17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 KASIM 1986 KÜLTÜRYAŞAM CUMHURİYET/5 ARAŞr YÖNETEN ŞAHİN ALPAY HAYVANLAR ISMAIL GÜLGEÇ Foucault, tarîh ve cînsellîk Mictael Foucault, Cinselliğin Tkrihi, Çev. Hülya Tüfan, AFA Yayınları, şubat 1986, 166 s. M. ALİ KILIÇBAY "înanç çağı" 19. yüzyılın önemli fUozoflanndan NieUche, "Yalnızca tarihsiz nesneler tanımlaıubitir" demiştir. Bu çok iddialı sözü kelime anlamıyla aldığımız takdirde, "tarih"in reddi noktasına varabiliriz. Ancak, 19. yüzyüın hırçın düşünurünün bu sozünü, ılımlı bir şeküde yorumlarsak, tarihin tanımlardan uzak durması gerektiğini çıkartabiliriz. Daha açık olrnak gerekirse, Nietzche'nin nasihatini tutmak isteyen bir tarihçi, tanımlarvn değil de *defişme'nin peşinde koşmalıdır ve bılgi nesnesi olarak da "gerçek"i değil, "gerçekleri"i ele almalıdır. Bu ifadeyi tersinden okursak, tarihçi ev ödevini yaparken her dönemin kendi gerçeklerinin olabüeceğini peşinen kabul etmelidir. kemizde, ama ne yazık ki tarih bir laboratuvar değildir. Çünkü tarih ancak bir kez vaşanmışür ve bu açıdan benzerliklerden genel kurala ulaşmak mumkun olmayacaktır. Tarihte yasa bulmak abesle iştigaldir. C ONLARl SlRTıMlZ T^>iRiz,;y. ksj^A SON£A 8'ıZPEH 'Arkeoloji' kavramı Foucault tarihe bakan bir sosyal bilimci olmakla birlikte, onun bir laboratuvar olduğunu hiçbir zaman duşünmemiştir. 1961'de çıkan Histoire de la folie a l'age classique (Klasik Çağda Deliliğin Tarihi) adlı ilk önemli eserinde "delilik" kavramınm değişmesini 17. yüzyıldaki "deMikakılhlık" zıtlığı bağlarnında, bu çağ ve kültür için deliliği sınırlayanın, neyin deülik dışında kaldığının tarihsel olarak belirlenmesi şeklinde incelenmiştir. Bu inceleme düşüncclerin ev makta ve yeni bir epistemolojik bütün yaratmaktadırlar. Bu öylesine bir bütün olmaktadır ki, bizzat kendi gelişmesinin sınırlannı belirlemektedir. (Bu bütün, AngloSaksonlann paradigma dedikleri şeye benzemekle birlikte, mütasyon öğesi temel bir farklılık yaratmaktadır.) Söz konusu kitap Batı'da çok ilgi çekmiştir. Piaget bu eserin yaklaşımı için "yapıları olmayan yapısalcüık" demektedir. Foucault 1966 tarihli kitabına karşı yoneltilen eleştırilere karşı 1969'da L'archeologie du savoir'ı (Bilginin Arkeolojisi) yayımlanuştır. Bu kitabında eski çalışmalanru bizzat eleştirirken, kendi kavrayışını da ortaya koyrnaktadır: "Tarih alanında genellikle etkili olan mütasyonlann ölçüsünu tutturmak; duşünce tarihine özgu yöntem, sınır ve temaları tartışmaya açmak!' Foucault'nun sonuncu kitabı olan Histoire de la secnalite, la medikleri, ama körü körüne boyun eğdikleri baskılarla sürekli beraberlikleri sonucunda, hemen her turden "baskı"nın doğal olduğuna veya bunlann olabüirliklerinin makul olduğuna inanılan bir iklim yaratmış olmaktadırlar. Bir fikir "arkeologu" Bir "fikir arkeologunun" çahşmalan bize bazı "günahlar" konusunda en azından başka mumkun açıklamalann olduğunu göstermektedir. Foucault'nun bu cins araştırmalanna, neden "arkeoloji" dediğınin irdelenmesi de ilginç olabilir. Tarih konusunda bir belge fetişizmi tüm geleneksel ve kurumsal tarih yaklaşımlannda yer almaktadır. Bu açıdan neredeyse bir belge=tarih özdeşliğiyle karşı karşıya olunduğu dahi söylenebiür. Oysa belgeler de insan urünüdürler ve nihayette bunlann da birer zihniyet incelemesine indirgenmeleri mumkundür. Dolayısıyla tarihsel KÎM KÎME DUM DUMA BEHtç AK cicbos bek\tâ\(r\ • yere de 9632 sani Foucault'nun son eseri olan 'Cinselliğin Tarihi'nde savunulan ana görüş, cinsellik anlayışının zaman içinde mütasyonlarla değiştiğidir. Buna bağlı olarak, cinsellik tarihinın Foucault tarafından "bir baskı altına alınma, baskı altında tutulma tarihi" olarak tartışmaya açıldığını görüyoruz. belge, insanın kendi yaratıp kendinın taptığı tüm fetişler gibi sadece bir fetişten ibarettir. Işte bu noktada Foucault arkeoloji kavramını kullanarak toplumların 'belge' bırakmadıklan (başka bir ıfadeyle egemen ideoloji tarafından belirlenmemiş) alanlarda bıraktıklan belırtiler aracılığıyla tarih yapmaya çalışmaktadır. Son söz de çeviriyle ilgili olarak söylenmelidir. Türkiye gibi şeklin özden her zaman daha önemli olduğu bir ülkede, iki kelime yabancı dil, yedi kelime de Türkçe bilen herkesi çeviri yapmaya soyunmaktan çekinmeye zorlayacak herhangi bir şey yokken ve kötü, hatalı çevirilerin (telif eserlerin de diyeceğim, ama şimdi sırası değil) hiçbir yaptırımı yokken, yaptıklan işi bilerek ve özenle yapanlar umut kaynağı olmaktadırlar. Hatya Tufan'ın özenli çahşması, yaptığı işe saygı duymayanlan belki utandırmayacaktır, ama Türk kitaplığına iyi bu eser katmış oldu. PÎKNİK PtYALE MADRA Michd Foucault (19261984) Ünlü Fransız duşününı Mkhd Foocault (19261984), kelimenin şu sıralar taşıdığı anlam açısından gerçek bir tarihçi değildir, fakat 1954'te yayımladığı ilk kitabından itibaren tüm eserleri tarihsel ele alışlar olarak ortaya çıkmaktadır. Burada hemen bir parantez açarak bir noktayı belirtmek gerekmektedir. Tarihin sosyal bilimlerin laboratuvan olduğu söylenmiştir ve buna bağlı olarak her sosyal bilimcinin tarihe yönelmesinın bir zorunluluk olduğu ileri sürülmf'.ştür. Bu bir !9. yüzyıl düşuncesidir ve doğal olarak bir inanç tavır ahşı olarak ortaya çıkmaktadır: Muspet bilimci laboratuvannda gerçek olaylann simülasyonu yoluyla "doğal yasalan" keşfederken, tarihe bakan sosyal bilimci de "gerçeklikleri yasanmışlıkları içinde" yasalaştıracaktır. Bugun buna hâlâ inanılıyor, özellikle ul rimini mütasyonlara bağımlı olarak görmektedir (Ortaçağ için tannnın elçisi olan "deli", klasik çağın "akh" tarafından akıldışı sayılmaktadır). 1963'te yayımladığı Naissance de la Clinkjue, une arcbeologie duregard medical (Kliniğin Doğuşu, Tıbbi Bakışın Arkeolojisi) üe Foucpult giriştiği işi genişletmiş ve anahtar bir kavram olan 'arkeoloji'yit "söylenmiş şeyler"in açıklanmasını kullanmaya başlamıştır. 1966'daki Les Mots et les choses une archeologie des sciences humaines (Kelımeler ve Nesneler, Insani BiHmlerın Bir Arkeolojisi) de alt başlık olarak bu anahtar kavram) taşımaktadır. Bu önemli eserinde yazar, biyolojiden psikolojiye, dilbilimden iktisada, insana ilişkin bilgileri mütasyonlann unınü olarak görmektedir. Bu mutasyonlar bilginin temelini tepeden tırnağa sars volonte'e du savoir (Cinselliğin Tarihi: Bilme tstegj) adlı eserinin I. cildi Türkçe'de de yayımlandı. Bu kitap Foucault'nun diğer eserlerindeki ele alış tarzından farklılaşan bir kavramsaUaştırmaya sahip değildir. Savunulan ana göruş, cınsellik anlayışının zaman içinde mütasyonlarla değiştiğidir. Buna bağlı olarak cinsellik tarihinın Foucault tarafından "bir baskı altına alınma, bir baskı altında tutulma tarihi" olarak tartışmaya açıldığını göriiyoruz. İnsanhk cinselliğı "günah" kabul etmedeki kesın kararlılığıyla en aandan bu konuda "tekil bir uygarlık" oluşturmuştur. Foucault çağdaş baskıcı toplumların (bu arada eskilerinin de) baskı unsurlannın 'arkeolojileri'ni araşürmıştır. GUndelik hayatta çeşitli baskılar altında kalan insanlar, bir de manevi dünyalanndaki bu kökünu bil m ME l5TlFÛ5i OLACAk. ŞEKER ? HAMl 6EN IKi AV ONCE SOK&K (3O5T£RM!ŞT./V1 O£ 5EN DE ARAYA EŞIDÛ5TL SOKüP. İKİ A\ ŞAM5 TÂKÎı PA , YEW! PtfOMOSyONLAtf DA. . HIZLI GAZETECİ NECDET ŞEN KISAKISA Rıza Zelyut/OSMANLIDA KARŞI DÜŞÜNCE, Alan Yaymcılık, Ağustos 1986, 250 s. Rıza Zelyut'un bu kitabında Osmanlı resmîduşüncesi ile "Osmanlılarda karşı düşunce" inceleniyor ve Osmanlı Imparatorluğu'nda siyasal duşunceleri nedeniyle idam edilen bilgınlerden basalannm öykuleri, eski kaynaklardaki belgelere dayamlarak aktanlıyor. Alpha C Chiang/ MATEMATİKSEL İKTÎSAD1N TEMEL YÖNTEMLERİ, Çev. E. KipM. SanmeşeliO Aydoğuş, Teori Yayınları, 1986, 754 s. Iktisatta matematiksel yöntemlerin kullaıulması son otuzlurk yılda giderek yaygınlık kazandı. Böyle olduğu halde dilimizde öğrenci ve araştırmacılann bu konuda başvurabüecekleri temel bir kaynak bulunmuyordu. Prof. Dr. Ergun Kip, Yrd. Doç. Muzaffer Sanmeşeli ve Ar. Gör. Osman Aydoğuş'un A.C. Chiang'ın Türkçeye çevirdikleri tanınmış kitabı bu boşluğun doldurulmasına önemli bir katkı. Matematiksel iktisat alanında bir diğer yeni çeyiri James M. Henderson ve Richard E. Quant'ın Mikro İktisat Matematiksel Bir Yaklaşım adlı eserleri (Çev. E. AdaO. AydoğuşM. SarımeşeüN. Suzal, Teori Yayınları, Ağustos 1986, 378 s.). Robert Mantran/ONYEDÎNCÎ YÜZY1LIN İKlNCt YARISINDA İSTANBUL, 1. Cilt, Çev. M. Ali KıhçbayE. özcan, V Yaymlan, Ekim 1986, 375 s. Galatasaray Lısesi'nde uzun süre öğretmenlik yapan ve Turkiye üzerine çok sayıda eser veren Fransız tarihçi Prof. Robert Mantran'ın, en parlak döneminde Osmanlı payitahtı tstanbulEmst Wemer/BÜYÜK BtR DEVLETİN DOĞUŞU: OSMANLILAR 13001481, Cilt 1, Çev. 0. EsenY. öner, Alan Yaymcılık, Ekim 1986, 250 s. Leipzigdeki Karl Marx Üniversitesi rektörluğunde de bulunan Doğu Alman tarihçisi Prof. Ernst Werner'in Almanca basımı ilk kez 1966'da ve dördüncü basunı da geçen yıl yapılan tanınrruş eserinin, "Osmanlı Feodalizminin Oluşum Surecı"ni kapsayan birinci bölumu dilimize çevrildi. Nazif Kuyucuklu/TÜRKtYE ÎKTİSADI, Beta Yay. 2. Basım, Eylül 1986, 608 s. Istanbul Ü. S.RF. ögretim uyesi Prof. Dr. Kuyucuklu'nun ilk kez 1983 ve 1984 yıllarında iki cilt halinde basılan kitabının genişletilmiş yeni basımı yapıldı. Türk ekonomisinde genel hesaplar, doğal kaynaklar, izlenen resmi politikalar, temel sektorler ve dış iktisadi ilişkiler konularını kapsayan yararlı bir başvuru kaynağı. Rasih Nuri tleri/27 MAYIS: MENDERESİN DRAM1, Yaiçın Yayınları, Hazfran 1986, 208 s. R.N. İleri'nin hazırladığı bu kitapta Yassıada Yuksek Adalet Divanı kararlanndan seçmeler yer alıyor. Anayasayı ihlal, örtulü ödenek ve ıstimlak yolsuzluklan davalannın karar gerekçeleri tutanaklardan aktanlıyor. "Yassıada'dan Nereye Geldik?" başlıklı giriş bölumünde, bu kitabın hazırlanma amacı olarak "genç kuşaklann Yassıada davalan hakkında bilgisizliği" üzerinde duruluyor. Şefık Okday/SON SADRAZAM AHMET TEVFİK PAŞA, Istanbul 1986, 145 s. Torunu Şefık Okday tarafından hazırlanan bu kitap, dört kez sadrazamlığa getirilen son Osmanlı sadrazamı Ahmet Tevfık Paşa'nın hayat hikâyesini an ÇtZGİLİK KÂMtL MASARACI AĞAÇ \AŞKEN EĞİLİR KEMAL GÖKHAN .. sand rra&l söyh'ycegmi un kurumsal, iktisadi ve sosyal yapısını aynntıh bir biçimde inceleyen kapsamlı eseri dilimize, kazandırıhyor. Türkçesi iki cilt halinde basılmakta olan eserin ikinci cildi de yakında yayımlanacak. Fransızca ilk basım tarihi 1962 olan bu önemli eserle ilgili bir tanıtıcı yazıyı önumuzdeki haftalarda yayımlayacağız. latıyor. Kitapta ayrıca, Ahmet Tevfik Paşa efradının günümüze kadar getirilen öyküsune de yer veriliyor. TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 6 Kasım SÜRELt YAY1NLARDAN ÎKTISAT DERGİSİ, Sa>ı 262263, EylulEkim 1986. tküsat Dergisi'nin son sayısında Î.Ü. tktisat Fakültesi Mezunlan Cemiyeti'nin 1719 Nisan 1986 tarihleri arasmda düzenlediği 11. Iktisatçılar Haftası dolayısıyla Istanbul'a gelen ünlü iktisatçılar Hans W. Singer ile paul Streeten yanı sıra Boğaziçi Üniversitesi'nden Ayşe Buğra'nın katıldıklan "Kalkınma Iktisadı foşıyor m u ? " konulu bir açıkoturum yer alıyor. Yücel Çağlar ve Muzaffer tlhan Erdost'un Turkiye tanmının sorunlan üzerine incelemeleri yanmda Haydar Kazgan'm "Iktisadi Gelişmenin Külturel Gelişmeye Katkısı" başlıklı yazısı dikkat çekiyor. Derginin bir önceki "Ekonomi ve Demokrasi" konulu özel sayısı da 11. Iktisatçılar haftası'nda sunulan bildirileri bir araya topluyordu. CUMHURİYET KİTAP KULÜBÜ'NDEN HABERLER IZMIT KAG/T FABRIKASIAÇILIYÖR.. 1936'D AÇ(LO/. BAÇSAtCAM fSMET tNÖMLJ 'UUH İÇl&S/N/N YO~ 6UNLUĞU KieoeHlYLE gULUHAMACHĞI AÇlUÇrt, İK.TTSAT 8AKAN/ cecAi SAr/ıe, SA&)A/L/)£ NUTUZLAeDAU SOfJSA, MAÜVe gAt&tJf GALI KueoeLEY/ jeesMiçri. *AS&&I, /ceure CAM Giresun temsilciliği açıldı Cumhuriyet Kitap Kulübü'nün Giresunlu üyelerine, görerek ve inceleyerek, ayrıca indirimli kitap edinebilme olanağım sunan temsilcilik geçen gunlerde açıldu C.K.K. üyelerinin yanı sıra tum kitap okurlanna da hizmet düşıincesini taşıyan temsikiliğimizde tum kitap okurlan C.K.K.'ne üye olabilecekler, yayın dunyasını yakından izieyebileceklerdir. CK.K. Giresun temsilciliğini Erdal USTAOĞLU, Erdal Kitabevi, Fevzi Paşa Cad., Feridunoğlu Pasajı, No: 79/D adresinde yünitecektir. yımlandı ve üyelere gönderildi. Tum üyelerimize ve uyeliğini yeniletenlere gönderilen Çerçeve1 nin bu sayısında konu olarak Gerçekçilik ve Toplumcu Gerçekçılik ele aunıyor. Bu kapsamda Ahmet Oktay veAzız Çalışlar ile yapılan söyleşilere yer veriliyor. Çerçeve'nin bu sayısınm başyazısını Mehmet H. Doğan, Unutulmayan Kıtaplar böltimünu ise Pmar Kür yazdu Söyleşi bölumünde Öner Kemal ve Mustafa Demırkanlı konuşurken, diğer kitap tanıtım yazuannı Samı Karaoren, Refik Durbaş, Raif Özben ve Ömer Faruk kaleme aldu EN ÇOK SATAN KİTAPLARI ROMANÖYKÜ 8.10.19865.11.1986 Sıra: Ko«: 1 2 3 4 5 ntabm M ı , Ynan: Ryatı: 021.265BHtoMı/Uab«rtiEc« 3150b066.050¥••!•••• 0«ylwâi Haflfl)fii/M. Konfera 150O021.236B^azKato/OıtaıPMMk 10500 0 2 2 8 0 t o c « D m l w 1 / İ j t M » Mda 1100b021 258Qwtof Mrta Için Ç i r f r / E. ltewlınwy 2100 50 YIL ÖNCE CUMHURÎYET Mülkiye Mektebi dün Ankaraya taşındı nakleddmiştir. Dün, mektebin leyli talebesı, sabahleym erkenden Yddızda toplanmış, sabah sekızde mekteb ıdaresınm kıraladığı otobuslerle Taksime gelmişierdir. Mekteb müdıirü Mehmet Emin yaptığı konuşmada ŞA, fÇ OLAA/AĞ/ SAĞLAMfÇrt. TBUSL/ f*7 y/L ÖA/CE İSMET INÖUU TAISAFtN&AM ArrMM /ZM/T KAĞrr FAgg/&&r, 3 M/cyoAj soo S/H L/GH>!4 MALOLMUfTV .. BifZ. YlLLfK U&ET/M A>t/>AS/r£S/ ONIKI S/A/ TVN0U VB PEĞ£ISf t>e /H/ M/LyOU SBKJZYÜZ BİU LlRAYPI. Yando, fabnkanm o stradakı duruırru d'u/J UUK eer/fSMfç, 400 '/>£*/ çoe say/pA vArAA/pA 6 Kasım 1936 şunları söylemıştir: " Ocağımızın 60 yıllık hayatında yeni bir devre açıhyor. Müessesemizin bundan sonraki devrini daha feyizli yaşatmak azmile Ankaraya gidiyoruz. Soz veriyorum. Gösterdiğiniz yüksek teveccüh ve 19361986 ıltifatlarımz bızım ıstıkbaldeki mesaımiz ıçın daıma bir heyecan membaı olacaktır." Tren tam 11 i çeyrek geçe teşyıcilerin "yaşa var ol" seslerı arasında hareket etmıstır.Mekteb müdurıle diğer tedris erkanı dün aksam gitmişlerdir. Çerçeve dergisi çıktı Kulübumüzün ayhk kitap dergisi ÇERÇEVE'nin kasım sayısı ya 7 6 9 10 6 086.011 Uâm Oı*MiılWwfci / M. tortd 102.006tnaıton İMtcrtıli / E. M. Kwwnw 248 006WrHımzmrrJraftan/Wt«ty *]»«• 152.332MrMçaMnlta|bıQIJIvtalMta 002.293IMchMİILII«MİVqa*/ll. Cwt2M 59 senedenberi memleketımizin kultur ve 840 idare hayatına birçok mumtaz 2000r şansıyetler yetiştiren Siyasal 770 Bilgiler okulu (Mulkiye 1100 Mektebi) dün Ankaraya 950
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle