17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
27 KASIM 1986 KÜLTÜRYAŞAM CUMHURİYET/5 GÎJLGEÇ Y4YEV DÜimSINDA SANAT EDEBÎY4T HAYVANLAR iSMAtı Zalimle mazlumun evrensel çatışması \e Zalim Ve Inanmış Ve Kerbela / Bekir Yıldız'ın romanı / Cem Yayınevi / 152 sayfa. ATİLLA ÖZKIRIMLI Hicret'in 61. yılında muharrem ayının onuncu günü (10 . Ekim 680) Bağdat'la Kufe arasındaki Kerbela'da Islam tarihinin en acı olaylanndan biri yaşandı. Muhamraed peygamberin torunu, Hz. Ali'nin oğlu Hüseyin ve yakınlan, Muaviye'nin oğlu Yezid'in askerlerince sarılıp önce susuz bırakıldılar, sonra da öldürüidüler. Kadınlar ve çadırlar yağmalandı. Hz. Ali soyundan kimseyi sağ bırakmamak için Hüseyin'in bebek yaştaki oğullarına bile kıyıldı. Bu kıyımdan, hasta olduğu için savaşa katılamayan Hüseyin oğlu Zeynelabidin kurtuldu yalnızca. Hüseyin'in, dolayısıyla Hz. Ali'nin soyu bu torunundan, IV. îmam Zeynelabidin'den sürdü. bela" da, oluşunu ve etkisini kısaca özetlediğim bu olayı konu ediniyor. Hz. Aü'nin öldürülüşünden başlayarak tarihsel gelişim süreci içinde öykülüyor olanı biteni. Bu öykülemede Bekir Yıldız'ın hareket noktası, tarihin her döneminde toplumsal yapıcü inanç. Zalimin gücüyse kılıç. Bir yanda inanca dayalı birlik, öte yanda çıkara dayalı kulluk. Ve zalimin zulmüne boyun eğmeyen Hüseyin'in, uğnına başını verdiği gerekçesi: "Her isteyen istediğine boyun eğdirirse, boyun egmeyenlerin hali nice olacak? Sanılmasın ki. boyun egmemek bir kibir işidir. Ben de boyun eğerim. Ama bilirim ki. nın ötesinde, anlatılanların çağdaş bir boyut kazanmasına da yol açıyor. Hüseyin'in kişiliğinde, yalnız inanmanın ve inancı uğruna olmenin değil, zulme ve haksızhğa karşı direnmenin sergilenişi, bir bakıma insanı insan yapan evrensel bir gerçeğin dile getirilmesi anlammı taşıyor. Söz konusu olan ne bir inanç çatışması, ne de bir iktidan paylaşma kavgasıdır çünkü. Söz konusu olan, insan onuruna yaraşır bir düzen isteğidir. İnsanın insanı ezip yok edemeyeceği, güçlünün güçsüzü kanla boğup egemenliğini sürdüremeyeceği bir düzen. Görünenin ardındaki gerçek "Ve Zalim Ve tnanmış Ve Kerbela"yı okurken, halk hikâyelerinin yeniden işlenip yazılmasmın günümüz öykü ve romancılığına ne getirip, ne götüreceğini düşündüm hep. Özellikle dinsel nitelikli hikâyelerin. Sözlü ya da yaalı edebiyatımızın zengin anlatı geleneği ne ölçüde değerlendirildi? Dilsel yararlanma dışında değerlendirilmeli, yeniden yazılmalı mıydı bu hikâyeler? Bu yolda ölçü ne olabilirdi? Bekir Yıldız'ın yapıtı, bu sorulann kesin yanıtını getirmiyor elbette. Getirmesi de beklenemez kuşkusuz. Edebiyatta tek yol değil, yollar vardır çünkü. Ama kendi çizgisinde Bekir Yıldız'ın bu girişimi olumlu bir adım bana göre. Başansı, bilinen bir olayı ve bilinen kişileri hiç değiştirmeden, ama görünenin ardındaki gerçeği vermeye çalışarak sergilemesinde yatıyor. Bir de yine bilinen bir olayı dinsel özünden soyup mezhep çatışması görünümünden çıkararak hem insani hem de toplumsal boyutlanyla yansnmasında. Bekir Yıldız» yeni romanında Kerbela olayını öykülüyor KİM KİME DUM DUMA BEHİç AK Islam edebiyatına konu Kerbela olayı, yalnız Şii Ba"' tıni inanca bağlı olanlarca değil, ' Sünnilerce de acı bir olay niteli; ğini konımuş, İslam edebiyatında nesir ve nazım binlerce yapıta konu olmuştur. Günliik dilde "' Yezit adının isim özelliğini yitirerek kötü, nefret edilen kişiler " için sıfat olarak kullanılmasının, * susuzluğun Kerbela'ya benzetil• « mesinin nedeni de budur. İslam dünyasında ŞiiBatınî mezheplere bağlı olanlarla Türkiye'deki • Aleviler ve Bektaşiler için Kerbe• la özel bir anlam taşır. Muhar~ remin ilk on günü yasla birlikte • su orucu tutulması, onuncu gün" se aşure yapılması, benzeri âdetler Hüseyin'in anısını yaşatma amacını taşır. Işte Bekir Yıldız, son yapıtı "Ve Zalim Ve İnanmış Ve Ker Bekir Yıldız'ın Kerbela olayını öykülerken benimsediği yaklaşım biçimi, doğru olmanın ötesinde, anlatüanların çağdaş bir boyut kazanmasına da yol açıyor. Hüseyin'in kişiliğinde, yalnız inanmanın ve inancı uğruna ölmenin değil, zulme ve haksızhğa karşı direnmenin sergilenişi, bir bakıma insanı insan yapan evrensel bir gerçeğin dile getirilmesi anlammı taşıyor. Bekir Yıldtz. lanmada görülen temel karşıtlık; başka deyişle zalimle mazlumun çatışması. Bu temadan yola cıkıyor Bekir Yıldız. lyikötü, inançhinançsız, ezenezilen çatışması da diyebüiriz buna. Kişiler de iki karşıt kümede toplanıyor böylece. Hz. Ali ve oğullan Hasan'la Hüseyin mazlumu, Muaviye ile oğlu Yezid zalimi simgeliyor. Mazlumlann güYezid'in önânde egilirsem eğer, zalimlik azalacagına çoğaiacaktır." (s. 112) PtKNİK PtYALE MADRA Çağdaş bir boyut Şunu özellikle belirtmek istiyorum: Bekir Yıldız'ın Kerbela olayını öykülerken benimsediği bu yaklaşım biçimi, doğru olma TVderken, radyoyu unutmamah sel Aziz sayesinde başardı. Radyoda Program Yapımı / Doç. Dr. Aysel Aziz / Ankara Üniversitesi BasınYayın Yüksek Herkes yararlanabilir Okulu Yayınlan / 170 sayfa. Bu gibi kitaplan değerlendiren TV'de önce renkli yayına geçilmesi ve şimdi de îkinci Kanalın gelmesiyle, radyoculuğumuzdaki yayıncılık anlayışı ve uygulaması giderek geriliyor. Doç. Dr. Aysel Aziz'in yeni çıkan "Radyoda Program Yapımı" adlı kitabmı işte böyle bir dönemde kıvançla karşılamaktayız. MAHMUT T. ÖNGÖREN^ Ülkemizde herkes TV ile ilgileniyor. 1968 yılının başlarında televizyonun ilk yayınına başlaması, 12 Mart döneminde genişlemesi, 12 Eylül döneminde renkli TV yayınına geçilmesi ve şimdi de ikinci TV kanalının gelmesi, radyoculuğumuzu tumden bir yana itti ve unutturdu. Radyoculuğumuzdaki yayıncılık anlayışı ve uygulaması, radyolarımızjn teknik durumu ve radyo izlence yaptmcılığı giderek geri liyor. Doç. Dr. Aysel Aziz'in yeni çıkan "Radyoda Program Yapımı" adlı kitabını işte böyle bir dönemde kıvançla karşılamaktayız. Gerçekte, "Radyoda Program Yapımı" en az 20 yıllık bir gecikmeyle geldi. Çünkü böyle bir kitabı ortaya çıkarabilecek iki kurumdan birincisi TRT, 22 yıl ve ikincisi basın yayın okulları da yaklaşık 21 yıl önce kurulmuştu. Sonunda bu işi Ankara Üniversitesi'ne bağlı BasınYayın Yüksek Okulu, Ay yazılarda, "Meslek elemanlan için hazırianmış bir yapıt. Ama ilgilenenler de bu yapıttan yarar\anabilir" denir. Oysa Aziz'in kitabından doğrudan doğruya radyo yöneticileri (özellikle günümüzdekiler), radyo yapımcıları, basın yayın okullarında bugüne dek kitapsız ders veren öğretim görevlileri ve aynı okullardaki öğrenciler yararlanacaklardır. öte yandan, radyolarımızda nelerin yapılmadığını, hangi meslek kurallarınm yerine getirilmediğini ya da yapılmakta olanların niçin eksik ve yetersiz bir anlayışla gerçekleştirildiğini merak edenler varsa, onlann da Azizin kitabını okumaları gerekir. Radyoların kadrolarında yer alıp da izlence yapanların ya da radyolarımıza dışardan izlence hazırlayanlann ve özellikle günümüzdeki radyo yöneticilerinin ses ve sesin özelliklerinin, mikrofonlann, radyo stüdyolarının ve stüdyodaki çeşitli aygıtların kullanım biçimlerini ve niteliklerini bilip bilmediklerini her zaman merak etmişimdir. Çünkü bugün bile yayınlan dinîediğimizde, yapımcıdan kaynaklanan bu konudaki yetersizliklerle (teknik yetersizlıkler ayn bir kitabın konusu olmaktadır) karşılaşıyoruz. Yapımcıların daha hangi türdeki mikrofonla çalıştıklarını bile bilmedikleri hemen anlaşılıyor. Aziz, kitabına bir yayıncıyapımcının en başta öğrenmesi gereken bu gibi temel bilgilerle başlamış. Radyonun işlevleri Arkasından radyo yayınlarını izleyen kitlenin özelliklerini yapımcıya anlatmaya sıra geliyor. Daha sonra da radyonun işlevlerine ve izlence türlerine... Bu bölümlerdeki başlıklara baktığında bir yapımcı, "Bunlan bilmeyecek ne var!" diyebilir. Evet, başlıklar kendi konularım anlatıyor gibi görünebilir. Ne ki, her başlığın altındaki ayrıntıları okuyunca, konularla ilgili bugüne dek üzerinde hiç durulmayan noktaların ele almdığı ve radyo yapımcılanna derinlemesine yol gösterildiği hemen anlaşılıyor. "Radyoda Program Yapımı", radyoda insan sesinin, müziğin ve "ses efektleri"nin kullanımı ve izlence biçimleri gibi konularda da yol gösterici ve yapımcılan yeniliğe yöneltici bilgiler taşımaktadır. Tüm bu noktaların örneklerle desteklenmesi ve kitabın sonundaki "Ekler" bölümündeki belgelerle uygulamaya yönelik çalışmaların sergilenmesi de temel bilgilerin zenginleştirilmesine yol açıyor. Aziz'in yapıtının tek eksiği, televizyonun ve hatta sinema ve videonun yarattığı rekabet karşısında radyo yayımalığında yapılması gereken yenilikler konusunda hiçbir öneriye yer verilmemesidir. Buna karşın, "Radyoda Program Yapımı", büyük bir boşluğu dolduruyor. Herhalde daha uzun yıllar aynı boşluğu doldurmayı da tek başına surdürecek... H1ZLI GAZETECİ NECDET ŞEN BURAMM ? TAO. YlCE KAÇTBü YAUJ D'JS • SfyKi gUĞUM GÛZETEDE . YO6UK BİR ŞGBL T(?Û; YAYIN RAPORU MÜHÜRLENMİŞ ZAMAN Yazarv Andrey Tarkovski / Çeviren: Fiisun Ant / Afa Yayınlan / 234 sayfa. Sovyet kökenli Andrey Tarkovski, günümüzün en önemli yönetmenleri arasında. Sinema Günleri'nde gösterilen "Nostalghia" adlı filmiyle Türk sinemaseverlerinin de hayranlığım kazanan Tarkovski'nin şaşırtıcı özgün sanatının nitelikleri, özellikle sinema yazarlan arasında hararetli bir tartışma konusu. Tarkovski, bu kitabında, kendi sinema dünyasının kapılannı açıyor okura. Sinemanın teknik sorunlarını kendi özgün yaklaşımıyla dile getirirken, gerek sinema gerek günümüz sorunları konusunda ilginç tartışmaları gündeme alıyor. ÇlZGtLt DÜNYA Ferruh Doğan'm karikatürleri / Cem Yayınevi / 131 sayfa. Ünlü çizerlerimizden Ferruh Dofan'ın ilk kez 1969'da basılan "Çizgili Dünya"sı yeniden yayımlandı. "Asrileşen Köy", "Sergi", lumun, doğanın, ülkemizin, dünyamızın çelişkilerini kendine özgü çizgi mizahıyla yorumluyor. DUVARDAN GELEN SESLER Yazaru Ülkü Ayvaz / Cem Yayınevi / 170 sayfa. Ülkü Ayvaz, "Şahane Lunapark" adlı çocuk oyunuyla TOBAV 1982 Ödülü'nü, "İşlerin Yolunda Gitmesine Engel Olan Kim?" ile 1983 Akademi Kitabevi Öykü Başarı Ödülü'nü ve "Yeniden Yaratma" ile ENKA 1984 Tiyatro Birincilik Ödülü'nü almıştı. Ay\az, "Duvardan Gelen Sesler" adlı yeni kitabında, bu kez kuramsal yazılannı bir araya getiriyor. Üniversite tiyatroları, amatör tiyatrolar, çocuk tiyatrosu ile radyo ve sahne oyunlarını kuramsal bir yaklaşımla ele alıyor. YAŞAMAK YASAK Hasan Kıyafet'in romanı / Insanca Yayınlan / 221 sayfa. 1960'ta yayımjanan ilk romanı "Komünist İmam"la "tezli roman" anlayışının savunuculan arasına katılan Hasan Kıyafet, "Yaşamak Yasak"ı yazalı on yıl olmuş. Yaşamadan yazmayı kabul etmeyen Kıyafet, fındık işçilerinin arasma girmiş, onlarla yaşamış ve bir bakıma sonuçta onlann romanını yazmış. Kıyafet, Fatsa'daki fındık işcilerinin yaşamını paylaşırken, bir yandan onlann öykülerini dinlemiş; gözlemlerini, yaşadıklanm ve dinlediklerini romanlaştırmış. KRAL LEAR Yazan: H'illiam Shakespeare / Çeviren: Özdemir Nutku / Remzi Kitabevi / 234 sayfa. Özdemir Nutku, son dönemde giriştiği Shakespeare çevirilerini sürdürüyor. Nutku'nun, "Romeo ile Juüet" ve "Otbello" çevirilerinden sonra bu kez "Kral Lear" çevirisi sunuluyor okurlara. Kitabın başında, Shakespeare'in bu ünlü tragedyası ustüne Özdemir Nutku'nun kapsamk ve aydınlatıcı bir incelemesi de yer alıyor. Remzi Kitabevi, yıllar önce Sabahattin Eyüboğlu ile başlattığı Shakespeare çevirileri dizisini bundan böyle Özdemir Nutku'yla sürdüreceğe benzer. Nutku; "Kral Lear"de. koşuk ve düzyazı bölümlerini olduğu gibi çevirirken, sahne konuşmasını ve oyuncuların hareketlerini dikkate almış. Oyuncuyu zorlayacak, yapay uyaklara gitmeden, çoğu kez sözcuklerin uyumuna yonelen bir çeviri yapmaya özen göstermiş. YAŞAMIN ANLAM] Emre Kongar'ın denemeleri / Remzi Kitabevi / 127 sayfa. 'Babam bana 'ozgiir ve bağımsız bir kişilik' ve bu kişiliğe u>gun bir düşünce yapısı verdi. Sonradan anladım ki, 'sapıkhkların en bü\üğü imiş' özgiir ve bağımsız dü . Kongar yeni deneme kitabı na. Böylece k tapta yer alan denemelerine ilişkin belirle>ici bir ipucu veriyor okurlanna. Bu kitabındaki yazılan, Kongar'ın bir yandan yetişmesine ilişkin ipuçlarını, öte yandan hayatı boyunca karşılaştığı "garabetler" karşısındaki tepkilerini kapsıyor. Ancak, yine Kongar'ın belirttiği gibi, kitaptaki denemeler arasında hiç mizah olmayan yazılar da eksik değil. Özellikle özyaşamına ilişkin olanlar ve konuşmalar. TRANSFER KOKULARI ; AC\K SABRET A ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI N E YAPMHL1. AĞAÇ YAŞKEN EĞİIİR KEMAL GÖKHAN lun. canımn sfcıUnca senft TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN , TOULON(JUU)A1)UAMNtNOAKİ PRANSI2 SAVAŞ GEMİLE&İ, KBN. DlLEÜIMİ BATlRPf'..1T.OÜNYA SAVAŞt'm PAHA BAÇIMPA, NAZl ALMANYA'Sffi/tH Ott PULARI FRAHSA'NfH 8ÜYÛIC BİH BÖLÛMÜfJÜ İŞGAL ETM/Ş7İ. 1342 SONBAf4AR/NDA, MÜTTEFİKLBR, KUZ£Y AF&tCA 1 DAKİ ALMAULAK UZE&NE "M£ÇAL£HAISE/£ÂV"HI DÜ2£NLERJtEN, ALMAN tUlVVETLERj DE, FfZANSA'UIM IŞGAL EPİLMEYEKI GÜ/JEy BÖi^ESİfiJE SAL 27 Kasım CUMHURİYET KİTAP KULÜBÜTSDEN HABERLEB AYBV EN ÇOK SATAN ÇOCUK KTTAPLARI 29.10.198626.11.1986 Un Kad Kitabın Adı/Yazan Çocuk Oyunları/Erdojan Tokmakçıoğlu Sevdalı Bulut/ Nazım Hıkmet Anıtı Dikilen Sinek/Azız Nesin Bıtmeyecek Ûyku/Mıchael Ende Borçlu Olduktanmız/Azız Nesin Okul Ûncesı Çocuklarına Oyunlar, Rondlar/Ruhı Sel Bu Yurdu Bize Verenler/Azn Nesin Sevgi Masalı/Samed Behrengi TOULON'OA İNTfHARL "Politika" ve Bir Çizgide" adlı karikatür kitaplan da bulunan Ferruh Doğan, "Çizgili Dünya" ile yıllann kaJıcüığını yok edemediği gülmece anlayışını, çizgilerinin sağlamlığını bir kez daha gözler önüne seriyor. 1945 yılından bu yana karikatür çizen Ferruh Doğan, "Çizgili Dünya"daki karikatürlerinde, insanın, top Bacaksız Parah Aöet/Rıfat llgaz HAFTANIN KİTAPLAfU: Hattanın yeni yayımlanan kitaplan ile bu hafta yeniden basımı yapılanlanfiyatve kod numaraları ile üyelenmızın siparış edebılmeleri için sunuyoruz 102.076 Talat Paşa'nın Anılan 1300. 087.054 Hapıshane Defterleri/A. Gramsci/Çev Kenan Somer 1850. 016.037 Hapishane Defterlerı/A. Gramscı/Çev Adnan Cemgil 1785. 173.020 Oscar Rlmleri/Der: A Boyacıoğlu 1500.124^75 Nevsehir'den New York'a/Yalçın Pekşen 1280.023.053 Yeryüzünün ve Evrenin Keşfı/lsaac Asımov 2100. 124.274 Bir Afışın Ûnunde/Salih Bolat/Şiır 315. 173.021 Şiirter/Resul Hamzatov 700. 112.045 Benım Adım Mayıs/Buket Uzuner/Öykü 840. 151.072 Iş Yasaları/Tankut Cente! 1200. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 044.010 022.224 002.258 292.001 002.247 127.028 002.248 088.061 021.187 021.146 La Fontaine Masalları / Haz: Ortıan Veli SAUAf SEMİCE/S/, ALMAA/LAK VA/ EZJVE GEÇMEMEK AMAC/YIA KBfJDİlS&İ £ 50 YIL ÖNCE CUMHURİYET Talebeler tahliye edildi Gayrikanuni bir surette miting tertib etmekle maznun 18 talebeden I2'sinin serbest bırakıldığını yazmıştık. Mütebaki alu üniversiteli de dün tahliye edilmiştir. 27 Kasım 1936 sinmesinden dolayı mahzurlu görülmüştür. Iktisad Vekaleti, bunun üzerine tütün, fındık, elma gibi ihracat mallarımn koyunlarla bir ambara yüklenerek sevkedilmelehni emretmiştir. Deniz Ticaret Müdürlüğü, Vekaletin bu 19361986 emrini derhal bütün liman reisliklerine tamim ederek, vapurlann kontrolünde bu noktaya ehemmiyetle dikkat edilmesini bildirmiştir. Binaenaleyh, şimdiden sonra ihracat mallarımızın yükleneceği vapurlara koyun yü klenmeyecektir. İhruç mattarunız Karadeniz limanlanndan sevkedilen ihracat mallarınm koyunlarla beraber sevkedilmesi, koyun kokulannm bu mallara
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle