23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
16 ŞUBAT 1986 EKONOMİ Geçen hafta lama bakımmdan Türk sanayiinin, Türk iş âleminin durumunu naSELÇUK YAŞAR sıl degerlendiriyorsunuz? Bu konuda şikâyet konusu olabilecek nok1925 yılında Rodos'ta talar var mı? doğdu. Saint Joseph Lisesi YAŞAR Efendim ve tzmir tktisat Fakültesi'ni uyguladığı politikalara şimdi, Türk sanayicisi daima hükümetlerin uymasını bilmiştir. Hangi hükümet geldiybitiren Selçuk Yaşar, 1954 se onun politikasının takipçisi veya uygulayıcısı olmuştur ki bu da yılında babası ve normal hür demokratik düzendir. Uyumludur Türk sanayicisi. O kardeşleriyle birlikte önce bakımdan, daha geçmişi bırakalım bugüne gelelim, sualinize gelelim. Bugün biz her zaman konvertibiliteyi samnmuş bir sanayiciArey, sonra da DYO yiz. Ve bu kurlann ayarlanması Türk özel sektörü için iyi olmuşfırmalarını kurarak iş tur', ihracatı arttırmıştır. Ancak kanaa.timce, daha az devalüe edilhayatına atıldı. Daha mesi lazımdır Türk Lirasının. Tabii bu bizim kanaatimiz. Bugün sonraki yıllarda özellikle ihracatımız yükseldiyse hem teşviklerin, hem kurun büyük etkisi olgıda sanayii alanında çeşitli muştur. Ve biz Türkiye'nin konvertibiliteye geçmesine inanıyoruz. tesislerin kuruluşuna Geçilmesini istiyoruz. Ithalat açısından yine biz daima AET'ye girmeyi savunmuşuzdur, hiçbir zaman fabrikalarımın AET ülkeleriyönayak olan Selçuk Yaşar le rekabet yapacağı inancını bir an kaybetmedim. AET'ye girmek aym zamanda TÜStAD, YASED, TÜTAV, EBSO ve demek bir nevi ithalat liberalizasyonunu kabullenmek demek. O bakımdan bunun taraftarıyız. Bizim ancak istediğimiz başka bir taraf tKV gibi kuruluşlarda var. BugUn AET, korumacılığa girmiş, bilhassa tanmını koruyor. üyelik ve yöneticilik de Bu korumacıbk karşısında Türk tanmı tedricen zayıflamaktadır. Yayapıyor. İş hayatıyla ilgili çeşitli eserleri bulunan Bugün yatırımı caydıran en önemli unsur Selçuk Yaşar, Danimarka finansman eksikliği, para meselesi. Yatırım Fahri Başkonsolosu rakamlan çok büyüdü. Buna karşılık sanayie unvanmı da taşıyor. yatırım yapmadan, kolay rant sağlayan CUMHURİYET/U EKONOMDE DIYALOG Haftanın konusu: Tahtakale Dış borsalarda geçen hafta en fazla konuşulan konu dolann Japon Yeni karşısında 180 yen sınınna dayanması ve bazı sert paralar karşısında da son üç yılın en duşük düzeylerine inmesi iken, Turkiye'de tam tersine Amerikan parasının serbest piyasa diye bilinen Tahtakaie'de anormal yükselişi oldu. Uluslararası döviz piyasalarmda dolar en zayıf günlerini yaşarken ve Merkez Bankası da resmi kurlarında doları düşük tutmayı sürdürürken, Tahtakale'de dolar çarşamba ve perşembe günü rekor düzeyde yükseliş kaydetti. Banka kaynaklı talep artışından güçlenen Tahtakale piyasasında dolar 635, Alman Markı da 271 liraya fırladı. Bu yükseliş karşısında Merkez Bankası tıpkı Avrupa ve ABD Merkez Bankalan gibi doları düşürmek için piyasaya dolar sürerek müdahale edeceğini açıkladı. Bu haber Uzerine Tahtakale'de dolar hafta içinde aldığı değer artışını cuma günü yitırdi ve 622 liraya indi. Mark ise dış piyasalardaki yükselişine paralel olarak Tahtakale'de 262 liradan dün 267 liraya çıktı. Merkez Bankası kurlarında doların hafta başına göre değer kaybı 285 kuruş oldu. Haftanın son üç gününde dolann TL. değeri 588 25 10 11 1 2 1 3 14 15 Ulagay sordu, Selçuk Yaşar yanıtladv Enflasyonda hedefe varmak için önce faizler düşürülmeli Sayın Yaşar; efendim ben size ilk olarak, fiyat artışlanyla ilgili bir soru sormak istiyorum. Bili)orsunuz, sizin de bulunduğunnz TÜSİAD yemeginde, Sayın Başbakan, sanayicilerden > ıllık zam oranını bu yıl yiizde 2O'de tutmalannı, bu oranı aşan fi>at artışları yapmamalanm istedi. Bundan sonraki haftalarda ise bir defada bu oranı aşan çeşitli zamlar gönildü. Şimdi, acaba 1986'da zam oranlannı >üzde 20de tutmak onerisi gerçekleştirilebUir bir oneri mi yoksa buoun uygulanmasını zorlaştıran faktörier var mı? YAŞAR Bir kere Sayın Başbakanın, orada, yemekte böyle bir teküf yapması gayet normal. Bizim, hür teşebbüsün aşırı zam yapmaması için, zamlarınızı dikkatli yapın demek isteniyor. Yani gayet tabii bir öneri, o öneri. Ama nasıl gerçekleşir? Bunun gerçekkşmesi için devletin de katkısı olması lazım... Ne gibi efendim, ne yönde? YAŞAR Devlet kuruluşlannın, mesela, bu kadar zam yapmaması lazım, bu bir; ikincisi, faizler düşürülmeli; üçüncüsü, mesela petrol dışarda düştu, Turkiye'de de düşmeli. Yani bir düşme tandansı, düşme eğilimi olmalı. Çünkü Türk ekonomisi, yüzde 50 devlet, yüzde 50 özel sektördür. Yalnız, özel sektörün yüzde 20 zam yapması yeterli değil, devletin de buna katılması lazım. Hattâ belki öncülük etmesi mi lazım? Bugünkii şartlarda bu dediginiz olaylann bir anda olması, KİT zamlarının, faizlerin, petrol fiyatının aşagı çekilmesi mümkün mü? YAŞAR Valla, eğer hükümet kararlıysa bunu yapabilir. Yani elinde. Mesela, bugün yüzde 2530 enflasyon deniyor, halbuki, kredileTde işleyen faiz yüzde 6070'tir. Batıdaki tatbikatı izlersek, enflasyonla faiz arasındaki fark 23 puan arasındadır. Halbuki bizde görüyoruz ki, öngörülen, hedeflenen enflasyonla hakiki faiz arasında büyük uçurum vardır. Mesela yüzde 50 bir mevduat faizi yahut tahvil faizi. Yüzde 60'la tahvil çıkanyoruz biz. Neden çıkarıyoruz? Çünkü yüzde 80'e mal oluyor banka kredisi. Tahvil faizi daha ucuz diyoruz. O da yuzde 6065'e geliyor. Fiyat artışlarını bütün bunlar etkiliyor. Bunlar da devletin elinde. Devlet bunları yapabilir kanaatindeyim. Yani bir tiir şok etkisi yapacak olsa bile diyorsunuz, devlet bu yolu açmalı... YAŞAR Tabii. Ama birdenbire olmaz tabii. Tedricen, 5 puan 5 puan düşe düşe hedefe yaklaşıhr. O zaman enflasyon da yüzde 2530'larda kalır.. Faizlerin aşağı çekilmesini siz önemli bir unsur olarak görüyorsunuz, bu açıdan.. YAŞAR Her zaman. Kaç zamandır biliyorsunuz ben bunu söylüyorum. Bence en önemli unsur.. Peki efendim, kur ayarlamalannın etkisini nasıl görüyorsunuz enflasyon üzerinde, ithal, girdi maliyetleri dolayısıyla yansıyan etkiyi? YAŞAR Kur ayarlamaları da, yani dış tesirlerle olan kur ayarlamalan değil de, Türk Lirasının devalüe edilmesi şeklindeki kur ayarlamalan önemlidir. Ve şimdi memnuniyetle görüyorum ki bu birçok ekonomik tedbirler bu devrede gelmiştir. Ancak eksik tarafları vardır, bunu da herkes biliyor. Siz de biliyorsunuz. Bu eksikleri tamamlamak için bizlere düşen, bu eksiklikleri lisanı münasiple anlatmaktır. Peki efendim, bu kaynak bulma sorununu bir an için hallettiğinizi farzetsek, özellikle çekici olabilecek yatınm sahalan hangileri Türkiye'de? YAŞAR BugUnkü ortamda turizm görünüyor. Bana sorarsanız agroendüstriye girmek lazım. Yani Ortak Pazar'a yönelen bir Türkiye'nin en aşağı on tane Pınar Sut gibi fabrikası olması lazım... Şimdi efendim 24 Ocak'tan bu yana uygulanan ekonomik po~ litikalann daha çok büyük gruplann, holdinglerin işine yaradığı, orta ve küçük sanayiciyi ise daha fazla ezdigi yolunda bir iddia >ar. Bana ne diyorsunuz? imkanlar var. Bugünkü şartlarda akıllı sanayici fabrikasını satar, parasını faize koyar. Yatınm için halka açılmanın da tehlîkesi var, çünkü o zaman temettü dağıtmak zorundasınız. YAŞAR Ona ben şahsen katılmıyorum. Bir kere ben daima biliyorsunuz devletçiliğin Türk ekonomisine çok mani olduğu, yani özel sektörün frenlendiği kanaatinde olmuşumdur. O bakımdan liberal ekonominin herkese büyük şanslar tanıdığına, bilhassa holdinglerin dunımunun daha zor olduğuna ben inanıyorum. Siz de görüyorsunuz zaten. Şimdi alın en basit insandan, en basit köylüden, en basit işçi, esnaf, bakkaldan.. hepsinde bir ticari deha, para Enflasyonun kontrolü için özel sektörün yüzde 20 zam sınınna uyması yeterli değil; devlet kuruluşlan da buna uymalı. Ayrıca faizler düşürülmeli, dışarıda düşen petrol fiyatlan Turkiye'de de düşmeli, hükümet enflasyonu düşürme konusundaki kararlılığını çeşitli uygulamalarla ortaya koymalı. Hükümet kararlı davranırsa enflasyonda hedefe varılır. kazanma aşkı görürsünüz. Yani demek ki, Türkleri frenlememek lazım. Ama bunu yaparken de hukuki kurallan iyi koymak, vergi kaçakçıhğını önlemek, dengesiz işler yapmaya mani olacak tedbirleri öngörmek lazım. Bir de büyukleşmenin faydalan var tabii. Gidin Danimarka'ya 30 bin dönümlük çiftlikler duruyor daha şatolar içinde. Burda şimdi, holdingleşmenin Türkiye'ye zarar verdiğini kim söyleyebilir. Bilakis en dürust şirketler bugün ciddi holdingler. Vergisini kaçırmaz, etmez. Vergisiyle, personelinin sosyal haklanyla, bugün en yüksek ücretleri holdingler verir Turkiye'de. Var mı bunun aksini ispat edecek kişi? Yok. Ama bu öteki küçüklerin gelişmesine mani değil bilakis teşviktir. 'Üzii:.; üzüme baka baka karanr", bakıyorsunuz Ahmet, Mehrnet holding oluyor üç ay sonra. Değil mi? Demek ki, Türklerde ticari kabiliyet var. Şimdi, dışarı açılma konusuna gelirsek, burda bir cepnesi malum, iç pazann nispeten sınırlanması ve ibracatın teşviki. Diger cephesi ithalatın liberalizasyonu politikası. Bu politikalara uyum sag rın on sene sonra Türk tarımı zor duruma düşebilir. Yani AET'nin korumacıhğma paralel bir korumacüık sisteminin tarıma dayah sanayie, sağlanmasını istiyoruz.. Peki efendim, bir de genel olarak olumlu bulduğunuz bu yaklaşım içinde eksik bulduğunuz, tamamlanmasını istediğiniz bazı husnslar olduğunu soylemiştiniz. Öncelikle neler bunlar? YAŞAR Demin söylediğim şeyler detay açısındandır. Bugün Batılı, detaya Allah gibi tapar. Ve öyle yapar buyük işadamları. Bizde Vehbi Bey büyük basarı sağladıysa, detaya büyük önem vermesindendir. Benim görüşüm, bugün detay konularda yaklaşımlar değişmelidir. Yoksa, aslında Türk halkının, milletinin ilerlemesine uygun bir ekonomik modeldir bu.. Genel çerçeveyi benimsiyorsunuz. Örnek olarak bn eksik kalan detaylar konusunda... YAŞAR Mesela bu faizler, biraz evvel bahsettik. Bunları da her zaman samimiyetle söylüyoruz. Biz politikacı değıliz, yani tenkit edecek hakkımız yok, halimiz de yok. Bizim bunu da, tabi kamuoyundan ziyade mesleki teşekkülleri vasıtasıyla, bu detay meselesini aktarmada fayda görüyoruz. Sayın Yaşar Türkiye'nin daha önce yaşadığı bir dönem var, burada iç pazara daha fazla agırlık veren, daha çok kapalı ekonomi çerçevesinde ilerlendiği bir dönem var. Siz bugün vanlan noktadan sonra o döneme dönüşü mümkün görüyor musunuz ve böyle bir arzuyu dile getiriyor musunuz? YAŞAR Hayır. Kesinlıkle yanhştır. Yani eski uygulama o zaman mecburiydi. O günü geçirmeseydik bugün olamazdık. Ama bngünden sonra o gnne geri dönmek.. YAŞAR Bugünden sonra o güne dönmek, 'herkes gider Mersin'e, biz gideriz tersine" olur. Dünya bu şeylere, mesela Batılı ülkeler 4050 sene evvel başlamış. Bunu önermiş hükümetler, demiş ki, boya sanayiine mesela Danimarka'da, "yansını dahili satacak 585.40'da tutuldu. Alman Markı ise hafta başındaki 245.20 TL.'hk değerinden 360 kuruş yükselerek 248.80'e çıktı. Dış borsalarda dolann rekor düşüşleri şöyle gerçekleşti: Japon parası karşısında 182 yenle son sekiz yılın, Alman parası karşısında 1.34'le, lsviçre parası karşısında 1.94'le son üç yılın, Fransız Frangı karşısında 7.18'le son 34 aym, en düşük değerleri. lngiliz Sterlini ise genellikle dolara karşı güçlüydü. Sterlin hafta boyunca 1.40'la 1.42 dolar arasında seyretti. ABD'de toptan eşya endeksiyle enflasyon oranırun ocak ayında 0.7 olarak gerçekleşmesi faiz oranlannm düşürüleceği ve dolayısıyla da dolar üzerine yatınmların çekici olamayacağı şeklindeki beklentilere yol açıyor. Altın dışarda ve içerde değer yitiriyor Hafta başına bir önceki haftanın kapamş değerinden 4 dolar daha yüksek girerek dünya borsalarında 340 dolardan işlem gören altının bir onsu son günde New York'ta 333.75 dolardan işlem gördü. Kapalıçarşı'da da altın fıyatlan hafta başına göre sürekli düşüş eğilimindeydi. Hafta başında Kapalıçarşı'da 46 bin 100 liradan satılan Cumhuriyet Altını perşembe günü 45 bin 400'e kadar geriledi. Dolar haftanın büyük bir bölümünde düşüş eğiliminde olmasına karşın, altın fiyatlan dolann zayıflığına paralel olarak güç kazanamadı. 31.1 gramlık altının onsu 340 dolardan önce 335 dolara indi, ancak çarşamba günü yeniden 337 dolara tırmandı. Bu iniş çıkışlar arasında altının en düşük değeri New York'ta 332 dolarla oldu. Kapalıçarşı'da altın fıyatlannm düşüşünde hem dış borsalardaki hareketin yansıması hem de dolann Tahtaka46100 45800 Cumhuriyet Altını 10 1 1 1 1 2 3 Şubat 15 Bugün Türk ekonomisinde geriye dönüşü, 196070'lere geri dönüşü savunmak mümkün değildir. Dışa açılmaya ve konvertibiliteye ' geçişe inanıyoruz. AET'ye girmeyi savunuyoruz. Ancak tıpkı AET'de olduğu gibi tarımm ve tarıma dayalı sanayiin dışa karşı korunması da zorunludur. sın, yansını dışan." Ve daima dışarıyla, içerisi arasında fark vardır, yani dışaıı.ucuz satıkr, dahilıde pahau.satilu.Yaai dahiütuke. tici öder bu inracatın bedeBni'. Temennim, mecburi bazı şartlar, mesela bir döviz tıkanıklığı bizi geriye dönük uygulamaya mecbur etmesin.. Yani bir döviz darbogazına düşülürse tekrar bir kapalı ekonomiye doğru dönüş eğilimi belirir mi diyorsunuz? YAŞAR Mecburi olur. Eğilimi değil bu. Mecburen içine kapanır. Transferler gecikirse, ödemeler gecikirse, hükümet terbirler alacaktır, tabii az ithalat yapılsın diye. Son olarak bir de şunu soracağım, demin sizin de soylediginiz gibi finans giderlerinin maliyetlerdeki payı son yıllarda büyük ölçüde arttı. Yüzde 25'lere kadar geldiğini söylüyorsunuz. Buna karşılık işçilik ücretlerinin payı sanıyorum nispet olarak azaldı. Ücretlerdeki bu tersine gelişmeyi nasıl degerlendiriyorsunuz? Yani bu, gelecekte Türkije için problem yaratacak unsur mu, ücretlerin reel olarak alış gucünün düşmesi, maliyetlerdeki payının düşmesi? YAŞAR Valla, bu soru bana kahrsa politik bir soru. Bizim bu konuda konuşmamız doğru olmaz. Mesleki teşekküllerimiz var, lşverenler Konfederasyonu var, Odalar Birliği var. Yani bu soruyu onlara sormalı kanaatindeyim.. Orta tabakanın önemini nasıl degerlendiriyorsunuz? YAŞAR Orta tabaka çok önemli ekonomide. Küçük esnaf, küçük çiftçi, küçük sanayici, bunlar ekonominin temeüdir. Bunların çoğalması, bunların iktisaden yükselmesi, o ekonomiyi zenginleştirir, yükseltir. lşçinin, otomobil sahibi olması gayet arzulanan bir ekonomik gelişmedir. tktisadi kalkınma budur. O bakımdan herhalde bu aşamayı da geçeceğiz ve ona varacağız. Hedef muhakkak bu olmah. ltfde yükselmesi rol oynadı. Altının Kapalıçarşı'daki değeri dolann Tahtakale'deki değeriyle belirleniyor. Tahtakale'de dolann iniş cıkışı sonucu kulçe altın fiyatları da büyük hareketlilik gösterdi. Pazartesi günü 6860 liradan satılan 24 ayar kulçenin gramı çarşamba günü 6900 lirayla hafta içindeki eri yüksek değerine ulaşırken, cuma günü 6750 lira ile en düşilk düzeyine indi. Kulçenin düji Kapalıçarşı'daki satış fiyatı 6820 lira oldu. NELER OLDU? Hâlil Ata: Bazı bankalar % karaborsayı körüklüyor : Anadolu Bankası Genel Müdürü Halil Ata, bazı bankalan spekülasyon amacıyla dövize yatınm yaparak karaborsayı körüklemekle suçladı. Söz konusu bankaların bu yolla hükümeti devalüasyona zorladıklarını ileri süren Ata, bu bankalann uyarılması gerektiğini söyledi. Anadolu Bankası'nın Akdeniz bölgetoplantısında konuşan Halil Ata, bankalann 1.5 milyar dolann üzerinde döviz rezervine sahip olduklannı ifade ederek, devalüasyon yerine TL'nin değer kazanmasının enflasyonun engellenmesinde önemli etken olacağını savundu. Konuşma Biz zam kararlarım korka korka ve iizülerek veriyoruz. ödenen faizler, yükselen maliyetler, sene sonunda çıkan bilançolar bizi zam yapmaya mecbur ediyor. Geçen sene bizim bazı şirketlerimiz dışındaki şirketlerimiz, özellikle gıda sanayiindeki şirketlerimiz zarar etmiştir, demek ki kâfi miktarda zam yapamamışız konuda Merkez Bankası Türk Lirasıru devalüe etmemek için bir niyet ve kararklık içinde. Bu da enflasyonun yükselmesini önleyici bir davranıştır. Takdirle karşılarım. Şimdi, siz kendi urünierinize bir zam yapmak karan verirken "ya satamazsam" endişesini duyuyor musunuz? Yani böyle bir kaygınız oluyor mu? YAŞAR Evet. Daima korka korka zam kararları veriyoruz. Yani, "satamayacagız, ne olacak, acaba nasü karşılaıur" diye üzülerek bu zam karannı veriyor özel sektör. Fakat bir de ödenen faizler, yükselen maliyetler, sene sonunda çıkan bilançolar var, Bu sene bizim bazı şirketlerimizin dışmdaki şirketlerimiz kâr etmemiştir, bilakis zarar etmiştir. Özellikle gıdayla ilgili sanayilerimiz başarılı olamamıştır. Bu da 1985'te kafi miktarda zam yapamadığımızı gösterir. Yani artan maliyetler nedeniyle geçen yıl yapdmış olan fiyat artışlanna ragmen kâr edemediğiaizi mi söylüyorsunuz? YAŞAR Evet, maalesef. Kimse zammı isteyerek yapmaz kanaatindeyim. Efendim, özel sektörün yatırım hevesinin 1980'lerden bu yana 1970'lerdeki temposunu hâlâ bulamadığını görüyoruz. Çeşitli rakamlar da bunu gösiferiyor. Sizce, bunun en önemli sebepleri neler? YAŞAR En önemli neden bence, finansman, para. Bugün para pahalı. Daha kolay rant elde edilen imkanlar var. Evet, yani sanayie sermayeye yatınm yapmaktansa... YAŞAR Yapmaktansa. Hatta akıllı sanayici fabrikasını satar, parasını faize koyar. Yani para sıkıntısı var, ve bugünkii Türk Lirasının değerine göre bir küçük yatırım dahi milyarlar istiyor. Büyük rakamlar. Bu milyarlan toplamak, temin etmek mümkün değil. Halka açılıp da para toplamak da zor. Çünkü halka açılmak demek, muhakkak temettü vermek demektir. Temettüyü veremezseniz, bugün, halka açılmanın kıymeti yok, bilakis sermaye piyasası felsefesini öldürürsünüz. Yani halka açılmak da tehlikeli. Burada şunu da sormak istiyorum. Şimdi bu 1980'den sonra bir yandan para pahalılaştıgı için, bir yandan da enflasyon yüksek oranlarda olduğu için işletmelerin döner sermaye ihtiyaçlan da nalijie arttı. Bir yandan da iç pazarda bir daralma meydana geldi. Bütün bu şartlar içersinde özel isletmeler yeni yatınm yapacak kaynaklan kendi biinyelerinde yaratabiliyoriar mı? YAŞAR Yaratamıyorlar, yaratamazlar. Çünkü bugün o dediğiniz işletme kredisini bulmak için, eskiden yüzde 67 finansman masrafı girerdi maliyete, bugün bu yüzde 25. Avrupa'da bu oran yüzde 10'u geçti mi şirket zor durumdadır, iflasa gider denir. BugünTürk!ye'de ytizde 25 faiz vererek, yani finansman masrafı ödeyerek ayakta duran şirketler vardır. Fiyatların yükseltilmesiyle mümkün olmuştur bu ayakta durma. Yani bu şirketlerin yüzde 25'e varan finansman masraflannı düşürmek için tek çare faizleri tedricen, yavaş yavaş, yani dediginiz gibi şok etkisi yapmadan indirmektir. Bunun enflasyonun düşmesine faydası olacaktır. Bugün yatınmların olmamasının en büyük sebebi de budur. Yoksa memleket, ortam müsaittir, idare müsaittir, yani teşvikler veriliyor, hava olumlu. Eskiden canımız çıkardı bir müsaade almak için. Tutucu bir devletçi yönetim vardı. Şimdi özel sektöre hak tanıma yerinde bir karardır, yerinde bir davranıştır. Turkiye'de büyük bir pazar vardır, büyük imkân vardır. Dışa açılma olayı da olumludur. Yani eskiden beri özlenen sında dönmeyen borçlar sorununa da değinen Ata, borcunu ödemeyen 'kötü niyetli kişilerin" üzerine etkili bir şekilde gidilmesi için tüm şubelere talimat verildiğini belirtti. Meksika petrolü 15 dolara indi Meksika Hükümeti, petrol fiyatlannı son 15 günde ikinci defa ucuzlatarak varil başına 4.68 dolar indirim yaptı. İkinci ucuzlamayla Meksika petrolünün varil başı fiyatı !5 dolara indi. Petrol tekeli Pemex tarafından yapılan açıİclamada, bu indirimin "Dünya pazarının istekleri dogrultusunda, dış ticaret mekanizmasını işler hale getirmek" amacıyla yapıldığı kaydedildi. Gozlemciler, Meksika'nın gunluk 1.5 milyon varil petrol ihracatı hedeflediğini ancak son aylarda dünya piyasasının genel durumu nedeniyle ulkenin günde ancak 1.1 ya da 1.2 milyon varil ihracatta bulunabıldiğini belirttiler. (a.a.) Bankamız İstanbul teşkilatında görevlendirilmek üzere Yüksek öğrenim görmiiş, Ingiüzce bilen; deneyimli/deneyimsiz BANKACILAR alınacaktır. Erkek adaylann askeriik görevlerini yapmış olmalan gerekmektedir. İlgi duyanlann özgeçmişlerini içeren, elyazısı ile yazılmış ve birer fotoğraflan ekli başvurulannı, "P.K. 640 Beyoğluİstanbul" adresine, 28 Şubat 1986 tarihine kadar göndenneleri rica olunur. Hazine^ Merkez Bankası kapısında Hazine'nin avans kullanımındaki artış sonucu, emisyon hacmi, yılın ilk altı haftasında 62.2 milyar lira genişleyerek 1 trilyon 347 milyara çıktı. Ekonomi Servisi Şubat ayı maaş ödemelerinin baskısıyla 31 ocak tarihi itibariyle 76.6 milyar lira genişleyen emisyon hacmi, Hazine'nin nakit ihtiyacının artışıyla birlikte 17 şubat tarihleri arasında 3.3 milyar daha büyüyerek 1 trilyon 347 milyar liraya yükseldi. Hazine, son haftalarda iyice tıkanan devlet tahvili ve Hazine bonosu satışlarını canlandırmak için gerçek kişilere de, teklifler 50 milyon liradan az olmamak koşuluyla dogrudan ihalelere katıüna hakkı tarurken, bütçe fınansmanı da hızla Merkez Bankası kaynaklannı zorlamava başladı. Söz konusu hafta içinde 4.8 milyar lira daha Merkez Bankası avansı alan Hazine'nin yılbaşından bu yanaki toplam avans kullanımı 146.8 milyar liraya çık1 tı. Geçen yıl aym sürede Hazine nin Merkez Bankası kaynaklarından kullandığı avans miktarı 170 milyar lira düzeyindeydi. Ancak 1985'in söz konusu döneminde Hazine, yaygın biçimde devlet tahviU ve bono ihracıyla iç borçlanma yapmadığı için büyük ölçüde nakit ihtiyacını Merkez Bankası avansları yoluyla karşılıyordu. Sovyetler^den Baker Planı'na eleştiri Sovyetler Birliği, Baker Planı'nın ABD'nin yeni sömürgeci patentini taşıdığını öne sürdü. Sovyet resmi haber ajansı "TASS" tarafından yayımlanan yorumda, ABD Hazine Bakanı James Baker'in "Uluslararası Para Fonu ve Dünya Bankası"ntn geçen yıl Seul'da ortaklaşa düzenledikleri toplantıda gundeme getirdiği plan değerlendirildi. TASS, 'Baker Planı'yla ilgili olarak yayımladığı en kapsamlı yorumda, planın uygulamaya konulması için ABD'nin gelişmekte olan ülkelere baskı yapmakta kullandığı IMF'nin başrolü ustlendiğini bildirdi. Dış borç faizlerinin bile gelişmekte olan ülkelere ağır sorunlar yüklediğini vurgulayan "TASS", kredi veren ülkelerin gelişmekte olan ülkelerin mali kaynaklannı kuruıtuğunu belirterek, "Kredi verme >eni sömürgecilerin 3. Dunya'yı yagmalamasının >eni bir yolu oldu" dedi. "TASS", Baker Planı'nın gelişmekte olan ülkelerin sanayileşmiş ülkelere siyasi bağımlıhğını arttırmayı hedeflediğini öne sürdü. (THA) AfşinELbistan Termik Santrah Afşin Elbıstan Termik Santralı'nın uçuncu unitesi de de\reye girı. letKıiııerder. alman bilgıyc görc, yapılan testlerin olumlu sonuç vermesi uzerine üçüncü ünite bugün enterkonnekte sisteme bağlanarak tam randımanla elektrik üretmeye başladı. Her biri 344 megavat gucünde 4 uniteden oluşan santralın son ünitesinin ise, bu yılın sonlarına doğru hizmete gireceği bildirildi. Bu ünitenin de devreye girmesiyle santralde yılda 8 milyar 100 milyon kilovat elektrik enerjisi üretilebilecek. Yakıt olarak çevredeki düşuk kalorili linyit komürünün kullanıldığı termik santralın ilk ünitesi 21 Ekim 1984 tarihinde hizmete girmişti. öte yandan, yörede ikinci bir termik santralın kurulması için proje çahşmalannın sürdurülduğü açıklandı. Türkiye'nin en büyük linyit rezervinin bulunduğu yörede kurulması planlanan ikinci termik santralın,. şimdiki santralın batısında inşa edilmesi ve aynı teknik özellikleri taştması ongörüluyor. 105 ayda tamamlanması beklenilen yeni termik santralın 1985 yılı fiyatları ile 537 milyar liraya malolacağı hesaplanıyor. (THA) Devlet ihalelerine zamlar yansıtılacak 2886 sayılı Devlet lhale Kanunu kapsamına gıren kuruluşların 1986 yılında gereksinme duydukları et, ekmek, şeker ve tüpgaz alımları ile Bayındırlık ve tskân Bakanlığı tarafından çıkafılan fıyat farkı kararnameleri dışında kalan nakliye işlerine ilişkin ihalelere zamlar yansıyacak. (ANKA) TURK EKONOMİ BANKASI A.Ş. Tctefon: 141 16 ^2
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle