Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
6 KASIM 1986 * * * HABERLERİN DEVAMI CUMHURÎYET/13 Hülya Bankoğlu 27 yaşında. Vizon Dergisi Yazı işleri Müdürü. Bankaya gitmekten hoşlanmıyor. CÛNEYT ARCAYÜREK yazıyor (Baştarafi 1. Sayfada) görüfünü" savunarok, Anayasa'mn Cumhurbaşkanma gösterdiği konuma olan bağlıhğım, bir bakıma, TBMM'ye olan saygısmı kanıtladı. Buna karsın, Erdal Inönu'nün Cumhurbaşkanı ileyapnğı konuşmada Anayasa'daki "öteki yasaklar" konusuna değinmediğini açıklaması, gelecek için kimi kaygılan sergiliyorCumhurbaşkanı'nın bu görüşleriy du. Hele, özal'ın anayasanın 201 oyla değiştirilmesini içeren önerisinden le sıyasal yasaklar konusu, bütünüyte Cumhurbaşkanı 'na hemen hiç söz etTBMM'nin elinde. Daha doğrusu, Özal'ın vereceği karara bağİL Bugün mediğini belirtmesi, gelişen olaylar içinde önemli bir eksiklikti. Anayakü aşamada, konur.un Cumhurbaşsadaki yasakları tümüyle ele almakam'yla ilgisi kesilmiş oluyor. özal'ın •'aratacağı yeni kaçamaklar artık iç nm zamanı geliyor, belki de geçiyor, kamuoyunda sadece üç beş kişin'm •yaset açısmdan önem taşıyacak, yasaklardan arınacağı gibi bir izleunümüzdeki günlerde özal'ın davranim giderek güçleniyor. Geçici 4. nışlan siyasal yasaklar konusundamaddeyi kaldıracak yasanm gerekçeki içtenliğinin ölçütü olacak. öne sinde "öteki yasaklardan" söz etmek, siirdüğü engeller bir bir yıkıldıktan günü gelir, yeterli sayılmayabilir. sonra, özal'ın işi gene yokuşa siirmesi, gelecek seçimde "Eski Günün çarpıa, hatla beklenmedik siyasetçilenum" kaynaklanan korkuaçıklaması Cindoruk'tan geldi. DYP sunu bir kez daha kanıtlayacak. lideriyle yaptığı görüşmede Evren, siErdal tnönü'ye, "TBMMVen yayasi yasaklar konusunda tüm yetkisaklart kaldıran yasa önüne gektiğinlerin TBMM'ye ait olduğunu yinedt, Cumhurbaşkanı'nın \elo' haklemişıi. kau kuBarap kuBanmayacağuu " sorduğumuzda, ilginç bir yanıt aldık. Fakaı yeni bir öğe girdi araya. İnönü, Cumhurbaşkanı'nın "0 zaDYP'nin Cumhurbaşkanı'nın partimatı karar vereceğini" söyledi. leri uzlastırmak için liderleri bir araya loplamasına ilişkin önerisine EvBelirli kaynaklar Cumhurbaşkaren olumlu gözle bakıyor, daha ileri nı'nın vetoya başvurmayacağını öne bir tarihte böyle bir toplantıyla sürüyor. Ama, bu aşamada, henüz ' 'hakemiik'' görevini yerine getirmeyasa üzerinde TBMM'de "mutabayi düşünüyordu. kttt sağlanmadığı" bir dönemde özal, Mecliste direnir, siyasi yaCumhurbaşkanı 'nın vetoyu işletecesaklann kalkması sorunu açmaza giğini ya da iştetmeyeceğini söylemererse, Cumhurbaşkanı "hakemiik si, dünkü açıklamalanyla ters diişegörevini" yapacaktı. cekti. Meclis'e etki yapmamayı ilke Cindoruk'un duraksamaksızm olarak kabul eden Cumhurbaşkanı' "Cumhurbaşkanı hakemiik görevinın, sorun üzerinde hemen her şeyin ni yapacağını vaat buyurdular" dcayakta olduğu bir dönemde yasayı mesi konunun çok yeni boyutlara veıo edeceğini ya da etmeyeceğini söylemesi olanaksızdı. Vetoyu işlete ulaşması olasılığım ortaya çıkanyordu. ceğini veya işletmeyeceğini bugün söylemesi, TBMM'yi "etki" altında Eğer Köşk'ün tutumu Cindobırakacaku. Cumhurbaşkanı'nın ve ruk'un açıkladığı gibiyse bu denli to konusunda ortaya koyduğu davhakemiik yapacak noktaya dek gelranış, siyaset manlığı açısından ge mişse, özal, önümüzdeki günlerde çerliydi. tam bir açmazın içine düşecekti. \asak kaldırma girişimi (Baftarafi 1. Sayfada) buyurdular" yanıtıru verdi. SHP Genel Başkanı tnönü de, Cumhurbaşkanının siyasi yasaklann kaldınlması konusu TBMM'deyken "bir şey söytememek" göriişünde olduğunu bildirdi. İnönü, Evren'in TBMM'deki girişimleri "yerinde buldugunu" da söyledi, HDP Genel Başkanı Yazar da, anayasa değişikliği ve yasaklann kaldınlması konusunda partiler arası diyalog önerdi. Cumhurbaşkanı dün ilk olarak saat 10.00'da SHP Genel Başkanı Erdal Inönü'yü kabul etti. İnönü, Cumhurbaşkanı ile görüşmesinden sonra gazetecılere yaptığı açıklamada, iç ve dış olaylar üzerinde "geniş bir göfüş alışvert^inde" bulunduklarıru söyledi. İnönü, TBMM'de gelişmeler ve bütçe yanında geçici 4. madde konusu Üzerinde durduklannı belirterek, şöyle konuştu: "Bugünierde güncel bir konu olan geçici 4. maddenin kaldınlması meselesinde yapügımız girişimleri anlalüm. Sayın Cumhurbaşkanı daha önce de ifade etmiş olduğu gibi bu konunun Mectisin vetkisinde bir konu olduğunu söyledi. Zalen görüşiinün bu olduğunu biliyordum. Cumhurbaşkanı olarak anayasanın kendisine verdigi görevleri. onun bu konu Mediste iken bir şey söylememesi gerektirdigi görüşünde olduğunu da Uave etti." Bütçenin geürdiği sosyal yaklaşım, ekonomik durum ve dış politika üzerinde de durduklannı ifade eden Erdal İnönü. "Cumhurbaşkanı Evren'in geçici 4. madde konusunda zaman ve metodun saptanması yotunda herhangj bir görüşü oldu mu?" sorusuna, "Sayın Cumhurbaşkanı acıklamasuu tekrar etti. Basında yayımlannuştı. 'Zamanı, metodu hakkında bir şey söylemem, Bü>1ik Millet Meclisi'nin görevidır' dcmisti. Bana olan açıklaması da o doğrultuda" karşılığım verdi. TBMM'de konuya ilişkin girişimin başladiğına dikkat çeken Erdal tnönü, Cumhurbaşkanırun bu ifadesirun "yerinde olduğu" görüşünde olduğunu da vurgulayarak, "Hatta şimdi bir şey söylersem Meclisin davranışını etkilemiş gibi olurum. bunu da yapmak istemem görüşünde olduğunu anladım" diye konuştu. Geçici 4. maddenin kaldırılmasının TBMM'de kabul edilmesi halinde Cumhurbaşkanı Kenan Evren'in "veto edip etmeyeceği" yolunda bir görüş belirip belirmediğinin sorulması üzerine de İnönü, "Benim izlenimim, ona, o zaman karar vereceği şeklinde" dedi. Kenan Evren'e dış politika konusunda görüşlerini belirttiğini, Avrupa gezisi hakkında bilgi verdiğini de söyleyen Erdal İnönü. "Milli bir çerceve içinde baktıklan dış politikada mutabık konulann çok olduğunu" ifade etti. Erdal İnönü, bir başka soru üzerine Cumhurbaşkanı Kenan Evren'in bütçe konusunda da bir "tavır almayacağun, ekonomik konulann hükumette olduğunu" daha önceki konuşmalarında söylediğini de kaydederek, TRT'nin bütçe konuşmalarına daha çok yer vermesini istediklerini belirtti. SHP Genel Başkanı, geçici 4: madde konusunda herhangi bir takvim belirlemesi yapılmadığını, TBMM'deki önergeyi imzalama işleminin sürdürüldüğüne de değinerek, Cumhurbaşkanı Kenan Evren'le görüşmesinin bu konuyla doğrudan bir ilgisi olmadığını söyledi. Jnönü, "anayasadaki digeryasak maddelerinin kaldınlması ve ANAP'ın TBMM'de 201 oyluk çogunluk sağladıktan sonra anayasa degişikligine gidilmesi yolundaki gönişün gündeme gelip gelmediği" yolundaki bir soruya da, "Hayır. biiiyorsunuz, Sayın Cumhurbaşkanı ile konusmamın her safbasını açıklamak gibi bir adelim yok. Ama şunu da söyleyeyim, bayır, böyle bir göriişme olmadı" karşıhğını verdi. YA2AR,YASAKLAR KONLSUNDA DtYALOG ÖNERDİ HDP Genel Başkanı Mehmet Yazar, Cumhurbaşkanı Kenan Evren ile yaklaşık bir saat kadar görüşmesinin ardından, gazetecüerin sorulanru yanıtlarken, Türkiye'nin iç ve dış sorunlarının çözümünde partiler arası diyaloğun kurulması gerektiğini söyledi. Yazar, bu konuda Başbakanın parti liderleriyle yapacağı ikili görüşmelerle ilgili bilgi vermesi gerektiğine işaret ederek, partiler arasında önceden bellı bir noktaya ulaştınlan sorunlann daha sonra Meclis gündemine getirilmesinin zorunluğuna dil^kat çekti. Yazar, yasaklara ilişkin bir soru üzerine, anayasa değişikliği ve yasaklann kaldınlması konularının Meclisin işi olduğumı belirterek, "tktidar partisi ile diger partilerin onceden aralarında kuracaklan diyalogla meseleyi çözüm noktasına getirecek yollan bulduktan sonra. uygulamaya geçmeleri gerekir. Aksi takdirde bir partinin kanun teklifi getirmesi yeterli olmamaktadır. Hatta gerekli imza dahi toplanamanıaktadır" dedi. Prensip olarak anayasa ve yasalardaki tüm yasaklara karşı olduklannı kaydeden Yazar, bu konuda parti olarak kendilerinin uygulamada bir fonksiyonlannın bulunmayacağını, gelişmelerin güçlü partilerin tutum ve davranışlarından kaynaklanacağını vurguladı. "Siyasi partilerin Cumhurbaşkanının etrafında birieşmesi" konusundaki bir soruyu Yazar, "Kanaatimce Cumhurbaşkanının elrafında ya da başkanlığında toplanılıp konulann görüşülmesi safhasma henüz gelinememişlir. Cumhurbaşkanlığı makamını kendi bakış açımıza göre değerlendirerek zaman zaman etrafında bulunmak, zaman zaman farklı davmnmak doğru olmaz kanaatindeyim. Meseleye Türkiye açısından bakacağız, partiler açısından değil. Once partiler kendi aralannda bu diyaloğu sağlasıniar. Mecliste sağlasınlar, belli aşamadan sonra Cumhurbaşkanı bunu ortaya koyabilir kanaatindeyim" diye yamtladı. Yazar, Cumhurbaşkanı Evren'e ekonomik konulardaki endişelerini de ilettiğini belirterek, şunları söyledi: "Son bütçe lasarısında cari ve transfer harcamalarının bütce içerîsindeki paylan yüksdıniştir. İç ve dış borçlann faizleri cari harcamaların yüzde 60'ına ulaşmıştır. Gelirlerin net artışı karşısında enflasyonun yüzde 30'lar civannda seyredeceğini sanıyonım. Enflasyonun yüzde 20'lere indirilmesi bu bütçe l e mümkün olamayacaktır. Yüzde 20 bedefıne ulaşılabilmesi, ancak ciddi ve samimi davranışlarla mümkün olabilir. Yüzde 20 hedefine ulaşılması zor, ama gerçekleşebilir, ama bütçenin şu anki yapısı bu hedefe uygun değil." "EVREN, HAKEMLİK VAAT ETTİ" Cumhurbaşkaru Evren dün muhalefet liderleri ile yaptığı görüşmelerden sonuncusunu DYP Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk ile yaptı. Dün saat 15.00'te Köşk'e, beraberinde Genel Başkan Yardımcılanndan Mehmet Dülger ile gelen DYP Genel Başkanı, 16.05'te sona eren görüşmeden çıkarken yaptığı açıklamada, görüşmede Demirel'den ve Antalya olaylanndan söz edildiğini, Cumhurbaşkarurun, yasaklann kalkması konusunda "hakemiik yapma vaadinde" bulunduğunu açıkladı. Cindoruk, köşk pkışında, Cumhurbaşkanı ile mutat ziyaretlerden birisini gerçekleştirdiğini, Cumhurbaşkanının 2 ayda bir yaptığı bu görüşmelerin demokrasi ve rejim açısından fevkalade yararh olduğunu belirterek, "Sayın Cumhurbaşkanımızla yeni sıfatımla ilk kez göriiştutn. Bilindigi gibi Samsun Milletvekili seçildim ve ara seçimlerde partimize milletimiz ana muhalefet görevi verdi" biçiminde konuştu. Çeşitli izlenimlerini, yurttaşlardan gelen tepkileri ve ülkenin gündeminde bulunan sorunlan Cumhurbaşkanına anlattığını söyleyen DYP Genel Başkanı, "Sayın Cumhurbaşkanınunn yaklaşunlanm fevkalade demokratik buldum. Memleketin bütün mesdelerini yakinen takip ettiğini gördüm ve bundan büyük mutluluk duydutn. Anayasanın kendisine verdigi görevi, fevkalade tarafsız kisiligi ile yerine getirmiş olması, demokratik rejim açısından da büyük güvencedir. Bu toplantıdan müsterih ve memnun aynlıyorum" dedi. Cumhurbaşkanının kendisine seçimlerle ve ülkenin meseleleri ile ilgili sorular sorduğunu anlatan Cindoruk, Antalya olaylannın gündeme gelip gelmediğine üiskin bir soruya, "Geldi. Antalya olaylan ile ilgili gerekli ve tarafsız bilgiyi verdim. Kendisinin isteği üzerine hazıriadığımu dosyayı içinde video bantı da olmak üzere yann (bugün) sunacagız. Kendisi anlattıklanmızdan yararlanacağım bildirdi" karşıhğı verdi. "Cumhurbaşkanına Demirel'den bir mesaj getirdiniz mi?" sorusuna Cindoruk, "Sayın Demirel demokrasinin vazgeçilmez unsurudur. Böyle toplantılarda adının geçmesi doğaldır. Kaldı ki yasaklarla ilgili taraflardan birisi de Sayın Demirel'dir" karşılığını verdi. DYP Genel Başkanı, Cumhurbaşkanının yasaklara ilişkin tavn konusunda, "Bu meselenin çözülme yeri TBMM'dir. TBMM tarafından çözülmeltdir, dediler" şeklinde yanıt verdi. "Sayın Özal'ın söylediği engel kalküğına gore, yasaklar için 134 imzayı bulabilecek mismiz?" sorusuna "Sayın Cumhurbaşkanının yasaklar konusunda engelleme yaptığına ilişkin mesele ortadan kalkmıştır. Bundan sonra kalkmazsa bunun sorumlusu Sayın Özal ve iktidar partisidır karşıhğıru veren Cindoruk, görüşmede DYP'nin ekonomik konulardaki görüşünü ayrıca vatandaşın fukaralaştığını ve gelir dağılımındaki adaletsizlik ve sosyal dengelerin bozulduğunu anlattığını bildirdi. Cindoruk, Evren'in hakemliğinde TBMM'de grubu bulunan partilerin toplanması konusundaki önerilerini götürdüğünü de anımsatarak, "Sayın Curahurbaşkanımızın önerimizi isabetli bulduklannı, ancak hakemiik meselesini ileride kullanacaklanm belirttiler. Önce partilerin TBMM'de anlaşmalannı, anlaşma olmazsa hakemiik yapacağını belirttiler" dedi. Cindoruk, "Yani Cumhurbaşkanı, yasaklar konusunda ANAP direnirse, hakemiik yapacağını mı söyledi?" sorusuna ise "Evet, onu vaat buyurdular" karşılığını verdi. Kendisinin TBMM üyeleri için "Bu bir çelişki degi mi?" diye soran gazeteciye Cindoruk, şu karşıhğı verdi: "Devrim ya da ihtilal muhafızlığı sözü suçlama değil, bir teşhistir. Bazı siyasetçiler bir görüntü sunariar. Ancak daha sonra yeni bir görüş içinde olabilirier. Dün ihtilalin savunuculugunu yapanlar. bugün demokrasiden yana tavır alabilirler. O sözler, o günün şartlarında söylenmiştir. Ben bunlan söylemekten pişman değilim ve bu sözleri geri almıyorum. Bu sözlerin kişisel ve haklı olduğunda ısrar ediyorum. Kaldı ki. demokrasi bir uzlaşma sanatıdır, biz ülkede bir uzlaşmayı demokrasi adına anyonız. Demokrasinin yapısmda siyasi uzlaşma yalar. Bunda şaşılacak bir şey yoktur" Cumhurbaşkanı Kenan Evren'in üç parti lideriyle yaptığı görüşmelerde, liderlere gayet sıcak davrandığı gözlendı. Konuşmalar sırasında Cumhurbaşkanının söylenen konulann bazıları üzerinde notlar aldığı gorüldü. Cumhurbaşkanının muhalefet partilerinin ekonomik ve sosyal gelismelerden duydukları kaygılan dile getirmeleri sırasında ise, Cumhurbaşkanı Kenan Evren'in Özal'ı ve hükümeti hedef alacak hiçbir eleştiri yapmadığı, bundan özenle kaçtığı dikkat çekti. Cumhurbaşkam Evren, DYP lideri Cindoruk ile yaptığı görüşmede de, öteki liderlere uyguladığı yöntemi aynen benimsedi. Zaman zaman liderlere, bazı sorular sorarak konulann daha açığa kavuşmasına özen gösterdi. Cumhurbaşkanı kenan Evren, DYP liderine "SHP lideri İnönü'ye söylediği gibi, geçici 4. madde konusundaki dusüncesinin sorunun TBMM'de görüşülmesi" olduğunu yinelcdi ve bundan sonra özellikle konuşmanın sonlannda konunun akışı, hakemiik deyimine kadar uzandı. Evren, bir ara geçici maddenin durumu açıtdığında, "zaten, Başbakan Özal'ın da yasaklann 1987'de kalkabileceğini söylediğine" değindi. Ancak Cindoruk, Başbakan Özal'ın bu tür sözlerine pek inanmak gereğini duyamadığını Cumhurbaşkanına nakletti ve konu bunun üzerine DYP'nin yuvarlak masa istemine geldi. Bu noktada Evren, "TBMM'de çözümünü istediği siyasal haklar konusunda bir açmaz doğarsa, parti liderierini biraraya geıirerek, ileride bir toplantı ile hakemiik görevini üstlenebilecegini" belirtti. Geçici 4. madde Çok yönlti yasak Haber Merkezi Anayasa metninden çıkanlması ya da kaldmlması için imza toplanan anayasanın geçici 4. maddesi aynen şöyle: "Geçici Madde 4 1) 16 Ekim 1981 tarih ve 2533 sayılı Kanunla feshedilmis bulunan siyasi partilerden: 11 Eylül 1980'den sonra gerek parti tüzel kişiliği, gerek bunlann merkez yöneticilerinden veya Parlamento üyelerinden herhangi biri hakkında Türk Ceza Kanunu'nun tkinci Kitabı'mn birinci babmda yer alan Devletin şahsiyetine karşı islenmis cürümlerden herhangi biri ile ilgili olarak kamu davası açılmış olanlarla, 11 Eylül 1980 tarihinde iktidar partisi ve anamuhalefet partisi durumunda bulunan siyasi partilerin; a) 1 Ocak 1980 ve daha sonraki tarihlerde; genel başkan, genel başkan yardımcüan veya vekilleri, genel sekreterleri, bunlartn yardımcılan ve merkez yönetim kurulu veya benzeri organların üyeleri; Anayasanın halkoylaması sonucu kabulü tarihinden başlayarak on yıl siirt ile siyasi parti kuramazlar; Anayasa hükümlerine dayalı olarak kurulacak siyasi partilere üye olamazlar, bu partiler tarafından veya bağımsız olarak mittetvekili genel ve ara seçimlerinde, mahalli seçimlerde aday gösterilemezler ve aday olamazlar. Siyasi partilerle herhangi bir şekilde bağlantı kuramazlar ve siyasi partilerde fahri olarak bile herhangi bir görev alamazlar. b) 1 Ocak 1980 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisinde üye bulunan miüetvekilleri ile senatörler, Anayasanın halkoylaması sonucu kabulü tarihinden başlamak üzere beş yıl süre ile siyasi parti kuramazlar, kurulacak siyasi partilerin merkez yönetim kuruUartnda veya benzeri organlarda görev alamazlar. 2) 1 Ocak 1980 tarihinde kontenjan senatörü veya Cumhuriyet Senatosu'nun tabii üyesi olanlar ile Türkiye Büyük Millet Meclisinin bağımsız üyelerinden; haklannda Türk Ceza Kanunu'nun tkinci Kitabı'mn birinci babmda yer alan Devletin şahsiyetine karşı işlenmiş cürümlerden herhangi biri ile kamu davası açılmış bulunanlar veya birinci fıkrada nitelendirilen siyasi partilerden birine girmiş olanlar birinci fıkranın (b) bendi hükümlerine tâbi olurlar.'' DIYDIKIGÖRDİK YALÇIN (Baştarafı 7. Sayfada) Mudo Bluz: olan (yani emrinizde çalışan) Personel ve Eğitim Şube Müdürü Aziz Ekil ile, yardımcınız Nadir Altınbek'tir... Kısacası bu belçje ile siz, emrinizde çalışan kışiler tarafından ABD ye gitmekle "görevlendirilmişsiniz." Biraz "komik" olmuş ama keşke sadece komik olsa... Bu görevinizi ifa edip yurda dönmenizden sonra ABD'den bir tek. sanatçı bile "sağlanarak" yurda getirilememiştir. Belki bunun için olacak, siz ABD yolculuğunuzun uçak biletini cebinizden karşılamaya razı oldunuz. Sadece günlük harcırah ve zaruri masraflarınıza "mahsuben" 400 bin lira aldınız. (Belgesi elimizdedir...) Bu arada kızınız Leyla Berk 1985 yılının temmuz ayında bir Kıbrıs gezisi yaptı ve Istanbul Opera ve Balesi ile sizin kızınız olmaktan başka hiçbir ilişkisi olmadığı halde, gezisinin bilet ücreti olan 44.000 lirayı Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü Istanbul Saymanlığı ödedi. Bu konudaki "söylentilerin" ayyuka çıkması ve bazı gazetelerde yer alması üzerine kızınız, uçak biletinin parasını aradan 4 ay geçtikten sonra, 18.12.1985 tarihınde 2250 sayılı tahsilat fişi ile geri ödedi. (Bunun da makbuzu elimizde) Sayın Berk, etimde, sizin zamanınızda kurumda meydana gelen birçok şaşırtıcı olayın daha bilgileri ve belgeleri var. Ama bunları yayımlamak istemiyorum. Çünkü bu usulsüzlüklerin tümü yetkili makamların bilgisindedir. Ne ki, yeğeninizin kocası başbakan olduğu sürece hiç kimse sizden bunların hesabını sormayacaktır Durumun böyle olduğunu kanıtlayan bir bilgiyi de bizzat siz veriyorsunuz. Yukarıdaki açıklamanızda Okan Demiriş'in Opera ve Bale Müdüriüğü'ne tayini için "kendi ısrarlı arzumla genç bir sanatçıya devrettim" diyorsunuz. Oysa bizim bilebildiğimiz kadarıyla eski müdürün, yerine yeni bir müdür atama yetkisi yoktur. Siz ise kendi el yazınızla, devlet katında ne kadar etkili bir kişi olduğunuzu açık açık yazabiliyorsunuz. Bu etkiniz nereden geliyor Sayın Berk? Atatürkçülüğünüzden mi? Bence asıl konu şu olmalı; İlk yazımda opera ile ilgili bir sürü soruna değinmiş ve bu arada operamızın dünya ölçülerine göre bugün içinde bulunduğu durumun kocaman bir "SIFIR" ile ifade edildiğini belirtmiştim. Görüyorum ki, bu konulara hiç itiraz etmiyor ve sadece kendinizi savunma yoluna sapıyorsunuz. Oysa operamız "sıfır" noktasına gelirken iş başında siz vardınız, başka biri değil. Bu konuda söyleyecek bir sözünüz yok muydu? Saygılarımla efendim... fr A L A N Y A A V D I N » KUSADJtSl 8U«S» H > T « I » A l t » H ( STANBUL»fiUMfLI^ flfcMARlft fr EREHKÛy » 3Aâ0ft T ^ M€CIDtrtKOV fr Mism ; A R $ I S I » eAKinKOv» LEVENT ¥ F ^ T ı H » B î Ş l K T A Ş » VE$ILKÖV • * AKSARAf » H1AS tZWW ^ KOAOON K O C A E L I ^ G C L C U K KONVA MALATYA ' M A M I S A » TİJRGUTLÜ • U İ t l t B O C U y • UADMARIS pop'm. 10 430 TL Mudo Kaban: Blue lean ve yun tlanel. 29.700.TL Mudo Kafkol: Y un cngu 3 465 TL Mudo Pantolon: Blue ıear 15 950 T L M u d o Çorap, Yun. 1 210TL Mudo Ayakkabı: HaKıkı deri. tabanlı, 18 700 TL Dalan: Yıkarun ve cezamı da çekerim (Baştarafı 1. Sayfada) ye Sarayı'ndaki odasında konustuk. Haberin yanlış olduğunu belirten Dalan, haberde yer alan planlar ve tescilli olduğu halde yıkılan yapılan hakkında bilgi vermek için Genel Sekreter Atanur Oğuz ve Planlama Müdürü Kutlu Güzebu'>u yanına çağırdı. Dalan haberin yalan olduğunu kanıtlayacak bir tekzip yollaması ya da mahkemeye intikal ettirmesini istediğimizde "Ben tstanbul'a hizmet ediyorum, başkalanyla uğraşacak zamanım yok" şeklinde konuştu. Dalan, sorulanmızı Kutlu GUzelsu ve Atanur Oğuz ile birlıkte şöyle yanııladr. Essen planı için universite rektörünün açıklaması yalan mıdır? ATANUR OGUZ Biz üniversitenin döner sermayesine yaptırdık. Rektör bilmeyebilir. Rektörden habersiz döner sermayeye iş >aptınlabiliyor mu? OCUZ Tabii ohıyoT. Ben İTÜye, iTÜ'nün döner sermayesine iş yaptınyorum, sor bakalım rektörün haberi var mı? Türkiye'deki tüm üniversitelerde döner sermayeye teklif edflen iş, önce rektörün onayına sunulur. O onaylarsa universite yönetim kurulundan geçirilerek kabul edilir. Mimar Sinan Üniversitesi Rektörü de Tartabası planı için kendi onaytan olmadan bir protokol yapüamayacağını belirtmiş ve M.İ. döner sermayesine ısmarlanmış böyle bir plan olmadığını söylemişti. DALAN Kardeşim.kime yaptırırsam yaptınnm, bu önemli değil, önemli olan belediye meclisinden geçen plandır. Essen planı medisten geçti mi? DALAN Hayır. Essen planı zaten bir nazım planı değil ki. Ama tüm yıkımlar için bu planı öne sürdünüz. Bugüne kadarki tüm açtklamalannuda hep adını kullandınız? DALAN 1972 yılında meclisten geçmiş bir plan var. Biz bu plana göre l/lOOO'ük bir tatbikat planı Beyoğlu Belediyesi ve Anakent Belediyesi Meclisi'nden geçirerek uygulamaya koyduk. Beyoğlu Belediyesi bu planın Mimar Sinan Vniversitesi'ne haartattınldığını ısraria söylüyor. Rektör bunu yalanlıyor. 1972'deki nazım planının içine yol genisletmek için şimdi yıkılmak istenen bölgedeki evler de giriyor muydu? DALAN O zaman planda yol 4 şeritli idi, yaz başında 1/1000'lik planlar yapılırken tadil edildi ve 6 şeride çıkanldı. Bakın, işte bu, 2863 saytlı yasaya aykın değil mi? Yasaya göre Anıtlar Yüksek Kurulu 1978 yılında sizin 1986'da yıkım alanı olarak gösterdiğiniz tarihi evlerin bulundnğu yeri yapı adalan olarak koruma altısa almış ve eski eser sınıflanm tespit edip bir karar verilinceye kadar binalara dokunulmasım yasaklamış. Karar tarihi 14.7.1978. Bu durumda, 2863 sayth ynsaya göre SİT alanı ilan edilen bu bölgede kunılun izni olraadan imar planı yapıbmaz. Varsa eski planlar da gecersizdir. Ancak yüksek kurulun izni ve direktifî ile bir koruma amaçlı plan yapüabilir ki son olarak kurul, aldığı kararia böyle bir plan hazırlanmasım istiyor, hemde yıkılan evler için yasal soruşturma yapılacağını söylüyor. DALAN Bizim meclislerden geçen plan yasaldır. Ancak tabii ki 1/lOOOTik planın 2863 sayıh eski eserler yasası ile ilgisi vardır. Tarihi eserlere gözümüz gibi bakmak zorundayız, bu bölgede 3 bin tane levanten yapısı vardır. Bunlar 150 yıllık da olsa, Istanbul için yeni sayılacak binalardır. Istanbul 2500yılhk bir şehirdir. Levanten yapıları 3 bin tanedir. Bunlar 510 tane olsa saklayalım, ama 3 bin taneyse biz bu işi yapanz kardeşim. 74 tane eski ev yıküacak. Yola denk geliyor. Gelişmeyi önleyici tarihi eser korumacıhğı anlayışına katılmıyoruz. Önce, çok iyi korumalıyız dediniz. şimdi aksini soyluyorsunuz? DALAN Mısır'da Asuan Barajı yapılırken sfenkslerin yeri su oldu. Ama onlan taşımak için baraja harcanan kadar para harcanmadı mı? DALAN Bu evler senksler kadar değerliyse sırtımızda taşırız. Efendim, bu, sorumun cevabı değil. Bu evlerin tarihi değerini ölçecek eksper ne sizsiniz ne de biz. Bunu bilim adamlan ölçüyor ve ölçen kurula da korunmanın öneminden dolayt yasa hukmunde karar verme yetkisi yine bir >»sayla tanınmış. Bu kurulun bağlayıcı kararlannda son olarak yıkılan 38 e> i yıkanlar hakkında yasal işlem yapılmasını istenmis. Siz "yıkanz" diyorsunuz, bunun ctzası 5 yıl ağır hapis. Bunu üstleniyor musunuı? DALAN Biz Istanbul'a hizmet etmek için her cezaya razıyız. 2863'e aykın yapıldığı söylenen yıkım için memleketin yargı gücü vardır. Suçlu kimse, ben dahil çekerim. Efendim Marmara Üniversitesi'ndeki konferansınızda 'bir bardak suda fırtına kopanlıyor' diyerek, yıkılacak eski bina sayısını 50 tane vermiştiniz. Şimdi 74 tane diyorsunuz. Geçen temmuz ayında Beyoğlu Asliye Hukuk Mahkemesi Başkanı Hasan Öıkan ve bilirkişi, yıkılan yerieri gezerek 17 eski binanın kunılun tesciline karşın yıküdığım yerinde tespit etti. Bu tespitini Istanbul valiliğine yolladı. Valilik dosyayı İçişleri Bakanhğı yerine, size, Anakent Belediyesi Teftiş Kurulu'na havale etti. Şimdi orada. 'Hesap sorulsun' diyorsunuz. Bu konuda bir soruşturma yapılıyor mu? DALAN Onu ben bilemem. Yüksek kurulun yasal tslem yapılacağını belirten karannın altında kurol üyelerinden Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürü Nurettin Yardımcı'nın da imzası var. Bugün kendisine karan göstererek sordum, ne gibi bir soruşturma yapıhyor diye, 'Bunu sormanız bile gereksiz, oradaki karar aynen uygulanacaktır' dedi. DALAN O zaman demek ki beni mahkemeye verdiler. Beni yargılamak mahkemelere düşer. Siz, ancak önce idari kanalla soruşturulabiliyorsunuz. DALAN Gereken yerler gerekeni yapar. Ben yasal dediğim bu planı uygulayacağım. Cezama razıyım. Efendim siz cezanızı yine çekin. Ancak bana sorumun yanıüru vennediniz. Eger yayımladığımız haber yalan ya da yanlışsa bunun açıklamasını istiyorum. Neden beni mahkemeye vermiyorsunuz, ya da tekzip edin belgelere day^narak. Ancak şimdi siz STFA firmasına bağlı bir kunılnşa yıkım yerini kapsaynn yeni bir plan yaptınyorsunuz. Ve bu planlan kendi kurduğunuz, 3 universite rektörüniin de içinde bulunduğu tmar Danışma Kurulu'na ısraria göstenniyorsunuz. M.Ü. Rektörii Mubteşem Giray. kendilerine, defalarca istemelerine rağmen bu planın gösterilmedigini söylüyor? KLTLU GÜZELSU Madem öyle siz "yasalan çiğnediniz" diyorsunuz. O zaman biz defalarca yüksek kurula evler hakkında karar vermesini istedik. O kadar yıldır niye vermediler? Efendim bunun soruyla ilgisi yok. Siz Essen plamnın ne olduğunu açıklamıyor ve 1972'deki nazım plana göre yeni yaptıgımız tatbikat planı ile yıkıyonız diyorsunuz. Ama yüksek kurulun 1978'deki koruma karanndan sonra siz artık bu alanda, kurul yeniden bir plan yaptınncaya kadar nazun plan yapamazsınız. Kurulun karannı bekleyeceksiniz. 3194 sayılı yasa 'Nazım plan parçalar taalinde yapılamaz, ancak 1/1000'lik uygulama planlan etaplar halinde uygulanır diyor. Yüksek kurul burada yeni bir nzım planı istiyor. Yüksek kurul son karannda her yönüyle araştmlmış bir N»nm plgn istiyor. Eskisinin boyle bir plan oK madıgııu karannda belirtiyor. Buynın okuyun. KUTLU GÜZELSU 1yi o zaman belediye nasıl iş yapacak. Istanbul için nazım plan yapmak kaç yıl alır biliyor musunuz 20 yıldır bitirilemedi. Sayın Dalan, bana bu kadar sürede haberimin niçin vanlış olduğunu açıklamadımz. Essen plamnın 3. Boğaz Köprüsü içinde geçerli olacağını ve DPT'ye yolladığınız, Hürriyet gazetesindeki demecinizde de vardı. Ancak şimdi ne olduğunu neyı dayandığıu söylemiyorsunuz. 2863 sayıfa yasaya göre gcçcrsiz olan uygulanmakta olan 1/1000'lik plan için de "tatbik edeceğim' diyorsunuz. Yüksek kurulda sizden yeni plan hazırlamanızı, kendilerinin de bu konuda bilgi alışverisi yapmamzı istiyor. DALAN Bak kardeşim, ben yar sal bir plam uygulayacağım. Eğer yasal olarak hesap sorulursa her zaman hesap veririm. Ben o yüksek kurul karannı da ilk kez şimdi gördüm. Ceza da çekmeye razıyım. Ama sen biT liyor musun Beyoğlu'nda bu evleri koruma yanhsı görünenlerin ne amaçla böyle davrandıklannı? O evler kimlerin evi ve şimdi o kişilerin yerine kimler kayyımlık yapıyor biliyor musun? Onlar o evlerin yıkılmasıru istemiyor. Bir araştır da gcr. Tabii hemen arastınnz, siz bildiklerinizi açıkça söylejin. kimi suçladığınm açıklayın. Hemen araştınr sizin sözlerinizle birlikte yazanz. SuçUdığınız kim? Korumak için btrlik olanlar kim ve ne amaçlan var? Siz açıkça söyleyin biz araştıralım. Bir yasadısdık varsa, yasal yoldan niye üzerierine gitmiyorsunuz? DALAN Ben o kadar söylüyorum. DYP'üler, (Baştarafı 1. Sayfada) (Baftarafi 2. Sayfada) OKJM AKBAL EVET/HAYIR Yüzde 29 ise ters görüşte... Hem Katolik hem sosyalist olunacağını düşünenler ise yüzde 80. Hem Katolik, hem de aşın sağcı olunabilir diyenler ise yüzde 66. Hem Katolik hem kapitalist olunabilir görüşü ise yüzde 80.. Katoliklik ilkelerinde bir değişmeden yana olanlarla karşı çıkanların oranı yüzde 61; 'olmaz' diyenler yüzde 19. Sınıflar arası savaşıma inananlar yüzde 54. Kadınların da papaz olmasını isteyenler yüzde 61. Din adamlarının evtenmesinden yana olanlar yüzde 69... Bütün bu sayılar bir şeyi göstermektedir. Oinsel inançlarda büyük bir değişme başlamıştır. Katoliklik gibi epey bağnaz bir inançta olanlar bile çağın gerçekleri karşısında dinsel kuralların yenileşmesi, çağdaşlaşmasından yanadırlar. Ya bizde durum nasıl? Bizde de böyle bir soruşturmayı yapmak güncel bir zorunluluk değil midir? Hep biliyoruz, Türkiye'de türlü gerici akımlar, bağnazca görüşler. eğilimler boy atmaktadır. Gerçi seçimlerde bu tehlike pek de önemli bir nitelik göstermiyor. Aşırı sağcı partilerin topladıkları oy oranı epey düşük. Bu, bizi aldatabilir. Yanlış yorumlamalara götürebilir. İran'daki eski seçimlerde de bağnazca duyguları sömüren siyasal görüşler pek etkili değildi. Ama Humeyni eylemi birden patlak verince ne o partiler, ne de ordu ayakta kalabildi. Bağnaz duygulara kendini kaptıran halk çığ gibi ezdi geçti her şeyi... Türkiye elberte ki Iran değildir. Türkiye'de yüzyıldan beri ayakta kalan uygariık, cağdaşlık temelleri var. Özellikle Atatürk Devrimine bağlı ordu var, aydınlar var, bilinçli yurttaş çoğunluğu var. Yine de ülkemizde karanlıktan yana güçlerin eytemlerine önem vermek zorundayız. En umulmaz kişilerden gericiliğe ödün veren sözler, konuşmalar duyuyoruz. Laiklik ilkesinin eski önemini yitirdiği, daha kötüsü yanlış yorumlamalarla saptırıldığı görülüyor. Tarikatlar açık açık propaganda yapıyorlar. Politikaya atılan insanlar arasında bile böyle eğilimliler var. Ara seçim propagandalarında en aydın liderler arasında bile tarikatçılıöa övgü düzenleri görmedtk mi? 'Le Monde' gazetesininKatolikler arasında yaptığı soruşturmanın bir benzeri niye Türkiye'de yapılmasın? "Hem Müslüman hem solcu olunur mu? İslam ilkelerinde bir değişmeden yana mısınız? Dinsel görevleri yerine getiriyor musunuz? Ölümden sonra ne var?" gibi sorulara halkımız niye yanıt getirerek bu konulardaki görüşlerini belirtmesin... Gizli kalan her şey tehlikelidir. Türkiye'de irtica' diye tanımladığımız gerici akımlar, gerici düşünceler tek tek aydınlığa çıkanlmaltdır. Bunu hükümet organları yapmıyorsa, basın yapmalıdır. Türkiye'de dinsel eylemler, açıkçası gericilik çalışmaları ne durumdadır? Bunları halkımız yakından bilmelidir. Bakın bir eski gazeteci, eski bir politikacı Aydınlar Ocağı ki tam bir karanlıklar ocağıdır! nda ne demiş: "Eski hartlerin kaldırılması bir yanılgıydı!" Karanlıkları yırtmaktan çekinmeyelim. Gerçekle yüz yüze gelmeliyiz ki onunla gerekli biçimde savaşabilelim. önerisine sonralan mensuplan arasına katıldığı DYP sahip çıktı. Anayasanın siyasi yasakları içeren geçici 4. maddesinin kaldırılmasına ilişkin yasa önerisine tüm DYP'li milletvekilleri imza koydular ve öneriye 61 milletvekilinin imza attığı açıklandı. Ancak, imzalan içeren metni basın mensuplanna göstermekten kaçındılar. Resuloğlu, DYP'ye girrneden önce ANAP milletvekili iken de yasa önerisine çeşitli partilerden milletvekilleri imza atmışlardı. Bunların arasında SHP'li, MDP'li, DSP'li ve bağımsız üyeler de bulunuyordu. Mecliste sandalye sayısı 30 olan DYP'nin önerideki imza sayısı bu nedenle 61'i bulmuştu. Uzun siiren bir hazırlıktan sonra SHP grubu da, geçici 4. maddenin yürürlükten kaldınlmasını öngören anayasa değişikliği önerisini imzaya açtı. Anayasanın birçok maddesinde değişiklik gerektiğini belirten SHP'liler, gündeme önce siyasi yasaklar girdiği gerekçesiyle ilk anayasa değişikliği önerisini verdiler ve ilk imzayı Genel Başkan Erdal İnönü'ye attırdüar. SHP'nin yasa önerisindeki imza sayısının sandalye sayılan olan 84'e ulaşamayacağı görüşü kulislerde sık sık yineleniyor. Nitekim önerinin imzaya açıldığı geçen haftadan bugüne değin, atılan imza sayısı henüz 66'yı yeni buldu. DYP grubu SHP'nin toplayacağı imzalan bekliyor. SHP, 84 imzayı bulduğu takdirde, DYP ile yapılacak temaslar sonunda iki yasa önerisinin tek bir metne dönüştürülmesi bekleniyor. SHP önerisine imza atan SHP'lilerle, DSP'liler ve bazı bağımsızların DYP önerisinde de imzaları bulunuyor. Bu nedenle SHP ve DYP grubunun dışında HDP grubunun da öneriye imza atması gerekiyor. Önerinin TBMM BaşkanlığVna sunulabilmesi için 134imzanın bulunması şart. ANAP grubu şimdilik bu konuda beklemeyi yeğliyor. Çünkü Genel Başkan ve Başbakan Turgut Özal, önce anayasanın değıştirilmesinin yumuşatılmasından yana olduklannı, bu nedenle diğerlerinden değişik bir yöntem izlediklerini açıklamıştı. HDP Genel Başkanı Mehmet Yazar da, "anayasa degişikliğinin başanlı olması için ANAP başta olmak üzere siyasi partilerin asgari müştereklerde uzlaşmaları gerektiğini' kaydetmişti. Muhalefel ve bağımsızlar 134 imzayı bulsalar bile, genel kurulda siyasi yasaklann kaldınlması için 267 parmak gerekiyor. (Baştarafı 1. Sayfada) masıdır. Demokrasi Büyük Millet Meclisi'nin içinden kaynaklanmalı. Vatandaşla Büyük Millet Meclisi bütünleşmelidir" diye konuştu. İnönü, içinde bulunulan günlerin en önemli konusunun TBMM'deki bütçe göriişmeleri olduğunu bildirerek, önceki gün TBMM Genel Kurulu'nda son zamlar ve enflasyon konusundaki genel göriişme önergesinin reddedilmesine değindi. İnönü, bu konudaki görüşmelerde muhalefetin zamlar karşısında ne düşündüğünü söylediğini, ancak TRT'nin kabul edilemez bir gerekçeyle bunlan yayımlamadığıru söyledi. SHP MKYK'nin 9 saat süren toplantısında küçük kurultaya hazırlık olmak üzere hazırlanan prosram geliştirme ve somutlaştırma kbmisyonu ile tüzük komisyonu raporlan kabul edildi. MKYK'de parti içi eğitim ve parti içi katılım konusunda hazırlanan komisyon raporlan da be inönü: Tartışmaya girmem nimsendi. MKYK'de tüzük komisyonu raporu ele almırken güçlü genel sekreterlik konusunda çeşitli ülkelerdeki sol partilerin sekreterlik konumları görüşüldü. Başkan Erdal İnönü, bu görüşmeler sırasında genel sekreterliğin "CHP'deki gibi" olması konusunda bir görüşün, önerilerin içinde yer almasını istedi. SHP MKYK loplantısında küçük kurultay sonrasında yayımlanacak bildirileri hazırlamak üzere 4 kişilik bir alt komisyon oluşturuldu. Ismail Cem, Erzan Erzunımluoğlu, Tevfık Çavdar ve Bilgin Keleş bu komisyona seçildiler. Ancak MKYK'nin bazı üyeleri, İsmail Cem'in olağan üstü kurultay isteğini belirterek komisyona seçilmesi konusunda çekince koydular. Genel başkan Erdal tnönü, bu görüşler üzerine "Sayın Cem, bu görüşlerini kurultayda söylesinler" diyerek taruşmalann gelişmesini önledi.