17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9 KASIM 1986 CUMHURİYET/7 Fawkes'ı RAGIP DURAN LONDRA Her yılın 5 kasımında olduğu gibi geçen çarşamba gecesi de başta Londra olmak üzere tngütere'nin dört bir yamnda havai fişekler göğü inleterek susledi. Bundan tam 380 yü önce, Kral 1. James ve parlamentoyu havaya uçurma girijiminde bulunan Guy Fawke&, kimüerince anıldı, kimüerince kutlandı. Guy, Bakunin'in sakallanna koku ve renk veren bir adam. Kuzeydeki York kentinde doğmuş. 30 yaşlanna vardığında (zaten ne olursa o yaşlarda oluyor) Anglikan Kilisesi'ni terk edip Katolikliğe transfer olmuş. Yani çoğunluktan azıakğa geçmiş. Olur y», kendisi biraz otorite düşmanıyrnış. Kraliyet düzeniru özellikle de dini tezgâhını pek benimsememiş. Ve aklına fikir olarak Kral James, Westminster'deki parlamentoda konuşma yaparken, binayı topyekün berhava etmek gelmiş. Yazık ki ona, o zaman Jc«n Midıel Jarre ya da Piak Floyd henüz namevcut. Bu nedenle tasarladığı patlama doğal olarak fon müziksiz. Bir de anlaşılan Marighellanın kitabuu iyi sındırememiş olacak ki, planlar ve suç aletleriyle parlamentonun bodnım katında yakalanıvermış. lngüiz polis ve savcüannın sorgulama sırasında uuy'a işkence edip etmediklerini restni tarih yazrruyor. Yalnız olayı duyup galeyana geİen halkın (n'oluyor yahu sörler, soğukkanlılığımızı muhafaza edelim) Guy Fawkes'u ateşe verip yaktığı rivayet edilir. O gün bugün de S kasımlar ateşler içinde kutlanır. Ingüizler alevlere bakıp "Ofc Unnm, sen krahmızı pariamenlomnzn kurtardın" duaları arasında piromonca keyiftenip havaice fişeklenirler. Ben takımlardan 0312135313/1, şairle'rden Ribaud'yu, yazarlardan Salah Birsel'ı, kadınlandan hepsini, tarihi şahsiyetlerden de Guy Favvkes'u tutanm. Aslında her Olkenin tarihinde Guy gibi bir kahraman bulunur. Isirnleri değişik, vesikalık fotoğraflan dört boyutludur. Patrona H*BTleşirler bazen, ya da Doo Kişol'luk ederler. Şeylı Bedrettin kıhgında görünüp Danid Cohn Bendit'in nüfus cuzdanını taşıdıklan da olmuştur. Onlar bir dag ağırhğındaki düzeni, kâğıt mendil gibi katlayıp ceplerine koyacaklanna inanırlar. Bir toplu i|ne ile zeplinleri delmeye de merakhdırlar. Her zaman başanlı olamazlar belki ama araç, amaç, sonuç hep aynı çorbanın tuzudur. Mütbiş yanncıdırlar. Belki ytiz klşiden bir çıkar / Çoğu tspanyı'da yaşar ' Belki kimse anhunaz onlan ' Ama guzeüın kara bayraklan vardır / Tek başlanna olsalar da / Hali dirodik ayakudırlar dizeleriyle tanımlarruştır onlan Proudhotfun çağdaş milzik elçisi Leo Ferre. Yürek ve beyin röntgenlerini çıkaracak olursanız bir şiar pınldar: Ne taon, ne patroo. Buradaki hükümet sarmısakça muhafazakâr, abuzettince BBC aleyhtarı iken, Guy Fawkes günü, havai fişek üretimi ve saumıru kısıtlaraaya çabalamakla meşguldilr. Her ekim ayında lngütere'de ortalama 100 milyon adet havai fışek satılır. Tanesi 38 peniden î bin sterline ka Londra'dan New Yorkian Aleiade bir Akdeniz akşatnı ŞEBNEM ATİYAS NEW YORK " O zaman 16 yafiadaydım. Hani aklınun taniiyk knm•alda kaldıgı dönem. "M... tnika" benlm Için bir cenuetti. Köçiik bir cenaet Duaraaın en güzel yeri olduguna iaanırdım. Hâlâ da aynı kanıdayım ya Çok iyi hatarhyoraın. Bir cnma akfaan havanıa pınl pınl oMufa çok guzel bir cama akjamıydu. Bfflnta, Üpik bir Akdenb goriatüsa, kokua, akfam sefalan... Veraada da otarnyordnk. Darbe oedeniyk gead bir süantı vardı evde. Ben o kadar farkında olmasam da o slunbyı hissediyordnm. Bir ara abim ieerden gekti w BBCden Tirk krnvazoritrinia biltameyen bir Isükamette açrfmakta oMaJdanm dnydnguMi soykdL Ba bdkaaıetta Kıbns oJabilecegi, yani o dnramda gettyor da bmnın aklna, iaaamak Memryonao. Garip bir şey. Kaısıda yıgula tarist kakyor, öyle bir jey ol«a b n l a r barada olmazdı diye dntiinnp keadial daha da raaatlatıyor buan. Zaten her »eyln, zamanın dflsnncenin ve narekeUn azadıgı, agıriafügı, agdalandıgı bir mekaada otnanın da etktaiyle deterienlyor Itt» geö»meter. Herncyse, ne dlyordnnu. Evet MUşlkte bir Tirk otnrayordu. GaJiba adı Mebnıefü. Kansuu Türkiye'deo getirbniftL Blıfan eria yamna nç kath bir ev yaparaufb. Zannedlyonnn kanamn komfularta fada Idi difta olnasaı istemezdL Ama kana yine kaçar kafar jeUr aanenle kahve içer, iaflardı. Bir kerestade Inşaattan sırüna tugla dafmistn, a|laya agiaya anneme geUp fikiyet erdtini hatuüjormm. lfÇİeria kasMk yapöUanaı dtsünmüştâ. An• TtoUerie akbapbk ederierdL Yaah bir Fatau «ardı meseJt. Sürekll j m t k piairlrdL Knzenime caak yapnasını öfietdtİBİ haartayorum. Büyukbabam Türkçe koaapırdıı. Oaan pek çok Tirk arkadaşı vardı. Çobandı da oadan. Baaa ok ak Torkce şarküar sovkrdl. Dojra ma söylerdi yoksa kendl mi aydnrarda Mteatrforaaı» O gecc öyle bir akubyla yattık. Benün oykam fdaket atrrdır. Yaaunda top pâtlatMİar ı j u n o ı . Aaacm her gaa bcste oyaaırdı, yıkaaacak »eyleri yıkamak, etrafı haariamak için. O sabah hepimizi ayaadınh» "Gelmişler.. Çıkanma başlamış.:' Şimdl öyk bir şey ki, faai bann aalatmak zor. Garip bir oiay. Birdea bire bir bofhıiaa Jçtode baJnyorua kcadiai. Birüeri bir yerdea geiyortar ama atdlr? Nc detOdirT Nc oiw? Korkaeak nuan, çaroizlittoe kafür n ü edeceksin, otnrnp bekleyecek aüda, yoksa hesaea bir yaoa kaçmaya n ı başlayacaVnn, öyle yapsaa nereyt kacacakım, hicbir şey bUmlyonaa. Radyo cnatama eüaae oMugaadan sadece muzilı yayıaı yaprjror. BBCyl beUeaneyt başladtk ba sefer de. Neyse biraz teııdlaıM topartayınca Amerikaa koHoioaiatııan araaaayı alol etök. Biz Aaıerlkaa vataBdaşryu babam barada otdagundan. Amerikan kouokMİiıtaoan cetabı "Merak edilecek bu şey yok. Hiç korkmayın, bir tehlike dunımunda gerekeni yapanz" dı. Komik ama bjsaua o aoda akhaa koarfk oMa|a teimryor. Elrahmızdaki Tnrklere bakvomz. Hallerindeo bir «ey anlasılnuyor. Bir tahafhk var ama kimse bir jey bilmiyor. Soaradan knztnimden ögmırforam. Yaşlı Fatma megene halama daha önceden sdylemis "Türkler gelecek luzun, biz kızlan çocuklan hep gönderdik. Sen de seninküeri toparlayıp göndersen iyi edersin" drye. Haiam da her zamanki gibi "Sen aruk yaşlandın ne dedigini bilmiyorsun" dlye oaa dddiye aliamı». Bir sire sonra bombalama sesleri arbnca karşı komsuya gectik. Oniana evi iki kath, yıkılma tehlikesi daba az diye. tasan bdyie tahaf çözvmler düşİDoyor işte, başını kama gönen deve koşa besabı. Bötiin g i a orada yerde öyle yatuk. Bir %an sonra etraftaküeria yvmş yavaş aynlıaaya batladıklanu ögrendik. Biz de aanemin köyâae gitmeje karar verdik. Bir aada hayabn boyunca baf^'Mtıfr" ytTf'rt't*" bir yeri buakmajra karar veriyonaa ve bir daha dön• mtJmaliııi aklına bile getirnıiyonu. EvmUz büyükaaaMiin eviydi. BuyükannenK de babasmdan gecniştL Biz orada dogdnk. Orada buyudük. Başka hiçbir yere ««yım»«tıtı o gün kapıyt kitleyip anahtan yanımıza alıp «ynktagimızdaıı beri ne oMu bUmiyonım. Şimdi içiade bhileri var mıdır? Bir taraflannı degistirınjşler midir, orada daruyor mo? Şimdi buon anlatması çok tot. Töm geçmisi, anrian y* yatadıUanmızı bir bfa yansttan ner şeyi orada kitkyip kapalük. Aradan zaman geçİDee ve döaaşöaıaziuı imkUsu oldugu kesmlik kazandıkça, tüm banlar gerçeklik özeilikkrini yitlriyor. Bir riiya ya da aavalden ibaret oluv^rtyortar. Geçeakrde eiinK teMdöfen bizim oralann fotograflan geçti, yani o çevre. Bakbkça iste her şey orada, yani eüe doknannca hissedecekain, doUyısıyla gerçek gibi daşinceJer geçti akhmdaa. Yine de benlm bonu kendi çocaklanma kanıtlayacak hiçbir şeyim yok. Anlıyorsnn degil nü ae kastettigimi, resimlerimiz bile orada kaldı. Ben küçukken aeye benziyordnm örnegin. Ya da nasd yaşıyorduk. Tüm bunlann kamUannı o gnn kapryı kffltledlgimfade orada bmktık. Şimdi yafaaızca zamaaia ghgide degişeıiy kayboiaa birtalam hattriadiklanmııdan ibaret tam geçmiş. Ybta çıkügunızda kaçmaya çaUsan dtgerieruce otoştunüan tnflgm daha İyi bir hedef oucagudaa korkup aaa yoMan aynldık. Ba sefer annemin kuzenleriafaı oldogu daha yalan bir koye gitmeye karar verdik. Ancak hava saldınlan yogaalaşmıştı. Bir de urama sesteri duyaluyordu. Bu aedenle çok fazla Deriemekten korktuk. Yolnmozun iizermde hiç taaımadıgımiT insanlar bizi misafır ettiler. Oradaki yaşh adam beni çok etkilemişti. Evin oglu kayipb. Savaşmaya gibniş. Onu merak ediyoriardı. Yaşlı adamın bir av tiiftgi vanb. Ona yanına almiş bahçeye çıkmışb. Dogrn dtrüst yörüyecek halde bile detOdi, ne yapabUir diye düşaaayordma, ba hiç bilmedigimiz insanlarla iki gün kadar kaldık sanıyornm. Ateş sesi duydııgamazda tarlalan ghUyor sonra eve geri dönayorduk. Töm ba süreçte bir tek Türk askerine bUerastlamadık.Sadece birkaç kez nçaklan gördök. BBCden başka gnveoeUldigJmiz hiçbir haber kayaagı yoktn. Yiae BBCden yabaaa nyraklulann sahüdea bir İngüiı gemisine binebileceklerini öireaiace oredao aynldık. Saoile ilk gidenler araandaydık. Bir süre sonra yabancılar getmeye başladı. Çılgına dönmöş bir haldeydikr. Gemiyt binince Amerikaa vatandaşfauim ahoak izere bir Alüna filo gemisinin gelmekie oidagaaa büdirdiler. BoykUkle AHma FHo tarafından Beynıt'a geUrilolk. Beyntt'a geldiginıizde Amerika'ya açmak için havaalaaına giderken yammızda oe vardı biliyor mnsan, anahtann içinde oldugu bir küçük el çantası. Beş kişttik bir aüeain havaaUnına gttmek içis böyle laksiye binişi şoföıün de dlfclfrtııl çekti, "hadi canım şimdi siz Amerika'ya mı gidıyorsunuz" diye bizimlt alay etügiııi habrhyonım.. Şimdi do|dugu yerteri, yaşadıgı mekanlan kendi istegiyle terk eden biri Içta ba anlatbklanm öyle koiay anİOTilmwr O resimleri biliyorsun, çıkartmanın nedeaial açıklamak için knllanıyortar. Banyo knvetlerinde öldaıülmüş Törk aDderinin resbnlermdeıı söı ediyonım. Onlan biz öldunnedik. Onlan öldürtnkr bize de aynı şeyi yapıyoriardı. O gön bngnndür bardayım. Aslında çogn kez bunlan düşonmeden geçiyor zaman. Çogu kez farkında degilaüşcesme yaşayıp gidiyorsun.." " X " adlı şahış New York'ta öylesine bir kahvede 1974'teki "Kıbns banş harckâby"la ılgiLi olarak anlattı bunlan. BM Genel Sekreteri'nin geçen gün Kıbns'a ysrdımolannı göndereceğini açıklamasından hemen sonraydı. Nedense Kıbns'ta konuşulan dialekt ile başlayıp yaşayan insanların kendilerini yönlendiren olaylar karşısındaki çaresizliklerine, hayatlannda bu denli keskin değişikliklere neden olan olaylar üzerinde en ufak bir kontrol gücüne sahip ounayışlanna degin geldik. Oraya oturduğumuzdan üç d ö n saat sonra, boşalan kahvenin sabırsız garsonu aramızdakı "derin" sohbetin farkında olduğunu belli eden saygılı, alçak bir sesle önumüzdeki fincanlara uzandı: "Bittl mi?" diye sordu. Bitti mi? Başlamanuştık ki. dar türlü çeşitlisi piyasadadır. Büyük Britanya Adas'nda valdasık 2500 çalışan da ekmeğini havai fışekten çıkanr. Hatta fişek, roket, çatapat ve bilumum patlayıcı, renk, ses ve duman çıkancı mamulatı evlerinde tek baslanna üretenlerin sayısı da az değildir. Muhafazakâr hükürnetin en bukalemun tiynetsizliklerinden biri de, âkmi cihânın bfldiği üzere Amerikan sevgisidir. Yeni Dünya'da da bu fişeksel durumlar nedeniyle son 7 yıl içinde sadece maytaphanelerde 37 kişi Guy Fawkes'un yamna yoUanmışür. Amerika'da 12 eyaletin vali ve meclisi öteki taraftaki kara bayrakUlar ordusunun daha fazla nefere sahip olmasını önlemek amacıyla bir yasa çıkanp, her türlü ateşli, dumanlı, renkli, sesli, uçucu, yüzücü ve yaya maytap, çatapat, roket ve benzeri (Cruise ve Pershingler hariç tabii) eğlencelik mühimmatın üretim, dağıtım, satış, üzerinde bulundurma ve eyalet suurlan içine gjrmesini yeni bir emire kadar durdurmuştur. Burarun başbakanı da bu yasaktan esinlenerek Dördfincii Mnrat'lık yapmaya teşnedir. Bakmayın Ingiltere'nin yazılı kanuni esasisi yoktur ama, buranın sakinleri pek kanunidir. Zaten daha yasal düzenleme fikri heüz adalet bakanlığı ile ticaret bakanlığırun masalan üzerinde kuru kuru (ne güzel tutuşur dimi ama o kâğıt destesi) turistlerken, kraliçe hazretlerinin işgüzar kravaüı bir kume kulu, baş başa verip, 'aavai fiştk reformu için ulusal kampanya' adlı bir teşkilat kurmuştur. Amaç gayet sarihtir: Tüm tngUtere topraklan üzerinde her türlü fişek uretimini topyekün yasaklamak. Hükümet bu işi bayağı ciddiye almışa benzer ki, kalabalık yerlerde havai fişekçilik oynayanlan 2 bin sterlinden başlamak üzere para cezasına ya da üç ay hapis cezasına çarptıran bir karamameyi yürürlüğe koydu. Eğlence ve zevk işlerinin böyle kararnamelerle düzenlenip bilgisayarlarla organize edilmesine Frankeşuyn'ca muhalifim. Doğallıkla kendiliğindenciliği katledince, fıkra anlatanın isterse bin ton güldürme tozu olsun. Kimüıe zaman, neresinden hangi şiddetle (Richter ölçeği kullanılacak mı acaba?) öpeceğimizi bile programlamaya kalkışacaklar yani. Belki de istediğimiz zaman sevinip gülemeyeceğiz bile. Halbuki başkasına zarar ziyan vermedikçe kim, hele onlar, ne kanşır havai Cşeklerimizle mehtabı öpücüklerimize!. Havai fışeklerin 'nizami' fitil boyu ile 'yasa sınırlan' dahilindeki renk ve ses gustolannı yasa ile dikenli tellemeye çalışıp, aykın davrananlan cezalandırmaya kalkışanlar yeni Guy FawkesL ı doğumunu müjdeler bize. ü ü gunu Tenteıtden HADİ ULUENGİN BRÜKSEL Zamanda ve mekânda uzak yolculuklara çıkmanın formülü "Tentnı Çin'de"yi okumak ve Bai Goag'u dinlemektir. Çok sabahleyın ve Bai Gong sisi ve aşkı çağnştıran şarkılar söylerken, Süveyş istikametinden Bombay aktarmalı gelen vapurlar "Band"a yanaşırlar. "Bund" Şanghay'dadır. "Beynelmilei imtiyaz ıruntıkasındaki" rıhtımın adıdır. Bai Gong için Çın'ın lili Marlene'i denir. Sisi ve aşkı çağrıştıran şarküar söylediği için denir. Bai Gong, 1940'h yülarda, "Beynelmilel imtiyaz mınbkasında" çok sabahleyin, Süveyş istikametinden Bombay aktarmalı gelen vapurlar "Bund"a yanaşırken, sisi ve aşkı çağnştıran şarkılar söylemiştir. Bai Gong, ihtilalden sonra yalnız 78 devirli plaklarda vardır. "Beyaelmilel imtiyaz nuntıkası" yalnız tarih kitaplannda vardır. Bir de Malraıut'un romanlannda ve Marlene Dietrich'in fılmlerinde vardır. Bir de "Ttnten Çin'de" albümünde vardır. Bay Çang döndu. Bay Çang, Turkçeye "Tenten Çin'de" diye çevrilmiş olan "Mavi Lotus" ve "Tenten Tibet'le" albümlerindeki Çang. Tenten'in iki kere ölümden kurtardığı kuçük Çinli. Çang gerçekte var ve bugün 82 yaşında. Asıl adıyla Çang ÇongJen, 1931 1937 döneminde Bruksel Güzel Sanatlar Akademisi'nde öğrenim gören Çinli bir talebe. Aynı yıllarda, Herge, gerçek ismiyle Georges Hemi, henüz Tenten'in ilk albumlerini yayvmlamış, çiçeği bumunda bir desinatör. tki genç adamın tanışmasından doğan ise, sonsuz bir dostluk ve "Tenten Çhr"de" şaheseri. bir de Herge'rün geleneksel Çin felsefesine merak sarması. Ben 1981'de bay Çang'ı Brüksel havaalanında karşılayanlardandım. Herg6 kanserdi ve ölmeye hazırlanıyordu. Şeref salonunda, Herge ve Çang birbirlerinin kollarına atıldılar ve hiç konuşmadılar. Yangtse ırmağındakı Tenten ve Çang, Himalaya karlarındaki Tenten ve Çang gibiy BrükseVden geriyekalan diler. Yalnız bay Çang gazetecilere döndu ve "dostum çok hasta, liitfen onu rahat bırakın" diye nezaketle bizleri payladı. Sonra bay Çang yeniden Çin'e döndü ve Herge bir yıla katmadan öldu. Bay Çang geçen hafta yine Brüksel'e geldi. Herge'nin ölmeden evvel yalnız eskizlerini çizdiği "Alfa Sanat" albümünün yayımlamşı dolayısıyla geldi. Söz konusu albümün yayımlsnması zaten basını fazlasıyla meşgul etmişti. Kimilerine göre, Herge'nin vssiyelıne sadık kainrnalı ve artık Tenıen yaratıasıyla birlikte olmeliydi. Kimilerine göre ise, Herge'nin en yakın çalışma arkadaşı ve söylendığine göre Tenten'deki kahramanlannı Georges Remi'den daha iyi çizen Bob de Moore macerayı tamamlamalı ve albüm bitmiş şekliyle yayımlanmalıydı. Nihayette, Herge'nin karısı eskizleri olduğu gibi kitap halinde bastırmayı kararlaştırdı. Bir tarafta desenlerin, bir tarafta da diyaloglann bulunduğu bir albüm şeklinde. Çok pahalı olduğu için ben yeni albümu alamadım. Kitapçıda göz atmakla yeundim. Bay Çang'ın katıldiğı basın toplantısına da gidemedim. Her halde, ben de Tenten'in Herge ile birlikte ölmesini isteyenlerdendim. Daha doğrusu, en büyük çızgj roman kahramanının sonsuz bir yolculuğa çıkmasını isteyenlerdendim. Allahtan, Tenten'in yolculuğu sonsuzda var. Çok sabahleyin Süveyş istikametinden Bombay aktarmalı gelen vapurlar "Bund"a yanaşırken ve Bai Gong "Beynelmilel imtiyaz mıntıkasında" sisi ve aşkı çağnştıran şarkılar söylerken, Tenten'in güverteden Şanghay'a baktığı yolculuk sonsuzda var. Türkçesi "Teaten Çin'de" olan "Mavi Lotas"ta var. Bay Çang döndü. Tenten kaçamaktan döndü. Herge öldü. Bitmeyen yolculuk Bai Gong'un "Beyndmilel imbyaz mınbkasında" söylediği ve sisi ve aşkı çağrıştıran şarkılarda var. Bir de Tenten'in güverteden Şanghay'a baktığı butun çizgi romanlarda var Hong Kong'un, bu merkezi adayia öteki adatar arasında sefer yapan vapurlan biztmküert benzer. nefes almadan makara gibi, hep bir Hong Kong da bir adadır. Görünüşte tıpkı ağızdan konuşarak hafifletmeye bizimkilere benzeyen vapurlarla gidilir bu çalışır. Her adarun bir Sail Faik'i vardır. adadan öteküere. Vapurların bizimkilerden bir Bu adalarda farkı temizlikleriyse, asıl fark çayın yokluğudur. banadır. bu kişi genellikle yaHer iki ülkeye de konuk olmuş turistler, bunu Aslında Montreal de bir adadır hemen anlarlar. Oysa demir yıgını köprüler ve de su Ada insanları üstüne GÖNÜL DÖNMEZ HONG KONG Adalüarın hep başka olduğunu söylerler. Meksika'run turist cenneti Cancun'un tam karşısında ufaak bir ada vardır. Cancun'un en görkemli otellerinden el sallasanu görülür diyebilirim. Oysa yaşam, insanlar bambaşkadır. Birkaç balıkçı ailesinin, bırkaç lokanta ve otelin, kuzeyin yılmak bilmeyen soğuğundan kendini buraya atmış meteliksız, yalınayak birkaç turistin yani sıra, avuç içi kadar Isla Mujeres'te Adsız Alkolikler Yurdu (AA) bile vardır. Burada yedisinden yetmişine, türlü türlü insana rastlanır. GeneUikle kadınlar ve çocuklann çalıştığı bu adada, erkekler sabah akşam içer. Gencecik delikanlılann güneş batmadan adaşlanmn omuzunda zilzurna eve taşındığı çok olağandır. Adada verimli çağını yaşayan tüm dişiler hamiledir. Akşamları toprak zeminli, saz saman tavanlı kulübelerde komşularla televizyon seyredilir. Sonra tek oda içine çarpraz asılan hamaklarda tüm aile ekrandakı sözüm ona geTçeklerin uzak düşleriyle uykuya dalsr. Evrenin öbür ucunda, başka denizler, başka mevsimler, ötesindeki Cheung Chau adasında ise televizyon ve de otomobil yokluğu dışında kişinin evrene açüğı pencere pek farklı değildİT. Hong Kong'un 12 km. açıklarındaki bu ada, San Deniz'e nokta nokta serpilmiş 235 adasından biridir Hong Kong'un. San ırklüarda içip de yayılma kültürü pek yoktur. Her şey ayarlı, ölçülü, kontrollüdür burada. Ya da öyle görünür. San ırkın hayal gücü ancak yemek konusunda çileden çıkar. Tanrı yaratıklanndan kıpırdayan her türün çorbasmı, tavasını yapmakta hiçbir sakınca görmeyen Çinlilerin dört ayaklı masa dışında her şeyi yedikleri bir efsane değildir. Tüm adalılar gibi Cheung Chaulular da açıkhava yaşamını severler. Akşamüstü yaşlı genç rıhtıma iner, günün agırhğını dostlarla, sofralardan hiç eksik olmayan çayla (cna), HongKongtan altı tünelleriyle kıtaya bağlandığındsn adalığını yitirmiştir. Hong Kong da bir adadır. Batısına düşen gelişmemiş Lantau adasına göre çok daha ufaktır. Oysa onun da sualtı tuneli, kıyı boyu pervasız yükselen gökdelenleri vardır. Ada, adalıktan çıkmıştır. öyle ki gökdelenleri n başdcndunicu yaşamından bir 3n önce kurtulmak isteyen nice Hong Konglu, saat beş olur olmaz, Köprü Kadıköy vapurlannı andıran ferilere dolar, adalara atar kendini. Görünüşte upkı bizimkilere benzeyen bu vapurların bir farkı temizliğiyse de, iki ülkeye de konuk olmuş turistlerin de gözünden kaçmaysn asıl fark, çayın yokluğudur. Ayrıca denizin kendini temizledigine inanmayan Hong Konglular, suya çöp atanlara altı ay hapis ve 50.000 lira para cezası verileceğini dair levhalar astıklanndan, deniz yüzeyinde karpuz ksbuklanna rastlanmaz. Ote y a n d a n , vapurların "Yerlere tükünneyin" levhalan hiç aratmaz bizimkilen... Stuttgarttan 'Güneş de soğuyacak9 AHMET ARPAD STUTTGART Stuttgan ve yöresi "altın bir gnz" yaşıyor. Eylülden bu yana temiz, berrak ve güneşli günler. Herkes rahal ve mutlu. Münihin ünlü panayrnndan sonra gelen 141. Cannstatt panayınm 6 milyona yakın insan gezdı. Bu insanlar 15 günde 1.5 milyon litre bira içti, yarım milyon kızarmış tavuk yedi! Bu panayır rekorlar panayırı oldu. Stuttgart ve çevre kentlerden gelenler panayırda 100 milyon markın üzerinde harcama yaptı. Trafık pohsleri de yeşil alanlara yanhş park etmiş 600 aracı çekmek zorunda kaldı! Stuttgan kenti vağıssız, ıbk bir güz geçiriyor. Ekimin ilk günleriyle kent ve çevresinde bağ bozumu başladı. Şaraplan ile ünlü Stuttgart'ta Neckar nehri vadisinin yamaçları üzüm bağlanyla yemyeşil. Bu yıl yazın az yağışlı, guzün de guneştı ve ıiık gecmesi, 1986 şarabımn kalıteli olacağını müjdeliyor. Bağ sahipleri urettikleri u ze şarabı mahzenlerinde ya da küçük şaraphanelennde bugünlerde kentliİere sunacak. Şaraplık uzümün yetiştirildigı bağlar, Stuttgan'ın merkezindeki yamaçlara kadar girmiş. Tren istasyonunun önunde durup da çevrenize bakındığınızda, villalar arasından aşağılara inen yemyeşil üzüm bağları görüyorsunuz. Ve nüfusu altı yüz binin üzerinde, Almanya'nın ünlü endüstri merkezlerinden bir kenttesiniz. Çevre sağhğı ve temizliğine önem verilmeden, bir büyük kentin roerkezinde şaraplık üzüm yetiştirmek olanak dışı. Her yani küçük göller ve yeşilin en guzel renkleri ile kaplı Stuttgart, şifalı yeraltı suları ve kaphcalan ile de ünlü. Böyle bir kentin, çevre temizliği sorunlannı ivedUikle çözmesi gerek. Bunu kavramış olan eyalet yetkilileri son 1520 yıldır her türlu önlemi almakta. Bir ay kadar önce açiklanan bir araştırma sonucuna göre, güneydeki Almanlar kuzeydekilerden daha uzun ömürlu. Bavyera'nın kentlerinden sonra, Stuttgan ve çevresi öğütleniyor sağlıklı yaşamak isteyenlere. Büyük kentlerde çeyre temizliği en önemli görevlerden biri. Bu gorevin önemi her geçen yıl giderek artmakta. Kişi, içinde yaşadıgı çevrenin sağlığının kendi sağhğı da olduğunu kavramış. Elindeki kâ|ıdı yere değil de, çöp kutusuna atan küçuk insandan. büyuk kentlerin kirli sulannı nehir ve göllere değil de, antma düzenlerine baglayan belediyelere kadar herkes, toprağın, havanın ve yeraltı suyunun saglığı için çaba gösteriyor. Her yıl milyarlar harcayarak. Stuttgart'taki Çevre Bakanhğı'mn açıklamalanna göre, yeraltı sulanmn temizliği ve korunması için son 20 yıldır eyalet butçesinden 9 milyar marka yakın harcama yapılmış. Stuttgan içme suyunun bir bölümünün sağlandığı Konstanz gölü çevresindeki yerleşme merkezlerinin antma düzenleri için de 1 milyar mark harcanmış. Bu guzel gölde yaşayan bahklann sayısı anraıs, suyu yine içilebilir olmuş. Stuttgart'm çöp sorunu 1970'li yıllarda bilinçle ele alınmış. Kentin çeşitli köşelerine yerleştirilen yeşil ve kahverengi büyük madeni kutulara atılan şişe ve kâğıt tekrar kullanılmıyor. Modern teknikle çalışan fabrikalar, günlük yaşamımızın kaçırulmaz artığı olan çeşitli çopün, toprağa, yeraltı sulanna ve de havaya kanşmasını önlemekte. Çevresinin temizliğinı önemsemeyen kişi, kendisini ve hemcinslerini zehirler. Her geçen gün daha çok endüstrilesen dünyaraızın hava ve toprak kirliliğinin giderek annjh bilinen bir gerçek. Stuttgan Üniversitesi ile Izmir 9 Eylül Üniversitesi'nin iki yüda bir düzenledikleri "Çevre Komması ve Belediyeler" semineri bir süre önce yapıldı. Başta Istanbul Anakent Belediye Başkanı B«drettin Dalan olmak üzere Türkiye'den gelen 8 belediye başkanı bu seminere katıldı. Büyük kentlerin hava kirliliği, su antma düzenleri ve çöp sorunlan görüşüldü. Türk heyeti, Stuttgart çevresindeki teknik incelemelere katıldı, burada uygulanan yöntemler uzerine bilgi aldı. • Bir türlü bitmek bilmeyen bina yıkımlanndan tozlann yayıldığı, fabrikalanndan ve caddelerind«ki on binierce araçtan zehirli gazlann çıktığı, ormanlanndan gelen içme suyunun içilemediği, dünyarıın en güzel boğazrnın kirletildigi büytk kent Utanbul'un Belediye Başkanı seminerdeki konuşmasında, "lş bafam gd«MtlmİHte Ik de a i « « n z komm çevre n t h t ı oMa. Çerre M«htı kommııda fa patt kadar jerçekJeHirfca proJderia en biiyiiJüDa yüriltttyoraı" dedi. Bedrettin Dalan'ın uygulamaya koyduğu dev kanalizasyon projesine göre, İstanbul'un tüm artık suları Marmara ve Boğaziçi'ne deşarj edilecek. Bu konu üzerine araştırma yapraış bilim adamlannın ısrarla, kenti çevreleyen denizleri a a sürprizlerin beklediğini söylemesine yanıt, "Ne yapalım, bir gün gelecek güneş de soguyacak'." oluyor. 'Devrhni ne kadar da sevdik Fronsız TVsinin kanallanndan FR3 ile Hollanda kanalı N.O.S. ortaklaşa bir belgesel dizi hazıriadılar. Dizi, 60'h yıllann sonlanyla 70'li yıllann başlannı ele alıyor ve 68 olaylannın Onde gelen simalanndan 'Kızıi Dany' tarafmdan yönetiliyor. SABETAY VAROL PARIS • "Devrimi ne kadar da sevdik", Fransız kamu TV'sinin kanallarından FR3 ile Hollanda kanalı N.O.S.'un ortaklaşa finanse ettiklerı, 52'şer dakikalık 4 programdan oluşan belgesel bir dizi. Dizinin büyük özelliği, Fransa'da 1968 yılında yer alan gençlik olaylannın o zaman için lideri kabul edilen Kızıl Dany (Daniel CohnBendit) tarafından yönetilmiş olması. 3.5 milyon Fransız Frangına (375 milyon TL) mal olan dizi şimdiden, Fransız, Hotlanda, lngiliz, Alman, lskancrlna\ ve Yunan TV'leri tarafından gösterilme>i garanti altına alarak önemli bir ticari bsşan sağlamış bulunuyor. Dizinin ilk filmi olan " L a Revolte" (Ayaklanma) geçen perşembe günu Fransa'da gösterildj. Seyircide uyandırdığı ilgiyi onümuzdeki günlerde belirleme olanağı doğacak. Bu başarı ya da başansızlık, Batı dünyasının yakın geçmişinde çok önemli yeri olan bir tarihsel dönemle, günümüz toplumlan arasında nasıl bir iletişim kurulabildiği hakkında önemli işaretler verebilecek. Dizinin ele aldığı dönem, adından ve yöneticisinden kolayca anlaşüabileceği gibi 60'h yıllann sonlanyla 70'li yıllann başlan. Daha doğrusu dizi bu tarihsel evrede yer alan "devrimci" hareketlerin önde gelen simalanyla yapılmış söylesileri ve çeşitli belgeselleri kapsıyor. CohnBendit, bu yüların eylemci gençleri arasında kimliğini ve kişiliğini en iyi korumasını bilenlerden biri. AlmanFransız kanşımı ve B. Alman vatandaşı olduğu için 68 olaylanndan sonra Fransa'dan sırurdışı edilmişü. Aradan geçen 18 yıl sonra, Fransa'ya kolaybkla gelebildiği, hatta bu ülkede, "Yakın larihi yapan adamlardan biri" olarak toplumun her kesiminden buyük yakınlık gordüğü halde, yaşamını Almanya'da sürdürtiyor. Türkiye'de de birçok kişiye ilginç gelebilecek şekilde, gazetecilik meslefiyle iştigal ediyor. "Kızıl" Dany'yi (Kızüı ıırnak içine aldık, çünkü saçları dışında kızılUkla pek bir ilgisi yok. O yıllarda bile kendini Marksist değil anarşist olarak tanımlıyordu) Fransız TV ekranlarında çeşitli toplantılarda görmek mümkün. GençÛk yıllanmn eylemciliğinden söz etmede sıkıntı çeken çoğu yaşıtının tersine, güler yuzle, buyük bir iyimserlik ve yumuşaklıkla duşuncelerini dile getiriyor. Komplekssiz ve sempatik... Bu yıllann eylemcilerini kaba hatlarıyla iki kategoriye ayınrsak, bir, işi silahkülaha vuranlar ve uğradıklan yenilginin törpüsü altında ezilip bunalıma sürüklenenler, bir de düzene ayak uydurarak yönetici mevkilere gelen ve geçmişini silme çabasında olanlar göze çarpıyor. Tabii, en güç durumda olan Regis Debray gibi önce "Che" Guevara'ya Bolivya'da yol arkadaşlığı edip de sonradan Damştay üyeliği ve cumhurbaşkanı damşmam olanlar. CohnBendit'ın belki de büyük şansı, hiçbir zaman silahlı şiddeti savunma durumunda olmaması, ama aynı zamanda düzen kurumlarının doruklannda kendi ne tahsiline uygun mevkiler edinme hırsına da kapılmaması. 40'ı aşkın yaşına karşın genç, rautlu. sağlıkb bir görunümü var. Sorulan yanıtlarken sahip olduğu sürat, zekâ belirtisi karşıüklar, kullandıgı Uslup, onsekiz yıl önce onbinlerce Fransız gencini peşinden sürükleyen karizmayı yülar sonra bile açıklamaya yetiyor. Eskinin gençlik lideri, aynı yıllarda bu işlere bulaşan çeşitli ülkelerden kişilerle görüşüyor ve o noktadan bugünlere nasü geldiklerini, geçen süreyi nasıl yaşadıklanru, şimdi ne düşündüklerini ortaya çıkarmaya çalışıyor. Kısacası, Kızıl Dany bir kuşağı ve eylemini savunuyor. Fabrika müdüni, patron, gazete yöneticia, mühendis, bakan olanlan, ama aynı zamanda, Almanya'da, ttalya'da ve daha başka ülkelerde silahlı eylemlere karışarak hapishanelerde çürüyerüeri, arkadaşlarını ıhbar ederek yakayı kuıtaranlan, eski örgüt arkadaşlannın ya da kendi ülkeleri güvenlik kuvvetlerinin hışmından korkarak saklanacak delik arayanlan, yasadıkları dönemi Amerikan üniversitelerinde "show" biçiminde konferanslar vererek anlatıp para kazanarüarı savunuyor. Çoğu kez, salt eylemlerini savunuyor değil, ama onlan harekete geçiren saikleri irdeliyor ve bu hareketli dönemin dünyamn ilerleyişine yaptığı katkmın unutulmaması gerektığine dikkat çekiyor. Videoteklerde, arşivlerde doğrudürüst tasruf bile edilmemiş belgeler, hemen hepsi AngloSakson müzik etkinliklerinden ülustrasyonlarla süslenmiş olarak söyleşüerin aralarına giriyor dizide. "Ba dönem gercekten AngloSakson müziginin zamamydı. Bu nedenle donemi en iyi canlandıracak muzik buydu", dîyerek açıkbyor secimini. "Bizier, çogumuz gerçek demokratiar olduk. Eski kuşak demokratiardan farklı bir şeyier katbk demokrasiye. Şimdiki Fransu Sanayi Bakanı Alain Madelın, o zaman karşımudaki eli demir çubuklu faşist ogrenci gnıpbuimn liderierindendi. O da gerçek bir demokrat oldu. TV'deki bir oturumda iki demokrat olarak o dönemieri tartaşmayı çok isterim." şeklinde konuşarak, demokrathğıru vurguluyor. Demokrasi dışında şimdilerde Batıda demode ve sşılmış sayılan femirüst hareketleri de elden geldığince incelemeye çalışıyor ve butün bunlardan şu sonucu çıkarıyor: "Benim kuşağımın insanlan için, iktidara katUma.u deaemek büyük bir riziko ifade ediyor. Tarihsel diıriistliık bu konuda yargılamayı kendimizin >apması, bundan nereiere varacagımız >argısını kendimizin veraıesi. Kocaman soru işaretli bir macera." (;ALKRILKK BELKIS TAŞKESER Suluboyavağlıboya ve özgun basKi resım sergısı 629 Kasım 1986 Vskkonafr Cad 98.1 Pance Taro Khnı* Sokak Sı^naş, Tel 146 93 21 BM fJ)DESTEK ^ ^ tOS\IKl\"l' SADETTİN ÇULAN Resım Sergıs SANAT GALERİSİ ZEYNEP SARIOĞLU Suluboya Resım Sergısı 4 Kasım 29 Kasım 1986 AMı Ipekct Caddes 75 Macka 1312832 ESKI USTALARDAN Resım Sergısı 7 Kasım 30 Kasım 1986 AMı Ipekct C o a sarut ı \ UMTTfflŞAR . SftNKTGflLEKlSİ TÜRK RESİM USTALARI IV 8 Kasım 1986 27 Kasım 1986 ABDULMECIT Osman ASAF Şerel AKDIK Besım AYDAR SefıK 8URSAL' Pertev BOYAR Mahmu! CUDA CIVANVAN Ibtafıırr CA.LLI Alı Avnı CELEBI Sevkel DAG ADıdın 0IN0 Adıl OOGANCAY Lılı DORFANI Orhan ERSm Bedr Rahmı EVUBOGLÜ Meftmet FAHRi Hamıt GORE^E Nurı IYEM Edip Hakkr K 0 S E 0 6 U Nacı KALMUKOG.U Mehrnet Alı LAGA HiKme! üNAT Saım OZEREN Numan PURA Hoca Alı RıZA Ibrafttm SAFI Cemal TOLLU Ahmel UZELLI Sam, YETIK ÎACHARYAN ,.«^vt"< «,,»•" Dizaynlarda Ozel VARAK Çerçevder RenkUrinde Varak Bordurtii LAKE Çerçeve ÇaUşmalan Varak Oval Aynalar Gmif Profîl Koleksiyonu Kupon Çerçeve Imalatı Nişarlaşı Tel: M821SB IstMal Cad Paşabahçe yani. lertos Çıkmazı YapiKur Hanı Kat i No 2734 BeyoOul IST Tel 144 96 33 Vakko Sanat Galerileri Sunar. 430 KASIM 1986 Vakko/lstanbul Leyla Gamsız Uge ZABÜ (Baknc Gi) KARMA KSIM SERGISI 1 14 Kwın 1986 StfhACAR Sevto OaMRCAN NuztKI KUTLUC IMmiCZER t M w PESfN (öıgüıttasM) ÜnsılTOKER Gurcu to So>* No Resırr Sergısı Vakko/An kara Hayatı Mısman Ozgun BasKı Sergısı • BALKAN NACİ İSLİMYELİ SANAT GALERÎSİ • FATMA TÜLİN 15 EKİM 15 KASIM ÖZTÜRK • MUSTAFA ATA GURUPSANFA IHUMUR CAO YESIL CIMEN SOK 91 • NEŞE ERDOK BtSMCTAS 160 25 16 /anra İ M U U T UUIBSI AEDPA • 1» Vakko/Sanat Butik BeyoğtuAnkara «yGASIZ Buyuk Karma Resım Sergısı İSMEt BİRSEL 31 Oüm Husrev GereOe Cafl 126 Teşvıkıve Meydanı IST Tel 141 27 11 SIIIT CAIİHISI Dunyada tanınan Turk resim ustalarının son :a lısmalarınöafi secılmıs laö lolar galenrmzın gıns bolumunde sayın sanatse veriere sureklt olarak suntl maktadır flZELROlTttRÜSESİ Itostai S«v«ltort 1MM7 TEM SMIRÎ GMfJISI Resırn Sergısı 26 K n n 1986 AudıoVısual 5O0İİ7 3Ü Poîorıesj Cunnrtes; 11 001900 Sc* 44/2 Nımet Apl Tel 1470899 U797 56 313 Tel 583 97 39 IncıtiıBAKlftKÛY MURAT METE AĞYAR r ODET SABAM GALERI LEBRİZ ÇALISMA SAATLERI Pazar hariç her gün 11.0018.30 arası açıktır. Eytm Cjd 16 « 0 M ApL 0 24 * a « ı v vneaz KHBM ÜMİTYAŞAR SANAT MERKEZİ Işıl Özışık Resım Sergısı sadece 1 hatta ıçın 39 Kasım 1986 Atyc Sok 6f2 Ylns Apt GALERI ILANLABI HER GUN BU KOŞEDE ST 141 n »
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle