10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER de, kemiginde duymaktadır. Bu degisikligin nedeni nedir? Terörü alt etme siogam altında, yenfleşme isteyen tüm güçlere ve özgürlüklere yöneltilen saldınyla, dini gericiliğin tırmanışı arasuıda kopmaz bir bag vardır. Solun rjastınldığı koşuUardan gericilik fışkırmıştır. Her türlü demokratik örgütlenme tırpanlanırken, camiler birer parti merkezi gibi çalışmaktadırr Ve daha aşağıda şöyle denmekte: "Dincilerie iktidar arasındaki bir çelişmenin varlıgı, demokrasi yanlısı güçlerde, dinci çevreleri demokrasinin müttefiki olarak degerlendirme yanılgısını doğurmamalıdır. Çünkü dinin hükümleri demokrasinin karşıtıdır." Gene o dergideki "Cnmhnriyet İdeolojisi ve Din" baskklı yazısında Doğu Perinçek, aynı konuyu enine boyuna işlemekte. Yazının başlığından da anlaşılacağı üzere, dinci dünya görüşü, Cumhuriyet'in ideolojisi ile ister istemez çatışma durumundadır. Burada önemli olan, laikliği, dinin siyasetten aynlması gibi dar bir anlamda yorumlamanın yanlışlığıdır. "Dini ideolojinin tekçi karakteri, monolitik bir toplumu öngörür, Tann'nın iradesi mutlakür ve biricik dognıdur. tslam, siyasal rekabet ve çoğulculugu, sonuç olarak, "Allaha şirk koşmak" ve rafizilik olarak gördüğü için, her türlü muhalefeti ezmeyi meşru sayar. Bu nedenle, laiklik, muhalefetin özgürce örgütlenebildigi ve siyasal faaliyette bulunduğu, bütün toplumsal güçlerin siyaset platformuna çıkabUdigi, çogulcu demokratik bir tophun yaratmanm ideolojikkültürel iklimini oluştunır." Demek Iaikliğin bulunmadığı yerde demokrasi kurulamıyor. Bizim yakın tarihimiz bunun öğretici örnekleriyle dolu. Atatürk iki kez çok partili döneme girmeyi denedi; başarısızlık, bu iki denemede de, din sömürüsünden, başka bir deyişle, dinsel dünya görüşüne bütün toplumsal alanlarda yer açılmasından doğmuştu. İsmet İnönü, iktidarı, Demokrat Parti'ye bırakırken, Celal Bayar'a, Iaikliğin korunup korunamayacağını sorar ve ondan "bir Atatürkçü olduğu" yamtını alır. Ama 1950'deki çok partili düzene, ezanın Arapçalaştırılması ile girilmiştir: Halka din lazım, bize para. Bu düşünüş ve uygulama Batı sömürgeciliğinin de ilkesi oldu hep. Sömürgeciler, girdikleri her ülkede dinsel inançlan korumuşlar, desteklemişlerdir. Osmanlı devletinin batışında da böyle oldu bu; din adamı, sömürgeci ile birleşip Mustafa Kemal'i ölüme yargıladı. Bir başka mektup da okurumuz Yılmaz Idil'den. Sayın Idil, 4 Nisan 1986 tarihli mektubunda diyor ki, "„. Bugünkü yannızdaki 'uygulayırn' sözcüğü bu yazıyı yazmama neden oldu. 'Teknik'in karşılığı olan bir sözcük dilimizde var ve de kullanılmakta. 'Yordam'. Evet, yordam, teknigin tam tamına karşıhğıdır. Galiba taramacüann gözünden kaçmış. Anadolu'da dükkân ve işliklerde teknik anlamında kullanılan bu sözcük, öyle sanıyorum ki, 'yormak' kökünden gelir. Yormak, yonımlamak sözcükleri anımsansın. Nedir tanınu? 'Düşünceleri ve olguları bir belli amaca göre düzenlemek', diyebiliriz. Ya yonımlamak? Düşünce yv da işlemi belli bir amao üretmek ya da oluşturmak için düzenlemek. Buradan 'teknoloji' için 'yordam bilgisi' ya da 'yordam bilim', 'teknisyen' için 'yordamcı', teknik araştırmacı için *yordam arayıcı' sözcükleri türetilebilir. 'Uygulayım' bu tanımlara ulaşamıyor. Bir kez, teknoloji yalnızca 'uygulama' değil. L ygulamanın 'nasü'ı. tngiliz bunu kendi diline 'knowhow' diye katmış. Uygulama, yorumlamanın, ya da yordamlamanın bir bölümü, bepsi degil." Eski Dil Bayramı dolayısıyla yazdığım yazıda, özleştirmeciliğin halkımıza mal olduğunu, başanya erdiğmi, ne yapıürsa yapılsın bu gidişin önü alınamayacağını söylemiştim. Sayın Idil'in mektubu da bunu doğruluyor sanınm. Diyeceğim, Türkçeleştirme, birkaç siyri akıllının ortaya çıkardığı bir moda değildi; Araplaşmak isteyenler dışında bunu herkes anladı, sağduyusuna uygun buldu. Bakın, Sayın Idil daha aşağıda ne diyor: "Bilim dildir diyebiliriz. Dil, özyapısının mantıgı içinde gelişince, sözcükler ile olgular arasındaki mantık bağı daha kolay oluşur. Öyle ki, tümceler, birer matematik formüiü gibi, olgulan çok daha rahatlıkla insanın düşleminde (hayalinde) oluştururlar. Türkçemiz, olumlu bijim için çok yatkın. Yapısı öyle. Örneğin, düs, düşünmek, duşlemek, düşün vb. sözcükleri, olgular ile bunlann beyinsel yankılan arasındaki ilişkileri ne güzel yansıtıyor! Bu olanak varken "aydın"larımız yüzyıllarca "lisanı Arabi" ve de "kelimatı Farisi" Ue niçin zaman öldürmüşler, anlaşılmaz. Hâlâ aynı aymazlığı sürdürenlere ne demeli?" Sanınm baştaki konu ile bu konu arasında bir yakınlık var. 17 EKİM 1986 tki Mektup ve Sorunlam MELİH CEVDET ANDAY Okurumuz. A. Aşıcı'dan bir nektup aldtm. Çoğaltümış olduğunu gördüğüm bu mektubun başka yazarlara da gönderildiğini sanıyorum. Sayın Aşıcı mektubuna "Türk ulusunu bekleyen böyük tehlike'' başlığını koymuş; bu büyük tehlike, ona göre, Siyonizmden ve Araplarla, Acemlerden kaynaklanmaktadır. Osmanlı devletinin yıkıüşı, Türklerin devlet yönetiminden zaman la uzaklaştınlmalan ile başlamıştır. Şöyle diyor Sayın Aşıcı, "Osmaniı devletini yıkan temel •eden Türklerin benliklerini yittocrek Araplaşmalandır. Türkiye Cumhuriyeti'ni yıkacak neden de bu olacaktır. Çünkü Türkiye Cumburiyeti de Osmanlılar gjbi Araplaşmakta. daha dognısu Araplaştınlraaktadır." Arabın din dışı bir kültürü olmadığına göre, buradaki "Araplaştırılma" sözcüğüne "dinseUeştirilme" anlamını vermek yanüş olmaz sanınm.Türkiye Cumhuriyeti'nin laik karakterine Araplardan ve Acemlerden gelen yenneleri ve içerdeki laik karşıtı etkinliklerin günden güne hızlandığıaı göz önüne alırsak, okurumuzun bu savda hiç de haksız olmadığı görülür. Bu bakımdam mektupta yazılanlar ilgimi çekti, okumayı merakla sürdürdüm ve laikliği yok etme çabaJannın demokrasi ile nasıl çatıştığıru anlatan yere gelince, bu sorunu bir yazı ile ele almayı uygun buldum. Şöyle diyor Sayın Aşıcı: "Semavi dinlerin anası olan Musevilik ile onun türevi olan İslamlık, laikHkk bagdaşamaz. Çünkü gerek Hazreti Musa, gerek Hazreti Muhammet bem din, hem de devlet Iturmuşlardır. Yani her ikisi de devletlerini kurarken, devleüerinin iskeletini pozitif bilimle degil, din Ue önniişlerdir... Atatttrk ise kurduğu Türkiye Cumhuriyeti'nin iskeletini pozitif büimk önnüştür. Aydm, pozitif bilime inanan adamdır. Din adamı aydın ohnadıgından, dinlerin yönetimindeki devletler çağ dışına düşerler ve yaşayamazlar. Zira din adamına dnşünmek yasaklannuştır. Onun kendi düşüncesi yok, dini vardır. Dini düşünme her şeyi düşünme demektir. Ayet 'Sİ2 düşünmeye ve anlamaya değil, inanmaya mecbursunuz5 der. Aydın ise hiçbir diişünce yasagı taşımaz. O düşümnekte tamamen ozgürdür, her şeyi düşünerek, tartışarak, eleştirerek, kanıtlavarak bolmak ve uygulamak zonındadır... Üstelik dinle demokrasi de bağdaşamaz. Çünkü demokrasi, düşünme özgürlügü temeiine oturur." Atatürk devrimleri, düşünme özgürlüğünü baskı altında tutmaya, hatta onu bütün bütün ortadan kaldırmaya yönelik dogmaları ve gelenekleri yok etme savaşımı diye tanımlanabilir. Bu bakımdan, "Atatürk'ün giinünde demokrasi var mıydı?" sorusunu sorarak, baskı yönetimini doğallaştırmak, yasallaştırmak isteyenler yanılmaktadırlar. Atatürk, demokratikleşmenin koşullannı hazırlamak ardında idi ve bu erekle, kafalan tüm baskılardan kurtarmak istiyordu. Demokrasiyi, dinin buyruklanna açık bir çok parti düzeni gibi görmek, gerçekte ne çok particiliktir, ne de demokrasi. Son sayısını (Ekim) evrim kuramırun çeşitli yönlerden incelenmesine ayıran Gökyüzü dergisi de bu konuda okurumuzun düşüncelerine koşut doğruları yetkinlikle ortaya koymaktadır. Evrim kuramı, dinle olumlu düşüncenin bağdaşmayacağını göstermiş ve göstermekte olan çok önemli bir ömektir çünkü. Dogmalan uste çıkaran bir eğitim ve her alanda dinsel inançlan temel sayma anlayışına dayalı bir yönetim gittikçe yayılarak sürdükçe, demokrasiyi aramak boşuna olacaktır. Gökyüzü dergisinin başyazısından şu sözleri birlikte okuyaiım: "Universite koridorlarında yüzlerce genç insanın namaz kılması, 80'ler Türkiyesi'nin olağan manzaralan haline geldi. Pratik amacı güç gosterisi olan bu görüntüsel boyutun arka planı ise daha ürkütücü. Anayasa fle güvence altına alınan zorunlu din dersleri dini uygulamaya dönüşmüş, dini ideoloji yalnızca derslerin sınırlan içinde kalmayıp bütün eğitim sistemine yayılma yolnna girmiştir... Kısacası, bugünun Türkiyesi'nde genç insanlar dini dogmalann baskısı altında, gericiliğin kıskacı içindedir. Yaşamın her alanında, her yerde dini kurallann baskısını etin PENCERE Yine Otomobilİş ve Erdemir Emekçileri... Zonguldak'ta hem acı, hem güiünç bir olay yaşanıyor; bütün Türkiye emekçilerinin içinde yaşadıklan derin çıkmazı vurgulaması bakımından çarpıcı bir olay... Erdemir'de (Ereğli DemirÇelik Tesisleri) çalışan binlerce işçi, 12 Eylül'den bu yana (demek ki yaklaşık yedi yıldan beri) toplusözleşme masasına oturamıyor. Olayın nedenleri belli.. 12 Eylül yönetimi sermayeden yana ve emeğe karşı bir yörüngeye oturtulduğundan.ilk aşamada bütün sendikal etkinlikleri yasaklamıştı. Bu süre aşağı yukarı iki buçuk yıl sürdü. 1983 mayısında yeni sendikal yasalar çıkanldı; işçihaklan büsbütün kuşa çevrildi. Ancak (ne kadar kısıtlı olursa olsun), yeni yasal koşullar altında da işçiler örgütlenmek Istediler, Otomobilİş Sendikası bu amaçla kurukju; toplusözleşme masasına oturmak için gerekli girişimleri yaptı. Ama özal yönetimiyle mahkemelik oldu. Davalar birbiri ardına zincirleme sürdü; 1986 yılının ekim ayındayız, Otomobilİş Sendikası'nın son davasına Zonguldak Birinci İş Mahkemesi'nde bakılıyor. • Bu köşede daha önce (13 Eylül 1986'da) olayı sergileyen bir yazı yayımlanmıştı. Eksik olmasın, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı konuyla ilişkili bir mektup gönderdi; Sayın Mustafa Kalemli'nin açıklamasını dün yayımladım. Sayın Bakan üç yıldan bu yana Otomobiliş'le süregelen davalarının dökümünü yapıyor ve özetle diyor ki: Bakanlığımın çalışma hayatıyla ilgili her eylem ve işleme mahkemeterde itiraz etme hakkı vardır. Gerçeğı ve doğruyu mahkemeler saptayacaktır. Ne var ki bizim Otomobiliş'e ilişkin yazımızın konusu mahkeme kararları değildir. Yaşanan olay güiünç ve acı boyuUara ulaşmıştır. Dosya üstüne dosya, dava üstüne dava sürüyor. Binlerce evrak o mahkemeden bu mahkemeye gelip gidiyor; Yargıtay, Danıştay, İş Mahkemeleri, Bakanlık yetkilıleri ve hükümet kararnameleriyle büyüyen sorun yıllardan beri sürüyor; ama, Erdemir'de binlerce işçi toplusözleşme masasına oturamıyor. Sayın Mustafa Kelamli'ye bu köşeye açıklama yolladtğı için teşekkür ederim; ama danlmasın, aynı dili konuşmuyoruz: anlaşmamıza olanak yok; Sayın Bakan, patronların diliyle konuşuyor; ben emekçinin derdini dile getirmeye çahşıyorum. Bu ayrılığın da şaşılası bir yanı yoktur; bir politikacı sermayeden, bir yazar emekten yana olabilir; bu aynm doğal karşılanmalıdır. Bugün yürürtükteki yasalan sağcı bir askeri darbenin sermayeden yana konseyi hazırlamışsa, kuşkusuz işçi yararına kurallar getirmez. Bu da doğaldır. 12 Eylül'le kurulan Milli Güvenlik Konseyi'nin yaptığı sendikal yasalar, emekçinin hak ve özgürlüklerini neden korusun? ANAP büyük holdinglerin partisi değil mi? Sayın özal daha önceleri neredeydi? Sabancı'nm koordinatörü patron sendikası MESS'te yönetici, sermayeden yana askeri yönetimin Devlet Bakanı; özal'ın siyasal kimliği açık değil mi? Sayın özal Türkiye'de işçi ücretini Asya ülkelerinden daha aşağıya düşürmek. ve yabancı kumpanyalara ülkemizde "ucuz emek cenneti" yaratmak amacıyla iktidara gelmedi mi? Sayın Mustafa Kalemli, Türk işçisinin ücretini "100 dolann altına düşurmeyi başaran" hükümetin bakanı değil midir? Bakanla, Erdemir işçisinin haklarını konuşuyoruz; ama, iki. ayrı dilden konuşuyoruz. • Erdemir'de Otomobilİş Sendikası'nın haklı davasında ayrırv tılara girmek, gerçekleri bürokratik lâfazanlıkla örtmek demektir. Yıllardan beri toplusözleşme masasına oturmak için çileli ve büyük bir direniş gösteren Erdemir emekçilerini desteklemeK, gerekiyor. Bu destek nereden gelecek? Gökten inmeyecek bu destek; ülkemizde en yaygın örgüte sahip görülen, seçimlerde en çok oyu toplayan sol partiden gelecek. ŞHP'nin davaya sanlması gerekiyor. Diliyorum ki Otomobilİş yalnız kalmasın, holding iktidarının baskıları altında ezilmesin, haklarını savunacak yandaşlarla dayanışma gerçekleşebilsin. EVET7HAYIR OK'EOf AKBAL vacancy WEARESEEKING AN Kâmran Yüce'yi Anmak... ukJügü günün gecesi TV 2'nin ekranındaydı. Her zaman üstlendiği bir rolde: Yaşlı adam rolünde... Gencecik yaşından beri hep yaşlı rollerine çıkardı. Dublajlarda da sesini perdedeki yaşlı kişilere verirdi. Oysa çok gençti daha, Edirne yolundaki korkunç kazada son soluğunu verirken bile genç sayıiacak bir yaştaydı. Kâmran Yüce'yi de yitirdik işte!.. Bu yıl tam bir şair kırımı yaşadık. Yüce de trafik kazasında gitti aramızdan... 60 yaşındaydı, sanatının en okjun dönemindeydi. ölüm, herkesi bir yerde bekler, ondan kaçamazsınız. Yüce'yi de Çortu yakınlarında bekliyormuş! Sanat uğruna yaşanmış birömür. Sahnede, perdede, bambaşka yaşantılarda kendini duyrnak. Değişık kişilikleri duyurmak... Otuz yılını sahneye vermek... Kent yaşantısının dağdağası içinde irtsanlar en yakın dostlarını bile yeterince göremiyor. Sık sık görüşüp söyieşemiyor. Ancak kısa gezilerde gerçekleştirebiliyorsunuz bunu. 1977'de Antalya Fılm Festivali'nde bir hafta beraber olmuştuk. Toplantılar, yemekler. kısa gezintiler . O günleri anımsatan resimlere bakıyorum. Her zamanki ince gülümseyişi, insanca dostluğu kağrt üstünde bile belirgin. Şiirie başladı sanat yolculuğuna. 'Ben akiörüm' şiiri Yüce1 yi en iyi tanıtan bir parçadır. 1955'te "Gölge" 1962'de "Soyunuk", 1971'de "Güneş ybrgunu Atlar." Tiyatro ile şiiri bir arada yasadı. Ama tiyatro zamanını daha çok alıyordu. Üstelik ortağı olduğu tiyatronun yönetiminde de görevliydi. Zaman zaman telefonu açar, yeni bir oyunu izlememi isterdi. Coşkulu, sanat vurgunu bir kişi... Sürekli çalışan, yarariı işler yapmak isteyen bir insan. Yalnız sanatta değil, yaşamda da hiçbir zaman boş durmadı, hep bir şeyler kurmak, yaratmak istegiyle doluydu. Askerlik görevini öğretmen olarak yerine getirdiği Maraş'ın Uncular köyüne bir okul yaptırmak için nasıl çaba harcadığını anımsıyorum. Bu konuda soyle diyordu: "Kbye gelince, okul binasını bulamadım. Bana ufacık bir odayı gösterdiler, işte burası dediler. 100 haneli, beş yüze yakın nüfuslu bu köyde gördüğüm, bana tipik Anadolu köyleri hakkında duyduklanmı habriatb. İhmal edilmiş bu köyden bazı kendini beğenmişler gibi başka bir yere veya vilayet merkezine naklimi düşünmedim. Burası da vatanın bir köşesi olduğuna göre buraya eibet de bir hizmet yapacaktım. Köylüleri topladım, durumu anlattım. Muhtarın ilk işi itiraz oldu. Köylüler de 'Fakiriz hocam, ama çalışınz' dediler. işte bunun üzerine Milli Eğitim Bakanlığı ile temasa geçip araçları sağladım. Bazı yazar arkadaşlarım, bu arada özellikle llhan Selçuk ve Çetin Altan desteklediler. Netice olarak da yurdun dört bir köşesinden yardım geldi." Bilmem, Uncular köyünde, Kâmran Yüce'nin girişimi, çalışfhası sonucu kurulan ilkokulda bir saygı duruşu yapıldı mı? Yoksa Kâmran Yüce'nin anısı çoktan unutulup gitti mi? Ama onu anımsayanlar, "Buraya genç bir tiyatro oyuncusu öğretmenlik yapmaya geldi, bu okul binasını yaptırdı, çok iyi bir insandı, hepimizin dostu, arkadaşıydı" diye anısını sevgi ve saygıyla ananlar da vardır diyorum kendi kendime... "Ben aktörüm" diyordu o kısa şiirinde. Oyuncu diyoruz şimdi biz aktöre... Oyuncu... Yaşamda herkes bir oyunda oynuyor. Kendi oyununda. Ne zaman perdenin kapanacağını bilmeden oynuyor. Kâmran Yüce için son perde, Çorlu yolunda indi. Bir daha açılmamasıya... Kâmran Yüce'nin yakınlarına, sevenlerine, dostlarına başsağlığı diler, geçirdikleri bu korkunç kazayı oldukça hafif atlatan Yıldız Kenter ve Şükran Güngör'e sağlıklar dilerim. ENTHUSIASTIC DYNAMIC PRESENTABLE FEMALEANDORMALE OFAGE MAXIMUMTHIRTY FOR INCORPORATED COMPANY MANAGEMENT SECRETARY P0STWITH AGOOD SALARY AND PREMIUM OUR İNTESTÜRKİYE İNŞAAT VE 1TESİSAT MÜTEAHHİTLERİ İŞVERENSENDİKASI BAŞKAIMLIĞI'NDAN GENEL KURUL TOPLANTI ÇAĞRISI Sendikamızın 16. Olağan Genel Kurul Toplantısı; MÜZAKERELERİ, 8 Kasım 1986 Cumartesi günü saat 13.00'de TİSKTÜRKİYE İŞVEREN SENDtKALARI KONFEDERASYONL TOPLANTI SALONLNDA Meşnıtiyet Cad. No: 1 K: 4 KıalayANKARA TEL: 18 32 17 18 32 18 18 96 84 adresinde. coğunluk olmadığı takdirde 15 Kasım 1986 Cumartesi günü saat 13.00'deavnı verde. SEÇİMLERİ, 9 Kasım 1986 Pazar gunü saat 09.00'da Sendikamızın yeni merkezi olan, İNTESTÜRKİYE İNŞAAT VE TESİSAT MÜTEAHHİTLERİ İŞVEREN SENDİKAS1 Ahmet Mithal Efeodi Sokak No 21/2 ÇankayaANKARA TEL: 39 17 1213 adresinde, çpgunluk olmadığı takdirde 16 Kasım 1986 Pazar günü saat 09.00'da aynı yerde, gelecek üyelerin huzuru ile yapılacaktır. Sayın üyelere duyurulur. GÜ.NDEM: A MÜZAKERELER 8 Kasım 1986 Cumartesi günü saat 13.00 veya 15 Kasım 1986 Cumartesi günü saat 13.00 1 Yoklama yapılması ve açılış 2 Başkanlık divanı seçimi 3 Yönetim Kurulu raporunun okunması ve ibrası 4 Denetim Kurulu raporunun okunması ve ibrası 5 Bütçenin okunması ve kabul edilmesi 6 Tüzük değişikliği incelenmesi ve kabul edilmesi 7 Üye ayhk aidatlarının tesbit edilmesi 8 Batı Avrupa Inşaat ve Tesisat Müteahhitleri Işveren Sendikalan Topluluğuna üye olunması 9 Sendikamıza üye kaydedilmesi ve Sendikamıza ilgi göstermeyen üyelerin durumlarının incelenmesi 10 Sendikamızın günün gerçeklerine göre teçhizatlandırılması ve teşkilatlandınlmasının görüşülmesi ve karara bağlanması 11 Yönetim, Denetim ve Disiplin Kuruluna secilecek asil ve yedek adayların tesbit edilerek, seçimler için kanunun öngördüğü hazırhklann yapılması ve aday listelerinin Başkanlık Divanınca Çankaya İ. llçe Seçim Kuruluna bildirilmesi 12 Dilekler. B SEÇİMLER 9 Kasım 1986 Pazar günü saat 09.0017,00 veva 16 Kasım 1986 Pazar eünü saat 09.0017.00 1 llçe Seçim Kurulunun toplanması 2 SEÇlMLER'in yapılması 3 Kapanış. A GOOD C0MMAND IN TURKISH ANO ENGLISH LANGUAGES WITH AZ KEYBOARD TYPING ESSENTIAL PLEASE APPLY IN WRITING WITH A PHOTOGRAPH GIVING CURRICULUM VITAE TO P.O.B. 618KARAKOY'ISTANBUL IMPORTANT: MALE CANDIDATES MLST HAVE COMLETEDTHEIRMILITARY SERVICE DUYURU GÜNEY EGE LİNYİTLERİ İŞLETMESt MÜESSESESİ MÜDÜRLÜGÜNDEN MUHTELİF MALZEME SATINALINACAKTIR Müessescraiz ihtiyacı aşagıda ayrıntıL durumu gösterilen malzeme şartnamesine göre kapalı zarfla teklif alınmak suretiyle satınalınacaktır. 1 Yapüacak ihalelerin konusu, dosya işareti ve en son teklif verme tarihieri karşılarında göstenlmiştir. MılzemenİD dasi: Dosya oo: Miktan ACIKAYBIMIZ Rize eşrafından merhum Zihni Başar ve Avniye (Zırh) Başar'ın kızları; Tanju Murtazaoğlu ve Ulkü özmete'nin kızkardeşleri; Onur Ketenci'nin sevgili annesi, ÇayKur Başmüfettişi Maksut Ketenci'nin sevgili eşi, ÇayKur ve Rize Barosu avukatlanndan; tbtle Urihi Caterpıllar, Champion 839.GELİS/86441 26 kalem 3.11.1986 Greyder ve Terex yedekleri 2 Komple Tubless Lastik yara tamir presi 90068.GELİY/86270 1 Adet 5.11.1986 2 lhalemize katılmak isteyen isteklilerin kapalı zarf içerisindeki fıyat teklif mektuplarını, zarfın üzerine dosya işareti, işin konusu ve ıhale tarihi yazılmak suretiyle, beürtılen ihale günü en geç saat (15.00)'e kadar Müessesemiz Genel Muhaberat servisine vermiş olacaklardır. 3 Teklif zarflan ihaJenin yapılacağı günde ve saat (15.30) da Müessesemiz Satınalma Komisyonu huzurunda açılacakur. 4 Bu ışlere ait şannameler; a) Ankara'da TKİ Genel Müdürlüğü (Satınalma Dairesi Baskanbgından.) b) lstanbul'da TKİ Satınalma Müdürlüğunden (Merkez Efendi Baüklı Yolu "Atatürk Öğrenci Sitesi Karşısı" Zeytinburnu.) c) Mugla'da Müessesemiz Ticaret Şube Müdürlügü'nden (Orhaniye Mahallesi lsmet Çatak Caddesi No: 1) Dilekçe ve (1.000.) TL. karşılığında temin edilebilir. 5 Postadaki gecikmeler dikkate alınmaz. 6 Müessesemiz 2886 sayılı kanuna tabi değildir. Basm: 29443 Avukat IŞEVSU KETENCt 15.10.1986 günü vefat etmiştir. 17.10.1986 cuma günü Rize Orta Camü'nde kıhnacak öğle namazından sonra Çayeli'ndeki aile kabristanlığında toprağa verilecektir. Allah rahmet eylesin. EŞİ: MAKSUT KETENCt KIZI: ONUR KETENCt İMZA GÜNÜ TEŞEKKÜR Geçirdiğimiz trafik kazası sonrası tedavileritnizi üstlenen ve üstün gayretle sağlığımıza tekrar kavuşmamızı sağlayan Geübolu Askeri Hastanesi Tb. Bn. Sayın OP. DR. GÜLTEKİN ÇALIŞKAN'a Tb. Tgb. Sayın OP. DR. GIYASETTIN KESKİN'e, Tb. Tgm. OP. DR. BÜLENT OKTAY'ya, Hariciye Servisi'nin tüm personelini ile Başhekim Albay Tb. ALİ İHSAN CİVANER'e teşekkürü borç biliriz. B. HİLAL VE MUSTAFA YÜZÜAK GELtBOLU TÜRKİYE DENİZCİLİK İŞLETMELERİ GENEL MÜDÜRLÜGÜNDEN Teşekkülümüze ait "EskihisarTopçular Iskeieleri Elektronik Ücret Toplama kabinleri ve kabin kontrol binaları inşaatı" işi, birim fıyat esasına göre kapalı zarfla teklif alınmak suretiyle eksiltmeye çıkarümıştır. İşin ilk keşif bedeli 100.000.000^ TL. olup, geçici teminatı 5.000.000^ TLMır. Bu ise ait ihale dosyası, Denizcilik Bankası T.A.Ş. Genel Müdürlüğü'nün (Eminönülstanbul) bulunduğu binanın 4. katındaki İnsaatEmlak Dairesi Baskanlığf nda incelenebilir. Ancak ihaleye teklif vereceklerin (KDV hariç) 10.000^ TL. bedel karşılığında dosya satın almaları şarttır. İhalej'e iştirak sanları, dosya içindeki eksiltme şatnamesinin 5. maddesinde mevcuttur. Kapalı teklif zarfları 27 Ekim 1986 günü saat 12.00'ye kadar yukanda yazılı adreste bulunan InşaatEmlak Dairesi Başkanlığı Yazı Işleri ve Haberleşme Şefliği'ne makbuz mukabili teslim edilecektir. Postada vaki olabilecek gecikmeler dikkate alınmaz. Teşekkülümüz, 2886 sayılı ihale kanununa tabi olmayıp ihaleyi yapıp yapmamakta veya dilediğine yapmakta tamamemen serbesttir. Basın: 29311 DOĞU PERİNÇEK "OSMANLI'DAN BUGÜNE TOPLUM VE DEVLET" 17 Ekim Cuma, 1619 Akademi Kitabevi Nişantaşı T.C. BOLU SULH HUKUK MAHKEMESİ İLAN Sayı: 1986/350 Davacı Hamiyet Seçkin, vekili Av. tlhami Candemir tarafından davalılar Hacı Hüseyin vs. aleyhlerine mahkememize açüan Bolu Büyökcami Mah. Yemeniciler mevkiinde pafta 5, ada 64, parsel 13'te ! kayıtlı 17 ra miktarındaki dükkân hakkında açılan tzalei şuyu davasının yapılan açık duruşmaları sırasında verilen ara kararı gereğince. Bu davada davalı olan ve adlanna davetiye çıkanlan llyas Akat, Hatice Akaı ile Emine Alpaslan'a duruşma giinünü bildirir davetiye dava dilekçesi Ue birlikte tebliğ edilememiş ve tebligata yarar açık adresi de tüm araraalara rağınen tespit ediiememiştir. Davalılar llyas Akat, Hatice Akat ve Emine Alpaslan'ın davaya karşı diyeceklerini bildirmek üzere dunışmanın bırakıldığı 21.10.1986 günü Bolu Sulh Hukuk Mahkeraes: duruşma salonunda bizzat hazır bulunmalan veya kendilerini bizzat bir vekille temsil ettirmeleri, aksi halde duruşmanın gıyaplannda sonuçlanacağı hususu davetiye yerine kaim olmak olmak üzere ilanen tebliğ olunur. 1.10.1986 SIMRLI SORUMLU DEMİRCt KÜÇÜK SANAYİ StTESİ YAPI KOOPERATtFt BAŞKANLIĞI'NDAN Sanayi ve Ticaret Bakanhğı'nın kısmi kredi dcsteğı ile kooperatirımizin sorumluluğu altında yapılacak olan 81 işyeri, çırak okulu ve sosyal (esislerden mütcşekkil küçük sanayi sitesi inşaatı, Bayındırlık ve tskan Bakanlıjı birim fiyaılan ve 8/2574 sayılı kararnamcye tabi olmak kaydıyla kapalı zarf usulü ile ihaleye çıkarılmışıır. 1 • İhale, 4 11 1986 günü saat 9.30'da Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'nda yapılacaktır. 2 Söz konusu işin 1986 yılı birim nyatlarına göre kesif bedeli 470.000.000TL. olup adı geçen iş için ilgıli kooperaıife hitaben alınacak limit için geçici teminat 14.100.000 TL. sidir. 3 İhaleye katılmak isteyen istirakçiler ihale dosyasını kooperatinmizin sanayi çarşısı Belediye Dü|ün salonu altı Demirci/Manisa veya T. Halk Bankası A.Ş. Genel Müdürlüğü Satın Alma ve Satma Komisyonu raportörlügü Sıhhiye / Ankara adıesinden 100.000. TL. bedel mukabili makbuz karşılığında temin edebilirler. 4 Istirakçilerin ihale dosyasında belinilen şartlann yanı sıra en az işin kesif bedeli kadar (b) grubu muteahhitlik karnesi ile keşif bedelinin yansı kadar benzer ve resmi bir işi müteahhit sıfatıyla biıirdijine dair iş bitirme belgesinin aslı ile bu belgeyi teşvik edici hakediş ve kabul tutanaklarını beraber ibraz etmeleri gerekmekıedir. 5 a) İhaleye katılmak isteyen işlirakçilerin yeterlilik belgesi başvuru dosyalarını içindeki evrakları belınilen dizi pusulasını da ihtiva edecek şekilde en geç 27.10.1986 günü saat 17.00'yekadar firmayı temsile yetkili şahısça imzalı dilekçe ile kapalı zarf içinde, b) Yeterli görülen fırmalardan ihaleye katılacaklann eksiltme ve özel idari sanoaınede mevcu! açıklamaya göre hazırlayacaklan teklif mektuplarmı 4.11.1986 günü saaı 9.00'a kadar firmayı temsile yetkili şahısça, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı (a) Blok 4. Kat 421 Nolu odasında toplanacak ihale komisyonu başkanlıgına dosya alındı belgesi karşılığında teslim etraiş olmaları gerekmekıedir. 6 Yeterlilik belgeleri 31.10 1986 gününden itibaren kooperalif başkanlığımız tarafından verilecektir. 7 Kooperatifîmiz ihale kanununa tabi olmadığından komisyon yeterlilik belgesi verip vermemekte ve ihaleyi yapıp yapmamakıa ertelemekıe veya dilediğine vermekte serbesttir. 8 Postadaki vaki gecikmeler ve telgrafla yapılan başvurular kabul edilmez. Keyfıyet ilan olunur. NOT: Yettrtilik belgeleri ve Ihıle dosyısı ile ilgili olarak S»n«yi ve Tlcarat Bakanlığı'na hiçbir başvunıdı bulunulmıyacaktır. DUYURU GÜNEY EGE LİNYİTLERİ İŞLETMESİ MÜESSESESİ MÜDÜRLÜĞUNDEN 50.000 TON STABİLİZENİN TEMİNİ, NAKLİ, YÜKLEME, BOŞALTMA VE DEPOLANMASI YAPTIRILACAKTIR 1 Müessesemiz Yatağan bölgesi açık ocak sahalarında 50.000 ton stablize temini, nakli, yükleme, boşaltma ve depolanması işi şartname dahilınde yaptırılacaktır. 2 Konu ile ilgili kapalı zarf içerisindeki fiyat teklif mektupları en geç 31.10.1986 günü saat 15.00'e kadar müessesemiz genel muhaberatına verilmiş olacaktır. 3 Teklif mektupları aynı gün saat 15.30'da Müessesemiz Satınalma Komisyonu ve iştirak edenlerin huzurunda açılacaktır. 4 Bu ise ait şartnameler; a) Ankara'daki TKİ Genel Müdürlüğü Satınalma Dairesi Başkanlığından, b) İstanbul'daki TKİ Satınalma Müdürlügü'nden (Merkezefendi Balıklı Yolu "Atatürk öğrenci Sitesi Karşısı" Zeytinburnu / İSTANBUL c) Müessesemiz Ticaret Şube Müdürlüğunden (Orhaniye Mah. lsmet Çatak Cad. No: 1) dilekçe ve 1.000 TL'sı karşılığında temin edilebilir. 5 Postadaki gecikmeler dikkate alınmaz. 6 Müessesemiz 2886 sayılı ihale kanununa labi değildir. Basın: 29441 2 KALEMDE 30.000 Kg. KROM NİKEL SAC SATIN ALINACAKTIR Şartnamesi bedelsiz olarak aşağıdaki adreslerden alınabilir. 1lskenderun"da müessesemiz ticaret müdürlüğü, 2Ankara'da Ziya Gökalp Cad. No: 80 Kurtuluş/ANKARA adresindeki genel müdürlüğümüz. İsteklilerin, şartnamemiz esaslarına göre hazırlayacaklan 861036 nolu dosya ile ilgilidir. Meşruhatlı kapalı teklif mektuplarını, geçici teminatları ile birlikte en geç 4.11.1986 Salı günü saat 14.30'a kadar Türkiye Demir Çelik Işletmeleri Kurumu Genel Müdürlüğü Iskenderun Demir ve Çelik Fabrikaları Müessesesi Müdürlüğü İSKENDERUN Haberleşme ve Arşiv Müdürlüğü'nde bulundurmalan ilan olunur. Basın: 29539 İLAN İST V 1. SULH HUKUK HAKİMLİĞİ'NDEN 986/85 Vasi tçel, Merkez, Mesudiye kazası nüfusuna kayıtlı Nilgün'den doğma, 1986 Klu Mustafa Oğuzbaş'a Yücel Kormaz'ın evlat edinme işlemleri sonuçlandırılıncaya kadar vasi tayin edilmesine 15.10.1986 tarihinde mahkememizce karar verilmiştir. Ilan olunur. 15.10.1986 Basın: 11462
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle