16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 16 ŞUBAT 1986 KÜLTÜRYAŞAM HAYVANLAR tSMAtL GÜLGEÇ CUMHURÎYET/İ Evlilîk çok zor bîr iş,# ama çocuğıım olsun îsterim Kültiir Servisi Madonna sahnede "Like a Virgin" (Bir Bakire Gibi) adh şarkısını söylüyor. "Benimle evlenir misiniz?" diye sesleniyor arada seyircilere. Herkes, "Evet, evet!" diye haykınyor hep bir ağızdan. Karasevdaya tutulmuş bir delikanlı yerinden fırlayıp bağırıyor: "Senden çocnk istiyorum!" Madonna sahnenin bir ucundan öbür ucuna hafıfçe salınarak gidip gelirken "Like a Virgta"in sözleriyle yanıtlıyor delikanlıyı: "Ük kez dokunulan bir bakire gibi hissediyonım senin karşında kendirai..." Asıl adı Madonna Louise Ckcone. Yirmi yedi yaşında. Italyan kökenli Katolik bir ailenin çocuğu. Boyu 1.54. Ama aylardır plak albümleri ABD'de de, ülkemizde de tepelerde dolaşıyor. ABD'de on iki yaşında kızlar, göğsünde "Virgin" yazan tişörtlerle sokaklarda. Yaşlan nerdeyse 8'le 25 arasında değişen kızlar, Madonna'da gördükleri haç biçimi kupelerden, ışıltılı plastik gerdanİıklardan, siyah boru etekliklerden aJabilmek için para biriktiriyorlar. Madonna'nın "Madonna" adını taşıyan ilk albümü yaklaşık 2 yıl önce ilk kez piyasaya çıktığında oldukça ağır satıyordu. Ancak satışı birden hızlanan albüm, 2 milyon 800 bine ulaşmış bulunuyor. lkinci albümü "Like a Virgin" Madonna'nın 5 şarkısını içeriyor. "Like a Virgin" de yalnızca ABD'de 4 milyon 500 bin satarken, ABD dışında da 2 milyon 500 bin satış yaptı. Madonna bir turne otobüsünde kendisine sonılan sorulan yanıtlarken çeşitli konulara, kavramlara ilişkin düşüncelerini dile getirdi: BEKÂRET Büyümekte olduğum sıralar vücudumdan hoşlandığımı ve ondan utanmadığımı anımsıyorum. Oğlanlardan hoşlandığımı ve bu konuda kendimi bastırılmış hissetmediğimi anımsıyorum. Hiçbir zaman küçük oyunlara girişmedim. Bir oğlanı begendim mi, gider karşısına dikilirdim. Belki de, ağabeylerimin olmasından ve banyoyu, tuvaleti faJan onlarla paylaşmamdan kaynaklamyordu bu rahatlığım. Ama ortaokulda, lisede bu kadar rahat davrandınız mı, oğlanlar sızin hakkınızda yanhş bir izlenime kapıhyorlar. Sizdeki dobralığa bakıp herkesle düşüp kalktığınızı sanıyorlar. Sonra da sizden elde edebileceklerini elde cdemeyince, sırt çeviriyorlar. Evet, o yıllarda bütün kızlar beni hafıfmeşrebin biri, bütün erkekler de nemfoman sanırdı. Oysa yattığım ilk çocuk, çok uzun zamandır sevgjlimdi ve ona âşıktım. HAYRANLBKLAR Yetişme çağımda, rahibelerin CÖCSÜSDE HAÇ Sahnede olmayt sevdiğini söyleyen Madonna goğsundeki haça bakıp soranlara, "Kıiçukken Tanrı 'nın yaptığım her şeyi gozlediğine inanırdım"' şeklinde konuşuyor. "Like a Virgin" albümü 10 milyona ulaşan Madonna: i \Menç kızların benzemek için yarıştıkları 27 yaşındaki Madonna, evliliğin zor bir iş olduğu kanısında. Ama çocuğu olmasını çok istiyor. "Çocuk yapmak, pasta KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK yapmak falan gibi bir şey olsa gerek" diyor. Sanatçı dinle ilgisi .,. bv Bence. babavnm baz ıçırt bence, konusunda, "Kiliseye gitmem, ama oriam değ/şiır'tti' Tann'ya inanınm" diye konuşuyor. İouımuofSuO dusvndvm. ; hkanmosı ıç çafışmalanat MONROE GİBİ tlk gençliğinde Carole bombard ve Judy Holliday'in yanı sıra Marilyn Mortroe'ya hayran olduğunu belirten Madonna, Hawai'de ünlü yıldız küığında sahneye çıktı. çok güzel olduklarını düşünürdüm. Uzun yıllar rahibe olmak istedim. Onlan gerçekten saf, disiplinli, ortalamanın üzerinde insanlar olarak görürdüm. Huzurlu bir yüzleri vardır. Rahibeler seksidir. Aynca Carole Lombard. Judy Holliday ve Marilyn Monroe'ya da tapardım. Akıl al Nm.adonna'nın "Madonna" adh albümü yaklaşık iki yıl önce piyasaya çıktığında ağır saîıyordu. Ancak şarkıcımn ünü arttıkça plağın satışı da hızlandı. Yeni albümü "Like a Virgin" ise, yalnız ABD'de 4,5 milyonluk bir satışa ulaştı. lerinin tadını çıkarıyorlardı ve güçlü bir kadınsılıklan vardı. Kadınlar, erkeklerden farklıdır. Erkeklerin yapamadığı şeyleri yapabilirler. ŞÖHRET Sahnede olmayı seviyorum. Insanların bakışlanndaki coşku ve büyülenmişliğe bayılıyorum. Ama güvenlik nedenlerinden ötürü yanımda bir koruma görevlisi dolaştırmak zorundayım. Gittiğim yerlerdeki otel odalannda kendimi kafese kapatılmış hissediyorum. New Orleans'ta şovdan sonra bir taksiye atlayıp Bourbon Sokağı'na gittim. Tanınmamak için kafama bir şapka geçirmiş ve iyice aşağı çekmiştim. Ama kaldırıma ayağımı basar basmaz, çe\ reye toplananlar "tşte Madonna!" diye bağırdılar. UYUŞTURUCU Uyuşturucu kullanmıyorum. Hiçbir zaman da kullanmadım. Uyuşturuculann insanlarda yarattığı düşünülen duygulara, güven ve enerjiye ben doğal olarak sahibim. Tek sorunum, uyuyamamak. Ama uyku hapı almıyorum. Çeşitli otları kaynatıp içiyorum. KATOLİKLİK Katoliklik, sonunda inansanız da, inanmasanız da insana bir gönül gücü verir. Ben kiliseye gitmem, ama Tanrı'ya inanınm. Küçüklüğümde, o herkeste rastlanan suçluluk duygusu bende de vardı. Tanrı'nın yaptığım her şeyi gözeüediğinden emindim. On bir, on iki yaşma gelinceye kadar, şeytanın alt katta oturduğuna inanır ve bacaklarımdan yakalamasm diye ust kata merdivenlerden hızla çıkardım. EVLİLtK Evlilik muhtemelen çok güç bir iş. Ama kesinlikle bir çocuğum olsun isterim. Ben yaşlarda dostlarımdan çocuğun harikulade bir şey olduğu konusunda birçok hikâye dinledim. Pasta yapmak falan gibi geliyor bana. fHu? 1 f ' oiuiiurvyor. tur duvar > It iı«. . S maz derecede komik, aptal ve tatlıydılar. Onlarda kendimi görüyordum. FEMtNtSTLER Kimileri, benim kadınlan otuz yıl geriye götürdüğümü söyledi. Doğrusu, kadınların 1950'lerde vucutlanndan utanmadıklan kamsındayım. Kanımca, cinsellik PİKNİK PtYALE MADRA ZEyNEEP, FÜBUCU fflZLI GAZETECİ >ECDET ŞE.\ ... /NAM1LA/IÛZ BİR 5EY '. &ENÇ OYUNCU BACAK ARÛ6I ÇEKİYOC ... TOP •JÂLİ 4UA1ED DE ... UAYIR . 46LÛRPZİ... ! S O O L Ş O O O t GOOOL '... AUMEP' DEM OLASANlÜSTL/ By'ff SOi. SuVİN FUT30L5E.VEfZLEP SOLU SU. . UAVIIC. YILUU?IM SOLu' j &RAVOO , BRAMO ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI Agatha Christie turizme de yaradı İngiltere'nin Liverpool kenti yakınmdaki Southport kasabasında Prince of Wales adh bir otel var. Belli bir para ödeyerek hafta sonlarını burada geçirenler, örgütlü cinayetler yaşıyorlar ve 48 saatten az bir sürede katili bulmaya çahşıyorlar. Otel, bu sayede kapanmaktan kurtulup büyük kâr sağlamış bulunuyor. Kttltür Servisi îngiltere'nin Southport kentinde, Agatha Christie düşkünü lngilizler, heyecan ve gerilim tutkulannı giderme fırsatı buluyorlar. Belli bir para karşılığı, Prince of Wales Oteü onlara bir cinayet dizisi hazırlıyor. Ve de Agatha Christie1 nin kahramanlannın yerini alma fırsatmı veriyor. Bir zamanlar zengin Liverpoollü tüccarların yazlığı olan Southport, artık eski debdebesinden çok uzak. Evlerinin tavan kirişleri geçen yüzyıl karaya vurup parçalanan gemilerden alınma, ama bu evlerin çoğu artık tatsız bir sessizliğe bürünmüş. Üzerine ölü toprağı serpilmiş bir kıyı kasabası artık burası. Yanıltıcı bir dinginliği var ama. Southportta son cinayetin otuz yıl önce işlendiği belirtüiyor. Bir otelde... Ama hafta sonlarını Southport'ta geçirmek için, kırmızı tuğlalı Prince of VVales Oteli'nde yer ayırtanlar, yola çıkmadan önce kısa bir mektup alıyorlar. Mektupta, üç cinayet olayıyla karşılaşacakları ve bu cinayetlerin gizemini çözmek zorunda oldukları belirtüiyor. "tlk kez buradan bir ölü çıkardığımızda" diyor Prince of Wales Oteli'nin yöneticisi Frank Adams. "fotoğrafçının biri flaş patlatmaya basladı. Ardından başınuz polisle derde girdi. Durumu anlatana kadar akla karayı seçtik." O gunden bu yana Southport halkı polisiye olaylarla dolu hafta sonlarına alışkın. Dörtte biri emekli olan kent halkı, cumartesi ve pazar günleri merakını yenemeyip otel çevresinde dolanıyor bu yüzden. Prince of VVales Oteü 67 yıl önce, yörede oranı çok yüksek olan işsizlik sonucu kapanma tehlikesiyle karşı karşıya kalmış. Geçmişin debdebeli şölenlerine ve suslu püslü müşterilerine göre yapılan dev otel, artık verimli olmaktan uzaklaşma noktasına gelip dayanmış çünkü. Otel görevlilerinden birinin radyoda izlediği program otelin kurtuluşu olmuş. Bu program New Yorktaki otellerde işlenen cinayetlerin yüksek oranıyla ilgiliymiş. Prince of VVales yöneticileri ise, 30 yıldır cinayet işlenmeyen Southport'ta örgutlu cinayetle para kazanmayı duşünmüşler. Buldukları çözüm de şu olmuş: Dokuz kişilik bir ekip, her hafta sonu ıçın bir senaryo yazacak ve gerek katil, gerekse kurbanlann rolüne çıkacak. İçlerinden biri şöyle diyor: "48 saat süreyle sahneden aynimayan aktörier gibiyiz. Geçenlerde birimiz kasabada alışverişe çıkmaya kalktı, hemen otel müşterilerinden ikisi peşine takıldı." Bu o>iın, İngilizlerin uç merakma, tiyatro, bulmaca ve korkuya hitap ediyor. İlk cinayet geTçekleşince de müşteri kendini oyuna kaptınyor. Bir büyük kuruluşta personel şefi olan Paul, elinde defteriyle devamü not alıyor. Dublinli iki kız kurusu olan Hogan Kardeşler, yemek salonunda ölü bulunan ilk kurban Simon Newell üzerine fıkir yürütüyorlar. Otelin bir başka köşesinde, oyunu düzenleyen dokuz kişi zevkten dört köşe. Onlann merakını kışkırtmak için oda kapılarının altından imzasız mektuplar atılıyor, otelin girişindeki tahta üzerinde birtakım ipuçları veriliyor. Akşam "Nil'de Cinayet" fılminin gösterimi sırasında, otelin kırk yıllık asansörü gıcırtıyla iniyor. Içinde, Prince College'in sekreteri Lucy, ağzı kan içinde, yatmaktadır. Cumartesi gecesi ise, üçüncü bir kişi dans sırasında tabancayla vurularak öldürülecektir. Heyecan doruktadır artık. Pazar olmuş, sıra sabah kahvaltısına gelmiş, ancak haftada üçdört Agatha Cristie yutan müşteriler çözümü bulamamışlardır. Ama biraz sonra, Müfettiş Frogget müşterileri bir araya toplayıp suçluyu açıklayacaktır. Elli müşteriden dördünün katili saptadıkları bundan sonra belirlenecek ve ağzı bozuk bir banka memuru olan dört kişiden Barry, başansının sırrıru şöyle açıklayacaktır: "Ne not tuttum, ne bir şey. Her sey kafamdaydı ve cumartesi gecesi katili bulmuştum." Başanlı olanlar alkışlamrken, katüi bulamayan üzgun bir müşteri başını sallayarak şöyle diyecektir: "Yine geiecegiın ve bu kez katili bulacagun." AGAÇ YAŞKEN EĞİLİR KEMAL GÖKHA.V TARİHTE BüGÜN MÜMTAZ ARIKAN 16 Şubat 59 ÇUl/AL ALTIN... f93Z'PE BU6ÜM, TÜRKiYECUMHURİYETİ BANKASI, /sv/çee 'c>eN(BANQuE oe su(s?e") ÖNBMLİ MİKTAgPA AmHSATlN ALABAKVUIİPA 6ETİRDİ. TKEMLE İSTANgUL'A TAŞINAN 59 ÇUVAL POLUSU KÛLÇE ALT7N, GÜMeÜKTE TARTlLAeAIC TBSLİM ALINMtŞ VE SIACf SÜVENUK ÖA/L£ML£/e/ AlTfNDA DARPHANEYE GĞNOeHlUAİŞrİ. TAMAMl BİR SUÇÜK 7ON OLAM ALT/NLASlN PE6EJSİ, AÇIK.LAMAYA GÖK£ İKİ MİLYON URAYI BULUYOROU! BÖYLECE, ALTININ TEOAVULDE/O PASAYA OKAMI YU/CSEUYOR ,yoZPE y/RMİgl£ gUÇUĞA ULAŞlYOfZDU. d , aHımlarım günvülc+e. yafitfan Türk denîzciliği ekrana geliyor ANKARA, (Cumhariyct Bkroso) TRT > Ankara TeJevizyonu, "tarih şaonı 'nun oluşmasına katkıda bulunmak araacıyla, Türk denizcüik larihini doğuşundan en görkemli günlerine kadar belgesel bir program haline getirecek. "Deniz Kurtlan" adıyla çekilecek olan belgeselde Akdeniz'in bir Tttrk gölü oldugu dönemlerden günümüze kalanlar ekrana getirilecek. Akdeniz ülkelerinde ve Ege adalannda çekilecek olan progranun "İpek Yolo"nun bir benzeri olacağı, Türk denizcilik tarihi anlatıhrken, çekim yapılan bölgelerdeki bugünkü yaşamm da anlatılacağı belirtüiyor. Ankara Televizyonu EğitünKültur Program MUdürlüğü yapımalarından Tank Alpagut ve Mijdat Koçer'in dört bölüm olarak gerçekleştircceklerı belgeselin çekimleri, Kuzey Afrika ülkelerindcn Fas, TUnus, Cezayir ve Libya'da, Güney Fransa, ftalya, Yunanistan ve tum Ege adalannda yapılacak. On birinci ve on yedinci vüzyıUar arasındaki Türk denizcilik tarihınin ilk Türk denizcisi olarak Çaka Bey'den başiayacağı belirtilen programla ilgili olarak şöyle denüdi: "ProgramiD cekimjeri, btıgtin Çaka Köyü denilen bolgeden baflıülıp, Akdeniz iilkeleıinde ve Ege adalannda sardüralecek. Bu yericrde Turk denizciiigİDdeo gıinumuze ne kaldıgını goree) olarak sunarken, çekim yaptlaa bölgelerdeki yaşamı da aıılatacağız. Aynca bu döneme yalnızcaTurk denizcüili tarihi açısından bakmayıp, diger denizci kavinderin, Rooesans1ın etkikrini de ele alıp, o donemi tarihi bir bıitanliık içisde ekrana getinneye çalc>acagız." Mart, nisan ve mayıs aylarında araştırma ve metin çalışmaları tamamlanacak olan belgeselin çekimleri yaz aylannda yapılacak. Sonbahar başlarında tamamlanması tasarlanan program, 1987'nin ilk aylannda yayımlanacak. 2025 dakikalık dört bölumden oluşacak belgeselin çekimtne Türk Denız Kuvvetleri Komutanlıjı, Dışişleri Bakanlığı ve tüm üniversitelerin katkıda bulunacağı belirtildi. Her pazar bu sayfada yayımladığımız BİLİMTEKNİK'i bugünden itibaren her hafta Cumhuriyet Dergi'de bulabilirsiniz. 50 YIL ONCE Cumhuriyet Türk Hava Kurumu 12 yaşında Bugün Türk Hava Kurumu 12 yaşına giriyor. Her yeni hamlede bir meşale gibi, Türk milletinin en ön safında yer alan hükümet şefîmizin son Hava kurumu kurultayındaki işaretleri üzerine yurdun her 16 Şubat 1936 kürsüsünden söylediği gibt "Büyük milletimizin yüce ilgisini heyecanla anmak borcumuzdur." 1935 mayısında başlayan gayretin bugüne kadar verim bilançosu şudur: Hava lehlikesini bılen üye sayısı 35.327'ye, yardıma üye sayısı 181.731'e çıkmıstır. 19361986 1935 de başanlan işlerin en ehemmiyetlilerinden biri de "Türkkuşu "dur. Şimdiye kadar biri kadın olmak üzere 29 paraşutçü ve ' 34 planörcti yetiştirilmiş ve planörcülerden biri kadınsekiz kişi temmuz 1935 de Rusyada Koktebel Planörcülükmektebine gönderilmiştir. tarafmdaki hava tehlikesîne karşı başlayan köklü kalkmma 1935 yılını Türk Hava Kurumu'nun en hareketli yılı yapmıştır. Bütün Türkiye'yi kaplayan enerji havasım göğsümüz kabararak görmekteyiz, Çalışma, hız alma ve başarma kaynağımız olan Atatürk'ün kamutay
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle