ne kadeh kaldınriar. Nr teadikal karnloş •eyefian «os^lbt Hikdere gilmeü hiçbir feyhı ötçüta olamaz". Başıurk DtSK'in kitlesel eylemlerine yönelik suçlamaları yanıtlarken, özellikle 1 mayıs kutlamalarına yönelik ağır suçlamalar üzerinde durdu. 1 mayısları kutlamanın demokraıik bir hak ve suç olmadıgına işaretle, bu bayramın rcjimı ne olursa olsun tüm Ulkelerdekı ışçilerce detoik bıçünlerde kutlandığını anımsatu. DtSK'in düzenleoiği bütün 1 mayıs kutlamalanndaki gelişmeleri aynntıh, tek tek anlatarak, DlSK'e yönelık agır suçlamalardan DtSK'in sorumlu olmadıgım açıkladı. Türk bayragı, Auturk'e saygı konulannda gerçeklerin saptınlarak haksız suçlama geurildığını, 1977'nın kanlı olaylanrun mağduru olduklan halde suçlulann yakalanması yerine kendilerine suç yüklenmeye çalışıldığını belınti. Belirlediklerı sloganlar. afiş ve pankanlar dışındakılerden sorumlu olmadıklarını, önlem almayan güvenlik görevlilerirun ortad» suç varsa sorumlu olmaiarı gerekıığini bildirdi. 1 mayısUr ve DİSK eylemlerine ilişkin açılmış çeşıtli davalarda da, mahkeme kararlan ile suçsuzluklarının kanıtlannuş oldujunu, yeniden dava konusu dahı ediletneyeceklerini %urguladı. BILSAK'TA BUGÜN Dinlrti: 19.00 Murat BELGE "CUMHURİYTTİN MÜZİK SERÜVENİ" Lokanla: 20.00 Hafif Batı Müziği BİLSAK KÜLTÜR GEZİLERt Kılltur dünyamızın onde gelen miınar, sanat tarihçisi, araştırmacı, sosyolog ve arkeologlannın rehberliğinde şehir içi geziler süruyor. BtLSAK 143 28 79143 28 99 Sıraselviler, Sogancı Sok. 7
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle