10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/10 HABERLERİN DEVAMI 17 EKÎM 1986 Muhalefetten tepki Özal, Meclîsten güvenoyu îstesin SHP Genel Başkan Yardımcısı Aydın Güven Gürkan, hükümetin uyguladığı politikanın seçmen tarafından yüzde 70'e varan oy yüzdesiyle reddedildiğini belirterek "özal yeni hükümet programı hazırlayıp güvenoyu almalı" dedi. DSP de yayımladığı bildiride özal, yeni hükümet kurmalıydı dedl ANKARA, (Cumhuriyet Biirosu) Başbakan Turgul Özal başkanlığındaki hükümette yer ılan Bakanlar Kurulu üyelerinin ünceki gün görevlerinden istifa îtmelerine SHP ve DSP tepki ?östererek, hükümetin, Meclissn yeniden güvenoyu alması gerektiğini belirttiler. SHP Genel Başkan Yardımcısı Aydın Güven Gürkan, hükümetin uyguladığı politikanın 28 Eylül ara seçimlerinde yüzde 70'iere varan bir oy yüzdesi ile reddedildiğini, oylarının yüzde 32'lere düştüğünü belirterek, "Bo hükümet yeni bir program hazıriatnalı ve Meclisten yeniden güvenoyu almalıdır" dedi. DSP MKYK tarafından dün yayımlanan açıklamada, istifalann ANAP'ın iç sorunlarını çözmeye yönelik bir uygulama gibi göründüğü belirtilerek, "Eger Sayın Başbakan tüm bakanlannı istifaya zorlayacak yerde, kendisi istifa edip yeni bir hükümet kurma yoluna gitseydi, yeni bir hükümet programı hazırlamak ve Medisin güvenoyuna sunmak zonında kaJacağı için, büynk bir yeniigiye neden olan tutumunu değiştirmek istediğini gösterme fırsatını elde etmiş olurdu. Aynı zamanda, ulusal iradeye ve parlamentoya saygılı davranmış olurdu" denildi. Açıklamada, Başbakanın böyle bir niyeti olmadığı ve bakanlann tümünün değişmesi durumunda bile işierin "Eski hamam, eski tas" tarzında yürüyeceğine dikkat çekilerek, şu görüşlere yer verildi: "Anavatan Partisi ara seçimlerde ağır bir yenilgiye uğramıştır. Gerek partisinde gerek Bakanlar Kurulu'nda her istediğini kıra döke yaptıran bir diktatör gibi davrandığına göre, yenilginin tek sorumlusu Başbakandır. Fakat belli ki, Sayın Turgut Özal yenilgiden kendisi dışındaki Bakanlar Kurulu üyeleriyle parti üst yönetimini sorumlu gibi gösterip, kendini aklamaya çalışmaktadır. Gerek bakanlan gerek partisinin üst düzey yoneticilerini o nedenle istifaya zorladığı anlaşılmaktadır. Bakanlar Kurulu da ve partisinin Ust düzey yönetiminde yapacağı değisikliklerle, hem karnuoyunu bir süre oyalayıp, avutabilecegini hem de parti içinde yeni dengeler oluşturarak, otoritesini sürdürebileceğini umuyor olsa gerektir. Toplum ve devlet açısından bu değişikliklerin hiçbir önemi ve değeri yoktur. Önemli olan, Sayın Başbakanın genel tutumunun, o arada özellikle de devlet ve demokrasi anlayısının değişip değismeyecegidir. O konularda ise herhangi bir değişiklik belirtisi henüz görülmemiştir". DSP MKYK'nın açıklamasında Bakanlar Kurulu'ndaki değişikliklerin göz boyamak amacıyla yapılan bir oyundan ibaret olduğu da kaydedilerek, "Sayın Cumhurbaşkammn yetkilerini kullanarak, bu oyunu bozup bozmayacagı ise henüz belli değildir" görüşüne yer verildi. MUŞERREF HEKİMOĞLU ANKARA.>.A]NKA Ölümün Uyansı... Çîvi Yerinden Oynayınca... (Bttftanfı I. sayfada) kümete döner; bakanlann keflesi istenmeye başlar. Yeni yeni saflaşma ve klikleşmelerle birlikte parti içi mücadele keskinleşir. Bu gibi dönemlerde gazetecilerin işi ağırlaşır belkj, ama aynı zamanda daha renkJİ hale gelir; zira, birbirini yemeğe hazır taraflardan basına kulis ve haber akışı, olağanın üstünde yoğunlaşır. Basında işlerin kızjşmasına karşılık, devlet bürokrasisinde durum tam tersi olur; çarklann dönüşü olağanın dışında yavaşlamaya yüz tutar. Bürokratlar işleri rutine bağlayıp, kulaklarını politika kulisine dayariar. Bakanlann masaiannın üstünde dosyaiar kabarırken, yükselişe geçen muhalefet partisinin seçim şansı bakanlık odalannda, kahveçay eşüğinde hararetie tarüşılır. Manevra alanı genişleyen bürokrasiden gerek muhalefeie, gerekse basına kapılar açılır. Bilgi akışı normal dönemlere göre hızlanır. Mümkün oklugunca sorumluluk aJmaktan kaçınmayı yeğleyen devlet bOrokrasisine iş yaptırmak çetrefilleşir; çünkü açıkça görülür ki, iktidarın altındaki zemin artık kaymaktadır. Bu ortamdan iktidar partisinin iç ve dış destekleri de zamanla etkilenmeye başlar; bir "bekle gör" havası her geçen gün belirginleşir; "Ne olacak?" sorusunun çengelini zihinlere astığı dikkatlerden kaçmaz. İktidar partisinin lideri ve herhalde Başbakan, bu durumu açıkça görur ama, hiç kuşkusuz belli etmeye yanaşmaz. Bir erken seçim lafını kesinlikle telaffuz etmez, bir sonraki genel seçimlerden partisinin gene zaferle çıkacağını sürekli olarak yuksek sesle yineler; böylece hem pariamento grubunu, hem de parti örgütünü topariamaya çalışır Bu arada parti yönetimi ile Bakanlar Kurulu'nda değişikliğe yönelebilir. Bu yolla bir yandan bazı "suçlular"ı sergilemiş olur, öte yandan da partide yeni dengelere göre vaziyet almış sayılır. "lyiler"\e "kötuler", "yeterUler"\e "yetersizler" yer değistirmiş olurtar. Bu operasyonun adına da genellikle "hizmet yanşında nöbet değişimi" denilir. Yeni yapılanmada saf dışı kalanlar ise pek öyle rahat durmazlar, cadı kazanlannı kaynatmaya koyuluıiar. "Lider ve çevresi" edebiyatına bu gibi dönemlerde son derece renkli katkılar yapılır. Liderin sinirleri keman yayı gibi gergindir; kimi zaman da bir ikisinin koptuğu görülür. Kısacası, siyasal açıdan iniş grafiği çizmeye başlayan bir iktidar partisinin ve onun liderinin işi gerçekten çokzordur; çünkü çivi yerinden oynamıştır bir kere... Bakaiım Sayın özal, en çok iki yıl içinde zor olanı başarıp ANAP'ı yeniden yükselişe geçirebilecek mi?.. Şimdilik kolay gözükmüyor. Yeni hükümet bugün dim. Ana hatları ile bunlar. Gayet tabii ki, Cumhurbaşkanının takdirine sunulacak, gitmeden evvel de kendisine ne yapmak istediğimizi anlatacağız. Yeni ihdas edilen devlet bakanlıklannın tümünü kullanacak mısınız? ÖZAL Olmayabilir, hayır. Devlet bakanlıklannın sayısını artıran kanun teklifini Sayın Cumhurbaşkanı kabul edecek mi? ÖZAL Evet. Geçici 4. maddenin sözü gcçti mi? ÖZAL Hayır. Mehmet KeçecUer bakan oiuyor mu? ÖZAL Böyle spesifik sonılara cevap vermem. Bu sözlerinizden bir kanıra vmrdığınız anlaşdıyor. Açıklayın da bitsin. ÖZAL Bu gece düşüneceğim. Yann sabah da düşünecegiın. Bu kadar saat ayakta mı bekleyeceğiz? ÖZAL Biraz ayaku durursunuz, heyecan içinde durursunuz, bekleyin bakaiım. EfeMtlm yaluz biz değil, ndBetvekUleri de bekliyor." özal bu sonıya, "Öyle mi?" diyerek "gölmekle" yetindi. Başbakan Özal'ın, Cumhurbaşkanı Evren'le görüşmesinde hükümette geniş çapta bir değişiklik düşünmediğini söylediği öğrenildi. Çankaya Köşkü'ne yakın cevrelerden edinilen bilgiye gör;, Özal, Cumhurbaşkanı Evren'e kabineye 34 yeni kişi alacağını, birkaç bakan arasında yer değiştirmeler yapacağını büdirdi. ANAP MKYK bugün saat 09.00'da toplanacak. Anavatan Partisi Genel Merkezi'nde yapılan açıklamaya göre Başbakan özal, MKYK toplantısmdan sonra hükümet içinde yapılacak değişiklikleri Cumhurbaşkanı Kenan Evren ile görüşmek üzere Çankaya Köşkü'ne çıkacak. özal'ın MKYK toplantısmda düşündüğü değişiklikleri anlatacağı ve bu değişikliklerin oya sunulacağı öğrenildi. Başbakan Özal'ın Bakanlar Kurulu'nda ve parti yönetiminde yapacağı değişiklikler, dün Cumhurbaşkanı Kenan Evren ile görüşmesinden sonra da açıklık kazanmadı. Başbakan özal, Cumhurbaşkanı Evren'e yapacağı değisikliklerle ilgili genel bir bilgi vermeyi yeğledi. özal'ın, yakın çevresine düşündüğü değişikliklere ilişkin hiçbir bilgi sızdırmadığı öğrenildi. Bu nedenle gerek Bakanlar Kurulu, gerek Başkanlık Divanı'nda bugün yapılması beklenen değişikliklere ilişkin ANAP'lüann dün sürdürdüğü kulisler, spekülasyondan öteye gitmedi. Başbakan Özal'a önceki gün istifalannı veren ANAP Başkanlık Divanı üyeleri dün genel merkeze gelerek günlük çalışmalarını sürdürdüler. ANAP Genel Sekreteri Mustafa Taşar'ın iki yardımcısı Rüştü Yücelen ile Alpaslan Pehlivanlı da genel merkezde cahşmalarını sürdürdüler. Taşar'ın yardımcılan, Taşar'ın genel sekreterlik görevinden ahnması halinde Başkanlık Divanı'ndan istifa edeceklerini bildirdiler. Genişletilmiş Başkanlık Divanı'nın önceki günkü toplantısına katılmayan Genel Başkan Yardımcısı Şadi Pehlivanoglu da dün Ankara'ya geldi. Pehlivanoglu, ANAP Genel Merkezi'nde kısa bir süre kaldıktan sonra özel çalışma bürosuna geçti. Pehlivanoglu, Başbakan'ın isteği üzerine herkesle birlikte istifa dilekçesini verdiğini belirtti ve "Başbakan ne derse o olur. Sayın Başbakanı rahatlatmak için istifa ettik" dedi. ANAP'ın Genel Saymanı Doğancan Akyürek de, dün genel merkezde çalışmalannı sürdürdü. Başbakan Özal'ın değişiklik yoluna gideceği ANAP Başkanlık Divanı şu üyelerden oluşuyor: "Genel Başkan Yardımcıları: Mehmet Keçeciler, Şadi Pehlivanoglu, Mesut Yılmaz, Ali Tannyar, Bülent Akarcalı. Genei Sekreter :MustafaTaşar. Genel Sayman: Doğancan Akyürek. Eyüp Aşık, flker Tuncay (Keçeciler'in yardımcıları). Sabahattin Aras, İsmet Oktay (Pehüvanoğlu'nun yardımaları) tlhan Aküzüm ve Süha Tanık (Mesut Yılmaz'ın yardımcıları) Rüştn Yücelen ve Alpaslan Pehlivanlı (Mustafa Taşar'ın yardımcılan). Başbakan Turgut özal, çalışmalannı sürdürdüğü Başbakanlık konutunda, Izmir Belediye Başkanı Burfaan Özfatura'yı kabul ederek, bir saat süre ile görüştü. özal daha sonra saat 15.45'te konuttan aynlarak Meclise geldi. Konuttan ayrılırken kendisini konutun çıkışmda bekleyen gazetecilere, "Neden bektiyorsunuz?" şeklinde işaret eden Özal, aynı gazetecileri Meclis merdivenlerinde yine karşısında görünce, "Bakıyorum, bana yetiştiniz" diye espri yaptı. Özal, gazetecilerin Burhan Özfatura ile görüşmesini anımsatmaları üzerine, "Ziyarete gelmiş" dedi. Başbakan özal, 'Izmir ANAP örgütündekl luuv şıklıklan mı görüştünüz?" şeklindeki bir soruyu "Hayır, hayır" diye yanıtlarken, hükümet o'luşturma çalışmalannı tamamlanıp tamamlanmadığına ilişkin bir başka soruyu ise, "Hayır, çalışmalar devam ediyor. Bu (dün) aksam da sürecek" diye yanıtladı. Başbakan Turgut Özal, Cumhurbaşkanı Kenan Evren ile görüşmesinde, hükümette yapacağı değişikliklere ilişkin alternatifli isimler bildirdiğini belirterek "Sayın Cumhurbaşkammn bu isimlere itirazı da yoktur" dedi. özal, TBMM'de gazetecilerle uzun bir sohbet toplantısı yaptj. Ancak gazetecilerin ısrarlı sorularına karşın, hükümette yapacağı değişikliklere ilişkin isim vermekten kaçındı. Başbakan Özal, sadece kabinede pek fazla değişiklik olmayacağını açıklamakla yetindi. Özal, yurtdışındaki bakanlann daha önceden yazılı ve sözlü istifalannın alındığını belirterek bu yolu uygun bulduğunu söyledi. Özal, Cindoruk'un "Güven oylamasından kaçmak için bu yolu izlediler" biçimindeki eleştirilerine, "Neyse boş verin şimdi onlan" diyerek yanıt vermedi. Hükümetteki değişikliğin bugün açıklanacağıru belirten Başbakan Özal, "Aslında pek fazla değişiklik olmayacagını siz de göreceksiniz. Yer değiştirme olabilir" dedi. Özal, gazetelerde geçen isimlerin hatırlatılması üzerine de gülere, "Siz yazıyorsunuz bunlan" dedi. Gaziantep Milletvekli Hasan Celal Güzelin bakan olacağını kendisinin açıkladığım tekrarlayan Özal, Güzel'in TBMM'ye gelişlerinde Bakanlar Kurulu üyelerinin girdiği kapıdan girmesinin hatırlatılması üzerine de gülerek "Alışkanlık, onu zaten ben söyledim, bakan yapacağı m dedim" yanıtını verdi. Özal, bir soru üzerine de yeni devlet bakanlıklanndan birinin boş bekleyebileceğini kaydetti. Yeniden ara seçime gitmenin doğru olmayacağını tekrarlayan Özal, anayasada 2.5 yıl geçmeden ara seçime gidilmeyeceği hükmü bulunduğunu hatırlattı ve "Seçimden korktuğumuz yok, ama memleketi üst üste seçime götürmenin yaran yoktur, bir yıl daha sabretsinler" dedi. ÖZAL BALE tZLEDİ Başbakan Turgut Özal, dün akşam Ankara Devlet Opera ve Balesi'nin 198687 sezonuna başlaması nedeniyle düzenlenen özel gösteri programını izledi. Özal, hükümet oluşturma çalışmalannı yürüttüğü Başbakanlık Konutu'ndan beraberinde eşi Semra Özal olduğu halde Devlet Opera ve Balesi'ne geldi. Özal, TBMM Başkanı Necmettin Karaduman ve bazı bakanlar, arada operanın genel müdürlük makamma geçtiler. Ancak burada hükümet değişikliğine ilişkin görüşmenin olmadığj öğrenildi. Sanayi ve Ticaret Bakanı Aral, kabinede olası değişikliklere ilişkin soru üzerine "Valla siz beni silmişsiniz. Bunun için ben bir şey söyleyemem" diye espri yaptı. Başbakan Turgut Özal, Ankara Devlet Opera ve Balesi'ndeki özel gösteriyi izledikten sonra gece 23.00'e doğru Başbakanlık konutuna gelen eski Çalışma Bakanlığı Müsteşar yardımcılanndan ve ANAP Tokat Milletvekili Talat Sargın ile görüştü, Sargın, görüşmeden sonra Cumhuriyet muhabirinin sorulanm yanıtlamadı. ipoel vize ıkk, getiyor ANKARA, (Camhuriyet Bürosu) Başbakan Turgut Özal, ANAP MKYK'nin bugün saat 09.00*da yapacağı toplantıdan sonra hükümet içinde yapılacak değişiklikleri Cumhurbaşkanı Kenan Evren ile görüşmek üzere Çaukaya Köşkü'ne çıkacak, özal, Başkanlık Divanı'ndaki değişikliğin de bugün belli olacağını söyledi. Başbakan Özal, "Büyük, geniş bir kabine degişikiigi olmadıgını ifade edeyim. Yine Başkanlık Drvanı'ada da fazla olmayan bir değişiklik yapabilecegimizi ifade ediyorum" dedi. Cumhurbaşkanı Kenan Evren'tn kabinedeki değişiklik konusunda herhangi bir telkini olmadıgını söyleyen Başbakan Turgut özal, değişikliğin "bir hükümet istifasından çok, mahdut ölcekli bir kabine degişikiigi" olduğunu da vurgulayarak, bakanlann kendisine verdikleri istifaiann "birçoklannın kabnl edilmeyeceğini ancak bazı yer degiştinneierinin olabilecegini" söyledi. Başbakan özal soru üzerine, yeni kurulan devlet bakanuklannın tümünü kullanmayabileceğini açıkladı. Cumhurbaşkanı Kenan Evren ile 2 saati aşan haftalık olağan görüşmesini yapan Başbakan Tlırgut özal, Köşk'ten çıkarken gazetecilerin sorulanm yanıtladı. Foto muhabirlerine "Gülerek poz vereyim de öyle çıksın" diyerek, sözlerine başlayan Başbakan Turgut Özal, gazeteciler sormadan "kabine değişikliği" konusunda bilgi verdi. özal, "Değişiklik muhtemeldir. Değişikliğin ymnn(bugün) tamamlanması ihtimati yüksek derecede kuvvetHdir. Değişiklik ne şekilde olacak onun hakkında bir şey soylemek şu anda istemiyorum" dedikten sonra, Cumhurbaşkanı Kenan Evren'e değişikliği yaptıktan sonra durumu arzedeceğini, daha sonra da açıklama yapacağını söyledi. Cumhurbaşkanı Evren'e düşündüğü değişiklikler konusunda bilgi verdiğini ifade eden Başbakan Turgut Özal, "Ama değişikliğin büyük olmayacağını söylejTbUirim. Yani büyük geniş bir kabine değişikliği olmadıgını da ifade ederim. MKYK toplantısını da yann yapma ibtimalimiz var. Orada da yine Başkanlık Divam'nda fazla olmayan bir değişiklik yapabUeceğimizi ifade ediyorum" dedi. Başbakan Turgut özal, kendisine yöneltilen soruları şöyle yanıtladı: " Kabine degişikligini neden yanna bırakonız? ÖZAL Kanun gelecek daha, izah edilecek, bu kadar çabuk olmaz.. Bir de ben bazı düşünceler yapıybrum. Milletvekili olmayan kabine adaylannıza Sayın Cumhurbaşkamnca bir engelleme yapıldı mı? ÖZAL Herhangi bir şey olmadı. Yani şunu yapın, bunu yapın şeklinde bir telkini bana olmamıştır. Size hemen şunu ifade ederim. Bazı gazetelerde bu sabah gördüm, ikinci özal hükümeti, üçüncü Özal hükümeti. Böyle bir şey bahis konusu değil. Zaten kabinede değişikliği gördüğünüz zaman da inşallah. Arkadaşlanm bana istifalannı hükümetin istifası şeklinde düşünmemek lazım bana kolaylık yapmak üzere vermişlerdir. Belki bazı istifalar, birçoklan kabul edilmeyecek. Birkaç tanesi kabul edilebilecektir. Yer değiştirme olabilir. Onu söyledim. Mahdut ölçekli bir kabine değişikliğidir. Içerde yapılmış bir değişikliktir. Bunun yanında bir hükümet değişikliği değildir. Değişiklik konusunda bir yüzde verebilir misiniz? ÖZAL O konuda bir şey söyleyemem. Yurtdışında olan bazı bakanlar var. Onlar nasıl istifa ettiler? ÖZAL Onlar bana söylemişlerdir. Telefon eden de oldu. Bir liste sundunuz mu? ÖZAL Hayır, düşündüğüm şeyleri özel olarak kendisine ifade ettim, bu konuda bazı şeyler düşünüyorum. Bazı altenıatiflerim var dedim Onlan kendisine anlattım. Değişiklikler konusunda Cumhurbaşkanma ne söylediniz? ÖZAL Ben değişiklikleri şöyle düşünüyorum, 'Bazı ilaveler, çıkarmalar yapabilirim'. de CflNEYT ARCAYÛREK yazıyor sonra bakanlann hemen hepsi, hükümette toplu bir düzenlemeye olanak sağlamak için özal'a istifayı önermişlerdi. Ne çare, o günlerde hükümette bir değişikliği tümüyle geri çeviren özal, günler sonra daha boyutlu bir düzenlemenin şampiyonu olmuş, kuşku yok, çevresinde kümelenen bakanlann büyük ölçüde şaşırmasına yol açmıştı. Partide söz sahibi olanlarla hükümette kalacağı anlaşılan bakanlann irdelemeleri arasmda şimdilik "özal'a son bir şans" veriidiği gibi önemli bir yargı görülmüyordu. Ama bu yönlü saptama noksanbğı yetkili kişilerin böyle bir yargıdan uzak olduklan anlamını da taşımıyordu. Esyanın doğasına uygun bir gelişme beklemek de olanaklı. Bir kabine değişikliğinde bir başbakan ne denli akılcı davrantrsa davransın, bu yaptınmların geniş siyasal kadronun tümünde olumlu karşılanması beklenemez. Partide ve hükümette yapılan düzenlemelerden sonra, bir süre suskunluk dönemi yaşayabiliriz, ama daha sonra hatah kimi olaylar ortaya çıkmaya başlayınca tepkileringenişlemesi kaçınılmaz olabilir. özal, bir gün gelebilir, dün gözlediklerimizi aşan siyasal kabarmaların iç bünyesinde ses verdiğini görebilir. Yaptığımız önca konuşmadan sonra vardtğımız bir başka kanı ise şw ANAP'lılarda geleceğe dönük bir "telaş" olanca hızıyla büyüyor. Bu nedenle "tek seçici" şimdilik partinin "tek umudu " olmayı sürdürüyor. İşlerin "belki düzeleceğini" umut edenler için hüsran kapısının aralanmayacağı beklentisi hepsine sinmiş durumda. özal, dün basının önüne çıkarken foto muhabirlerine "Biraz güleyim bari" diyebildi. O da içindeki sıkıntının yüzüne vurduğunun farkında elbette. Ne çare yapay gülümsemeler, olayların altında yatan olumsuz gerçekleri saklamıyordu. Dün Cumhurbaşkammn, devlet bakanlan sayısmı arttıran yasayı onaylamasınt bekleyeceğinî dokunduruyor, kafasında biçimlendirdiğinde kuşku olmayan düzenlemeleri bugüne bırakmasının nedenini "biraz daha düşünmek " payma bağlıyordu. Bugün iki zorlu aşamadan geçecek. Sabah yeni kabine listesini cebine koyup dün adlannı Cumhurbaşkanma verdiği bakanlan onaylatmak için Çankaya'ya tırmanacak. Sonra, MKYK'ye gelip, ANAP'taki "fazla olmayan düzenlemeleri" parti üst düzeyine açıklayacak. Daha sonra, yalnızca parti içinden değil, dışmdan gelen tepki leri bekleyecek. Zor bir yolun başmda. Kendi deyişiyle "ince uzun bir yolda." Evet, ama tepe noktadan artık aşağı doğru inişe geçen bir arabanın içinde... lstanbul tl Trafik Müdürlüğünden almış olduğum 288226 Nolu ağır vasıta ehliyetimi kaybettim. Hükümsüzdür. HASAN İBA (Baştarafı 1. Sayfada) konusu yıllann sancısı değiidi de hükümetin katsayı saptamasmSpor Servtai Avmpa Şampiyon Jüpler Kupası ikinci turunda Bedaki olumlu yanlan anlatmak ;taş'la eşleşen Kıbns Rum kesüni gerekiyordu. umı Apoel, Bakanlar Kurulu'nun özal'ın, Köşk kapısı önünde itjt kvmmu karşm, tstanbula gitaçıklamalarına bakılırsa, hüküyi kabul etti ve ikinci maçın 5 kamet değişikliği "büyük olmayaıda Lefkoşa'da oynanmasını kacak"tL ANAP Başkanlık Divalaşürdı. Apoel, Atina'daki Türk nı'nda da "fazla olmayan nsolosluğundan 35 kişilik vize düzenlemeler" yapılacaktı. lı. Oysa, önceki gece başlayan JEFA'nın Apod'e verdiği süre buhükümet sorunu giderek büyüı dolarken, Rum Bakanlar Kurudünkü toplantısmda Beşiktaş müş, hemen bütün bakanlar "geoel maçınj görüştü. Daha sonra leceklerinin ne olduğunu bilememaç için Apoel'in tstanbul'a gitmenin telaşı, kaygısı içinde'" komesi yönünde bir tavsiye karan aJnuyu "bir bilen" olup olmadığıHükümet sözcüsünün açıklamanı araştınr hale gelmişlerdu Kala "Tüm getvekler tamkhktan, fu bineye gireceklerle çıkacaklar büd kopdlar ve ekkld bügfler gözbelki 45 kişi üzerinde yoğunlaı |tçiridikten sonn, Apodin Betafia yapacagı ilk naç için fatan şacaktı, belki de kabine içi kaydırmalarla "kimi eski isimler" '• gttmemedninttrçfyeedilmcsi an abnmıştır" denildi. yerlerinî koruyacaktı. Fakat, ^poel yöneticileri Bakanlar Kuruözal olayı ne denli küçültmeye lun bu tavsiye karanndan sonra çahşırsa çalışsın, yapacağı yeni LSİ parti yöneticileri de bir dizi tedüzenlemeler hem partisini hem ita bulundu, mecliste temsil edide hükümet eliyle devlet yönetiDemokratik Birlik Partisi, Defcratik Parti Edek Partisi ve Fut mini derinden ilgilendirecekti. ANAP yetkililerinde önceki Federasyonu yöneticileri ile yageceden başlayıp düne dek uzan göruşmelerden sonra Istanbul'a lmesi karanna vanldı. nan bir zaman biriminde özellikL.poel Başkanı Michail Zivararis le önemli bir vurgulamanm yazömdzden geri dönmeyecegiz. pıldığını gözledik. Parti yönetiada befli oldagn gibi Besiktaş'lı minde söz sahibi olan herkes, naçı Kıbruta, digeriııi de Tttrk"Özal'ın önüne koydukları büle oyBapuagız" dedi. Apoel yük şansın iyi değeriendirilmesi" iktaf Kulübüne göndefdiği telga ise, tstanbul'a 20 ekimde gele gerektiğinden söz ediyorlardı. Bu şans neydi, onu da anlatıyorlarini büdirdi. dv ıpoel'in karannı bugün yazılı olaözal, seçim yitirmesini dilediği UEFA'ya bildinnesi gerekiyor. kadar bir zafer gibi göstermeye çalışsın, parti yöneticileri alınan sonucun ilk genel seçim için bir gösterge olduğunu kabul ediyor. ıştorafı 1. Sayfada) Eğer yeni düzenlemeler sağlıklı u tutarların toplarruna 130 biçimde yapılmazsa, ANAP'ın yarlık dış borçlanmanın da 1988'de "çok zor" duruma düşe:nmesi halinde gelecek yıl ceğinin bilincinde olduklarım vurguluyorlardı. ^urulması gereken iç borçlanmiktan 2 trilyon 900 milyarı Başbakan'ın hem parti yönetimini güçlendirmesi hem de hükümet bünyesinde yapacağt düDelik bütçe87'nin bir yükü 'ine kamu gelirierinin arttınl zenlemelerle seçime kadar olumii amacıyla hazırlıklanna baş lu puanlar toplaması gerektiğini ın "mini vergi paketi" ile or öne sürenler, özal'ın bu dengeyi ı çıkacak. "Bazı vergilere iliş sağlayamaması durumunda gedüzenleme çalışmalanna leceğe aydınlık varsayımlarla balandığım" doğrulayan Mali kamayacaklarını da ekliyorlardı. Hatta, açıkça söylenmese bile Bakanbğı'nın üst düzey bir "Bir başbakana cumhuriyet takilisi, sözlerini şöyle rihinde görülmemiş ölçüde açıiürdü: Henüz çalışmalara tam bir lan son siyasal kredinin" zamam verilmedi. Şimdiden neler nı geldiğinde tıkanabileceğini doılacağını soylemek mümkün kunduruyorlardı. Doğruydu bu ildir. Ancak bu çalışmalar ge gözlemler, irdelemeler». O kadar bizi yıl olduğu gibi çok geniş ki, eğer söylenenler bakanlara samlı bir vergi paketi niteli yanıltmıyorsa özal'ın isteği iletildiğinde istifa ie değildir." laliye tarafından yürütülen mektubu bile yazmamışlar, "di>maiarda, hayat standardının lediği gibi davranmasmı" söyleseltilmesi ile bazı stopajların yerek "kalben ve şeklen" bağlıınlması gibi konuların uze lıklarım kamtlamışlardı. Daha öteye gidersek, seçimden hemen le durulduğu öğrenildi. Özer Türk'ü 196O'lı yıllarda tanıdım. Burhaniye kaymakamıydı o zaman. Kazdağı'nın doruğuna çıktık bir sabah, 27 Mayısçılaıia birlikte, mutlu, umutlu soyleşiler yaptık, dumanlı tepeler kahkahalarımızla çınladı. özer Türk'ün coşkusu, doğaya, insanlara bakışı çok etkiledi beni. Çok yönlü bir kişiydi. Gorevini severek yapıyordu. Geleceğe umutla bakıyordu. Güzel şeyler yapmak istiyordu. İyi bir nişancı, usta bir avcıydı. Almanlarla domuz şöleni düzenlemeye hazırlanıyor, o şöleni anlatırken gözleri parlıyordu, ayrıca hayal gücünü vurguluyordu. O hayali gerçeklestirmek için vargücüyle çalısıyordu, yorulmak bilmiyordu. Başka bir gün Artur'a götürdü beni. Martı Koyu'nda, Güvercin Koyu'nda gezdik saatlerce, Artur kocaman bir şantiye gorüntüsünde, çıplak evler, toprak yollar, ama özer Türk konuşurken evler beyaza boyanıyor, bahçelerde ağaçlar yeşeriyor birden, çiçekler açıyor, çağdaş bir site oluşuyor gözümde. Bir tepeye çıkıyoruz, Özer Türk, orada kurulacak diskoteği anlatıyor. Dinlerken ayağım yerden kesildi. Ege'nin mavHikJerine uzanan bir kayadan dalgalann şarkısıyia dans ettiğimi hissettim. Akşam saatlerinde kadehimde güneş, geceieri yıldızlarta sarmaş doiaş... Şimdi Artur'a her gidişimde genç kaymakamın sozleri çınlar kulağımda, o sözlerin gerçeğini yaşar, Martı Koyu'ndan Bodrum kıyılarma selam yollarım, Artur bahçeleri yemyeşif artık, tepedeki diskotek de yalnız Artur'un (şimdi Arkent) değil, Edremit Körfezi'nin en sevilen köşesi... Özer Türk Burhaniye'den aynkjı, Artur'dan AkTur'a yöneldi sonra, AkTur'dan başka turtara... Ben AkTur'u gormedim, çünkü yıllardır Bodrum'a gitmedim. Nedeni duygusal, vaktiyle Halikarnas Balıkçısı'yla gezdim Bodrum kryilarını. O gezinin anılannı bozmaktan kDfkuyorum. Doğal guzelliklerini yitirmiş, taş ytğınına dönmüş bir Bodrum görmek istemiyorum. Sevdiğim dostlann çağrısına katılmayı da erteliyorum bu yüzden. Ama yakında gideceğim, özer Türk'ün yapıcı ellerini selamlayacağım Bodrum kıyılarında. Sonra da düşüneceğim: Dünyamızdan, ülkemizden kimler geldi, kimler geçti, nasıl yaşadılar, nasıl öldüler, neier bıraktılar geride... Kalıcı birşeyler bırakabilen kaç kişi var? Kimileri kan, gözyaşı, yitik umutlar bırakıyor, kimileri kuşaklar boyu sürecek dış borçlar, darboğazlar, çıkmazlar, kimileri de çiçekli bahçeler, beyaz siteler, Sedef Adalar... O beyaz sitelerin bacalarında özer Türk'ün bir yönetici olarak çarpan kalbi, coşkusu, sönmeyen ateşi tütmeyecek mi dersiniz? O ateş coşkusunu yitiren yöneticilerimize de bir ışık olur, küllerini eseler belki. • •• Aktur*dan İstanbul'a Kadıköy vapuruna geliyorum. Üst güvertede oturan bir delikanlı canlanıyor gözümde. Marmara'nın maviliklerine dalarak düşünen, belki de dizelerini biçemleyen genç bir ozan. Kâmran Yüce. İlk şiir kitaplannı, sahnede ilk oyunlannı anımsıyorum, değişen rollerini, değişmeyen kişiliğini, dünyaya, insanlara seygiyle bakışını... Masayı yumruklamak geliyor içimden, hep böyle anılardan mı söz edeceğiz, yitik dostların üzüntüsünü mü dile getireceğiz? Şaka değil, çevremiz boşalıyor giderek, yalnızlığımız arth yor... Kalan dostlaıia daha çok buluşmalı artık, daha çok sevmeli, daha uzun söyleşmeli, vakit gittikçe daralıyor... Oerken Dinçer Sümer'in yönettiği oyunu gördüm dün gece Küçük Sahne'de. önce Kâmran Yüce için saygı duruşunda paylaştık acımızı, sonra Sovyet yazar Galin'in "GidişDonüş" adlı yaprtı başladı. Sahnede ne güzel yaşlanıyor sanatçılar... Yaşam boyu güvercinlerle konuşan bir dam aktarıcısının öykusO GidisDönüş. O öyküde başka öyküler zincirleniyor, yaşlanan, yalnızlıktan korkan kişilerin yaşamı sergileniyor. O yalnız kisiler, üç kadın bir erkek, ilginç bir buluşmayla yalnızlık duygusunu asarak üzüntülerini paylaşıyorlar. Dostça buluşmayı kutluyorlar Oyunu yöneten Dinçer Sümer'in deyişiyle "Nikolai Mihayloviç. Son güverciniyle veda ederken üzgün ve targın, ama biraz sonra üç tatlı güvercin gelip yasama sevincine boğuyorlar onu, yaşlı adam, yine mutlu ve güçlü oiuyor." Demek güvercinlerle değil, insanlarla mutlu olunuyor... Perde kapanırken gözüm yaşardı. Yok oyundan ötürü değil, oyunculann yaşamından ötürü. Kuliste yitik dostlar, ölüm, gözyaşı, ama oyun sürüyor. Yaşam da sürecek elbet. ölümü, yasama sevincini güçlendiren, bilinçlendiren bir olay diye düşünmeli belki de... Bir uyan diye. Uyanyı da iyi değerlendirmeli, şöyle bir silkelenmeli, hiç ölmeyecekmiş gibi kolları şıvamalı. Dünyaya insanlara daha çok sevgiyle bakmalı, güzel birşeyler yapmak için daha yürekli bir çaba göstermefi... ÇALI$ANLARIN SORULARI/SORUNLARI YILMAZ ŞİPAL Enıekli Sandığı ve kıdeın tazminatı 1949 doğumJuyum. 1967 yıhnda Emekü Sandığı'na bağh olarak çabşmaya başladığım kamu karuluşundan, askertiğim nedeniyle 1969 yıtanda aynldun. Askerlik dönüsü 1971 yılında başladığım bir başka kama kuruluşundaki görevimden 1977 yılında •ynldım. Emekü Sandığı'na bağh olarak geçen topfaun biznet sürem 7 yddır. Aynldıktan kısa bir süre sonra gene aynı yıl olan 1977de bu kez destekleme alımlan Ue flgfli bir başka kamu kuruluşunda, ancak bu kez sosyal sigortalı olarak çalışmaya başladun ve halen de bu çalışmamı sürdürüyonım. 1 Her ild sosyal güvenlik kunünşandald hizmetlerimi bkteştirdiğim anda 25 yıllık sigortalı esasına göre 1992 yılında emekli olabiliyonım. Ancak aradald askertik söresiDİ borçlandığım takdirde iki yıl önce emekli olabilirmiyim? 2 Şu anda çalıştığım kuruiuştan emeklüik vey» başka bir nedenle aynlmak zonında k«irfı£tnı takdirde kıdem tazminatımın hesaplanmasında Emekli Sandığı'na bağh olarak geçen hizmetlerim de bu nesapiamada gözönfine ahnır mı? Son ftıjfıgıııı kanıa kunüuşunda şu anda çalıştığım kurulnşa muvafakaüa geçmiştim. K.TrÇANAKKALE YANFIi 1 Sosyal Sigortalar Yasası uyannca yapılan askerlik borçlanmalannda "Borçlandınlan sürenin karşılığı olan gün sayısı sigorUlının prim ödeme süresine" katılır. Bunun yani sıra sigortaJıüğın başlangıç tarihinden önceki süreler için borçlandınlma halinde, sigortalıüğın başlangıç tarihi, borçlandınlan gün sayısı kadar geriye götürülür. Hizmetlerin birleştirilmesine ilişkin yasa uyannca da sosyal güvenlik kurumlanndan "Herhangi birine ilk defa sigortalı olunan tarih, sigortalılık söresinin başlama tarihidir." Emekü Sandığı'na bağh ilk işinizden önce askerlik görevini yapmış olsaydınız, sigortalılık süreniz 2 yıl geriye götürülecekti. Bu nedenle sigortalılık süreniz 1967 yılından başlayacaktır. 2 Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin 29.4.1980 tarihli karannda "T.C Emekli Sandığı Kannnu'na tabi olarak memuriyet starüsünde geçen hizmet surelerinin istifa suretiyle aynlma haUnde kıdem tazminaü hesabında dikkate alınamayacağına ilişkin bir esas öngörülmemiştir" denilmektedir. Gerek memur, gerekse işçi statüsündeki hizmet sürenizin karşıhğını kıdem tazminatı olarak alabilmeniz için, hizmet sözleşmesini "yaşlılık, emeklilik veya malullük ayhğı, yahut toptan ödeme almak amacıyla" ya da iş yasasında belirtilen I Sağlık sebepleri, II Ahlak ve iyi niyet kurallanna uymayan baller ve benzerieri, rü Zorlayıcı sebeplere dayalı olarak boznuuuz gerekir. SORU: Bnî veı^i 5ADIK GÜRBÜZ tfçşiiafi 18 Ekim Ctesi 1830 KONSERLER/2 İlhan Selçuk Samim Kocagöz DÜŞÜNÜYORUM ÖYLEYSE VURUN 12. bası, 880 lira (KDV içinde) Çağdaş Yavmlan Türkocağı Cad. 39/41 Cağa/oğlu tstanbul Emek Sineması Gişe Tel: 144 84 39 550 lira (KDV içinde) Çağdaş Yavmlan Türkocağı Cad. 39/41 Cağaloğlutstanbul ROMAN VE YAZARLIK ONURU
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle