19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
ER CUMHURİYET/9 Gıdaİş yöneticilerinin ortak avukat savunması 'DİSK davası dayanaksız' DİSK'e bağlı Gıdalş Sendikası'nm 40yöneticisinin ortak savunmasını yapan avukat Ahmet Ketenci, iddianamede siyasi ve ideolojik olarak ne söylenmek gerekiyorsa onların söylendiğini kaydederek, "Hukuk vardır" denemez dedi. Avukat Ketenci, ülkede var olan demokrasinin tahditli, kısıtlı ve ipotekli bir demokrasi olduğunu savunarak, "Toplumsal muhalefetin oluşmasmı engellemek için siyasi partileri kapatmak, halk kitlelerini politikamn ötesinde tutmak gerekiyordu. Gereken yapıldı ve işte bu davanın temel nedenlerinden biri budur" şeklinde konuştu. IşSendika Servisi DİSK davasında devam eden avukat savunmalannda DİSK davasının hukuki dayanaklardan yoksun, siyasi nitelikle ve zorakı yaratılmış bir dava olduğu belirtildi. DİSK'e bağu Gıdatş ve bu sendikarun yöneticisi 40 sanığın savunmasını yapan Av. Ahmet Güryiiz Ketenci, DİSK davasında yaptıklan ortak savunmaya ek olarak verdiklerini belirttiği dünku savunmada, DtSK ve Gıdalş'in suçlanabilmesi için siyasi ve ideolojik olarak ne söylenmesi gerekiyorsa iddianamelerde onlann söylendiğini, ancak hukukun savunulamadığını ve "hukuk vardır" denemediğini söyledi. Ketenci, DİSK ve Gıdatş'in alınterini, emeği, özgürlükçü, çoğulcu ve katılımcı demokrasiyi, demokratik hukuk devleti ilkelerini, çağdaşlaşmayı, çağdaş sendikal hak ve özgürlükleri, ILO ilkelerini, 1%1 Anayasası ve kurumlarmı, getirdiği özgürlükleri savunduklannı, hayata geçirilmesini istediklerini, güçlu meslek örgütleri oldukları için yargılandıklarını anlattı. Savunmada, kuruldukları günden 12 Eylüle kadar yasadışı eylemleri olmadığ halde yargılandıkları söylenerek özetle şöyle denildi: "Egemen çevrelerin içine diiştükleri ekonomik bunalımdan çıkılabilmesi için, 24 Ocak Karaıian denilen sözde istikrar tedbirlerini uygulama alanına sokmak gerekivordu. 12 Eyliil hareketi ile çizilen siyasi ve hukuki çerçevenin temel anlamı bu idi. Bu nedenle toplumsal muhalefetin oluşmasına neden olacak sendikalan, demokratik kitle orgiitlerini, meslek odalannı. dernekleri, hatta siyasi partileri kapatmak, geniş halk yığınlarını politikamn ötesine tutmak gerekiyordu. Var olan haklan kısıtiayan anayasa ve yasalar koymak gerekiyordu. Gereken yapıldı. Bu bağlamda dikenlerden birisi, belki de en onemlisi DİSK ve bağlı sendikalardı. tşte bu davanın temel nedenlerinden biri budur." Ketenci, yeni anayasa ve yasalarla gelen demokratik ve sendikal hak kısıtlamalannın bir özetini yaptıktan sonra, ülkede var olduğu söylenen demokrasinin tahditli, kısıtlı, ipotekli bir demokrasi olduğunu söyledi. GıdaIş'e yönelik iddianamelerde yer alan suçlamalara ayrıntılı yer verdikten sonra yargılamanın olağanustü dönemde ve koşullarda baslatıldığını anımsattı. DUYDUK / GÖRDİJK YALÇI3V PEKŞEJV "Beni acele ara" PTT Genel Müdürlüğü yeni hizmetlerinin tanıtımını yapan broşürlerden göndermiş... "Okuması" son dereçe zevkli hizmetler bunlar... Özellikle telefonu neredeyse vücutlarının bir organı durumuna getırmiş biz gazetecilerin ağzının suyunu akıtan yenilıkler... Örneğın "çağrı sistemı" veya İngılizce adıyla "Information Display Pager." Yeri belli olmayan abonelere çağrı ve mesaj iletilmesine olanak sağlıyor.. Şimdilik sadece Ankara'da 300 abone için hizmete konulan bu sıstemde, aboneler Ulus Alanı merkez olmak üzere 15 km. yançaph bir alan içinde bu hizmetten yararlanabiliyorlar.. Aboneler bu cihazları ceplerinde taşıyabiliyorlar. Çünkü sigara paketı büyuklügünde ve 130 gr. ağıriığında küçücük bir şey Fakat boyundan büyük ışler yapabiliyor. Karanlıkta bile okunabilen bir ekranı var. Nerede olursanız olun sesle. ışıkla veya tltreşimle sizi uyarıyor. Olayı daha iyi anlatmak için örnekleyelim: nuz; para atma deliği tıkalı.. Üçüncüsu. attığınız jetonları içindekı bir derinlikte kaybetmekle meşgul olduğundan sizi uzaktan konuşturmaya fırsat bulamıyor.. Dördüncü telefon çalışıyor.. Fakat kapısının önünde bir düzine insan kuyrukta.. Cebinizden aleti çıkarıp bir daha bakıyorsunuz.. "beni acele ara.' yazısı hem ışıklı, hem sesli, hem titreşimli olarak sizi uyarmayı sürdürüyor.. Siz içinizden modern teknolojiye kalayı basıp, başka bir telefon kulübesi bulmak için Ulus Alanı'nı dört dönüyorsunuz ama hepsinde durum aynı.. Aklımza başka bı< yol geliyor.. Galıba en iyisi de bu.. "İnformation Display Pager"i yere attp, ayaklannızın altında ezmek.. Hiç olmazsa bu yolla birilerinin sizi "acele" aradtğını öğrenemez ve Ulus Alanı'ndaki gezintinizi gönül rahatlığıyla sürdürebilirsiniz.. • • • Başka bir hizmet "araç telefon sistemi.. "Şu anda Ankara'da 2000, İstanbul'da 4000 aboneye hizmet veriyor.. Ankara'da Ulus merkez olmak üzere 40 km. yançaplı alanda, İstanbul'da Tekırdağ'dan Adapazan'na kadar her yerde şehiriçi, şehirierarası ve uluslararası konuşmalar yapabiliyorsunuz. Tabii teorik olarak.. Pratikte ise durum şöyle gelişebiliyor: Böyle bir aygıta sahip olduğunuz için mutlu bir şekilde istanbul'dan Adapazarı'na doğru yol alıyorsunuz.. Aklınıza önemli bir iş geliyor.. Telefon etmeniz gerek.. Hemen araç telefonunuzu elinize alıp mobil santralı arıyorsunuz.. "Bib... bib.." Alo burası mobil santral... Alo ben... plakalı araçtan telefon ediyorum.. Bana... numarayı bağlar mısınız? Hay hay.. Biraz sonra aygıtınızdan bir "bib" sesi daha geliyor. Efendim aradığınız numara meşgul. Bir daha arayalım mı? Arayın.. Emredersiniz.. (Bib.. bib) Alo.. efendim aradığmız numara düşmüyor. Hatlar çok meşgul. Bir daha arayalım mı? Lütfen.. (Bib.. bib..) Efendim verdiğiniz numarada başka biri çıkıyor.. Acaba yanlış numara mı verdiniz? PTT idaresinin böyle bir sürü hizmetı daha var.. Kordonsuz telefon, kartlı teiefon, data sistemleri, video konferans sistemleri, uydular aracılığıyla TV program nakli vs.. Konut vaadî hayal (Baştarafı 1. Sayfada) 4 milyon 76 bin lira elde edecekler ve bu para ile de 4 milyon 400 bin liraya mal olan 60 metrekarelik evlerden 325 bin lira odeyerek birtr tane edınecekler. Taşçıoğlu'nun "Kristof Kolomb^ un yumurtası gibi harika ve mucize bir formül" diye anlattığı bu sistem, gerçek gereksinim sahipleri için hiçbir değer taşımıyor ve şu anda işlemeyen bir kredi sisteminin işleyeceği hesabına dayandınlmış bir varsayım olmakıan Ueri gitniiyor. Şöyle ki: 1 Rcsmi Gazete"de 17 Şubat 1986 günü yayımlanan bir tebliğ ile "1987 ve tekip eden yıllarda kredi kollan•nak isteyenler, bir önceki yılın 1 ıgustos 34) kasım tarihteri arasında ön izin için boşvuru yapacaklardır" hükmu getinldı. Ancak daha 1987 yüı için kredi ısteyenlerin başvurulan başlamadan, yani tebliğe gore 1 ağustos günü gelip ön izin başvurulan yapılmaya başlanmadan, Toplu Konut ve Kamu Onakkğı tdaresi Başkanı Vahit Erdem, kredilerin durdurulduğunu, başvuruların kabul edilmeyeceğini TV'den ve radyodan ilan ederek bu tebliği uygulamadan kaldırdı. Şimdiki durumda yeni kurulan kooperatifler degil, Toplu Konut Fonu'ndan kredi almak, ön izin almak için bile başvuruda bulunamıyorlar. 1987 yılj için kredi almak isteyen kooperatiflerin ön izin başvurulan hemen başlatılsa dahı (ön izin, ujgunluk belgesi, sobasman seviyesinin lesbiti bankanın kredi açma karan alması, merkez bankasının beklelmesi ve sluasyonlann gelmea) gibi işlemler altı aydan fazla süre aJdığı için uygulamanın 1987 yıhnda başlaması şimdilik olanaksız görülüyor. 2 Krediler açılsa dahi Taşçıoftlunun yapugı kredi hesabı herkese uymuyor. Bakan 60 metrekarelik konutlar için Konut Fonu'nun açtıgı 2 milyon kredi ve 250 bin liralık teşvik kredisine tüm işçi ve memurlar için 750 bin liralık faizsiz konut krcdisini ekliyor. Oysa ki bu kredinin 10 yılını asmış işçi ve memurlar için verileceği vaat edildi ve yaptıjınuz tespitlere göre henüz soz konusu nitelikleri tasıyan hiç kimse bu 750 bin liralık krediden yararlanamadı. 500 bin liralık tamamlama kredisi de açık bir karara dayanmıyor ve idarenin istediği zaman vazgeçebileceği bir idari kararla yüzde 70 seviyesini aşmış inşaatlara kullandınlıyor. 3 Konut maliyetleri 60 metrekarelik konut için Taşçıoğlu'nun yaptığı hesaplamaiarla uyuşmuyor. Taşçıoğlu, arsa payı olarak 400 bin lira öngorürken bugün lstanbul'da tkitelli gibi uzak semtlerde kurulan kooperatiflerin dahi arsa payı hesaplan 2 milyon liraya uiasmı; durumda. 4 Bir kooperatife girmek suretiyle "konut yardım birikimi" ve konut kredilerinden faydalanarak ev sahibi olmayı duşleyecek işçi, memur ve emeklileri daha ilk adımda bir sürpriz bekliyor. Bu sürpriz de şu: Hiç kimse öyle üç yıl beklejap sonra 325 bin lira ödeyip ev sahibi olamaz. Bir kooperatife gidip (şu anda verilmeyen ama ilerde açılacağı hayal edilen) kredilerden yararlanarak, konut sahibi olmak isterse önce o kooperaüfin isteyeceği arsa payı ile subasman seviyesine kadar inşaat bedelini peşin olarak veya taksitle kendi cebinden ödemek zorunda. Çvlnkü Taşçıoğlu'nun TV'de tablolar halinde açıkladığı krediler ancak arsasını almıs, projelerini çizdirmi$, subasman seviyesi denilen toprak hizasına kadar temelini ve toprak aluna gömülen sığınak, kapıcı, kalorifer dairelerinin inşaatını bitirmiş kooperatiflere veriliyor. O seviyeye gelebilmek ıçinde 3 yıl sonraki 325 bin lira değil, somut olarak arsa bedeli ve subasman seviyesine gelebilme karşılığı 2.5 milyon lira civarında ödeme yapmak gerekiyor. Bu 2.5 milyon liranın 2 milyon lirası arsa payı, 500 bin lirası da subasman seviyesine kadar inşaat için gerekiyor. 5 Aynca 60 metrekare konut maliyeti bakanın hesapladığı gibi metrekare başına 66 bin lira değil, piyasa flyatlanna göre asansdrsuz ve kalorifersiz bınalar için 70 bin lira. Kaloriferli konutlar için daha da yuksek. DİE'nin yapı kullanma ızni kâğıdı verdıği bınaların 1985 yılı temmuz ayı itibariyle metrekare maliyetleri 39 bin 522 lira olarak hesapIanırken, bu yıl 75 bin 190 lira olarak hesaplanıyor. 6 Bu, DİE rakamlarına göre yapılan hesaplamalar inşaat malıyetlerinin bir yıl içinde yüzde 90 arttığını gösteriyor. Yani şu anda 2 milyon liralık arsa payını yatırmış ve inşaatına başlamak üzere olan bir kooperatif 3 yıl ionunda inşaatı bıtirdiği zaman bugün ortalama 500 bin lira olarak hesaplanan genel giderler (yani TEK, tSKİ v< belediyelere yapılan 3 yıllık konut yardımı birikimi 3 500x6=21 000 TL. 1. AltHf 7.500x6=45.000 TL. LAİtaav 10.000x6=60.000 TL. 3 U b| 4. Altt» 13.000x6=78.000 TL 3.Tİ 12.000x12=198.000 TL. 396.000 TL. T0PUM: 180.000 TL. TtıritMfaiz Kısacası bir telefon abonesi olarak önünüzde bir sürü olanak var.. Olasılıklar da şunlar: Ay sonunda bir telefon faturası alıyorsunuz. Üzerindeki rakamı siz bütün yaşamınız boyunca bir arada görmemişsinizdir. Çünkü 10.567.817 gibi bir rakam oiabiliyor örneğin. Doğal olarak abone servisinı aramak istiyorsunuz. Bunu ister mobil telefonunuzla, ister çağrı sistemli aygrtınızla, İster kartlı, ister kordonsuz telefonunuzla yapabilirsiniz. Alo abone servisi mi? Efendim, benim faturamda 10.567.817 gibi bir rakam var.. Galiba yanlışlıkla "ödenecek toplam" hanesine yazılmış.. Bunu bir kontrol eder misiniz? Bir dakika efendim.. Elektronik beyne soralım.. Havır efendim bir yanlışlık yok.. Odeyeceğiniz para 10.567817TLtutuyor.. Nasıl olur kardeşim, ben hiç yemeden içmeden, uyumadan, durmadan konuşsam bu kadar konuşamam ki... Onu biz bılemeyiz efendim.. Elektronik beyin otomatık olarak hesapltyor.. Bu durumda birçok vatandaş "otomatik" olarak fıtlırıyor.. Allah'tan PTT Genel Müdürlüğü vatandaşlara başka bir koıaytık daha sağlıyor. Telefona kavuşmak için 10 yıl, 20 yıl, hatta bazen bir yaşamboyu bekleyenleri böyle dertlerle uğraşmaktan kurtanyor.. 576.000 TL. Konut kredisi (60 metre kare için) 2.000.000 TL. 250.000 TL. 750.000 TL. 500.000 TL. 576.000 TL. 4.076.000 TL. Bakanın 60 m2 konut hesabı Araaptyı 1942. Sokak 'to. lşte bu evde tsmet Paşa "nın arkadaşı A bdülvahap YönÇtv/lar: ÜMtT OTANJ sakinler gitti Maraş'tan, Güneydoğu'dan geuFttaşlardı. Sürüp giden soğuki ttk tük odunlar, kalnta kömüreğri soba bonılanndan cılız duar yükseliyordu... SfÜivenlerin basında ttç kız konurtflrdı. Çocuksu şakalasmalar nda kahkahalar yükseliyordu köf.Üçünün de başı örtülüydü ve cfefenam hatip liscsi öğrencisiytancins olduğumuz için, konuş>lanağı bulduk. tkisi henüz oıta gjencisiydi. Biri yüzündeki çülertasum göriinümüyle şirin bir kız ğu'ydu. Başlarındaki büyük jilar sanki her an kayacakmış girtfti duruyordu. Söze önce 12 ya*"<riduğunu söyleyen, saçlannı ıkı örtüyle kapatmış olanıyla ıdık: Ntden inuun hatip Ksesinde okn««, ailen mi istedl? rr Nayır, ben de istedim. Orada tateklerden" anndırmak için koşullanmaya başlamışlardı bile.Yanlanndan aynlırken büyük olanı, sinirlenerek bagırmışü arkamızdan: Cehennemde cayır cayır yanacaksıaıı, haberiniz yok. Biz öteki dünya için yaşıyonız. Siz gttalhlan•ızı ödeyeceksiniz... Yaşlı adam, Şadırvanaltı'ndaki kahvede nargilcsini tüttürüyordu. "Nereye gidiyonu?" diye söylendi kendi kendine. Anımsadı, bir keresinde ramazanda "abur cubur" yerken Yunan polisine yakalanmışlardı da, din hocalan kızmıştı, " O keferetere mi it^imı; r»mi7«m korumak" demişti. Omzunu silkip devam etti: "Utanmasalar eskiden aüı tram•ayiarda oMugu gibi bir perde gerecekkr, haremlik sdamkk diye. Neredeyse din devleti kuralacak." Nargilesinden bir ncfcs daha çek \ günümüze kalanlar i 400.000 TL. 3.550.000 TL. 450.000 TL. 4.400.000 TL. Gerçek konut maliyeti (60 m2) «napafi TtpİMU 2.000.000 TL. 4.690.000 TL. 500.000 TL. 7.190.000 TL. 2.000.000 TL. 3 yıl sonraki maliyet • Anapayı Nnaortr Topian: * 60 metrt kart konut ıçın 3 yıi sonraki fıyallara gOn. Gece vakti Ulus civarında karanlık bir sokaktasınız diyelim. Tam bu sırada biri sizin telefonunuzu çevirdı. Cebinizdeki alet hemen sızi uyarıyor... Ya "bib.. bib" şeklinde birses çıkarıyor veya titreşıyor ya da ışıklannı yakıp sondürüyor. Siz aletı cebinızden çıkarıp ustundeki yazıyı okumaya başlıyorsunuz: "Benı acele ara..." Ardından arayanın adı, soyadı ve telefon numarası gibi bilgiler gözüküyor.. Ağzınızın suyu akmaya başladı değil mi? Ama boşuna tükürük üretmeye başlamadan önce olayın gerisini de dınleyin: Uyarıyı alır almaz bir telefon kulübesine koşuyorsunuz. Bırinci telefon un ahizesıni yerınden kaldırıyorsunuz ki, teli kopuk.. Diğerine saldınyorsu 11.000 000 TL 1.000 000 TL 14.000 000 TL. ANKARA TASI Parayla değil, sırayla Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Sudı Türel, bakanlığının bütçesi görüşulürken demiş ki: "Türkiye'nin 1980 yılında 23 milyar kilovat/saat olan elektrik enerjisi altı yıl içinde yüzde yüz dolayında arttı. Çok kısa zamanda kendi kendine yeter hale gelecek, hatta 1988 yılından itibamn 67 milyar kilovat/saate yükselerek yaklaşık 15 milyar kilovat/saat enen'i fazlası olacak." Eğer bu müjde doğruysa, bunca termik ya da nükleer santral yapma çabası ne için? Eğer bu müjde doğruysa bakarsımz elektrik enerjisi ihraç eder, bugüne kadar ithal etmeSmfl Türel Mujdesi doğru mu? mizin acısını çıkanrız. Ehhh... Bu işler parayla değil, bazen de sırayla.. "Atanma tehdidi" Devlet Personel Başkanlığı'nda çalışan memurlann başında "Demoklesin kılıcı" gibi sallanıyor. Son günlerde hızlandırılan yeni bir uygulama ile şu ana kadar 12 memur kendi istekleri dışmda ve "görülen lüzum üzerine" resen Ankara dışına atandılar. Bu memurlara gönderilen sarı zarfta sadece tayin edildikleri kurumun yeri ve adı yazılıyor, atamanın gerekçesine ise girilmiyor. "Neden başka kuruma atanıyorum, yargı yoluna gideceğim" diyen memura ise sözlü olarak "Bu yola başvurduğu takdirde Ankara dışına sürgün edileceği" tehdidi yapılmakta. Partizanlık yapmak istemeyen memurlar üzerinde "atama tehdidi' ile baskı yapıhrken, hükümet tarafından atanan yöneticiler dışındaki diğer personelin telefonlan da kesıldı. Böylece kurum dışı ile haberleşme imkân sadece partizan uygulamalara "evet" diyenlere tanındı. $ BU EVDE DOĞDV lşte et.tnönü'nun Medine Yokuşu 842. lUki doğduğu ev. pç uran dili öğretiliyor sona jey... Türkçe, Ingilizce, mate,k, fizik, kimya işte ne varsa •~Îİe olmayı dttşttntiyorsun? Öoktor da, mübendis de, mimar labffirim. Henüz karar vennedim. n okul daha iyi öğretiyor. ÜsteVraoça çok kolay... illi olan küçük kız katüryor bu ;re, gözlerini aça aça atıbyor: Gcrçekten Arapça çok kolay. m aramızda yanş yapıyorlar en ArŞpça kelime söyfemek için. 8 kada 65 harf söylüyorum ben. • Sen başını nedea örtfiyorsan? Imıyor musun başörfüsünden? •V .. Ben 34 yaşından beri ba6t>~>aa. Babam şu gördüğün cairi hbcasıdır, onun için. eriıze hiç girmeyen, bundan sona hiç girmek istemeyen üç kız öğ:i, kendilerini "dünyevi •1* Eski îzmirlilerin büyük bir kısmının oturduğu Tilkilik, Namazgöh, îkiçeşmelik 4045 yıl öncesinin "en temiz" muhitlehndendi. Artık bu sokaklarda eski Izmirliler oturmuyor. Pencereîerden uzanan, kapı önlerinde oturanlar, Malatya'dan, Maraş'tan, Güneydogu 'dan gelenlerdi. Eskiden "tam Osmanlı mahallesi" olan İkiçeşmelik semtinde evler eskimiş ve bakımsız. SÎT alanına girdiği için yıkılamayan bu evlerin görünümü oldukça bakımsız. Bu evlerden biri de İsmet İnönü 'nün doğduğu ev. Ü. Ezan sesiyle birlikte nargileleri aup, kollannı sıvayarak, camiye koşuşanlara baktı, gülümsedi... "Frank Sokağı"nda, birçok konfeksiyon mağazalan, Avrupa malları sergiliyorlardı. Vitrinlerinde Manchester pamuklulan, Lyon ipeği. Sı. Etienne tafıaları %e kurdeleleri, St. Quintin muslinleri, Roubaix ve Reims >ünlüleri, Toulon ayakkabılan, hatta Bohemya'da yapılan fesler bile satıh>ordu. Bugün de Izmir'de her türlü ithal mal bulunabiliyor, satıhyor... Ama yukan semtlerde eski hoşgörü, gericiliğe karşı tepki ve çağa ayak uyduran insanlar yok. Eski evlerinin pencere pervazlanndan, buğulu camlanndan bakanlar ya da dar sokaklann merdivenli yokuşlanndan çıkanlar geçmişle yaşayanlardı... yol, su, elektrik ödemeleri, trafo binalan gibi masraftar için) ortalama 1 milyon lira ödemiş olacak, inşaat maliyetleri de üç yıl içinde yuzde 270 artışın, Uç yılhk ortalaması olan yuzde 135 artışa göre, 11 milyon liraya çıkacak. Böylece üç yıhn sonunda toplam olarak 60 metrekarelik bir bina için ödenen para 14 milyon lirayı bulacak. O zaman da bugunkü fıyatlara göre hesaplanan 3,5 milyon lira kredi artı 576 bin lira konut yardımı ve 325 bin lira da işçi veya memurun tasamıfu ile konut sahibi olmak sadece bir hayal olacak. YASANIN ANLAMI Konut ve inşaat sorunlan ile ilgilenen herkesin yakından bıldiğı bu gerçekler karşısında vatandaşa "Kristof Kolomb jıımurtası gibi bir mucize" olarak sunulan bu yeni yasanın anlamı "konut yardım bahanesi ile fınansman kavnagı sağlaouk" olarak beliriyor. Nitekim kanuna göre ev sahibi olanlann bile "zcrla" bu yardımdan yararlandırılması, yani ikinci bir ev sahibi olmak istemeseler bile kendi adlanna kesintı yaptı rılması bu anlayışm somut bir örneği. Ev sahibi olan bir kişi ikinci bir ev ıstemıyorsa niçin zorla konut edindirme kesintisi yaptınlıyor, bunun kanıtı kanunda ve bakanda yok. Aynca bu yasaya göre işçi, memur ve emekliler ilk 6 ay için 3.500 liradan başlamak uzere artarak işveren veya devletten kesılecek paralar konut fonunun cline geçtikten sonra "neraalandınlmak uzere devlet tahvili, Hazine bonosu ve gelir orUkiığı senetterine yaünlıyor." Bakanın verdiği rakamlara gore ortalama 3 milyon kişi için bu kesinüler yapılacak. Böylece ayda 10,5 milyar lira olarak başlamak üzere artarak devam eden bu kesintiler, 1987 yüında 211 milyar ve 1988 yılında 441 milyar lira olarak hesaplanan bir kaynağı Toplu Konut ve Kamu Ortaklığj Idaresi'nin eline verecek. Sonra bu kaynagın kooperatifler için mi kullandırılacağı, batık şirketlerin mi kurtanlacağı, savunma sanayii dıyerek bazı büyük yabancı silah şirketlerinin ortak yatınmlanna mı harcanacağı ilgi ile izlenecek. Demoklesin kılıcı Gerekçesi kendinden menkul ADANA ve cevresindeki öl dederken, eylemin kendilerindürme, yaralama ve çeşitli şid ce gerçekleştirilmediğini şu det eylemlerinin sanıkları An gerekçeye dayandırdı: kara 4. Kolordu Komutanlığı (1) "Bu eylemi gerçekleştiren No'lu Askerı Mahkemesi'nde sanıklar eczanede üç kişinin yargılanıyorlar. bulunduğunu, bunlardan biriDavanın geçen haftaki dunin de Sabahattin Ankan olduruşmasında Mersin CHP İl ğunu söylüyorlar. Yakın mesaBaşkanı Sebahattin Arıkar^ feden Sabahattin Arıkan'a ateş ın eczanesine karşı bombalı ediyorlar, ama Ankan hiç yara saldın eyleminde bulunarak iki almadan olaydan kurtuluyor. kişinin ölümüne, bir kişinin ise Bu doğru olsaydı, bu kadar yayaralanmasına neden olmak kın mesafeden Sabahattin Antan yargılanan Metin Ersoy, kan hiç yara almadan kurtulabu eylemle ilgili savunmasını mazdı. Olayın görgü tanıkları yapıyordu. Metın Ersoy, bu ey ise olay sırasında eczanede bilemle ilgili direktifleri kendisi ri çocuk beş kişinin bulundunin verdiğine ılışkin olayın di ğunu söylemişlerdir. O halde ğer sanıklannca verilen ifade eylemin sanıkJan olarak gösteleri ve bu ifadeierdeki suçla rilenlerin bu olayla bir ilgisi maları reddederken, eylemin yoktur." hemen öncesinde eylemi gerMetin Ersoy, ortaya çıkan bu çekleştiren diğer sanıklaria çelişkili durumun kendilerınin birlikte denize girip yüzdükle "masumiyetine" kanıt olduğuri şeklindeki iddiayı da yalan nu öne sürerken, savunmasıladı. Metin Ersoy, eylemin sa nı "12 Eylül öncesinde komünıklarından İrfan Güler'in nistlere karşı can ve mallarını "Metin Ersoy bize 'Sabahattin korumaya çalışırken yakalaArıkan iyi bir komünisttir, gidin nan birkaç tabancanın farklı öldürün' dedi. Ben ise 'Bu iş yorumlanarak, yargılanmamız leri bıraktım' deyince Ersoy ba adil değil. Biz 12 Eylül öncena 'Sen alışkınsındır' dedi" sinin mağdurlarıyız" diye nokşeklindeki suçlamaiarını red taladı. Prof. Gtindüz Ökçün öldü ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) Dışişleri eski Bakanı ve kapatılan Cumhuriyet Halk Partisi milletvekillerinden Prof. Gündiiz Ökçün, dün sabaha karşı geçirdiğı bir kalp krizi sonucu öldü. Prof. Ökçün bugün Ankara'da toprağa verilecek. Prof. ökçün için ilk tören bugün saat 09.15'te, bir dönem dekanlığmı yaptığı Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi önünde yapılacak. Gilndüz Ökçün'ün cenazesi saat 10.00'da Dışişleri Bakanlığı'mn önüne getirilerek burada saygı duruşu yapılacak. Aynı tören saat 11.00'de TBMM'de yapılacak. Ökçün'ün cenazesi bugun Maltepe Camıi'nde kılınacak öğle namazından sonra toprağa verilecek. ÖKÇÜN'ÜN KİMLİĞİ 1936 yılında Eskişehir'de doğan Gündüz ökçün ortaöğretimini de bu ilde tamamladı. 1958 yıhnda Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Diplomasi ve Dış Münasebetler bölümünden mezun oldu. Aynı yıi Ankara Üniversitesi Hukuk Fakultesi'nde fark derslerinı vererek hukuk diplomasi aldı ve burada devletler hukuku alanında asistanhk yaptı. 1962 yılında Hukuk Fakültesi'nde "Yabancüann Turkiye'de Çalışma Hürriyeti" adlı teziyle doktor oldu. Ökçun, 1962 yılında Londra Üniversitesi'nde "Mukayeseli Konular îhtilafı" alanında doktora sonrası çalışmalarda bulundu. Gündüz Ökçün, 1966 yılında devletler hususı hukuku dalmda yaptığı çalışmayla doçent unvanını aldı, 1974'te aynı dalda profesör oldu. 1975 yıhnda Columbia Üniversitesi'nde misafir profesör olarak bir yü süreyle ders verdi. 19761977 yıllan arasında Siynsal Bilgiler Fakültesi Dekanlığı görevinde bulundu. 1977 haziran seçimlerinde Eskişehir'den milletvekili seçilen Gündüz Ökçün, 19781979 yülan arasında Dışişleri Bakanhğı yaptı. Ökçün 12 Eylül'den sonra avukatlığa başladı. Ökçun, evli ve iki çocuk babasıydı. ECEVIT'İN DEMECt Eski başbakanlardan Biilent Ecevit, Prof. Ökçün'ün ölümü üzerine dün bir demeç vererek şunları söyledi: "Prof. Dr. Gündüz Ökçün'ü çok verimli olabileceği bir çagda yitirmekten derin acı duydum. Dışişleri Bakanhğı sırasında, devletimiz kendisinden >alnız değerli bir devlet adamı olarak değil, bir bilim adamı uzman olarak da çok >^rarlanmış(ır. Prof. Dr. Gündüz Ökçün'ün gerek bilim alanındaki çalışmaları gerek siyaset alanındaki üstiin hizmetieri her zaman takdir ile anıiacak degerdedir. Allah'tan kendisine rahmet, sayın aile üyelerine ve yakınlarına tahamrnül gücü dilerim." İşadamı temel Son günlerde iş dünyasına peş peşe gelen hacizier, bankalar ve sanayi kesimi arasında su üstüne çıkan düşmankklar ve tedirgin bekleyiş, baskent kulisJerinds yeni bir laz fıkras/ntn dotaşmasına j yol açtı. Efendim, Temel bir gün yolda y.ürürken yerde 100 bin liralık bir senet bulmuş. Biraz düşünmüş. sonra almış senedi. en yakın banka şubesine giderek 100 bin lirayı ödemiş. Aradan zaman geçmiş, Temel bir gün yine yolda yururken bir bakmış, yerde bk başka senet. Üsteiik bu kez 100 milyonluk. Temel kara kara düşünmüş, "Uy, bu çok büyük" demiş ve yurtdısına kaçmış. SAKAT OLMAK SUÇ DEĞİL, ONU İŞSİZGÜÇSÛZ BIRAKMAK SUÇTUR... TOrklye Sakatlar Derneği'ni Güçrendirellm. ANAP'ın Danışma5 toplantısında partinin yayın organı Petek gazetesi "Kelebek" gazetesi oldu. Hakkari'nin ANAP'lı Belediye Başkanı Naim Geyiani, parti yayın organı olan Petek gazetesinı kastederek, şöyle konuştu: "Bizim partinin Kelebek gazetesi teşkilatımıza gönderili Petek Kelebek oldu yor ama hiç kimse bu gazeteyi okumuyor bile." ANAP'h Belediye Başkanının Petek gazetesi yerine Kelebek gazetesi demesi kahkahalarla karşılanırken, en çok üzülen gazetenın sorumluluğunu üstlenen Bülent Akarcaiı oluyordu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle