19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 KASIM 1986 HABERLERİN DEVAMI CUMHURİYET/13 Komisyonda bütçe maratonu TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nun SHP ve DYP'li üyeleri, 1987 bütçe tasansının bir "borç ödeme bütçesi" olduğunu söyleyerek, enflasyon hedeflerinin tutmayacağını ileri sürdüler. ANAP'lı komisyon üyesi llhan Aşkın, bütçenin tümü üzerinde görüşlerini açıklarken, enflasyonun aşağı çekildiğini, kalkınma hızının ise yüzde 7'yi aştığım savundu. ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda 1987 yılı bütçe tasansının tümü üzerindeki görüsmelere dün başlandı. Komisyonda bütçe görüşmelerinin bir ay sürdürülmesi, tasannın 28 kasım günü TBMM Başkanhğı'na sunulması planlandı. Plan ve Bütçe Komisyonu'nda bütçenin tümü üzerinde söz alan muhalefet üyeleri, 1987 bütçe tasansının bir borç ödeme tasarısı olduğunu öne sürerek, hedeflenen enflasyon ve kalkınma hızma ulaşılmasımn mümkun olmadığmı belirttiler. SHP'li Tütay Öney, yüzde 25'lik enflasyon rakamı ile yüzde 7.8 olarak açıklanan kalkınma hızı rakamlarını inandıncı bulmadığmı belüterek, yıl sonunda enflasyonun yüzde 42 olacağını öne sürdü. 1987 bütçe tasansı üzerinde ilk sözü DYP'li Siimer Oral aldı. Oral, daha ilk günden bütçe prensip ve hedeflerinden büyük fedakârlık yapüdığmı belirterek, enflasyonun yüzde 30 olmasının bile basansızhğı gösterdiğini savundu. Oral, ihracatın gerilediğini ve dış ticaret açığının büyüdüğünü öne sürerek, serbest rekabet kurallannın uygulanmadığmı söyledi. Oral, dış borçların bütçede gösterilmesi gerektiğini savunarak, dış borçlann gösterilmesi halinde bütçe ödeneklerinin 10.9 trilyon değil, 13 trilyon olduğunu, 1987 bütçesinin bir borç ödeme bütçesi olarak nitelendiğini kaydetti. ANAP'lı Ühan Aşkın iktidarın ekonomik politikasını överek, enflasyonun aşağı indiğini ve yüzde 7'nin üzerinde kalkınma hızı sağladığıru söyledi. Aşkın'm bu konuşması muhalefet tarafından, "Hdal olsun", "Allah sizden razı olsun" sataşmalarıyla sık sık kesildi. SHP'li Tülay öney de, enflasyon ve kalkınma hızı rakamlanndaki çarpıklıklara dikkati çekerek, bütçeyi, "bir borç ödeme" bütçesi olarak niteledi. Hükumetin geçici bir rahatlık yaratmak uğruna iflasa gittiğini savunan Öney, vergi politikalanndaki adaletsizliğe de dikkati çekti. HDP'li Fenni lslirayeli de, bütçenin transfer bütçesi olduğunu belirterek, enflasyonun düşeceği yolunda umutlu olmadığmı söyledi. SHP'li Eroi Agagil, son yapılan devalüasyona dikkati çekerek, "Ne zaman Başbakan yurtdışına çıksa bir şeyler oluyor. Htzır IMF de burada" diye konuştu. özal'ın politikasını IMF ile özdeşleştirdiğini savunan Ağagil, vergi sisteminin sabit ve dar gelirliler aleyhine geliştiğini, ihracatta verilen vergi iadelerinin bütçeye yük olduğunu savundu. Bağımsız milletvekillerinden Reşit Ülker, hükumetin izlediği politikayı savunarak, bazı kesimlerin hükümet üzerinde bir baskı hareketi izlediklerini, özel sektörün çeşitli baskılarda bulunduğunu, üniversite öğrencilerinin de son hareketlerinin bunu gösterdiğini söyledi. Daha sonra basını sert bir biçimde suçlayan Reşit Ülker, "Herkes kendi işini yapsuı" dedi ve et yerine soya fasülyesi yenilmesini istedi. DYP Çanakkale Milletvekili Cafer Tayyar Sadıklar 1987 bütçesini "Türkiye'ye yakışmayan küçültülmüş bir bütçe" olarak niteledi. Sadıklar, "Bu bütçeye borç bütçesi demek bile iltifat sayıbr. Çiinkü bu biitçeyle borç faizleri bile ödenemez" dedi. 24 Ocak kararlarının politik riskinin Özal'ın üzerinde olmadığını öne süren Sadıklar, özal hükümetinden önce ekonominin daha iyi olduğunu, Özal'dan sonra da daha iyi olacağını sa 1987 yılı bütçe tasansının tümü üzerindeki görüşmeler başladı vundu. Sadıklar yüzde 7.8'lik kalkın. ma hızı ile yüzde 25'lik enflasyon hedefıne hükumetin bile inanmadığını ifade ederek, şöyie konuştu: "Enflasyonon önemli bir kaynagı belediyelerin süsleme yatınmlandır. Diger bir nedeni ise fon uygulamasıdır. Hükiimet her vesileyle 'Devlet iş bulmaya mecbur değildir' görüşünü yaymak istiyor. O zaman devlet yatınm yapmak mecburiyetinde de degildir. Hazine hiçbir dönem bu kadar bunalmamıştır. Siz Hazineyi eiinizden kaçırdınız, bu bütçenin en az 15 trilyonluk bir bütçe olması gerekirdi. Mevduat faizleriyle oynamanızdan borç bulamadığınız belli" Sadıklar, Ali Bozer'in 1986 bütçesini eleştiren konuşmasını da örnek olarak vererek, "Hükümet bu göriislerin ne kadanna katüıyor?" diye sordu. ANAP Isparta Milletvekili Fevzi Yaman ise askeri darbelerin kökeninde döviz bulamamanın yattığını savunarak, bu nedenle ihracatın teşvik edilmesi gerektiğini söyledi. ÖLÜMARACI Urla yolunda meydana gelen kazada, yolcu otobüsüyU çarpışm otodaki Skişihayatlanm kaybettüer. (Fotoğraf: cua.) tki kazada 6 ölü var Haber Merkezi UrlaÇeşmealtı yol kavşağında yolcu otobüsü ile özel otomobilin çarpışması sonucu meydana gelen trafik kazasında özel otomobil içinde bulunan özer ailesinin 3 ferdi ile birlikte 4 kişi öldü. Ali Özer yönetimindeki 35 FS 261 plakah özel otomobille, Urla'dan Zeytinalan köyündeki arazilerinin tapu işlemlerini yaptırmaya giderlerken, Çeşmealtı yol kavşağında Ali Kanraman'ın kullandığı 35 TS 481 plakalı yolcu otobüsüyle çarpıştı. Kazada,..özel otomobil sürüçüsü Ali Özer, kardeşi Hasan Özer, yeğeni Hüseyin Özer ile Cumbur Çetin olay yerinde öldüler. Gönen'den Bandırma'ya ge len Sami Özel yönetimindeki, 10 HK 697 plakalı minibüsün karşı yönden gelen Hüseyin Gündoğdu yönetimindeki 10 FU 669 plakalı taksi ile çarpışmasıyla meydana gelen kazada da araçların sürücüleri Sami Özel ve Hüseyin Gündoğdu öldü, Hilmi Ertüten adlı yolcu da ağır yaralı olarak Bursa Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Döviz operasyonu ne (Baştarafi 1. Sayfadu) tran ve Irak pazarlan ile çalışan ihracatçılara ek bir destek oldu. Vadeli döviz alım satımlannda en az 15 günlük vade koşuiu getirilmesi bu açık kapıdan yararlanarak Merkez Bankası kurlanm aşan fıyatlar uygulayan bankalara karşı önlem oluşturacak. Bankalarda döviz dengesi kunılması için getirilen kriterler küçük bankalann döviz hesaplanna yönelik "aşın agjsTni bir ölçüde kıracak ve belki de döviz hesaplanna yüksek faiz verilmesinin önüne geçecek. Döviz alış kurlanmn yükselmesi, dövizlerine vergi iadesi tarunmasını isteyen nakliye, turizm sektörleri ile gurbetçi isçilere prim sağlayacak. Merkez Bankası'nın döviz ve efektif ahş kurlarım yükseltmesinin bazı çevre ve yayın organlannca "devalüasyon" biçiminde yorumlanması da ilgi çekti. Ancak bankalann dünkü döviz ve efektif satış kurlanmn bir önceki güne oranla daha düşük olması bu yorumları haklı çıkarmadı. Merkez Bankası'nın yeni "döviz paketi"nde yer alan önlemler ve bunlann yaratacağı olası etkiler şöyle sıralanabilir: 1. Kor operasyonu: Merkez Bankası teknik bir düzenleme ile döviz satış fiyatlanndaki tüm kontrolü ele aldı. Döviz ahşlannda ise bankalara serbesti tanıdı. Sadece alış kurunun Merkez Bankası'nın satış kurunu geçmemesi biçiminde bir sınır getirdi. Ancak kendi ahş kurunu, satış kurunun binde 5 altına kadar yükselterek, bankalara, "Eğer siz ihracatç! dövizine yüksek fiyat vennezseniz, ben veririm" uyarısında bulundu. Nitekim önceki günkü operasyondan sonra hemen tüm bankalann dün Merkez Bankası'm takip ederek, döviz alış kurlarını yükselttikleri görüldü. Merkez Bankası böylece "bir taşla iki kuş vurmuş" oldu. Döviz ahş ve satış kurlarını yükselterek kamu kesimine ucuz döviz satışırun getirdiği yükten kurtuhırken, Iran ve Irak pazan ile çahşan ihracatçılara yeni bir teşvik sağladı. Kurlarını yükselten Merkez Bankası artık kamu kesimi ithalatı için bankalar düzeyinde bir döviz fiyatı uygulayacak. Dövizlerini Merkez Bankası'na satan tran ve Irak pazarlan ile çalışan ihracatçı kesimi ise yabancı para cinsinden kazançlarını yüksek fiyattan bozduracak. Bankalann döviz alış satış kurlanmn birbirine yaklaşması ile ihracatçı, bankacılık kesiminin kambiyo kârlanndan desteklenecek. Bu kaynak transferi Merkez Bankası'na ek yük getirmeden, vergi iadelerinin hesapIandığı matrahlar da yükselecek. Merkez Bankası ilk günkü uygulamada bir miktar fiyat indirimine gitti. Merkez Bankası'nın açıkladığı döviz ve efektif satış kurlan gerek Ziraat Bankası, gerekse de Imar Bankası'nın bir önceki günkü kurlanmn altında kaldı. Ziraat Bankası, 30 ekim tarihinde Amerikan Dolannm döviz satışını 740 lira 66 kuruş ABD'nin Kıbns politikasında (Baştarafı 1. Sayfada) "ABD bu kez saglam dumukta ve 29 mart belgesinden herhangi bir şekilde geri gitmemekteydi." Ankara ve KKTC'mn beklentisi şuydu: Kıbrıslı Rumlar b€İge>i reddetseler bile, BM Genel Sekreteri, plamndan geri gitmeyecek, "iyiniyeJ görevTni 29 mart belgesinde donduracaku. Türk tarafı belgeye "evefyanıtı vtrdiği için uluslararası alanda "»vanlajü" konumunu koruyacak, puan kaybeden taraf ise uzlaşmaz görüntüsü ile Kıbnslı Rumlar olacaktı. Bu sağlanabildiği takdirde, Türk tarafı kazandığı zemini kaba bir şekilde tescil ettirmiş olacak, basküar ise KRY'ye yönelecekti. Kıbns konusunda başı ağrıyan taraf, KRYYunanistan ikilisi olacaktı. Nitekim, Dışişleri Bakanı Vabit Halefoglu geçen ay New York'ta BM Genel Bekreteri Perez de Cuellar ile yaptığı görüşmede, kendisinden 29 mart belgesinden geri adım atmamasını istemiş, bu belgenin Türk tarafı açısından "degiştirilmeyecek" ve "vazgeçilmez" bir metin oiduğunu duyurmuştu. Aynı şekilde KKTC Dışişleri Bakanı Dr. Kenan Atakol da gend sekreterle görusmesinde KKTC Cumhurbaskanı Rauf Denktaş'ın aynı doğnıltudaki bir mesajım kendisine iletmişti. rafı olarak bu öneriye karşıyız. Lluslararası konferans Kıbns sonınunun çözümüne yardıma olnayacakbr. Aynca sonınla ilgisi olma\an ya da uzaklan ilgisi olan bircok laraf kendi çıkarlan için bu soruna bolaşacaklardır. Bu, aptalca bir fikirdir. ABD, yaranna inanmadıfı bu niteükte bir konferansa kablmayacaktır. Biz anayolda gidilmesini destekliyornz. Kıbnslı Rumlar ise ana yoldan aynlıp baska bir vola (konferans) sapınak istiyoriar. Onemli olan husus, Kıbnslı Rumlann anavol içinde tutulması, soruna çöziim çabalanrun bu yöningede sarfedUmesidir. AnayoMan çıkmamak gerekiyor. Çıkmadıgınız surece şerit dejtstircbilirsiniz. Yeler ki dogrultunuzdan üapmaym." Değişkenler ABD'U dıplomatın bu benzetmesindeki modelin içine yerleştirildiğinde nasıl bir durum ortaya çıkıyor? 29 mart belgesi yolun orta seridi olarak alırursa ve ABD'nin düşündüğü gibi şerit değişıirmek serbestse, pekâlâ 29 mart belgesinden sapmak mümkun olabilecek. ABD'li diplomat, bu çıkarsamayı tebessümle karşılıyor. ÜÇ BELGENİN BtRİKİMİ Bu çerçevde, State Depanment çevrelerinde 29 mart belgesinden "üçüncü belge" olarak söz edıldiğini de hatırlatalım. Hatırlanacağı gibi, Türk tarafı kendisine danışılmadan hazırlanan nisan 1985 belgesinin resmi bir nitelik taşımadığını savunuyor. Türk tarafına göre, iki belge söz konusu: 1) Ocak 1985 zirvesinde Kipriyanu tarafından reddedilen birinci belge, 2) Genel sekreterin 29 man tarihinde getirdiği ve aynı şekilde Türk tarafımn oluruna karşılık Rumlarca reddedilen ikinci belge.. State Depanment ise, belgeleri sıralarken, Rumlann kabul edip Türk tarafımn reddettiği nisan 1985 belgesini de hesaba katıyor. Üst duzey bir ABD'li diplomata göre, "Her üç btlgede ortak bir çok unsur mevcuttur. Bugıine kadar söz konusu uç belgeyle önemli bir mesafe kaledflmiştir ve bu sureç kaybedilmemelidir." tkinci belgeyi de hesaba katarak söz konusu ortak unsurlar üzerinde yeni bir çerçeve oluşturulabilir mi? Bu sorunun önümüzdeki dönemde dikkate alınması gerekiyor. Yeri gelmişken, Washington'da son günlerde Denktaş ile Kipriyonu arasında "giindemsiz" ya da "yan gündemli" bir zirveden de sıkça söz edildiğini belinehm. ABD Dışişleri çevreleri ise bu konuda "Eger Denktaş ve Kipriyanu bir zirvede birara>a gelirierse, bu onlann bilecegi bir şeydir. Bu konuda fikir belirtmek bize duşmez" Kitap Şenligi Kongrc'de göndeıne gelmeye devam ediyor. Bdki durum tumuyle Türk tarafımn aleyhine degU, ama tümnyle lefaine de değfl. Kongre'deki hava her iki tarafın da ödünler vemesi gerektigi yolunda. Özellikle Yunan lobisinin etkisiyle Türk askerlerinin dunımu sık sık gündeme geliyor. BeklenÜJer Turkiye'nin asker çekmesi yöniiııde beliriyor. Bu yönde bazı adnnlar atılması Türkiye'yi çok rahatlatacakür. Bu hareketin semboiik degeri büyük olacaklır." özellikle Kongre yetkilileri ile yaptığımız sohbetlerden Kongre"de Kıbns Rum yönetiminin 29 man belgesini reddetmiş olduğu gerçeğı üzerinde fazla durulmadığı anlaşılıyor ya da Rumlann tutumu Kongre'de biliniyor, ancak bilinçli bir şekilde görmezlikten geliniyor. Bir başka deyişle, Türk tarafımn 29 mart belgesine "evet" demekle aldıgı puanlar, ocak 1985 zirvesinde topladığı puanlar kadar yüksek olmamış. Ancak, yine de Kıbns sorununun Kongre'de Turkiye'nin başım eskisi gibi agntmadığı da reddedilemeyecek bir olgu. en azından Turkiye'nin geçen yılı Kongre'de kısmen rahat geçirdiği anla$ılıyor. Bununla birlikte Türk diplomasisinin 29 mart belgesi çerçeyesinde sağladığı kazanımları Washington'da kalıcı kılması güç gözükuyor. Çünkü Reagan yönetimi 29 mart belgesinden adım adım uzaklaşıyor. (Baştarafi 1. Sayfada) saat 11.00'de şenüği tüm kulüp üyelerine ve okurlara hayırlı olması dileğiyle açtı. 9 kasıma kadar sürecek şenlikte imza günleri bugün başlayacak. Bugün saat 16.0019.00 arasında Yalçın Küçük, Yalçın Peksen ve Ahmet Telli kitaplanm imzalayacaklar. Yarın aynı saatte ise Prof. Dr. Hüsnü Göksel, Talip Apaydın ve Şükrii Erbaş'ın imza günleri var. Cumhuriyet Kitap Kulübü'nün Ankara Kitap Şenliği'nde bu yıl dört de panel var. Pazartesi günü yapılacak panel, tiyatro konusuna aynldı. 4 kasım panelinin konusu insan haklan. Panele katılanlar insan haklan ve basın sorununu ele alacaklar. "Gelişen, güzelleşen Türkçemiz" paneline dil ustalanndan bir bölumü katılacak. Son panel ise kitap ve gençlik konusuna aynldı. Kitap Şenliği'ndeki satışlar yüzde 10 indirimli yapılıyor. Cumhuriyet Kitap Kulübü üyeleri için bu indirim, yüzde 20 olarak belirlendi. öte yandan TÜYAP 5. Kitap Fuan'nın konuğu olarak Türkiye'ye gelen Sovyetler Birliği'nin ünlü ozanı Resul Hamzatov, dün lstanbul'da bir basın toplantısı düzenkdi. Gazeteciler Cemiyeti'nde gerçekleştirilen toplantıda Hamzatov'un tercümanlığım, ozanla beraber Türkiye'ye gelen Sovyet Türkolog Vera Feonova yaptı. Hamzatov toplantıda, "tnsanın kendini kötttlemesi kötü bir şey, övmesi de. En iyisi ben size memleketim Dağıstan'ı anlaUjım" diye başladı söze. Dağıstan'da 2.5 milyon insamn yaşadığını söyleyen ozan, her yıl bu sayının birkaç misli kitap basıldığını söyledi. Konuşmasında Sovyet edebiyatı hakkında bilgi veren Hamzatov, "Yüzyılunızda Sovyet edebiyatı banş konusunu temel aJmışbr" dedi. BugUne dek yazarlann pek çok konuda mücadele ettiklerini söyleyen ozan, bundan sonra yazarlann görevinin yeryüzü için, banş için savaşmak olduğunu belirtti. Bu arada S. İstanbul Kitap Fuan, Taksim'deki TÜYAP Ticaret Merkezi'nde açıldı. 60 yayınevinin katıldığı fuar 9 kasıma kadar açık kalacak ve hergün 11.00 20.00 saatleri arasında 250 lira giriş ücreti ödenerek gezilebilecek. CAGOAS vtviMAfiı İlhan Selcuk tan, efektif satışını da 762 lira 44 kuruştan yaparken, dünkü dolar döviz satışmı 739 lira 39 kuruşa, dolar efektif satışını da 746 lira 74 kunışa indirdi. Benzer biçimde, bir özel banka olan Imar Bankası'nın 3 ekimdeki dolar efektif saüş kuru 758 lira 50 kunış, dolar döviz satış kuru da 740 lira 56 kuruş iken, aynı bankanın dün yayımladığı kurlar Merkez Bankası'nın belirlediği düzeye düştü. Son operasyonun bazı çevrelerce "devalüasyon" biçiminde yorumlanmasının Merkez Bankası'nın kendi alım kurunu yükseltmesinden kaynaklandığı sanılıyor. 2. Döviz dengesi: Merkez Bankası'nın üst düzey bir yetkilisi, bankalann döviz varlık ve borçlarıru belirli bir kritere bağlama yönündeki kararını, "dövizde saglara bir yapı kunna" amaa ile açıkladı. Ancak söz konusu karardan, özellikle döviz varlıklarını borçlannın yüzde 75'ine kadar yükseltmekte zorlanacak küçük banTurk tarafımn bu hesabımn tutakalann zararlı çıkacağı belirtilibilmesi, başta genel sekreter olmak yor. Bir kamu bankasımn üst düüzere ilgili bütün tarafların 29 mart zey yöneticisi, karan şöyle yobelgesinde sıkı durmalarıy'.a rumladı: mümkündü. "Merkez Bankası'nın, karan döviz varlıklarını 3 ay içinde yeABD NE KADAR SIKI DURUYOR? ni dış kredilerie artarabilecek büŞimdi, üst düzey bir State Departyük bankalar açısından bir sament yetkilisinin ağzından Reagan kınca yaraünaz. Ama eger küçük bankalar bu oranı tutturamaz yönetüninin 29 mart belgesi konusunda ne kadar sıkı durduğuna larsa yeni döviz tevdiat hesaplabakalım: nna yönelememek zorunda ka"BM Genei Sekreleri 29 mart bdlacaklar. Kanımca döviz tevdiat gesini sundngunda biz, bu planın hesaplannın güçlü bankalarda mnzakereler için bir zemin oluşturatoplanması arzulanıyor." Aynı cagını ummakta>dık. Ancak işlememesinden uzüntü duyuyonız. Zorla banka yöneticisine göre, "döviz dikte eftirilecek çonımierle Kıbns sotevdiat besabı toplama arzusıı kınınunda bir >ere \anJamaz. Turk tanlan bankalann bu tür hesaba rafımn bu belge karşıstnda takındıtanıdıkları yüksek faizden ğı tutumu lakdiıie karşılıyomz. Anvazgeçmeleri" de olası gözükücak, bu (belge>'i kastederek), al, ya da yor. Bu görüşe Merkez Bankası bırak mesdesi degOdir. Tango iki kişi yönetimi de katılıyor. Ue yapdır." Dünya Bankası raporlarında giderek büyümesinden endişe YOLDA GİDERKEN, ŞERİT duyulduğu belirtilen döviz tevdi DECİŞTİRMEK SERBEST ABD Dışişleri yetkilisi bu sözleriyat hesaplanna yönelik talebi kıle Kıbns Rum yönetimi belgeyi karan bir diğer uygulama, "zorunlu bul etmediği için " tangoonn kredi" önlemi ile getirildi. Ban yapüama>acağını" belirtirken, şu kalar, 30 ocak tarihine kadar ka benzetmeyi de yaptı: salanndaki döviz tevdiat hesabı "Büindigi gibi. Kıbnsh Rumlar sotoplamının yüzde 35'i tutarında nınun uluslararası bir konferansta tartışılmasım istiyoriar. Biz ABD takredi açmak zorunda olacaklar. Merkez Bankası yetkilileri, bu önlemi "bankalardaki döviz hesaplannın yine döviz kazandıncı işlemlerde kullanılması" ama(Baştarafı 1. Sayfada) cına bağladılar. Washington arasında bir buna3. SpekUlasyona önlem: Mer iımdan söz edilemeyeceği kaydekez Bankası vadeli döviz alım sadildi. tımında asgari 15 günlük bir süDışişleri Bakanlığı sözcüsü re uygulanması yönünde bir kaYalım Eralp, "Üişkileri daha 1 rar da aldı. Merkez Bankası saglam bir temele oturtma ndan bir yetkili karan şöyle arayışının" henüz sonuçlanmaaçıkladı: dığını belirterek, "tki taraf bir "AJdığımız istihbaratlar bazı anlaşma metni üzerinde görüş bankalann vadeli döviz alım sabirligi sağlamamıştır. Bununla tım kurları ile uyulması gereken birlikte görüşmelerin içinde olMerkez Bankası kur düzeylerini masa da, buna koştıt bazı gelişaşabildiklerini gösterdi. tthalatmeleri izlemekteyiz" dedi. "Göçıya >asal düzeyden daha yüksek rüşmelere koşut gelismelerden" fiyatla döviz satışını, ihracatçı özellikle ABD'den çıkacak yardövizini düşük fiyattan aunaya dımın payları konusunu kasteyönelik spekülasyonlara son verden Eralp, askeri ve ekonomik mek istedik. Bundan böyle 15 yardımın tümüyle hibe şeklinde günlük bir süreden öncesi için verilmesi beklentisini vurgulayavadeli alım satım işlemi yapılmarak, Ankara'nın yaklaşımını yacak." şöyle açıkladı: "Askeri malzeme fazlası Ue ilgili yasanın Silahlı Kuvvetlerimizin modernizasyonuna nasıl ve ne ölçüde yardımcı olacağını bekliyonız. Turkiye'nin ihtiyaç listesi ABD'nin elindedir. Bunun yanısıra, yönetime lanınan yetki uyannca, 490 milyon dolariık •• diyorlar. Ancak, bunu söylemiş olmaları bile, DenktaşKipriyanu zirvesine kapıyı kapalı tutmadıklanm gösteriyör... ZEMİN KAZANCI KONUSUNDA ANKARA YANILIYOR MU? Bu arada, Ankara ve KKTC'nin 29 mart belgesini destekledikleri için çıktıklarına inandıklan "yüksek zemin"in Washington'da samldığı kadar "yüksek" olmadıgı gözleniyor. Aksine, zeminde bir "asınma" göze çarpıyor. ABD Dışişleri Bakanlığına göre, "Kıbns sonınunun kendine özgü bir yapısı var. Devamb aynı yerde oturdugunuz zaman, zemin kaybetmemeniz mümkun degil. Hiçbir şey yapmamak olumsuzlugu berabcrtnde getirir. Bundan dolayı herhangi bir kimsey i soçlamıyonız. Aynca bn durum Turkiye'nin zemin kaybettigi anlamına da gelmez. Ancak hiçbir set yapılmaması, bir noktada kahnması dunımu köralejtirir." ABD Dısışleri Bakariugı, bu "«ŞIBma"yı ustü kapalı ifadelerle ortaya koyarken, Kongre çevreleri daha açık konuşuyorlar. Bu konudaki gelişmeleri yakından izleyen bir Kongre yetkilisine göre, Kongre'deki hava şöyle özetlenebilir: "1985 ocak zirvesinde BM Gend Sekreterinin belgesini destekleyince Türkiye gerçekten de yüksek bir zeraine çıkmıştı. Ancak aradan geçen siire içinde bazı olumlu unsurlar kayboldu. Kıbns sornııu eskisi gibi Yeter ki üretelim! thracatımızın geleceği, iki temel unsura bağlıdır Evrensel bir kalite ve uygun fiyat. Bu iki unsur arasında, enönemlisi elbet kalitedir. Biz, PermaSharp olarak, yıllardan beri tıraş bıçağı ihraç ediyoruz. Hem de, Türkiye'ye tıraş bıçağı satan ülkelere. Üstelik, Turkiye'nin tıraş bıçağı ihtiyacını karşılayabilmek için, yurt dışından gelen taleplerin çoğunu geri çeviriyor ve üretimimizin ancak %40 kadarını ihracata ayırabiliyoruz. Şimdilik! İhracatımızın en önemli kısmı, Amerika, Kanada, İngilteregibi ileri sanayi ülkelerine yapılmaktadır. Kalite üretiyoruz! kalite ABD ile ilişkilerde askeri yardımın, ihtiyaçlanmızı karşılamadığmı da akılda tutarak, tümüyle hibe olmasını istemekteyiz. Ekonomik yardımın da hibe olarak aktanlraası dileğimizdir." FMS borçlannın siünmesi konusunda Arnerikan yönetiminin çalışma yaptığını da anımsatan Yalım Eralp, "Bu çalışmalann olumlu sonuca ulaşmasını bekliyonız" diyerek, Ankara'mn ağırlığmı FMS borçlanrun silinmesinden yana koyduğunu belirtti. ABD'nin Yunanistan ve İspanya ile sürdürdüğü üsler görüşmesinin anımsatılması üzerine "Bizim amacımız, TürkAmerikan ilişkilerini kendi özdeğerleri içinde görebilmek ve ilişkilerini izi saglıklı, geniş bir teraelc oturtmaktır" şeklinde görüş bildiren Eralp, "Başkalannın bizim çıkarlanmızı olumsuz yönde etkilemesini istemek de hakkımızdır" diye ekledi. Turkiye, böylece, savunma ve ekonomik işbirliği anlaşmasının yenilenmesi sürecinde, doğnıdan görüşme yapılmasa bile, mevcut koşullar içinde söz konusu olan askeri ve ekonomik yardım ile FMS borçlarını, aynı çerçevede değerlendirdiği mesajım, ABD'ye iletti. Öte yandan Yunanistan ile Bulgaristan arasında imzalanan saldırmazlık paktını, "Atına'nın kendi bilecegi bir iş" olarak değerlendiren NATO Başkomutanı Bernard Rogers'a Ankara'dan eleştiri yöneltildi. Dışişleri, Bernard Rogers'ın görüşlerine katılmadığını açıkladı. l.Ü Hukuk Fakültesi'nden aldığım şebekemi ve pasomu kaybettim. Hükümsüzdür. FAHRİDOĞAN Uç Ermeniye * Bir haftada 1. basısı tükenen kitap Bası Ederi: 880 lira (KDV içinde) Çağdaş Yayınları Türkocağı Cad. 3941 Cağaloğlu İstanbul (Baştarafi 1. Sayfada) Kırca aynca "Kanada'da ölüm cezası yok. Jiirinin hükmu üzerine tedhişçilik en büyük cezaya çarptınlmış bulunuyor, cezada tedhisçilerin 25 yıl af kapsamına alınmamalarını getiren büküm olmakla beraber, suçlulann i>i hai gostenneleri halinde maalesef 10 yıl sonra salıverilmeleri de mümkun" dedi. Geçen yıl meydana gelen olayda Ermeni teröristler güvenlik görevlı»i Claude Bnıneliryi oldurmüş, ıçeriye bomba atmışlardı. Büyükelçi bu sırada binanm ikinci katından bahçeye atlayarak teroristlerin elinden kurtulmuştu. PERMASHARP
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle